The Greatest Love Kore dizileri içinde hiç bir bölüm sıkılmadan,atlamadan yeri geldiğinde şen kahkahalar attığım helede başroldeki adamın ses tonu,tipine ve haraketlerine bittiğim bir diziydi...Diziye en başta fazlasıyla ön yargıyla yaklaşsamda bu zamana kadar nasıl olurda böyle bir komediyi izlemedim diye kendi kendime hayıflandım doğrusu ve açıkçası 1 günde bitirdim zaten 16 bölümlük çıtır çerez diziler biz kaç sezonluk Amerikan filmlerine bitirdik be a :)Dizide unutulmayacak şeylerden biri mutlaka ;Ding Dong'tur adamın öyle bir Ding Dong demesi var ki görülmeye değer hani...Başta adam soğuk nevale kendini beğenmiş biri olucak dizi boyunca adama kıl olucam kızı tatlış bulucam derken Project Boss'ta olduğu gibi yine adamın tatlılıklarını izledim böyle bi karakter cidden var mı yahu?Ah annem ya bir de kalbi yapay olduğu için sürekli kalp atışlarını dinleme huyu var kalbi hızlandığında daha doğrusu 60-90 sınırını aştığında ki o gözlerin büyümesi,o kapıldığı endişe hay Allah'ım ya ah tabi birde patates yetiştirmesi ve patates infazı yapması :)Ayrıca sakal bıyık kesmeden önceki hali daha tatlıydı yahu neden dizinin ortasında kesti ki yani Wild Romance'te Wook'ta aynısını yaptı safi uyuz oldum :(
Neyse daha fazla spoiler yapmadan diziye geçelim...
Konusu :Ae Jung, popülaritesi sönmüş eski bir kız grubu üyesidir. Katıldığı bir TV şovunda, son zamanların gözdesi Ko Jin ile evli rolü yapar ve böylelikle Ae Jung, Ko Jin ve Ae Jung'un grup arkadaşı Se Ri kendilerini bir aşk üçgeninde bulurlar. Pil Joo ise eğlence sektörüyle hiç ilgilenmeyen bir doktordur ancak şans eseri tanıştığı Ae Jung'a aşık olur.
Ahah kıza sürekli kalbini dinletmesi :)
Ve tatlış didişmeleri...
Ve hayranlardan gelen mesajlar :)
Ev sahneleri hem dramatik hem komedi :)
Kız tam bir şapşirik :)
Ahh evet 5 dk'cık da olsa Gumiho'nun tatlışı da diziye konuk oldu o tatlış gülümsemesiyle içimizi ısıtıp çıktı diziden :)
Bir çoğu dizideki doktora üzülsede ben baştan beri sevemedim yahu bir nursızluk var veledin suratında :)
Aynı nursuzluk bu kızda da var kötü karakterler çok iyi seçiyorlar yahu :)
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
18 Şubat 2014 Salı
Maydanoz Time:Film-Vampir Akademisi
Nihahah!Evet en sevdiğim post zamanı!!!Nihayet tam tamına ciddi anlamda 3 yıldır çıkmasını beklediğim serinin filmi vizyona girdi!Ve ben çıktığı ilk gün gittim ve bir rahatladım ki sormayın gitsin!Boru mu tam tamına 3 yıl bekledim,okudum,okudukça binbir senaryo yazdım karakterler,tipler canlandırdım kafamda ama beklediğime değdi be a dostlar neyden mi bahsediyorum elbette benim favori kitap serim olan Vampir Akademisi serisinden...6 kitaptan oluşan seri benim için tam bir efsane,serinin ilk kitabıyla tanıştım tanışalı önce yeni kitabının çıkmasını heyecanla bekledim sonra filminin çıkacağını duyunca deli divane oldum beklemekten ama nihayet gidebildim evettt!!!
O zaman biraz filmden bahsedelim sabırsızlıkla 2.filmini bekliyoruz Alacakaranlık ve Açlık Oyunları serisinden bu yana bu kadar heyecanla beklediğim bir seri daha olmamıştı...
Lucy Fry'ın canlandırdığı Lissa Dragomir karşımıza çıkarken, kendisinin "tatlı dilli bir sosyetik ve güçlü bir şifacı olduğunu" öğreniyoruz. Lissa'nın bir diğer yönü ise yufka yürekliliği... Ait olduğu klan ise kraliyet soyu olan Moroi.Oyuncu seçimi biraz yavan gibi geldi bana yani en azından Lisa'yı daha güzel ve alımlı bir kız beklerdim ve tabi daha çekingen...
O zaman biraz filmden bahsedelim sabırsızlıkla 2.filmini bekliyoruz Alacakaranlık ve Açlık Oyunları serisinden bu yana bu kadar heyecanla beklediğim bir seri daha olmamıştı...
Lucy Fry'ın canlandırdığı Lissa Dragomir karşımıza çıkarken, kendisinin "tatlı dilli bir sosyetik ve güçlü bir şifacı olduğunu" öğreniyoruz. Lissa'nın bir diğer yönü ise yufka yürekliliği... Ait olduğu klan ise kraliyet soyu olan Moroi.Oyuncu seçimi biraz yavan gibi geldi bana yani en azından Lisa'yı daha güzel ve alımlı bir kız beklerdim ve tabi daha çekingen...
Yarı insan ve yarı vampir, yani Dhampir olarak adlandırılan Rose filmimizin baş karakteri bir çok yönden kendimle özdeşleştirdiğim bir karakter...Kavgacı,korumacı(ki kendisi Lissa'nın koruması gibi bir şey oluyor ),alaycı ve tutkulu...Bence karakter seçimi oldukça güzel insan kitabı okurken aynen bu tarzda birini kafasında canlandırıyor...Zoey Deutch Rose'u canlandırıyor...
Danila Kozlovsky'ın hayat verdiği Dimitri karakteri ise Rose'un sevdiği öğretmeni daha sonraları ise sevdiği adam olarak karşımıza çıkıyor ki bir sahneleri var abovv anlatılmaz izlenir helede Tanrı diye anılırken Vampir Akademisinde en güldüğüm repliği Rose'un Dimitri'yi üstü çıplakken görünce ''Sende heykel gibisin be yavrum'' demesi eh haksızda sayılmaz hani bildiğimiz taş rolünde burada Dimitri ben daha çok Ben Barnes'ı kafamda canlandırmıştım hatta ilk onun oynayacağını duyunca iştee buuu demiştim ama daha sonradan anlaşamamışlar ama bu da olmuş yani :)
Vışş Vışş Amen Tanrım!Bu ne tatlılıktır ne seksiliktir yarabbi!Dimitri neyin hak getire!Kitapta okurkende Chrıstıan'ın çok yakışıklı olduğunu gözümden canlandırmıştım ama gerçeği ile karşılaşınca off bee asıl heykel bu demedim mi dedim elbette bu çocuk Lissa'ya biraz fazla yahu öhömm öhömm neyse iyiydi yani bu da oyunculuğu çok iyiydi(!)...Dominic Sherwood çok iyisin be oğlum !
Filmin özetine gelicek olursak:Yarı vampir yarı insan olan Rose Hataway bu okulda öğrenim gören ve iyi bir korucu olabilmek için var gücüyle çalışan öğrencilerden biridir. Dünyalarında ise iki çeşit vampir vardır: Moroi ırkı, insanlarla uyum içerisinde yaşayıp hava, su, toprak ve ateşten oluşan dört elementten birini kontrol edebilme yeteneğine sahipken; Strigoi'ler de Moroi'lerinkanıyla beslenen kötücül bir türdür. Acımasız Strigoi'leri durdurmakla ve kendi türü olan Moroi'leri korumakla görevli olan Rose ve diğer korucular, bu akademide gerekli eğitimi almaktadır. Yeni dönem başladığında Rose'un eğitmeni değişir ve akademinin en başarılı eğitmenlerinden biri olan Dimitri ile çalışmaya başlar. Bu değişiklik, hem zalim güçlere karşı verdikleri amansız bir savaşı hem de karşı koyamadıkları imkansız bir aşkı doğuracaktır.
Dimitri'nin sürekli Matrix havalarında uzun pardesüler giymesine ayar oldum!
Yayyy şu tatlılıklara bakın !
Şahsen ben kitaplarınada ,filminede oyuncularınada hasta oldum!Biran önce 2.filmi çekmeye başlasalar iyi ederler!
Son olarakta bu resimlerde benden !En sevdiğim haftasonu oldu!...
14 Şubat 2014 Cuma
Maydanoz Time:Dizi-Protect The Boss
14 Şubat 2014 malumunuz bugün Sevgililer Günü benim için pek bir şey ifade etmediğinden eh hediye alacak ya da en bilemedim bi kalpli pasta yapıp elimle yediremeyecek bir sevgilim olmadığından sizlere sunacağım kalpçikler çıkan bir post hazırlayamıyacağım onun yerine bu aşka eriyip bittiğim ve çok güldüğüm özelliklede ''Çılgın Topuz Kafa'' repliğine bittiğim Protect The Boss Türkçe adıyla Patronu Kolla Kore dizisinin tanıtımını yapıcam,ayrıca başroldeki çocuk Allah'ım bu ne sevimlilik bu nasıl bir patron!!!
Dizinin konusuna gelelim o halde, esas kızımız Eun Seol iş aramaktan kafayı yemiş, bıçkın bir kızcağızdır. Bıçkın ve kızcağız, evet. Zira kendisi iş konusunda çok şanssız (ya da yetersiz?) olsa da bilek gücü bakımından pek de yetersiz değildir. Zaten zar zor 3. derece bir üniversiteden mezun olmasının nedeni de çete elemanı şeklinde takılmasıdır. Şimdi ise o iş görüşmesi senin bu benim dolanmaktadır.Şimdi gelelim esas oğlumuza ki olay burada kopuyor. Büyük bir şirketin varisi Ji Heon. Buraya kadar drama kurallarına uyuyor ama bir dakika! Bu eleman babasından 24 saat dayak yiyen, çocukça davranışları ve kaprisleri olan, işten nefret eden ve iş anlamında tek yaptığı bütün gün odasında oturmak olan biri olmasın. Nerde bizim zeki, yetenekli, karizmatik jönlerimiz? Ji Heon toplantılarda bile önündeki kağıda resim çizecek kadar umursamaz biri. Zaten hangi yönetici sırt çantası takar ya da “Toplantınız var.” dendiğinde çocuk gibi mızıklanır ki? Tuhaf, acayip ve inanılmaz sevilesi bir karakter Ji Heon...Kızda tam ben pata küte dalmaya pek meraklı azcıkta agresif ama kendi çapında tatlı ve o da oldukça komik,ikisinin diyaloglarıda oldukça komik...Eğlenceli vakit geçirmek ve bu aşka gülmek isteyenler kesinlikle kaçırmasın...
Kıvırcık kafa ya insanın saçlarını karıştırıp Afacan diyesi geliyor ama cidden çok berbat giyiniyor!
Babasından dayak yerken bile çok tatlıydı eşşek sıpası ya !Ayrıca Coffie Prince'den sonra Patron-Sekreter ilişkisi bu kadar iyi anlatılabilirdi...
Dizinin konusuna gelelim o halde, esas kızımız Eun Seol iş aramaktan kafayı yemiş, bıçkın bir kızcağızdır. Bıçkın ve kızcağız, evet. Zira kendisi iş konusunda çok şanssız (ya da yetersiz?) olsa da bilek gücü bakımından pek de yetersiz değildir. Zaten zar zor 3. derece bir üniversiteden mezun olmasının nedeni de çete elemanı şeklinde takılmasıdır. Şimdi ise o iş görüşmesi senin bu benim dolanmaktadır.Şimdi gelelim esas oğlumuza ki olay burada kopuyor. Büyük bir şirketin varisi Ji Heon. Buraya kadar drama kurallarına uyuyor ama bir dakika! Bu eleman babasından 24 saat dayak yiyen, çocukça davranışları ve kaprisleri olan, işten nefret eden ve iş anlamında tek yaptığı bütün gün odasında oturmak olan biri olmasın. Nerde bizim zeki, yetenekli, karizmatik jönlerimiz? Ji Heon toplantılarda bile önündeki kağıda resim çizecek kadar umursamaz biri. Zaten hangi yönetici sırt çantası takar ya da “Toplantınız var.” dendiğinde çocuk gibi mızıklanır ki? Tuhaf, acayip ve inanılmaz sevilesi bir karakter Ji Heon...Kızda tam ben pata küte dalmaya pek meraklı azcıkta agresif ama kendi çapında tatlı ve o da oldukça komik,ikisinin diyaloglarıda oldukça komik...Eğlenceli vakit geçirmek ve bu aşka gülmek isteyenler kesinlikle kaçırmasın...
Kıvırcık kafa ya insanın saçlarını karıştırıp Afacan diyesi geliyor ama cidden çok berbat giyiniyor!
Babasından dayak yerken bile çok tatlıydı eşşek sıpası ya !Ayrıca Coffie Prince'den sonra Patron-Sekreter ilişkisi bu kadar iyi anlatılabilirdi...
Kuzenininde ondan kalır yanı yok :)
13 Şubat 2014 Perşembe
Maydanoz Time:Dizi-Scent Of A Woman
Muhteşem Kore dizilerini biraz geç farkettim ama tam farkettim o kadar güzel,komik ve eğlenceliler ki hem en fazla 16 bölüm olduğundan sıkmıyor hem de çeşit çeşit oyuncu ve konu keşfetmiş oluyorum sırada ki dizimiz elbette ki yeni gözdem Bay Wook'tan tutku dolu Scent Of A Woman dizisi daha önce Al Pacino'nun baş rollerinde olduğu aynı adı taşıyan bir film olmuş sanırım birazda ondan esinlenerek yapılmış bir dizi tema daha çok Tango eh tango demek malumunuz tutku demek ben de tutkuya bayılıyorum!Helede Wook'un olduğu yerim ben onu ya öyle tatlı ki,kibirli ama çocuksu dıştan kötü görünüp içten pamuk kalpliyi oynamayı çok iyi beceriyor ya o değilde baş roldeki kadına ayar oldum gerçi Kore'de çok meşhur ve çok beğenilen bir oyuncuymuş ama kadın çok kadın yahu benim Wook'u ma biraz kart kaçmış gibi sanki,ona rağmen tutku ve dans dolu sonlarına doğru yine bol miktarda saçmalayan ve yalapşap bir finali olan Kore dizisiydi...
Dizinin konusuna gelecek olursak:Esas kızımız Lee Yeon Jae yıllardır aynı turizm şirketinde çalışan, korktuğu için kendisine yapılan zorbalıklara, haksızlıklara ses çıkaramayan 34 yaşında bir kızcağızdır.. Bir gün şirkete gelen başkanın oğlunu görür ve bir anda aşık olur. Kang Ji Wook uzun, yakışıklı, kültürlü vs. vs. hayallerdeki oppadır kısacası.. Ama.. Kızımız bir kaza nedeniyle tesadüfen gittiği hastanede safra kesesi kanseri olduğunu öğrenir. Hem de bunu odunluğuyla ünlü ilkokul arkadaşı Cha Eun Suk haber verir ona.. Ve Yeon Jae kendi hayatında bir devrim yapıp hesaplarındaki tüm parayı çeker ve bastığı gibi hayallerini süsleyen Okinawa’ya gider.. İş için aynı şekilde Okinawa’da olan Ji Wook ile tanışacaklar ve olaylar gelişecektir...
Huu tutku dolu sahnelerden biri :)
Ahh ahh ağız burun o çipil gözler yenir ya içim gitti vallahi izlerken ...
Vayy arkadaş ve Tango sahnesiydi ama baştan baştan aç izle :)
Yaaaa şu tatlılık yaaaaa................
Sana hediyem var ?NE?Ben :)
Bir de Wook'un bir duş ve kas manzarası sahnesi varmış fotoğraflar falan varda biraz daha bakarsam kalpten gidicem o yüzden size bu kadar Wook yeter o benim :)
Dizinin konusuna gelecek olursak:Esas kızımız Lee Yeon Jae yıllardır aynı turizm şirketinde çalışan, korktuğu için kendisine yapılan zorbalıklara, haksızlıklara ses çıkaramayan 34 yaşında bir kızcağızdır.. Bir gün şirkete gelen başkanın oğlunu görür ve bir anda aşık olur. Kang Ji Wook uzun, yakışıklı, kültürlü vs. vs. hayallerdeki oppadır kısacası.. Ama.. Kızımız bir kaza nedeniyle tesadüfen gittiği hastanede safra kesesi kanseri olduğunu öğrenir. Hem de bunu odunluğuyla ünlü ilkokul arkadaşı Cha Eun Suk haber verir ona.. Ve Yeon Jae kendi hayatında bir devrim yapıp hesaplarındaki tüm parayı çeker ve bastığı gibi hayallerini süsleyen Okinawa’ya gider.. İş için aynı şekilde Okinawa’da olan Ji Wook ile tanışacaklar ve olaylar gelişecektir...
Huu tutku dolu sahnelerden biri :)
Ahh ahh ağız burun o çipil gözler yenir ya içim gitti vallahi izlerken ...
Vayy arkadaş ve Tango sahnesiydi ama baştan baştan aç izle :)
Yaaaa şu tatlılık yaaaaa................
Sana hediyem var ?NE?Ben :)
Bir de Wook'un bir duş ve kas manzarası sahnesi varmış fotoğraflar falan varda biraz daha bakarsam kalpten gidicem o yüzden size bu kadar Wook yeter o benim :)
11 Şubat 2014 Salı
Maydanoz Time:Dizi-Big
Elbette ki Kore dizilerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz Coffie Prince izleyip Lee Min Ho'dan sonra mimiklerine,oyunculuğuna hayran kaldığım Goong Yoo'nun favori dizilerimden ikincisi olan Big dizisini ağırlayacağız...Bir kaç tane daha Kore dizisi postu yaptıktan sonra sanırım yaza kadar Kore dizisi postu yapamıcam malumunuz 15 tatil bitti ve şunun şurasında YGS'ye 40 günden az bir vakit kaldı sanmıyorum ki artık Kore dizisi izlemeye vaktim olsun ki YGS'den sonra LYS için daha tempolu çalışıcam demek oluyor ki buda başka konu postlarıda olamayabilir...Bakalım gerçi kesin bir şey söyleyemem benim işimde belli olmaz neyse gelelim dizimize...
Big, başrollerini çok sevdiğim iki oyuncunun (Gong Yoo - Lee Min Jung) paylaştığı 16 bölümlük, romantik-komedi türünde şeker bir dizi. Son dönemim favori konusu haline gelen beden değiştirme olayınıda işin içine katarsak birazda fantastik.
Dizinin konusunu kısaca anlatayım; 18 yaşındaki dövülesi aynı zamanda sevilesi Kang Kyung Joon ve doktor Seo Yoon Jae bir trafik kazası geçirirler. Hala nedenini bilemediğimiz bir şekilde bedenleri yada ruhları yer değiştirir. Gözlerini hastanede açan on sekizlik çıtır Kyung Joon kendini 30'luk Yoon Jae 'nin bedeninde bulur. Derdini kimselere anlatamaz olanlara tek inanan doktorun nişanlısı aynı zamanda Kyung Joon'un öğretmeni Gil Da Ran' dır. Kısaca Big farklı bedenlerde farkı hayatları yaşamak zorunda kalan insanların komik hikayesidir...
Yoon Jae rolündeyken nasılda uyuz oldum Goong Yoo'ya nasıl kıl bir herifi oynuyor dedim bu rol bu adama hiç uymamış ama meğersem işin içinde ruh değiştirme olduğundan yine Goong Yoo'yu sevimli tatlış hallerde görebildik içim bi rahatladı...Gil Da Ran hocayı başta sevsemde sonra ki bölümlerde bir uyuzlaştı ki sormayın gitsin,bütün dizilerde kız karakterleri hep böyle yapıyorlar önce kızın üzerine oynuyorlar kızı tatlı,masum yapıyorlar sonra adam kıza aşık olunca kız bi naz yapıyo,trip atıyo soğuk davranıyor falan iyice karakteri nalet çekilmez bi hale getiriyorlar bunun tek istisnası Playfull Kiss'te olmuştu ki benim en favori dizimdir kız baştan sona tatlı,adam baştan sona doğru soğuk ama karizmatik bu hiç değişmedi ama şu ana kadar izlediğim tüm Kore dizilerinde böyle oldu neyse Goong Yoo'ya bir kez daha hayran oldum diyebiliriz,performansı gerçekten çok iyiydi ama Coffie Prince'teki tutkusu yoktu burda bi tık eksikti sanki ya da kızla kimyaları tam uyuşmadı zaten sonu cidden tam bir fiyaskoydu hastahanede yatan çocuk uyanmadı yalap şap bi finali dayadılar yine tadı damağımda kaldı ilk bölümlerin ...
Big, başrollerini çok sevdiğim iki oyuncunun (Gong Yoo - Lee Min Jung) paylaştığı 16 bölümlük, romantik-komedi türünde şeker bir dizi. Son dönemim favori konusu haline gelen beden değiştirme olayınıda işin içine katarsak birazda fantastik.
Dizinin konusunu kısaca anlatayım; 18 yaşındaki dövülesi aynı zamanda sevilesi Kang Kyung Joon ve doktor Seo Yoon Jae bir trafik kazası geçirirler. Hala nedenini bilemediğimiz bir şekilde bedenleri yada ruhları yer değiştirir. Gözlerini hastanede açan on sekizlik çıtır Kyung Joon kendini 30'luk Yoon Jae 'nin bedeninde bulur. Derdini kimselere anlatamaz olanlara tek inanan doktorun nişanlısı aynı zamanda Kyung Joon'un öğretmeni Gil Da Ran' dır. Kısaca Big farklı bedenlerde farkı hayatları yaşamak zorunda kalan insanların komik hikayesidir...
Yoon Jae rolündeyken nasılda uyuz oldum Goong Yoo'ya nasıl kıl bir herifi oynuyor dedim bu rol bu adama hiç uymamış ama meğersem işin içinde ruh değiştirme olduğundan yine Goong Yoo'yu sevimli tatlış hallerde görebildik içim bi rahatladı...Gil Da Ran hocayı başta sevsemde sonra ki bölümlerde bir uyuzlaştı ki sormayın gitsin,bütün dizilerde kız karakterleri hep böyle yapıyorlar önce kızın üzerine oynuyorlar kızı tatlı,masum yapıyorlar sonra adam kıza aşık olunca kız bi naz yapıyo,trip atıyo soğuk davranıyor falan iyice karakteri nalet çekilmez bi hale getiriyorlar bunun tek istisnası Playfull Kiss'te olmuştu ki benim en favori dizimdir kız baştan sona tatlı,adam baştan sona doğru soğuk ama karizmatik bu hiç değişmedi ama şu ana kadar izlediğim tüm Kore dizilerinde böyle oldu neyse Goong Yoo'ya bir kez daha hayran oldum diyebiliriz,performansı gerçekten çok iyiydi ama Coffie Prince'teki tutkusu yoktu burda bi tık eksikti sanki ya da kızla kimyaları tam uyuşmadı zaten sonu cidden tam bir fiyaskoydu hastahanede yatan çocuk uyanmadı yalap şap bi finali dayadılar yine tadı damağımda kaldı ilk bölümlerin ...
9 Şubat 2014 Pazar
Maydanoz Time:Dizi-Wild Romance
Evet dizi postumuzda Kore dizilerine kaldığımız yerden son hızla devam ediyoruz bugün ki postumuzda Lee Min Ho ve Goong Yoo'dan sonra bir Kore erkeğine sakal bıyığın bu kadar mı yakışır bee deyip sırf dizileri adamı izlemek için izlediğim gerçeği ile beni kendisiyle tanıştıran ilk dizi Wild Romance'yi ağırlayacağız ve elbette bol bol yeni gözdem Lee Doong Wook'tan bahsedicem...Ayrıca yakından bakıldığında ve sakal bıyık kestiğinde çok az bir Enrique iglesias havası var yahu adamda daha ne olsun İspanyol olsun bizim olsun :)
Neyse benim sapıklıklarımı bir tarafa bırakacak olursak gelelim dizimizin konusuna...Bu arada başrolde oynayan kızda çok ama çok tatlıydı helede mimikleri ve o kocaman çipil çipil gözleri,ağladığında ve sinirlendiğinde gözlerinin bir büyütüşü var ki korksam mı gülsem mi bilemedim ama kızda adama göre oldukça iyiydi bence ayrıca çoğu zaman adam kıl bir karakteri oynadığı için ben kızın tarafındaydım ve bol bol İspanyol Korelime sövdüm diyebiliriz...
Gelelim dizinin konusuna; Eun Jae, beyzbolu çok seven, deli dolu, biraz kaçık, korumalık yapan bir kızdır. Martılar ekibinin sıkı taraftarı olan Eun Jae, babasının doğum gününü kutladıkları akşam ParkMoo Yeol ile karşılaşır. Park Moo Yeol ise, Martılar'ı şampiyonluktan eleyen takımdadır ve bunun en büyük nedeni ise kendisi olmuştur. O akşam çıkan tartışmada Eun Jae, asıl çocuğumuzu hırpalar ve olayın internette yayılmasıyla, kızımız Park Moo Yeol'un menajeri tarafından dedikoduların bastırılması için koruma görevine getirilir. Her şey yolunda görünse de en büyük sorun ikilinin birbirine tahammül edememesidir...
Ayrıca dizinin en komik taraflarıysa bir takım yanlış anlamaların olmasıyla bu çiftin birbirlerine tekme tokat (ciddi anlamda)girmeleriydi birisi sporcu birisi koruma olunca güç yarışması oldu elbette ama sonu biraz saçmaydı elbette yine her Kore dizisinde olduğu gibi sonuna kadar sevgili olamadılar ve son bölümün son sahnesinde öpüştüler öyle bitti dizi yahu önceden bi sevgili olunda şu sevgili olmuş hallerinizi bi izleyek ayy çok tatlılar deyip iç geçirek yok anca tüm dizi boyunca birbirlerine tekme tokat girdiler bakıştılar,yanlış anladılar bol bol kıskandılar ama yinede çok tatlılardı helede Lee Doong Wook o nasıl bir tatlılık yahu yirim ben seni yaa yiriiim :)
Burda Lee Min Ho ya çok benzemiş yanaklar ısırılır :)
Buda ayrı tuhaf bi karakter :)
Kılll gıcıkkk dizi boyunca sövdüm sanaaa !!
Son resimde kızın gözler dikkat :)
Neyse benim sapıklıklarımı bir tarafa bırakacak olursak gelelim dizimizin konusuna...Bu arada başrolde oynayan kızda çok ama çok tatlıydı helede mimikleri ve o kocaman çipil çipil gözleri,ağladığında ve sinirlendiğinde gözlerinin bir büyütüşü var ki korksam mı gülsem mi bilemedim ama kızda adama göre oldukça iyiydi bence ayrıca çoğu zaman adam kıl bir karakteri oynadığı için ben kızın tarafındaydım ve bol bol İspanyol Korelime sövdüm diyebiliriz...
Gelelim dizinin konusuna; Eun Jae, beyzbolu çok seven, deli dolu, biraz kaçık, korumalık yapan bir kızdır. Martılar ekibinin sıkı taraftarı olan Eun Jae, babasının doğum gününü kutladıkları akşam ParkMoo Yeol ile karşılaşır. Park Moo Yeol ise, Martılar'ı şampiyonluktan eleyen takımdadır ve bunun en büyük nedeni ise kendisi olmuştur. O akşam çıkan tartışmada Eun Jae, asıl çocuğumuzu hırpalar ve olayın internette yayılmasıyla, kızımız Park Moo Yeol'un menajeri tarafından dedikoduların bastırılması için koruma görevine getirilir. Her şey yolunda görünse de en büyük sorun ikilinin birbirine tahammül edememesidir...
Ayrıca dizinin en komik taraflarıysa bir takım yanlış anlamaların olmasıyla bu çiftin birbirlerine tekme tokat (ciddi anlamda)girmeleriydi birisi sporcu birisi koruma olunca güç yarışması oldu elbette ama sonu biraz saçmaydı elbette yine her Kore dizisinde olduğu gibi sonuna kadar sevgili olamadılar ve son bölümün son sahnesinde öpüştüler öyle bitti dizi yahu önceden bi sevgili olunda şu sevgili olmuş hallerinizi bi izleyek ayy çok tatlılar deyip iç geçirek yok anca tüm dizi boyunca birbirlerine tekme tokat girdiler bakıştılar,yanlış anladılar bol bol kıskandılar ama yinede çok tatlılardı helede Lee Doong Wook o nasıl bir tatlılık yahu yirim ben seni yaa yiriiim :)
Burda Lee Min Ho ya çok benzemiş yanaklar ısırılır :)
Buda ayrı tuhaf bi karakter :)
Kılll gıcıkkk dizi boyunca sövdüm sanaaa !!
Son resimde kızın gözler dikkat :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...