Herkese merhabalar efenim ... Bugün film postlarımıza Kore sineması ile devam ediyoruz.Won Bin Oppanın zamanında çok ses getiren aksiyon ve dram içerikli filmi olan Ajeossi'yi daha yeni izleme imkanı buldum Türkiye'de de Mazisi Olmayan Adam adıyla çıktı ve TV'ler de bir çok kere oynadı ama izlemedim elbette çünkü o zamanlar Kore sinemasına bu kadar ilgi duymuyordum hatta çekik insanların hiç bii hoşuma dahi gitmiyordu çok uzak bir kültür gibi geliyordu bana şimdi nerden nereye :D Gerçekten unutulmaz filmler arasında olabilecek dram ve aksiyon yüklü hatta sonunda beni ağlatan bir hikayesi vardı.Mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. Cha Tae-sik eski şiddet dolu hayatını bırakıp, bir dükkan açmıştır ve sessiz, sakin bir hayat sürdürmektedir. Tek konuşabildiği kişi hemen yan evde yaşayan So-mi adındaki küçük bir kız çocuğudur. So-mi'nin bazı kişilerce kaçırılmasıyla, bu eski polis organ ve uyuşturucu mafyasının yeniden peşine düşer.
Herkese merhabalar efenim ... Bugün sizinle uzun bir yolculuğa çıkacağız :D Benim 19 Mayıs tatilinde gittiğim 2 günlük Çanakkale gezimden bahsedicem.Eğer siz de benim gibi o tarafları merak ediyorsanız gelin birlikte gezelim :) Çanakkale gezisine çok sevdiğim ve güvendiğim İnterreil'den arkadaşlarım ile gittim.İlk olarak saat 8 gibi yollara düştük sevgili ablamız her şeyimiz sağolsun Ernur yolda bir yerlerde durup kahvaltı edelim diye evinde bir şeyler hazırlayıp getirmişti Seyir Tepesinde bu manzara ve sıcacık çay eşliğinde kahvaltımızı yaptık.
Çanakkale merkezini gezmeden önce 19 Mayıs tatili olduğu için erkenden Bozcaada'yı gezmek istedik.Hava güneşli olmasına rağmen inanılmaz bir rüzgar vardı o yüzden kapşonumu çıkarmadan gezdim hep.Karşıya feribotla geçiyorsunuz gidiş - dönüş kişi başı 7 TL.
Bozcaada daha önce gittiğim bir çok yere benziyordu.Dar sokakları,eski evleri,taş yolları şirin büfeleri ve restorantları ile İzmir'den çok farklı değildi açıkçası.
Dar sokaklarda ilerledikten sonra karşımıza eski bir kilise çıktı.Sanırım kullanımda değil.
Kalesi ...
Renkleri ve başarılı,yaratıcı sanat çalışmaları adeta göz banyosu yaptırıyor insana ...
Şarap tadım yerleri ve evleri ile hafiften Şirince'yi anımsattı bana.Şirince ve Alaçatı karışımı bir yer diyebiliriz aslında.Çok fazla gezebileceğiniz öyle çok büyük bir yer değil zaten bir yerlerde oturacağınızı varsayarsanız en fazla 2 saatte gezmeniz mümkün.
Dondurmaları cidden enfesti biraz pahalı tabi :) Gerçi adanın geneli turistik bir yer olduğu için normalden pahalı.
Adayı gezdikten sonra Çanakkale Merkeze geldik.19 Mayıs olduğu için her yerde etkinlikler,sesler,müzikler,kalabalık ... Bu tarz yerleri cidden çok seviyorum.Canlı ve cıvıl cıvıl ... Yaşadığımı hissediyorum böyle şehirlerde.
İzmir Kordon'un minyatür bir halini düşünürseniz Çanakkale Kordon tam da öyle bir yer işte :)
Akşam yemeği için ekmek arası balık yemeye karar verdik ve Sardalya denen bir yere gittik ve her şeyden çok memnun bir şekilde ayrıldık.Ayak üstü uğrayıp yemek yiyebileceğiniz salaş ama güzel,fiyatları da,serviside oldukça iyi bir yer.
Yemeğim üzerine kahve iyi gider diyerekten hemen kordonda bulunan Starbucks'a uğradık kahvelerimizi alıp öyle manzara eşliğinde aylak aylak gezindik.Akşam saat 9 gibi Göksel konseri olucaktı meydanda onu bekliyorduk.
Göksel küçüklüğümden beri çok severek dinlediğim şarkıcılardan biridir.Yeni şarkılarını da bildiğim nadir sanatçılardan biridir.Çok fazlada gelen olması Çanakkale bu tarz etkinliklere doymuş herhalde :D O yüzden çok fazla bir izdiham olmadan olduğumuz yerde hoplayıp zıplayarak şarkılara bağıra çağıra eşlik ederek eğlendik kendi aramızda.
Konserden sonra Çanakkale Aynalı Çarşı'da ve normal çarşıda gezindik daha sonra Duvar adlı Bar-Cafe 'de oturduk.Normalde ben bu tür gezilerde çok yorulduğum için en son gidilen bu canlı müzik yerlerinde ya uyurum ya da sarhoş gibi sallanıp dururum - içki içmediğim halde yorgunluktan - :D Canlı müzik sahnesinde şu an adını tam olarak hatırlayamadığım Serhat ya da Serkan olan bir adamın Birebir programı vardı.Bence programın adı KendiKendine falan olmalıymış çünkü adam resmen kendi çaldı,kendi söyledi,kendi bestelemiş şarkıları da,kendi yazmış,kendi dans etti,kendi eğlendi :D Vallahi tebrik ettim hayranlıkla izledim adamı uyumayıp :D Alanı Rock ki benim çok sevdiğim bir müzik türüdür çok güzel şekilde kendine uyarlayıp seyirciye sundu eğer yolunuz Çanakkale'ye düşerse Duvar'a gidip adını kendikendine koyduğum abiyi dinleyin :D
Gezimizin 2. gününde kamp yapmak için Saros Körfezine geçtik feribotla.
İlk kamp deneğimim oldu ve şansıma onda da yağmur yedik ve akşamında resmen kıçım dondu :D Bu kamp işleri dışardan göründüğü gibi kolay değilmiş arkadaşlar :D Deniz kenarında olmak orada uyanmak falan iyi güzelde tuvalet bi kere en büyük sorun oldu benim için :D Ayrıca deniz çok soğuktu girme hatta ayaklarımızı sokma gibi bir şansım bile olmadı biraz şanssızlığıma denk geldi :D Hasanım sağolsun - biricik arkadaşıma burdan sevgiler - mangalımızı,ateşimizi yaptı her şeyimizi hazır etti aç,açıkta bırakmadı bizi oralarda :D Kaşarlı mantarına kadar her şeyimizi yapıp yedik :D
Son olarak sabahında yağmur yedik ve Balıkesir'e geri dönüş ... Gezi toplamda her şeyi ile birlikte 150 TL tuttu.3 kişi 1 araba ile gittik benzin parası toplamda 180 Tl tuttu kişi başı 60 TL verdik onun dışındakiler feribot ve yemek parası oldu.2 günlük finaller arasında kafa dağıtmalık çok güzel bir gezi oldu :)
Herkese merhabalar efenim ... İnternetimin olmadığı niceee zaman önce YouTube'dan flashıma kolay indirip izleyebileceğim filmler-diziler arayışına girmişken bu seriye denk geldim.Daha önce hiç duymamıştım zaten oldukçada eski ama fikir ve yapımları,senaryosu Amerikan dizileryile yaraşır nitelikte olmuş bence.Korku filmlerindeki ana temaları alıp vampir,kurtadam,uzaylı,hayalet,şeytan vb yaratıklarla ilgili bir seri yapılmış film serisi olarak geçiyor ama ben dizi gibi izledim :D 12 bölümden oluşan Mini dizi :D Kadroda oldukça ünlü oyuncularda var o yüzden oyuncuklar oldukça güzel yönetmen Çağan Irmak ee daha ne olsun ?! Türk sinemasının bu tarz şeyleri cesaret edip yapmasını açıkça ben alkışla karşıladım Asya ülkeleri ya da ne bileyim Hollywood yıllardır fantastik akla mantığa sığmayan filmler yapıyor onları hayalgücü diye normal karşılıyoruz bizimkiler yapınca olmamış özenti olmuş diyemicem maalesef.Herkes birbirinden özenti sonuçta daha doğrusu özenti demeliyim de esinleniyor diyelim ... Türk sinemasını desteklemek adına kesinlikle izlenmesi gereken Fantastik-Korku-Psikolojik Gerilim kategorilerinde bir film serisi en alta YouTube linkini bıraktım mutlaka bir göz atın :) 1-Takip
Otuz yıl boyunca bir kurt adam tarafından kovalanmış olan İbrahim (Fikret Kuşkan) saklanmak için aradığı yeri sonunda bulduğunu sanıyordu. Ancak bu lanet onu yeni evinde de buldu. Artık kaçmak yerine onunla hesaplaşmanın vakti gelmiştir.(Asıl soru bu hesaplaşma gerçekten bir kurt adamla mı yoksa her şeyden önce İbrahim'in kendi benliğiyle midir?). Bu hesaplaşma kimilerine göre çok saçmaydı onlar için bir kurt adam yoktu çünkü...
Cansu Dere
Fikret Kuşkan
2-Son Dans
Gelininin bakımına muhtaç olan Müyesser (Hümeyra), tekerlekli iskemleye mahkum yaşlı bir kadındır. Yıllarca keyif ve bolluk içinde yaşamış olan yaşlı kadına hayat, acımasız yüzünü göstermiştir. Yürüyemez, konuşamaz. Artık onu mutlu eden oğlu ve biricik torununun varlığıdır sadece.Oğlunun işi gereği taşındıkları yeni evinde Müyesser’in yıllardır beklediği gizemli bir konuk gelir. (Yetkin Dikinciler) Oysa Müyesser Azrail’le can pazarına girişmiştir. Ve bir dans başlar...Bu dansı yıllardır beklenen eski sevgiliyle mi yoksa Azrail’le mi yapmaktadır? Bunu Müyesser’den başka hiç kimse bilemez.
Hümeyra
Yetkin Dikinciler
3-Hayal-i Cihan
Cihan (Okan Yalabık) sürdürdüğü yoğun iş hayatının verdiği sıkıntılardan bir süreliğine de olsa kurtulmak için, şehirden uzak, sessiz bir ev aramaktadır. Aradığı evi Sema Emlak’ta bulur. Taşındığı yeni evinde yalnız olduğunu sanmaktadır. Yanıldığını kısa süre sonra fark eder. Bu evde onunla yaşayan bir de hayalet (Çetin Tekindor) vardır. Hayaletle girdiği savaş sonunda, onu yakalar. Hayaletten daha ürkütücü olan hayaletin kendine ait hikayesidir.
Çetin Tekindor
Okan Yalabık
4-Tanıdık Yabancı Uzun süren tedavisinin ardından taburcu olan Derya (Zuhal Gencer), annesinin yanına, kasabasına geri döner. Geçmişindeki kötü hatıralar ve geleceği arasında bocalayıp dururken, Sema Emlak’ tan gelen bir iş teklifiyle hayatı tamamen değişir. Bir gün yeni müşterilerine gösterdiği gizemli evde karşılaştığı tanıdık yabancı Derya’ya, tekrar hayaller dünyasının kapılarını aralar. Asıl soru Derya’nın tedavisi sonuç vermiş midir? Yoksa hayal ve gerçeğin kesiştiği dipsiz kuyularda yeniden kaybolmaya hazır mıdır?
Yıldız Kültür
Zuhal Gencer
5-Kaçan Fırsatlar Limited Taner (Levent Üzümcü); başarılı, zengin, hırslı ve güç sahibi bir iş adamıdır. Karısı Filiz’le (Bennu Yıldırımlar) yaşadığı pembe yalanlar üzerine kurulu hayatı, televizyon ve dergilerde gördüğü bir reklamla alt üst olur. ‘Kaçan Fırsatlar Limited: Kaçırdığınız fırsatları geri kazanmak artık hiç de zor değil!’ Taner, kaçırdığı fırsatları yeniden kazanmak isterken giriştiği pazarlıktan karlı çıkabilecek mi ,yoksa Kaçan Fırsatlar Limited’in sahibi Fuat Bey’in (Ali Düşenkalkar) oyunlarına yenik mi düşecek?
Levent Üzümcü
Ali Düşenkalkar
6-Karanlıktan Gelen Kerem (Rıza Kocaoğlu) bir yandan babasının ilgisizliği, öte yandan annesinin aşırı ilgili ve bunaltıcı tavırlarıyla boğuşmakta olan sıradan bir gençtir. Annesi Füsun (Serap Sağlar) ve kız kardeşi Ceren'le (Beril Şenvarol) çıktıkları yolculuk başına gelecek tuhaf olayların sadece başlangıcıdır. Yolculuğun son durağı olan evde onu bekleyen biri vardır. Karanlıktan gelen(Tolga Karel)... Karanlıktan gelen, Kerem'e ya yaşamın sırrını çözecek anahtarı verecek ya da onu yok edecektir.
Rıza Kocaoğlu
Tolga Karel
7-Çizgisiz Zamanlar Sevil (Şerif Sezer), eski dönem Türk Filmlerinin artık unutulmaya yüz tutmuş aktristlerinden biridir. Çalışmaktan umudunu kestiği bir anda aldığı şaşırtıcı teklif sonucu, yeni bir dizi film projesi için anlaşır. Setin olduğu kasabadaki Kabuslar Evi’ ne yerleştirilir. Ancak bu evde duydukları ve gördükleri onu adım adım evin kullanılmayan havuzuna yönlendirir. Sevil, havuzda keşfettiği büyük sırla beraber yoluna devam edebilecek mi, yoksa sırrı kaybetmek pahasına içinden gelen sesleri dinleyerek ruhunu hak ettiği özgürlüğüne kavuşturacak mı?
Şerif Sezer
Kaya Akkaya
8-Çarşamba Karısı Oğlu (Yurdaer Okur), gelini (Füsun Kostak) ve iki torunuyla yolculuğa çıkan Sacide, (Rüçhan Çalışkur) tatil için geldikleri bu evin Kabuslar Evi olduğundan; daha da önemlisi bu evin çocukluğunu geçirdiği kasabada bulunduğundan habersizdir. Eski hatıralarına yaptığı yolculukta hatırladığı bir hikaye, onu acımasız bir gerçekle burun buruna getirir. Çarşamba Karısı... Ama artık çok geçtir... Sacide, ailesini Çarşamba Karısının gazabından korumaya çalışırken, zihnin karanlıklarında yitip gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Rüçkan Çalışkur
Yurdaer Okur
9-Seni Beklerken
Ece; annesi Sevgi ile çıktığı gizemli arayışta takip etmesi gereken yolu, bulması gereken evi biliyordu. Orada buluşacaktı çünkü onunla… Rüyalarına giren o evde… Kabuslar Evi’nde… Evi bulmalarından bir gün sonra babası Erdem’inde katılımıyla bir araya gelen aile hep beraber beklemeye başlarlar. Beklenen gizemli adam Ece’nin tüm sorularına yanıt olabilecek midir, yirmi yıla sığdırılan bir asırlık aşkın açıklamasını yapabilecekmidir? Ya da Ece iddia ettiği gibi yıllar once yaşamış Mukaddes adlı bir kadının anılarını mı yüklenmiştir?
Melisa Sözen
Sinan Tuzcu
10-Onlara Dokunmak Yunus (Yiğit Özşener), sırlarla ve acılarla dolu geçmişiyle boğuşan; lanet mi, yoksa hediye mi olduğuna karar veremediği yeteneğinin altında ezilen bir adamdır. Dinlenmek ve huzur bulmak için küçük bir ev bulmak umuduyla Sema Emlak'ın kapısını çalar. Yerleştiği Kabuslar Evi'nde çocukluğuna ve geçmişine yaptığı yolculuk; ruhunun hafiflemesine ve hep rüyalarında gördüğü, o uzak ülkeye gidiş yolunu bulmasına yardım edecek midir?
Yiğit Özşener
Neslihan Yeldan
11-Uyurgezerler Tolga Özakın bilim-kurgu romanları yazan bir yazardır. Sevgilisinden ayrıldıktan sonra kabuslar evine gider. Tesadüfen gece açık bıraktığı ses kayıt cihazında başkasının sesini duyar.. Ne olduklarını öğrenmek için tuzak hazırlayıp onları bekleyecektir. Acaba bu varlıklar kimdir ve ondan ne istemektedir?
Ümit Çırak
Burak Şentürk
12-Bir Kış Masalı Tiyatro oyuncusu olan Gülseren (Hülya Koçyiğit) bir kaza sonucu kaybettiği eşi Hilmi (Ayhan Kavas) ve kızı Melisa'nın (Ebru Özkan) acısını bir türlü kafasından atamamaktadır. Çevresinin baskı ve ısrarları sonucu dinlenmek ve huzur bulmak amacıyla evinden uzaklaşır ve Kabuslar Evi'ne gelir. Tüm acılarından uzaklaştığını düşünürken beklenmedik anlarda karşısına çıkan hırpani kılıklı bir kadın tüm dengesini alt üst eder. Gülseren, Emlakçı Sema'nın da yardımıyla bu kadının gizemini çözmeye çalışırken bir yandan kızı ve kocasıyla yüzleşmek, öte yandan yaşadığı anlık zaman kayıplarına karşı direnmek zorundadır. Bu kadın Gülseren'in iddia ettiği gibi kayıp ruhları araftan alıp ait oldukları yerlere götüren bir elçi midir? Tüm cevaplar bu hırpani kadında saklıdır ve zaman an be an azalmakta, sonbahar yerini bir kış masalına bırakmaktadır.