Sızlanmalarımı rafa kaldıracak olursak serinin son kitabı olan Özgürlüğün 50 Tonu kitabı beni iyice bu seriye bağladı diyebilirim.Her kitap bir önce ki kitaptan daha iyiydi.Tabi biraz can sıkıcı bulduğum yazarın sayfa sayısını uzatmak için baştan baştan aynı olayları tekrarladığını da söylemek istiyorum.Alacakaranlık serisinden sonra hiç beni bu kadar kendine bağlayan bir kitap daha olmamıştı.İlk kitabına biraz ön yargı ile yaklaştığımı açıkça kabul ediyorum.Biraz iğrenç geldi başta bana seks kısmının bu kadar açık seçik anlatılması gerim gerim gerildim açıkçası okurken.Psikoloji ağırlıklı okuyacağım için bu yaştan sonra her türlü sapıkla.manyakla uğraşacağım düşünülürse bu tip durumlara alışmam gerekiyor herhalde.Zaten ben hiç seks konusunda aman aman çok ayıpp aa aa hiç konuşulur mu böle şeyler yasaklı kelime bi kerem o diyen biri olmadım.Bu konuya hep bilimsel yaklaştım bizi leylekler getirmedi sonuçta değil mi?
3.kitapta daha büyük heyecanlar işin içine giriyor diyebilirim.Kaçırılmalar,sapıklar Bay Grey'in saklı hayatı su yüzüne çıkıyor.Aslında başta manyak sapık lan bu dediğim Bay Grey bana okudukça aslında hiçte düşündüğüm gibi bir adam olmadığını hissetirdi.Sonuçta hangi erkek istemez ki ? Kırbaç,kelepçe desen hepsinin gözleri parlar aman canım sadistçe öyle şeyler sapık mıyım ben diyen erkek bulmak bence çok zor o yüzden helede Amerika gibi bir yerde çokta vampirimsi ya da doğaüstü bir adam gibi algılanmamalı Bay Grey!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder