Herkese tekrardan merhabalar efenim...Günün 2.postu olan film postu ile durmak yok yola devam diyoruz.Oyuncularının ve yapımın bir çok ödül kazandığı bu psikolojik film aslında Guguk Kuşu'nun dişi versiyonu diyebilirim ki aslına bakarsanız Guguk Kuşu'ndan daha aksiyonlu ve daha derin mesajları olan bir film.Kadrosu ve oyunculuklar o kadar iyi ki resmen onların içinden biriymiş gibi hissediyorsunuz kendinizi Angelina zaten bu zamanda belliymiş ama Wınona'yı cidden ilk defa duydum ama kadın Angelina'yı falan sollarmış yani kadının içten gizli gelen bir deliyi canlandırması çok güzel duru güzelliği,mimikleri kadını izlerken büyülendim resmen.Ayrıca hikayenin gerçek olması da insanı bağlıyor filme.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
21 Ocak 2015 Çarşamba
Maydanoz Time: Film - Aşk Ve Gurur
Herkese günün ilk postu olan film postundan merhabalar efenim.Bugün ki film postumuzda aynı zamanda bir dünya klasiği olan (Filmini izledim daha da kitabını okumam) Aşk Ve Gururun 2005 yapımı filmini konu edineceğiz.Aman aman ne güzel ne tatlı içimizi ısıtan bir aşk hikayesi diyemeyeceğim maalesef çünkü aşkta gurur daha sonradan nerelere vurur hepimiz az çok biliyoruz bence o bunu istemiyor o şunu istiyor ön yargılar,hedefler,amaçlar bu ne biçim aşk ? Aşk soyut bir şey olmaktan çıkıyor iyice Keira her zaman için bence dönem filmlerinde oynamalı sanki kız bu filmler için falan yaratılmış gibi...
Konusu:Film, Jane Austen’in beş kız kardeş, Jane, Elizabeth, Mary, Kitty ve Lydia Bennet’i anlatan romanından uyarlanmıştır. Hikaye George dönemi İngilteresi’nde geçer. Ailenin yaşamı, genç ve zengin bir adam olan Bay Bingley’in ve onun en yakın arkadaşı Bay Darcy’nin komşu gelişleri ile tepetaklak olur. Kızların anneleri olan Bayan Bennet, onların evlenmelerini istemektedir. Bay Bingley’in iyi bir aday olduğuna kanaat getirir. Bu aday ise Jane’den etkilenecektir. Bu durumu fark eden anneleri, kızını yağmurlu bir günde Bingley’in malikanesine gönderir. Geri dönemeyen Jane, üstüne bir de hastalanır. Bu kez ona yardıma giden Elizabeth de Bay Darcy’nin takibine takılır. Elizabeth bu durumdan hoşlansa da esas Bay Wickham’dan ziyadesi ile etkilenecektir. Lydia işin içine hesapsızca dahil olduğunda cesaret kavramı gözler önüne serilir. Gururun, aşkın önüne geçtiği bir çizgide kız kardeşlerin yaşamları umulmadık bir biçimde karmaşıklacaktır.
Konusu:Film, Jane Austen’in beş kız kardeş, Jane, Elizabeth, Mary, Kitty ve Lydia Bennet’i anlatan romanından uyarlanmıştır. Hikaye George dönemi İngilteresi’nde geçer. Ailenin yaşamı, genç ve zengin bir adam olan Bay Bingley’in ve onun en yakın arkadaşı Bay Darcy’nin komşu gelişleri ile tepetaklak olur. Kızların anneleri olan Bayan Bennet, onların evlenmelerini istemektedir. Bay Bingley’in iyi bir aday olduğuna kanaat getirir. Bu aday ise Jane’den etkilenecektir. Bu durumu fark eden anneleri, kızını yağmurlu bir günde Bingley’in malikanesine gönderir. Geri dönemeyen Jane, üstüne bir de hastalanır. Bu kez ona yardıma giden Elizabeth de Bay Darcy’nin takibine takılır. Elizabeth bu durumdan hoşlansa da esas Bay Wickham’dan ziyadesi ile etkilenecektir. Lydia işin içine hesapsızca dahil olduğunda cesaret kavramı gözler önüne serilir. Gururun, aşkın önüne geçtiği bir çizgide kız kardeşlerin yaşamları umulmadık bir biçimde karmaşıklacaktır.
20 Ocak 2015 Salı
Maydanoz Time: Film - Özgürlük Yolu
Herkese günün 2.postu olan film postundan merhabalar efenim...Yine bir baş yapıt ile kaşınızdayım Özgürlük Yolu filmi ne kadar ödül alsa ne kadar çok beğenilse de benim aslında kesinlikle acımasızca eleştireceğim bir film.Çünkü bence asıl özgürlük bu değil ! Burada ki anlayışa göre özgürlük dediğimiz şey geride arkasında gözü yaşlı bir anne baba kardeş bırakarak paraları her şeyi yakarak atarak kendi aklınca bir yerlere gitmek vahşi doğanın içinde yapayalnız yaşayıp kafayı yemek en sonunda da geberip gitmek! Böyle bir özgürlük mü olur ya ! Ya yazık değil mi senin anne babana? Sen özgür olcam bilmem ne olcam diye elindekinin değerini bilmeyip kendini yollara vurunca mı bir halt olmuş oluyorsun? Bu film aslında ne kadarda yanlış bir örnek.Tamam kendi gücünü keşfetmek maddi hayatı bırakıp maneviye doğaya dönmek yönelmek elbette iyi bir şey ama bu şekilde değil.Her şeyin bi sırası bi zamanı var be kardeşim.Yapayalnız o şekilde düşülür mü yollara insan kafayı yer be ! Biraz da elindekilerin değerini bilerek yeni bir şeyler üretmeye yapmaya çalış emek vermeden yemeye çalışıyor bu çocuk resmen böyle iş olmaz böyle baş yapıt olmaz !
Konusu:Üniversiteden yeni mezun olan Christopher, anne ve babasıyla geçmişte yaşadığı sorunların da etkisiyle, sahip olduğu her şeyden vazgeçer ve Alaska'da vahşi doğada tek başına yaşamaya çalışır. Alaska'ya kadar olan iki senelik yolculuğu esnasında pek çok renkli karakterle arkadaşlık kurar.
Konusu:Üniversiteden yeni mezun olan Christopher, anne ve babasıyla geçmişte yaşadığı sorunların da etkisiyle, sahip olduğu her şeyden vazgeçer ve Alaska'da vahşi doğada tek başına yaşamaya çalışır. Alaska'ya kadar olan iki senelik yolculuğu esnasında pek çok renkli karakterle arkadaşlık kurar.
19 Ocak 2015 Pazartesi
Maydanoz Time : Film - One Flew Over The Cuckoos Nest
Herkese günün 2.postu olan film postundan merhabalar efenim...Bu arada Plan bölümündeki Film Listesi bölümüne bakarsanız tekrardan listenin gücellenmiş olduğunu göreceksiniz yeni liste aslına bakarsanız biraz taraflı hazırlandı mesleğim gereği daha çok psikoloji içerikli filmlere öncelik vermiş bulunuyorum ki zaten bir çoğuda mutlaka izlenemesi gereken Oscar ödüllü birer baş yapıt olan filmler.O filmlerden biriside Guguk Kuşu fik 1975 yapımı bir tımarhanede geçiyor ama filmi izlerken bu tip filmlerde olduğu gibi yine kendi kendiniz sorgulamaya başlıyorsunuz gerçketen burada yatanlar mı deli yoksa onları iyileştirmek adına kalpsizlikler yapan doktorlar ve hemşireler mi?
Konusu:Orijinal ismi "One Flew Over the Cuckoo's Nest" ve aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film, akıl hastası numarası yaparak güvenlik önlemleri daha az olan bir akıl hastanesine sevkedilen bir mahkumun (Jack Nicholson) geçirdiği zamanı konu alıyor. Mahkum, bu süre içerisinde hem kaçma planları yapıyor hem de akıl hastanesindeki diğer hastalarla farklı bir diyalog kuruyor. Terapilerdeki kendi başına buyruk hareketleri ve özgürlüğe olan düşkünlüğü nedeniyle diğer hastalara kötü örnek olduğunu düşünen baş hemşire Mildred (Louise Fletcher) ile de büyük sorunlar yaşıyor. Milos Forman tarafından yönetilen film, tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak gösteriliyor. Jack Nicholson'ın ustaca sergiledigi rölü onun bugün geldiği noktanın tesadüf olmadığını göstermektedir.
Konusu:Orijinal ismi "One Flew Over the Cuckoo's Nest" ve aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanan film, akıl hastası numarası yaparak güvenlik önlemleri daha az olan bir akıl hastanesine sevkedilen bir mahkumun (Jack Nicholson) geçirdiği zamanı konu alıyor. Mahkum, bu süre içerisinde hem kaçma planları yapıyor hem de akıl hastanesindeki diğer hastalarla farklı bir diyalog kuruyor. Terapilerdeki kendi başına buyruk hareketleri ve özgürlüğe olan düşkünlüğü nedeniyle diğer hastalara kötü örnek olduğunu düşünen baş hemşire Mildred (Louise Fletcher) ile de büyük sorunlar yaşıyor. Milos Forman tarafından yönetilen film, tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak gösteriliyor. Jack Nicholson'ın ustaca sergiledigi rölü onun bugün geldiği noktanın tesadüf olmadığını göstermektedir.
18 Ocak 2015 Pazar
Maydanoz Time : Dizi-Birth Of A Beauty
Herkese merhabalar efenim...Uzun bir süreden sonra bir Kore dizisinin daha sonuna geldim Birth Of A Beauty 2014 yapımı 21 bölümlük çok tatlı bir Kore dizisi aslında 16 bölüm olmasına karar verilmişti en başında ama ülkede tutunda uzatmaları oynadılar ve resmen sakız ettiler yine saçmaladı senaristler bi dizi ne kadar tutsada en fazla 16 bölüm olup tadında kalmalı bence.Başrollerimiz oldukça tanındık ve ikiside çok güzeller ve birbirlerine de çok yakışıyorlar.Konusuna gelecek olursak;bir zamanlar şişman çirkin bir ajumma olan bir kadın zengin yakışıklı bir adamla evlenir ama bu adam çok kötü bir adamdır kadını aldatır üstüne üstlük aldattığı kadınlada hain planlar yapıp karısına bir ölüm planı hazırlar kaza süsü verilecek olan araba kazasından ajummamız sağ kurtulur ve bir doktorun evine sığınır ve başından geçenleri anlatır doktor onu estetik ameliyata sokar hem psikolojik hem zihinsel hem de dış görüntü olarak eğitir ve mükemmel kıskanalası bir kadın olmasına sağlar bu süreçte kocasının kendini öldürme planlarını öğrenir ve doktorla birlikte bir intikam planı hazırlarlar intikam planı hazırlarken bu çiftimiz birbirine aşık olmaya başlar.
17 Ocak 2015 Cumartesi
Maydanoz Time : Film - Büyük Diktatör
Herkese günün 2.film postu olan insalığı insanlara öğreten bir film daha olan ve bir zamanlar insalıktan yoksun olan bir halk tarafından da yasaklanan bir film ile karşınızdayım.Büyük usta Chapli'nin izlediğim ilk filmi diyebilirim zaten onunda ilk sesli sinemasıymış.O zamanlar için büyük bir cesaret örneği bu film adeta tam bir baş yapıt niteliğinde küfürsüz nadide komedilerden ve büyük insanlık dersi veren final sahnesi ile gönlümde taht kurmayı başaran bir film.
Konusu:Chaplin bu filmde Adolf Hitler'in parodisi olan Adenoid Hynkel ve Yahudi bir berberi canlandırır. Yahudi berber I. Dünya Savaşı'nda Tomania (Almanya) ordusunda savaşır. Pek başarılı bir asker olmasa da Schultz (Reginald Gardiner) adlı bir subayın hayatını kurtarır; fakat geçirdikleri uçak kazasında hafızasını kaybeder ve yıllarca hastanede yatar. Bu nedenle de Tomania (Almanya)'nın değişen şartlarından, Tomania (Almanya)'nın başına geçen Adenoid Hynkel ve yönetiminin Yahudilere karşı başlattığı savaştan habersizdir. Bir gün hastaneden kaçıp evine geri döner fakat penceresine Jew (Yahudi) yazmak isteyen askerlere izin vermediğinden kavga çıkarır. Onlar tarafından öldürülecekken tesadüfen oradan geçen ve berbere hayat borcu olan Schultz tarafından kurtarılır; askerler de berberin yaşadığı gettoyu rahatsız etmeme emri alır. Gerçekleri öğrenen berber aynı yerde yaşadığı Hannah'a (Paulette Goddard) aşık olur.
Konusu:Chaplin bu filmde Adolf Hitler'in parodisi olan Adenoid Hynkel ve Yahudi bir berberi canlandırır. Yahudi berber I. Dünya Savaşı'nda Tomania (Almanya) ordusunda savaşır. Pek başarılı bir asker olmasa da Schultz (Reginald Gardiner) adlı bir subayın hayatını kurtarır; fakat geçirdikleri uçak kazasında hafızasını kaybeder ve yıllarca hastanede yatar. Bu nedenle de Tomania (Almanya)'nın değişen şartlarından, Tomania (Almanya)'nın başına geçen Adenoid Hynkel ve yönetiminin Yahudilere karşı başlattığı savaştan habersizdir. Bir gün hastaneden kaçıp evine geri döner fakat penceresine Jew (Yahudi) yazmak isteyen askerlere izin vermediğinden kavga çıkarır. Onlar tarafından öldürülecekken tesadüfen oradan geçen ve berbere hayat borcu olan Schultz tarafından kurtarılır; askerler de berberin yaşadığı gettoyu rahatsız etmeme emri alır. Gerçekleri öğrenen berber aynı yerde yaşadığı Hannah'a (Paulette Goddard) aşık olur.
Bu sırada Adenoid Hynkel (Adolf Hitler), Herring (Hermann Goering) ve propaganda bakanı Garbitsch (Goebbels) yardımı ile Yahudi mallarına el koymanın ve Avusturya'yı -hatta tüm dünyayı- işgal etmenin planlarını yapmakta ve etkileyici konuşmaları ile kalabalıkları etkilemeye devam etmektedir. Zengin bir Yahudi işadamından ordu için para almaya çalışır; fakat bu olmayınca Yahudilere yönelik saldırılarını iyice artırır. Gettoda yaşam zorlaşmaya başlar. Hynkel kendisini eleştiren Schultz'u da hapse yollar. Schultz yolda kaçıp berberin olduğu yere sığınır. Ancak yapılan bir baskında Schultz ve berber tutuklanır, gettoda yaşayanların evleri -berber dükkânı dahil- yıkılır ve malları yağma edilir. Bu olaydan sonra Hannah ve beraberindekiler daha iyi bir yaşam umuduyla Avusturya'ya göç ederler.
Adenoid Hynkel, Bacteria (İtalya) ülkesinin diktatörü olan Benzino Napoloni'nin (Mussolini) Avusturya'yı kendisinden önce işgal ettiğini duyup deliye döner. Bu nedenle Napoloni'yi Tomania ordusunun görkemi ile ezmek ve onun Avusturya'yı kendisine bırakması sağlamak için Napaloni'yi Tomania'ya davet eder. Napolini gelir fakat Adenoid Hynkel'in onu ezmek için kullandığı psikolojik taktikler pek bir işe yaramaz, Napoloni Avusturya'dan vazgeçmez. Bunun üzerine Hynkel, Avusturya sınırına gizlice yığdığı askeri birliklerin başına geçmek için oraya tebdil-i kıyafet gitme kararı alır.
Tüm bunlar olurken Schultz ve berber toplama kampından kaçmayı başarır. Avusturya sınırına çok yakın olduklarından, en yakın Avusturya kasabasına ulaşıp peşlerindeki askerlerden kurtulmaya çalışırlar. Aslında ulaşmaya çalıştıkları yer, Tomania ordusunun gizlice oraya ulaşmaya çalışan Adenoid Hynkel'i beklediği yerdir. Berber, Hynkel'e çok benzediğinden askerler onu Hynkel sanır ve yanlışlıkla ordunun başına geçirirler. Ölüm korkusu içindeki Schultz ve berber durumu kabullenmek zorunda kalır. Aynı anda ordunun olduğu kasabaya ulaşmaya çalışan gerçek Adonoid Hynkel de hapisten kaçan berber sanılarak tutuklanır ve hapse atılır. Her şey önceden ayarlanmıştır ve berber ordunun başına geçer geçmez Avusturya işgali başlar. Tomania (Almanya)'nın askerleri Hannah ve ailesinin Avusturya'daki yeni çiftliğini basar ve her yeri yağma eder. Schultz ile birlikte Tomania'nın başkentine götürülen berber, büyük bir şaşkınlık ve gerginlik içindedir. Ondan Avusturya işgaline dair bir konuşma yapması beklenir. Berber ise bir cesaret örneği göstererek tüm dünyaya seslenen ve herkesi barışa çağıran şu konuşmayı yapar: Askerler! Zorbalara itaat etmeyin. Onlar sizi eziyor; düşüncelerinizi, hislerinizi ve hareketlerinizi planlıyor, sizi koyun yerine koyuyorlar. Sizi aç bırakıp, hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp topun ağzına sürüyorlar. İnsanlıktan çıkmış, beyni ve kalbi makineleşmiş kişilere teslim olmayın. Sizde nefret yok, sevilmeyen kişiler nefret eder ancak. Askerler! Esirlik için değil, hürriyet için savaşın. Şöyle der Luka İncili'nin 17. bölümünde "Tanrının krallığı insanın içindedir" Bir kişiye, bir gruba değil, herkese açıktır. Siz insanlar, makineleri yaratacak güçtesiniz, mutluluğu yaratacak güçte. Bu güçle yaşamı hür ve güzel yapın, harika bir maceraya dönüştürün. Bu sırada Avusturya'da bir çiftlikte ağlamakta olan Hannah, radyodan sevgilisinin kendisine ve tüm insanlara seslenişini dinler ve umudunu kaybetmemeye karar verir.
Maydanoz Time : Film - My Name Is Khan
Herkese merhabalar efenim...Bugün hafta sonu ve evet hafta sonu demek bol bol fim keyfi demek o yüzden yine size bomba gibi film önerilerim var.İnsanlığı insanlara öğreten bir film diyebilirim.Kendini insan zanneden çok yaratıkla karşılaştım bu zamana kadar o yüzden onlara sadece acımakla yetiniyorum örümcek beyinlerinde tutsak ruhlarında ölüp gidecekler.Yukarıda bir yaratıcının olduğuna inanan herkes benim için birdir.Bence herkes içinde öyle olmalıdır müslümanı,hristiyanı,yahudisi insanları dil,din,ırk ayırt etmeden sırf insan olduğu için sevip saymak ve hoşgörmek gerekli tabi bunları film sineması,kitaplar söyleye söyleye bitti tükendi artık kelimeler ama hiç bir faydası dokunmuyor herhalde.Hala yaratıklar insanları dinine,ırkına ve mezhebine göre bile yargılayıp dışlıyor ayırıyor sevmiyor.Ne yazık onlara...
Konusu:
Konusu:
Rızvan Khan (Shahrukh Khan) küçüklüğünü annesiyle (Zarina Vahab) ıssız bir yerde geçiren bir müslümandır. Annesi öldükten sonra Amerika'ya küçük kardeşinin yanına gider. Orada tanıştığı ve aşık olduğu Mandira (Kajol) adında dul ve Hindu bir kadın ile evlenir. Rızvan Khan aynı zamanda da Asperger sendromu hastasıdır. Bu hastalık Otizm rahatsızlığının bir çeşididir ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. 11 Eylül saldırılarından sonra Mandira'nın oğlu faşist kesimler tarafından döverek öldürülür. Öldürülme sebebi annesi evlendikten sonra Khan soyadını almış olmalarıdır. Bunun üzerine Mandira Rizvan'i terk eder ve ona gitmesini söyler. Rizvan ne zaman geri gelebileceğini sorunca, Mandira ona Amerika Birleşik Devletleri başkanına gidip, adının Khan olduğunu ama bir terörist olmadığını açıklamasını ve ondan sonra geri gelmesini söyler. Rizvan hastalığı dolayısıyla bunu ciddiye alır ve yolculuğuna başlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...