30 Eylül 2017 Cumartesi

Kitap - Ramses: Işığın Oğlu Christian JacQ

Herkese merhabalar efenim ...

Şu sıra okul ve KPSS birlikte yürütmeye çabaladığım için bi çok şeye vakit ayıramıyor gibi hissetsem de kendimi bence yeterince ya da en azından elimde geldiğince vakit ayırmaya çabalıyorum.

Bliyorsunuz ki ben iflah olmaz bir kitap bağımlısıyım o yüzden elimde bir kitap olmadan duramam ve şansıma Balıkesir İl Kütüphanesi yeni binasına taşındığı için 9 Ekime kadar oradan kitap alamıcam ben de elimdeki alternatifleri değerlendirip üniversitenin kütüphanesinden aslında benden çok kardeşimin ilgi alanı olan Mısır Tarihinden Ramses'in hikayesini anlatan bir kitap aldım.Evet tarih kitapları okumayı çok sevmem bu kitabı da eh sevdim diyebiliriz :D Maksat elim kitapsız kalmasın :D

Aslında mitolojiler ve dünya tarihi içinde benimde en sevdiğim ve sırlarla dolu olduğunu bildiğim medeniyet kesinlikle Mısır ve Yunanistan.Hem çok eski köklü medeniyet olmalarından dolayı hem de güçlü kişilerin tarihlerinde bol bol rol oynamaları ki güçlü kişilikleri ne kadar sevdiğimi bilirsiniz ...

Bu aslından bir serinin ilk kitabı bu kitapta daha çok Ramses'in çocukluğu ve tahta çıkmadan önceki gençlik sürecini ele alıyor.Mısır tarihi ile ilgilenenler için bence oldukça sade bir dil ve anlatımla yazmılmış bir kitap o yüzden merak edenler için tavsiye ederim.Son olarak serinin diğer kitaplarını okumayı düşünmüyorum bu bana oldukça yeterli geldi :D


29 Eylül 2017 Cuma

YouTube - VLOG12 : Balıkesir / Değirmen Boğazı

Dram Film - Lady Macbeth

Herkese merhabalar efenim ...

Evet yine bir dönem filmi :) Tamamen tesadüf :)

Kendini yalnız hisseden,kendisine köle gibi davranan bir adamın kadını olmaya çabalayan daha 15-16'larında kadın olmaya zorlanmış aslında bir çocuk...

Bir kadının cinnetini,taşlışmış kalbi ile oldukça soğukkanlı bir şekilde işlediği cinayetleri ve bürünüdüğü psikolojiyi oldukça iyi bir şekilde yansıtan bir edebiyat eserinin beyaz perdeye yansıtılmış hali olan Lady Macbeth filminden bahsedicez bugün.

Ben hem karakter hem de mesleki anlamda hümanist bir karakter olduğum için insanların doğuştan kötü olmadığına ve insanların kötülük yaparken bir yaşanmışıkları,kendince arkasına sığındıkları mantıklı bir sebepleri olduğuna inanırım ... Bu filmde de bir kez daha kendimi yanıltmadım dışardan bakıldığında ya da en azından filmin altındaki yorumları gördüğümde insanların filmi izlerken sadece kadının çok rahat ve soğukkanlı bir şekilde cinayet işleyip,iftira atabildiği üzerine durmuşlar.Kimse kadın kimliği ile bakmamış olaya kadınlar bile ...

Yazar Nikolay Leskov'un 1864 seneninde yazdığı aynı isimli öyküsü Lady Macbeth ten uyarlanan film, 19. asırda mutsuz ve yalnız genç bir kadın olan Lady Katherine in zorla izdivaç ettirildiği kocasının uşaklarından birine aşık olmasıyla gelişen dramatik olayları konu ediniyor. Lady Macbeth öykünün yazılışından seneler sonra opera olarak sahnede gösterilmiş fakat fazla erotik bulunarak kendi ülkesi Rusya da yasaklanmıştı.


25 Eylül 2017 Pazartesi

Biyografi Film - Girl With A Pearl Earring

Herkese merhabalar efenim ... 

Sanatın her dalını biliyorsunuz ki çok severim.Yeteneğim sıfır olsa bile :) Gerçi güzel bir şeyden estetik bir haz alabilmek için "gören" gözlere ihtiyacı var sadece insanın yeteneğe değil elbette :)

Beyaz perdeye aktarılan ünlü eserlerin hikayelerinden biri de Türkçe adıyla : "İnce Küpeli Kız".

Aslında beyaz perdeye 2003 yılında aktarılmış sanırım ben biraz izlemek için geç kalmış olabilirim ama her zaman ki gibi geç olsun güç olmasın diyoruz a dostlar !

Filmin resmin gerçek hikayesini ne kadar yansıttığını çok fazla bilemiyorum ama hizmetçi-efendi ilişkisinde bence filmden daha derin şeyler vardır gibime geliyor çünkü filmde çok yalın anlatılmış aralarında ki ilişki :D Ayrıca filmin akışı oldukça ağır bazı yerlerde kanser olmamak içten bile değil o yüzden biraz atlayarak izlediğimi itiraf etmem gerekiyor :D

1665 seneninde Hollanda'sında geçen bu filmde 17 yaşında olan Griet (Scarlett Johansson) babası bir iş kazasında kör olunca ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda kalır ve ressam Johannes Vermeer'in (Colin Firth)evinde hizmetçiliğe başlar. Griet , giderek evli olan ressamın alakasını çeker. Vermeer, onun yetiştirilme tarzı, eğitim düzeyi ve sosyal konum açısından çok değişik olmasına karşın, renkler ve ışığı algılama yeteneğini farkederek onu resimlerinin gizemli dünyasına çeker.Bu ortak yönlerinden dolayı aralarındaki hizmetçi-efendi ilişkisi yerini yakınlaşmaya bırakır.


Resmin orijinal hali ise böyle :


Bu arada son bir not daha düşmek gerekirse İnce Küpeli Kıza -  artık Cosplay mi dersiniz karakterine bürünmüş mü dersiniz bilemiyorum -  Tuba Ünsal bence daha çok yakışmış.Scarlett dururken Tuba'ya rol verecek değillerdi elbette ama Scarlett daha seksi kalmış karaktere göre ... 




Müzik - Shakira - Chantaje ft. Maluma

Herkese yeni bir haftadan merhabalar efenim ...

23 Eylül ekinoksu ile birlikte resmi olarak Sonbahar gelmiş bulunuyor efenim.O yüzden hem bu sonbahara girişi kutlamak hem de yeni bir haftaya biraz haraketli başlamak adına müzik postu ile başlamak istedim.

Bu yazın çok tutulan şarkılarından biri olan Shakira ve Maluma iş birliği olan Chantaje şarkısı var.Klibini ben de açıkçası buraya koymadan önce ilk defa izlemiştim şarkıyı ilk çıktığı zamandan beri biliyor ve beğeniyordum ama klibini bir türlü izleyememiştim.

Klip ilk başta fazlasıyla Rihanna ve Drake'in "What's My Name ?" klibine benziyor ama daha sonradan tam bir Shakira klibine dönmeyi başarıyor.Danslarını izlemeyi oldukça özlemişim ama Shakira'nın bir evlattan sonra vücudunun da eskisi gibi olmadığını sizde farketmişsinizdir hafif deformeler olmuş ne kadar ünlü olursan ol anne olmak böyle bir şey illa ki :D

Bu arada şarkının sözleri İspanyolca ve anlattığı şeyleri tahmin edebilirsiniz yine duygularında ve kararlarında emin olamayan ve bağlanamayan bir kadın ve ona ayılıp bayılan bir adam ve "Senin aşkın bir şantaj" olaraktan sözler devam ediyor ... "Benimleyken bilemezsin bugün hayır derim yarın evet derim sana ya da kimseye ait değilim." diyor kızımız da :D 

Bilin bakalım kimi anlatıyor bu kızın sözleri :D

24 Eylül 2017 Pazar

Aksiyon Film - Baby Driver

Herkese merhabalar efenim ...

Aslında bugün yine tesadüfen (!) üst üste izlediğim dönem filmlerinden birini yazacaktım ama bugün araya hem Namjoon ve V 'nin Kore'de ki galaya Ansel Elgort'un gelmesi ve bu filmi önermeleri hemde yakın zamanda düşüncelerine değer verdiğim bir arkadaşımın da aynı filmi önermesiyle araya sokmak istedim :)

Ansel'in daha önce "Aynı Yıldızın Altında" filmi ile zaten tanıyorduk bu izlediğim ikinci filmi ve bence çok değişik ve hoş bir havası var çocuğun o yüzden kendisini izlemeyi seviyorum :)

Filme gelecek olursak tam bir Hollywood filmi.Fazlasıyla abartılı aksiyon ve kaçış sahneleri vs vs.Bunların dışında aslında Ansel müzik zekası olan üstün zekalı bir bireyi oynuyor çocukken yaşadığı kaza tramvası,şarkıcı olan annesini kaybetmesi,ayrıca kendisine bakan dedesinin de işitme engelli olması bence filmde yer alan hoş ayrıntılardı.Bu ayrıntılar dışında bence normal bir suç-aksiyon filminden çok farklı değildi ...

Hırsızlık çetelerinin suç mahalinden kaçışını sağlayan kabiliyetli genç bir sürücü olan Baby (Ansel Elgort), yaptığı işte en iyi olabilmek için şahsi "şarkı listesi"nden güç almaktadır. Hayallerinin kızını (Lily James) bulduğunda ise, suç batağındaki hayatından temiz bir kaçış için bir fırsat görür. Fakat onu bu işlere zorlayan ve de tehdit eden suçlu patronundan (Kevin Spacey), aşk ve özgürlüğe kaçabilmesi için müzikle de yüzleşmesi gerekecektir.




23 Eylül 2017 Cumartesi

Dram Film - Voice From The Stone

Herkese merhabalar efenim ...

GOT dizisi ve "Senden Önce Ben" filmi ile dikkatleri üzerine çeken Emilia Clarke'ın bir filmi var bugün film postumuzda :)

"Senden Önce Ben" filminde de aynı rolü "mürebbiye" rolünü oynuyordu bu filmde de aynı şekilde.Filmin kategorisine ne Fantastik ne Dram diyebilirim en iyisi Psikolojik-Gerilim deyip işi içinden çıkmak çünkü belli tatlı sanatsal sahneleri ve unsurları olsa da oldukça açık bir filmdi.Açık derken hava da kalna,soyut olmak anlamında diyorum ... Oldukça garip bir konusu ve işleniş vardı ve sonu biraz hayalkırıklığı da oldu açıkçası sonunda bir ters köşe yapsa başları umut vadeden bir filmdi.Ayrıca filmin İtalya'da geçmesi ve ara ara İtalyanca konuşulması da ayrı bir hoşluk katmıştı filme.

1950' li senelerin Toskana 'sındayız. Film annesinin beklenmedik cinayetinin hemen sonrasında suskun kalan genç bir çocuğa yardım etmek için büyük bir mücadeleye girişen bir hemşire Verena'nın unutulmaz hikayesini anlatıyor.


Kitap - Bir Kutup Ayısının Anıları Yoko Tawada

 Herkese merhabalar efenim, Yoko Tawada'dan daha önce Tokyo'nun Son Çocukları diye distopik bir hikaye okumuş ve bunu sizinle paylaş...