20 Temmuz 2015 Pazartesi

Maydanoz Time : Gezi - İzmir Sasalı Hayvanat Bahçesi

Herkese merhabalar efenim.Bayram bitti İzmir gezmeleri de bitti şimdi sırada tatili beklemek var.Hava 39 derece yanıyoruz ama biz bu sıcakta dün Sasalı Hayvanat Bahçesine gittik.


Sasalı İzmir'in sayılı Milli Parklarından.Oldukça büyük bi alan.Giriş oldukça uygun.Öğrenci:1 Tam:3 Tl.


Bayram olduğu için oldukça kalabalıktı bu sıcakta kimse erinmemiş çoluk çorba toplayıp hayvanları ziyarete gelmiş.


Ailecek hatıra fotoğrafı yaş 14 'ten başlıyor :D Ama hepimiz 5 yaşında gibiyiz :D


Afrika Savan'ı ve Tropikal Merkez diye 2 ye ayrılıyor.Biz dinlene dinlene 3 saatte gezdik.Koati'den tutun filine kadar gördük.Zavallılarım onlarda sıcaktan bunalmış gölge buldukları yere geçip yayılmışlar.Benim en sevdiklerim ise filler.Hatta daha yeni doğan Begümcan ve İzmir Bebek en favorilerim :D

Tropikal Merkez kapalı bi alanda özel soğutucu ve nemlendiricilerle destekleniyor.



19 Temmuz 2015 Pazar

Maydanoz Time : Kitap - Yaz Kürşat Başar

Herkese güzel bir pazar gününden merhabalar efenim.Bu perşembe nihayet 2.tatilimiz olan Antalya Otel tatiline gidiyorum.Gelince yine sizi tam tamına 8 günlük tatilde ne haltlar yedim postları bekliyor :)

Şu sıra DR'de 9.90 kitap kampanyası olunca yaz kitaplarına doyamadım vallahi her gittiğimizde 3'er 5'er götürüyorum kitapları.Evde olduğum zamanlarda çayımı pisküvitimi yanıma alıp balkonda kitap sefası yapması pek güzel oluyor :)

Aslında geçen yazın çok meşhur olan bi kitabını okumak bu yaza kısmet oldu.Ama o kadar övüldüğü ve Çok Satılanlara girecek kadar okuyucular bu kitapta ne oldu pek anlayamadım açıkçası.İlk defa okuduğum bi yazar daha çok otobiyografi gibi duruyor ama başka bi isimle anlattığı için kendisini pek emin olamadım yine bu konuda.Sanırım daha çok anılardan oluşan bi kitap.Ama çok bi olayda yok kurgusu çok karışık daha doğrusu kurgu denecek bi şey yok.Zamanlama bi oraya gidiyor bi buraya gidiyor.Yalın ve samimi bir dil tamam ama türünün ne olduğunu anlayamadığım bi kitap oldu diyebilirm ayrıca kitap okurken bana hiç bi zevk vermedi.Ne edebi bi zevk aldım ne de içindeki olaydan aldığım bi haz oldu.


18 Temmuz 2015 Cumartesi

Maydanoz Time : Gezi - İzmir Şirince Köyü

Herkese merhabalar efenim! Bayramda akraba ziyaretleriniz bittiyse bence biran önce bayram gezmelerine başlayalım! İzmir'in en tanındık ve 2012 kıyamet kopacağı ve sadece Şirince'nin ayakta kalacağı (!) kehanetiyle ünlenen ve en sonda Gülben Ergen burada evlenip ev alınca buraları gezmek bi farz gibi bi şey oldu bize de.İzmir'de oturuyorken gitmemek,görmemek olmazdı buraları!


Şirince aslında bildiğiniz küçük yeşilliği ile havasıyla bir Rum köyü.Diğer köylerimizden tek bi farkı var o da bu köyü turizme açmış olmaları.Hayvancılık tamam,tarım tamam ama siz Türkiye'nin hangi köyünde turizmden kazanan bi köy gördünüz İspanya'nın meşhur köyleri bile halt etmiş buranın yanında.Rum köyü olmasına rağmen buram buram Ege kokuyor Türk kokuyor burası.


Ailemle güzel bi köy kahvaltısı yaptık gelmişken.İnternetten araştırırken hem yer olarak hem de fiyat ve kalite olarak en uygun yer olarak Can Restorant'ı bulduk.Ama sonradan biraz gezince her yerdeki fiyatın aynı olduğunu gördük.En lüks kahvaltısı 30 normal kahvaltı 20 Tl.Biz 3 kişilik kahvaltı ettik.Ve bize de arta arta yetti bile,malum serpme kahvaltı olunca...


Kahvaltımızı edip güzelce dinlenip kendimize geldikten sonra Şirince çarşısını gezmeye başladık.Buranın geçim kaynaklarından bi tanesi de üzüm tarımcılığı olduğu için burası aslında tam bi şarap yuvası diyebiliriz.Adım başı şarap mahsenleri ve tadım yerlerini görmek mümkün.Ben alkol hiç bi şekilde kullanmadığım için sadece resimlerini çekmekle yetindim.


Çeşit çeşit doğal baharatlar tezgahları öyle güzel kokular yayıyordular ki Dağ Nanesi almadan geçemedik.




Buranın en ünlü şeylerinden biri de buz gibi Karadut Suyu.Ben denedim ama biraz ekşimsi bi tadı var çok mayhoş ben bi yudumdan fazlasını denemek istemedim açıkçası.Benim damak zevkime pek hitap etmedi.




Rum köyü olduğu için elbette caminin yanı sıra 2 tane de tarihi kilise var.Birisi St. John kilisesi ama onunda içerisini turizme açmışlar ve el işi şeylerin tezgahlarını atmışlar içeri.Diğer kilise de Dimitros kilisesi bu gezmeye açık bi kilise ama dışardan içerisi yine kapalı ve toz duman içinde.




Şirince oldukça küçük bi yer aslında biz 10 da geldik saat 13 gibi geri evimize döndük.Kahvaltı keyfi ile birlikte en fazla 3 saatte gezip gelebileceğiniz bi yer.Her yerde doğal sabun tezgahları var.Ben yağlı bi cilde sahip olduğum içi duş losyonu ya da cilt kremleri pek kullanmıyorum onun yerine bu kokulu sabunlardan aldım.Birisi aknelere iyi gelen kükürlü sabun,kokusu biraz kötü ama aknelere iyi geldiği bi gerçek.Bir de Şirince'nin yemeğe doyulmaz (tek başına bile yenir) köy ekmeğinden aldık.Yaşlı teyzeler bu şekilde geçimlerini döndürüyor burada.Bu sıcakata onlarda oturmuşlar bi köşeye ekmeklerini geen turistlere satmaya çalışıyorlar.


Kore Dizisi : A Good Day to Be a Dog

 Herkese merhabalar efenim, Fantastik Kore dizilerine devam ediyoruz.En son bu diziyi izledim ve acayip hoşuma gitti.Kızın bir erkekle öpüşü...