Herkese merhabalar efenim ! Dün bloğumun 2.yaş günüymüş ! Ve ben bunu unutmuşum,sevgili takipçim Mine sayesinde hatırladım vallahi hemen bi kutlama ve hatırlama postu yapayım dedim.Vay anasına be bloğu açalı tam tamına 2 yıl olmuş zaman ne çabuk geçiyor be azizim ...
İlk baştan geçen 1 seneyi küçük küçük hatırlatmalar yapıcam bu postta.Artık her 18 Eylül'ün geleneği oldu bu.Ben geçen sene üniversiteye başladım.(Evet başta her şey çok heyecanlıydı.Yurt hayatı,anne evinden ayrılış,kendi ayaklarında durma isteği,üniversite hayatı,yeni arkadaşlar ).
İlk olarak yurt hayatımdan başlıcam anlatmaya.Balıkesir'in Vakıf yurdunda kaldığım için en pahalı yurdunda kalıyordum resmen bi yatağa bi duşa 400 TL verilir mi ya yılın kazığını yedim resmen.Annemlerede anlatamadım elbette,parayı sen mi veriyorsun yurt hem yakın hem güvenli diye tutturdular.
Oda arkadaşımda 1.sınıftaydı.Allah var şimdi benim seçtiğimde meslektende bellidir benim çok absürt bi insan olmadığı sürece anlaşamayacağım bi insan yoktur.Ama arkadaşlıktan en dayanamadığım şey saygısızlıktır.Hele de benim hayatta en çok sevdiğim şeylerden biri olan uyku elimden alınmaya kalkarsa.Bakın bunlardan o zamanlarda bahsetmedim ama artık o kızla hiç konuşmadığımız için ufak ufak bahsedicem başıma gelenlerden.
Oda arkadaşı maalesef şans işi sevgili yoldaşlarım ve ben maalesef çok şanssız bi insanım.Başlarda gülmekten yurdu kırıp geçirdiğimiz kızla sonradan kanlı bıçaklı olduk maalesef.Çünkü kız sabaha kadar uyumuyordu! Evet resmen uyumuyordu.Sanırım vampir falandı.Çok beyazdı kızın teni de aslında şüphelendim bi arada.Ama boyu kısaydı beni ısırmaya falan kalkarsa bi çarparım duvara yapışır sivrisinek gibi diye düşünmedim de değil hani bazen.
Gel zaman git zaman bu yere döktüğü 2 m siyah saçlarınıda toplamadı zaten çoğu zaman sevgilisinde dışarda oluyordu bende oda da söylene söylene az temizlik yapmıyordum daha sonra sınıf arkadaşım aynı zamanda yurt odasında kapı komşum olan Selenay ile tanışınca bu kızla arkadaşlığımı tamamen kestim ama bu kızın deprem ve asansör korkusu falan vardı.Her türlü acil durumda ona her zaman yardımcı oldum hiç kimseye de öyle kin besleyemem ben insanlık daha doğrusu mesleki görevim.Asansörle çıkarken falan hep onu aldım depremde sakinleştirdim falan ...
Neyse şimdi ben bu sene orduevinde kalıcam da sınıftan arkadaşlarıyla ev tutacakmış,okulda yine görürüz elbette birbirimizi ama sanmıyorum ki bi daha konuşalım.Ayrı seviyelerde,ayrı kafalarda insanız ikimizde maalesef.
Ayda 1 kere İzmir'e gidip geliyordum ailemin yanına.Annemi özlemekten (depresyonda olduğum zamanlarda ) yorganım altına girip ağladığım zamanları unutamam.Yabancı bi şehirde,alemden evimden uzakta başıma bi şey geldiğinde (ki benim geçen dönem çok şey geldi maalesef hepsi de çok özel olaylar olduğu için anlatamadım sizlere.) o güvende olma hissini aradım hep her yerde.
Yemek konusu benim için hiçte sorun olmadı çünkü okul zaten 2 TL 'ye hem sağlıklı hem lezzetli yemekler çıkarıyordu.Beni bilen bilir ben öyle pek yemek seçmem hatta sağlıklı beslenmeye bayılıyırım zaten kiloda vermem gerekiyordu okul başladığında 68 kiloydum okul sonunda 65 kilo olmuştum.Tamam o kadar ayda oldukça az bi kilo vermek ama ne istediysem yedim.Hamburger,çikolata ...
Komşum Selenay bana genç kızlığa dair bi çok şey öğretti.Şu anda aramız limoni olsa da hakkını hiç yememem lazım.Bana çok şey öğretti,onunla konuştum,ders çalıştık,aşklarıma şahit oldu,gözyaşlarıma,en çokta depresyonlarıma tabi ki de.Bi olayla biribirimizden koptuk maalesef.Küs değiliz ama ikimizde biribirimizden bıktık işte maalesef bi süre sonra.Sürekli birlikte zaman geçirmenin kaçınılmaz sonu oldu.Selenay çok dik başlı biri ben biraz da usulum ama dik başlılığı cidden hiç kaldıramam hemen tavır koymaya başlarım sürekli eleştiriye gelemem ve maalesef Selenay da bunları bana çok yapıyordu.Ben haklıyım o haksız demiyorum elbette hiç bi zaman diyemem çoğu zaman o haklıydı hatta.Ama ben dayanamadım artık bi süre sonra.Çok üzerime gelindiğini hissettiğimde kaçma daha doğrusu mesafa koyma gibi bi huyum var maalesef.Beni üzen insanlarla daha fazla uğraşmıyorum ve hiç nedensiz bi anda konuşmayı kesiyorum işte.Gerçi bizim durumumuz öyle de değil ama işte ne bileyim biraz karışık işte.
Sevim benim en yakın arkadaşlarımdan biri oldu.En yakın arkadaşım Selenay gibi gözükse de aslında kendimi konuşurken en yakın ve en rahat hissettiğim kişi Sevim.Çünkü Sevim çok rahat bi kız kimseyi yanlış anlamıyor,yanlış anlaşılmıyor,eleştirmiyor,sorgulamıyor tam benlik bi kız yani.Espiriden anlıyor daha ne olsun :) Ayrıca ikimizde sarışınız :D
Acıkınca'yı burda duydum öğrendim ben daha doğrusu hayatımda ilk defa bi yemek yerinden sipariş verdim bi adrese.Genelde kendi yemeğimi kendim yapar yerim hep biliyorsunuz mutfağa da çok meraklıyımdır.Burda Acıkınca.com benim imdadıma yetişti resmen.Hafta içi okulda yiyiyoruz bi türlü ya hafta sonu ne yapalım ?
Ve bu sene zorla (ders için ) okuduğum kitaplar.Bir çoğu felsefik ve Rus klasikleri.Her bi cümleyi anlayabilmek için en az 2 defa okunması gerekiyor ve biz bu kitaplardan sınavda sorumluyuz.Felsefe dersleri ve tabi ki de Sümer Hoca geçen sene bizim kabusumuz oldu maalesef.Zaten normal bi adam değil bildiğiniz sıraların üstüne çıkan çatlak patlak bi tip.Osmanlıca konuşuor kafasına göre hiç birimiz bir şey anlamıyoruz,kafasına göre dersin ortasında şiir okuyor ne olduğunu şaşırıyoruz.Her ders isyan şeklinde geçiyor.Çünkü kapasitemizin üstünde yapamayacağımız sorumlulukları bi anda 1.sınıf bunlar bi Bismillah diyeyim demeden üzerimize yüklüyor.Bazılarımız yapıyor bazılarımız yapamıyor.Kitap okumayı çok seven bi insan olsam da bende o isyanın içindeydim hatta bana bi ara küstü Face'den falan sildi beni.(baya baya hoca değilde çocuk gibi her şeye de alınıyo bi tuhaf adam ya hiç sormayın valla anlatılmaz yaşanır dediğimiz tiplerden.) .Bi çok kişiyi bıraktı hatta dersinden ama Allh'tan kem ettim küm ettim eşşek gibi çalıştım notlara o kadar para döktüm ama Bütlere dahi kalmadan dersinden geçmeyi başardım !
İzmir'e tatil için geldiğim zamanlarda da bol bol İzmir'i keşfettik biz taşınalı 2 sene olmasına rağmen Gaziemir'e her yer uzak olduğu için hiç bi yere gidemiyorduk.İlk keşfettiğimiz yerlerden biri de İzmir Bornova Forum oldu.
Bi bayram tatilinde de Selçuk Efes'i gezmeye gittik.Hayatımda gördüğüm en güzel tarihi mekandı.
Yeni kozmetik ürünleri keşiflerim oldu elbette.Çocukluktan iyice genç kızlığa geçtim diyebilirim bu dönem için.
Sabaha kadar ödev yaptığım,vizelere hazırladığım zamanlarda kahve depoladım kupa kupa kahve içtim.Hayatımda bu kadar kahve içtiğim bi dönem daha hatırlamıyorum ben çay içerim burda resme kahve içmekten çayın tadını unuttum.
Hayatımda ilk defa (boyum 1.78 olduğu için) günlük hayatta giymek için topuklu bi ayakkabım oldu.
Üstün Dökmen seminerine gittim ve bizzat tanıştım.
Diş ağrısında sabaha kadar ağladığım zamanları da unutmadım elbette.Arkadaşlarım beni diş hastanesine sürükledi resmen yolda başıma gelmeyen kalmamıştı.diş ağrımı dindirmek için karanfiller mi almadılar,cafelerde gizli köşelerde tuzlu su gargarısı yapıp mı tükürmedim herkesin içinde ne rezillikler neler neler.
Yüzümdeki sivilce tarlası ile savaşmak için kullanmadığım ürün kalmamıştı bi ara.
Okulun tiyatro kulübüne girdim onlarla bilrikte il il gezme hayalleri içindeyken o kadar oyunculuğuma güvenmeme hatta bunu ordaki herkesin bilmesine rağmen beni kostümcü yaptılar ve neredeyse yeteneği hiç olmayan insanları sırf benden daha kıdemli diye söz verildi diye sahne üstünde görev verildi ve ben hiç aksatmadan gelmiştim bütün provalara öncesinde.Benim tek istediğim tek kelimelikte olsa sahne üstünde bi roldü ki çok yetenekli biri olduğumu da biliyordum haksızlığa dayanamadım bile göre zaten daha fazla katılmadım kostümcülük görevimi de yapmadım zaten.Bütün tiyatroyla ilgili hayallerimi yıktılar maalese az ağlamadım bunun içinde.Hayatta dayanamadığım şeylerden biride haksızlıktır maalesef.Kim dayanabilir ki zaten buna sırf 1.sınıfım diye yeteneği görmemenin anlamı nedir yani ? Neyse burda hırsıma yenilip sayıp sövmeyeceğim ben bu dosyayı kapattım.Bana kattığı tek şeyse çok güzel arkadaşlıklar edindim hatta tiyarodan bi arkadaşım beni yılbaşında da yalnız bırakmadı tüm herkes memleketine gidip ben Balıkesir'de yalnız kaldığımda.
Aşık oldum...Ve kalbimi çok kırdılar.1.sınıfta öğrendiğim şeylerden biri de erkeklere asla ama asla güvenme.Ben lise hayatımda boyunca kimseyle çok yakın bi münasebette bulunmadığım için üniversite de o hep hayalini kurduğum aşkı yaşayacağım hatta 4 sene muhteşem bi aşk yaşayacak evleneceğim adamı en sonunda bulucam sandım.Ama en sonunda elimde kalan bu hatıralar ve yıkık dökük artık görücü usulü ile evlenmek isteyen ve evlenene kadar da Kore dizilerinde ki aşklarla kendini avutmaya yemin etmiş bi kalp kaldı.
Çok güzel arkadaşlıklar edindim.Hele de kız arkadaşlarım hepsinin yeri ayrıdır bende.Ama bu gerçek aşkı yakalamak uğruna bi çoğunun gereksiz yere kalbini kırdım boşladım onları.Şimdi bi çoğu belki de beni eskisi kadar sevmiyor hele de Selenay ... Şimdi bu sene ne olucak inanın hiç bilmiyorum hiç bir şey hiç kimse eskisi gibi olmayacak,biliyorum ...
Ramazan Arı'nın seminerine katıldık arkadaşlarım ve hocalarım ile.
10 yıllık arkadaşım Pamuğum İzel'im 9 Eylül Hukuku kazanmıştı İzmir'e geldikçe onunla da görüşmeyi ihmal etmedik.Birbirimizin nikah şahidi olmaya söz vermiştik şansımıza buluştuk ayrı illerde yaşıyorken ve arkadaşlığımız o kadar yıl konuşmamamıza ağmen devam ediyor.Herkesin hayatı devam ediyor elbette herkes herkesle her an her zaman konuşamıyor maalsef.Bence gerçke arkadaşlık bu işte yıllaca konuşmamaya rağmen buluştuğunda hiç bi şey olmamış gibi arkadaşlığınıza kaldığınız yerden devam etmek ...
Balıkesir'de kış çok güzel geçti.Her yer karlar altındaydı.6 yıl sonra ilk defa böyle bi manzara ile karşılaşıyordum.İlk yağdığı zaman dışarı çıkıp kar yağarken döne döne ''Millet karrr yağıorrrr '' diyerek sokağında ortasında dans edip yağan karları yutmaya çalışmıştım.Bütün okul bana güldü."Evet Buse görüyoruz kar yağıyor,çok ilginç bir şey."
İzmir Gazimir'de gezecek hiç bi yer yoktur aslında.Küçük kendi çapında bi ilçe daha doğrusu bizim yaşadığımız yer bi kasaba bile diyebilirim.Burda gidilecek tek yer Gaziemir'in girişinde olan Optimum alışveriş merkezi.Buraya bi çok ünlü geliyor benim şansıma da o zaman geldiğimde Bana Masal Anlatma oyuncu ekibi oradaydı.Güneş'i Beklerken dizisi ile çok sevdiğim oyuncu Hande Doğandemir'i ve daha bi çok sevdiğim oyuncuyu görmüştüm o zaman.
Üniversite hayatı demek akşamları Canlı Müzik demek.Evet ailemleyken elbette gece dışarı çıkamıyordum ama ailem yokken (elbette 12 ye kadar sadece) dışarda kalabiliyorum.Balıkesir'de öyle alkollü mekan pek bulamazsınız daha çok Nescafe içerken iki gitar tıngırdatan öğrencileri dinleyebilirsiniz.Balıkesir'de öyle alkollü arkadaşlarınızla eğlenmeye gelebileceğiniz tek bi yer var çarşı içinde orası da Kule Cafe.Tv'deki ses yarışmalarına katılmış ve hatta derece bile almış bi abimiz güzel sesiyle şarkı söylüyor orda.Böyle sahnesi falanda baya büyük.Genelde duman altı oluyor böyle yerler ben sigara içmediğim için ara ara nefesim daralıyor ama gire çıka alıştım böyle yerlere.Öyle sarhoşu manyağı pek olmuyor ama yanınızda bi erkek yoksa zor durumda da kalabiliyorsunuz gerçi ben hiç yaşamadım öyle bi durum bizim grubun zaten yoğun bölümü erkeklerden oluşuyor hepside abimiz gibi bizi korur kollar gerçi o grupta artık bazı özel nedenlerden dolayı da kalmadı maalesef.(Evet tahmin edebileceğiniz gib aşk ilişkileri girdi araya ve bazı ayrılmalar oldu grupta.)
Çok sevdiğim kardeşlerim,abilerim gözüyle baktığım erkek arkadaşlarım sayesinde bilardo oynamayıda öğrendim biraz salak ve sakar biri olduğumdan benimle bilardo oynarlarken sabırlarını deniyorlar ama olsun bence çok eğlenceli :D
Ayrıca 101 gibi muhteşem bi oyun daha öğrendim,okey taşları ile oynanıyor.Genelde millet okul çıkışında okulun karşısında ki kafelere gidip bunlarla zamanını geçiriyor.
Her sene 1 yaş büyüdüğüm için (tabi ki de ) bende 20 yaşına girdim :D Ailemle ve karşı komşularımızla 3 Nisan olan doğum günümü evde kutladım.Yılbaşından sonra doğum günümü de ailemden ayrı geçirmek bana çok koyardı.
Benimle aynı yaşta olan İzmir Kitap Fuarına bu sene de katıldım elbette.Ve ilk defa İpek Ongun'dan sonra 2 yazar ile tanışıp kitaplarımı imzalattım.
Gazimir her yıl 23 Nisan etkinlikleri kapsamında fuar düzenler ve halk konserleri olur.Bu sene Halil Sezai ve Manga vardı.
Çok sevdiğim bi arkadaşımla birlikte Bandırma gezisi yaptık.Bu güzel gezide sonra daha sık sık para biriktirip böyle geziler yapmaya karar verdik.Benim için en hayatımda ki en güzel geziydi yapmadığımız şey kalmadı tek başımıza ordan oraya gidip her yerin tadını çıkardık.Ailemsiz yaptığım 2.geziydi ama bence en güzeliydi.
Balıkesir Üniversitesinin ilk PDR ekibi 1.sınıfı bitirdi ve son gün tüm sınıf toplanıp bi kahvaltı yaptık.Final zamanınında grubumdan çok uzak kalmıştım bu kahvaltı ile belki arayı biraz düzeltirim dedim ama ne kadar düzeltebildim orası muamma.Selenay tanımadığı bi kızla ama memleketinden olan bi kızla eve çıktı.Ben Kübra ile orduevine yerleşicem.
Ha evet unutmadan bu sene benden adını bol bol duyacağınız şu anda en yakınım olan Kübra ile orduevine yerleşicez oda arkadaşı olmayacağız (orası yine benim şansıma kaldı) ama kapı komşusu olucaz.Umarım ki aramız Selenay ile olduğu gibi açılmaz.Kübra bence daha çok Sevim'e benziyor dik başı biri değil uyumlu ve sakin biri.Bu sene ki maceralarımda bol bol Kübü'ye yer vericem.
Bu beraber Bandırma'ya gittiğim İzmir Bergamalı olan çok yakın arkadaşımla da beraber bi İzmir gezisi yaptık.Benim daha önce bildiğim ama ailemle gitmeye fırsatım olmadığı yerlere gittik.
Yazın başlangıcını Bodrum tatili yaptık bu sene.Hayatımda ilk defa Bodrum'a gittim.Suriyelilerle olan duygusal imtihanım bi yanda o lüks yaşam bi yandan bembeyaz Bodrum manzarasıyla büyük bi his karmaşası yaşadım.Tatilden daha çok kendi vicdanımı sorgulama oldu bu yer benim için.
Yaz tatilimizn 2.kaçağı ailecek yaptığımız Şirince gezimiz oldu.
İzmir Sasalı Doğal Yaşam Parkına gittik.
Ve tabi ki son olarak teyzemlerle gittiğimiz otel tatili.
Arada film,kitap,dizi,müzik postları oldu elbette bol bol.İşte bi yıl daha böyle geçmiş bloğumda.Size anlatmak istediğim başıma gelen daha çookk olay var.Hayatıma Pucca gibi yazsam çok tutar vallahi benimde ondan pek bi eksiğim yok bol bol aptallık yaptım bol bol kalbim kırıldı ama tabi bol bol da güldüm.Buraya yazdıklarım sadece birer fotoğraflardan ibaret hatırlamak istediğim tatlı anılar.