Herkese merhabalar efendim !
Mr.Darcy'e hayatında okuyupta bir kez dahi bile aşık olmamış olan var mı ?! Okumanızda gerekmez filmini-dizisini herhangi bir şeyini izleseniz dahi yeter !
Egoist manyak ama aşık oluncada tam aşık olan erkek tipinin atası (evet tamda bizim sevdiğimiz türden).
Gerçekte böyle bir yer var mıdır acaba bütün servetimi yatırır böyle bir yere tatile gider miydim bilmiyorum ama keşke olsa !
Austenland görünüşte normal bir hayat süren ama bir sırrı olan 30’lu yaşlarında bekar Jane Hayes’in hikayesini anlatan bir romantik komedi filmidir. Sırrı yani Pride and Prejudice’in Colin Firth’ün canlandırdığı Mr. Darcy’e olan takıntısı aşk hayatını mahvetmektedir. Hiçbir adam Mr. Darcy gibi değildir. Ancak Jane biriktirdiği parayla İngiliz bir resorta gidince, mükemmel beyefendiyle tanışma fantezisi hayal ettiğinden daha gerçekçi olmaya başlar.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
19 Mart 2016 Cumartesi
18 Mart 2016 Cuma
Maydanoz Time : Film - The Gift
Herkese günün 2.filminden merhabalar millet !
Filmi kısaca anlatıp kaçıcam bu sefer :)
Genç evli çift Simon ve Robyn için hayat, planladıkları gibi gitmektedir. Fakat Simon'ın liseden arkadaşı Gordo'nun hayatlarına girmesiyle ve getirilen gizemli hediyelerle yirmi senelik sırlar gün yüzüne çıkacaktır. Robyn gerçekleri öğrendikçe sormaya başlar: "Size en yakın kişileri aslında ne kadar tanıyorsunuz ve gerçekten geçmiş, geçmişte mi kalır?"
Filmi kısaca anlatıp kaçıcam bu sefer :)
Genç evli çift Simon ve Robyn için hayat, planladıkları gibi gitmektedir. Fakat Simon'ın liseden arkadaşı Gordo'nun hayatlarına girmesiyle ve getirilen gizemli hediyelerle yirmi senelik sırlar gün yüzüne çıkacaktır. Robyn gerçekleri öğrendikçe sormaya başlar: "Size en yakın kişileri aslında ne kadar tanıyorsunuz ve gerçekten geçmiş, geçmişte mi kalır?"
Maydanoz Time : Film - Resident Evil Serisi
Herkese merhabalar millet !
Film serileri yapmayı ve 1 gecede oturup bir film serisi bitirmeyi çok severim.6.film 19 ocak 2017'de gelecek olan Resident Evil serisini bence bilmeyen yoktur herhalde.Ben küçükken 1. ve 3. filmlerini izlediğimi hatırlıyorum TV'de falan ama haliylen küçük olduğum ve bu tarz filmlerden korktuğum için dikkatlice izlememişimdir diyerekten yeniden başladım.
Aslında bu bir oyun serisiymiş,ben filmden oyuna dönüştürüldü sanıyordum.Bilim-Kurgu ve Zombi filmlerinin atası diyebiliriz bu seri için.
Ayrıca başroller daha çok kadın olduğu için ayrıca hoşuma giden bir film oldu.Zaten Milla çok sevdiğim ve ekranda görmekten çok zevk aldığım bir oyuncu.
Resident Evil
Ölümcül Deney
Capcom'un aynı adlı,popüler video oyunundan sinemaya.Umbrella adındaki Dünya devi bir şirket teknolojik aletler,uzay araçları,sağlık ve kişisel bakım ilaçları ve silah üretimi gibi çeşitli alanlarda üretim yapmaktadır.Dünya'nın pek çok yerinde Umbrella sanayi kuruluşları bulunmaktadır.Ancak Umbrella'nın asıl merkezi Kuzey Amerika'daki Raccon City'dir.Ancak Umbrella hakkında kendi çalışanlarının bile bilmediği bazı tehlikeli,gizli projeler yürütülmektedir.Bunların başında biyolojik silah,genetik testler ve ölümcül bir virüs gelmektedir. Umbrella'nın yürüttüğü bu araştırmaların yapıldığı yer altı tesisi Hive'da T-virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalır.Bunu takiben tesisin tüm gücünü elinde tutan Kızıl Kraliçe adındaki süper bilgisayar,virüsün yayılmasını engellemek için,tüm çalışanların ölümü pahasına tüm tesisin giriş ve çıkışlarını kapatır.Alice ve Rain,tüm araştırma ekibini ortadan kaldıran virüsü izole etmekle görevli S.T.A.R.S isimli komando takımını yönlendirmekle görevlidir.Tesise giren ekip kısa bir süre sonra korkunç bir gerçekle karşı karşıya kalacaklardır.Öldükleri sanılan şirket çalışanlarının bilinçlerini kaybedip akli dengelerini yitirerek ete ve kana susamış yamyamlara yani zombilere dönüşmüşlerdir.Zombilerin bir ısırığı veya ufacık bir tırmığı virüsün yayılmasına ve birkaç saat içinde sizinde onlardan birine dönüşmenize neden olur.Bu yer altı tesisinde Umbrella için çalışan bilim adamlarının denek olarak kullandıkları insanlara aşırı dozda T-virüsü vermeleri sonucu mutasyona uğrayıp ölümcül yaratıklara dönüşmüşlerdir.Bu labaratuvar yaratıklarından biri de serbest kalmıştır üstelik.Alice'in ve ekbinin artık sadece zombilerle değil bu tehlikeli yaratıkla da başları beladadır.
Film 1. Resident Evil yani Ölümcül Deney filmini devamı niteliğinde. T-Virus denilen ve insan vücudunun ölümden sonra temel ihtiyaçlar için yeniden dirilebilmesini sağlayan (insanları zombileştiren diyebiliriz) bu virüs 1. film içerisinde sadece HIV yani yer altı labaratuvarında kaldı sanılırken size 2.film de bir sürpriz yapıyor. Labaratuvar ın üstünde bulunan şehir; neredeyse tamamiyle zombileşmiş bir kent haline geliyor. Alice ismiyle bilinen karakter ise Umbrella Corp. a ait, yüzeyde bulunan bir labaratuvarda uyanıyor.. Ama odanesi!!! Bütün kent yerle bir olmuş. hemen eline bir tüfek alıyor ve film boyunca bırakmıyor.. Alice in 1. film sonunda kaybettiği arkadaşı ise aslında yaşıyor ama maalesef eski fiziğine sahip değil. Sonuç ise bütün kent ZOMBİ; Alice ve arkadaşları ise kaçıyor. tabi tam kaçmak denilemez. Filmin bitişinde 3.film olan Extinction ın başlangıcı ye almaktadır.
Film serileri yapmayı ve 1 gecede oturup bir film serisi bitirmeyi çok severim.6.film 19 ocak 2017'de gelecek olan Resident Evil serisini bence bilmeyen yoktur herhalde.Ben küçükken 1. ve 3. filmlerini izlediğimi hatırlıyorum TV'de falan ama haliylen küçük olduğum ve bu tarz filmlerden korktuğum için dikkatlice izlememişimdir diyerekten yeniden başladım.
Aslında bu bir oyun serisiymiş,ben filmden oyuna dönüştürüldü sanıyordum.Bilim-Kurgu ve Zombi filmlerinin atası diyebiliriz bu seri için.
Ayrıca başroller daha çok kadın olduğu için ayrıca hoşuma giden bir film oldu.Zaten Milla çok sevdiğim ve ekranda görmekten çok zevk aldığım bir oyuncu.
Resident Evil
Ölümcül Deney
Capcom'un aynı adlı,popüler video oyunundan sinemaya.Umbrella adındaki Dünya devi bir şirket teknolojik aletler,uzay araçları,sağlık ve kişisel bakım ilaçları ve silah üretimi gibi çeşitli alanlarda üretim yapmaktadır.Dünya'nın pek çok yerinde Umbrella sanayi kuruluşları bulunmaktadır.Ancak Umbrella'nın asıl merkezi Kuzey Amerika'daki Raccon City'dir.Ancak Umbrella hakkında kendi çalışanlarının bile bilmediği bazı tehlikeli,gizli projeler yürütülmektedir.Bunların başında biyolojik silah,genetik testler ve ölümcül bir virüs gelmektedir. Umbrella'nın yürüttüğü bu araştırmaların yapıldığı yer altı tesisi Hive'da T-virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalır.Bunu takiben tesisin tüm gücünü elinde tutan Kızıl Kraliçe adındaki süper bilgisayar,virüsün yayılmasını engellemek için,tüm çalışanların ölümü pahasına tüm tesisin giriş ve çıkışlarını kapatır.Alice ve Rain,tüm araştırma ekibini ortadan kaldıran virüsü izole etmekle görevli S.T.A.R.S isimli komando takımını yönlendirmekle görevlidir.Tesise giren ekip kısa bir süre sonra korkunç bir gerçekle karşı karşıya kalacaklardır.Öldükleri sanılan şirket çalışanlarının bilinçlerini kaybedip akli dengelerini yitirerek ete ve kana susamış yamyamlara yani zombilere dönüşmüşlerdir.Zombilerin bir ısırığı veya ufacık bir tırmığı virüsün yayılmasına ve birkaç saat içinde sizinde onlardan birine dönüşmenize neden olur.Bu yer altı tesisinde Umbrella için çalışan bilim adamlarının denek olarak kullandıkları insanlara aşırı dozda T-virüsü vermeleri sonucu mutasyona uğrayıp ölümcül yaratıklara dönüşmüşlerdir.Bu labaratuvar yaratıklarından biri de serbest kalmıştır üstelik.Alice'in ve ekbinin artık sadece zombilerle değil bu tehlikeli yaratıkla da başları beladadır.
Resident Evil: Apocalypse
Ölümcül Deney: Kıyamet
Resident Evil: Extinction
Ölümcül Deney 3: İnsanlığın Sonu
Artık Nevada çölünde saklanan Alice (Milla Jovovich) her insanoğlunu ölümsüz olmakla tehdit eden ölümcül bir virüsü yok etmek ve adaleti aramak için yeniden Carlos Olivera (Oded Fehr), L.J.'le (Mike Epps) birlikte yeni hayatta kalanlar Claire (Ali Larter), K-Mart (Spencer Locke) ve Hemşire Betty'iyle işbirliği yapar. Umbrella Corporation tarafından tutsak alındığından itibaren, Alice biojenik deneylere maruz kalmıştır ve genetik olarak insanüstü güçleri, duyuları becerileri değişikliğe uğramıştır. Hayatta kalmak isteyen biri olursa, bu becerilere ve daha fazlasına ihtiyacı olacaktır.
Resident Evil: Afterlife
Ölümcül Deney 4: Ölümden Sonra
Dünya virüsün etkilerinden sarsılıp insanlar zombiye dönüşürken, Alice (Milla Jovovich) sağ kalanları bulup onları kurtarma macerasına devam ediyor. Umbrella Corporation ile olan savaşı yeni boyutlar kazanır. Fakat Alice beklenmedik eski bir arkadaşından yardım alır. Arkadaşıyla yeni bir yol bulular; bu yol onları zombilerden uzak Los Angeles'daki bir sığınağa götürür. Ancak, şehre vardıklarında şehir binlerce zombi onları beklemektedir. Alice ve arkadaşları ölümcül bir tuzağa doğru adım atmaktadır.
Resident Evil: Retribution
Ölümcül Deney 5: İntikam
Umbrella Şirketi'nin Dünya'yı yıkıma uğratmaya devam eden ölümcül T-Virüs'ü, dünya nüfusunu, et yiyen yaşayan ölüler ordusu haline dönüştürmektedir. İnsan ırkının son ve tek umudu Alice [Milla Jovovich],Umbrella'nın en gizli operasyonlar tesisinin kalbinde uyanır ve Alice'in, bu kompleksin altını üstünü getirmesiyle kendi gizli geçmişinin perdesi kalkar.Güvenli bir sığınak olmaksızın, salgından sorumlu olanları avlamaya devam eden Alice, kendini Tokyo'dan New York, Washington-D.C. ve Moskovo'ya götüren bir yolculukta bulur. Alice'in gerçek olamayacağını düşündüğü, onu her şeyi en baştan düşünmeye zorlayan bu yolculuk, İnsanın aklını başından alacak bir açığa çıkışla sonuçlanır.
16 Mart 2016 Çarşamba
Maydanoz Time : Dizi - Cheese In The Trap
Herkese yeni bir günden merhabalar millet !
Kore dizilerini izlemeye tam gaz devam edemesem de arada dişime göre dizi olunca elbette kaçırmıyorum.Romantik-Komedi tadında nihayet yeni bir dizi buldum diye sevinirken başları,konusu,oyuncuları her şeyi güzel olan dizi aslında sonlara doğru bende tam bir hayalkırıklığı yarattı.
İlk 4-5 bölümünde oldukça potansiyelli bir dizi gibi görünürken bence sonradan çok sıradanlaştı ve zaten 16 bölümde bitti.Bence yakın zamanda unutulacak çokta kalıcılığı olmayan bir dizi.Ama en azından şu sıralarki Kore dizilerinde Gençlik-Romantik-Komedi kategorisini doldurdu.
Kısaca konusuna gelicek olursak ;
Hong Sul, sıradan bir üniversite öğrencisidir. Yoo Jung ise, okulun en popüler ögrencisidir. İyi görünümlü, zengin, akıllı, ve hatta güzel birisidir. Ancak Hong Sul, Yoo Jung'u göründüğünden çok daha iyi olduğunu sanıyor ...
Son olarakta yeni öğrendim bu dizi aslında bir WebToon'dan esinlenilmiş.
Kore dizilerini izlemeye tam gaz devam edemesem de arada dişime göre dizi olunca elbette kaçırmıyorum.Romantik-Komedi tadında nihayet yeni bir dizi buldum diye sevinirken başları,konusu,oyuncuları her şeyi güzel olan dizi aslında sonlara doğru bende tam bir hayalkırıklığı yarattı.
İlk 4-5 bölümünde oldukça potansiyelli bir dizi gibi görünürken bence sonradan çok sıradanlaştı ve zaten 16 bölümde bitti.Bence yakın zamanda unutulacak çokta kalıcılığı olmayan bir dizi.Ama en azından şu sıralarki Kore dizilerinde Gençlik-Romantik-Komedi kategorisini doldurdu.
Kısaca konusuna gelicek olursak ;
Hong Sul, sıradan bir üniversite öğrencisidir. Yoo Jung ise, okulun en popüler ögrencisidir. İyi görünümlü, zengin, akıllı, ve hatta güzel birisidir. Ancak Hong Sul, Yoo Jung'u göründüğünden çok daha iyi olduğunu sanıyor ...
Son olarakta yeni öğrendim bu dizi aslında bir WebToon'dan esinlenilmiş.
15 Mart 2016 Salı
Maydanoz Time : Film - The Big Short
Herkese tekrardan merhabalar millet !
Evet günün 2.postu olarak yine bir film postu var.Evet evet şimdi daha iyi olduğum için uzun uzadıya yazamayacak olsamda en azından bir değerlendirme yazımı görebileceksiniz.
Oscar 2016 ' da adı geçen bir çok filmi izledim ve yorumunuda girdim neredeyse.Evet en çok merak edilenleri sona bıraktım gibi bir şey oldu.Tadına vara vara yazmak,değerlendirmek istedim sanırsam.
Hemen ilk heyecanla bir filmi yazmak bana çokta doğru gelmiyor bazen filmi iyice izleyip 1-2 hafta geçmesini beklemek sonra tekrardan postunu yazarken iyice filmi hazmetmiş olarak üzerinde düşünüp yazmak gerekiyor.
Büyük Açlık olarak Türkçe'ye çevirilen bu film biliyorum ki Türkiye'de de ki bence dünyada da pek fazla ilgi görmedi.Oyuncu kadrosu ve oyunculuklar harika olsada baştan sonra sırf diyalog ve banka,hisse,faiz,ekonomiyle ilgili terimler içeren bir film olduğu için 2 saatimi lütfen bana geri verin diyorsunuz tabi filmi büyük bir sabırla sonuna kadar izlemeyi başarabildiyseniz !
Bu film Bafta'da nasıl ödül kazandı Oscar'a nasıl aday oldu inanın bilmiyorum.Sanırım Amerika'da ki bütün insanlar ekonomiden anlıyor.Aday filmlere baktığımızda hepsi ucundan da olsa bir mesaj kaygısı içinde ve evrensel nitelikte ama bu film ne alakaya maydanoz !
Bale,Gosling,Carell hatta Pitt gibi isimler olmasa bence listeye hiç giremeyecek bir film !
Film, Michael Lewis'in çok satan kitabı The Big Short: Inside the Doomsday Machine'nin beyazperdeye uyarlanmış hâlidir. Lewis'in kitabı 2000'li senelerde oldukça güçlendirilen emlak ve kredi balonunun neden olduğu mali krizi anlatmaktadır. Finansal krizin patlamasında rol alan kilit isimleri de içeren kitap uyarlaması Brad Pitt, Christian Bale ve Ryan Gosling gibi büyük isimleri başrolünde barındırıyor.
Evet günün 2.postu olarak yine bir film postu var.Evet evet şimdi daha iyi olduğum için uzun uzadıya yazamayacak olsamda en azından bir değerlendirme yazımı görebileceksiniz.
Oscar 2016 ' da adı geçen bir çok filmi izledim ve yorumunuda girdim neredeyse.Evet en çok merak edilenleri sona bıraktım gibi bir şey oldu.Tadına vara vara yazmak,değerlendirmek istedim sanırsam.
Hemen ilk heyecanla bir filmi yazmak bana çokta doğru gelmiyor bazen filmi iyice izleyip 1-2 hafta geçmesini beklemek sonra tekrardan postunu yazarken iyice filmi hazmetmiş olarak üzerinde düşünüp yazmak gerekiyor.
Büyük Açlık olarak Türkçe'ye çevirilen bu film biliyorum ki Türkiye'de de ki bence dünyada da pek fazla ilgi görmedi.Oyuncu kadrosu ve oyunculuklar harika olsada baştan sonra sırf diyalog ve banka,hisse,faiz,ekonomiyle ilgili terimler içeren bir film olduğu için 2 saatimi lütfen bana geri verin diyorsunuz tabi filmi büyük bir sabırla sonuna kadar izlemeyi başarabildiyseniz !
Bu film Bafta'da nasıl ödül kazandı Oscar'a nasıl aday oldu inanın bilmiyorum.Sanırım Amerika'da ki bütün insanlar ekonomiden anlıyor.Aday filmlere baktığımızda hepsi ucundan da olsa bir mesaj kaygısı içinde ve evrensel nitelikte ama bu film ne alakaya maydanoz !
Bale,Gosling,Carell hatta Pitt gibi isimler olmasa bence listeye hiç giremeyecek bir film !
Film, Michael Lewis'in çok satan kitabı The Big Short: Inside the Doomsday Machine'nin beyazperdeye uyarlanmış hâlidir. Lewis'in kitabı 2000'li senelerde oldukça güçlendirilen emlak ve kredi balonunun neden olduğu mali krizi anlatmaktadır. Finansal krizin patlamasında rol alan kilit isimleri de içeren kitap uyarlaması Brad Pitt, Christian Bale ve Ryan Gosling gibi büyük isimleri başrolünde barındırıyor.
Maydanoz Time : Film - 2 İtalyan Filmi !
Herkese merhabalar millet !
Şu an İzmir de ve hasta bi şekilde yatıyorum o yüzden uzun uzun bol yorumlu postlar yapamayacağım şimdilik idare edin :)
Scusa ma ti chiamo amore
Pardon! Seni Seviyorum (2008)
Gerçek aşk, hiç beklemediği bir anda, ciddi, yakışıklı ve başarılı biri olan Alex'in hayatına giriverir. Kırkına yaklaştığı sırada, sabah işine giderken bir kavşakta, motosikletli Niki'ye çarpar.Bu karşılaşma, Alex'in oturmuş ve düzenli hayatını altüst eder. Niki, on yedi yaşının verdiği bütün masum neşesi ve şaşırtıcı bilgeliğiyle hayatına girer. Yıllardır birlikte yaşadığı kadının arkasında bıraktığı köhnemiş bütün kalıpları, yerleşik fikirleri ve kasvetli alışkanlıkları, hatta hüznü siler atar.Ama keşfetmek kabul etmek anlamına gelmemektedir. En azından Alex için. Aşklarındaki ve sevişmelerindeki şefkat ve güvene rağmen, ileride mutlu olacakları açıkken, Niki ona daha önce hiç gülmediği kadar gülmeyi göstermişken, Alex eski sevgilisiyle yaşadığı daha mantıklı hayatına döner.Niki 18 yaşını doldurmaya yaklaşmış finallerine çalışırken, gizlice Alex'i beklemektedir.Yüreğinin derinliklerinde bir hayali canlı tutmaktadır. Alex'in hayatında ilk defa, gerçek aşkı kabullenecek ve ona inanacak cesareti bulacağı hayalini.
Şu an İzmir de ve hasta bi şekilde yatıyorum o yüzden uzun uzun bol yorumlu postlar yapamayacağım şimdilik idare edin :)
Scusa ma ti chiamo amore
Pardon! Seni Seviyorum (2008)
Gerçek aşk, hiç beklemediği bir anda, ciddi, yakışıklı ve başarılı biri olan Alex'in hayatına giriverir. Kırkına yaklaştığı sırada, sabah işine giderken bir kavşakta, motosikletli Niki'ye çarpar.Bu karşılaşma, Alex'in oturmuş ve düzenli hayatını altüst eder. Niki, on yedi yaşının verdiği bütün masum neşesi ve şaşırtıcı bilgeliğiyle hayatına girer. Yıllardır birlikte yaşadığı kadının arkasında bıraktığı köhnemiş bütün kalıpları, yerleşik fikirleri ve kasvetli alışkanlıkları, hatta hüznü siler atar.Ama keşfetmek kabul etmek anlamına gelmemektedir. En azından Alex için. Aşklarındaki ve sevişmelerindeki şefkat ve güvene rağmen, ileride mutlu olacakları açıkken, Niki ona daha önce hiç gülmediği kadar gülmeyi göstermişken, Alex eski sevgilisiyle yaşadığı daha mantıklı hayatına döner.Niki 18 yaşını doldurmaya yaklaşmış finallerine çalışırken, gizlice Alex'i beklemektedir.Yüreğinin derinliklerinde bir hayali canlı tutmaktadır. Alex'in hayatında ilk defa, gerçek aşkı kabullenecek ve ona inanacak cesareti bulacağı hayalini.
Scusa ma ti voglio sposare
Pardon! Seninle Evlenmek İstiyorum (2010)
Uzun bir ilişkiden yeni çıkan Alex, bir sabah işe giderken Niki'ye çarpar. Alex 30'lu yaşlardadır, Niki ise 17 yaşındadır. Niki'nin, Alex'in hayatına girmesiyle herşey değişecektir.
14 Mart 2016 Pazartesi
Maydanoz Time : Dizi - Danganronpa
Herkese merhabalar millet !
Konusu sadece en iyi öğrencilerin kabul edildiği Hope's Peak Lisesine rastgele seçildiği için "en şanslı öğrenci" lakabını alan Makoto Naegi, okula adımını attığı an, ne olduğu kestirilemeyen bir güç tarafından bayıltılır. Ayıldığında 14 kişiyle birlikte binanın içinde kapalı kısılı olarak kendini bulur. Bu sırada Monokuma isimli konuşan bir oyuncak ayı, öğrencilere binadan ancak ve ancak cinayet işleyip, yakayı ele vermezlerse kurtulabileceklerini söyler. İşlenen her cinayetin ardından, öğrencilerin iştirak ettiği "okul mahkemesi" yapılır, ve bu mahkeme sırasında öğrenciler cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışırlar, doğru tahminde bulunurlarsa, cinayet işleyen kişi, Monokuma tarafından infaz edilir, yok yanlış tahminde bulunurlarsa, bu kez cinayeti işleyen kişi dışındaki kalan tüm öğrenciler öldürülür. Makoto ve diğerleri bir yandan işlenen cinayetleri çözerlerken, bir yandan da tüm bu olup bitenlerin sorumlularını bulmak için çaba gösterecektir.
Açıkçası bu seriye ilk başta puanları nispeten düşük diye yanaşmıyordum, ama konusu ilgimi çektiğinden bir şans vereyim dedim izlerken resmen koltuğuma mıhladı.Bu kadar sürükleyici bir seri beklemiyordum. Evet rahatsız edici sahneler bir hayli fazla seride, hele infaz sahneleri ki 3d olması da gayet güzel olmuş.Serideki olay bundan ibaret değil, delil toplama ve mahkeme sahneleri çok başarılı.
Kanın kırmızı değilde pembe oluşu bana cinayet kavramını biraz tatlı gösterilmek istenmiş gibi geldi :/
Konusu sadece en iyi öğrencilerin kabul edildiği Hope's Peak Lisesine rastgele seçildiği için "en şanslı öğrenci" lakabını alan Makoto Naegi, okula adımını attığı an, ne olduğu kestirilemeyen bir güç tarafından bayıltılır. Ayıldığında 14 kişiyle birlikte binanın içinde kapalı kısılı olarak kendini bulur. Bu sırada Monokuma isimli konuşan bir oyuncak ayı, öğrencilere binadan ancak ve ancak cinayet işleyip, yakayı ele vermezlerse kurtulabileceklerini söyler. İşlenen her cinayetin ardından, öğrencilerin iştirak ettiği "okul mahkemesi" yapılır, ve bu mahkeme sırasında öğrenciler cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışırlar, doğru tahminde bulunurlarsa, cinayet işleyen kişi, Monokuma tarafından infaz edilir, yok yanlış tahminde bulunurlarsa, bu kez cinayeti işleyen kişi dışındaki kalan tüm öğrenciler öldürülür. Makoto ve diğerleri bir yandan işlenen cinayetleri çözerlerken, bir yandan da tüm bu olup bitenlerin sorumlularını bulmak için çaba gösterecektir.
Açıkçası bu seriye ilk başta puanları nispeten düşük diye yanaşmıyordum, ama konusu ilgimi çektiğinden bir şans vereyim dedim izlerken resmen koltuğuma mıhladı.Bu kadar sürükleyici bir seri beklemiyordum. Evet rahatsız edici sahneler bir hayli fazla seride, hele infaz sahneleri ki 3d olması da gayet güzel olmuş.Serideki olay bundan ibaret değil, delil toplama ve mahkeme sahneleri çok başarılı.
Kanın kırmızı değilde pembe oluşu bana cinayet kavramını biraz tatlı gösterilmek istenmiş gibi geldi :/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Romantik Film : Lonely Planet
Herkese merhabalar efenim, 3 günlük iznimde izlediğim yeni Netflix içeriklerinden biri de bu filmdi.Sanırım yönetmenimizin ya da senaristim...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...