Herkese merhabalar efenim ...
Bugün pazar hava güzel ! Eğer bugün dışarı çıkmıyorsanız yapacak tek bir şey vardır elbette film izlemek :) Hem de benim için harika bir klasik olan Bruce Almighty ! Tabi biz onu daha çok Aman Tanrım olarak biliyoruz :) Jim Carrey en sevdiğim oyunculardan biridir.Bakın komedi oyuncusu demiyorum oyuncu diyorum direk çünkü kendisinin sadece komedileri yok dram,gizem gibi filmlerde de oldukça iyi oyunculuklar sergiledi ama benim içlerinde en sevdiğim filmi tabi ki Truman Show ve Bruce Almighty! Ben çocukken televizyonda "pazar sineması" adı altında verirlerdi hep bu filmi izlemeyeli o kadar zaman oldu ki dün akşam açıp tekrardan izleyesim geldi eğer izleyemenleriniz varsa diye postunu yazayım ve şiddetle tavsiye edeyim dedim :)
Sıpöööölırrrrrrr ! (Jim Carrey tarzında bağırdığımı düşünün)
Filmden en sevdiğim repliği de yazmak istedim sizlere bu benim dünya görüşüm aynı zamanda :
"Bir şey ne kadar kirlenirse kirlensin hemen silebilirsin. Çorbayı ikiye bölmek mucize değildir Bruce, sihirbazlıktır. İki işte çalıştığı halde çocuğunu futbol antrenmanına götürmeye vakit bulan bekar anne mucizedir. Uyuşturcuya hayır, eğitime evet diyen bir genç mucizedir. İnsanlar onlar için her şeyi yapmamı istiyorlar. Ama anlamadıkları şu ki, yapacak güçleri var. Bir mucize mi görmek istiyorsun evlat, mucizenin kendisi ol."
Yönetmen: Tom Shadyac
Ülke: ABD
Tür: Komedi, Dram, Fantastik
IMDB: 6,7
Vizyon Tarihi: 5 Eylül 2003
Süre: 101 Dakika
Ödüller: 7 ödül ve 7 adaylık
Bir çok seveni olmasına ve güzel kız arkadaşına rağmen TV muhabiri Bruce Nolan, hayatın ona karşı adil olmadığına inanmaktadır. Hayatında geçirdiği en kötü günün ardından, Bruce kızgınlıkla Tanrı'yı hayatını mahvetmekle ve evreni iyi yönetememekle suçlar. Bunun üzerine Tanrı yanıt verir... Ve daha iyisini yapıp yapamayacağını görmek için tüm güçlerini Bruce'a bağışlar.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
10 Mart 2019 Pazar
9 Mart 2019 Cumartesi
Biyografi Filmi : Erin Brockovich
Herkese merhabalar efenim ...
Beni biliyorsunuz artık :) Temaya uygun filmler izlemeye bayılırım.Dünün teması da elbette "Dünya Kadınlar Günüydü" ben de o güne özel küçük bir araştırma yaptım ve en sevdiği oyunculardan biri olan Julia Roberts'ın bir filmini buldum.Azim,çalışmak ve her engele rağmen bir şeyi istiyorsan yapabileceğini gösteren çok güzel bir filmdi.Bir kadının eş olması,anne olması istediği şeyleri yapabilmesine ya da bir şeylerde başarılı olmasına engel değil.Ben her zaman derim size en engel olan tek şey yine sizsiniz !
Psikoloji de savunma mekanizmalarının başında "mantığa bürüme ve yansıtma" geliyor.Halk dilinde şöyle açıklayayım size psikolojimiz kendini rahatlatabilmek için başarısızlıklarını ya da güçsüzlüğünü bir bahaneye yüklemeye ya da bir duruma,insana yansıtmaya çalışıyor.Mesela bir sınav sonunda düşük aldığımızda "ben yeterli çalışmadım da düşük aldım" demek yerine "sorular zordu,öğretmen çok kazık sordu" demeyi tercih ediyoruz.Bu tip şeyler egoyu kurtarmaktan (daha anlaşılır bir ifade ile vicdanımızı) rahatlatmak başka bir işe yaramıyor.Çok az insan kendinde buluyor suçu ve "daha fazla ne yapabilirimi" düşündüğü zaman bu kadın gibi başarılı olabiliyor.Bu arada bu film bir biyografi böyle bir olay yaşanmış ve böyle bir kadın var yani :) Bütün kadınların kendinde bir şeyler bulup bir şeyler yapmaya şevkleneceğini düşündüğüm bir yapıt olmuş tavsiyemdir :)
Yönetmen: Steven Soderbergh
Ülke: ABD
Tür: Biyografi, Dram
IMDB: 7,3
Vizyon Tarihi: 14 Nisan 2000
Süre: 131 Dakika
Ödüller: Oscar, 31 ödül ve 43 adaylık
Parası, işi ve geleceğe dair hiçbir umudu olmayan Erin Brockovich, çok zor bir durumdadır. Hiç suçu olmadığı bir araba kazasına karışan Erin, bir anda kendisini daha da kötü olayların içinde bulur. Hiçbir seçeneği kalmayan Erin, avukatı Ed Masry'nin ( Albert Finney) hukuk bürosunda çalışmak için onu ikna eder.
Burada çalışırken gayrimenkul dosyalarındaki bazı tıbbi kayıtlara rastlar. Kafası karışan Erin, aradaki bağlantıyı sorgulamaya başlar. Bu konuyu araştırmak için Ed'i ikna eden Erin, yöre halkının kullandığı suyun kirli olduğunu, bu gerçeğin onlardan saklandığını ve bu sebeple orada yaşayan insanların birtakım ciddi hastalıklara yakalandıklarını öğrenir.
Beni biliyorsunuz artık :) Temaya uygun filmler izlemeye bayılırım.Dünün teması da elbette "Dünya Kadınlar Günüydü" ben de o güne özel küçük bir araştırma yaptım ve en sevdiği oyunculardan biri olan Julia Roberts'ın bir filmini buldum.Azim,çalışmak ve her engele rağmen bir şeyi istiyorsan yapabileceğini gösteren çok güzel bir filmdi.Bir kadının eş olması,anne olması istediği şeyleri yapabilmesine ya da bir şeylerde başarılı olmasına engel değil.Ben her zaman derim size en engel olan tek şey yine sizsiniz !
Psikoloji de savunma mekanizmalarının başında "mantığa bürüme ve yansıtma" geliyor.Halk dilinde şöyle açıklayayım size psikolojimiz kendini rahatlatabilmek için başarısızlıklarını ya da güçsüzlüğünü bir bahaneye yüklemeye ya da bir duruma,insana yansıtmaya çalışıyor.Mesela bir sınav sonunda düşük aldığımızda "ben yeterli çalışmadım da düşük aldım" demek yerine "sorular zordu,öğretmen çok kazık sordu" demeyi tercih ediyoruz.Bu tip şeyler egoyu kurtarmaktan (daha anlaşılır bir ifade ile vicdanımızı) rahatlatmak başka bir işe yaramıyor.Çok az insan kendinde buluyor suçu ve "daha fazla ne yapabilirimi" düşündüğü zaman bu kadın gibi başarılı olabiliyor.Bu arada bu film bir biyografi böyle bir olay yaşanmış ve böyle bir kadın var yani :) Bütün kadınların kendinde bir şeyler bulup bir şeyler yapmaya şevkleneceğini düşündüğüm bir yapıt olmuş tavsiyemdir :)
Yönetmen: Steven Soderbergh
Ülke: ABD
Tür: Biyografi, Dram
IMDB: 7,3
Vizyon Tarihi: 14 Nisan 2000
Süre: 131 Dakika
Ödüller: Oscar, 31 ödül ve 43 adaylık
Parası, işi ve geleceğe dair hiçbir umudu olmayan Erin Brockovich, çok zor bir durumdadır. Hiç suçu olmadığı bir araba kazasına karışan Erin, bir anda kendisini daha da kötü olayların içinde bulur. Hiçbir seçeneği kalmayan Erin, avukatı Ed Masry'nin ( Albert Finney) hukuk bürosunda çalışmak için onu ikna eder.
Burada çalışırken gayrimenkul dosyalarındaki bazı tıbbi kayıtlara rastlar. Kafası karışan Erin, aradaki bağlantıyı sorgulamaya başlar. Bu konuyu araştırmak için Ed'i ikna eden Erin, yöre halkının kullandığı suyun kirli olduğunu, bu gerçeğin onlardan saklandığını ve bu sebeple orada yaşayan insanların birtakım ciddi hastalıklara yakalandıklarını öğrenir.
8 Mart 2019 Cuma
Distopik Film : Alita : Battle Angel
Herkese merhabalar efenim ...
Avatar filmi için 16 yıl ertelenmiş bir film var bugün film postumuzda.Anime severler,absürd dövüş sahneleri izlemeyi severler,Bilim-Kurgu,Distopya tarzında film izlemeyi severler bu filmi benim gibi uzun zamandır bekliyordur eminim ki :) İzlemek şimdiye kısmet oldu tabi gönül isterde ki sinemada izleyelim özellikle de bu tarz aksiyonlu yapımları sinemada izlemesi ayrı keyifli oluyor.Ben filmi genel olarak çok sevdim ama bazı sahneleri sırf anime izliyormuş gibiydim (spoiler vermemek için kendimi çok zor tutuyorum). Sanırım bu eski bir mangaymış ve içindeki klişe sahnelerin nedenininde bundan olduğunu sanıyorum :)
Vizyon tarihi 15 Şubat 2019 (2s 2dk)
Yönetmen Robert Rodriguez
Oyuncular: Rosa Salazar, Christoph Waltz, Jennifer Connelly
Ülke ABD, Arjantin, Kanada
Alita (Rosa Salazar), kim olduğunu veya nereden geldiğini bilmediği bir halde, tanımadığı bir gelecekte uyanır. Şefkatli bir doktor olan Ido (Christoph Waltz) onu yanına alır ve cyborg görüntüsünün altında olağanüstü bir geçmişe sahip genç bir kadının kalbi ve ruhu olduğunu fark eder. Alita, yeni hayatına alışmaya çalışırken, Doktor Ido da onu gizemli geçmişinden korumaya çalışır. Yeni arkadaşı Hugo (Keean Johnson) ise Alita’nın geçmişini hatırlaması için, anılarını tetiklemesine yardımcı olmak ister. Bu sırada şehri yöneten tehlikeli ve yozlaşmış güçler Alita’nın peşine düşer. Eşi benzeri görülmemiş dövüş yeteneklerine sahip olduğunu fark eden Alita, geçmişine dair bir ipucu elde eder. Tehlikeli insanlarla karşı karşıya olan Alita, arkadaşlarının, ailesinin ve dünyasının kurtarılmasında kilit rol oynayacaktır.
Avatar filmi için 16 yıl ertelenmiş bir film var bugün film postumuzda.Anime severler,absürd dövüş sahneleri izlemeyi severler,Bilim-Kurgu,Distopya tarzında film izlemeyi severler bu filmi benim gibi uzun zamandır bekliyordur eminim ki :) İzlemek şimdiye kısmet oldu tabi gönül isterde ki sinemada izleyelim özellikle de bu tarz aksiyonlu yapımları sinemada izlemesi ayrı keyifli oluyor.Ben filmi genel olarak çok sevdim ama bazı sahneleri sırf anime izliyormuş gibiydim (spoiler vermemek için kendimi çok zor tutuyorum). Sanırım bu eski bir mangaymış ve içindeki klişe sahnelerin nedenininde bundan olduğunu sanıyorum :)
Vizyon tarihi 15 Şubat 2019 (2s 2dk)
Yönetmen Robert Rodriguez
Oyuncular: Rosa Salazar, Christoph Waltz, Jennifer Connelly
Ülke ABD, Arjantin, Kanada
Alita (Rosa Salazar), kim olduğunu veya nereden geldiğini bilmediği bir halde, tanımadığı bir gelecekte uyanır. Şefkatli bir doktor olan Ido (Christoph Waltz) onu yanına alır ve cyborg görüntüsünün altında olağanüstü bir geçmişe sahip genç bir kadının kalbi ve ruhu olduğunu fark eder. Alita, yeni hayatına alışmaya çalışırken, Doktor Ido da onu gizemli geçmişinden korumaya çalışır. Yeni arkadaşı Hugo (Keean Johnson) ise Alita’nın geçmişini hatırlaması için, anılarını tetiklemesine yardımcı olmak ister. Bu sırada şehri yöneten tehlikeli ve yozlaşmış güçler Alita’nın peşine düşer. Eşi benzeri görülmemiş dövüş yeteneklerine sahip olduğunu fark eden Alita, geçmişine dair bir ipucu elde eder. Tehlikeli insanlarla karşı karşıya olan Alita, arkadaşlarının, ailesinin ve dünyasının kurtarılmasında kilit rol oynayacaktır.
7 Mart 2019 Perşembe
Gerilim Filmi : The Forest
Herkese merhabalar efenim ...
Netflix de korku gerilim türündeki filmleri tüketmeye devam ediyoruz ! Bilmem biliyor musunuz ama dünyada en çok intihar oranı Japonya ve Kore'de özellikle lise öğrencileri çoğunlukta bu grupta.Japonya da bir intihar ormanı bile var ben ilk duyduğumda "bundan güzel film ya da kitap konusu olarak" diye düşünmüştüm orayla ilgili Japon bir film ya da diziye rastlamadım ama Amerika yapımı bir filme rastladım tabi bir Japon filmi olsaydı bence daha güzel olurdu(onların kendine has korku özellikleri var) ama bu filmi de izlemesi keyifliydi :)
Amerikalı Sara Price (Natalie Dormer), Japon Polisi'nden sorunlu ikiz kızkardeşi Jess'in öldüğünü söyleyen bir telefon alır. Jess'in intihar için popüler bir yer olan Japonya'da hayatını sonlandırdığı düşünülmektedir. Nişanlısı Rob'un endişelerine rağmen, Sara Japonya'ya seyahat eder ve kız kardeşinin kaldığı otele varır. Sara otelde Aiden adlı bir Amerikalı muhabirle tanışır. Birlikte içki içerlerken ona anne babasının yıllar önce trafik kazası geçirdiğini ve kız kardeşinin bu olaya tanık olduğunu ama kendisinin olmadığını anlatır. Aiden onu Jess'in en son görüldüğü ormana götürmeyi teklif eder. Böylece kardeşini arayabilecektir. Ormana gittiklerinin ertesi gecesi, Sara çalılıklarda hışırtılar duyar ve bu seslerin Jess'ten geldiğine inanır, fakat karşısına Jess'i tanıdığını iddia eden genç bir Japon kız olan Hochiko çıkar. Hochiko Sara'yı Aiden'a güvenmemesi konusunda uyarır. Anlaşılan Jess, zannetikleri gibi intihar etmemiştir.
Netflix de korku gerilim türündeki filmleri tüketmeye devam ediyoruz ! Bilmem biliyor musunuz ama dünyada en çok intihar oranı Japonya ve Kore'de özellikle lise öğrencileri çoğunlukta bu grupta.Japonya da bir intihar ormanı bile var ben ilk duyduğumda "bundan güzel film ya da kitap konusu olarak" diye düşünmüştüm orayla ilgili Japon bir film ya da diziye rastlamadım ama Amerika yapımı bir filme rastladım tabi bir Japon filmi olsaydı bence daha güzel olurdu(onların kendine has korku özellikleri var) ama bu filmi de izlemesi keyifliydi :)
Amerikalı Sara Price (Natalie Dormer), Japon Polisi'nden sorunlu ikiz kızkardeşi Jess'in öldüğünü söyleyen bir telefon alır. Jess'in intihar için popüler bir yer olan Japonya'da hayatını sonlandırdığı düşünülmektedir. Nişanlısı Rob'un endişelerine rağmen, Sara Japonya'ya seyahat eder ve kız kardeşinin kaldığı otele varır. Sara otelde Aiden adlı bir Amerikalı muhabirle tanışır. Birlikte içki içerlerken ona anne babasının yıllar önce trafik kazası geçirdiğini ve kız kardeşinin bu olaya tanık olduğunu ama kendisinin olmadığını anlatır. Aiden onu Jess'in en son görüldüğü ormana götürmeyi teklif eder. Böylece kardeşini arayabilecektir. Ormana gittiklerinin ertesi gecesi, Sara çalılıklarda hışırtılar duyar ve bu seslerin Jess'ten geldiğine inanır, fakat karşısına Jess'i tanıdığını iddia eden genç bir Japon kız olan Hochiko çıkar. Hochiko Sara'yı Aiden'a güvenmemesi konusunda uyarır. Anlaşılan Jess, zannetikleri gibi intihar etmemiştir.
6 Mart 2019 Çarşamba
Fantastik Romantik Film : Color Me True
Herkese merhabalar efenim ...
Uzun zamandır Japon filmi izlemiyordum hem de Fantastik Romantik olanından :) Konusu yine tam Japonlara göre :) Sanırım film 60'lı 70'li yıllarda geçiyor.Kenji diye saf mı saf ama tatlı mı tatlı bir oğlanımız filmlere hayrandır ayrıca yardımcı yönetmendir ama setinde hep aşağılanan biridir bir gün eski satılmaya yüz tutulan bir film bulur ve filmde ki Prenses Miyuki'ye aşık olur sabah akşam o filmi izler bir gün filmi artık son izleyişinin vakti geldiğinde Prenses Miyuki beyazperdeden çıkar ve Kenji'nin olduğu dünyaya gelir.Tabi bir film artisti olarak değil gerçektende filmde ki karakteri ile gelir hem de siyah-beyaz bir şekilde :D Naif bir aşkı anlatan kafa dağıtmalık bir film tavsiyemdir :)
Yönetmen: Hideki Takeuchi
Ülke: Japonya
Tür: Fantastik, Romantik
IMDB: 7,2
Vizyon Tarihi: 1 Şubat 2018
Süre: 109 Dakika
Uzun zamandır Japon filmi izlemiyordum hem de Fantastik Romantik olanından :) Konusu yine tam Japonlara göre :) Sanırım film 60'lı 70'li yıllarda geçiyor.Kenji diye saf mı saf ama tatlı mı tatlı bir oğlanımız filmlere hayrandır ayrıca yardımcı yönetmendir ama setinde hep aşağılanan biridir bir gün eski satılmaya yüz tutulan bir film bulur ve filmde ki Prenses Miyuki'ye aşık olur sabah akşam o filmi izler bir gün filmi artık son izleyişinin vakti geldiğinde Prenses Miyuki beyazperdeden çıkar ve Kenji'nin olduğu dünyaya gelir.Tabi bir film artisti olarak değil gerçektende filmde ki karakteri ile gelir hem de siyah-beyaz bir şekilde :D Naif bir aşkı anlatan kafa dağıtmalık bir film tavsiyemdir :)
Yönetmen: Hideki Takeuchi
Ülke: Japonya
Tür: Fantastik, Romantik
IMDB: 7,2
Vizyon Tarihi: 1 Şubat 2018
Süre: 109 Dakika
5 Mart 2019 Salı
Gerilim Filmi : American Psycho
Herkese merhabalar efenim ...
Stresten midir ya da birden uyku düzenimin,hayatımın değişmesinden midir nedir bilemiyorum ama değişik bir baş ağrısı yaşıyorum 3 gündür tam böyle ağrı gibi de değil sanki birisi kafama bastırıyor gibi anlamadım gitti.Tabi bu ders çalışmama da yansıyor o yüzden annemle birlikte oturup film izliyoruz,işten çıktığımdan beri dışarı da hiç çıkmadım çıldırmadan yaza bir gelebilirsem benim için çok iyi olacak.
Neyse efenim benimle birlikte çıldıran birileri daha var.O da sinemanın (bence) en iyi oyuncularından biri olan Christian Bale ! Bu film yalnız iyi çıldırmış,çokta güzel çıldırmış çokta iyi olmuş :D
Christian Bale'in yanı sıra Chloë Sevigny,Reese Witherspoon,Jared Leto,Willem Dafoe gibi isimlerde bu hep duyduğum ama bir türlü izleyemediğim American Psycho filminde yer alıyor.Film aslında bir kitaptan beyaz perdeye uyarlanmış ve sözlük yazarlarından okuduğum yorumlara göre kitabın %5 ini bile filme çok fazla yansıtamamışlar ki filmden öyle çok abartıldığı gibi neden bir zevk alamadığımı açıklıyor.Filmin sonu da çok hava da kalıyor etkilendiğim tek şey Christian Bale'nin Tom Cruise tavırları ve cesur oyunculuğu oldu ...
Yönetmen: Mary Harron
Ülke: ABD
Tür: Suç, Dram
IMDB: 7,6
Vizyon Tarihi: 9 Mart 2001
Süre: 102 Dakika
Ödüller: 4 ödül ve 7 adaylık
Patrick Bateman genç, yakışıklı, Harvard Üniversitesi mezunu, Wall Street finans çevrelerinde çok başarılı bir işadamıdır. Çok kuvvetli iş arkadaşları ve dostlarından oluşan etrafı onu, çok sayıda kişinin fakat hayal edebileceği bir mevkiye getirmiştir. Güzeller güzeli nişanlısı ile de herkesi kıskandıracak bir ilişki içerisindedir.
Fakat bu hayal kahramanı gibi görünen kişinin öbür yüzünü bilen hiç kimse bulunmamaktadır. O ikinci kişilik ise mevki, güç ve maddi kazançlardan çok daha fazlasını isteyen ve bu isteği adeta bir tutku gibi içini kemiren biridir. Bu tutku o kadar fazladır ki onu cinayet bile işleyecek hale getirmiştir.
Patrick Bateman etrafını saran birbirinden güzel kadınların peşinden koşmaktan kendini alamamaktadır ve peşinde de bir dedektif vardır. Bu dedektif onun işlediğine inandığı bir cinayeti aydınlatmaya çalışmaktadır.
Stresten midir ya da birden uyku düzenimin,hayatımın değişmesinden midir nedir bilemiyorum ama değişik bir baş ağrısı yaşıyorum 3 gündür tam böyle ağrı gibi de değil sanki birisi kafama bastırıyor gibi anlamadım gitti.Tabi bu ders çalışmama da yansıyor o yüzden annemle birlikte oturup film izliyoruz,işten çıktığımdan beri dışarı da hiç çıkmadım çıldırmadan yaza bir gelebilirsem benim için çok iyi olacak.
Neyse efenim benimle birlikte çıldıran birileri daha var.O da sinemanın (bence) en iyi oyuncularından biri olan Christian Bale ! Bu film yalnız iyi çıldırmış,çokta güzel çıldırmış çokta iyi olmuş :D
Christian Bale'in yanı sıra Chloë Sevigny,Reese Witherspoon,Jared Leto,Willem Dafoe gibi isimlerde bu hep duyduğum ama bir türlü izleyemediğim American Psycho filminde yer alıyor.Film aslında bir kitaptan beyaz perdeye uyarlanmış ve sözlük yazarlarından okuduğum yorumlara göre kitabın %5 ini bile filme çok fazla yansıtamamışlar ki filmden öyle çok abartıldığı gibi neden bir zevk alamadığımı açıklıyor.Filmin sonu da çok hava da kalıyor etkilendiğim tek şey Christian Bale'nin Tom Cruise tavırları ve cesur oyunculuğu oldu ...
Ülke: ABD
Tür: Suç, Dram
IMDB: 7,6
Vizyon Tarihi: 9 Mart 2001
Süre: 102 Dakika
Ödüller: 4 ödül ve 7 adaylık
Patrick Bateman genç, yakışıklı, Harvard Üniversitesi mezunu, Wall Street finans çevrelerinde çok başarılı bir işadamıdır. Çok kuvvetli iş arkadaşları ve dostlarından oluşan etrafı onu, çok sayıda kişinin fakat hayal edebileceği bir mevkiye getirmiştir. Güzeller güzeli nişanlısı ile de herkesi kıskandıracak bir ilişki içerisindedir.
Fakat bu hayal kahramanı gibi görünen kişinin öbür yüzünü bilen hiç kimse bulunmamaktadır. O ikinci kişilik ise mevki, güç ve maddi kazançlardan çok daha fazlasını isteyen ve bu isteği adeta bir tutku gibi içini kemiren biridir. Bu tutku o kadar fazladır ki onu cinayet bile işleyecek hale getirmiştir.
Patrick Bateman etrafını saran birbirinden güzel kadınların peşinden koşmaktan kendini alamamaktadır ve peşinde de bir dedektif vardır. Bu dedektif onun işlediğine inandığı bir cinayeti aydınlatmaya çalışmaktadır.
4 Mart 2019 Pazartesi
Komedi Filmi : Isn't It Romantic
Herkese merhabalar efenim ...
Hafif balık etli ablalarımızın çektiği Romantik-Komedi tadında olan ama daha çok ana teması "kendini sevme ve beden olumlama" olan filmlere bayılıyorum.Şu sıra bu tarz filmlerde epey popüler oldu.Bu filmlerden yeni çıkanlardan biri de "Mükemmel Saha" filmi ile gönlümde yer edinen Rebel Wilson'un Isn't It Romantic filmi oldu.Bu filmi kategori olarak aslında Romantik Komediye almalıydım ama bence Romantik Komedilerden nefret eden ablamıza hakaret gibi olacağından Komedi ye almaya karar verdim :) Kafa dağıtmak için izlenebilecek eğlenceli pazar filmlerinden tavsiyemdir :)
Yönetmen: Todd Strauss-Schulson
Ülke: ABD
Tür: Komedi, Fantastik, Romantik
IMDB: 6,3
Vizyon Tarihi: 1 Şubat 2019
Süre: 88 Dakika
Romantik komedilerden nefret eden ve sıradan bir hayat süren bir mimar, başını vurmasının ardından gözünü klişelerle dolu, göz alıcı bir romantik komedi dünyasında açar.
Hafif balık etli ablalarımızın çektiği Romantik-Komedi tadında olan ama daha çok ana teması "kendini sevme ve beden olumlama" olan filmlere bayılıyorum.Şu sıra bu tarz filmlerde epey popüler oldu.Bu filmlerden yeni çıkanlardan biri de "Mükemmel Saha" filmi ile gönlümde yer edinen Rebel Wilson'un Isn't It Romantic filmi oldu.Bu filmi kategori olarak aslında Romantik Komediye almalıydım ama bence Romantik Komedilerden nefret eden ablamıza hakaret gibi olacağından Komedi ye almaya karar verdim :) Kafa dağıtmak için izlenebilecek eğlenceli pazar filmlerinden tavsiyemdir :)
Yönetmen: Todd Strauss-Schulson
Ülke: ABD
Tür: Komedi, Fantastik, Romantik
IMDB: 6,3
Vizyon Tarihi: 1 Şubat 2019
Süre: 88 Dakika
Romantik komedilerden nefret eden ve sıradan bir hayat süren bir mimar, başını vurmasının ardından gözünü klişelerle dolu, göz alıcı bir romantik komedi dünyasında açar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner
Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...