Herkese merhabalar efenim ...
Vallahi bu sınavlardan artık cidden güçlü kalamıyorum şuraya bayılasım daha da ayağa kalkmayasım geliyor bazen.Allah'tan bloğum var Allah'tan dizilerim,filmlerim ve kitaplarım var.Yoksa ...
Neyse efenim sınava gitmeden bugünün film postunu da aradan çıkarayım dedim.Daha öncede dediğim gibi Taslaklar kısmında baya bir depo yaptım ben İzmir'e gittiğimde çılgınlar gibi ailecek Gerilim filmi izlediğimiz için ...
Neyse efenim bir gün bir kız arabasıyla giderken bir kaza yapar.Kazanaın sonunda gözlerinin bağlanmış bir şekilde bir odada kilitli bulur.Burası aslında bir çiftlik evinin alt katıdır.Önceleri kaçırıldığını düşünür haliylen ama sonradan bir amcanın evinde sığınmacı olduğuna ikna edilmeye çalışılır.Aslında güya amca bu kızı dışardaki felaketten kurtarmıştır.Dışarıda amcanın söylediklerine göre kıyamet günü yaşanmakta hava temiz olmadığı için insanlar havasızlıktan ölmektedir.Amca aslında pekte aklü dengesi yerinde birine benzememektedir.
Film boyunca amca haklı mı cidden dışarda bi felaket varda kızın hayatını mı kurtardı yoksa amca manyağın teki mi bunu sorgulayıp duruyoruz.Elbette filmin bir sonu var ama hiç beklenmedik bir şekilde.Evet tabi ki sonu yüzde elli.Ya amca haklıdır ya da değildir.Zaten cevapta 1 tane ama biraz değişik bir şekilde keşke bu kadar güzel giden bir filmi öyle kötü bir sonla bitirmeselerdi biraz bayık bir sonu var bende söylemesi ...
Michelle, araba kazası yapan genç bir kadındır ve kaza sonrası gözlerini bir adamın evinin sığınak benzeri bodrum katında açar. Adam, onun hayatını kimyasal bir saldırıdan kurtardığını ve dışarıda yaşamda kalınamayacağını anlatır. Michelle ve iki adam bir süre bu sığınakta yaşamak birlikte yaşamak mecburiyetindedir fakat Michelle'in şüpheleri vardır.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
7 Haziran 2016 Salı
Maydanoz Time : Kitap - Zac Ve Mia A.J Betts
Herkese merhabalar millet ...
Final haftam olmasına rağmen boş zamanlarımda yine elbette affederseniz ama hayvanlar gibi kitap okuyorum.Resmen 1 haftada 2 sağlam kitap bitirdiğim oluyor.Kütüphanede oldukça güzel hem de istediğim,merak ettiğim kitaplar olunca napayımm diyanamayıp alıyorum :)
Bu haftanın kitabı aslında ben konusu ve işlenişi bakımından çok fazla Aynı Yıldızın Altında kitabını benzettiğim ama elbette oldukça fark yönleri bulunan Zac Ve Mia kitabı oldu.
Aslında benim uzun zamandır okuma listemde olna bir kitaptı.Ben konusunun elbette daha çok aşk olduğunu sanmıştım ama daha çok 2 gencin kanser mücedalesini anlatıyor diyebilirim.Aynı Yıldızın Altında kitabından daha iyi değil elbette ama bence o kitaptan bana daha samimi daha akıcı ve daha gerçekçi geldi nedense.Belki de yazarın kadın olmasından dolayıdır bilemiyorum ...
Yine 2 karakterin ağzından ayrı ayrı bir anlatım var bence kitabın tek eksiği bu gençlerin kendi hayatlarına - ayrı hayatlarına- daha çok yer verilmesi ve aralarındaki o bağın o aşkın çok derin hissettilmemesi diye düşünüyorum.Oldukça komik Amerikan vari espiriler ve göndermeler vardı zaten Zac oldukça komik biri onun yerlerini ve düşüncelerini okurken oldukça eğleniyorsunuz fakar Mia için aynı şeyleri söyleyemicem.Kanser bir kız tamam ama bence kızın kendi karakteri oldukça huysuz ve gıcık.Yani hani böyle filmlerde olur ya anne babasını sürekli karşı gelir kacıjamm gidijemm bu evden diyen ergen tipler hani ağzının ortasına bi tane patlatasınız gelir heh Mia'da aynen öyle bir karakterdi işte.
Final haftam olmasına rağmen boş zamanlarımda yine elbette affederseniz ama hayvanlar gibi kitap okuyorum.Resmen 1 haftada 2 sağlam kitap bitirdiğim oluyor.Kütüphanede oldukça güzel hem de istediğim,merak ettiğim kitaplar olunca napayımm diyanamayıp alıyorum :)
Bu haftanın kitabı aslında ben konusu ve işlenişi bakımından çok fazla Aynı Yıldızın Altında kitabını benzettiğim ama elbette oldukça fark yönleri bulunan Zac Ve Mia kitabı oldu.
Aslında benim uzun zamandır okuma listemde olna bir kitaptı.Ben konusunun elbette daha çok aşk olduğunu sanmıştım ama daha çok 2 gencin kanser mücedalesini anlatıyor diyebilirim.Aynı Yıldızın Altında kitabından daha iyi değil elbette ama bence o kitaptan bana daha samimi daha akıcı ve daha gerçekçi geldi nedense.Belki de yazarın kadın olmasından dolayıdır bilemiyorum ...
Yine 2 karakterin ağzından ayrı ayrı bir anlatım var bence kitabın tek eksiği bu gençlerin kendi hayatlarına - ayrı hayatlarına- daha çok yer verilmesi ve aralarındaki o bağın o aşkın çok derin hissettilmemesi diye düşünüyorum.Oldukça komik Amerikan vari espiriler ve göndermeler vardı zaten Zac oldukça komik biri onun yerlerini ve düşüncelerini okurken oldukça eğleniyorsunuz fakar Mia için aynı şeyleri söyleyemicem.Kanser bir kız tamam ama bence kızın kendi karakteri oldukça huysuz ve gıcık.Yani hani böyle filmlerde olur ya anne babasını sürekli karşı gelir kacıjamm gidijemm bu evden diyen ergen tipler hani ağzının ortasına bi tane patlatasınız gelir heh Mia'da aynen öyle bir karakterdi işte.
6 Haziran 2016 Pazartesi
Maydanoz Time : Dizi - The Magicians
Herkese merhabalar millet ...
Devam eden diziler videomda uzun uzun bahsetmiştim bu diziden ilk sezonu bitti bende yorumunu gireyim hemen dedim.Karakter incelemeleri ile bir dizi yorum postu daha sizlerle ...
Kısaca konusu :
Quentin Coldwater isimli bir gencin, sihir gücü olduğunu keşfetmesini ve New York'un kuzeyindeki çok gizli ve prestijli bir büyücülük okuluna kabul olmasıyla değişen hayatını, girdiği tehlikeli ve karanlık yolları anlatan The Magicians, Lev Grossman'ın aynı adlı çok satan romanından uyarlanıyor.
Devam eden diziler videomda uzun uzun bahsetmiştim bu diziden ilk sezonu bitti bende yorumunu gireyim hemen dedim.Karakter incelemeleri ile bir dizi yorum postu daha sizlerle ...
Kısaca konusu :
Quentin Coldwater isimli bir gencin, sihir gücü olduğunu keşfetmesini ve New York'un kuzeyindeki çok gizli ve prestijli bir büyücülük okuluna kabul olmasıyla değişen hayatını, girdiği tehlikeli ve karanlık yolları anlatan The Magicians, Lev Grossman'ın aynı adlı çok satan romanından uyarlanıyor.
Alice Quinn
(Olivia Taylor)
Benim dizi de en sevdiğim karakter öncelikle.Harry Potter'daki Harmonie'nin yansıması diyebiliriz.Temiz,çalışkan,dürüst,hanımefendi kendileri.Kendisinin yetenekler ailesinden geliyor.Dizinin bir bölümünde ailesinden yardım almaya gittiğinde oldukça tuhaf bir aile hayatı olduğunu görüyoruz o aileden böyle bir kızın çıkması oldukça tuhaf bence.Bir çok büyüyü yapabilme gücüne sahip eh oldukçada akıllı her soruna kızımız bi şekilde çare buluyor.
Eliot Waugh
(Hale Appleman)
Kendisi dizide sevdiğim 2.karakter ama karakteri gereği gay olduğu için oldukça cesur ve açıkçası midemi bulandıran sahneleri var.Tam bir kokteyl aşığı bir insan her sahnesinde koktely yapar ya da içer mi arkadaş ? Bence Alice'den sonra en yetenekli sihirbaz ayrıca okulun eski öğrencilerinden ama aklı bir karış havada.Ayrıca çok ukala,sempatik ve dalgacı biri.
Julia Wicker
(Stella Maeve)
Bence dizideki en gereksiz ve gıcık olduğum karakter zaten onun olduğu sahnelerde genelde pek izlemedim çünkü hem aşırı sıkıcı bir kız hemde hiç mi hiç sevemedim dizinin başından beri.Asıl karakterimizin eski yakın kız arkadaşı bunlar sevgili mi yoksa sadece arkadaşlar mı o kısmı daha henüz ben bile çözemedim.Zaten "senin yeteneğin yok" deyip okulada almadılar bu salağı o da gitti hırısınız alamadı dışardan bi büyücü tarikatı gibi bir şeye girdi ama her bölümde oldukça sahneler vardı.
Margo Hanson
(Summer Bishil)
Dizi boyunca nötr duygular sergilediğim tek karakter diyebilirim ne sevdim ne de nefret ettim.Bizim Eliot'un en yakın kankisi olunca mecburen onun sahnelerini de izlemek zorunda kaldım.Kanalın sitesinin karakter sayfasından bile onu tanımlamada ilk cümle : She's not a bitch; she's just honest.
William Penny Adiyodi
(Arjun Gupta)
Kendisi asıl olarak Hintli olduğu için ayrı bir sempatim oldu dizi boyunca.Oynadığı karakterde öyle böyleydi diyebiliriz.Ayrıca yeteneği seyyahlık olduğu için maceralı ve belalı değişik bölümler bu karakterin etrafında dönüp durdu.
Quentin Coldwater
(Jason Ralph)
Soyadıyla o kadar uyumlu bir karakter ki.Yav sen başrolsün biraz sempatik ol biraz yakışıklı ol yok anacım babacım yok.Bu embesil tipli çocuğu nerden bulmuşlarda başrol yapmışlar pek anlamadım ama bütün olaylar bu karakterin etrafında dönüyor elbette.Bir Harry olamaycağı kesin ! Harry'de en azından bi sempatiklik vardı bu buzdolabı ! Başrol olmasına ve elbette her sahnesini izlememe rağmen hiç sevmediğim bir karakter oldu aslında karakter demeyelimde ben Jason'un kendisini pek sevmedim.
5 Haziran 2016 Pazar
Maydanoz Time : Film - App
Herkese merhabalar millet ...
Bugün gerilim filmleri kategorisinde Hollanda yapımı bir film var.Uygulamalar,teknoloji hayatımızı esir almış durumda.Ya pek bir gün telefonunuza hayatınızı mahvedicek,bütün sırlarınızı ortaya dökecek ve asla silemeyeceğiniz bir virüs misali bütün çevrenize yayılan bir uygulama yüklenseydi kendi kendine ? Yalnız telefonu telefoncuya götürmek ya da kırmak pek bir fayda etmiyor benden söylemesi ...
Psikoloji öğrencisi İris (Hannah Hoekstra), tuhaf bir biçimde cep telefonunda ortaya çıkan bir uygulama olduğunu fark eder. Uygulama, birbirinden korkunç fotoğraflar ve videolar ile İris'in en derin sırlarını gün yüzüne çıkaracak, genç kızın hayatını kabusa çevirecektir.
Bugün gerilim filmleri kategorisinde Hollanda yapımı bir film var.Uygulamalar,teknoloji hayatımızı esir almış durumda.Ya pek bir gün telefonunuza hayatınızı mahvedicek,bütün sırlarınızı ortaya dökecek ve asla silemeyeceğiniz bir virüs misali bütün çevrenize yayılan bir uygulama yüklenseydi kendi kendine ? Yalnız telefonu telefoncuya götürmek ya da kırmak pek bir fayda etmiyor benden söylemesi ...
Psikoloji öğrencisi İris (Hannah Hoekstra), tuhaf bir biçimde cep telefonunda ortaya çıkan bir uygulama olduğunu fark eder. Uygulama, birbirinden korkunç fotoğraflar ve videolar ile İris'in en derin sırlarını gün yüzüne çıkaracak, genç kızın hayatını kabusa çevirecektir.
4 Haziran 2016 Cumartesi
Maydanoz Time : Film - The Intruders
Herkese merhabalar efenim ...
Sonu oldukça tahmin edilebilir olsa da (en azından sizde benim gibi artık gerilim filmlerinde pro olmuşsanız) yoklukta iyi gidebilecek bir Gerilim filmiydi diyebiliriz.Sanki ruhani şeyler varmış gibi algı yaratılmış istensede öyle olmadığını sonradan görüyoruz filmde.(Biraz spoiler gibi oldu ama söylemeden geçemezdim eğer sizde benim gibi ruhani gerilim filmlerinden tırsıyorsanız ve izleyemiyorsanız bu filmi es geçmeyin diye söyledim.)
Şizofren annesinin intiharından sonra babasıyla Chicago'da şehrin biraz dışındaki küçük bir kasabaya taşınan Rose, yeni taşındığı evde bazı gizemler keşfeder ve bu gizemleri araştırmaya koyulur. Fakat Rose, annesinin ölümünden sonra sakinleştirici ilaçlar kullanmaya başladığı için, babası kendisine pek inanmamaktadır ...
Sonu oldukça tahmin edilebilir olsa da (en azından sizde benim gibi artık gerilim filmlerinde pro olmuşsanız) yoklukta iyi gidebilecek bir Gerilim filmiydi diyebiliriz.Sanki ruhani şeyler varmış gibi algı yaratılmış istensede öyle olmadığını sonradan görüyoruz filmde.(Biraz spoiler gibi oldu ama söylemeden geçemezdim eğer sizde benim gibi ruhani gerilim filmlerinden tırsıyorsanız ve izleyemiyorsanız bu filmi es geçmeyin diye söyledim.)
Şizofren annesinin intiharından sonra babasıyla Chicago'da şehrin biraz dışındaki küçük bir kasabaya taşınan Rose, yeni taşındığı evde bazı gizemler keşfeder ve bu gizemleri araştırmaya koyulur. Fakat Rose, annesinin ölümünden sonra sakinleştirici ilaçlar kullanmaya başladığı için, babası kendisine pek inanmamaktadır ...
3 Haziran 2016 Cuma
Maydanoz Time : Kitap - Cinder Merissa Meyer
Herkese merhabalar efenim ...
Finallerim olmasına rağmen boş zamanlarım da yine çılgınlar gibi kitap okuyorum efenim.Bu yaz içinde bol bol kitap deposu yaptım yani bol bol kitap postu gelecek anlamına geliyor bu !
Neyse efenim bu haftanın kitabı Cinderella masalını evirip çevirip çok farklı bir şekilde bize sunan Bir Ay Günlüğü serisinin ilk kitabı olan Cinder var.
Bu kitapta mahşallah yok yok arkadaşlar.Yazarımız kitabı yazarken nelerden etkilenmemiş ki ... Ama en çok etkilendiği 3 şey ise : Cinderella masalı,Star Wars ve Sailor Moon elbette.
Bildiğimiz Cinderella masalının temelinde kurulan bir hikaye aslında.Ama kitapta sayborglar,robotlar,androidler ve ay insanları,savaşçıcları,kraliçesi falan var.4.dünya savaşından sonra dünya kendi içinde ayrılmış ama dünyadan başka ayda da bir yaşam var.Ama ayda büyüde var tabiki de.Masal olur da büyü olmaz mı hiç !
Elbette Dünya'yı yöneten yakışıklı bir prensimiz,sayborg olan bir Cinder'imiz onun üvey annesi ve kardeşler var.Ha bu arada elbette Dünya'yı saran bir veba salgını da var ! Dediğim gibi kitapta yok yok ! Distopya'yı da geçti bu Fantastik hatta Bilim-Kurgu'da diyebiliriz bu kitap için.
Kitap ilk 100 sayfasında pek ilerlemiyor maalesef.Ben 3 günde bitirecebileceğim bir kitabı yaklaşır 1 haftadan fazla bir süredir okuyorum.Çünkü çok sıkıldığım ve akmayan yerleri oldu.Ama son 100 sayfası da oldukça akıcıydı ,olaylar arttıkça merakımda arttı ve dün nihayetinde bitirdim kitabı.
Serinin devam kitaplarını alır mıyım bilemiyorum eğer denk gelirsem uygun bir fiyata neden olmasın?
Finallerim olmasına rağmen boş zamanlarım da yine çılgınlar gibi kitap okuyorum efenim.Bu yaz içinde bol bol kitap deposu yaptım yani bol bol kitap postu gelecek anlamına geliyor bu !
Neyse efenim bu haftanın kitabı Cinderella masalını evirip çevirip çok farklı bir şekilde bize sunan Bir Ay Günlüğü serisinin ilk kitabı olan Cinder var.
Bu kitapta mahşallah yok yok arkadaşlar.Yazarımız kitabı yazarken nelerden etkilenmemiş ki ... Ama en çok etkilendiği 3 şey ise : Cinderella masalı,Star Wars ve Sailor Moon elbette.
Bildiğimiz Cinderella masalının temelinde kurulan bir hikaye aslında.Ama kitapta sayborglar,robotlar,androidler ve ay insanları,savaşçıcları,kraliçesi falan var.4.dünya savaşından sonra dünya kendi içinde ayrılmış ama dünyadan başka ayda da bir yaşam var.Ama ayda büyüde var tabiki de.Masal olur da büyü olmaz mı hiç !
Elbette Dünya'yı yöneten yakışıklı bir prensimiz,sayborg olan bir Cinder'imiz onun üvey annesi ve kardeşler var.Ha bu arada elbette Dünya'yı saran bir veba salgını da var ! Dediğim gibi kitapta yok yok ! Distopya'yı da geçti bu Fantastik hatta Bilim-Kurgu'da diyebiliriz bu kitap için.
Kitap ilk 100 sayfasında pek ilerlemiyor maalesef.Ben 3 günde bitirecebileceğim bir kitabı yaklaşır 1 haftadan fazla bir süredir okuyorum.Çünkü çok sıkıldığım ve akmayan yerleri oldu.Ama son 100 sayfası da oldukça akıcıydı ,olaylar arttıkça merakımda arttı ve dün nihayetinde bitirdim kitabı.
Serinin devam kitaplarını alır mıyım bilemiyorum eğer denk gelirsem uygun bir fiyata neden olmasın?
1 Haziran 2016 Çarşamba
Maydanoz Time : Film - The Purge Serisi
Herkese merhabalar millet ...
Balıkesir'e geri döndüm ve final hafta başladı.Ayın 10'una kadar buradayım ondan sonra gelsin tatil!
İzmir'deyken izlediğim ama postlarını yapmak için buraya kalan filmlerden bahsedicem bu hafta size.İlk filmimiz bir seri film.Ben iki filmi de oldukça beğendim.İkisinide ailenizle birlikte eğer gerilim seviyorsanız biz gibi rahat rahat izleyebilirsiniz.
Bu film serisi için daha çok Açlık Oyunlarının Amerikan tarzı hali deniyor.Hayır biliyorum Açlık Oyunları da zaten Amerikan yapımı bir film serisi ama bu tam anlamıyla Amerika düşünüşü ile yapılmış diyebilirim.Biraz olaylar belki saçma gelebilir ama bence Amerika gibi bireyselcilik politikasıyla yaşayan bir devletin böyle bir şey yapabileceğini hiç şaşırmadım açıkçası.
Aslına bakarsanız yarı distopya özelliği taşıyor bu film serisi.Bir devlet düşünün bu devletin yeni kurucuları politik,ekonomik ve bazı daha saçma nedenlerle ülkede 1 gün süren "arınma gecesi" anlamında bir gece düzenliyor ve bu gecede herkesin birbirini öldürmesi serbest oluyor.Hiç bir şekilde suç sayılmıyor ve hastahane,polis,itfaiye gibi yerleri aramıyorsunuz herkes kendi başının çaresine bakacak ...
Amerikan hükümetinin başı suçlular ve hapishanelerle derttedir.
Cezaya çarptırılan suçluların sayısı kontrol altına alınamamakta, bu nedenle de hapishaneler kapasitelerinin bir hayli üzerinde sayıda suçluyu barındırmaktadır. Bu soruna çözüm olabilecek son çare ise son derece ilginçtir.
Bir suç işlendikten sonraki 12 saat boyunca suçlu ne yakalanacak ne de cezalandırılacaktır. Polise başvurulmayacak, hastanelerden de yardım istenmeyecektir. Bu 12 saat boyunca suçlular, bir şekilde suçtan etkilenen insanlar ya da sıradan vatandaşlar tarafından cezalandırılacaktır. James ve Mary o geceyi tamamen güvenlikli evlerinde geçirmeyi planlarken, merhamet dolu oğulları sokakta savunmasız bir adamı eve alır ve ailenin başına çok büyük bela açar... İşler içinden çıkılmaz bir hal alacaktır...
Zach Gilford ve onun kız arkadaşı, Yıllık Arınma Gecesi'ne çok az kalmışken hedeflerine doğru acele ile gitmektedirler. Ama ne olduysa arabaları arızalanır ve Arınma Gecesi'nde sokaklarda kapana kısılırlar.
Balıkesir'e geri döndüm ve final hafta başladı.Ayın 10'una kadar buradayım ondan sonra gelsin tatil!
İzmir'deyken izlediğim ama postlarını yapmak için buraya kalan filmlerden bahsedicem bu hafta size.İlk filmimiz bir seri film.Ben iki filmi de oldukça beğendim.İkisinide ailenizle birlikte eğer gerilim seviyorsanız biz gibi rahat rahat izleyebilirsiniz.
Bu film serisi için daha çok Açlık Oyunlarının Amerikan tarzı hali deniyor.Hayır biliyorum Açlık Oyunları da zaten Amerikan yapımı bir film serisi ama bu tam anlamıyla Amerika düşünüşü ile yapılmış diyebilirim.Biraz olaylar belki saçma gelebilir ama bence Amerika gibi bireyselcilik politikasıyla yaşayan bir devletin böyle bir şey yapabileceğini hiç şaşırmadım açıkçası.
Aslına bakarsanız yarı distopya özelliği taşıyor bu film serisi.Bir devlet düşünün bu devletin yeni kurucuları politik,ekonomik ve bazı daha saçma nedenlerle ülkede 1 gün süren "arınma gecesi" anlamında bir gece düzenliyor ve bu gecede herkesin birbirini öldürmesi serbest oluyor.Hiç bir şekilde suç sayılmıyor ve hastahane,polis,itfaiye gibi yerleri aramıyorsunuz herkes kendi başının çaresine bakacak ...
Amerikan hükümetinin başı suçlular ve hapishanelerle derttedir.
Cezaya çarptırılan suçluların sayısı kontrol altına alınamamakta, bu nedenle de hapishaneler kapasitelerinin bir hayli üzerinde sayıda suçluyu barındırmaktadır. Bu soruna çözüm olabilecek son çare ise son derece ilginçtir.
Bir suç işlendikten sonraki 12 saat boyunca suçlu ne yakalanacak ne de cezalandırılacaktır. Polise başvurulmayacak, hastanelerden de yardım istenmeyecektir. Bu 12 saat boyunca suçlular, bir şekilde suçtan etkilenen insanlar ya da sıradan vatandaşlar tarafından cezalandırılacaktır. James ve Mary o geceyi tamamen güvenlikli evlerinde geçirmeyi planlarken, merhamet dolu oğulları sokakta savunmasız bir adamı eve alır ve ailenin başına çok büyük bela açar... İşler içinden çıkılmaz bir hal alacaktır...
The Purge: Anarchy Arınma Gecesi: Anarşi |
Zach Gilford ve onun kız arkadaşı, Yıllık Arınma Gecesi'ne çok az kalmışken hedeflerine doğru acele ile gitmektedirler. Ama ne olduysa arabaları arızalanır ve Arınma Gecesi'nde sokaklarda kapana kısılırlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...