Herkese merhabalar efenim ...
Yazın Çi'yi okumuştum ve postunu girmiştim diye hatırlıyorum.Sıra gelmişti Pi'ye .Böylece bir kitap serisinin daha sonuna gelmiş oldum.Lakin kitap 700 sayfa kadar ve resmen oku oku bitmiyor.3 haftaya yakın bir sürede anca okuyup,bitirmeyi başardım.Kohen'nin söyleyecek ne de çok şeyi varmış keşke seriyi 300 sayfa 400 sayfa şeklinde 2 ayrı kitapta toplasaydı da okuyucuya bu kadar eziyet etmeseydi.Zaten akan bir kitap ama bu şekilde yığılma olunca bence çok zorlama oluyor.
Neyse efenim kitabı ilk olarak gömmeye başayarak anlatmaya başladım ama aslında tam tersine.Tam da istediğim tarzda bi final yaparak içimin yağlarını eriten bir kitap oldu açıkçası.Benim görüşlerim Kohen ile biraz zıt herhalde Kohen bence milleti mutlu edecek bir son yapacak derken cidden kendinden beklenen belki de bir çok insan tarafından beğenilmeyecek ama akıllıca olacak bir son yapmış.
Bundan sonrası SPOİLER :
Can Manay hakettiğe yere geri döndü bence sonunda :D Duru salağını kitabın en başından beri sevmemiştim maalesef.Ay Allah'ın gıcığı herkes onun olsun herkes ona aşık olsun en mükemmel o olsun.Bir de bunu her kitapta yazar çaktırmadan öyle bi yazmış ki başta Duru'ya aşık oluyorsunuz siz de Can Manay gibi hani böyle çaktırmadan sinsilik yapan ama dış görünüşünde masum ayağına yatan tipler olur ya heh öyle bi kız bence tamda Duru.Ama bu kitapta ne halt olduğunu sonunda Can Manay'da anladı şükür.Bu kitapta en sevdiğim karakter yine elbette Bilge idi.Diğer kitaplarda da Can ile aralarında illa ki bir şey olacağı izleri vardı bence okuyucu bunu hissediyordu ne zaman ne zaman derken son kitapta Bilge gibi akıllı bir kızda Can'nın büyülü tuzağına düştü ona çok üzüldüm maalesef.Bir de üstüne gidip evlendi yarabbim ! Can'ın Eti ile geçmişi de beni çok şaşırttı açıkçası.İlla ki aralarında bir şeyler olduğunu seziyordum ama bu kadarını da beklemiyordum.Can Manay sen nasıl bir adamsın ya deyip durdum bu kitaptada sürekli ben böle ruh hastası bi tip görmedim.
Bunların dışında kitabın yine alttan alttan verdiği , yazarın hikayeye ustalıkla yedirdiği felsefe,dini,siyasi sorgular muhteşemdi altı çizilecek çok fazla şey vardı bana kalsa kitap altı çizilmekten parça pinçik olurdu da kitap benim değildi :D
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
19 Ekim 2016 Çarşamba
17 Ekim 2016 Pazartesi
Maydanoz Time : Film - Inferno
Herkese uzun bir süreden sonra tekrardan merhabalar efenim :)
Aslında öyle çok uzun bir süre olmadı en son yazalı ama yine de her gün post ekleyen biri olarak blogtan ayrı kalalı bana sanki çookkk uzun bir süre olmuş gibi geliyor :)
Öncelikle şu an İzmir' deyim ve 10 gün kadar burada olucam.5 günümü evde hastalıktan kırılarak geçiricem 5 günümü de Pi Gençlik Derneğinin zirve toplantısında.
Evet yine bir Buse geleneğini bozmadım ve sonbahara geçiş mevsiminde hasta olup ilk fırsatta dersi,okulu sallayıp İzmir'e baba ocağına , ana kucağına döndüm.
Dün kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladım bu yüzden kardeşimle sinema planlarımızı gerçekleştirmek istedik.Uzun zamandır gitmiyorduk.Ayrıca bende Bayan Peregnine'nin Tuhaf Çocukları filmini görmek çok istiyordum.Film çıkacak diye kitabı alıp okumamıştım.Filmi de izlemek nasip olmadı çünkü biz gittiğimizde vizyonan kaldırılmıştı :( Onun yerine kardeşimin de aslında benim de çok severek takip ettiğimiz ve merak ettiğimiz bir film olan Dan Brown'un Cehennem kitabından uyarlanmış Inferno filmine gittik ve çokta beğendik.
Filmle ilgili diyebileceğim ilk şey Tom Hanks çok yaşlanmış :( Felicity Jones yakından ne kadar da çok Kristen Stewart'a benziyor !
Filmle ilgili ilk dikkatimi çeken şeylerin magazinsel olması ne kadar da güzel değil mi :D
Neyse efenim asıl konuya gelicek olursak filmin İstanbul sahneleri ve elbette İtalya sahneleri efsaneydi.Cidden görseli çok doyurcu ve çok tempolu bi aksiyon filmiydi.Kitabını okumasam çok daha fazla heyecanlanabilirdim elbette ama neler olacağını gayet iyi bildiğimden herkesi şaşırtan sahneler beni şaşırtmadı elbette :D Bu tarz aksiyon filmlerini sinemada izlemek daha iyi oluyor.
Size ablanızdan son bir tavsiye sinemaya durağan bir filmi izlemek için gitmeyin onu internetten de izlersiniz ama bu tarz aksiyon filmlerini ya da fantastik filmleri mutlaka sinemada izleyin çünkü o şekilde asıl tadı çıkıyor :)
Aslında öyle çok uzun bir süre olmadı en son yazalı ama yine de her gün post ekleyen biri olarak blogtan ayrı kalalı bana sanki çookkk uzun bir süre olmuş gibi geliyor :)
Öncelikle şu an İzmir' deyim ve 10 gün kadar burada olucam.5 günümü evde hastalıktan kırılarak geçiricem 5 günümü de Pi Gençlik Derneğinin zirve toplantısında.
Evet yine bir Buse geleneğini bozmadım ve sonbahara geçiş mevsiminde hasta olup ilk fırsatta dersi,okulu sallayıp İzmir'e baba ocağına , ana kucağına döndüm.
Dün kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladım bu yüzden kardeşimle sinema planlarımızı gerçekleştirmek istedik.Uzun zamandır gitmiyorduk.Ayrıca bende Bayan Peregnine'nin Tuhaf Çocukları filmini görmek çok istiyordum.Film çıkacak diye kitabı alıp okumamıştım.Filmi de izlemek nasip olmadı çünkü biz gittiğimizde vizyonan kaldırılmıştı :( Onun yerine kardeşimin de aslında benim de çok severek takip ettiğimiz ve merak ettiğimiz bir film olan Dan Brown'un Cehennem kitabından uyarlanmış Inferno filmine gittik ve çokta beğendik.
Filmle ilgili diyebileceğim ilk şey Tom Hanks çok yaşlanmış :( Felicity Jones yakından ne kadar da çok Kristen Stewart'a benziyor !
Filmle ilgili ilk dikkatimi çeken şeylerin magazinsel olması ne kadar da güzel değil mi :D
Neyse efenim asıl konuya gelicek olursak filmin İstanbul sahneleri ve elbette İtalya sahneleri efsaneydi.Cidden görseli çok doyurcu ve çok tempolu bi aksiyon filmiydi.Kitabını okumasam çok daha fazla heyecanlanabilirdim elbette ama neler olacağını gayet iyi bildiğimden herkesi şaşırtan sahneler beni şaşırtmadı elbette :D Bu tarz aksiyon filmlerini sinemada izlemek daha iyi oluyor.
Size ablanızdan son bir tavsiye sinemaya durağan bir filmi izlemek için gitmeyin onu internetten de izlersiniz ama bu tarz aksiyon filmlerini ya da fantastik filmleri mutlaka sinemada izleyin çünkü o şekilde asıl tadı çıkıyor :)
7 Ekim 2016 Cuma
Maydanoz Time : Dizi - Cubic
Herkese merhabalar efenim ...
İzmir'den beri izlediğim aslında oldukça akıcı bir dizi olmasına rağmen araya daha çok merak ettiğim Kore dizilerini soktuğum için yarım kalan Tayland dizimi nihayet bitirdim.
Kore dizileri kadar olmasa da Tayland ve Tayvan dizilerinden bazılarını çok severek izliyorum ve takip ediyorum.Şu sıra başroldeki kızın 2 dizisini birden izliyordum.İlk defa kıza göre birden çok dizi izlemeye başladım benim için ilk olmuş oldu :D Aslında kızı çok beğendiğim değil öyle denk geldi diyebiliriz bu dizinin nedense çok klişe bir konusu olmasına rağmen çok beğenip izlemeye başladım.Aslında genel konu aksiyon ve romantik sahneler oldukça az ama oldukça tatlı sahneler diyebilirim.Dizinin tek kötü tarafı Türk dizileri gibi 2 saate yakın olması o yüzden bol bol atlayarak izledim ne yalan söyliyim :D
İzmir'den beri izlediğim aslında oldukça akıcı bir dizi olmasına rağmen araya daha çok merak ettiğim Kore dizilerini soktuğum için yarım kalan Tayland dizimi nihayet bitirdim.
Kore dizileri kadar olmasa da Tayland ve Tayvan dizilerinden bazılarını çok severek izliyorum ve takip ediyorum.Şu sıra başroldeki kızın 2 dizisini birden izliyordum.İlk defa kıza göre birden çok dizi izlemeye başladım benim için ilk olmuş oldu :D Aslında kızı çok beğendiğim değil öyle denk geldi diyebiliriz bu dizinin nedense çok klişe bir konusu olmasına rağmen çok beğenip izlemeye başladım.Aslında genel konu aksiyon ve romantik sahneler oldukça az ama oldukça tatlı sahneler diyebilirim.Dizinin tek kötü tarafı Türk dizileri gibi 2 saate yakın olması o yüzden bol bol atlayarak izledim ne yalan söyliyim :D
6 Ekim 2016 Perşembe
Maydanoz Time : Dizi - Blood
Herkese merhabalar efenim ...
4 günlük şans tatiline çıkmış bulunmaktayım.O nasıl oluyor diye sorarsanız derslere girecek olan hocamızın işi olduğu için tüm dersler iptal oldu aslında 1 hafta sonra gitmeyecek olsam İzmir'e basar giderdim ama bu dernek işleri nedeniyle 15-23 Ekim arası zaten İzmir'de olacağım için gidemiyorum maalesef.
Neyse efenim bu güzide günlerimi elbette ders çalışarak değerlendirecek değilim :D
Bol bol dizi,bol bol kitap elbette :D Kore dizilerine kaldığım yerden devam elbette.Hatta yazın bi ara yeni dizilere doyamayıp arşivden izlemediğim dizi ayıklamaya başlamıştım.Ayrıca yeni oppa listemde güncellendi elbette.Cinderella and Four Knights 'tan tanıdığımız bir oppanın Blood diye vampirli bir dizisini buldum.Ergenliğim vampir temasıyla geçince haliylen hala bi seviyorum bu temayı ne kadar bıktırmış olsa da beni artıkın :D
Ve karşıma daha yeni nemrutluğundan kurtuldum diye sevinirken BOF tan ve Angel Eyes'tan sevemediğim kız karşıma çıktı.Hatta asıl bombaysa meğersem bu ikisi bu dizide tanışıp aşık olmuşlar hatta evlenmişler bilem :( Gitti Oppam :( Ühüüü hem de bu soğuknevaleye ühüü :(
Neyse efenim dizi tam anlamıyla vasat bence.Konusu bi kere çok yavan kalmış keza oyuncularda öyle.Bir vampirin doktor olması mı daha saçma yoksa romantik-komedi zannettiğim dizinin aksiyon-dram çıkması mı daha saçma bilemiyorum.Kısaca yazdan beri bitirmekte direndiğim diziyi bu zamana kadar getirdim ve nihayet finalini de gördüm bu diziye 20 bölüm çok fazla arkadaş 16 da bitmeliydi hatta 10 bölüm bile yetermiş mini dizi olaydı iyiydi :D
4 günlük şans tatiline çıkmış bulunmaktayım.O nasıl oluyor diye sorarsanız derslere girecek olan hocamızın işi olduğu için tüm dersler iptal oldu aslında 1 hafta sonra gitmeyecek olsam İzmir'e basar giderdim ama bu dernek işleri nedeniyle 15-23 Ekim arası zaten İzmir'de olacağım için gidemiyorum maalesef.
Neyse efenim bu güzide günlerimi elbette ders çalışarak değerlendirecek değilim :D
Bol bol dizi,bol bol kitap elbette :D Kore dizilerine kaldığım yerden devam elbette.Hatta yazın bi ara yeni dizilere doyamayıp arşivden izlemediğim dizi ayıklamaya başlamıştım.Ayrıca yeni oppa listemde güncellendi elbette.Cinderella and Four Knights 'tan tanıdığımız bir oppanın Blood diye vampirli bir dizisini buldum.Ergenliğim vampir temasıyla geçince haliylen hala bi seviyorum bu temayı ne kadar bıktırmış olsa da beni artıkın :D
Ve karşıma daha yeni nemrutluğundan kurtuldum diye sevinirken BOF tan ve Angel Eyes'tan sevemediğim kız karşıma çıktı.Hatta asıl bombaysa meğersem bu ikisi bu dizide tanışıp aşık olmuşlar hatta evlenmişler bilem :( Gitti Oppam :( Ühüüü hem de bu soğuknevaleye ühüü :(
Neyse efenim dizi tam anlamıyla vasat bence.Konusu bi kere çok yavan kalmış keza oyuncularda öyle.Bir vampirin doktor olması mı daha saçma yoksa romantik-komedi zannettiğim dizinin aksiyon-dram çıkması mı daha saçma bilemiyorum.Kısaca yazdan beri bitirmekte direndiğim diziyi bu zamana kadar getirdim ve nihayet finalini de gördüm bu diziye 20 bölüm çok fazla arkadaş 16 da bitmeliydi hatta 10 bölüm bile yetermiş mini dizi olaydı iyiydi :D
4 Ekim 2016 Salı
Maydanoz Time : Kitap - Kore'deki Çatı Katımdan Sesleniyorum D.Duygu Demir
Herkese merhabalar efenim ...
Gelelim bugün dananın kuyruğunun koptuğu yere :D Evet nihayet çıktığından beri deliler gibi alıp okumayı istediğim kitaba nihayet kavuştum ve resmen 2 saat gibi bir sürede bir solukta okuyup bitirdim :D Resmen harbien nefes almadan okudum :D
Ama resmen hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.Hee kitap gerçekten mühişti ona diyecek lafım yok beni hayal kırıklıkğına uğratan kısımsa aklımda kitap hakkında bambaşka senaryolar yazmam.Mesela ben olaylar Kore'de geçiyor sanıyordum meğersem Ankara'da geçiyormuş.Gerçi o kısma da gelecek yazar sonuçta gerçek hayat hikayesini anlatıyor.Tabi ki kitabın devamı olacakmış eh Kore'de geçen bölümler o kitaba kaldı haliylen.
Koreli bir adamın Türkiye'ye değişim öğrencisi olarak gelip bir Türk kızı ile aşk yaşamasını anlatıyor.Aslına bakarsanız olaylar kızın gözünden anlatılıyor o yüzden ters bi cümle kurdum :D Türk bir kızın Koreli bir erkeğe aşık olmasını anlatıyor desem daha doğru olurdu :D Ben yine olaya fazla empatik yaklaşıp çift taraflı bakmaya başladım :D
Kitabın üslubu oldukça samimi resmen bir arkadaşım bana aşk hikayesini anlatıyormuş gibi hissettim bu tür üsluplar elbette edebi bir dil değil ama nedense bayılıyorum bana çok temiz ve akıcı geliyor. "Edebiyatımızı böyle bir tarz kirletiyor." deselerde bazı camiyalar sonuçta edebiyatta Natüralizm denende bir akım var :D Edebiyat öyle bir şey ki bazen bir adamın tuvaletini yapışını bile sanatsal bir şekilde anlatman gerekir öyle bi şey yani anlayın işte siz :D
Ayrıca Kore hakkında tabi ki yine bir çok bilgi vardı ama diziler sağolsun ben hepsini biliyordum (100 e yakın dizi izledim boru mu ?!) o yüzden yeni ve farklı bir şey öğrenemedim maalesef.Ama Ankara'da Kore Kültür Şenlikleri ve kültür binası tarzından şeyler varmış en yakın zamanda Ankara'ya taşınıyorum :D Madem Kore'ye taşınamıyorum o zaman en yakın yerden başlarım bende :D
Ahh Kore erkekleri ahh :D En soğuğu bile çok romantik :D Türk erkekleri gözümden iyice düşmeye başladı resmen :D (Sevgilisi yok diye oraya buraya sallıyor şu an blog sahibesi oysa yine sonunda Türk erkeklerine kalacak haberi yok.)
Kore dizi klişelerini demek ki bir çok Kore erkeği gerçek hayatta da yapıyor Allah'ım çok tatlı :D
Neyse efenim böyle bir kitap işte umarım ikinci kitapta Kore hakkında daha çok şey öğreniriz.
Gelelim bugün dananın kuyruğunun koptuğu yere :D Evet nihayet çıktığından beri deliler gibi alıp okumayı istediğim kitaba nihayet kavuştum ve resmen 2 saat gibi bir sürede bir solukta okuyup bitirdim :D Resmen harbien nefes almadan okudum :D
Ama resmen hayal kırıklığına uğradım diyebilirim.Hee kitap gerçekten mühişti ona diyecek lafım yok beni hayal kırıklıkğına uğratan kısımsa aklımda kitap hakkında bambaşka senaryolar yazmam.Mesela ben olaylar Kore'de geçiyor sanıyordum meğersem Ankara'da geçiyormuş.Gerçi o kısma da gelecek yazar sonuçta gerçek hayat hikayesini anlatıyor.Tabi ki kitabın devamı olacakmış eh Kore'de geçen bölümler o kitaba kaldı haliylen.
Koreli bir adamın Türkiye'ye değişim öğrencisi olarak gelip bir Türk kızı ile aşk yaşamasını anlatıyor.Aslına bakarsanız olaylar kızın gözünden anlatılıyor o yüzden ters bi cümle kurdum :D Türk bir kızın Koreli bir erkeğe aşık olmasını anlatıyor desem daha doğru olurdu :D Ben yine olaya fazla empatik yaklaşıp çift taraflı bakmaya başladım :D
Kitabın üslubu oldukça samimi resmen bir arkadaşım bana aşk hikayesini anlatıyormuş gibi hissettim bu tür üsluplar elbette edebi bir dil değil ama nedense bayılıyorum bana çok temiz ve akıcı geliyor. "Edebiyatımızı böyle bir tarz kirletiyor." deselerde bazı camiyalar sonuçta edebiyatta Natüralizm denende bir akım var :D Edebiyat öyle bir şey ki bazen bir adamın tuvaletini yapışını bile sanatsal bir şekilde anlatman gerekir öyle bi şey yani anlayın işte siz :D
Ayrıca Kore hakkında tabi ki yine bir çok bilgi vardı ama diziler sağolsun ben hepsini biliyordum (100 e yakın dizi izledim boru mu ?!) o yüzden yeni ve farklı bir şey öğrenemedim maalesef.Ama Ankara'da Kore Kültür Şenlikleri ve kültür binası tarzından şeyler varmış en yakın zamanda Ankara'ya taşınıyorum :D Madem Kore'ye taşınamıyorum o zaman en yakın yerden başlarım bende :D
Ahh Kore erkekleri ahh :D En soğuğu bile çok romantik :D Türk erkekleri gözümden iyice düşmeye başladı resmen :D (Sevgilisi yok diye oraya buraya sallıyor şu an blog sahibesi oysa yine sonunda Türk erkeklerine kalacak haberi yok.)
Kore dizi klişelerini demek ki bir çok Kore erkeği gerçek hayatta da yapıyor Allah'ım çok tatlı :D
Neyse efenim böyle bir kitap işte umarım ikinci kitapta Kore hakkında daha çok şey öğreniriz.
3 Ekim 2016 Pazartesi
Kore Dizi - Cinderella And Four Knights
Herkese merhabalar efenim ...
İzlediğim Kore dizileri birbir bitmeye başladı onlardan biri de 16 bölüm süren ve Kore'de ülkemizde de çok beğenilen Cinderella And Four Knights oldu.Aslında bence biraz daha uzatılabilir ve konu biraz daha toparlanabilirdi gibime geldi benim ama neyse bir dizi daha burada bitti.
Diziyi şöyle açıklamak gerekirse , sağa dönüyorsan yakışıklı,sola dönüyorsun yakışıklı,önünü dönüyorsun yakışıklı arkanı dönüyorsun yakışıklı :D
Evet bence konuyu çok güzel özetledim ben o kızın yerinde olsam kafayı yerim hiç bir seçim yapamazdım herhalde :D Gerçi kızın öyle seçim yapma gibi bir durumuda yok ama 4 tane yakışıklı erkek ve 1 kız aynı evin içinde vahşeti siz düşünün artık.Bu arada kızı nedense hiç sevmiyorum ya zaten çokta ünlü bir sima değil ama böle tarzı falan ne bileyim bana çok ezik geliyor bu tip kızları sevemiyorum.Ben yüzsüz kız seviyorum herhalde :D
Bu arada dizi ilk başlarında Boys Over Flowers dizisine çok benzetildi hem konu olarak hem 4 kişi kuzen olmaları açısından ama bence kişi sayıları dışında pek bi benzerlik yoktu çünkü BOF'ta hiç bi zaman 2 erkek dışındaki diğer erkekler başroldeki kıza yürümedi burda hepsi 1 kıza yürüdüler mahşallah :D
Böyle bi durum olduğu için hangi erkek başrolde onu tam olarak sonlarına kadar anlayamadım ama içlerinden en az beğendiğimin başrolde olması beni üzdü maalesef.Eee 1 kızı 4 kişi beğenir 1 kişi alır sonuçta !
Eun Ha-Won ölen annesinin isteğini gerçekleştirmek ve öğretmen olmak istemektedir. Birlikte yaşadığı üvey annesi ve üvey kız kardeşi tarafından kötü muamele gören Eun Ha-Won bir gün rastlantı eseri tanıştığı Gök Grup'un başkanından bir teklif alır. Ha Won “Gökevi” adlı bir köşkte yaşayacak ve çalışacak, bunun karşılığında yüklü bir miktar maaş alacaktır. Üniversiteye gitmek için para biriktiren Ha Won bu teklifi kabul eder. Gökevi köşküne taşınır ve köşkte kalan üç kuzen Kadın Avcısı Kang Hyun-Min, Asi Kang Seo-Woo, Yıldız Kang Ji-Woon ve korumaları Lee Yoon-Sung’la yaşamaya başlar.
İzlediğim Kore dizileri birbir bitmeye başladı onlardan biri de 16 bölüm süren ve Kore'de ülkemizde de çok beğenilen Cinderella And Four Knights oldu.Aslında bence biraz daha uzatılabilir ve konu biraz daha toparlanabilirdi gibime geldi benim ama neyse bir dizi daha burada bitti.
Diziyi şöyle açıklamak gerekirse , sağa dönüyorsan yakışıklı,sola dönüyorsun yakışıklı,önünü dönüyorsun yakışıklı arkanı dönüyorsun yakışıklı :D
Evet bence konuyu çok güzel özetledim ben o kızın yerinde olsam kafayı yerim hiç bir seçim yapamazdım herhalde :D Gerçi kızın öyle seçim yapma gibi bir durumuda yok ama 4 tane yakışıklı erkek ve 1 kız aynı evin içinde vahşeti siz düşünün artık.Bu arada kızı nedense hiç sevmiyorum ya zaten çokta ünlü bir sima değil ama böle tarzı falan ne bileyim bana çok ezik geliyor bu tip kızları sevemiyorum.Ben yüzsüz kız seviyorum herhalde :D
Bu arada dizi ilk başlarında Boys Over Flowers dizisine çok benzetildi hem konu olarak hem 4 kişi kuzen olmaları açısından ama bence kişi sayıları dışında pek bi benzerlik yoktu çünkü BOF'ta hiç bi zaman 2 erkek dışındaki diğer erkekler başroldeki kıza yürümedi burda hepsi 1 kıza yürüdüler mahşallah :D
Böyle bi durum olduğu için hangi erkek başrolde onu tam olarak sonlarına kadar anlayamadım ama içlerinden en az beğendiğimin başrolde olması beni üzdü maalesef.Eee 1 kızı 4 kişi beğenir 1 kişi alır sonuçta !
Eun Ha-Won ölen annesinin isteğini gerçekleştirmek ve öğretmen olmak istemektedir. Birlikte yaşadığı üvey annesi ve üvey kız kardeşi tarafından kötü muamele gören Eun Ha-Won bir gün rastlantı eseri tanıştığı Gök Grup'un başkanından bir teklif alır. Ha Won “Gökevi” adlı bir köşkte yaşayacak ve çalışacak, bunun karşılığında yüklü bir miktar maaş alacaktır. Üniversiteye gitmek için para biriktiren Ha Won bu teklifi kabul eder. Gökevi köşküne taşınır ve köşkte kalan üç kuzen Kadın Avcısı Kang Hyun-Min, Asi Kang Seo-Woo, Yıldız Kang Ji-Woon ve korumaları Lee Yoon-Sung’la yaşamaya başlar.
2 Ekim 2016 Pazar
Maydanoz Time : Kitap - Kardeşimin Mezarı Robert Dugoni
Herkese güneşli bir pazar gününden merhabalar efenim ...
Şu sıra yine oldukça yoğun bir dönemimde olduğum için çok fazla zaman ayıramadım buraya.Ama dizilere ve kitaplara kaldığım yerden tam gaz devam o konu bende siz hiç merak etmeyin :)
Hatta o kadar çok oldu ki üst üste birikti yazamayınca tabi.
İlk olarak kitap postu ile giriş yapmak istedim.Bloglarda çok reklamını ve yorumlarını gördüğüm bir kitaptı Kardeşimin Mezarı.Çok fazla da konuşuldu hatta ödül almış bir kitap.Ama maalesef ben o kadar çok beğenemedim.İlk olarak konusu oldukça güzel.Hele ki bende bir ablayım ve bir kız kardeşe sahibim.Kız kardeşim bir cinayete kurban gitseydi eminim ki bende hayatımı onun katilini bulmaya adardım Allah korusun o benim hem kız kardeşim hem de en yakın arkadaşım :) Ayy minnoşumu özledim bak şimdi 2 hafta sonra İzmir'e gidiyorum 1 hafta kendime hem kafa tatili verdim hem de Pi Gençlik Derneğinin zirve toplantısı olucak ona katılmak durumundayım.
Neyse efenim yine konudan saptım.Kitaba geri dönecek olursak , ilk 200 sayfa giriş yapılıyor hiç bir aksiyon yok maalesef bu yüzden bu kısımlar çok fazla sıkıcıydı tam 300. sayfadan sonra olaylar açılmaya ve açıklanmaya başlayınca tansiyonda heyecandan arttı derken kitap bitti zaten :D
Kısaca konusuna gelecek olursak , cinayete kurban gitmiş bir ablanın 20 yıl boyunca öğretmenliği bırakıp polis olup kardeşinin cinayetinin peşine düşmesini anlatıyor.Ortada aslında içeri tıkılmış bir suçlu var ama adam masum yeremi içeri tıkıldı bilinmiyor çünkü kanıtlar ve olay çok belirsiz.
Şu sıra yine oldukça yoğun bir dönemimde olduğum için çok fazla zaman ayıramadım buraya.Ama dizilere ve kitaplara kaldığım yerden tam gaz devam o konu bende siz hiç merak etmeyin :)
Hatta o kadar çok oldu ki üst üste birikti yazamayınca tabi.
İlk olarak kitap postu ile giriş yapmak istedim.Bloglarda çok reklamını ve yorumlarını gördüğüm bir kitaptı Kardeşimin Mezarı.Çok fazla da konuşuldu hatta ödül almış bir kitap.Ama maalesef ben o kadar çok beğenemedim.İlk olarak konusu oldukça güzel.Hele ki bende bir ablayım ve bir kız kardeşe sahibim.Kız kardeşim bir cinayete kurban gitseydi eminim ki bende hayatımı onun katilini bulmaya adardım Allah korusun o benim hem kız kardeşim hem de en yakın arkadaşım :) Ayy minnoşumu özledim bak şimdi 2 hafta sonra İzmir'e gidiyorum 1 hafta kendime hem kafa tatili verdim hem de Pi Gençlik Derneğinin zirve toplantısı olucak ona katılmak durumundayım.
Neyse efenim yine konudan saptım.Kitaba geri dönecek olursak , ilk 200 sayfa giriş yapılıyor hiç bir aksiyon yok maalesef bu yüzden bu kısımlar çok fazla sıkıcıydı tam 300. sayfadan sonra olaylar açılmaya ve açıklanmaya başlayınca tansiyonda heyecandan arttı derken kitap bitti zaten :D
Kısaca konusuna gelecek olursak , cinayete kurban gitmiş bir ablanın 20 yıl boyunca öğretmenliği bırakıp polis olup kardeşinin cinayetinin peşine düşmesini anlatıyor.Ortada aslında içeri tıkılmış bir suçlu var ama adam masum yeremi içeri tıkıldı bilinmiyor çünkü kanıtlar ve olay çok belirsiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...