23 Nisan 2016 Cumartesi

Maydanoz Time : Film - 3 Tane Beyin Yakan Japon Filmi !

Herkese merhabalar millet !

Bugün yine oldukça dolu bir gün olacak.Sabahında İzmir Kitap Furarında akşamında ise Konak Sahne Tozu tiyatrosunda Oyun Karıştı adlı bir oyuna biletim var , onlarında postu gelecek elbette bekleme de kalın :)

Bugün gelelim asıl buraya geldiğimde kardeşimin beni adeta sürükleyerek bilgisayar başına oturtup bi heyecanla "mutlaka izlemelisin" diyip izlettirdiği 3 Japon filmine !

Hepsi de birbirinden iyiydi ama bence bu tarz Japon filmlerini izleyebilmek en azından zevk alıp anlayabilmek için birazcıkta olsa anime izleyip ya da anime tarzını bilmek gerekiyor ...

Bu arada bu 3 filmde gerçekten iyi kurgulanmış,bir çok yerinden çekim hatası olsada sonuna kadar kendini izlettiren ve adeta beyin yakan kısaca "mindfuck" dediğimiz türden filmler ...


As the Gods Will

Bir grup lise öğrencisi kim, niçin veya nasıl olduğunu bilmeden bir ölüm oyunu oynamaya zorlanmaktadır. 

Olaylar çok saçma , doğaüstü bunların hepsi diyebilirsiniz ama sonunda güzel bir açıklama getirdiği için sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.Bu tür filmlere,animelere,kitaplara artık alıştık gibi bir şey oldu.Bir odaya ya da bir yere toplanan insanların ölüm oyunu diyebiliriz.Ama bu sefer dışardan bir ölüm oyunu gerektiriyor.Birbirlerini öldürmek zorunda kalmıyorlar.Zeka dolu bir kurgu ...




 Bilocation

Benim en beğendiğim ve gerçek anlamda beynimi yakan bir film oldu ama sonunda he rşey yerli yerine otursa da sonunu çok fazla beğenmediğim keşke mutlu bir sonla bitseydi dediğim türde bir film oldu.

Shinobu Takamura (Asami Mizukawa) ressam olmaya can atan genç bir kadındır. Bir gün, sahte para kullanmakla suçlanır. Shinobu suçlamalar karşısında aşırı şaşırır, çünkü öyle bir şey yapmamıştır ve suç işlendiği sırada evindedir. Polis memuru Kanou onu bir yere götürür. Oraya vardıklarında bir grup insan toplanmıştır. Oradaki şahısların hepsi tıpatıp kendilerine benzeyen ve onlar bu gibi hareket eden kişilerden muzdariptir. O varlıkları bilokasyon diye adlandırmaktadırlar.



Tag

Film başından sonuna kadar psikolojik bir dram içinde geçiyor.Kan ve dehşet görüntüleri bu filmde çok fazla arkadaşlar öncelikle onu uyarmam lazım.İçlerinde en az beğendiğim bu oldu maalesef.Çünkü aslında oldukça iyi bitme potansiyeline ve kurgusuna sahip olan bu filmi hem gereksiz yere uzatmışlar hem de sonu hiç tatmin edici olmamış maalesef.Ama baştan sonra ekrana bağlıyor insanı demedi demeyin :)


22 Nisan 2016 Cuma

Maydanoz Time : Müzik - Sia Cheap Thrills

Herkese merhabalar millet !

Bugün yine gezmelerdeydm o yüzden felaket yorgunum çok fazla bir şeyde yazasım yok açıkçası.ama yarın 21.İzmir Kitap Fuarındayım sizde orda olursunuz belki görüşürüz kitap muhabbeti yaparız :) (En bi sevdiğimden ) ...

Şimdi uzun zamandır yapamadığım geleneksel müzik cuması zamanı ! Şu sıra taktığım sabah akşam dinlediğim klibini hiç beğenmemiş olsamda Sia'ya bir kez daha aşık olduğum şarkı olan Cheap Thrills yani Ucuz Heyecanlar var.Evet gerçekten de şimdi küçük ve ucuz heyecanlar zamanı !


20 Nisan 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Kişisel - Tog İle Engelsiz Basketbol Maçı !

Herkese merhabalar millet !

Nihayet vizelerim bitti ve İzmir'e evime gelebildim.

Tee Nisan'ın ilk haftalarında olan bir etkinliği şimdi rahat rahat zaman bulduğum için yazıyorum maalesef.Keşke daha duygularım tazeyken yazma fırsatım olsaydı ...

Üniversite yıllarımı dolu dolu geçirmek ve mesleğim,alanıma da katkıda bulunabilecek bütü faaliyetlere katılmak için Baltog adlı bir gönüllülük esaslı bir kulübe girdiğimden söz etmiştim sizlere.

İşte o kulübün etkinliklerinden biri de BalıkesirSpor ile Beşiktaş'ın Engelsiz Basketbol Maçı idi.Biz tabi ki de BalıkesirSpor'un türbünlerinden ve yanında yer aldık.

Öncelikli olarak ben hayatımda ilk defa bir basket maçı izlemeye gittiğimi söylemek isterim.Normal bir maçta duyacağım hazdan daha çok haz duydum resmen.

Geçen dönem Özel Eğitim diye bir ders almıştık o ders kapsamında bir çok şey öğrendik elbette.Engellerin nasıl olduğu ya da nasıl oluştuğu,aileye ve bireye nasıl yansıdığı bu sürecin nasıl ilerlediği... Hocamız çok güzel bir şey söylemişti ilk derse girdiği zaman :

"Herkes birer engelli adayıdır.Şimdi şurdan çıkıp yoldan geçerken size araba çarpıp engelli kalmayacağınızın garantisini kimse veremez."

O kadar içime işlenmiş bir söz oldu ki bu , anlatamam sizlere.Empati kurmanın en zor olduğu alanlardan birisi bu bence.Hele de benim gibi empati duyusu çok gelişmiş bir insan için bile ...

Geçmişinde ne umutsuzluklar ne acılar yaşamış olabilecek olan bu insanların bir duyguya,bir dala , inanmak istediği bir şeye tutunmaları ve bu yolda canla,başla hırsla ilerlemeleri,oynamaları o kadar güzeldi ki.

İnsan böyle şeyleri izlerken ya da içinde,yanında,yöresinde birazcık bile olsun oldukça anlıyor ki insanoğlu için aslında hiç bir engel yok ! İnsan kendi engelini kendi,kendi beyninde yaratıyor ...




13 Nisan 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Film - Her Şey Aşktan

Herkese merhabalar millet ...

Evet sınav haftam evet vesare vesare ...

Uzun zamandır bu filmi izlemek istiyordum ama bir türlü nasip olmamıştı.Eh tee Ocak'ta çıkan filmi Nisan'da izleme fırsatı buldum ama zaten hiçte Ocak filmi değilmiş tam da bu havaların filmiymiş :)

Oyuncularını çok beğeniyorum o yüzden de asıl izlemek istedim yalan değil şimdi.Ama yine bir Türk filminde Amerikan Romantik-Komedilerinden farklı bir şey göremedim hatta aynısı bile olmuyor hep bi eksik var filmlerimizde maalesef.Konusu çok farklı değil.Hatta tam bir klişe örneği.

Kızımız sevgilisinin kendini aldattığını öğrenir ve ağır bir depresyon sürecine girer tabi bu süreçte oldukça yakışıklı bir arkadaş ona nasıl kendini geri toparlayacağını öğretirken birbirlerine aşık olurlar bir ayrılır bir barışırlar ve mutlu son !






Maydanoz Time : Kitap - Küçük Prens Antonie De Saint-Exupéry

Herkese merhabalar millet ...

Birazdan yine sınava gidicem.Bugün 2 sınavım vardı yarın da sınavım var evettt canım çıkıyor :/ Kahve içmekten içim dışım karalar bağladı resmen.İçimdeki sıkıntıları sormayın gitsin.

Çalışmaktan yorulup ara verdikçe şu sıra ya baya baya kafayı taktığım şarkı olan Julia Stone 'dan You're The One That I Want şarkısını dinliyorum ya da çocuk kitapları okuyorum.Bizde bu şekilde kafa dağıtıyoruz artık ne yapalım :)

Biliyorsunuz ki daha önceden de Küçük Prens'in animasyonunu izlemiştim ve bir postunu yapmıştım şimdide elime kitabı geçince onu okumaya geçtim hemen.Ama kitabının yanında şimdi daha iyi anlıyorum ki animasyonu biraz daha yavan ve değiştilmiş kalmış.Kitabın tadını vermiyor yani.Tabi daha önce de söylediğim gibi Küçük Prens bir çocuk kitabından çok bir yetişkin kitabı bence.Derin anlamları olan bir çocuk kitabı ...

nsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez."






11 Nisan 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Mr.Right

Herkese merhabalar millet !

ABD de 8 Nisan'da vizyona giren yepyeni bir Romantik-Komedi-Aksiyon tarzı bir film ile karşınızdayım.Nedendir bilinmez ama Krsiten'dan daha çok Anna Kendrick'i Alacakaranlık filminden itibaren sevmişimdir.Tabi ki onun kadar ünlü olamasa da bence ayrı bir havası var bu kızında.

Başroldeki adamı yani Sam Rockwell'i tadınız mı? Hayır çokta tanıdık gelmedi değil mi :D Ben söyliyeyim o zaman sizlere... Yeşil Yol filmindeki favori psikom :D Tabi adam şu anda 47 yaşında olduğu için yaşlanmış tabi bir de bu filmde insana benziyor :D Ama hala psiko rollerinde oynamaya devam ediyor adama yakışıyor yalnız :D

Konusu çok alışıldık ama gidişatı çok farklı :D Sevdiğiniz adamın kiralık katil olduğunu öğrenip sizde ona yardım etmeye başlar mısınız hiç sanmam :D Aslında oldukça eğlenceli kafa dağıtmalık çerezlik filmlerden ....


Mr. Right filminin konusu: Ölümcül bir kusuru olan mükemmel bir erkeğe aşık olan bir kız onun bir tetikçi olduğunu ve kendisini kiralamak isteyenlerden kaçtığını çok geçmeden anlar.





Maydanoz Time : Etkinlik - Piyano Resitali

Herkese merhabalar millet !

Dünüm ders çalışmakla geçti emin olun bugünüm de yarınım da öyle geçecek şu sıralar vize stresinden bambaşka hallerdeyim maalesef :/ Biran önce ayın 19 u gelse de İzmir e ailemin yanına gitsem.Bugün ki sınavımız tee akşam 4 te olduğundan dolayı (o saate sınav mı konur ya ?!) bu sabah yine stresli havalardayım o yüzden bloğumu yazıp biraz kafa dağıtayım dedim.

5 Nisan itibariyle gittiğimiz piyano resitalinden biraz bahsetmek istiyorum izninizle bugün sizlere.Benim hayatımda gittiğim ilk piyano resitaliydi.Becerebileceğimi bilsem çalmak istediğim ilk enstrüman piyano olurdu.Sesini,dokusunu öyle çok seviyorum ki... Rus klasiklerini müzikte de ,edebiyatta da,tiyatroda da pek sevmem yalan değil şimdi ... Ama yinede en çok tutulan Rus klasikleri oluyor maalesef her zaman için.İlk defa Çaykovski dinlemiş oldum böylece.

1875 yılında st. petersburg'da yayımlanan nuvellist isimli müzik dergisi için, Çaykovski'den her ay bir eser yazması istenmiştir. Besteci de bu isteği 1875 aralık ayından, 1876 kasım ayına kadar gerçekleştirmiştir. Toplam 12 parçadan oluşan bu dizi, sonraları mevsimler adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu olayla ilgili ilginç bir anekdot da şöyledir: Çaykovski her ay dergiye göndermesi gereken parçaları unutturmasın diye uşağına tembihte bulunmuştur. Uşak da her ay başında bestecinin odasında gelerek; "Piotr Ilyiç, St. Petersburg'a birşeyler yollamanın zamanı geldi..." diye bağırırmış. 

Bahsi geçen 12 piyano parçası şöyledir:

1) ocak: au coin du feu (ocak başında)
2) şubat: carnival (karnaval)
3) mart: chant de l'alouette (tarlakuşunun şarkısı)
4) nisan: perce-niege (kardelen)     1.en sevdiğim
5) mayıs: les nuits de mai (mayıs geceleri)
6) haziran: barcarolle (barkarol) 
7) temmuz: chant d'faucheur (orakçının şarkısı)
8) ağustos: la moisson (hasat)
9) eylül: la chasse (av)
10) ekim: chant d'automne (sonbahar şarkısı)
11) kasım: troika (troyka)    2.en sevdiğim
12) aralık: noel




Gerilim Filmi : Tim And Tina

 Herkese merhabalar efenim, 1980’lerde geçen film, düğünü sırasında düşük yapan ve evlat sahibi olamayan Lola ile Adolfo’nun, bir manastırda...