25 Eylül 2015 Cuma

Maydanoz Time : Müzik - Lana Del Rey High By The Beach

Herkese Aydın'dan merhabalar efenim !  Şu sıra Snapcahatteyim snapchat adım : sudevebuse
Orada kendi kendime eğleniyorum nerdeyim o an da ne halt yiyorum merak ediyorsanız beklerim efenim :)

Bugün geleneksel cuma müzik günümüz olduğundan güne güzel bir Lana şarkısı ile başlayalım dedim.Lana'nın yeni albümü çıktı biliyorsunuz ki işte o yeni albümün ilk klibi bu şarkıya çekildi ben şarkıyı da klibi de çok güzel buldum Lana ilk defa böyle hareketli ilginç bi klip çekmiş diyebilirim daha önce hep bi animasyonlar videolar kullanıyor kliplerinden bildiğiniz gibi ...



24 Eylül 2015 Perşembe

Maydanoz Time : Dizi - Death Note

Herkese iyi bayramlar efenim ! Bugün Aydın'a gidiyoruz hatta birazdan yola çıkıcaz ondan önce günün dizi postunu yazayım dedim hemen.

Death Note çookk uzun zaman önce (2006-2007 gibi bi zamanda sanırım ) duyduğum ama ''Bana göre değil bu anime ya,erkek şeysi bu izlemem ben bunu." deyip yüzyılın en büyük hatasını yapmıştım burdan öğrenelim ki tekrardan hiç bir şeye karşı önyargılı olmayalım !

Kardeşim bu animeyi izlemeye başlayıp bana önerince "Bende bunu çok zaman önce duymuştum ama bana göre değil ya falan demiştim ben sevmem öyle şeyler." 

Ama bombe gibi 37 bölümlük 2 sezonluk bi anime.O kadar zekice kurgulanmış bi anime dizisi ki evin içinde her bölüm sonunda "Oy oy yoy oyyy " diye dolaşıyorsunuz resmen,ilk bölümden Mind Fuck yapıyorlar resmen :D

Konusuna şöyle kendimce kısaca değenecek olursam;Japonya'nın liseler arasında en akıllı çocuğu bir gün okulun arka bahçesinde sahipsiz üzerinde Death Note yazan bir kara kapaklı defter bulur.İlk sayfalarında bu defterin kullanım klavuzu vardır.Orada bu deftere birinin ismini (yüzünü bildiğiniz birinin) yazarsanız o kişi öldürülme şeklini yazmazsanız 6 dk 40 sn içinde kalp krizinden ölecektir diyor.Bu akıllı veledimiz başta birinin ona şaka yaptığını sanır ama bi şekilde merakına yenilir ve deneyince bunun bi şaka olmadığını öğrenir.Artık insanları öldürme gücü elindedir.

Fakat şöyle de bi durum vardır ki aslında bu defter sahipsiz değildir.Defterin sahibi bi ölüm meleğidir ve dünyaya bilerek düşürmüştür bu defteri de defterini kim bulursa ona eşlik edecektir,yeni sahip ya da defter yok olana kadar ...

Bu akıllı veledimiz insanları öldürme gücüne sahip olsa da aslında içined kötü bi insan değildirAslında tam tersine ülkesinden başlayarak tüm dünyada ki tüm kötü insanları öldürmek ve iyi insanlardan yeni bi dünya yaratma hayali vardır.Suçluluarı bir bir kalp krizinden öldürme başlayınca ülke çapında dedektiflerin,hatta FBI 'ın bile dikkatini çeker bu vaka elbette.Japonya'nın en akıllı dedektifi ile bu akıllı velet arasında geçen bi oyun olmuştur artık bu dava.

İkisinin de tek istediği Adalettir.Kitabın artık yeni sahibi olan akıllı veledimiz suçluluları hakettikleri ceza olan ölüm cezasını alınca adaletin sağlanacağını düşünürken dedektif insanları suçluda olsa öldürmenin haklı bi adalet olmadığını düşünür.

Ben açıkçası bu anime boyunca akıllı veledimizin yanındaydım bi düşünsenize ülkemizdeki PKK sorunu bitmiş,tecavüzcüler,hırsızlar,kadın cinayetleri hepsi son bulmuş.Ne kadar hümanist bi insan olsam da maalesef gereken (ölüm cezası) verilmediği için bu suçlar gün geçtikçe artmaya deva ediyor ölüm kokusu olursa bi yerde bence insanlar kötülük yapmaktan kaçınırlar bi süre sonra ...




23 Eylül 2015 Çarşamba

Maydanoz Time : Film - Fermat's Room

Al sana bombe pis düşman ! :D

Niye böyle salakça bi giriş yaptım hiç sormayın gençler :) Bombe gibi bi fimle karşınızda olduğumdan da olabilir tabi bu enerjim.Matematik severler (ben sevmesem de ) bu film tam da size göre ayrıca bi İspanyol filmi ! Amigoss !

4 tane matematik dahisi bi toplantıya davet edilir ama bu toplantı biraz garip bi yerdedir.Bu arkadaşlar dahi olmasına rağmen neden böyle bi yere geldik çok saçma bence hemen geri dönelim demediler ve karanlık ormanda hatta bi gölü geçerek bi depoya gelirler içerisi pek bi şıktır kitaplar falan tam bi toplantı odasıdır.Ama zamanla gelişen olaylar sonucunda farkına varırlar ki 1 dk'dan daha az sürede hesaplaması gereken matematik problemleri vardır yoksa kare şeklindeki bu oda onları tuzla buz edecektir bakalım bu 4 dahi onlara bunu yapan psikoyu bulabilecek o odadan kurtulabilecekler mi ?


Maydanoz Time : İkon - Kristen Stewart

Günaydııııınnnnnn efemimmm ! Are you readyyyy ? dı dı dıt dı dı dıt dıt

Böyle bugüne disko havasında başladık biraz çünkü yarın bayram çünkü yarın biz Aydın'a gidiyoruz !

Neyse efemi sululuğu bi kenara bırakacak olursak gelelim bugün ki İkon postunda şu son yıllarda Vampir filmlerinin Dracula'dan sonraki temsilcisi Edward'ın insan sevgilisi rolü ile herkesin ideolü haline gelmiş Krsten Stewart var.

Aslında Kristen çocukluğundan beri bu mecranın içinde fakat değeri yeni anlaşılan bi isim diyebilirim.

Hayatı : 

Kristen Jaymes Stewart (d. 9 Nisan 1990) Amerikalı televizyon ve sinema aktrisi. Alacakaranlık filmindeki "Bella Swan" karakteri ile ünlenmiştir. 2015 yılında Clouds of Sils Maria filmindeki perfosmansı ile César Ödülleri nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazanmıştır. Kristen Stewart César Ödülleri ni kazanan ilk Amerikalı kadın oyuncu olarak tarihe geçmiştir.

Los Angeles, Californiya'da doğmuş ve büyümüştür. Cameron (öz), Taylor (evlatlık) ve Dana (evlatlık) adlı erkek kardeşleri vardır. Babası FOX TV'de yapımcıdır. Annesi aslında Queensland, Avustralya'da Maroochydore'dan bir yazı denetimcisidir. Yedinci sınıfa kadar okula gitmiş ve sonra eğitimine mektuplarla devam etmiştir. 2009 yılında liseden mezun olmuştur. 2010 yılında ailesinin yanından taşınarak Los Angeles'a yerleşmiştir. Günümüzde de, Los Angeles ve Londra'da evi bulunmaktadır.

İzlediğim 5 Filmi :

In The Land Of Woman :  Film 2007 yapımı.Ayrıtılı postu Film kategorisinden bulabilirsiniz.


The Runaways : Film 2010 yapımı.The Runaways grubunun (adlarını ilk kez bu filmde duydum ) iki asi kızının hayatını anlatan film.Kristen'e biçilmiş kaftan bi rol bence.Saçlarda inanılmaz yakışmış diyebilirim Kristen'da (masum bi yüzü olsa da ) hep bi Asi kız havası var zaten ki bu gerçek hayatında da böyle tahminimce. Hollywood'un yükselen yıldızlarından biri olna Dakota Fannig'te ona eşlik ediyor fakar Dakota bu rol için fazla masum kalmış bence.




Camp X-Ray : Film 2014 yapımı ve bildiğim kadarıyla Kristen 'in oynadığı son filmi.Kristen'e yakışmayan bi saç dtili varsa o da kesinlikle topuz.Kulakları ve sert,soğuk kemikli yüz hatları daha çok ortaya çıkıyor ve hiç güzel bi görüntü sunmuyor seyirciye.Krsiten bu filmde diğer filmlerine göre oldukça farklı bi tarzda.Bi Amerikan askerini canlandırıyor.Makyajsız,her zamankinden bin kat daha soğuk ve elbette daha bi sıska.

Film oldukça tartışmalı aslında.Çünkü Müslümanların savaşta Amerikalı askerler tarafından (sanırım 11 Eylül olayları yüzünden ) esir alınmasını anlatıyor.Amy yani Krsiten Ali adında bi Müslümanla arkadaşlık kuruyor.Tabi bu arkadaşlıktan diğer askerler hiç hoşlanmıyor.Sonunda ağlatan bi film (yani en azından beni).

Bence Kristen bu rolü oynayacak en son kişi diyebilirim.Bi kere fiziksel olarak bile askeri yapıda bi kadın değil.Kilosu tutuyor mu onu bile bilemiyorum fazla sıska ve kısa boylu.Buna rağmen bu rolün üstesinden iyi gelmiş diyebilirim.



Snow White And Huntsman : Film 2012 yapımı.Chris Hemsworth ve Charlize Theron gibi isimler yer alınca (kadroyu iyi tutunca ) bomba gibi tutucak bi film zannedildi ama aslında Pamuk Prenses masalının sürekli farklı versiyonlarda pişirilip önüne konulmasından bence seyirci bıktı artık.(Sindirella ve Alice Harikalar Diyarında içinde geçerli bu tespitim ) . Gerçi filmin ikincisi çıkacakmış diye de duymuştum ama bilemiyorum nasıl devam edecek ki daha bu hikaye ?

Birde Pamuk Prenses olmak için nasıl Lilly Collins yanlış bi seçimse bence Kristen'da öyle cidden başka isim yok mu şöyle daha bi piremsesimsi güzellikte olan ?



Twilight : Film 2008 yapımı.Tabi ki de Krsiten'ın Bella karakteri ile patladığı film bu film elbette.Ayrıca bu filmde kilosu falan daha bi yerinde olduğu için yüzü falan daha msum daha tatlı gözüküyor sonradan kemik torbasına döndü gerçekten saçları falan kestirdi bi ara saçmaladı o ara hiç sevemedim sonradan tekrar kendine geldi Allah'tan.Filmden bahsetmeye gerek  yok bence :)





22 Eylül 2015 Salı

Maydanoz Time : Film - Everly

Herkese günün 2.postu olan film postundan merhabalar efenim !

Ailemle izlediğim bi Gerilim filmi daha.Film 2014 yapımı ve başrolde ben pek sevmesem de annemin çok sevdiği bi oyuncu olan Salma Hayek var.(İkonlar postunda göremeyeceğiniz bi isim.)

Film biraz açık (sadece çıplaklık var ) , aynı zaman da çokta kanlı ve bi odanın içinde geçiyor ama gerilim,heyecanitansiyon filmde hiç düşmüyor,sonunda ne olacağını sabırsızlıkla bekleyeceğiniz bi film.


Maydanoz Time : İkon - Anne Hathaway

Herkese yeni bir günden merhabalar efenim !

Bu haftanın kadın İkonlarından biri Anne Hathaway var.Bence yeni dönemin Hepburn'ü diyebilirim ağzı burnu teni aynı değil mi sizce de  zerafeti falan ? Sizi bilemem ama ben çok benzetiyorum açıkçası ve Acemi Prenses filminden bu yana bu kadını acayip beğeniyorum.

Hayatı : 

Anne Jacqueline Hathaway (12 Kasım 1982) Amerikan aktris. Birkaç sahne rolünden sonra 1999 tarihli Get Real isimli televizyon dizisinde yer aldı. Disney filmi Prenses Günlükleri ve onun 2004'teki devam filminde Mia Thermopolis'i oynadıktan sonra şöhrete kavuştu. Hathaway o zamandan beri 2005 tarihli Havoc ve Brokeback Mountain gibi drama filmlerinde de oynadı. Ayrıca Meryl Streep ile oynadığı Şeytan Marka Giyer ve Jane Austen'ı canlandırdığı Aşkın Kitabı filmlerinden başrolde yer aldı.
2008'de Rachel Evleniyor 'daki performansıyla birçok ödül aldı ve En İyi Aktris dalında Akademi Ödülü'ne aday oldu. 2010'da gişede büyük başarı kazanan Sevgililer GünüTim Burton'ın çektiği Alis Harikalar Diyarında ve Aşk ve Diğer Felaketler filmlerinde oynayıp Simpsonlar 'daki seslendirmesiyle Emmy Ödülü aldı. 2011'de animasyon yapımı Rio 'da seslendirme yaptı ve Lone Scherfig'in Bir Gün uyarlamasında başrol oynadı. 2012'de Christopher Nolan'ın Kara Şövalye Yükseliyor 'unda Selina Kyle'ı veTom Hooper'ın Sefiller 'inde Fantine'i canlandırdı. İkincisindeki performansı ile müthiş yorumlar ve En İyi Yardımcı Aktris dalında Akademi Ödülü, Altın KüreSAG Ödülü ve BAFTA'nın da bulunduğu önemli ödüllere layık görüldü. People tarafından 2001'in en iyi çıkış yapan yıldızlarından biri olarak sıfatlandırıldı ve 2006 yılında da "Dünyanın En Güzel 50 İnsanı" listesinde yer buldu.
İzlediğim 5 Filmi :

The Princess Diares : Film 2001 yapımı ve benim Anne ile tanıştığım ilk film diyebilirim.Tam da genç kızlık filmi olduğu için benim yerine koyduğum isimlerden biridir.Anne'nin bu filmde partneri Julie Andrews,ilk patladığı filmde böyle bi diva ile rol almakta bence kendisi de çok onur duymuştur.Burada ki rolü ile bence bi çok genç kızın ideolü haline geldi. Normal bi genç kızken bir prenses olma yolunda olan bir kızın hikayesini anlatan çok tatlı zamanlar geçireceğiniz bir film.



One Day : 2011 yapımı film.Anne'nin partneri onları çok ama çok yakıştırdığım Jim Sturgess.(Çok tatlı bi adam değil mi sizce de ? ) Kıvırcık saç bi kadına bu kadar mı yakışır ?!

Kitaptan uyarlanan bi film fakat ben kitabını film kadar sevmedim bilmiyorum yazarı sevemedim daha doğrusu.Ama film bi başka hele de Anne olunca işin içinde.Bomba gibi bi aşk filmi mutlaka izlenmeli.



The Devil Wears Prada : Film 2006 yapımı ve bence Anne'nin asıl patladığı film bu film diyebilirim.Güzel yüzü bu filmi izlerken Anne'yi hep Audrey'e benzetmişimdir.(Evet ikisini de). Bu filmde tabi ki de partneri Meryl Streep o da başka bi İkon diyebilirim tabi dönemlerine göre ikisi de ayrı ikon bi moda filminde buluşmuş.Tiffany'de Kahvaltı filminden sonra ki bence en iyi Moda filmlerinden birisi.

Kesinlikle harika bi film diyecek daha fazla pekte bir şey yok açıkçası mutlaka izlenmeli.



Love And Other Drugs : Film 2010 yapımı.Anne'nin partneri bu filmde Jake Gylenhaal daha doğrusu tam tersi çünkü adamın üzerin kurulu bi film hatta filmin ilk yarım saatinde Anne'yi görmüyoruz.

Kıvırcık saç bomba durmuş bu filmde Anne'de.Bu filmde Anne'de,Jake'de kendini baya baya baya bi aşmış +18 sahenler var maalesef.Anne'nin çok masum ve güzel bi yüzü var böyle bi yüzü ve güzelliği böyle filmlerde harcamak bence çok yazık olmuş.

Anne bu filmde parkinson hastası olan bi kadını oynuyor hayatını dilediği gibi yaşıyor,yiyor,içiyor,sevişiyor birine bağlanmak istemiyor biri kendine bağlansında istemiyor çünkü bu hastalığın tedavisi yok ve sonu belli değil.

Şimdiden bir kez daha uyarıyım film çok çıplaklık içeren sahneleri var bende izlerken midem kaldırabildin filmi diye bol bol atladım.

Ama yine de her şeye rağmen içinde bol bol aşk blunduran ve sona doğru beni de ağlatmayı başaran bi film oldu diyebilirim.


Ella : 2004 yapımı bir film.Anne burada genç kızlıktan daha çok çocuk gibi zaten bu da bi çocuk filmi :)

Disney'in parlayan yıldızlarından biri oldu bir anda Anne ama genç kızlıkta yön değiştirdi.Bu filmini çok daha sonra bulup izlemiştim ben burada da çok ama çok tatlı Anne ayrıca mükemmel oyunculuğu ile çok iyi bir Hollywood oyuncusu olacağının sinyallerini veriyor.






21 Eylül 2015 Pazartesi

Maydanoz Time : Kitap - Middlesex Jeffrey Eugenides

Herkese tekrardan merhabalar efenim ! Günün 2.postunda 2 hafta da nihayet okumaya başardığım Middlesex kitabından bahsetmek istiyorum size.

Bu kitap öncelikle söylemem gerekir ki Pulitzer Edebiyat Ödülü almış.Ödüllü bi kitap olmasına da okuduktan sonra şaşırmadım açıkçası çünkü hayatımda okuduğum en garip konusu olan kitaplardan biriydi.

Aslında eski bi kitap ama şu sıra yeni bi baskı ile yayınevleri bu kitabı yeniden ortaya attı ve kitap tekrardan ünlü oldu.Kitap bloglarında çok görüyordum bu kitabı ayrıntılı olarak pek anlatan olmadığı için kitap hakkında Arka Kapak yazısından başka bildiğim hiç bi şey yoktu.

Arka kapak yazısını okuduğunuzda kafanız çok karışıyor çünkü kitap bir çok şeyi anlatıyor ve çok garipte bi cümle ile başlıyor.Ben 2 kere doğdum diyor birincisi bir kız olarak bilmem ne senesinde şurada ikinci olarakta bilmem ne senesinde ergen bi erkek olarak şurada.Haydaa ne demek yahu bu?

Ondan önce kitabın ismi çok ilgin. Middlesex ne demek ? Bu kitabın orijinal adı aynı zamanda.Sanırım özel bi ad o yüzden olduğu gibi bırakılmış haliylen Türkçe'ye çevrilmemiş.

Ama şimdi şu açıdan da düşünmek gerekiyor acaba arka kapakta dediği gibi bi cinsiyet karmaşası olduğu için mi adını Middlesex konulmuş bilindiği gibi Sex kelimesi İngilizce'de aynı zamanda Cinsiyet anlamında da kullanabiliyor acaba bu yüzden mi kitaba bu isim konuldu ?

Neyse efenim bu sorgulamalar içinde başladım kitaba.Hiç doğmamış biri daha doğrusu tee 2 kuşak arkadan gelen biri daha doğrusu bir gen olayları anlatmaya başlıyor.Bildiğiniz anneannesinin falan hayatını 2.kişi anlatma yöntemiyle anlatıyor olayları biliyor aynı zamanda duygularıda insanların aklından geçenleri de biliyor eh tabi bu kitabın gerçekçiliğini biraz azaltıyor.

Kitap ilerledikçe anlıyorsunuz ki bu kuşaklar arasını anlatan bi kitap.3 kuşak birden anlatılıyor bi aileden.Ayrıca belirtmem gerekir ki kitabın yazarı da kahramanlarda Yunanlı o yüzden eski dönemler anlatıldığı için bol bol Türkler ve Atatürk dönemi geçiyor.Hatta Bursa,İzmir ve İstanbul dolayları bol bol anlatılıyor. Yazar Türklere öle çok atıfta bulunmamış hatta Atatürk'ü sanki bizzat yakından görmüş gibi ciddi ciddi anlatmış o satırları okurken tüylerim ürperdi resmen Atatürk'ü görmemiş olsa bile oldukça iyi anlatmış yazar,bakışlarında ki keskinliğe kadar ...

3.kuşağa gelince 1.kahraman devralıyor anlatımı anlıyorsunuz ki baştan beri bunları anlatan buymuş.Bu diyorum çünkü doğumunda kız ama sonrada erkek olan birini anlatıyor.Buna halk dilinde çift cinsiyet deniliyor.Heh bu arada söylemeden geçemicem bu çarpık bi kromozomdan meydana geliş biri tabi ki de bi nedeni var bu kromozomun oluşmasının: Ensest evlilik.Yani iki kardeş birbiri ile evlenip çocuk yapınca meydana gelmiş kısaca bi akraba evliliği.

Oldukça ilginç bi konusu var demiştim size baştan bence ara ara biraz ayrtınyılı anlatımlarlıyla sıksa da 2 hafta gibi bi sürede özümseyerek okunursa anlaşılabilecek bi yapıt.Tavsiye eder miyim evet ama dediğim gibi zamana yayarak okuyun ayrıca bi çok mekan ve zaman dilimi yolculuğuna çıkacaksınız.

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...