18 Mart 2016 Cuma

Maydanoz Time : Film - Resident Evil Serisi

Herkese merhabalar millet !

Film serileri yapmayı ve 1 gecede oturup bir film serisi bitirmeyi çok severim.6.film 19 ocak 2017'de gelecek olan Resident Evil serisini bence bilmeyen yoktur herhalde.Ben küçükken 1. ve 3. filmlerini izlediğimi hatırlıyorum TV'de falan ama haliylen küçük olduğum ve bu tarz filmlerden korktuğum için dikkatlice izlememişimdir diyerekten yeniden başladım.

Aslında bu bir oyun serisiymiş,ben filmden oyuna dönüştürüldü sanıyordum.Bilim-Kurgu ve Zombi filmlerinin atası diyebiliriz bu seri için.

Ayrıca başroller daha çok kadın olduğu için ayrıca hoşuma giden bir film oldu.Zaten Milla çok sevdiğim ve ekranda görmekten çok zevk aldığım bir oyuncu.

Resident Evil
Ölümcül Deney

Capcom'un aynı adlı,popüler video oyunundan sinemaya.Umbrella adındaki Dünya devi bir şirket teknolojik aletler,uzay araçları,sağlık ve kişisel bakım ilaçları ve silah üretimi gibi çeşitli alanlarda üretim yapmaktadır.Dünya'nın pek çok yerinde Umbrella sanayi kuruluşları bulunmaktadır.Ancak Umbrella'nın asıl merkezi Kuzey Amerika'daki Raccon City'dir.Ancak Umbrella hakkında kendi çalışanlarının bile bilmediği bazı tehlikeli,gizli projeler yürütülmektedir.Bunların başında biyolojik silah,genetik testler ve ölümcül bir virüs gelmektedir. Umbrella'nın yürüttüğü bu araştırmaların yapıldığı yer altı tesisi Hive'da T-virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalır.Bunu takiben tesisin tüm gücünü elinde tutan Kızıl Kraliçe adındaki süper bilgisayar,virüsün yayılmasını engellemek için,tüm çalışanların ölümü pahasına tüm tesisin giriş ve çıkışlarını kapatır.Alice ve Rain,tüm araştırma ekibini ortadan kaldıran virüsü izole etmekle görevli S.T.A.R.S isimli komando takımını yönlendirmekle görevlidir.Tesise giren ekip kısa bir süre sonra korkunç bir gerçekle karşı karşıya kalacaklardır.Öldükleri sanılan şirket çalışanlarının bilinçlerini kaybedip akli dengelerini yitirerek ete ve kana susamış yamyamlara yani zombilere dönüşmüşlerdir.Zombilerin bir ısırığı veya ufacık bir tırmığı virüsün yayılmasına ve birkaç saat içinde sizinde onlardan birine dönüşmenize neden olur.Bu yer altı tesisinde Umbrella için çalışan bilim adamlarının denek olarak kullandıkları insanlara aşırı dozda T-virüsü vermeleri sonucu mutasyona uğrayıp ölümcül yaratıklara dönüşmüşlerdir.Bu labaratuvar yaratıklarından biri de serbest kalmıştır üstelik.Alice'in ve ekbinin artık sadece zombilerle değil bu tehlikeli yaratıkla da başları beladadır.



Resident Evil: Apocalypse
Ölümcül Deney: Kıyamet

Film 1. Resident Evil yani Ölümcül Deney filmini devamı niteliğinde. T-Virus denilen ve insan vücudunun ölümden sonra temel ihtiyaçlar için yeniden dirilebilmesini sağlayan (insanları zombileştiren diyebiliriz) bu virüs 1. film içerisinde sadece HIV yani yer altı labaratuvarında kaldı sanılırken size 2.film de bir sürpriz yapıyor. Labaratuvar ın üstünde bulunan şehir; neredeyse tamamiyle zombileşmiş bir kent haline geliyor. Alice ismiyle bilinen karakter ise Umbrella Corp. a ait, yüzeyde bulunan bir labaratuvarda uyanıyor.. Ama odanesi!!! Bütün kent yerle bir olmuş. hemen eline bir tüfek alıyor ve film boyunca bırakmıyor.. Alice in 1. film sonunda kaybettiği arkadaşı ise aslında yaşıyor ama maalesef eski fiziğine sahip değil. Sonuç ise bütün kent ZOMBİ; Alice ve arkadaşları ise kaçıyor. tabi tam kaçmak denilemez. Filmin bitişinde 3.film olan Extinction ın başlangıcı ye almaktadır.



Resident Evil: Extinction
Ölümcül Deney 3: İnsanlığın Sonu

Artık Nevada çölünde saklanan Alice (Milla Jovovich) her insanoğlunu ölümsüz olmakla tehdit eden ölümcül bir virüsü yok etmek ve adaleti aramak için yeniden Carlos Olivera (Oded Fehr), L.J.'le (Mike Epps) birlikte yeni hayatta kalanlar Claire (Ali Larter), K-Mart (Spencer Locke) ve Hemşire Betty'iyle işbirliği yapar. Umbrella Corporation tarafından tutsak alındığından itibaren, Alice biojenik deneylere maruz kalmıştır ve genetik olarak insanüstü güçleri, duyuları becerileri değişikliğe uğramıştır. Hayatta kalmak isteyen biri olursa, bu becerilere ve daha fazlasına ihtiyacı olacaktır.


Resident Evil: Afterlife
Ölümcül Deney 4: Ölümden Sonra

Dünya virüsün etkilerinden sarsılıp insanlar zombiye dönüşürken, Alice (Milla Jovovich) sağ kalanları bulup onları kurtarma macerasına devam ediyor. Umbrella Corporation ile olan savaşı yeni boyutlar kazanır. Fakat Alice beklenmedik eski bir arkadaşından yardım alır. Arkadaşıyla yeni bir yol bulular; bu yol onları zombilerden uzak Los Angeles'daki bir sığınağa götürür. Ancak, şehre vardıklarında şehir binlerce zombi onları beklemektedir. Alice ve arkadaşları ölümcül bir tuzağa doğru adım atmaktadır.



Resident Evil: Retribution
Ölümcül Deney 5: İntikam

Umbrella Şirketi'nin Dünya'yı yıkıma uğratmaya devam eden ölümcül T-Virüs'ü, dünya nüfusunu, et yiyen yaşayan ölüler ordusu haline dönüştürmektedir. İnsan ırkının son ve tek umudu Alice [Milla Jovovich],Umbrella'nın en gizli operasyonlar tesisinin kalbinde uyanır ve Alice'in, bu kompleksin altını üstünü getirmesiyle kendi gizli geçmişinin perdesi kalkar.Güvenli bir sığınak olmaksızın, salgından sorumlu olanları avlamaya devam eden Alice, kendini Tokyo'dan New York, Washington-D.C. ve Moskovo'ya götüren bir yolculukta bulur. Alice'in gerçek olamayacağını düşündüğü, onu her şeyi en baştan düşünmeye zorlayan bu yolculuk, İnsanın aklını başından alacak bir açığa çıkışla sonuçlanır.


16 Mart 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Dizi - Cheese In The Trap

Herkese yeni bir günden merhabalar millet !

Kore dizilerini izlemeye tam gaz devam edemesem de arada dişime göre dizi olunca elbette kaçırmıyorum.Romantik-Komedi tadında nihayet yeni bir dizi buldum diye sevinirken başları,konusu,oyuncuları her şeyi güzel olan dizi aslında sonlara doğru bende tam bir hayalkırıklığı yarattı.

İlk 4-5 bölümünde oldukça potansiyelli bir dizi gibi görünürken bence sonradan çok sıradanlaştı ve zaten 16 bölümde bitti.Bence yakın zamanda unutulacak çokta kalıcılığı olmayan bir dizi.Ama en azından şu sıralarki Kore dizilerinde Gençlik-Romantik-Komedi kategorisini doldurdu.

Kısaca konusuna gelicek olursak ;

Hong Sul, sıradan bir üniversite öğrencisidir. Yoo Jung ise, okulun en popüler ögrencisidir. İyi görünümlü, zengin, akıllı, ve hatta güzel birisidir. Ancak Hong Sul, Yoo Jung'u göründüğünden çok daha iyi olduğunu sanıyor ...

Son olarakta yeni öğrendim bu dizi aslında bir WebToon'dan esinlenilmiş.





15 Mart 2016 Salı

Maydanoz Time : Film - The Big Short

Herkese tekrardan merhabalar millet !

Evet günün 2.postu olarak yine bir film postu var.Evet evet şimdi daha iyi olduğum için uzun uzadıya yazamayacak olsamda en azından bir değerlendirme yazımı görebileceksiniz.

Oscar 2016 ' da adı geçen bir çok filmi izledim ve yorumunuda girdim neredeyse.Evet en çok merak edilenleri sona bıraktım gibi bir şey oldu.Tadına vara vara yazmak,değerlendirmek istedim sanırsam.

Hemen ilk heyecanla bir filmi yazmak bana çokta doğru gelmiyor bazen filmi iyice izleyip 1-2 hafta geçmesini beklemek sonra tekrardan postunu yazarken iyice filmi hazmetmiş olarak üzerinde düşünüp yazmak gerekiyor.

Büyük Açlık olarak Türkçe'ye çevirilen bu film biliyorum ki Türkiye'de de ki bence dünyada da pek fazla ilgi görmedi.Oyuncu kadrosu ve oyunculuklar harika olsada baştan sonra sırf diyalog ve banka,hisse,faiz,ekonomiyle ilgili terimler içeren bir film olduğu için 2 saatimi lütfen bana geri verin diyorsunuz tabi filmi büyük bir sabırla sonuna kadar izlemeyi başarabildiyseniz !

Bu film Bafta'da nasıl ödül kazandı Oscar'a nasıl aday oldu inanın bilmiyorum.Sanırım Amerika'da ki bütün insanlar ekonomiden anlıyor.Aday filmlere baktığımızda hepsi ucundan da olsa bir mesaj kaygısı içinde ve evrensel nitelikte ama bu film ne alakaya maydanoz !

Bale,Gosling,Carell hatta Pitt gibi isimler olmasa bence listeye hiç giremeyecek bir film !

Film, Michael Lewis'in çok satan kitabı The Big Short: Inside the Doomsday Machine'nin beyazperdeye uyarlanmış hâlidir. Lewis'in kitabı 2000'li senelerde oldukça güçlendirilen emlak ve kredi balonunun neden olduğu mali krizi anlatmaktadır. Finansal krizin patlamasında rol alan kilit isimleri de içeren kitap uyarlaması Brad Pitt, Christian Bale ve Ryan Gosling gibi büyük isimleri başrolünde barındırıyor.




Maydanoz Time : Film - 2 İtalyan Filmi !

Herkese merhabalar millet !

Şu an İzmir de ve hasta bi şekilde yatıyorum o yüzden uzun uzun bol yorumlu postlar yapamayacağım şimdilik idare edin :)

Scusa ma ti chiamo amore
Pardon! Seni Seviyorum (2008)


Gerçek aşk, hiç beklemediği bir anda, ciddi, yakışıklı ve başarılı biri olan Alex'in hayatına giriverir. Kırkına yaklaştığı sırada, sabah işine giderken bir kavşakta, motosikletli Niki'ye çarpar.Bu karşılaşma, Alex'in oturmuş ve düzenli hayatını altüst eder. Niki, on yedi yaşının verdiği bütün masum neşesi ve şaşırtıcı bilgeliğiyle hayatına girer. Yıllardır birlikte yaşadığı kadının arkasında bıraktığı köhnemiş bütün kalıpları, yerleşik fikirleri ve kasvetli alışkanlıkları, hatta hüznü siler atar.Ama keşfetmek kabul etmek anlamına gelmemektedir. En azından Alex için. Aşklarındaki ve sevişmelerindeki şefkat ve güvene rağmen, ileride mutlu olacakları açıkken, Niki ona daha önce hiç gülmediği kadar gülmeyi göstermişken, Alex eski sevgilisiyle yaşadığı daha mantıklı hayatına döner.Niki 18 yaşını doldurmaya yaklaşmış finallerine çalışırken, gizlice Alex'i beklemektedir.Yüreğinin derinliklerinde bir hayali canlı tutmaktadır. Alex'in hayatında ilk defa, gerçek aşkı kabullenecek ve ona inanacak cesareti bulacağı hayalini.





Scusa ma ti voglio sposare
Pardon! Seninle Evlenmek İstiyorum (2010)


Uzun bir ilişkiden yeni çıkan Alex, bir sabah işe giderken Niki'ye çarpar. Alex 30'lu yaşlardadır, Niki ise 17 yaşındadır. Niki'nin, Alex'in hayatına girmesiyle herşey değişecektir.





14 Mart 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Dizi - Danganronpa

Herkese merhabalar millet !

Konusu sadece en iyi öğrencilerin kabul edildiği Hope's Peak Lisesine rastgele seçildiği için "en şanslı öğrenci" lakabını alan Makoto Naegi, okula adımını attığı an, ne olduğu kestirilemeyen bir güç tarafından bayıltılır. Ayıldığında 14 kişiyle birlikte binanın içinde kapalı kısılı olarak kendini bulur. Bu sırada Monokuma isimli konuşan bir oyuncak ayı, öğrencilere binadan ancak ve ancak cinayet işleyip, yakayı ele vermezlerse kurtulabileceklerini söyler. İşlenen her cinayetin ardından, öğrencilerin iştirak ettiği "okul mahkemesi" yapılır, ve bu mahkeme sırasında öğrenciler cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışırlar, doğru tahminde bulunurlarsa, cinayet işleyen kişi, Monokuma tarafından infaz edilir, yok yanlış tahminde bulunurlarsa, bu kez cinayeti işleyen kişi dışındaki kalan tüm öğrenciler öldürülür. Makoto ve diğerleri bir yandan işlenen cinayetleri çözerlerken, bir yandan da tüm bu olup bitenlerin sorumlularını bulmak için çaba gösterecektir.

Açıkçası bu seriye ilk başta puanları nispeten düşük diye yanaşmıyordum, ama konusu ilgimi çektiğinden bir şans vereyim dedim izlerken resmen koltuğuma mıhladı.Bu kadar sürükleyici bir seri beklemiyordum. Evet rahatsız edici sahneler bir hayli fazla seride, hele infaz sahneleri ki 3d olması da gayet güzel olmuş.Serideki olay bundan ibaret değil, delil toplama ve mahkeme sahneleri çok başarılı. 


Kanın kırmızı değilde pembe oluşu bana cinayet kavramını biraz tatlı gösterilmek istenmiş gibi geldi :/



12 Mart 2016 Cumartesi

Maydanoz Time : Film - The Danish Girl

Herkese tekrardan merhaba millet ...

Bu film gerçek bir hayat hikayesinden alınmış ama filme ne kadar gerçekçi yansıtılmış bilemicem tabi ki ama yansıtıldığı kadarıyla söylemem gerekirse her şeyin sorumlusu adamın salak karısında.(Spoiler time !). Lan bir karı bir kadın evli bir kadın ! Evli olduğu adama bir erkeğe kocasına kadın kıyafetleri giydirir kadın olmayı öğretirmi sığır kadın ! Adam zaten kısır zaten cinsel konularda gidip gidip geliyor erkekliğinden utanıyor bir de senin şu yaptığına bak ! Adamın sorunu yokken adama hem psikolojik hemde duygusal bir yük oluşturmuşsun !

Ah ah çok çok zor konular bunlar azizim.Daha çok uzun uzun konuşulacak konularda o zamanlarda psikiyatrisler bile şok tedavisi falan uyguladığı için hastalık bile diyemiyorum insanlara işkence ediyorlarmış be resmen !

Adamın içinde zaten bir kadın bir erkek figürü varmış sadece salak karısı kadın figürünü ortaya çıkarmış.Bastırılmış cinsellik deniyor bunada.

Filmde geçen bir cümle beni vurdu resmen."Tanrı beni kadın yarattı ama doğanın hatasına doktorlar müdehale etti ve hastalığımı iyileştirdi,sahte kılığımı düzeltti."

Bana içinde çok çelişkili bir cümle gibi geldi.Eğer Tanrı kadın yarattıysa neden kadınsal özellikleri en başta vermedi doğa dediğin kim ne ? Bir bebek iki cinsiyetli eğer fiziksel olarak doğmuyorsa tabi ki duygusal olarak nasıl iki cinsiyetli doğar ?

Bunu yargılamak belki bana çok düşmez ama benim bloğum olduğundan istediğim gibi sallarım :D eşcinsellik denilen olay bireyin sonradan kendi kendine oluşturduğu bir şey ya tramvatik yaşantılar sonucu ya da yetişme,çevresel etkenlerle oluşan kafa ve duygusal karışıklık.Siz 5-6 yaşındaki bir çocuğun eşcinsel olduğunu gördünüz mü hiç? Yani Tanrı tarafından verilen bir şey değil ki bence bu.

Bilmiyorum ya yaşamadan anlaşılmaz bir durum ne desekte boş.Ahlaksal toplumsal normlarına hiç girmiyorum yoksa buralar olur Çarşı :D

Homoseksüel olmak ayrı bir konu ama tamamen erkekken kadın olmak çok büyük bir olay işte.

Çok uzattım biliyorum ama çok duygusal karışıklığa yol açan bir film oldu bende.Ayrcıca bu filmi izledikten sonra affedersinizde Leo kim köpek şimdi :D

Eddie Redmayne tam bir efsane oyunculuk örneği sergilemiş bence Her Şeyin Teorisi filminde de ayrı bir harika olan bu adam kesinlikle En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını hakediyordu Leo ya artık ayıp olmasın diye verdiler :D

Ayrıca bu role yakışabilecek tek adam bence.Adamda zaten çok  farklı bir karizma var.Adam cidden güzel resmen yüz hatları teni kadın olmaya o kadar müsait ki.

Spoiler time ! Sonunda ağzınız bir karış açık kalıyor şahsen sonunda çok ağladım çok etkileyici bir filmdi.Keşke başarabilseydi dedirtti ...

Gerçek bir yaşam hikayesinden esinlenilen filmin yönetmenliğini Les Miserables/Sefiller filminden hatırlayacağımız Oscar ödüllü yönetmen Tom Hooper yapıyor. Filmde Eddie Redmayne e Alicia Vikander eşlik ediyor.

The Danish Girl filmi Danimarkalı sanatçı Einar Wegener ve karısının, Einar ın kadın olmaya karar vermesiyle birlikte yaşadıkları süreci konu alıyor.



Maydanoz Time : Film - Steve Jobs

Herkese merhabalar millet !

Kate Winslet 'ın En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ile aday gösterildiği bu film geçen sene de oldukça konuşulurken bu senede yine konuşuldu.

Ben bu filmi çok duymuştum fakat izlemeye elbette pek bir zamanım olmamıştı.Açıkçası çok merak ettiğim çokta bir beklentimin olduğu bir film iken biraz hayalkırıklığına uğradığımı söyleyebilirim.Jobs gerçekten böyle biri miydi burada mı böyle yansıtıldı bilemiyorum ama oldukça gıcık bir insanmış filmin finaline kadar adama uyuz oldum.Aile yaşantısı,babalığı bir türlü kabul edemeyişi çocuğunun annesi olabilecek olan kadını o kadar rezil etmesi (evet şu anda spoiler yiyorsunuz afiyet olsun :D ) 

Şu anda kullandığım bilgisayarın sahibi cidden böyle biri miymiş deyince bilgisayarı camdan aşağı atasım geliyor.(Yok be şaka yapıyorum hiç kıyar mıyım bilgisayarıma o salak adam için o kadar para bayılmışım.)

Şakayı bir kenara bırakacak olursak dediğim gibi film Steveciğimin düşündüğüm gibi çıkmayışının hayalkırıklığı bir yana filmde beklediğim gibi çıkmadı.Ben hayatını daha çok irdeler diye düşünürken sürekli aynı ortamlarda,aynı diyaloglarla,aynı kişilerle çekilen bir film olmuş.Filmin iyi tarafıysa tabi ki tersköşe yapan finali ve Kate Winslet oldu :)

Teknoloji devi Apple şirketinin kurucusu ve 20 yy.'ın deha isimlerinden olan Steve Jobs'un yaşam öyküsünü yeni bir perspektif ile sinemaya aktaracak filmin yönetmenliğini Oscarlı isim Danny Boyle' üstleniyor, senaryoyu ise gene Oscar ödüllü Aaron Sorkin. Apple'ın öncü kurucusu Steve Jobs u Michael Fassbender, Macintosh un eski pazarlama müdürü Joanna Hoffman'ı ise Kate Winslet canlandırıyor. Apple ın kurucu ortaklarından Steve Wozniak ı Seth Rogen canlandırırken, Jeff Daniels ise Apple'ın eski CEO su John Sculley rolünde.




Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner

 Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...