15 Kasım 2016 Salı

Maydanoz Time : Etkinlik - TOG ile Huzurevi Ziyareti !

Herkese merhabalar efenim ...

Balıkesir'de son günüm yarın İzmir yolcusuyum ! Eh vizelerinden son günü haliylen yarın sabah verip vınn gidiyorum haliylen.

Daha önce yapılan ancak daha yeni yazabildiğim bir Toplum Gönüllüleri Etkinliğinden bahsetmek istiyorum sizlere daha önce hiç huzurevine gitme fırsatım olmamıştı.TOG ile daha önce yapmak istediğim ama bir türlü yanıma yardakçılar bulup gidemediğim tek başıma da gitmeyi çekindiğim bir yerdi.Bandırma TOG ekibi ile de ortak bir çalışma yaptık hem onlarla kaynaştık hem de bi çalgı çengi ekibi de getirdik huzuevini resmen düğün yerine çevirdik :) Halaylar,horonlar,göbek atmalar hatta bi dede bize kaşık bile oynadı bi dede de eline aldı dümbeleği güzel havalar patlattı bizlere bi teyzede ortamıza geçip hepimize taş çıkardı vallahi.

Uzun zamandır hem insanları hem de kendimi bu kadar eğlendirdiğimi hatırlamıyorum.Onlar orada  kadar hasta,yaşlı ve yalnızlar ki.Çok komik ve eğlenceli geçirdiğimiz vakitlerin yanında hüzünlü zamanlarda geçirdik elbette hele de ben zaten çok duygusal bir insanım biri acıklı bir şey söyledi mi hiç durmama hemen ağlarım (nasıl psikolojik danışman olacaksam artık neyse hayırlısı bakalım).

Bi teyze ile muhabbet ederken aynen şöle dedi bana : "Anan var mı kızım?"
"Allah'a şükür var teyze."
"Aman aman sen sen ol ananı böyle bi yere atma sakın." dedi.İçin için döktüm resmen gözyaşlarımı odama gidince hemen anacağımı arayıp ağladım ve onu asla bi huzurevine göndermeyeceğimi söyledim :/ Canım anacağım benim ...

Aslında orada gayet iyi bakıyorlar hasta bakıcılar,staj yapan genç arkadaşlar,doktorlar,hemşireler hem bi psikolojik danışmanları da var.Oldukça iyi bakıldıklarına eminim ama onların istediği dostluk,iki muhabbet iki eğlence.Allah razı olsunlarla uğurlandık resmen ordan ve bu da bize yetti :)




12 Kasım 2016 Cumartesi

Maydanoz Time : Etkinlik - PiGençlik Zirve Toplantısı !

Herkese merhabalar efenim ...

Yağmurlu bir pazar günü.Yarın yine vizelerim son gaz devam ediyor ve ben bir kafede oturmuş pazar kahvaltısı keyfi yapıp blog yazıyor,Kore dizisi izliyorum :D Çünkü bende ki de böyle bi rahatlık :D

Neyse efenim gelelim bugün ki konumuza aslında yaklaşık 1 ay kadar olan bir etkinlikti ama yazmak için anca zaman bulabildim maalesef :/

Geçen dönem ilk toplantısına gittiğim Pi Gençlik Derneğinden sizlere biraz bahsetmiştim onun ikinci ve son basamağı olan zirve toplantısını gerçekleştirdik yine aynı yerde.Aslında diğerine göre oldukça kısa ve kısıtlı bir program oldu atölye çalışmalarından çok yapılan anketlerin sonuçlarına odaklanıldı hatta 4.gününde Bornova belediye başkanının,9 Eylül üniversitesinden bir profesörün ve bir iş adamının katıldığı bir panel düzenlendi sanırım toplantılar içinde en verimli olan bu paneldi.

Konumuz elbette Genç İşsizlik sorunları ve Mesleki Eğitime Bakıştı.Geleceğin psikolojik danışman adayı olaraktan bi ara elbette yine elime mikrofonu alıp mesleğimi sonuna kadar savundum çünkü bi ara eğitim sisteminin bozukluğundan çıkılıp,mesleki okullara yeterli yönlendirme yapılmamasından kısaca rehber öğretmenlere taş atıldı.Tabi haklılık payları da elbette vardı bu konuda fakat bizde elbette emir kuluyuz ve okullarda bizden istenilen,öğretilen şeyleri yapmak mecburiyetindeyiz ama bir çok psikolojik danışman umarım odalarında yan gelip yatmaz ve daha çok çalışırlar insanların hayatına dokunmak,onlara yön vemek bence çok kutsal bir şey.

Düşünsenize sizin doğru bir şekilde yönlendirdiğiniz kişi bir gün gelip sizin çocuklarınıza öğretmenlik yapabilir onları ya okuldan soğutabilir ya da okulu çok sevdirebilir ya da sanata yönlendirdiğiniz bir çocuk gün gelip belki de Türkiye'nin hatta dünyanın en ünlü ressamı olabilir.Ve bir gün dönüp sizi bulur ve teşekkür eder minneti söyler ne kadar güzel bir şey :)

Ek olarak Erasmus Plus seçenekleri ve tanımıyla da ilgili bir seminer aldık gerçekten benim için çok yararlı oldu çünkü Gönüllü Hizmetleri doğrultusunda eğer bir gün imkanım olursa yurt dışına -özellikle de Almanya'ya - açılmayı istiyorum.(Küçük bir not,tabi Kore olsa daha bi şık olurdu).








11 Kasım 2016 Cuma

Maydanoz Time : Dizi - Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo

Herkese merhabalar efenim ...

Vizeler hala devam ediyor sadece küçük bir hafta sonu kaçamağına girdik vizeler bittikten sonra yine oldukça yoğun bir zaman ben bekliyor olucak bazı planlarım var ama onarı gerçekleştirebilir miyim açıkçası pek bilemiyorum :/

Neyse efenim bir efsane dizinin daha sonuna geldik.Dönem dizileri son zamanlarda zirveye çıktı gibi bir şey oldu resmen gerçeği bir Japon draması olan Moon Lovers , günümüzden Goryeo dönemine ışınlanan bir kızın hayat mücalesini anlatıyor diyebiliriz dizi başlarda Fantastik gibi görünse de aslında Romantik Komedi ve Dram üzerine kurulmuş.Oyuncu kadrosu da oldukça iyi olunca Kore'de de Türkiye' de çok beğenildi , çok konuşuldu ve bence hikayeye göre biraz vasat kalan bir sonla bitti kimileri bittikten sonra 2.sezonun gelmesini istiyor ama hikaye çok saçma bir hal alabilirmiş gibime geldi benim öyle olursa ...

Bu arada ek olrak Harem türüne de giriyor olabilir 1 kız 8 prens :D Ve son olarakta ilk defa oyunculuk yapan Exo'dan Beakhyun'da izledik çok tatlı bir çocuk tam kendine yaraşır bir rolde oynamış kerata :D

Hikâye, Goryeo rejiminin erken dönemlerinde geçmektedir. Modern çağda yaşayan 25 yaşındaki Hae Soo (IU) tam güneş tutulması yaşandığı sırada zamanda geri gitmek suretiyle kendini Goryeo devrinde bulur ve Wang Hanesi'nin prensleri arasındaki çatışmalar ve mücadeleler arasında kapana kısılır. Orada diğer insanların korkudan titremesine sebep olan Wang So'ye âşık olacaktır.



9 Kasım 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Etkinlik - Horn Ensemble Jazz Konseri !

Herkese merhabalar efenim ...

Aslında geçen ayın sonunda yapılan bir etkinlik olmasına rağmen görsel materyallere daha yeni ulaştığım için haliylen yazmakta bu zamana kaldı ...

Size itiraf etmem gerekirse (aramızda kalsın) ilk defa jazz konserine gittim ! Daha önceden elbette jazz müziğe karşı ilgim vardı özelliklede Blues tarzına saksafon ve piyanonun müthiş uyumu hmm ... Cidden ruhsal bir terapi jazz , kulakları yormayan daha çok ruha hitap eden güzel bir senfoni mutlaka bir jazz konserine gitmenizi tavsiye ederim ...

Almanya'da gelen bir grup olduğu için daha çok yerel müzikleri çaldılar en sonunda da bizlere jest olsun diye de 10.yıl marşını çaldılar hep bir ağızdan coşkuyla söyledik oldukça güzeldi.





8 Kasım 2016 Salı

Maydanoz Time : Kitap - Havva'nın Üç Kızı Elif Şafak

Herkese merhabalar efenim ...

Vize haftasındayım ama yine kural tanımıyorum ve çılgınca kitap okumaya devam ediyorum elbette :D

Kesinlikle herkesin okumasını şiddetle tavsiye ettiğim bir Elif Şafak romanı ile karşınızdayım.İlk çıktığı zamandan bu yana inanılmaz derece de merak ediyordum çok övüldü,çok eleştirildi ve elbette çok konuşuldu ve ben kalemine,açık yürekliliğine korkusuzluğuna ve engin bilgisine,sorgulamalarına bir kez daha aşık oldum boşuna edebiyattaki ideolüm değil kadın :)

Diğer kitaplarına oranla çok farklı bir tarzda değildi aslında bana daha çok nedense Akilh Kohen'in tarzını anımsattı belli bir hikaye doğrultunda alt felsefik ve toplumsal mesajlar vermek ve Şafak bu romanında da oldukça güzel vermeyi bilmiş bunu.Akilah'tan farkı daha öz olması Akilah bilgi vermeyi cidden bazen abartıyordu insanı sıkılacak kıvama getiriyordu maalesef.Şafak bu konu da artık daha profesyönel elbette.

Havva'nın 3 kızı deyince ben 3 kızı farklı gözlerden anlatıyor sanmıştım ama beklediğim gibi değildi tek bir  karakter vardı ve onun etrafındaki olaylar üzerinden dönüyordu olaylar sıkı bir zaman gelgitleri vardı ama karmaşık bir şekilde verilmemişti bazı romanlar gibi ... Oldukça düzenli ve anlaşılır bir şekilde ilerliyordu.

Daha çok siyasete,toplumsal sorunlar,elbette kadının toplumdaki yerine bol bol zekice atıflarda bulunmuştu normalde çok nadir kitapların altını çizerim bunda bol bol çizme gereksinimi duydum ...

Üzerine daha çok durulmuş konu Şafak'ın tüm romanlarında hissettirdiği Tanrı sorgusuydu bu sorguda Oxford'da öğrenci olan 3 müslüman kızın etrafında dönerek anlatılıyordu.Müslüman ama müslümanlığı farklı şekilde benimseyen 3 kız ...

Romanın ana karakteri Peri'yi bir yere kadar kendimle acayip özdeşleştirdim ama spoiler vermek gibi olmasın ama bazı yaptıkları "bunu hayatta yapamazdım herhalde" dedirttirdi bana ve sonra anladım ki ben aslında bu 3 müslüman karakter kıza da uymuyorum sanırım ben çok daha farklı bir kategorideyim ...


7 Kasım 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Miss Peregrine's Peculiar Children

Herkese merhabalar efenim ...

Geçen postta da söylediğim gibi malumunuz vize haftasındayım bu yüzden çok fazla vakit ayıramıyorum buraya ama arada böyle kaçamaklar yaptığımda mutlaka hazırladığım postlardan birini yayınlayacağım :)

Biraz geç olsa da nihayet uzun zamandır izlemek istediğim filmi izledim ve açıkçası biraz beklentimin altında kaldı kitaplarını çok duydum çok konuşuldu kitaplarını okumadığım için sadece filmi üzerinden yorum yapabileceğim bu yüzden.

Yönetmen ve yapımcının Tim Burton olması beni hiç şaşırtmadı çünkü tam da onun tarzında bir hikayeydi zaten bu.Başrolde benim oyunculuğunu da kendisini de çok beğendiğim Eva Green vardı ve aslında daha çok çocuk filmi gibi dursa da malmunuz Tin Burton filmlere hiçte çocuklara göre bir film değildir :) Bu da onlardan biriydi ...

İzlemesi elbette keyifliydi ama sanırım ben fazla bi beklenti içine girdim :/

Kısaca konusuna gelecek olursak :

Gizemli bir ada.Terk edilmiş bir yetimhane. Fazlasiyla tuhaf fotoğraflardan oluşan bir koleksiyon.

Tüm bunlar kurgu ile fotoğrafçılığı nefes kesici bir şekilde bir araya getiren ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunan Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları romanında keşfedilmeyi bekliyor.

Yaşadığı korkunç aile trajedisi yüzünden Galler kıyılarındaki, dünyadan uzakta kalmış bir adaya yolculuk eden on altı yaşındaki Jacob, burada Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocuklar Yetimhanesi'nin yıkıntılarını keşfetmekle kalmayıp, Bayan Peregrine'in çocuklarının sadece tuhaf olmaktan çok daha fazlası olduğunun farkına varır.


6 Kasım 2016 Pazar

Maydanoz Time : Film - Nicolas Sparks Filmleri !

Herkese merhabalar efenim ...

Bugün pazar aslında Balıkesir'de böyle pekte eve kapanayım kahvemi alayım film-kitap yapayım tarzı bir hava olmasa da - daha çok dışarı çıkalacak çöyle bol oksiyenlisinden yürüyüş yapacak bir hava var - bugün ki postumda size 6 adet kitaplardan beyaz perdeye uyarlanmış Nicolas Sparks filmleri önermek istiyorum.

Elbette hepsinin konusu da aşk ve dram üzerine,tabi bu filmleri siz bi yere not alın bol yağmurlu gecelerde açar açar izlersiniz :D Ara da böyle şeyler yapmak ruh sağlığına yararlı ablanızı dinleyin :D

                                                             The Choice (2016)

Enerjik tıp öğrencisi Gabby Holland?ın, kadınların karşı koyamadığı Travis Shaw?a komşu olması, ikiliyi asla hayal edemeyecekleri romantik bir yolculuğa sürükler. Travis, oldum olası bir kadınla ciddi bir ilişki yaşamanın rahat hayat tarzını sınırlandıracağına inanmaktadır. Gabby ise uzun soluklu bir ilişki yaşamakta olduğu erkek arkadaşıyla hayatını birleştirmek üzeredir. Ta ki karşı koyulmaz bir istek, aykırı çiftin itinayla planlanmış hayatlarını alt üst edene dek? Fırtınalı bir flört evresinin ardından Gabby ve Travis evlenip, el ele yürüyen ve her kararı beraber alan bir aile kurar, bir gün içlerinden biri hayatlarının en ciddi seçimini tek başına yapmak zorunda kalana kadar?





The Longest Ride (2015) 

Luke, eskiden şampiyonlukları olan bir boğa matadorudur ve eski parlak günlerine geri dönme arzusundadır. Sophia ise New York’un sanat camiasında hayallerinin işini kovalayan bir üniversite öğrencisidir. Luke ve Sophie’nin yolları bir şekilde kesişir ve ikisi de ideallerine ulaşmaya çalışırken ilişkileri çetin bir sınavdan geçer...Aşk, bilgelik ve deneyim içeren bir kutu eski mektupla, sevginin anlamını ve gerçek değerleri yeniden keşfeden Luke ve Sophia’nın sıra dışı aşk hikayesini bize sunuyor...



The Last Song (2011)

Kariyeri uğruna ailesini yıllar önce terk etmiş olan bir baba (Greg Kinnear), yaz tatilini ergenlik çağındaki kızı (Miley Cyrus) ve küçük oğluyla (Bobby Coleman) geçirme şansına kavuşmuştur. Ancak New York'taki evinde olmayı tercih eden kızı iletişim kurma konusunda isteksizdir. İlk aşklarla ikinci şansların kolkola gittiği bu aile, arkadaşlık, sırlar ve kurtuluş hikayesinde baba, iletişim kurmak için çareyi kızıyla tek ortak paydaları olan müzikte bulacaktır.



Dear John (2010)

Gençliğinin en kızgın ve öfkeli dönemini geçiren 23 yaşındaki John başka ne yapacağını bilemediği için liseden hemen sonra askere yazılmıştır. Hayallerinin kadını Savannah ile karşılaştığı vakit kendini hayatında yeni ve temiz bir sayfa açmaya hazır hisseder. Aralarındaki çekim olgunlaşıp aşka dönüşünce Savannah da kendini görev turlarına çıkan John'u sabırsızca beklerken bulur. John ise bir an evvel kalbini çalan bu kızla evlenmek ve yerleşik bir hayata geçmek istiyordur zaten. Ancak 9/11 tüm planları altüst eder. John, askeri görevine tekrar dönmesi gerektiğini hisseder. Ve ne yazık ki, iki sevgilinin arasına giren uzun ayrılık döneminde Savannah bir başkası ile duygusal anlamda yakınlaşır. “Sevgili John,” diye başlayan bir mektup okunur ve bu iki kelimeyle bir kalp paramparça olur, iki hayat ise sonsuza dek değişir. Eve dönüşünde John'un acısı büyük olacaktır. Savannah, ki artık bir başkasıyla evlidir, hâlâ onun gerçek aşkıdır. Genç adam hayatının en güç kararı ile yüzleşmek durumunda kalır.


The NoteBook (2004)

http://maydanozsalatasi.blogspot.com.tr/2015/04/maydanoz-time-film-not-defteri.html



A Walk To Remember (2002)

http://maydanozsalatasi.blogspot.com.tr/2015/04/maydanoz-time-film-uzaktaki-anlar.html


Kitap - Ne Yaptığını Biliyorum Alice Feeney

 Herkese merhabalar efenim, Uzun bir zaman sonra okuduğum en heyecanlı,akıcı ve sonunu tahmin edemediğim gerilim,polisiye kitabı oldu.Booktu...