Kitap - Koku Patrick Süskind

 Herkese merhabalar efenim,

Kardeşimin kütüphanesinden aldığım bir kitapla daha devam ediyoruz kitap postları serüvenimize."Bir Katilin Hikayesi" başlığıyla dikkat çeken ve bir çok kişinin filminden ,dizisinden bildiği bir hikaye aslında.Onları bu kitabı okuyana kadar izlemeyi reddettim.Kitap başlarda bi durgun başladı ama ortalarına doğru hikaye açılmaya ve okuyanı sürüklemeye başladı açıkçası.Koku duyumu hassas olan arkadaşlarım da olmuştu ben daha çok tatçıyım sanırım :D Parfümlerle de aram pek iyi olmadı bu zamana kadar o yüzden bu kitabın beni çok etkileyeceğini düşünmemiştim ama işin içine insanları öldürüp onlardan doğal ve mükemmeliyetçi bir koku yaratma fikri girince işte orda beni etkileyen bir tarafı oluşmuş oldu kitabın.

Alman asıllı yazar Patrick Süskind’in ilk romanı Koku, sıra dışı konusu ve akıl almaz sonu ile ilk yayımlandığı 1985 yılından bugüne okurlarını büyülemeye devam ediyor. Farklı kişiliği ve topluma karşı mesafeli yaklaşımı ile öne çıkan Süskind, Koku’da insanın toplum tarafından kabul edilme isteğini benzersiz bir tema etrafında ele alıyor. İnsanoğlunun kokulara karşı olan içgüdüsel ilgisini olağanüstü bir kurgu ile kaleme alan yazar, Koku ile sizi de duyusal yeti ve eğilimlerinizi sorgulamaya davet ediyor.

Kokusuz Olsaydınız, Hayatınız Nasıl Olurdu?

İyi veya kötü, her mekanın ve insanın bir kokusu vardır. Peki ya sizin olmasaydı? Etrafınızdaki kişiler size nasıl bir tepki verirdi? Ya da sizin farkınıza varabilirler miydi? Romanının başkahramanı olarak doğuştan kokusuz bir insanı konu edinen Süskind, kokunun toplumsal yaşamda ne denli önemli bir yere sahip olduğunu kanıtlamak için oldukça farklı bir yol izliyor. Kokusuz olmasından dolayı insanlar tarafından anlamlandırılamayan bir dışlanmaya maruz kalan başkahraman, roman boyunca sizin de aklınızda birçok soru işareti bırakacak. Ona bazen hak verecek, çoğu zaman da nefret duyacaksınız.

Amerika Dizisi : Wednesday

 Herkese merhabalar efenim,

Tim Burton bi kere de şaşırt be adam ! Yine mükemmel yine tam Buselik bir yapım olmuş.Addams ailesinin büyük kızları Wednesday'in kendi dizisi çıktı nihayet Jenna Ortega aşırı yakışmış bu role 2.sezon gelecek belli ki ve ben deli gibi şimdiden gün sayar oldum !

Biraz Harry Potter biraz Ölü Gelin havası vardı dizide.Karanlık atnosferi Nevermore Lisesi ve bol bol ucube ve bir de cinayet gizemi izledik.Netflix de son zamanlarda en keyifle izlediğim işlerden biriydi !

Zeki, alaycı ve azıcık içi geçmiş bir kız olan Wednesday Addams, Nevermore Akademisinde yeni dostlar ve düşmanlar edinirken art arda gerçekleşen cinayetleri araştırır.

Türk Dizisi : Bizden Olur Mu?

 Herkese merhabalar efenim,

BluTv de yayınlanan mini yerli bir diziden bahsedicem bugün sizlere.Biraz Aynen Aynen dizisinin tadını veren komedi ve romantizim ağırlıklı bir dizi.Deniz Işın ve Sarp Bozkurt baş rollerde oynuyor.Sanrım proje tasarımını Sarp Bozkurt kendisi yapmış ikisini de daha önce hiç bir dizi de izlediğimi hatırlamıyorum ama ikisini de sima ve isim olarak tanıyorum elbette.Boş bir zamanda izlenebilecek çıtır çerezlik eğlenceli zaman geçirtebilecek bir dizi diyebilirim.

Romantik Film : Christmas With You

Herkese merhabalar efenim,

Çok yoğun ve yorgun bir hafta daha bitti.Ve bir de bu yorgunluğun üstüne havuza gittim dün akşam ve haftayı beyinsel yorgunluk yanında fiziksel yorgunlukla da bitirmiş oldum.Böyle zamanlarda uyuyasım da gelmiyor benim son gram enerjimi de böyle çıtır çerez filmlere harcamak istiyorum derken dün Netflix'e yeni gelmiş olan Christmas filmini gördüm ve hemen atladım tabiki de ! Aslında Hellmark'ın çok bildiğimiz o konularından biri ama onun latin versiyonu desek daha doğru olur ayrıca oyuncu seçimleri aşırı gerçekçi olmuş yani günlük hayatta karşılaşılabilinicek tipler cidden :D

Noel'de hit olacak bir şarkı yazmak için ilham bulmaya çalışan pop yıldızı, genç bir hayranının Noel dileğini yerine getirmeye gittiğinde gerçek aşkı yakalama fırsatı bulur.

Romantik Film : Falling for Christmas

 Herkese merhabalar efenim,

Daha Aralık ayı gelmeden Christmas filmleri gelmeye başladı Netflix'e.Normalde her yıl Aralık ayında geleneksel olarak gelen filmleri izlerim size de aktarırım ama bu sefer bu filme öncelik verdim çünkü yıllar sonra çocukluğumun filmlerinde izlediğim ve çok sevdiğim bir kadın oyuncu olan Lindsay Lohan romantik filmlerle geri döndü.Kendisi bi ara uyuşturucu ve depresyon ile uğraşmış ve çok kötü zamanlar geçirdiği içinde oyunculuğa da ara vermişti.Bu filmle yeniden ekranlara hem de yeniden Romantik Komedi ile döndü.Onu izleyince onunda benim de ne kadar yaşlanmış olduğumuzu fark ettim :(  Ama onu yeniden görmek ne bileyim bi garip hisettirdi ama güzel bir gariplik diyelim :)

Büyük bir otelin şımarık vârisi, Noel öncesi kayak yaparken kaza geçirir. Kaza nedeniyle hafızasını yitiren kadının bakımını ise şansı yaver gitmeyen dul bir adam ve kızı üstlenir.

Korku Filmi : Pearl

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar favori oyuncularımdan biri Mia Goth ! Kendisi hem oyuncu hem senarist hem de yönetmen koltuğunda yer alıyor yaptığı filmler de hem genelde psikolojik gerilim ya da korku üzerine filmler yapıyor ayrıca bence kendisinin korkutucu bir güzelliği de var.Daha önce yer aldığı bir çok yapımı izlemişim hatta çok da beğenmişim.Emma,Suspiria,Yaşam Kürü ve Karanlık Sır filmleri.Kendisine ait izlemediğim son bir film kaldı onu da bu aksam eve gidince izlemeyi düşünüyorum.Ayrıca bir film serisi daha var Nymphomaniac diye bolca +18 ögeler içerdiği için izlemeyi biraz geciktirdiğim bir yapım hem ortamımın müsait olması lazım hem de bazı filmleri izlemenin cidden zamanı var diye düşünüyorum o seriyi biraz daha sonraya bıraktım ama izleme listemde.

Mia Goth'ı bir kenara bırakıp Pearl filmine gelicek olursak film 98 yılında geçmesine 22  yapımı olmasına rağmen 50'li yılların havasıyla ve sinematikleriyle çekilmiş o yüzden daha baştan kafa karıştıran bir film.Baskılanmış arzuların gün yüzüne çıkamayışı ve engellenme duygusunun çok şiddetli oluşunun genç bir kızı nasıl bir yıkıma uğratacağını ve nasıl bir seri katile dönüştürebileceğini gösteren psikolojik ögeleri enfes sunmuş bir yapım.

 1998 yılında Pearl (Mia Goth), ünlü olma takıntısına sahip olan genç bir kızdır. Göz alıcı bir hayata özlem duyan Pearl'ün bu hayali reddedilince büyük bir öfkeye kapılır ve bir cinayet serisine başlar.

Korku Filmi : Smile

 Herkese merhabalar efenim,

Korku filmleri şu sıra baya hız kazandı bu beni acayip mutlu ediyor.Son dönemlerin en popüler korku filmlerinden biri olan Smile'ı izledim.Konusu oldukça orijinal bir yapım ve sonuna kadar kendini izlettirmeyi başaran bir yapım olmuş.Bir kaç sahnesi de oldukça iyidi.Eğer bu türü seviyorsanız bakmanız gereken filmlerden biri diyebilirim :)

Bir hastayı içeren tuhaf, travmatik bir olaya tanık olan Dr. Rose Cotter, açıklayamadığı korkutucu olaylar yaşamaya başlar. Bu karşı konulmaz derecede bunaltıcı olan dehşet hayatını ele geçirmeye başlarken, Rose hayatta kalmak ve korkunç yeni gerçekliğinden kaçmak için sıkıntılı geçmişiyle yüzleşmek zorundadır.

Romantik Film : 20th Century Girl

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün ki postumuzda bir Kore filmi var.Yine Netflix de yer alan bir yapım.99 yılında geçen nostaljik bir film aynı zamanda lise filmi ve hem eğlenceli hem de hüzünlü bir film.Özellikle de finali bir tık üzüyor insanı.

1999 yılında genç bir kız, en yakın arkadaşının sırılsıklam âşık olduğu çocuğu onun adına göz hapsine alır, ancak daha sonra kendini başka bir aşk öyküsüne kaptırır. 

Aksiyon Filmi : Enola Holmes 2

 Herkese merhabalar efenim,

Enola'nın Netflix2e 2.filmi gelmiş ve bu sefer daha çok Henry Cavill görüyoruz ! Benim Benedict Cumberbatch'ten sonra en çok 2.yakıştırdığım Sherlock kendisi.Tabi ki ilk filmde ki gibi yine Sherlock'un kız kardeşi olan Enola'nın gözünden izliyoruz filmi ve bence ilk filmden daha güzel olmuş bu film ben bu filmde daha çok eğlendim ve devam filmi de gelirse yine izlemeye devam ederim.

Enola Holmes 2, Sherlock Holmes'un asi genç kız kardeşi Enola'nın maceralarını konu ediyor. Genç bir kadın olan Enola, dedektif olarak ilk davasını almıştır. Kayıp bir kızın gizemini çözmeye çalışan Enola, bu süreçte arkadaşlarının ve ağabeyi Sherlock'un yardımına ihtiyaç duyar.

Romantik Film : Kal

 Herkese merhabalar efenim,

Dilan Deniz'in ve Burak Deniz'in baş rollerinde olduğu romantik bir filmden bahsedicem bugün size.Bu ikili daha önce Başka projelerde de yer almıştı ve beğendiğim bir ikili olmuştu bu filmde de çok yakıştırdım bu ikisini ama film öyle aman aman iyi değildi bence.Sahne geçişleri ve olayları aktarma açısından ve sinematik açıdan başarılı bir filmdi bence ama senaryo erkeğin gözünde yazıldığı için beni çok sinir etti tabi kadın olduğum içinde bu kısımda biraz cinsiyetçilik yapıyor olabilirim :D Ama başroldeki kadını o kadar iyi anlıyorum ki ne hissettiğini ne düşündüğünü neden adamı terk ettiğini neyden bunaldığını,sıkıldığını erkeklerin her duygusunu içinde yaşayıp karşı tarafa hiç bir halt anlatmamaları beni de cidden ilişkilerden soğuttu.O yüzden bu hikaye erkek gözünden anlatılsa da ben yine kadına hak verim adama da sinir oldum nokta :D

“Anılar bağımlılık yapar” mottolu "Kal" aşk ve ayrılık hakkında garip bir hikayeyi anlatıyor. Semih, kız arkadaşı tarafından terk edilen genç bir adamdır. Hayatına devam edebilmek için umutsuzca çabalayan Semih, bu süreçte geçmişiyle yüzleşmeye başlar.

Kitap - Tokyo Ueno İstasyonu Miri Yu

 Herkese merhabalar efenim,

Yeni çıkan,İthaki gibi ünlü ve kaliteli bir yayınevinden çıkan ödüllü,Japon edebiyatından olan bu kitaptan çok şey bekleyerek aldım ve açıkçası ilk arka kapak yazısını ve konusunu okuyunca da meraklandırmıştı bu kitap beni zaten 120 sayfalık bir kitap ve Amazon indiriminde de görünce hemen alayım okuyayım dedim ama baştan sona kitabın içine hiç giremedim ne anlatıyor onu da tam anlayamadım kitap tam bir hayalkırıklığı oldu benim için anlayacağınız.Japon edebiyatından çok az kitap vasat çıkar normalde hep ilgi çekici ve farklı olur ama bu kitap benim için resmen sınıfta kaldı , otur sıfır !

2020 Çeviri Edebiyatı Ulusal Kitap Ödülü Kazananı

Akutagava ödüllü Miri Yu, Güney Kore vatandaşı olmasına rağmen Japonca yazan, gençlik yıllarındaki bunalımlarına Edgar Allan Poe ve Truman Capote gibi ustaların eserleri sayesinde direnen, kitaplarında hem psikolojik hem de sosyolojik arayışların peşine düşen bir yazar.

Çağdaş Japonya tarihinin her önemli dönemeci 1933’te doğan Kazu’nun hayatına bir şekilde etki etmiştir ama o artık bir ölüdür. Kazu’nun yaşam öyküsüne kara talih damga vurmuştur ve şimdi ölümde bile huzura eremez.

O parka 1964’te Tokyo Olimpiyatları’nın hazırlığında çalışmak için gelen ve son nefesini de parkın civarındaki evsizlerin arasında veren Kazu’nun gözlerinden Tokyo’daki gündelik hayatı görürüz bu romanda. Böylece onun şahsi öyküsüne dair mahrem ayrıntılar da gün yüzüne çıkar. Tıpkı toplumdaki eşitsizliklerin onun hayatına nasıl yön verdiğinin gün yüzüne çıkması gibi.

Tokyo Ueno İstasyonu, Tokyo’nun en işlek mekânlarından birine musallat olan evsiz bir hayaletin hikâyesini anlatıyor.

Kitap - Innsmouth'un Üzerindeki Gölge H.P Lovecraft

 Herkese merhabalar efenim,

Lovecraft'tan başka bir kitap daha okuyayım dedim ama bu kitapta beklediğim ve istediğim yönde gitmedi açıkçası asla sarmadı beni , konusu diğer kitaptan daha farklı sanıyordum ama eninde sonunda konu bir şekilde yine Cthulhu efsanesine dayanıyor sanırım Lovecraftta bundan başka bir hikaye yok bu kitapta yine benim için hayal kırıklığı oldu şu sıra güzel bir okuma tempon var derken bu kitaplar okuma hevesimi kırmaz inşallah :/

Innsmouth’un Üzerindeki Gölge, modern insanın çöküşünün, çürümesinin ve yozlaşmasının ilkel ve yabani geçmişimizle ilişkisini gösteren, gotik köklere sadık bir yolculuk, dönüşüm ve cinnet öyküsü. Lovecraft’ın 1930’ların başında kaleme aldığı ve sağlığında bir kitap halinde yayımlanan tek eseri olan Innsmouth’un Üzerindeki Gölge, genç ve isimsiz bir kahramanın kadim ve isimsiz bir dehşetle yüzleşmesinin öyküsünü anlatıyor. Innsmouth’un tuhaf görünümlü insanlarının geçmişine indikçe, tekinsiz bir uygarlığın tüyler ürpertici efsaneleri şehrin sokaklarına sızıyor, insanların gölgelerine yansıyor. Kadim varlıklara kurban edilen, karada başlayıp denizin dibinde biten yaşamların öyküsü, bu uğursuz kasabadan kaçmaya çalışan kahramanımızın sürükleyici macerasıyla sona erse de, Derinlerde Yaşayanlar ve Eskiler’in dehşeti hüküm sürmeye devam ediyor. Arkham’a kalkan son otobüse yetişmenin, eve dönmenin bir faydası yok. Artık her aynada bir Innsmouthlu var çünkü…

Kore Dizisi : Love in Contract

Herkese merhabalar efenim,

Güncel Kore dizilerini takiplemeye elbette kaldığım yerden devam ediyorum efenim ! Şu sıra çok fazla romantik-komedş tarzı dizi çıkmadığı için resmen tek tük izler oldum Kore dizisi.Ya hukuk ya polisiye genelde bu tarzlar üzerinden gidiyor diziler şu sıra ilgimi çeken çok az dizi var bu yüzden.Bu dizi de hem kadrosuyla hem de konusuyla ilgimi çeken ve sonuna kadar kendini izlettiren bir dizi oldu benim için.

Park Min Young benim en sevdiğim kadın oyunculardan biridir bu sektörde ama son dizileri Forecasting Love and Weather ve When the Weather Is Fine bence pek başarılı diziler değildi tamam yine de baş rolünde sevdiğimiz bir ablamız var diye izledik ama şu kadının yaşına uygun da bir partner bulun de mi ama veriyorsunuz gencecik oğlanları aralarında gram kimya hissedemiyoruz baş rollerin.Gerçi bu dizideki partneri de kendisinden 4 yaş küçük ama yine de adam olgun durduğu için yaş farkını hiç hissetmedik biz.Baş roldeki abimizde yani Go Kyung Pyo resmen 2017 den beri romantik komedi dizilerinde oynamadı en son abimizi ben Strongest Deliveryman dizisinde bıraktım sonra başka diziler de oynadı ama hep aksiyon dizileri ama kendisini romantik komediye oldukça yakıştıştırıyorum aslında ve bu dizi de bu tezimin kanıtı bence :)

Dizi, bekar erkeklere kısa süreli ‘eş’ hizmeti sağlayan Choi Sang Eun (başrol kız) etrafında dönmektedir. Ancak Jung Ji Ho (başrol erkek) adında özel bir müşterisi vardır. En uzun süreli ‘eş’ hizmeti sağladığı kişidir. Her pazartesi, çarşamba ve cuma günleri beraber yemek yerler. Choi Sang Eun bu işten emekli olmaya karar verdiği anda hayatına geçmişinden Kang Hae Jin (ikince erkek) girer ve onunla da salı, perşembe ve cumartesi günleri bir araya gelmeye başlar. Rol olarak başlayan bu oyunda işler bir noktadan sonra çığırından çıkar ve karmakarışık bir hale gelir.

Bilim Kurgu Filmi : Everything Everywhere All at Once

 Herkese merhabalar efenim,

Dün biliyorsunuz ki izin günümdü artık o gün vaktim olduğunca her pazartesi düzenli film izlemek istiyorum.Bana öneriniz "mutlaka izle tam senlik bir film" dediğiniz filmler varsa yorumlara yazın lütfen.Mesela bu film tam benlik bir film! Hafif kafa yakmalı bol sembolleri ve mesajı olan anladığın ama biri "anlat" dese anlatamayacağın filmlerden :D Absürd komedi ve bilim kurgu birleşmiş ve bu film olmuş ayrıca Barış Özcan'nın bu film hakkında çektiği videosunu da koydum alta filmi izledikten sonra o videoyu izleyince film gözünüzde daha da büyüyor vallahi.Bu senenin oldukça başarılı ve çekim açısından da sinematik açısından da oldukça yenilikçi filmlerden.Paralel dünyalar ve multiverse evrenleri,karadelik teorilerini seviyorsanız mutlaka bu filme bi bakın !

Her Şey Her Yerde Aynı Anda, dünyayı kurtarması gerekecek zorlu bir maceraya sürüklenen bir kadının hikayesini konu ediyor. Evelyn, yıllar önce kocasıyla birlikte Çin'den Amerika'ya göç edip yeni bir hayata başlar. Aile hayatı ve işiyle sıradan bir yaşam süren Evelyn, kendisini bir anda dünyayı kurtarması gereken çılgın bir maceranın içinde bulur. Yaşayabileceği alternatif hayatlarla bağlantılı diğer evrenleri keşfeden Evelyn, bu süreçte evreni kurtaracak yegane gücün kendisinde olduğunu öğrenir.

Kitap - Karanlıkta Fısıldayan H.P Lovecraft

 Herkese merhabalar efenim,

Uzun bir kitabın ardından kısa kısa kitaplar okumak daha iyi hissettiriyor beni.Cadılar Bayramı geçti gerçi ama yine de korku kitaplarına dönmek istedim şu sıra.Bu kitapları kız kardeşimin kütüphanesinden yürütüyorum elbette :D O da benim gibi korku hayranı ama en çok karanlık kitaplar serisini seviyor.Ben bir çok kitabın konusunu biliyorum zaten genelde bildiğim konular olduğu için bu zamana kadar hep okumayı ertelemiştim kendi okumak istediğim kitaplara ağırlık vermiştim.

Bu kitap "korku edebiyatının babası" olarak geçen Lovecraft'ın onu ünlü eden miti"Cthulhu" nun parçalarından biri olarak geçiyor.Bu mitten esinlenilmiş bir çok oyun oynadığım için konuya oralardan zaten hakimdin açıkçası."Cthulhu" dediğimiz şey kitapta uzaydan gelme yaratık olarak geçse de daha çok şeytani bir figür ve ona hizmet eden bir kültü var.İşin ucu biraz da tarikat olayına bağlanıyor aslında eninde sonunda.Cthulhu ahtapota benzer bi yaratık ve denizlerde yaşıyor elbette.Eğer bu türe ilginiz varsa başlangıç için iyi bir kitap olduğunu düşünüyorum zaten 84 sayfa ben 1 günde okudum :D

Cthulhu Mitosu’nun bir parçası olan ve kendisinden sonra birçok yazara ilham veren Karanlıkta Fısıldayan, Profesör Alberth Wilmarth’ın bilinmeyene doğru çıktığı korku dolu bir yolculuğu konu alıyor.

Vermont civarında yaşanan büyük bir selin ardından bazı açıklanamayan fenomenler yaşanmaya başlar. Profesör tüm bunlara mantıklı açıklamalar getirmeye çalışsa da çevredeki bir çiftliğin sahibinden alacağı mektuplar ve bu mektuplarında ona anlattıkları Profesör’ün bilime ve mantığa olan bağlılığını sarsmaya başlayacaktır. Tüm bunlar yalnız yaşayan bir çiftçinin sanrılarından mı ibarettir, yoksa her şeyin arkasında çok daha habis bir şey mi yatmaktadır?

Kitap - İstanbul Hatırası Ahmet Ümit

 Herkese merhabalar efenim,

Neredeyse 1 aydır elimde süründürdüğüm araya tabi ki başka kitaplarda aldığım 600 sayfadan fazla olan bir Ahmet Ümit kitabı ile devam ediyorum.Kitabı okurken bol bol İstanbul tarihine de tanıklık ediyoruz Ümit her kitabında tarihi bilgisini kitaplarına çok güzel bir şekilde yediriyor.Geçen yıl 15 gün İstanbul gezisi yapmıştım o zaman İstanbul'un bir çok tarihi yerini gezme fırsatı buldum ama 15 güne hem de hava şartlarına sığdıramadığım daha bir çok yer kalmıştı.Tarihi dokusu inanılmaz güzel bir yer İstanbul ve bu dokuyu bozanların,yıkanların ölümle cezalandırılması gerektiğine inanan bir katilimiz var hatta bir seri katil ve öldürdüğü kişilerde pek iyi kişiler sayılmaz o yüzden ahlak ve akılın birbirine karıştığı bir yerde Nevzat Komiserimiz.

Yedi tepeli şehre çökmüş kasvet yüklü bir bulut, son nefesini vermiş yedi kurban...

Tarihî yarımadada işlenen sıra dışı bir cinayet, Başkomser Nevzat’ı harekete geçirir. Katil, avcuna antika bir sikke bıraktığı kurbanın cesedi üzerinden çözülmesini istediği bazı mesajlar vermiştir. Aynı cinayet ritüelinin parçası olmuş kurbanlar peşi sıra gelir; tüm kurbanların elinde bir sikke vardır ve her biri şehrin parlak dönemlerinde yaşamış bir imparatorunun döneminden kalma tarihi bir yapının önüne bırakılmıştır. Kurbanların ortak özelliği, İstanbul’a olan ihanetleridir. Peki katilin özelliği nedir?

Şehrimizle birlikte yitirdiklerimize, birbirimize bakıyorduk.

Byzantion, Konstantinapol ve İstanbul... Sahipleri, sakinleri değişse de, yeni isimler edinip farklı karakterlere bürünse de değişmeyen bir şey var tarihi yarımadada; eskimeyen güzelliği.Ahmet Ümit İstanbul Hatırası’nda artık tehdit altında olan bu güzelliği merkeze alıyor ve yüksek gerilimli polisiyesiyle okuru hipnotize ederken aktardığı tarihi bilgilerle İstanbulluluk bilincini de canlandırmaya çalışıyor.

Animasyon : Minions Serisi

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar iş hayatına yeniden atıldığım için fazlasıyla yoğun çalışıyorum şimdiden işe başlayalı 1 hafta olmuş bile zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bir bakmışız 2023 yılı gelmiş :) Bu yıl neyi hedeflediğimi artık ben bile bilmiyorum sadece para biriktirip bana verilen ilk izinde gezmek ve vlog çekmek istiyorum sanırım hayatımın tek amacı artık bu oldu aşk meşk işlerinde de hayır yok zaten bana en iyisi yemek yemek ve gezmek :D Bir de çikolata yerken animasyon izlemek tabi ki :D Minyonlar serisinin kendi filmi de var biliyorsunuz ki ve geçtiğimiz aylarda 2.filmi de çıktı internete düşünce hemen izledim elbette ama ilk filmini de izlemediğimi farkettim o yüzden önce açıp ilk filmini izledim :D Minyonları çok seviyorum ya :D

1-Minions (2015)

Kabilelerine yeni bir patron bulabilmek için yollara düşen Minyon Kevin, Stuart ve Bob, süper kötü Scarlett Overkill ve mucit kocası Herb tarafından işe alınır.

2-Minions: The Rise of Gru (2022)

 70'li yıllarda tarihin en büyük kötülerinden biri olma hayali kuran genç Gru ile yolları kesişen Minyonlar'ın, kötülükleriyle nam salan Vicious 6 ekibine girmeye çalışan Gru'ya yardım etmelerini konu ediniyor. Gru, 1970’lerin ortasında dönemin modası saçları ve İspanyol paça kot pantolonlarıyla banliyöde büyümüştür. Kötü 6 olarak bilinen kötüler grubunun hayranı olarak onlara katılabilecek kadar kötü olma planları yapmıştır. Neyse ki sadık takipçileri olan ve kargaşa yaratan Minyonlar’ın desteğini alır. Kevin, Stuart, Bob ve Otto birlikte yeni bir Minyon desteği ve mutlu etme arzusuyla Gru ile birlikte ilk sığınaklarını yapmak üzere yeteneklerini kullanırlar ve ilk silahlarını da deneyimleyerek ilk görevlerini de başarıyla tamamlarlar. Kötü 6, liderleri efsane dövüşçü Wild Knuckles görevden atıldığında Gru, yeni üyeleri olmak için görüşme yapar. Fakat görüşme iyi gitmez ve hatta onları zekasıyla alt ettiğinde bir anda kendini en kötülerin ölümlü düşmanı olarak bulur. Gru kaçarken olasılık dışı bir kaynağı, Wild Knuckles'ı rehber olarak kullanır ve kötü adamların bile arkadaşlarından biraz yardıma ihtiyaç duyduğunu keşfeder.