Kore Dizisi - About Time

Herkese merhabalar efenim ...

Bu diziyi uzun zamandır bekliyordum.Çünkü Lee Sung Kyung benim favori oyuncularımdan ayrıca kızın oyunculuğu da kendisi de çok güzel insan bakmaya doyamıyor bence :D Konusu da Fantastik/Romantik tam benlik diye başladım  ama 16 bölüm olmasına rağmen 8 bölümde sıkıldım dizi kendini tekrar etmeye başladı maalesef bütün güzel şeyleri dizinin ilk bölümlerinde hemencecik olup bitti o yüzden sona doğru pek bir şey kalmadı ama dramı daha fazla uzatmadan güzel bir final izletti Allah'tan o yüzden güzel biten her şey güzel hatırlanır diyelim :)

Konusu:
Dizi, insanların yaşam sürelerini görebilme yeteneğine sahip olan bir genç kızın (Lee Sung-Kyung) etrafında dönmektedir. Bir gün, onun yaşam süresini durdurabilen bir adamla (Lee Sang-Yoon) karşılaşır ve ona âşık olur.


Karakterleri:
Lee Sung-Kyung dizide bir müzikal oyuncu olan Choi Michaela karakterini canlandırmaktadır. İnsanların ne kadar süre yaşayacaklarını görebilmesine neden olan özel bir yeteneğe sahiptir. Bu durumu umutsuzca kabullenip hayatına devam eder. Bir gün, onun yaşam süresini durdurabilen bir adamla (Lee Sang-Yoon) tanışır ve bu adama tutunmaya karar verir. – "Yaşamak istiyorum. Zamanım var mı?

Lee Sang-Yoon dizide bir kültürel vakıfın başkanlığını yapan Lee Do-Ha karakterini canlandırmaktadır. Bir aile şirketin üçüncü nesil varisidir. Mükemmel vasıflara sahip olsa da soğuk bir görünüme ve sert bakışlara sahip birisidir. Farkında olmadan Michaela’nın (Lee Sung-Kyung) yaşam süresini durdurabilmektedir. Michaela’nın onu kendisine âşık etme çapalarından, tehdit etmesinden ve kendisini bir takıntı haline getirmesinden bıkmıştır. – "Birinin kaderini başkaların eline bırakacak kişiliğe sahip biri değilim."

Kim Dong-Jun dizide müzikal yönetmeni olan Jo Jae-Yoo karakterini canlandırmaktadır. Doğal içgüdüleri ve dâhiyane yetenekleri ile ünlüdür. Bu yüzden ona "Müzikallerin Mozart’ı" denmektedir. Yeteneklerinden dolayı daha önce hiç başarısızlığa uğramamış olsa da insanlık yönünden zayıf bir kişiliğe sahiptir. Bir gün hiç beklenmedik bir şekilde âşık olur. – "Ben sana âşık mıyım? Ben?"

Im Se-Mi dizide 'Magazine Music'de müdür olarak çalışan Bae Soo-Bong karakterini canlandırmaktadır. Babası bir medya patronudur. Lee Do-Ha’nın (Lee Sang-Yoon) nişanlısıdır ve onu tek taraflı olarak sevmektedir. Lee Do-Ha’nın kalbini kazanabilmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. – "Benimle bir anlaşma yapmak istiyorsan, bana ihtiyacım olan şeyi getir. Örneğin, Aşkı."

Han Seung-Yeon bir müzikal yönetmen asistanı olan Jeon Sung-Hee karakterini canlandırmaktadır. Choi Michaela’nın (Lee Sung-Kyung) üniversiteden beri en yakın arkadaşıdır.

Rowoon dizide Choi Michaela’nın (Lee Sung-Kyung) erkek kardeşi olan Choi Wi-Jin karakterini canlandırmaktadır. O, Sung-Hee’den (Han Seung-Yeon) hoşlanmaktadır.

Korku Filmi - The Autopsy Of Jane Doe

Herkese merhabalar efenim ...

Gece gece korku filmi izlemeyi seven bir bizim aile sanırım :D Oturup Netflix'te ki tüm korku gizem ya da gerilim filmlerini izlemeye ant içmiş gibiyiz,tükettikçe tüketiyoruz vallahi :) Artık o kadar alışmışlık oldu ki hiç etkinlenmiyoruz bile :D

Filme gelecek olursak yine 1 oda da çekilen korku filmi ama bu sefer o oda bir otopsi odası :) Bu da daha ürkütücü kılıyor elbette filmi :)

Vizyon tarihi :14 Nisan 2017 (1s 30dk)
Yönetmen: André Øvredal
Oyuncular: Emile Hirsch, Brian Cox, Ophelia Lovibond devamı
Tür : Korku, Gerilim

Ülke : İngiltere, ABD

Baba Tommy ve oğul Austin birlikte çalışan adlî tıp memurlarıdır. Austin annesinin ölümünden sonra babasını yalnız bırakmamaya gayret etse de yavaş yavaş kendi hayatını kurabilmek adına kız arkadaşıyla birlikte şehir değiştirmeyi planlamaktadır. Bunu babasına söyleyeceği akşam evlerinin bodrum katında yer alan morglarına bir ceset getirilir. Görünürde hiçbir ölümcül yarası olmayan genç kadın cesedi hakkında bütün bilgiler belirsizdir. Baba-oğul cesedi inceledikçe tutarsız ipuçları bulmaya başlarlar. Ancak bilmedikleri şey, cesedin sıradan bir cinayet kurbanı olmadığıdır. İkili cesedi inceledikçe işler daha da gizemli ve tehlikeli bir hal almaya başlayacaktır.

Kitap - Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ve Diğer Fantastik Öyküler Robert Louis Stevenson

Herkese merhabalar efenim ...

Eğer bu kitabı okumak gibi bir niyetiniz varsa bence bu kitabı değil de Dr.Jekyll ve Mr.Hyde tek hikayesinin anlatıldığı kitabı okuyun çünkü bence diğer fantastik öyküler bir halt etmez ve okumaya da değmez hem akmıyor hem kitap elinizde gereksiz yere uzadıkça uzuyor hem de size hiç bir şey katmadığı gibi çokta bir şey anlamıyorsunuz o yüzden ben sadece ilk hikayeden bahsedicem size.

Normalde kişilik bozukluğunu ilk anlatan kitaplardan biri olduğu için psikoloji tarihinde de önemli ve ünlü bir yere sahip bir kitap aslında o yüzden kitabın ismini çok fazla duydum hatta ismiyle aynı olan bir Kore dizisi de vardı hatırlarsanız genelde çift kişilikli insanların idolü olan bir tiptir.Ama kitabı okuduğunuz da bunun bir psikolojik öykü değil de fantastik bir öykü olduğunu anlıyorsunuz o yüzden biraz hayal kırıklığına uğradım maalesef daha fazla spoiler vermek istemiyorum :)

Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ve Diğer Fantastik Öyküler, Steven­son’ın üç öyküsünü bir araya getiriyor. Yazarın gördüğü bir rüyadan esinlenerek kaleme aldığı “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde”, gotik edebiyatın köşetaşlarından biridir. Biri doktor, diğeri psikopat bir katil, iki farklı ruhu aynı bedende yaşayan bir adamı anlatan öykü, psikiyatrinin temel konularından biri olan kişilik bölünmesi sorununu işler. 

Bilime hizmet kisvesi altında, para ve iktidar hırsıyla sı­nır tanımayan genç cerrahları anlatan “Ceset Hırsızı” gerçek bir olaydan kaynaklanıyor. “Olalla” ise aşk, gizem ve sömürü motiflerini incelikle bir arada örüyor.

Kötülüğün ve özyıkımın insanın doğasında var olduğuna inanan Stevenson’ın öyküleri, XIX. yüzyılın baskıcı ortamında, bireyin mutluluğuna da sefaletine de kayıtsız kalan bir dönemin ürünleri olarak şekillenmiştir. Her açıdan köşeye sıkışmış insanın çaresizliğini yansıtan bu öyküler, bölünmüş benliklerin içsel belirsizliklerini estetik düzleme taşır.

Korku Filmi - Horror Story

Herkese merhabalar efenim ...

İlk defa (sanırım) Hint korku filmi izledim.Bu işkenceyi ben çektim bence siz de çekmelisiniz :D Haha yok yok bi an da hayalet kovalarken durup dans etmiyorlar elbette hatta ön yargılarıma göre daha iyiydi bile diyebilirim.Tam da sevdiğimiz gibi toplanmalı aslında.Amerikan korku filmlerinin bir çakması diyebiliriz aslında.Bir grup mal arkadaş eğlencesine hayaletlerle dolu olduğu düşünülen bir otele giderler ve tabi ki başlarına gelmeyen kalmaz :)

Bilim Kurgu Filmi - Tau

Herkese merhabalar efenim ...

Filmcibaşınız geri döndü. Bilim kurgu severler bi buraya bakabilir mi ? Heh tam da size göre bir film postu var sırada. Netflix yine bizi düşününerekten enfes bir bilim kurgu filmi yapmış ee bize de oturup izlemek ve aşık olmak düştü elbette. Tau zaten normalde de robot askerlere verilen bir isimmiş. Sanırım bundan esinlenerek tabi biraz da işin rengini değiştirerek resmen tek bir oda da geçen bir film yapmışlar. Şu sıra robotlar,yapay zekalar ve bunlara bilinç verilip verilmemesi oldukça gündem de olan bir konu. İzlediğim dizi,film hatta oyunlarda bile bu konu sorgulanıp duruyor. Benim fikrim ise robotlar iyi güzel şeyler ama onlara bilinç vermek çok yanlış bir şey. Biz daha kendi türümüz de ki canlılara iyi davranmaktan aciziz. Duyguları ve düşünceleri olan bir varlığa iyi davranmasını beklemek insanlardan ne bileyim :/ Bilincin olması demek insandan bir farkı kalmamış demek neredeyse. Dayanıklı bir insan yaratmakta ve o robota adeta irade verip sonra emirlerimize uymasını beklemekte ne bileyim biraz show :/ Gerçi bu konu üzerinden biraz da dini sorgular yapıyor film :

"Tanrı da bizi yarattı ve bilinç,irade verdi.Onun bütün emirlerine uyuyor muyuz ya da uymak zorunda mıyız ? Eğer amacı ona kulluk etmemizse neden bizi melekler gibi iradesiz yaratmadı ki ? " gibi soruların cevabını da arıyor film.

Süre : 1s 37dk
Yönetmen: Federico D’Alessandro
Oyuncular: Maika Monroe, Ed Skrein, Gary Oldman devamı
Tür :Bilimkurgu, Gerilim

Ülke :ABD

YouTube - Vlog 19 : Marmaris

Kitap - Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği M.Kundera

Herkese merhabalar efenim ...

Bu yazıyı büyük olasılık yarın sabah okuyacaksınız ama ben yine de şimdiden yazmak istedim.Daha yoldan yeni geldik malumunuz 1 haftadır buralarda yoktum tatildeydim, bol bol güneş,deniz ve lezzetli yemeklerin tadını çıkardım artık tatilin sonuna geldim belki ağustos ya da eylül başı gibi yine bir yerlere gidebiliriz ama şimdilik bir KPSS molası vermem gerekiyor bu mola da eh haliylen 1 ay kadar sürecek :)

Neyse efenim Marmaris Vlogu YouTube a yüklenirken size uzun süredir adını duyduğum ve arkadaşlarımda , fikirlerine,düşüncelerine değer verdiğim ünlü kişilerinde övdüğü bir kitap olan "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği " den bahsedicem hatta bu ünlü kişilerden biri bu kitabı o kadar seviyormuş ki bu kitaba " benim incilim" diyormuş.O yüzden beklentiyi sanırım biraz yüksek tuttum çünkü hayal kırıklığına uğradım desem yeridir.

Öncelikle kitap akmıyor,gitmiyor çok fazla olaydan olaya hatta düşünceden düşünceye geçiyor.Yazarın kitabı yazarken ki amacı şuymuş bence : "Kapitalizm,komünizm ya da varlık bilumum başka felsefelerden ve psikolojilerden bahsedeyim ama öyle bir bahsedeyim ki kimse onlardan bahsettiğimi açık açık anlamasın".

Tanzimat döneminde Ahmet Mithat halkı padişahtan gizli bilgilendirmek için bir roman yazarmış arada da fasulye tarifi verirmiş ya heh o tarz bir şey olmuş bu da.Konular,karakterler çok alakasız ne yaptıkları,duyguları belli değil araya sürekli kendi düşüncelerini sokuyor bir de üçüncü perdeyi kaldırıp okuyucuyla direk temasa girecek şekilde yazmış mesela : 

"Şimdi bu karakterimizin neler yaptığını bırakalım ve daha önemli konulara geçelim ... " 
gibisinden.Normalde bu tarz yazıları severim ama bu romana hiç olmamış bilemiyorum ya ben çok sevemedim ya da çok şey bekledim beklentimin altında kaldı kitap."Sen kitabı anlamamışsın" falan demeyin.Göndermelerin hepsini gayet iyi anladım o kadar okuyuculuk ve genel kültür birikimim var Allah'a şükür :)