22 Nisan 2016 Cuma

Maydanoz Time : Müzik - Sia Cheap Thrills

Herkese merhabalar millet !

Bugün yine gezmelerdeydm o yüzden felaket yorgunum çok fazla bir şeyde yazasım yok açıkçası.ama yarın 21.İzmir Kitap Fuarındayım sizde orda olursunuz belki görüşürüz kitap muhabbeti yaparız :) (En bi sevdiğimden ) ...

Şimdi uzun zamandır yapamadığım geleneksel müzik cuması zamanı ! Şu sıra taktığım sabah akşam dinlediğim klibini hiç beğenmemiş olsamda Sia'ya bir kez daha aşık olduğum şarkı olan Cheap Thrills yani Ucuz Heyecanlar var.Evet gerçekten de şimdi küçük ve ucuz heyecanlar zamanı !


20 Nisan 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Kişisel - Tog İle Engelsiz Basketbol Maçı !

Herkese merhabalar millet !

Nihayet vizelerim bitti ve İzmir'e evime gelebildim.

Tee Nisan'ın ilk haftalarında olan bir etkinliği şimdi rahat rahat zaman bulduğum için yazıyorum maalesef.Keşke daha duygularım tazeyken yazma fırsatım olsaydı ...

Üniversite yıllarımı dolu dolu geçirmek ve mesleğim,alanıma da katkıda bulunabilecek bütü faaliyetlere katılmak için Baltog adlı bir gönüllülük esaslı bir kulübe girdiğimden söz etmiştim sizlere.

İşte o kulübün etkinliklerinden biri de BalıkesirSpor ile Beşiktaş'ın Engelsiz Basketbol Maçı idi.Biz tabi ki de BalıkesirSpor'un türbünlerinden ve yanında yer aldık.

Öncelikli olarak ben hayatımda ilk defa bir basket maçı izlemeye gittiğimi söylemek isterim.Normal bir maçta duyacağım hazdan daha çok haz duydum resmen.

Geçen dönem Özel Eğitim diye bir ders almıştık o ders kapsamında bir çok şey öğrendik elbette.Engellerin nasıl olduğu ya da nasıl oluştuğu,aileye ve bireye nasıl yansıdığı bu sürecin nasıl ilerlediği... Hocamız çok güzel bir şey söylemişti ilk derse girdiği zaman :

"Herkes birer engelli adayıdır.Şimdi şurdan çıkıp yoldan geçerken size araba çarpıp engelli kalmayacağınızın garantisini kimse veremez."

O kadar içime işlenmiş bir söz oldu ki bu , anlatamam sizlere.Empati kurmanın en zor olduğu alanlardan birisi bu bence.Hele de benim gibi empati duyusu çok gelişmiş bir insan için bile ...

Geçmişinde ne umutsuzluklar ne acılar yaşamış olabilecek olan bu insanların bir duyguya,bir dala , inanmak istediği bir şeye tutunmaları ve bu yolda canla,başla hırsla ilerlemeleri,oynamaları o kadar güzeldi ki.

İnsan böyle şeyleri izlerken ya da içinde,yanında,yöresinde birazcık bile olsun oldukça anlıyor ki insanoğlu için aslında hiç bir engel yok ! İnsan kendi engelini kendi,kendi beyninde yaratıyor ...




13 Nisan 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Film - Her Şey Aşktan

Herkese merhabalar millet ...

Evet sınav haftam evet vesare vesare ...

Uzun zamandır bu filmi izlemek istiyordum ama bir türlü nasip olmamıştı.Eh tee Ocak'ta çıkan filmi Nisan'da izleme fırsatı buldum ama zaten hiçte Ocak filmi değilmiş tam da bu havaların filmiymiş :)

Oyuncularını çok beğeniyorum o yüzden de asıl izlemek istedim yalan değil şimdi.Ama yine bir Türk filminde Amerikan Romantik-Komedilerinden farklı bir şey göremedim hatta aynısı bile olmuyor hep bi eksik var filmlerimizde maalesef.Konusu çok farklı değil.Hatta tam bir klişe örneği.

Kızımız sevgilisinin kendini aldattığını öğrenir ve ağır bir depresyon sürecine girer tabi bu süreçte oldukça yakışıklı bir arkadaş ona nasıl kendini geri toparlayacağını öğretirken birbirlerine aşık olurlar bir ayrılır bir barışırlar ve mutlu son !






Maydanoz Time : Kitap - Küçük Prens Antonie De Saint-Exupéry

Herkese merhabalar millet ...

Birazdan yine sınava gidicem.Bugün 2 sınavım vardı yarın da sınavım var evettt canım çıkıyor :/ Kahve içmekten içim dışım karalar bağladı resmen.İçimdeki sıkıntıları sormayın gitsin.

Çalışmaktan yorulup ara verdikçe şu sıra ya baya baya kafayı taktığım şarkı olan Julia Stone 'dan You're The One That I Want şarkısını dinliyorum ya da çocuk kitapları okuyorum.Bizde bu şekilde kafa dağıtıyoruz artık ne yapalım :)

Biliyorsunuz ki daha önceden de Küçük Prens'in animasyonunu izlemiştim ve bir postunu yapmıştım şimdide elime kitabı geçince onu okumaya geçtim hemen.Ama kitabının yanında şimdi daha iyi anlıyorum ki animasyonu biraz daha yavan ve değiştilmiş kalmış.Kitabın tadını vermiyor yani.Tabi daha önce de söylediğim gibi Küçük Prens bir çocuk kitabından çok bir yetişkin kitabı bence.Derin anlamları olan bir çocuk kitabı ...

nsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez."






11 Nisan 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Mr.Right

Herkese merhabalar millet !

ABD de 8 Nisan'da vizyona giren yepyeni bir Romantik-Komedi-Aksiyon tarzı bir film ile karşınızdayım.Nedendir bilinmez ama Krsiten'dan daha çok Anna Kendrick'i Alacakaranlık filminden itibaren sevmişimdir.Tabi ki onun kadar ünlü olamasa da bence ayrı bir havası var bu kızında.

Başroldeki adamı yani Sam Rockwell'i tadınız mı? Hayır çokta tanıdık gelmedi değil mi :D Ben söyliyeyim o zaman sizlere... Yeşil Yol filmindeki favori psikom :D Tabi adam şu anda 47 yaşında olduğu için yaşlanmış tabi bir de bu filmde insana benziyor :D Ama hala psiko rollerinde oynamaya devam ediyor adama yakışıyor yalnız :D

Konusu çok alışıldık ama gidişatı çok farklı :D Sevdiğiniz adamın kiralık katil olduğunu öğrenip sizde ona yardım etmeye başlar mısınız hiç sanmam :D Aslında oldukça eğlenceli kafa dağıtmalık çerezlik filmlerden ....


Mr. Right filminin konusu: Ölümcül bir kusuru olan mükemmel bir erkeğe aşık olan bir kız onun bir tetikçi olduğunu ve kendisini kiralamak isteyenlerden kaçtığını çok geçmeden anlar.





Maydanoz Time : Etkinlik - Piyano Resitali

Herkese merhabalar millet !

Dünüm ders çalışmakla geçti emin olun bugünüm de yarınım da öyle geçecek şu sıralar vize stresinden bambaşka hallerdeyim maalesef :/ Biran önce ayın 19 u gelse de İzmir e ailemin yanına gitsem.Bugün ki sınavımız tee akşam 4 te olduğundan dolayı (o saate sınav mı konur ya ?!) bu sabah yine stresli havalardayım o yüzden bloğumu yazıp biraz kafa dağıtayım dedim.

5 Nisan itibariyle gittiğimiz piyano resitalinden biraz bahsetmek istiyorum izninizle bugün sizlere.Benim hayatımda gittiğim ilk piyano resitaliydi.Becerebileceğimi bilsem çalmak istediğim ilk enstrüman piyano olurdu.Sesini,dokusunu öyle çok seviyorum ki... Rus klasiklerini müzikte de ,edebiyatta da,tiyatroda da pek sevmem yalan değil şimdi ... Ama yinede en çok tutulan Rus klasikleri oluyor maalesef her zaman için.İlk defa Çaykovski dinlemiş oldum böylece.

1875 yılında st. petersburg'da yayımlanan nuvellist isimli müzik dergisi için, Çaykovski'den her ay bir eser yazması istenmiştir. Besteci de bu isteği 1875 aralık ayından, 1876 kasım ayına kadar gerçekleştirmiştir. Toplam 12 parçadan oluşan bu dizi, sonraları mevsimler adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu olayla ilgili ilginç bir anekdot da şöyledir: Çaykovski her ay dergiye göndermesi gereken parçaları unutturmasın diye uşağına tembihte bulunmuştur. Uşak da her ay başında bestecinin odasında gelerek; "Piotr Ilyiç, St. Petersburg'a birşeyler yollamanın zamanı geldi..." diye bağırırmış. 

Bahsi geçen 12 piyano parçası şöyledir:

1) ocak: au coin du feu (ocak başında)
2) şubat: carnival (karnaval)
3) mart: chant de l'alouette (tarlakuşunun şarkısı)
4) nisan: perce-niege (kardelen)     1.en sevdiğim
5) mayıs: les nuits de mai (mayıs geceleri)
6) haziran: barcarolle (barkarol) 
7) temmuz: chant d'faucheur (orakçının şarkısı)
8) ağustos: la moisson (hasat)
9) eylül: la chasse (av)
10) ekim: chant d'automne (sonbahar şarkısı)
11) kasım: troika (troyka)    2.en sevdiğim
12) aralık: noel




10 Nisan 2016 Pazar

Maydanoz Time : Kişisel - Kitap Ağacı İle Harper Lee Bülbül'ü Öldürmek

Herkese merhabalar millet !

Yarından itibaren vize maratonum başlıyor o yüzden dinlemeye vaktim oldukça şu elimde kalan etkinlik postlarını yazmayı düşünüyorum.Bugün plan zaten belli : Odama kapanıp akşama kadar Öğrenme Psikolojisi çalışmak ve tabi ki kafıyı sıyırmadan sağ salim yarına çıkabilmek ...

BalTog 'tan bir çok etkinlikte daha öncedende bahsetmiştim sizlere.Bir çok etkinlik oluyor ama başka şeylerle anda zamanda olduğu için maalesef tüm etkinliklerine yetişmem mümkün olmuyor.

Ben daha çok Kitap Ağacı etkinliklerini sevdiğim için özellikle kaçırmamaya çalışıyorum.Her ay bir ev sahibi oluyor ve gün misali bizlerde hediye altınlarımızı (kitaplarımızı) alaraktan ev sahibinin belirlediği yere gidip belirlenen kitap hakkında tartışmalar yapıyoruz.

Bu Nisan ayının kitabı benim de okuma listemde olan ve çok merak ettiğim bir kitapta olan Harper Lee'nin Bülbül'ü Öldürmek kitabıydı.Yine çektiğim YouTube videosunda ayrıntıyla bahsediyorum elbette ama buraya da ayrı bit etkinlik yapıldığı için yazmak istedim.

Aslında bu sadece kitap ve etkinlik postu olmadı aynı zamanda Mekan Keşfi postuda olmuş oldu.Cafe Felsefe ye daha önceden hiç gitmemiştim ama renkli tabureleri,masaları,atmosferi,duvarlarda felsefi akımların öncülerin ve yazarların adının olması ve bu bahar günlerinden çok güzel bir bahçeye sahip olmasıyla,daha çok cazz tarzı (tam da benim sevdiğim gibi klasik ) müzikleriyle benim gönlümü fetheden bir yer olmuş oldu.

Kitaptan bahsedecek olursak aslında hiç beklemediğim türde bir kitaptı.Bülbül'ü Öldürmek çok eski ve klasik bir kitap aslında.1960 yıllarında geçen bir çocuğun ağzından ırkçılık gibi hassas ve ağır bir konunun anlatılması üzerine.Aynı zamanda bir kız çocuğunun büyümesiyle birlikte geçen zamanda dönem zihniyeti ve tasvirlerle okuyucuya doygunluk sağlayan bir eser.

Tartışma sırasında da arkadaşlarla bilhassa bu konu üzerine değindik zaten ki : kitabın sonu daha farklı bitebilirdi.Bazı yerler gereksiz uzatılıp sıkıcılaştırılmış , bazı yerler de alel acele geçilmiş.

Mayısın ilk haftası başka bir kitapla yine birlikte olucaz umarım aynı grupla.Yine çok klasik ve sevdiğim bir yazardan bir kitaba karar verildi şimdilik söylemiyorum sizlere de süpriz olsun :)





Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...