12 Mart 2016 Cumartesi

Maydanoz Time : Film - The Danish Girl

Herkese tekrardan merhaba millet ...

Bu film gerçek bir hayat hikayesinden alınmış ama filme ne kadar gerçekçi yansıtılmış bilemicem tabi ki ama yansıtıldığı kadarıyla söylemem gerekirse her şeyin sorumlusu adamın salak karısında.(Spoiler time !). Lan bir karı bir kadın evli bir kadın ! Evli olduğu adama bir erkeğe kocasına kadın kıyafetleri giydirir kadın olmayı öğretirmi sığır kadın ! Adam zaten kısır zaten cinsel konularda gidip gidip geliyor erkekliğinden utanıyor bir de senin şu yaptığına bak ! Adamın sorunu yokken adama hem psikolojik hemde duygusal bir yük oluşturmuşsun !

Ah ah çok çok zor konular bunlar azizim.Daha çok uzun uzun konuşulacak konularda o zamanlarda psikiyatrisler bile şok tedavisi falan uyguladığı için hastalık bile diyemiyorum insanlara işkence ediyorlarmış be resmen !

Adamın içinde zaten bir kadın bir erkek figürü varmış sadece salak karısı kadın figürünü ortaya çıkarmış.Bastırılmış cinsellik deniyor bunada.

Filmde geçen bir cümle beni vurdu resmen."Tanrı beni kadın yarattı ama doğanın hatasına doktorlar müdehale etti ve hastalığımı iyileştirdi,sahte kılığımı düzeltti."

Bana içinde çok çelişkili bir cümle gibi geldi.Eğer Tanrı kadın yarattıysa neden kadınsal özellikleri en başta vermedi doğa dediğin kim ne ? Bir bebek iki cinsiyetli eğer fiziksel olarak doğmuyorsa tabi ki duygusal olarak nasıl iki cinsiyetli doğar ?

Bunu yargılamak belki bana çok düşmez ama benim bloğum olduğundan istediğim gibi sallarım :D eşcinsellik denilen olay bireyin sonradan kendi kendine oluşturduğu bir şey ya tramvatik yaşantılar sonucu ya da yetişme,çevresel etkenlerle oluşan kafa ve duygusal karışıklık.Siz 5-6 yaşındaki bir çocuğun eşcinsel olduğunu gördünüz mü hiç? Yani Tanrı tarafından verilen bir şey değil ki bence bu.

Bilmiyorum ya yaşamadan anlaşılmaz bir durum ne desekte boş.Ahlaksal toplumsal normlarına hiç girmiyorum yoksa buralar olur Çarşı :D

Homoseksüel olmak ayrı bir konu ama tamamen erkekken kadın olmak çok büyük bir olay işte.

Çok uzattım biliyorum ama çok duygusal karışıklığa yol açan bir film oldu bende.Ayrcıca bu filmi izledikten sonra affedersinizde Leo kim köpek şimdi :D

Eddie Redmayne tam bir efsane oyunculuk örneği sergilemiş bence Her Şeyin Teorisi filminde de ayrı bir harika olan bu adam kesinlikle En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını hakediyordu Leo ya artık ayıp olmasın diye verdiler :D

Ayrıca bu role yakışabilecek tek adam bence.Adamda zaten çok  farklı bir karizma var.Adam cidden güzel resmen yüz hatları teni kadın olmaya o kadar müsait ki.

Spoiler time ! Sonunda ağzınız bir karış açık kalıyor şahsen sonunda çok ağladım çok etkileyici bir filmdi.Keşke başarabilseydi dedirtti ...

Gerçek bir yaşam hikayesinden esinlenilen filmin yönetmenliğini Les Miserables/Sefiller filminden hatırlayacağımız Oscar ödüllü yönetmen Tom Hooper yapıyor. Filmde Eddie Redmayne e Alicia Vikander eşlik ediyor.

The Danish Girl filmi Danimarkalı sanatçı Einar Wegener ve karısının, Einar ın kadın olmaya karar vermesiyle birlikte yaşadıkları süreci konu alıyor.



Maydanoz Time : Film - Steve Jobs

Herkese merhabalar millet !

Kate Winslet 'ın En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ile aday gösterildiği bu film geçen sene de oldukça konuşulurken bu senede yine konuşuldu.

Ben bu filmi çok duymuştum fakat izlemeye elbette pek bir zamanım olmamıştı.Açıkçası çok merak ettiğim çokta bir beklentimin olduğu bir film iken biraz hayalkırıklığına uğradığımı söyleyebilirim.Jobs gerçekten böyle biri miydi burada mı böyle yansıtıldı bilemiyorum ama oldukça gıcık bir insanmış filmin finaline kadar adama uyuz oldum.Aile yaşantısı,babalığı bir türlü kabul edemeyişi çocuğunun annesi olabilecek olan kadını o kadar rezil etmesi (evet şu anda spoiler yiyorsunuz afiyet olsun :D ) 

Şu anda kullandığım bilgisayarın sahibi cidden böyle biri miymiş deyince bilgisayarı camdan aşağı atasım geliyor.(Yok be şaka yapıyorum hiç kıyar mıyım bilgisayarıma o salak adam için o kadar para bayılmışım.)

Şakayı bir kenara bırakacak olursak dediğim gibi film Steveciğimin düşündüğüm gibi çıkmayışının hayalkırıklığı bir yana filmde beklediğim gibi çıkmadı.Ben hayatını daha çok irdeler diye düşünürken sürekli aynı ortamlarda,aynı diyaloglarla,aynı kişilerle çekilen bir film olmuş.Filmin iyi tarafıysa tabi ki tersköşe yapan finali ve Kate Winslet oldu :)

Teknoloji devi Apple şirketinin kurucusu ve 20 yy.'ın deha isimlerinden olan Steve Jobs'un yaşam öyküsünü yeni bir perspektif ile sinemaya aktaracak filmin yönetmenliğini Oscarlı isim Danny Boyle' üstleniyor, senaryoyu ise gene Oscar ödüllü Aaron Sorkin. Apple'ın öncü kurucusu Steve Jobs u Michael Fassbender, Macintosh un eski pazarlama müdürü Joanna Hoffman'ı ise Kate Winslet canlandırıyor. Apple ın kurucu ortaklarından Steve Wozniak ı Seth Rogen canlandırırken, Jeff Daniels ise Apple'ın eski CEO su John Sculley rolünde.




Maydanoz Time : Film - Bridge Of Spies

Herkese günün 2.film postundan merhabalar millet !

Oscar filmlerinden devam ediyoruz elbette.Ben pek şansı olduğnu düşünmüyordum açıkçası bu filmin.Sanırım başrolleri,dönem filmi olması ve tabiki de yine bir sorgu filmi olduğu için aday gösterildiğini düşünüyorum.

Türkçe adı ile Casuslar Köprüsü olarak bilinen bu film aslında oldukça yavaş ilerleyen ve işlenen bir film.Dönem filmi olduğu için kostümler ve ortamlar oldukça etkileyici ama diyaloglar ve ilerleyiş biraz can sıkıcı diyebilirim.

Ayrıca konuyu da vereceğim ama aklıma takıldığı için izleyenlere bir sorum olucak,Tabi ki de biraz spoiler olucak ama : Bilmem farkettiniz mi sorgu filmi olmasına rağmen filmde 2 tane ajan ve bunların değiş tokuşu var ülkeler arasında.Ama Rus ajanı olan adam baştan beri profesyönel bir suçlu olarak gözümüze gözümüze sokulurken Amerikan ajanı olarak itham edilen adam çok masum bir uçak pilotu olarak gösteriliyor ben mi yanlış yorumluyorum bilmiyorum ama resmen çok pis Rusya'ya bu film ile diss atılmış :D

Soğuk Savaş esnasında James B. Donovan adındaki avukat CIA tarafından işe alınmıştır. Avukat gergin bir müzakere görevine dâhil olup Sovyetler Birliği tarafından uçağı düşürüldükten sonra tutuklanan U-2 casus uçak pilotu Francis G. Powers'in ABD'de casusluk suçuyla tutuklu bulunan KGB istihbarat ajanı Rudolf Abel ile takas edilerek serbest bırakılması için çalışmaya başlar. Film, 1960 senesinde gerçekleşen U-2 krizini anlatmaktadır.




Maydanoz Time : Film - Spotlight

Herkese merhabalar millet !

Güzel bir hafta sonunda daha birlikteyiz.Her şey güzel,hava güzel fakat bir ben güzel değilim şu sıra.Evet havaların geçiş dönemine denk geldiğimden dolayı yine bir güzel hasta olmayı becerdim.Boğaz ağrısı bir yandan,burun akıntısı bir yandan 2 gündür yatakta yatıp duruyordum 2-3 tane Tayvan dizisi bitirdim yani :D

Ama geçen haftada dediğim gibi şu sıralar pek bi yoğundum.Etkinliklerden etkinliklere gitmem bir yana bir yandanda spora başladım,aynı zamanda gezilere de gitmeye başladım havaların güzelliğini de kandı gönlüm kalın kalın giyinirken bir anda kendimi deri ceketlere bırakınca eh sonum kaçınılmaz oldu maalesef bu durumda.

Neyse efenim bugün hem hafta sonu olması nedeniyle hemde 3 gündür yat yat artık bana da gına geldiğinden hem de ayaklanacak kadar kendimi iyi hissettiğimden dolayı kalkayımda bir kafeye giderim hem beleş internetten yararlanır şı çektğim YouTube videolarını yüklerim o sırada uzun zamandır bekleyen postlarımı yazarım hem de uzun uzun kahvaltımı yaparım dedim.

Neyse efenim bu post benim gevezeliklerimle uzayıp gidecek böyle anlaşılan.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere efendim.Oscar filmleri ile ilgili bir YouTube yapacağım demiştim ama Oscar filmlerinin bir postunu da burada yaparım elbette.

İlk olarak tabiki de direk bu yılın En İyi Film Oscarına layık görülen Spotlight ile başlayalım dedim.Spotlight benim Oscar'ı almasını beklediğim filmlerden biriydi elbette ama benim gönlüm tabi ki her zaman için Room'dan yanaydı.

Room'dan sonra beni etkileyen 2.film Spotlighttı.Konusu,işlenişi ve tabi ki Mark Ruffalo ve Rachel Mcadams'ın olması ...

Bana geliyor ki bu sene Oscar'da Amerika kendi değerlerini,yargılarını yorumlayan filmleri aday göstermiş.Room ile ahlak değerlerini sapıtmışlığı,Spotlight ile din sistemini,Big Short ile ekonomik dürüstlük sistemini,The Danish Girl ile değerler ve önyargıları ...

Filmde de bol bol vurgu yapılıyor zaten bu olayların gerçekten yaşandığına dair.Hatta Oscar töreninde filmden sonra Lady Gaga eşliğinde bu olaylardan kurtulmuş - artık sağ çıkmış mı diyelim bilemedim , çünkü bu olayları yaşayan insanların bir çoğu intihar etmiş bir çoğuda delirmiş - bir kurtuluş şarkısı söylediler.O kısımları izlerken de filmi izlerken de gözyaşlarıma hakim olamadım resmen.

Din öyle bir şey ki.Yargıları,değerleri,ahlakı belirleyen günümüzdeki en önemli şey.Eğer din olgusu yanlış insanların kötü insanların eline düşerse diğer insanları köle dahi edebilir.Ahlak ahlak diye sayıklarken aslında farkında olmadan en büyük ahlaksızlıkların içinde bulabiliriz kendimizi.

Çalışkan ve dürüst gazetecilik bir kez daha kazandı.Adalet biraz geç sağlanmış ama olsun geç olsun güç olmasın demişler.

The Boston Globe gazetesinde çalışanların, rahiplerin çocukları taciz ettiğine dair skandalı çözmeye ve bölgedeki Katolik kilisesinin de bu olayı örtmeye çalışmasının anlatıldığı film gerçek bir hikayeye dayanıyor. Asıl gerçeği araştıran gazetecilerin önüne, kilise çalışanlarından ve avukatlardan oluşan bir engel çıkar... Spotlight filmi 2015 Venedik ve Toronto film festivallerinde de yerini alacak.




9 Mart 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Etkinlik - Kitap Ağacı ile Erhan Keskin Buluşması !

Herkese merhabalar efendim !

Evet söz verdim biliyorum biliyorum.Şu sıra ordan oraya gidiyorum ama nereye gidiyorum ne yapıyorum bi türlü anlatamıyordum sizlere.

Şimdi geldi sıra geçen hafta sonu ne yapıyordum da post bile yazamadım !

Daha sonra projeler geliştikçe de anlatacağım kısaltılmışı BalTog olan yani üniversitenin Toplum Gönüllüleri adlı kulübüne katıldım.

Havalar iyiye gittikçe bir çok etkinliklerde başlamış oldu.Bunlardan ilki Kitap Ağacı kulübü ile ortaklaşa hazırlanan bir Yazar Buluşması günüydü.

2.kitabının ilk toplantısını bizimle yapan Erhan Keskin'i ağırladık.Erhan Keskin daha çok şiir ve kişisel gelişim türündeki denemeleri ile ünlü.

İlk kitabı Senin Dünyanın Bendeki Yansıması'ndan sonra çıkan 2.kitabı olan Seni Sana sor kitabı bugün başroldeydi.

Keyifli sohbeti ve bizlere sunumu,ilgisi ve güleryüzü ile çok beğenediğim egodan nasibini almamış nadide yazarlardan biri Erhan Keskin.

Kitap Ağacı ile ilk etkinliğim olmasına rağmen çok eğlendim ve çokta bilgi edindim.Hatta kendi başıma yetmezmişim gibi kız arkadaşlarımı da peşimden sürükledim.

Son olarak kahve,çikolata ve bu güzel gün için Kitap Ağacı ve TOG üyelerine çok teşekkür ederim :)









7 Mart 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Interstellar

Herkese merhabalar tekrardan.

Günün 2.postu tabiki de bir film postu olucaktı.

Konusu :Film, Kip S. Thorne'nun evrende 'solucan deliklerinin' gerçekten mevcut olduğu ve bu sayede zamanda yolculuğun mümkün olabileceği teorisinden ilham alınarak yapılmıştır. Filmin hikayesi bir grup gözüpek kaşifin bu deliklerden birine gitmeye karar vermesi sonrasında gelişiyor. Bu bilinmeyen boyuta yapacakları yolculukta, beraber kalabilmek için verdikleri mücadele her bir tanesini ayrı zorluklarla karşılaştırıyor.



Maydanoz Time : Kitap - Sessiz Oda Lori Schiller

Herkese merhabalar efenim.

Okula gitmeden hemen şöyle bir haftanın kitap postunu yapayım dedim :)

Sessiz Oda benim OkuOku'dan kaegom bedavaya gelsin diye aldığım bir kitaptı açıksözlü olmak gerekirsek :D

Ama tam bana ve benim alanıma hitap ettiği için çok merak edip yaza bırakmadan okumaya başladım.400 + sayfa kadar olmasa beni biraz çileden çıkarsa da gerçek bir hayat hikayesi olması sabretmemi sağladı diyebilirim.

Gerçek bir şizofreni hikayesi diyebilirim.Tam da şizofreninin tedavisinin olmadığı elektroşok tedavisiyle çözüme ulaştırılmaya çalışılan yıllarda geçiyor.

Her şeyi ile dört dörtlük bir genç kızımızın bu illet hastalığa yakalanmasını ve sesler duymasıyla içten içe delirmesini bu durumda bataklıkta battıkça battığını sesler susturmak için intihar ve uyuşturucu dahi kullandığını kadar bahsediyor.Kızımız sonunda tabi ki iyileşiyor ve o kötü zamanlarını bu kitap vasıtasıyla bizlere aktarıyor.

Kitabın sadece kızın gözünden değilde ailesinin,doktorlarının ve arkadaşlarının gözünden de aktarılması ayrı bi hoş olmuş diyebilirim.


Kitap - Ne Yaptığını Biliyorum Alice Feeney

 Herkese merhabalar efenim, Uzun bir zaman sonra okuduğum en heyecanlı,akıcı ve sonunu tahmin edemediğim gerilim,polisiye kitabı oldu.Booktu...