29 Mayıs 2016 Pazar

Maydanoz Time : Film - Nô Otoko

Herkese merhabalar efenim ...

İzmir'e gelmem demek Gerilim-Korku-Gizem kısaca mindfuck filmler izlemem ve bunların sizlere bol bol postunun gelmesi demek :)

Bu gün ki filmimiz bir Japon filmi.Sonu yine oldukça fena ve güzel bitiyor.Kısca konusuna gelicek olursak :

Japonya'nın küçük bir kasabasında, rastgele patlama vakaları görülmeye başlar. "Beyin Adam" olarak bilinen Ichiro Suzuki suç ortağı olarak olaylara karışır. Midorikawa ise patlama vakaları üzerinde çalışmaktadır. "Beyin Adam" olarak bilinen adamın inanılmaz bir hafızası, yüksek zekası ve mükemmel bir vücudu olmasına rağmen insanlara özgü duyguları yoktur. Kendisininde kişisel bir travması olan Beyin cerrahı Mariko Washiya insan doğasının temelde iyi olduğuna inanır ve suçluları kurtarmaya çalışır. Beyin Adam'ın ilgisini çeker ve gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışır. Bu arada detektif Chaya d a"Beyin Adam"in izini sürmektedir.

Not: Film Urio Shudo'nun "No Otoko" isimli romanından uyarlanmıştır. Roman 46. Edogawa Rampo Ödülünün sahibidir.



28 Mayıs 2016 Cumartesi

Maydanoz Time : Film - Predestination

Herkese merhabalar millet ...

Bu postu yazabilmek için neredeyse film ilk çıktığından beri bekliyorum diyebilirim.Çünkü film ilk çıktığında konusunu çok beğenmiş "ahaa tamda bizlik tam bir mindfuck filmine benziyor" demiştim hatta film izleyenlerin yorumlarını falanda okumuş saçma sapan spoilerlar yemiştim.Aradan neredeyse 3 yıla yakın zaman geçti ve ben bu filmi izlicem deyip izlemeyi unuttum hatta ismini dahi unuttum ama o meşhum konusunu her zaman belleğimde tutmayı başarmışım efenim.

Kardeşime,arkadaşlarıma aklıma gelen çevremdeki herkese aynen şu şekilde anlattım filmi " bir film vardı bi kadın varmışta aslında yokmuş kendini doğuruyormuş bu filmi biliyor musunuz?" :D

Tabi böyle saçma bir şekilde anlatınca filmi kimse anlamadı ne demek istediğimi ama geçenlerde yine bir arkadaşımla filmlerden konuşurken bu film aklıma geldi ve sordum umutsuzdum bileceğinden ama ne demek isteyen biri çıktı nihayet ve o filmin adı "predestination" dedi ! Bende hemen eve gidince ailemle izledim tabi ki de ... Kardeşim bile dedi "sen bu bu filmi aslında mantıklı bir şekilde anlatmışsında biz filmi bilmediğimiz için anlayamamışız" dedi.

Film benim anlattığım (anlatamadığım) kadar karışık işte ... En iyisi siz mutlaka izleyin bu da böyle bir anı oldu artık bende :D


27 Mayıs 2016 Cuma

Maydanoz Time : Etkinlik - Anasınıfına Gittik !

Herkese merhabalar efenim ... 

Yine bir ders kapsamında - oyun terapisi - gittiğimiz Anasınıfında yine çok farklı duygular yaşadım aynı zamanda da çocuklarla inanılmaz eğlendim.Açıktan okul öncesi eğitim mi okusam yoksa ?!

Çocukları çekmek yasak olduğu için biz daha çok kendimizi bol bol çektik elbette zaten bizim de çocuklardan pek bi farkımız yoktu.En odun arkadaşlarım bile çocukları görünce açıldı resmen.Nef'in anasınıfına gittik elbette.Üniversite ile birlikte olduğu için çok küçük bir alan ayırmışlar yavrucuklar 2 göz odada ordan oraya koşturuyorlar.Ama her imkanları var vallahi anasınıfında.Bende kendi anasınıfından olduğum ünleri hatırladım ahh ahh yaşlandık be !

O zamanlar Marmaris'teydik ve benim öğretmenim tam bi dangalaklık örneğiydi.Hatta bana yılsonu dans gösterimizde adam gibi dans edemediğim için "kazkafa" demişti bunu duyan Buse durur mu ortalığı birbirine kattım tabi ki de "sen kimsinde bana kazkafa diyorsun be " diyerekten annemden tut müdürüne kadar... O zamanlar daha cadaloz ele avuca sığmaz bir kızmışım tabi.Şimdi biraz daha duruldum gerçi konu hakkımı aramak oldu mu ya da egom zedelendi mi yine ortalığı birbirine katarım :D

Neyse efenim görünürde onlara "kazkafalı" diyecek bir öğretmenleri yoktu tam tersi oldukça nazik ve hoşgörülü davranıyorlardı-tabi misafileri olduğu için öyle de olabilirlerdi bilemicem gerçi üniversitenin anaokulu olduğu için şiddete falan cesaret edemezler.- 

Bana Alphan adında bir çocuk düştü giderken çocuklara bir oyuncak hediyesi almıştık hepimiz.Bize hangi cinsiyette nasıl bir çocuk olduğunu düşüceğini bilemediğimiz için Doktorculuk takımı aldım ben eh her cinsten çocuk bence bu oyunu sever bende çok severim ! Ki şansıma Alphan doktorculuk oynamayı çok sevdiğini ve büyüyünce doktor olmak istediğini söyledi ve neredeyse 1 saat boyunca baştan baştan doktorculuk oynayıp durduk bana artık gına geldi ama çaktırmadım tabi yavrucuğa :D

Ayrıca tam bizlik bir vaka olan otoizm başlangıcı olan bir çocuğumuzda vardı sanırım kaynaştırma öğrencesi olarak vermişler.Erkek öğrenci olduğu içinde pek bi haraketli pek bi yaramaz.Ona 4-5 kişi falan verdi hocamız zaten.Kahvaltılarını yaparken gelmiştik tamda bizde.O sadece ekmek yiyip bitiriyormuş kahvaltısını ilginin üzerinde olmasını istediği için erken geldi yanımıza.Onunla askercilik oynadı arkadaşlarımız herkesle onunla ilgilenirken uslu çocuktu ama diğer arkadaşları gelince ve ilgi dağılınca haliylen sağ sola koşturmaya ve onun bunun oyuncağına sarmaya başladı.

Hatta bi ara Alphan ile kavga etmelerinin son anda önüne geçtim.Bizim masanın önünden geçerken doktorculuk takımının çantasını çaldı arkasından Alphan bi kıyamet koşturdu tabi bende Alphan'nın arkasından "onu boşver bak bizim malzememiz çok gider başka bir yerden sana buluruz doktorculuk çantası diye".Allah'tan bi tek ben değildim Ayştan'nın kayıp kızı başka arkadaşlarım da akıl etmişti doktorculuk oyunu getirmeyi onlar oyun hamuruyla oynarken biz yine doktorculuk oynamaya devam edebildik.

Buda böyle bir anımdır ...




26 Mayıs 2016 Perşembe

Maydanoz Time : Kitap - Oyunbaz Wulf Dorn

Herkese merhabalar efenim ...

BaldanBeri YouTube kanalından Gizem'i belki tanırsınız ... Ben sıkı takipçisiyim kendisininde kanalının da çünkü kitap ve diğer sanat zevklerimiz de birbirine çok benziyor.Onun kanalında Wulf Dorn'dan çok bahsettiğini duymuştum kütüphanede görünce hemen atladım tabi ki ve cidden dediği kadarda varmış.

O nasıl bir sondur öyle !

Okurken sanıyorsun ki adamın tanıdığı yakından bildiği biri çıkacak yazar bizi aklınca ters köşeye getirecek falan.Malum artık filmlerden falan alıştık baya baya prosu olduk bu işlerin.

Amaaa yine bir mindfucka uğradım über güzel bitti sonu ... Başları her polisiye gibi biraz sıkıcı ama meraktan okuyor insan ne olacak ne olacak kim çıkacak acaba derken bakıyorsunuz hoop 2 günde bitmiş 350 sayfalık kitap.

Ayrıca konusuda benim bu zamana kadar okuduklarımın ve izlediğim filmler içinde en orijinal olanaydı diyebilirim.Normalde hep kadın karakterin peşinde sapık bir erkek katil bulunurken bu sefer ki kadın psiko ,  spoiler vermek istemiyorum ama sonu ah be sonu ...

Kısaca konusuna gelicek olursak , zaten yazarımızda psikiyatrist olduğu için oldukça makul bir konuda yazmış diyebilirim ,bir psikiyatrist adama isimsiz güller ve aşk mektupları gelmeye başlar ve olaylar başlar ... 


25 Mayıs 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Etkinlik - Tog Rengarenk Projesi !

Herkese merhabalar efenim ...

BalTog kulübü ile yaptığımız en zevkli işlerden biri kesinlikle Rengarenk Projesi idi ! Boyalar elimizde,uzun ince fırçalar belimizde biz gideriz köye hey köye :D

Evet bir otobüs genç aynen bu şekilde yola çıktık.Balıkesir'in Ovacık diye bir köyünde Ovacık Ortaokulunu ve İlkokulunun yıpranmış duvarlarını boyamaya ve çocuklarla çeşitli oyunlar oynamaya gittik.Havada oldukça güzeldi,yazdan kalma bunaltıcı olmayan huzur veren bir sıcaklık ... Köy hali olacağından elbette eser diye uzun kolluları da belimize bağlamayı unutmadık.

Toplamda 2 gün sürdü işlerimizin bitti.Benim ilk seferimdi ama birlikte gittiğim arkadaşım Kübra'nın 2.seferi olduğu için beden daha tecrübeliydi ve bana oldukça yardımcı oldu bu süreçte :D Hayatımda ilk defa duvar ve figür boyadım.Oldukça yorucu işlermiş yalnız.Hem üstüm başım battı hem de kollarım akşamına fena ağrıdı.2.günde okul boyamaktan çocuk gelen çocuklarla ilgilenmeyi seçtim ben.

Bir sürü atalyö kurduk içerdeki sıraları dışarı çıkarıp.El yeteneğim pek gelişmiş olmasa da benim de yeteneğim en az 6 yaşındaki çocuk kadar :D O yüzden pekte sorun yaratmadı bu bana. O günde şansımıza hayır varmış baştan başa donattılar bize sofrayı baya baya doyduk,okul bize sahip çıkmasa da -evet en sevmediğim şey oldu okul müdürü bile başımızda bile durmadı.- köy halkı bize sahip çıktı.Müzik problemimiz olduğu için biz kendi kendimize söyledik eğlendik , evet eşsiz bir sesim vardır (!) , ...

















24 Mayıs 2016 Salı

Maydanoz Time : Kişisel - Üniversitede Hoca Olmak Demek !

Herkese merhabalar millet ...

Bugün nihayet evimden,İzmir'den yazıyorum sizlere ... Dünde söz verdiğim gibi geçen haftalarda nerelerdeydin ne haltlar yiyordum şimdi bir bir anlatma vakti geldi.

İlk olarak alan hocamız dahi olmayan ama her zaman eğitimciliği,kişiliği ve öğrencilerini sevmesi,saygı duyması ile bizim hatta tüm fakültenin taktirini kazanan İstatistik hocamıza yaptığımız son ders partisini anlatmak istiyorum.

Sınavlarda dahi elinden geldiğince yardımcı olan - kopya verir anlamında değil seviyemizde sorular sorar,öğretmediği şeyi sormaz - notların cebinden çıkmadığını bilip gönlünce bol bol veren - ki biz matematik öğrencileri değiliz sonuçta sözel ağırlıklı bir sınıfız - espirili kişiliği ile her ders bizi kahkahalara boğan biridir kendileri.Aynı zamanda çok zeki ve çok azimli de biri genç yaşta profesör olmuş adam daha ne olsun !

Akademisyenliği belki biraz sahada çalıştıktan sonra bende düşünüyorum açıkçası.Ama bence asıl PDR'ci olması gereken bu hoca ! Benim ideolüm diyebilirim kendisi için ... Onun PDR'ci versiyonu olurum inşallah ! 

Hepimiz bu parti için canı gönülden zevk alarak çalıştık.Diğer hocalarımızdan ayrı tuttuğumuz bir hoca olduğu için ve seneye daha dersimize girmeyeceği için güzel ve özel bir şeyler yapmak istedik ve aklımıza pasta ve maske fikri geldi.Aramızda 5 Tl gibi bir para topladıktan sonra maskeleri yaptık.Yaptık diyorum çünkü koskoca Balıkesir'de hazır maske yapabilen bir yer bulamadık ! Eh bizede hem uğraş olur diyerekten kendimiz renkli fotokobi çektirip böyle daha kaliteli bir kağıda kendimiz kestik biçtik ve yaptık hem de 30 adet !

Pastaya "sizi tanımak güzeldi" yazdırdık ve tahtaya da hocanın genelde kullandığı sözleri ve espirileri yazdık bana da ınstagram adımdan dolayı "sudevebuse" diyor sürekli sınıfta :D Bu arada çokta güncel ve modern bir hocamız face,twitter,ınstagra gibi sosyal mecralarda oldukça da aktif :D

Hatta bi ara gaza gelip bahçeye çıktık ve tüm fakülteyi çatlattık resmen.Alan öğrencileri bile böle bir süpriz yapmamışlar hocalarına ne kadan ayıpp :D

Hoca da tabi bi mahçup oldu bir utandı hatta bi ara güleyim derken ağladı bile çaktırmadan silmeye çalışıyordu gözyaşlarını :D

Kendinden 30 tane herkes hergün görmüyor tabi ki ! Hatta daha sonra baya baya hocayı gaza getirdik ve maskelerimizin arkasına anı olsun diye imza bile aldık :D Bize de bence hocayada çok güzel bir anı olmuş oldu.

Kıcasa üniversite de hoca olmak demek bir yerlere geldim diye ego yapıp esip gürlemek öğrencileri ezmek arkalarından kendilerine küfür ettirmek değil hoca olmak demek böyle olmak demek !








22 Mayıs 2016 Pazar

Maydanoz Time : Kitap - Fahrenheit 451 Ray Bradbury

Herkese merhabalar efenim ...

Mayıs ayının son haftalarını yağmur ile karşıladı Balıkesir maalesef.Biz hala yazlık kıyafetlere geçemedik resmen :/ Yarın İzmir'e gidiyorum ama bildiğim kadarıyla bu durum orda da aynı.

Neyse efenim bu yağmurlu pazar gününde - burdaki son günümde- şöyle güzel bir pazar kahvaltısı eşliğinde sizlere yine bir kitap postu yazmak istedim.

Distopyayı ne kadar çok sevdiğimi biliyorsunuz bence artık ... Distopyanın atalarından sayılan Fahrenheit'i de elbette çok merak ediyordum.Bi kere İthaki'nin çıkardığı en akılcı ve über zekici olan bir kapak tasarımı var.1 yazısının olduğu yerde - orijinal kapak tasarımında ben kitabı kütüphaneden okudum ama bu bilgiyi vermesem ölürdüm - gerçek bir kibrit ve kitabı yan tuttuğunuzda da kibriti ateşleyecek bir kağıt düzeni görüyorsunuz ki Fahreheit 451 kitapların yanma derecesi oluyormuş.Zaten kitap bunun üstüne kurulu diyebiliriz.

Aslına bakarsanız tam bir distopya sayılamaz çünkü distopyalarda tam bir yeni düzen anlatılır para birimine kadar ... Ama burada sadece 1 karakter ve onun başından geçenler ve sadece kitapların yakılması söz konusu var.Kitap okumak ,düşünmek yasak bu ülkede.İtfaiyiciler eskiden yangın söndürürken şimdi yangın başlatmakla görevliler.Montag'ta bu itfaiyiclerden biri ve bir gün bir genç kız ile tanışmasıyla kendini,hayatını,evliliğini ve bu düzeni sorgulaması üzerine isyan başlatmasını ve bir İncil'i yakmayıp kaçırmasıyla ve yüksek sesle okumasını konu ediniyor.Dediğim gibi kitap biraz kurgu açısından eksik kalmış keşke Montag'a daha neler olduğunu ve dönem zihniyetinin nasıl olduğunu yansıtabilseydi kitap zaten hikaye tadında kısacık hemen okunan bir kitap ...



Kitap - Kimdir Bu Mitat Karaman? Doğu Yücel

 Herkese merhabalar efenim, Geçmiş zamanın birinde iş arkadaşım bana Doğu Yücel'in kitabını önermişti bende okuyup çok beğenmiştim adamı...