Romantik Komedi Film - I'll Teach You Love

Herkese merhabalar efenim ...

Kore filmlerine bir de Romantik-Komedi türünden eklemek istedim.2010 yılından bir film.Konusu acayip derecede klişe dursa da film sonunda resmen ters köşe yaptı en azından beni baya baya şaşırttı diyebilirim sana kendi tarzına benzer klişe filmlere bir diss olarak yorumlayabiliriz :)

Lee Jin Yi çiçekçi olarak çalışan çekingen bir kadındır. Çocukluğundan beri aşık olduğu Chul Woo'ya açılamamıştır. Kwon Tae Joon ise erkeklerin kadınları tavlamalarına yardım eden bir çeşit çöpçatan şirketinin başındadır. Tae Joon'dan yardım almaya başlayan Lee Jin Yi, baştan aşağıya değişerek Chul Woo'yu tavlamaya çalışır.

Aksiyon Film - Deadpool 2

Herkese merhabalar efenim ...

Yess ! Dün kardeşimle birlikte Deadpool 2 'yi izlemeye gittik.Bilmiyorum anlatmaya gerek var mı ? Tabiki de Marvel evreninde en sevdiğim karakter olan Deadpool yine trollüklere,bel altı ama zekice espirilere,komikliklere doymadı.En az 1.cisi kadar iyiydi bu da kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum.Ama tabi öncelikle X-Man serisini de izleyin lütfen çünkü bir çok gönderme ve espiriler hatta olaylar bile bu serinin üzerinden dönüyor :)

Aksiyon Film - The Villainess

Herkese merhabalar efenim ...

Bir kadın ve bir intikam ! Yess ! Benim gibi kadınların dövüştüğü ve başrolde olduğu filmleri seviorsanız bu Kore filmi tamda size göre ! Çekimleriyle,konusuyla,kendine has dövüş teknikleriyle ,kadrosu,oyunculukları ve tabi ki senaryosuyla kesinlikle bu tarz sevenlere şiddetle önerdiğim bir film ! Cidden efsaneydi !

Tek başına mafyayı çökerten kiralık katil Sook-hee, gecenin sonunda yaralandığı için kaçamaz ve polislerin eline geçer. Ancak devlet görevlileri onu hapse atmak yerine, kimliğini değiştirerek Sook-hee’yi yeniden yaratmayı seçerler. Artık kiralık katil Sook-hee tetiği polis için çekmektedir. Ve her şey Sook-heenin bu teklifi kabul etmesinden sonra başlar.

Dram Film - The Magician

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dramaları kadar Kore filmlerini de yakından takip ediyorum.Şu sıra çok fazla film takip edememiştim o yüzde Balıkesir'deyken zaman geçirmek için gözüme çarpan bir kaçını izledim."The Magician" da onlardan biri oldu.Öncelikle Go Ara ve Yoo Seung-Ho gibi Kore'de de ülkemizde de çok sevilen oyuncular var.Dönem filmi ve gayette güzel bir film diyebiliriz.

Joseon Hanedanlığının hüküm sürdüğü dönemler Kore’de prenses, Qing’e doğru yola çıkar. Bu yolculuğun amacı hanedanlığının yararı için evlilik yapmaktır. Yolda bir büyücü ile tanışan prenses, ona aşık olacak ve ne yapacağını bilemez hale gelecektir.

Mini Kore Dizi - You Drive Me Crazy

Herkese merhabalar efenim ...

Benim oyunculuklarını ve dış görünüşlerini tuttuğum yan rollerdeki oppalar resmen sonradna yükselen yıldız oluyor.Adamlardaki başrol potansiyelini görüyorum demekki :) Neyse efenim yine bi yan rollerin adamı olan yeni yüzlerden ve tabi ki yeni oppalarımdan olan Kim Sun Ho'nun bir mini dizisi var.Arkadaşlık ve sevgililik arasında bocalayan ilişkileri izlemeyi seviyorum çünkü cidden çok eğlenceli ve komik oluyor bu dizi de öyleydi keşke mini dizi değilde tam bir dizi olsaydı dedirtti :) SunHo oppayı daha nice başrollerde görürüz umarım :)

Konusu:
Dizi, 8 yıldır arkadaş olan Eun-Seong (Lee Yoo-Young) ve Kim Rae-Wan’ın (Kim Sun-Ho) bir geceden sonra aşk ve arkadaşlık arasında bocalaması konu almaktadır.

Karakterleri:
Lee Yoo-Young mini dizide Fransızca çevirmeni olan Eun-Seong karakterini canlandırmaktadır. Her şeye cesurca bakmasına rağmen öngörülemeyen bir tarafı vardır. Eun-Seong üniversitede tanıştığı Kim Rae-Wan (Kim Sun-Ho ) ile oldukça iyi arkadaştır ve erkek olan tek arkadaştır.

Kim Sun-Ho mini dizide yükselen bir sanatçı olan Kim Rae-Wan karakterini canlandırmaktadır. Özgür bir ruha sahip olan Rae-Wan onunla ilgilenen her kadına açık çapkın birisidir. Eun-Seong’u (Lee Yoo-Young) asla bir kadın olarak düşünmemiştir ancak bir gecede bu bakış açısı değişir. Aşk hayatı ve iş hayatı istediği gibi gitmemeye başlar.

Kitap - Çavdar Tarlasında Çocuklar J.D. Salinger

Herkese merhabalar efenim ...

BİTTİ ! BALIKESİR BİTTİ,ÜNİVERSİTE BİTTİ ! Nihayet Allah'ım ! 4 yıl nihayetinde bitti ve ben bu yazıyı şimdi İzmir'den yazıyorum.Artık ne zaman kadar baba ocağında kalacağım bilemiyorum hayırlısı sizleri tabi ki yeni gelişmelerden illaki haberdar ederim.

Neyse efenim John Lennon'u öldüren katilin elinde olan bir kitaptan bahsedicem bugün sizlere.Eminim sizde adını bir çok kez duymuş hatta okumuşsunuzdur.Kütüphaneye iade etmem gerektiği için 195 sayfadan 100 sayfa kadarını okuyabildim devamını da okumak isterdim.Belki bir gün fırsatım olursa yeniden okurum.Aslında hiç beklediğim gibi bir kitap değildi.Daha çok"Fareler ve İnsanlar" kıvamında bir kırsal hayat romanı bekliyordum ama daha çok bir ergenin günlüğü gibiydi bu beni baya baya şaşkınlığa uğrattı.Okuldan atılmış yeni yetmenin gözünden yazılmış bir roman diyebiliriz.Keyifli bir dili var kesinlikle insanı sıkmıyor ayrıca ergenimizin hayata dair çok farklı ve kendince tespitleri var yine onedio buna özel bir post hazırlamış :

https://onedio.com/haber/cavdar-tarlasinda-cocuklar-kitabina-hayran-birakan-15-alinti-358855

Kitap - Siddhartha Hermann Hesse

Herkese merhabalar efenim ...

Alman edebiyatından devam ediyoruz efenim kitap postlarına. İlla ki bu kitabı duymuşsunuz hatta belki de okumuşsunuzdur.Çünkü kitap hem Nobel ödüllü hem de bir çok ülke de "çok satanlar"a girdi. Siddharta bir Budizm öyküsü aslında. Budizm inancını,Buda'nın ilk zamanlarını genç bir oğlanın gözünden anlatıyor. Kitabın anlatmasına ve benim bildiklerime göre Budizm benim hiç aklımın olmadığı bir inanç doğrusu. Daha doğrusunu söylemek gerekirse benim hayat felsefeme,hayata bakış açıma çok ters. Budizm'de daha çok kendine,içine yönelme var. Dünyadaki her şeyden arınıyorsun,yemekten,insanlardan,paradan maldan mülkten hatta kıyafetlerden biri. Daha çok meditasyon yaparak ve Buda öğretilerine uyarak bir yaşam geçiriyorsun.

      İnsanlardan,gerçek hayattan çok uzak,real olmayan bir yaşam bence.Evet dünyanın zevklerinden arınmak ve hayatını böyle yaşamayı sürdürmek iyi bir şeymiş gibi geliyor başlarda ama bence insanoğlu "insan" olduğunu unutuyor bazen herhalde. Dünya'nın zevklerini tatmadıktan sonra ne anlamı var ki yaşamanın ? İnsanlardan ayrı yaşadıktan sonra ne anlamı var ki insan olmanın ? Ayrıca temel ihtiyaçlarını dilenerek daha doğrusu onların gözünde "sadaka" isteyerek gideriyorlar. Kalk çalış ! Bak bu zihniyete sinir oluyorum işte.Para olmadan,yemek olmadan,insan olmadan,stres olmadan,gezmeden,görmeden,araştırmadan,dinlemeden,acı çekmeden,gülmeden,sevişmeden,aşık olmadan,dans etmeden,yağmurda yürümeden vb ... hayat yaşanmaz ! YAŞANMAZ ! Sonra Siddharta gibi olursunuz işte :D Neyse o taraflar spoilera giriyor o yüzden daha fazla şey etmiyorum.Ne demişler her şeyin fazlası zarar."Orta" erdemdir.Her şeyi "orta" yaşayın ama YAŞAYIN !