Bilim Kurgu Filmi : Elizabeth Harvest

 Herkese merhabalar efenim,

Yarından itibaren 3 gün Amasya da olucaz efenim o yüzden pazar gününe kadar buralarda olamayacağım gitmeden bugün Mart ayının son film postunu da paylaşayım dedim.Şu sıralar filmlere sarar oldum hele de beni senaryosu ile zorlayan ya da şaşırtan filmlere fena sardım yine.Bir çok filmi izlediğim için ucakta bucakta kalmış filmleri araştırıp onları izlemeye çalışıyorum bu filmde onlardan biri oldu.Bilim kurgu türünü her zaman çok sevmişimdir işin içinde bir de gizem/gerilim olunca bir bakayım dedim filme ve beni sürükleyip götürdü.Baş roldeki kızımız acayip güzel olunca hemen bi bakayım dedim kendisi mankenden oyunculuğa geçmiş.Gönlümüz gözümüz açıldı vallahi :)

Yeni evli Elizabeth (Abbey Lee) bilim adamı kocası Henry'nin (Ciaran Hinds) mülküne taşınır. Burada şahane yemeklerle ve göz kamaştırıcı bir turla onurlandırılır. Ev çalışanları ona saygılı davranır ve Elizabeth bir şeylerin yanlış gittiğini fark edemez. Henry, dünyasındaki her şeyin ona ait olduğunu açıklar, sadece içeri girmesi yasak olan kilitli bir oda hariç. Henry iş için gittiği zaman Elizabeth araştırmaya karar verir peki orada bulacağı şey düşündüğü gibi midir?

Dram Filmi : My Dearest Like a Cherry Blossom

 Herkese merhabalar efenim,

Bu Japonlarda gereksiz dramalardan sıkılmadı yok mu şöyle uçık kaçık bizi manyak edicek konular ya Japonsunuz kardeşim siz Türk müsünüzde hastalık dramıyla romantik film çekiyorsunuz hala.Netflix de yayınlanan güncel bir film aslında ama çekilmese de olurmuş dedi izletirken hele de kadının hastalığı benden beni aldı bayılacaktım az daha izlerken :D

 Gelecek vadeden genç bir fotoğrafçı, hayat dolu bir kuaföre âşık olur. Ancak birlikte gelecek planları yaparlarken kaderin bir cilvesi her şeyi değiştirecektir.

Amatör bir fotoğrafçı, kuaförüne sadece görünüşünü değil, aynı zamanda eserlerini de beğendikten sonra çıkma teklif eder. Yaptığı işte iyidir. Onun zanaatında onunki kadar iyi olmasını diler. Birlikte bir gelecekleri var ve uyumlu görünüyorlar, ancak kaderin eli müdahale ediyor. Hızla yaşlanıyor.

Gerilim Filmi : A Perfect Getaway

 Herkese merhabalar efenim,

Milla Jovovich,Timothy Olyphant,Chris Hemsworth'ün kadrosunda yer aldığı sonuyla beni şaşırtmayı başaran akan bir yapım var bugün film postunda.Gerilimden çok gizem,aksiyon ve bol bol Hawaii manzarası filmi gibiydi aslında.Bir çok oyuncunun gençlik hallerini görünce bir tık gözyaşı :) Zaman ne çabuk geçiyor :)

Yeni evli bir çift Hawaii'de geçirmeyi düşündüklerini balayıları için tüm hazırlıklarını yapıp yola koyulduklarında, bölgedeki esnaftan çevrede iki katil olduğunu öğrenirler. Bu tedirgin edici habere rağmen yollarına devam eden çifti, rehberleri ile birlikte başladıkları tatillerinde kötü bir sürpriz beklemektedir.

Dram Filmi : Sen Yaşamaya Bak

 Herkese merhabalar efenim,

Netflix'in yerli film furyasına bir yapım daha eklendi geçenlerde hemen gelir gelmez izledim elbette.Kadrosunda Aslı Enver ve Kaan Urgancıoğlu var.Kaan Bey'e tüm Türkiye zaten Aşk101 den sonra bir de Yargı dizisinde düştük adam Kampüs dizisinden sonraki en büyük çıkışını 40'lı yaşlarda tekrardan yaptı gramda yaşlanmamış hatta daha da tatlış bir şey olmuş yaş alınca o yüzden habire düşüp duruyoruz dizilerde,filmlerde :D Neyse efenim film biraz bayık benden söylemesi şu hastalık muhabbettini romantik filmlerde artık yeşilçamda bırakmış olmalıydık bence ama hayır bir asır daha devam edecek sanırım beni ağlatmayı beceremedi maalesef pek bana geçen bir film olmadı :/

Bekar bir anne olan Melisa, oğlu Can'ı tek başına büyüten güçlü bir kadındır. Ancak aldığı bir haber hayatının dengesini bozar. Melisa, hasta olduğunu ve çok az ömrü kaldığını öğrenir. Peki hayatının son günlerinde ayaklarını yerden kesecek bir aşk yaşayarak, Can'ı emanet edebileceği birini bulabilecek midir?

Türk Dizisi : Yargı

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıra izlediğim tek Türk dizisi olan Yargı'dan artık bahsetmek istedim size sanırım artık izlemicem bi 25 bölüm kadar izledim bence yetti bana bu kadar yerli dizi biz Asya dizilerinden devam :D Bir diziyi 16 bölümden fazla olunca izleyemez oldum resmen artık Asya dizisi izleme hastalığı :D Her şeyi tadında bırakmak en iyi bence.Daha önce Aşk 101 dizisinde en çok bu çifti beğendiğimi söylemiştim size bütün ülke bu çifti çok beğenmiş olucak ki bu çifte ayrı bir dizi yaptılar hem de oldukça kaliteli bir hukuk dizisi.Genelde hukuk dizileri beni pek sarmaz bilirsiniz bu diziyi de şöyle böyle derken buraya kadar izledim yeter bence :)

Ceylin gözü kara ve kurallar söz konusu olduğunda sınır tanımayan bir avukattır. Hayat onu erken sınamıştır; kısa süre önce hapishaneden çıkan babasının yokluğunda ailesinin direği olmuştur. Annesi ve kardeşlerine kendince destek olmaya çalışmış ve hayatın sert koşullarıyla tek başına savaşmayı öğrenmek zorunda kalmıştır. Babasının haksız yere suçlanmış olduğuna inandığı için de içten içe öfkelidir, bu yüzden mesleğini kendi kurallarına göre yapar. Bir gün, bir müvekkiliyle ilgili yine illegal yoldan bilgi alabilmek için savcı Ilgaz’ın karşısına çıkar. Ancak Ilgaz’ın, Ceylin’in tam aksine, mesleki etik konusunda katı kuralları vardır; bu yüzden de kariyerinde çok başarılı ve sözü dinlenen bir savcıdır. Üstelik kendisi gibi saygı duyulan, mesleğinin yüz akı olarak gösterilen babası Metin; İstanbul emniyetinde cinayet büro amiri olarak çalışmaktadır. Ilgaz dürüstlük, onur, saygı gibi bütün ilkeleri babasından öğrenmiş ve benimsemiştir. Mesleğini de ömrü boyunca bu ilkelere dayanarak yapacağına dair hem Metin’e hem kendisine söz vermiştir. Bu yüzden Ceylin ve Ilgaz, büyük bir çatışma yaşar ve karşı karşıya kalırlar. Fakat Ilgaz; kendisinden çok farklı olan ve sürekli başı belaya giren kardeşi Çınar’ın katil olmakla suçlandığı bir cinayet vakasıyla karşılaşınca; ilk defa kendi kurallarını yıkmak zorunda kalır. Ceylin’den kardeşini savunmasını ister; zira bütün okların kardeşini gösterdiği bu vakada Ceylin’in sınırsızlığına ihtiyacı vardır. Bu noktadan sonra işler ikisinin de tahmin edemeyeceği bir yola girer. Ilgaz ve Ceylin; Çınar’ın aklanması için çalışırken, kendilerini ikisinin de ailelerine kadar uzanan bir gizem yumağının içinde bulacaklardır.

Çin Dizisi : Why Women Love

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün size tee Çinlerden çok eğlenceli güncel bir dizi ile geldim.Denk geldikçe Çin dizilerini izlemeyi çok seviyorum biliyorsunuz ki :) Bu dizi de daha yeni final vermiş olunca hemen bi koşu gidip izledim ve sizlere de yazmak istedim.Elbette konu yine bir şirkette geçiyor şirketin asıl sahibinin oğlu şımarık aklı bir karış hava da biri şirketin CEO su yani müdürü de acayip güzel ve yetenekli bir kadın.Şirketin asıl sahibi olan adam elbette şirketi oğluna bırakmak istiyor ama ondan önce bu güzel müdürümüze işleri öğrenmesi için oğlunu emanet ediyor.Bu arada baş roldeki kadınımız gerçekten çok güzel bir kadın benim bile izlerken dibim düştü kadına :D

Zhao Jiang Yue, bir teknoloji firmasının biraz zalim başkanıdır. İşe ve çalışanlarına saçma olmayan yaklaşımıyla tanınır. Firma, kullanıcıları sadece üç ay içinde bir partnerle eşleştirmeyi vaat eden bir flört uygulaması yayınladı. Aynı zamanda kalp işlerinde de biraz bilgisizdir. Ancak şirketi kazanan aile, şirketin sahibi olan iş grubunun varisi Gu Jia Xin’in Zhao Jiang Yue’nin geçici asistanı olarak katılması için düzenlemeler yapınca, işte işler rahatsız olmaya başlar.

Kore Dizisi : Voice

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün eskilerden bir Kore dizisi ile devam ediyoruz.Normalde dizimiz sanırım 4 sezon kadar sürdü diğer sezonlarını da açıkçası pek izleyesim gelmedi o yüzden birinci sezonu izleyip kendim içinde tadında bırakmak istedim.Jang Hyuk,Lee Ha Na,Kim Jae Wook gibi oldukça ünlü isimler var dizi de gram aşk yok onu belirtmek isterim biraz fantastiğe kaçan bir dizi ama genelde polisiye cinayet ağırlıklı.

Eşi seri katil tarafından öldürülen usta bir dedektif, yetenekli bir ses profili uzmanı olan ve babasının cinayetini sindirmeye çalışan çaylak polisle iş birliği yapar

Korku Filmi : Malignant

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün film postlarından devam ediyoruz yine.Bugün korku filmi var.Uzun zamandır korku filmi izlemiyordum izlediğim sitenin yorumlarında iyi yorumlar görünce bi bakayım dedim cidden ilginç işlenmiş bir filmdi film hakkında fikirlerim vardı yine klişe bekliyordum ama bu sefer farklı bir yerden vurdu beni öyle aşırı da vurmadı tabi ama yinede efektler o filmdeki yüksek tansiyon falan oldukça iyiydi bence :)

Malignant, Madison adlı bir kadını takip ediyor. Etrafında dönen dünya ve cinayet kurbanlarının son anlarının parçalarını, gerçek zamanlı olarak görünmeyen bir katilin ellerinde yok olurken izliyor. Ancak Madison, gizemli parçaları araştırmaya başladığında, katilin travmatik geçmişiyle bağlantılı olduğunu ve muhtemelen şeytanın vücut bulmuş halinin rahatsız edici derecede esnek bir halini gördüğünü keşfeder. Katil, Madison'ı da ele geçirmeye başladığında, hem ona musallat olmaya hem de onu kullanmaya başladığında, ona yardım etmeye çalışan insanlarla konuşmak için bir tür araç olarak kullanır. Cesetler uçmaya başladığında, kelimenin tam anlamıyla bazı durumlarda, katilin dünyayı ve Madison'ın kendisini tutuşu gitgide daha da yoğunlaşır ve bu olaya dahil olan herkes için tatsız bir zaman yaratır. 

Gerilim Filmi : Follow Me

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün yine korku gerilim tadında bir film postumuz var.Şu sıralar sadece biraz karın ağrısı ve bağırsaklarımdaki sorun dışında daha iyi gibiyim en azından dershaneye gidebilirim bu arada babaannemide anjiyo için hastahaneye yatırdılar annemle babamda onunla kalıyor herkesin evde ayrı bir derdi var anlayacağınız artık şu mutlu ve sıcak günler gelsin lütfen en sevdiğim mevsim kesinlikle artık yaz olucak.

Kaçış odası oyunlarını eskiden beri çok severdim sadece çok fazla deneyimleme şansımız olmadı ama İstanbul'a gittiğimizde tam 3 tane oyun oynadık hiç biri korku değildi ona rağmen acayip eğlendik.Korku odasına Balıkesir'deyken 1 kere gitmiştim kafana göre bir grup bulup gitmek gerçekten çok zor oluyor genelde kızlar korktuğu için pek arkadaş bulamıyorum bu konuda.İstanbul'dan gelince Samsun da arayışa girdik ama bir çoğu pandemi nedeniyle batıp kapanmışlar 1 tane kalmış o da yine korku evi maalesef.Gerçeğine gidemiyorsak bari ona yakın temada olan bi film izleyelim dedim ve bu filmi görünce konusunu beğenip izledim başlangıcı güzeldi ama sonuna doğru bana daha önce izlediğimiz Game diye bir film vardı ona benzettim o yüzden çok orijinal konulu bir yapım olduğunu söyleyemicem.

Sosyal medyada daha iyi içerik üretebilmek için sınırları zorlayan bir grup gencin hikayesini konu ediyor. Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanan bir genç, yeni içerikler üretebilmek için arkadaşları ile birlikte Moskova’ya doğru yola koyulur. Genç adam, gittikçe büyüyen izleyici kitlesinin ilgisini çekmek için her zaman sınırları zorlar. Takipçi sayısını her geçen gün daha da arttırmak isteyen genç, bunun için her şeyi yapmaya hazırdır. Hedef kitlesi için daha iyi içerikler hazırlamayı arzulayan genç ve arkadaşları, gizem ve tehlikenin hakim olduğu bir dünyaya adım atarlar. Bir süre sonra gençler, gerçek hayat ve sosyal medya arasındaki çizgilerin bulanıklaşmaya başladığını fark eder. Onlar artık hayatta kalabilmek için zorlu bir mücadele vermek zorundadır.

Bilim Kurgu Filmi : Free Guy

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün bir tık daha iyiyim düne göre biraz daha dinlenir iyileşirsem en azından yarın dershaneye gidebilirim ve ders çalışma rutinime de dönebilirim diye düşünüyorum.

Bugün film postunda yine baş rolünde Ryan Reynolds'un olduğu inanılmaz eğlenceli bir yapım var.Gamer olan kişilerin ya da en azından bu tür bilim kurgu seven kişilerin mutlaka izlemesi gereken bir yapım olmuş bence.Daha önce robotlara irade verme olaylarını bir çok kez izlemiştik bu sefer oyun karakterine irade verme olayı var bu filmde inanılmaz eğlenceli bir şekilde işlenmiş keyifle izlediğim bir yapım oldu.

Guy, sıra dışı yaşamı olan bir banka görevlisidir. Guy, yaşadığı şehir olan Free City'de kendisinin aslında vahşi bir planın parçası olduğunu keşfeder. Free City açık dünyada geçen bir video oyununda yer alıyordur ve Guy'ın bu işin içinden sağ kurtulabilmek için olayları çözmesi gerekmektedir.

Bilim Kurgu Filmi : The Adam Project

 Herkese merhabalar efenim,

Dün geceden beri kendimi çok kötü hissediyorum.Biraz öksürük ve kırgınlık var üstümde.3-4 gündür kar tatili olduğu için devamlı evdeyim o yüzden bir yere de gitmiyorum çıkmıyorum tekrardan korona olduğumu düşünmüyorum yüksek ihtimal üşüttüm.Tam en sevdiğim mevsim olan ilkbahar geldi dedik yeniden kışa girdik resmen hem de hiç olmadığı kadar soğuk bir kışa artık güzel havalar gelsinde hem dışarı çıkıp biraz yürüyüş yapabileyim hem de artık üşütüp hastalanmamak istiyorum.

Bugün film postuna devam ediyoruz.Netflix de yer alan baş rollerinde Ryan Reynolds,Jennifer Garner,Zoe Saldaña,Mark Ruffalo'nun olduğu harika su gibi akan bir bilim kurgu filmi var.Reynold'ı gerçekten çok severim içinde bulunduğu hiç bir film kötü olmuyor :)

Zamanda yolculuk ederken kazara 2022 yılına zorunlu iniş yapan savaş pilotu Adam Reed, kendi 12 yaşındaki hâliyle iş birliği yaparak geleceği kurtarmaya çalışır. 

Aksiyon Filmi : Mission Possible

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün film postuna yine bir Kore filmi ile devam ediyoruz ama bu sefer aksiyon filmine bakıyoruz.Baş rolde Kim Young Kwang olduğu için zaten işin içinde komedi de olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur kendisini genelde Romantik Komedi filmlerinde hep kahkaha eşliğinde izlemişimdir enerjisi her şeyi ile aşırı tatlı bir adam ve bu filmin afişinde de aşırı seksi çıkmamış ya o bacaklarının uzunluğu falan dehşet :D Bu Korelilere deri giymek neden bu kadar yakışıyor ya tenlerinden dolayı mı acaba :D

En son Hello, Me! dizisinde izlediğimiz Kim Young Kwang , Work Later, Drink Now dizisinde izlediğimiz Lee Sun Bin var baş rollerde.Sanırım bu filmin devam filmi de gelicek hatta dizisi olucağı bile konuşuluyor :D

Yoo Da Hee, Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı'nın çok gizli ajanlarından biridir. Departmanı, Güney Kore'deki bir silah kaçakçılığı çetesi hakkında bilgi aldığında, kaçakçıların üzerindeki ağı kapatmak için gönderilir. Planın bir kısmı, Güney Koreli bir özel ajanla bağlantı kurmayı içeriyor. Ancak yanlış bir kimlik durumu nedeniyle, beklenmedik bir şekilde beceriksiz bir kişi olan Woo Soo Han ile buluşması söylendi.ve küçük kızartma vakalarında kayıp köpeklerin aranmasını içeren deneyimsiz özel dedektif. Yoo Da Hee'nin Woo Soo Han'ın bağlantı kurmak için gönderildiği ajan olmadığından haberi yoktur ve onu silah halkasını bozma planlarına dahil etmeye devam eder. Buna karşılık, yanlışlıkla gizli servis tarafından görevlendirildiğine ve zirveye hızlı izlendiğine inanıyor, bu yüzden işbirliği yapmaya karar veriyor. Ancak önemli tanıklar öldürüldüğünde işler çok gerçek olmaya başlıyor ve bu beklenmedik ikiliyi baş şüpheliler olarak bırakıyor .

Gerilim Filmi : Sinkhole

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün film postlarına güncel Kore filmi ile devam ediyoruz.Felaket filmlerinde Koreliler gerçekten iyi bu filmi izlerlen aklım hep İzmir'de ki depreme gitti bazı sahnelerinde cidden çok kötü hissettim bazı sahnelerinde de görsel efektler cidden çok vasat olduğu için çok gerçekçi gelmedi bana o yüzden pek etkilenmedim.En son Night in Paradise filminde izlediğimiz Cha Seung Won , A Year-End Medley filminde izlediğimiz Lee Kwang Soo , The Great Shaman Ga Doo Shim dizisinde izlediğimiz Nam Da Reum , The Fiery Priest dizisinde izlediğimiz Kim Sung Kyun var baş rollerinde.

Sıradan bir adam olan Park Dong Won ve ailesi, 11 yıllık emeğin ardından satın alınan bir eve taşınır. Yeni eve taşınma partisi düzenlerler ve tüm arkadaşlarını davet ederler. Gece boyunca şiddetli bir sağanak, son derece büyük bir düden oluşturur ve sadece bir dakika içinde, içindeki insanlarla birlikte tüm evi yutar. Çukurun derinliklerinde Park Dong Won, komşusu Jeong Man Soo ve misafirler bir çıkış yolu bulmak zorundadır. Şans eseri yağmur tekrar yağmaya başlar ve düdeni suyla doldurur. Hayatta kalmak için zaman dolmadan bir çözüm bulmaları gerekir.

Bilim Kurgu Filmi : Dark City

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün şöyle film postunda beynimizi biraz yakalım istiyorum ama diğer insanların hayal güçlerine hayran kalaraktan :D Bu film 1998 yılında çekilmiş bu tarz filmler maalesef şu anda çekilemiyor bu kadar teknolojiye sahip olunmasına rağmen bu hayal gücü bu atmosfer ... En fazla kitaplardan beyaz perdeye uygulanan yapımları izleyebiliyoruz.Bu arada filmi izlerken aklıma Truman Show gelmedi değil hani biraz ondan etkilenilmiş gibiydi ama yine de kendine has adı gibi dark bir havası vardı filmin başından sonuna merakla ve ilgiyle izledim.Eminim bilim kurgu severler bu filmi kült haline getirmişlerdir sadece ben biraz geç keşfettim :)

Bir sabah gözlerini açtığında kendini bilmediği bir otel odasında bulan John Murdoch, buraya nasıl geldiği konusunda hiçbir fikre sahip değildir. Çok zaman geçmeden işlenen seri cinayetlerin zanlısı olarak arandığını öğrenir. Hafıza kaybı yaşadığı için cinayetleri işleyip işlemediği konusunda da fikri yoktur. İşinde başarılı dedektif Burmstead ile iletişime geçer ve gerçekte kim olduğunu öğrenmek ve karşı karşıya kaldığı korkunç bilmeceyi çözmek ister.

Gizem Filmi : Antebellum

 Herkese merhabalar efenim,

Film postlarına kaldığımız yerden devam ediyoruz.Beni ilk defa sonu ile değilde filmin ortasında şaşırtmayı başaran bir film oldu.O da aha bu filmdir ! Çok sevdiğim filmlerden ikisi "Get Out" ve "Us"ın da yapımcılığını yapan Gerard Bush ve Christoper Rezn’den bu sefer yönetmenliklerini yaptıkları bir film var.Film hakkında çok fazla bir şeyden bahsetmek istemiyorum çünkü ne dersem spoiler olurmuş gibi hissediyorum ama akışı,işlenişi cidden çok güzel ve şaşırtan bir film :)

Suç Filmi : The Virtuoso

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün Netflix de yer alan filmler ile devam ediyoruz.Hopkins'in son filmine bakıcaz bugün.Annem izlerken denk geldim ben de bi bakayım dedim ve konusu aşırı hoşuma gitti ama sonunu elbette yine bildim ehehe benden kaçmaz :D

Film, akıl hocasına (Anthony Hopkins) olan borcunu ödeyebilmek için yeni bir görev üstlenen profesyonel bir suikastçıya (Anson Mount) odaklanıyor. Hedefinin izini sürmek ve öldürmekle görevlendirilen suikastçıya, diğer görevlerinin aksine bu görevi için fazla istihbarat verilmez. Hedefinin ne ismi ne de fotoğrafı verilir, yalnızca saat beşte küçük bir kasabadaki bir lokantada olacağı söylenir. Virtüöz, avını bulmak ve görevini tamamlamak için insan avına başlar. Hedefi, lokantadaki herhangi bir müşteri olabilir: Buna lokantanın gizemli garsonu (Abbie Cornish) da dahildir. Garson, suikastçının aradığı av olmasa bile görevi tehdit edebilecek ve adamın hayatını tehlikeye sokabilecek bir dikkat dağınıklığına sebebiyet vermektedir.

Gerilim Filmi : The Weekend Away

 Herkese merhabalar efenim,

Bu hafta yine film postlarından devam ediyoruz.Netflix de bulunan ve baş rolünde uzun zamandır filmlerde,dizilerde görmediğim ve Gossip Girl'den beri çok sevdiğim Leighton Meester'ın olduğu gerilim/gizem filmi var postumuzda.Üstün dedektşf yeteneklerimle elbette filmin sonunu yine tahmin ettim film ters köşe yapmaya çalıştı ama ben yemedim elbette :)

Yakın arkadaş olan Kate ve Orla, her yıl bir hafta sonu tatile çıkarlar. Büyük bir heyecanla bekledikleri tatil zamanı gelip çattığında iki arkadaş Lisbon'a gitmeye karar verir. Tatilin başında her şey yolundadır ancak Orla bir sabah uyandığında Kate'in kayıp olduğunu görünce işler değişir. Bir anda arkadaşının cinayetiyle suçlanan Orla, adını temize çıkarmaya ve gerçeği ortaya çıkarmaya çalışırken, çabaları acı verici bir sırrı ortaya çıkarır.

Gerilim Filmi : Fresh

 Herkese merhabalar efenim,

Bu hafta genelde film izleyerek geçti benim için boş zamanlar o yüzden bu hafta bol bol film postları göreceksiniz benden söylemesi :) Özellikle en sevdiğim tür korku,gerilim,gizem türü biliyorsunuz ki bu filminde konusuna bakıp hoşuma gitmişti özellikle bir kaçırma vakası işleneceğini tahmin etmiştim.İzlerken her zaman ki gibi baş rol kıza bol bol sövdüm öncelikle arkadaşla neden 2-3 gündür tanıdığınız erkeklere bu kadar güveniyorsunuz ? Nasıl bir boşluk bu sizdeki ya da nasıl bir cinsel açlık artık bilmiyorum yani.Türkiye de bence artık bu güven olayı iyiden iyiye azaldı diye düşünüyorum çünkü maalesef sürekli kadınlar bir şekilde balkondan düşüyor ve yanlarında hep bir erkekler oluyor ülkesi farketmez yurt dışında da kadınların bu konuda inanılmaz rahat davrandıklarını her filmde görüyorum ya da BBC de yayınlanan gerçek cinayet vakalarını falan izleyince de.Bilmiyorum belki benim ki çok da iyi bir şey değildir ama ben cidden erkeklerden korkuyorum artık.Bir insana güvenmek benim için eskisi kadar kolay değil gerçi eskiden de o kadar kolay değildi.Bilmiyorum bilmiyorum durum cidden hiç iyi yerlere gitmiyor :(

Noa, bir markette tanıştığı Steve'den oldukça etkilenir ve flört uygulamalarında yaşadığı hayal kırıklığını düşündüğünde kendisine bir şans verip ona numarasını verir. İlk randevularından sonra Noa, Steve'in romantik bir hafta sonu kaçamağı davetini kabul eder. Noa bu süreçte yeni sevgilisinin doyumsuz ve sıra dışı bir iştahı olduğunu keşfeder.

YouTube - VLOG 64

 

Tayland Dizisi : My Precious Bad Luck

 Herkese merhabalar efenim,

Bugünde Çinden Tayland'a gidiyoruz ve çok eğlenceli bir dizi ile dizi gündemimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.Aslında buna benzer konuyu daha önce Kore dizilerinde görmüştüm.Baş roldeki kızımız batıl inançları olan biri ve lisedeyken çıktığı bir çocuğun ona uğursuzluk getirdiğini düşünüyor ve  o çocuktan ayrılıyor yıllar sonra bu çocukla aynı iş yerinde çalışmaya başlıyorlar ve çocuk neden kendisinin terk edildiği üzerine kızı sıkıştırmaya başlarken kız da yine başına çocuk yüzünden uğursuzluklar gelicek diye habire çocuktan kaçıyor ve bu ikili sürekli didişir halde en sonunda yıllar önce olduğu gibi yine birbirlerine aşık olmaya başlıyorlar.

Sakar Luckkana kendini her zaman şanssız olarak görmüştür. Derin batıl inançlara sahip Luckkana, hayatını iyileştirme umuduyla sık sık falcılar arar. Ve onlara sorgusuz sualsiz inanıyor. Bir falcı eski sevgilisinin kötü şansını değiştireceği konusunda ısrar ettiğinde, Luckkana inek okul aşkı Chokebordee'yi bulmaya kararlıdır. Ama çirkin ördek yavrusu bir kuğuya ya da bu durumda yakışıklı, akıllı bir adama dönüştü. O kadar değişmiştir ki, Luckkana onu neredeyse tanıyamaz. Bunu yaptığında, aşk hikayeleri nasıl devam edecek?

Çin Dizisi : Nothing But You

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün Japonyadan Çine gidiyoruz.(evet baya uzaklaştım farkındayım :D ). Yeni güncel biten dizilerden birinden bahsedicem size.Klişe bir konusu var gibi görünüyor ama işlenişi daha oturaklı ve mantıklı ilerliyor benzeri dizilere göre.Çünkü bu sefer kızın kardeşinin yerine geçtiğinden adamın haberi var hatta o önayak oluyor kız kardeşinin yerine geçmesine diyebiliriz.Dizi de öyle aman aman çok fazla entirika yok (aralarda azıcık var o da olur yani ) daha sakin , bol bol aşk meşke odaklanan tatlı bir dizi olmuş.

Jiang Li Li, bir kaza yüzünden ikiz kardeşi gibi davranmaya zorlanan bir "kaybeden"dir. Kız kardeşi olan birinci sınıf bir yapımcının hayatı ile kendisi arasındaki aşırı zıtlığı yaşadıktan sonra, kendisinin daha iyi bir versiyonu olmaya çalışır ve sonunda aşkı bulur.

Japon Dizisi : Rinko-san wa Shite Mitai

 Herkese merhabalar efenim,

Yine Japon dizilerinden yola devam ediyoruz.Japonların taktığı meselelerden biri de cinsellik efenim.Daha doğrusu biraz batıcıl bir haraket.Belli bir yaşa gelmiş insanların hala bakire ya da bakir olması bir tuhaf karşılanıyor size ne ulan kimin kiminle niye seviştiği ya da sevişmediği neden bu kadar umrunuzda ya Allah'ım kafayı yicem !!! Neyse dizi böyle bir temayı işlediği için bu konudan girmek zorunda kaldım.Çünkü cinsellik açısından idmanlı olmayan  bir kızımız bir de erkeğimiz var efenim.İkisi de düzgün ilişkiler yaşamak istiyorlar ama flörtlerinin karşısında cinsellik açısından ezilip bükülmemek için birbiriyle birlikte idman yapmak istiyorlar sonrasını anladınız herhalde olay bir şekilde tabi ki aşka bağlanıyor.

Rinko, düğün organizatörü olarak çalışan yirmi yedi yaşında bir kadındır. Kendine güveniyor ve mükemmel bir iş ahlakına sahip. Ancak, cinsel deneyiminden yoksundur ve konu flört etmeye geldiğinde kendini kötü hisseder. İş arkadaşı Gen'in de kendi gibi olduğunu öğrendiğinde, becerilerini geliştirmek için birbirlerine yardım etmek için bir plan yaparlar.

Türk Dizisi : Pera Palas'ta Gece Yarısı

 Herkese merhabalar efenim,

Yine bir yerli Netflix dizisi geldi yine ortalık karıştı.Allah'ım yarabbim şöyle arkamıza yaslanıp güzel güzel fantastik bir dizinin tadını bile çıkaramıyoruz canım ülkemde.Ulan fantastik dizi de neden mantık arıyorsunuz oğlum siz mal mısınız ya hayatınız da hiç mi fantastik yapım izlemediniz hadi geçtim sırf muhalefet olmak için neden bir kadın oyuncuya yerel bir gazatede nefret içerikli yayınlar yazıyorsunuz ve bunun arkasında taraf oluyorsunuz ? Çok ilginç bir milletiz vallahi boşuna ben Japonya yı sevmiyorum adamlar ilginçlikle bizimle yarışıyorlar :D Hangi millet daha ilginç vallahi çözemiyorum artık :D

Diziye gelicek olursak benim çok uzun zamandır sabırsızlıkla beklediğim bir diziydi çünkü hem zaman yolculuğu hem İstanbuldayken Pera Palas'ı görmüş olmam hem de İstanbul da bir kaçış oyunu odasında Ahmet Ümit'in Agatha Christie için yazdığı ve Pera Palas da geçen kurguyu oyuna dönüştürüp sunmaları ve bizim de keyifle oynamamız sonucunda bunlardan baya baya etkinlenmiş olmam.(Ne uzun ve saçma bir cümle oldu ya neyse anladınız umarım :D )

Zamanda yolculuğa çıkan gazeteci Esra, Mustafa Kemal Atatürk ile karşılaşıyor. Atatürk'ü karşısında görünce gözyaşlarına hakim olamayan Esra, kendisini Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan bir suikastin ortasında buluyor.

Japon Dizisi : Konin Todoke ni Han wo Oshita dake desu ga

 Herkese merhabalar efenim,

Japon dizileri ile devam ediyoruz.Her Asya dizisinde olduğu gibi Japon dizilerinde de konular klişe ama işlenişi değişik olabiliyor o yüzden izlemesini seviyorum :D Zorunlu evlilik konusuyla ilgili bir dizi daha oğlan pek tatlı yeni gözdem olabilir :D 

27 yaşındaki tasarımcı Ookado Akiha, bekar olmaktan gayet memnun olsa da büyükannesi evlenmesi için baskı yapmaktadır. Bir gün, 30 yaşındaki reklam şirketi çalışanı Momose Shuu ile tanışır. Shuu'nun bir sebepten dolayı acilen evlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde, ikili sahte bir evlilik yapmak için anlaşırlar. Ancak beraber sahte bir çift olarak yaşadıkça duygularında değişiklikler olur.

Youtube - VLOG 63

 

Program : Rea(l)ove

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün size hayatımda izlediğim en garip,en tuhaf programdan bahsedicem.Tabiki de bir Japon programı eğer bu program Japon yerel televizyonlarında yayınlandıysa helal olsun başka ne diyebilirim bilmiyorum ama izlemek isterseniz Netflix de var.Hayatımda bu kadar cringe geçirdiğim bir şey daha izlememiştim.Aslında normal bi flört programı sandım en başta ama bölümleri izledikçe yarışmacalar bi tuhaf ana tema bir tuhaf sunucular bi tuhaf her şey ve herkes tuhaf ötesi.Konusu normal flört programlarından farklı olsun diye şu şekilde bir farklılık getirmişler herkesin karanlık bir sırrı var ve her bölüm sunucu rastgele olarak birinin karanlık sırrını açıklıyor ama karanlık sırlar genelde şu şekilde biri porno sektöründe çalışıyor,biri kadın kıyafetleri giymeyi seviyor birinin sabıkası var falan ana tema şunu karanlık sırrını bildiğin biriyle gerçekten bir şeyler yaşayabilir misin bu arada sunucular da ayrı bir dünya belli ki onlarında Japonya da magazinlerde çıkmış ayrı olayları var ve her yarışmacıya kendince isim takıp insanların tramva yaşadığı şeylerle dalga geçiyorlar inanılmaz ofansif espiriler falan var izlemesi ve dayanması cidden çok zo bir program :D İzlemeden anlayamazsınız ne demek istediğimi hayatımda izlediğim en uç şeylerden biriydi sanırım bu programı izleyebilmeye devam edebilmek için aşırı açık fikirli biri olmak lazım ayrıca +18 bölümleri de var benden söylemesi :D

Her biri karanlık bir sırra sahip olan bir grup erkek ve kadın, bu farklı flört programında aşkı arıyor. Sabıkalılar, bağımlılar, borçlular ve daha nice sırrı olan bu insanlar gerçek aşkı bulmak istiyorlar.

Japon Dizisi : Koi desu Yankee-kun to Hakujou Girl

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar Japon dizilerine sarmış bulunmaktayım bir kaç gün buralarda dizi postu olarak Japon dizileri görebilirsiniz benden söylemesi :D Aşırı tatlı bir dizi ile başlıyoruz.Görme engelli bir kız ile (kız tam olarak yüzde yüz görme engelli değil daha önce böyle bir engel biçimi görmemiştim en azından Türkiye de görmedim daha çok %90 civarında beyaz ışık olarak görüyor her şeyi ve yazılar dahil her şeyi çok yakınlaştırınca görebiliyor) serseri bir yankeenin hikayesini anlatıyor.Bu arada dizinin bazı yerlerinde gerçek hayatta da doğuştan görme engelli bir komedyen dizi arasında çıkıp görme engeli ile ilgili gerçek hayattan bilgiler veriyor.Japonyanın bu konuda bile ne kadar gelişmiş olduğunu izledim ve o kadar çok şey yapmışlar ve o kadar çok düşünceliler ki bu konuda bir kez daha Türkiye'nin bu konuda ne kadar geri kalmış ve sığ düşünceli olduğunu anlamış oldum.

Akaza Yukiko, görme engelli çocukların gittiği özel bir okulda öğrencidir. Ambliyopi hastası olduğu için renkleri soluk görmekte ve sadece büyük harfleri büyüteç yardımıyla okuyabilmektedir. Dışarıya beyaz bastonu olmadan çıkamamaktadır. Buna rağmen, parlak bir kişiliğe sahiptir. Bir gün, belalı bir çocuk olan Kurokawa Morio ile tanışır. Yukiko başta Morio'dan hoşlanmaz ancak zamanla duyguları değişir.

Gerilim Filmi : No Exit

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün film postunda gerilim filmimiz var.Toplanmalı ve bol gerimli filmleri seviyorsanız tam da size göre bir film daha çok "katil kim" temalı filmleri seviyorun ben bir çok şüphelinin olduğu bu filmde o tema üzerine yapılmış ama daha çok katili bulmaktan çok gerilim üstüne yoğunlaşılmış o yüzden türevlerine göre bir tık vasat olduğunu belirtmem lazım.

Ailevi bir acil duruma giden genç bir kadın olan Darby Thorne, kar fırtınasında mahsur kalır ve bir grup yabancıyla birlikte bir otoyol dinlenme alanına sığınmak zorundadır. Otoparkta bir minibüste kaçırılmış bir kıza rastladığında, onları kaçıranın kim olduğunu bulmak için onu korkunç bir ölüm kalım mücadelesine girer.

Kitap - Dokunmadan Nermin Yıldırım

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün kitap postunda yeni keşfettiğim ve üslubuna,hikayeyi aktarmasına bayıldığım bir yazar olan Nermin Yıldırımdan "Dokunmadan" kitabı var.Nedense bu kitaba ve yazara karşı saçma sapan ilk çıktığı zamandan beri bi önyargım vardı ve önyargımı kırıp alıp okudum ve ne kadar saçmaladığımı bir kez daha anladım çünkü gerçekten bayıldım kitaba ve yazarın başka kitaplarını alıp okumak istiyorum.

Adalet, yirmi dokuz yaşında genç bir kadın. Hayata ve insanlara dokunmadan, ne mutlu ne mutsuz, öylesine yaşayıp gitmektedir. Ta ki doktoru, ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyleyene dek... Hastalığı için kendini suçlayan Adalet, hayatını didik didik ederek, ilk günahını, masumiyetini kaybettiği ilk gerçek suçunu bulmaya çabalar. Bu uğurda çıktığı yolda kendiyle de, içinde yaşadığı ülkeyle de yeniden tanışacaktır. Dokunmadan, kahramanın hayatı sorguladığı, değişimi yaşadığı ve belki de aşka rastladığı sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor okuru.