16 Nisan 2025 Çarşamba

Türk Dizisi : Mezarlık 2.Sezon

 Herkese merhabalar efenim,

Türkiye'de polisiye türü, son yıllarda dijital platformlarla birlikte ciddi bir ivme kazandı. Ancak “Mezarlık”, bu yükselişin yalnızca bir sonucu değil, aynı zamanda bir kırılma noktasıydı.

Toplumsal gerçekliğiyle, sertliğiyle ve özellikle kadın cinayetlerine doğrudan bakış açısıyla 1. sezonda çarpıcı bir çıkış yapan dizi, 2. sezonuyla daha da derinleşiyor.

Bu sezon yalnızca cinayetleri değil; adalet sisteminin eksiklerini, toplumun suskunluğunu ve travmaların kalıcılığını da merkeze alıyor.

Kısacası: Bu sefer yalnızca cesetler değil, vicdanlar da gömülüyor.Dizi, yine Savcı Önem Özülkü (Birce Akalay) karakteri üzerinden ilerliyor. Ancak bu sezon Önem’in yalnızca bir “adalet savaşçısı” değil, aynı zamanda bir insan olduğunu daha derin bir şekilde görüyoruz.

Geçmişiyle yüzleşiyor, sistemle çatışıyor ve en önemlisi:Yalnız kalıyor.

Dizi bu sezonda Önem’in dışındaki karakterleri de öne çıkararak bir “tek kişilik adalet” anlayışından çok, sistemin içindeki mücadele eden bireylerin ortak portresini çiziyor. Ama Önem yine de merkezde: Ayakta kalmakla, kırılmak arasında ince bir çizgide.



15 Nisan 2025 Salı

Kore Dizisi : The Potato Lab

 Herkese merhabalar efenim,

Her sezon birçok Kore dizisi izliyoruz: Romantik olanlar, fantastik olanlar, suç ve gizem dolu olanlar… Ama “The Potato Lab” bunların hepsinden biraz taşıyan, alışılmadık bir yapım. Hem düşündürüyor, hem duygulandırıyor, hem de garip bir şekilde izlemeye devam etmek istiyorsunuz. Çünkü bu dizi, "patates" gibi sade ama içinde saklı katmanları olan bir hikâye anlatıyor.



14 Nisan 2025 Pazartesi

Korku Filmi : Evil Dead

 Herkese merhabalar efenim,

Beş genç, ormanın derinliklerinde ıssız bir kulübeye gelir. Amaçları, Mia adlı arkadaşlarının uyuşturucu bağımlılığından kurtulmasını sağlamak. Ancak bodrumda buldukları gizemli bir kitap —Necronomicon— zincirleme bir dehşetin fitilini ateşler.

Kitaptan yanlışlıkla okunan bir ayin, içlerinden birini ele geçiren şeytani bir varlığı çağırır. Bundan sonrası kelimenin tam anlamıyla kan, çamur ve çığlık.Film 2013’ün en “kanlı” yapımlarından biri ve CGI yerine pratik efektlere ağırlık veriyor. Bu da onu daha gerçek, daha rahatsız edici kılıyor.



Romantik Film : The Life List

 Herkese merhabalar efenim,

Bazı filmler izlenmek için değil, hissedilmek için yapılır. “The Life List” tam da böyle bir film… Hayatın aceleci akışında, durup "Ne istiyorum?" diye sormaya cesaret eden bir kadının, hem yürek burkan hem umut veren hikayesi.

Film, genç yaşta kaybettiği annesinin bıraktığı bir "yaşam listesi"ni yıllar sonra tesadüfen bulan baş karakterimiz Emma'nın hikayesini anlatıyor. Liste, annesinin yapmak isteyip de yapamadığı hayallerden oluşuyor: Kuzey Işıkları’nı görmek, bir yabancıya yardım etmek, tek başına bir yolculuğa çıkmak…

Emma, kendi rutininden ve konfor alanından çıkarak bu listeyi tamamlamaya karar veriyor. Her madde, sadece bir anı değil; bir ders, bir yüzleşme, bir değişim kapısı oluyor.

“The Life List”, bir kadının geçmişle, ailesiyle, korkularıyla ve sonunda kendisiyle barışma sürecini anlatıyor. Bazen bir liste, sadece yapılacaklar değil, yaşanacaklar için de bir pusula olabilir.

Belki bu filmi izledikten sonra sen de kendi yaşam listesini yazmaya başlarsın. Belki ilk madde şu olur:

“Hayatımı, kendim için yaşamaya başla.”



10 Nisan 2025 Perşembe

Kore Dizisi : When Life Gives You Tangerines

 Herkese merhabalar efenim,

Zaman zaman öyle diziler çıkar ki, bir portakalın soyulması kadar basit görünen hayatları öyle içten, öyle derin anlatır ki... İşte “When Life Gives You Tangerines” tam da bu türden bir yapım. Başlığı bile hayatın küçük sürprizlerine karşı verdiğimiz tepkilere göz kırpıyor: Bazen limon yerine mandalina verir hayat — daha yumuşak, daha tatlı, ama hâlâ beklenmedik.

Dizi, küçük bir sahil kasabasında, geçmişle barışmaya çalışan genç bir kadının hikayesini anlatıyor. Şehir hayatından kaçıp babaannesinin eski mandalina bahçesine dönen karakterimiz, burada sadece toprakla değil, aynı zamanda geçmişiyle, ailesiyle ve kendi kırgınlıklarıyla da yüzleşiyor.

Zamanla kasabanın tuhaf ama sevimli sakinleriyle kurduğu ilişkiler, hayatın karmaşık ama bir o kadar da basit yanlarını gün yüzüne çıkarıyor. Her bölüm bir mandalina gibi: ilk başta kabuğunu soyarken biraz zor, ama içine girdikçe tatlı sürprizlerle dolu.

Baş rollerde Park Bo Gum ve IU var.İzlemek için en büyük sebeplerden biri de bu bence.Bölümler boyunca ağla ağla içimiz çıktı resmen.IU'nun oynadığı hiç bir dizi kötü çıkmıyor kendiside hiç bir dizisinde şaşırtmıyor bizi.Kuşaklar boyu bir anlatım var içinde hatta IU'yu kendi kızı rolünü de kendi oynamış ve 3 tane yakışıklı partner ile oynarak şanslılığını bir kez daha herkese kanıtlamış oldu bence.Aile ve sevgi kavramlarını çok güzel ve sıcak bir yerden bir dizi.Ağlamak istemiyorsanız bu diziyi izlemeyin bence.



8 Nisan 2025 Salı

İspanyol Dizisi : Manual Para Senoritas

 Herkese merhabalar efenim,

19. yüzyıl sonlarında Madrid'deyiz. Elena Bianda, "şaperonluk" görevini üstlenen genç bir kadın. Görevi ise üç zengin kız kardeşe uygun eşler bulmak. Ama tabii ki işler planlandığı gibi gitmiyor! Romantizm, dedikodular, gizli aşk mektupları ve bolca kahkaha seni bekliyor.

Dizi oldukça keyifli final bölümünden 2.sezonun da geleceğini anladık bu arada bütün erkek karakterler inanılmaz yakışıklı sırf onun için bile izlenir.



6 Nisan 2025 Pazar

Kitap - Kadınlar Adası Kiran Millwood Hargrave

 Herkese merhabalar efenim,

Kiran Millwood Hargrave'ın Kadınlar Adası (The Island of Women), 2023 yılında yayımlanan ve hem tarihi hem de duygusal derinliklere inen bir roman olarak dikkat çekiyor. Hargrave, bu eserinde kadınların geçmişteki sesini, güçlerini ve dayanışmalarını öne çıkaran bir hikaye sunarken, hem edebi hem de sosyal açıdan anlamlı bir anlatı ortaya koyuyor. "Kadınlar Adası", yalnızca bir ada ve bir grup kadının etrafında şekillenen bir hikaye gibi görünse de, içinde insanlık hallerinin tüm çeşitliliğini barındırıyor: sevgi, mücadele, özgürlük ve kimlik.

Romanın merkezinde, 1950'li yıllarda terkedilmiş bir ada üzerinde bir araya gelen bir grup kadının yaşamı yer alır. Ada, kadınların kendilerini yeniden inşa edebileceği, özgürce yaşayabileceği bir sığınak olarak tasvir edilir. Ancak bu idealize edilen yer, aynı zamanda içsel çatışmalar ve toplumsal baskılarla yüzleşen bir grup kadının karmaşık hikayelerinin arka planında yer alır.

Hargrave, tarihsel bir perspektifle şekillendirdiği bu kurguda, kadınların güçsüz olarak gösterilmediği, aksine kendi kimliklerini inşa etme ve toplumsal normlara karşı direnme konusunda son derece güçlü oldukları bir dünya yaratır. Adada toplanan her kadının farklı geçmişleri, travmaları ve hayalleri vardır; ancak hepsi, adadaki yaşamın onlara sunduğu bir fırsatla, kendi yaşamlarını yeniden kurmak ve özgürleşmek amacıyla bir araya gelir.

Yazar, okuru sadece bir grup kadının günlük yaşamına değil, aynı zamanda bu kadınların içsel dünyalarına da davet eder. Kadınların birbirleriyle kurduğu bağlar, toplumsal baskılara karşı verdikleri mücadele ve özdeşleşme çabaları, harika bir şekilde derinlemesine işlenir. Kadınlar arasındaki dayanışma, yalnızca bir arada olmanın gücünden çok, birlikte yaratılacak bir özgürlüğün arayışı haline gelir.

Kitap, Hargrave’ın imzası olan zarif bir dil ve şiirsel bir anlatıma sahiptir. Ada, bazen bir kaçış yeri, bazen de bir hapis yeri olarak betimlenir. Hargrave, doğanın hem bir özgürlük alanı hem de bir engel olarak sunduğu çift yönlülüğü ustaca işler. Ada'nın coğrafi izolasyonu, kadınların dış dünyadan uzaklaşarak kendilerini yeniden tanımlama süreçlerini zorlaştırırken, aynı zamanda onlara yeni bir umut ve aidiyet duygusu sunar. Adanın içsel dinamizmi, kadınların birbirlerine destek olma çabaları, aynı zamanda herkesin kişisel kırılma noktalarını bulduğu, duygusal açıdan yoğun bir okuma deneyimi yaratır.

Kadınlar Adası'nın en güçlü yönlerinden biri, kadın karakterlerin çeşitliliği ve derinliğidir. Her bir kadın, toplumsal normlardan ya da geçmişte yaşadıkları travmalardan farklı bir biçimde etkilenmiş, fakat her biri kendi yolculuğunda ilerlemek için önemli bir içsel güce sahip olan figürlerdir. Hargrave, bu karakterleri yalnızca kurgu içinde var olmayan, aynı zamanda okuyucunun hayatında bir karşılık bulabilecek kadar gerçekçi ve dokunaklı şekilde yaratır.

Bunun yanı sıra, kitap yalnızca kadınların dayanışması üzerine odaklanmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal baskılar, sınıf farklılıkları ve tarihsel bağlamda kadınların yerinin ne olması gerektiği gibi önemli meseleleri de derinlemesine ele alır. Hargrave, roman boyunca, kadınların bir arada olabilmelerinin, birbirlerinin acılarına ve sevinçlerine şahit olmalarının, onları yeniden insanlaştırmanın önemine işaret eder.

Kadınlar Adası, aynı zamanda bir tür "özgürleşme" hikayesidir. Her kadının geçmişi, toplumsal baskılarla şekillenmiş olsa da, ada onları yeniden doğmuş gibi hissettirir. Kitap, bir anlamda, özgürlüğün ve kimlik arayışının, dış dünyanın baskılarından sıyrılmanın ne denli zorlu bir süreç olduğunu anlatırken, aynı zamanda umudu da yüceltir.

Sonuç olarak, Kadınlar Adası, insanın kimliği, dayanışması ve özgürleşme arayışına dair çok katmanlı bir anlatıdır. Hargrave’ın dilindeki zarafet ve derinlik, okuyucuyu sadece olayların içine çekmekle kalmaz, aynı zamanda onu karakterlerin ruhsal yolculuklarına da katılmaya davet eder. Kadınların güçlü, kırılgan ve gerçeğe dair arayışlarını görmek isteyen okuyucular için bu eser, yalnızca bir okuma deneyimi değil, aynı zamanda bir düşünsel keşif sunar. Hargrave, farklı geçmişlere sahip kadınların bir araya geldiği bir dünyayı ustaca inşa ederken, eşitlik, özgürlük ve dayanışmanın gerçek anlamlarını da sorgular.



Gerilim Filmi : A Classic Horror Story

 Herkese merhabalar efenim, “A Classic Horror Story”, ismiyle bile izleyiciyle alay eden, bildiğimiz korku formüllerini tersyüz eden, katman...