6 Eylül 2020 Pazar

Kitap - Felaketzedeler Evi Guillermo Rosales

 Herkese merhabalar efenim,

Nihayet KPSS belası da bitti yani sayılır sadece 20'sinde olucak olan ÖABT sınavım kaldı sınava zaten bu sene hiç çalışmadan girdim 120 sorudan 70 tane anca işaretlemişimdir diğer dersleri bırakında kendime en çok güvendiğim paragraf sorularını bile neredeyse yapamadım hatta çok fazla oyalanıp zaman kaybettim çünkü bu kadar kitap okumama rağmen paragrafları anlayamadım.Ayrıca ilk defa maske ile sınava girdim öğrencilerime empati yapma konusunda bir rehber öğretmen olarak nirvanaya ulaştığımı düşünüyorum çünkü maske ile sınava girmek ÖLÜM !

Neyse efenim bu beladan da kurtulduğumuza göre kitap okumaya kaldığımız yerden dewamke diyebiliriz ! Jaguar yayın evinden okumalarıma devam ediyorum.Bu yayın evini bu kadar sevmemin nedenlerinden biri de dünya edebiyatını önümüze çok güzel bir çeviriyle sunmaları."Felaketzedeler Evi" kitabı Küba da geçen bir dram öykünü anlatıyor.Sanırım yazar kendi hayat hikayesini anlatıyor diyebiliriz bu kitap için sonu dışında (çünkü çok havada bitti) oldukça dramatik ve realistik bir kitaptı.Narin yapılı kişilerin bu kitabı okumamasını tavsiye ederim.Genel olarak hikaye bi akıl hastahanesinde geçtiği için Guguk Kuşu 'na benzettim ben.

Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı Guillermo Rosales’in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığı zamanlardakine benzeyen bir bakımevini anlattığı Felaketzedeler Evi’nin baş karakteri William Figuares, –yine tam da yazar gibi–  Küba’dan Miami’ye gelmiş sürgün bir yazardır. Ama halası, onu göçmenlerin çoğunlukta olduğu “bakımevi”ne yerleştirince burada bambaşka bir dünya bulur: Tersine işleyen bir Amerikan rüyası. “Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben,” der William burası için. “Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi. Kaçıklar çoğunluktaydı. Yapayalnız ölsünler, kazananların başına bela olmasınlar diye aileleri tarafından bırakılan yaşlılar da vardı.” 

Felaketzedeler Evi’nin sakinleri, yeryüzündeki kişisel felaketlerin cisimleşmiş özetini sunarlar âdeta. Fakat bir süre sonra William, kendisi gibi bir felaketzede olan Francis’le tanışır. O güne dek içinde bir boşluk duygusu ve elinde İngiliz şairlerin kitabıyla yaşayıp giderken ruhunda bir umut filizlenir: Yeniden hayal kurup planlar yapmaya ve Beatles şarkıları mırıldanmaya başlar.

1987’de Octavio Paz’ın oyuyla Letras de Oro Roman Ödülü’nü kazanan ve bugün Küba edebiyatının kült kitaplarından biri olarak kabul edilen Felaketzedeler Evi’ni Gökhan Aksay İspanyolca aslından çevirdi. 

5 Eylül 2020 Cumartesi

Kore Dizisi : Was ıt Love ?

 Herkese merhabalar efenim,

Yarın KPSS sınavım var ve gram bir şey bilmeden giricem açıkçası bu sene sırf para ödedim diye giriyorum yoksa maskeyle 2 saat boyunca soru çözmeyi istemek hiç bir şekilde akıl karı değil bence zaten bu yönde artık çok fazla da umudum kalmadı Ekim ayında işimde zamlı bir şekilde maaş alacağım ve iş yerimde oldukça iyi şartlarda sadece mesleğimi yapıyorum tabi her zaman dediğim gibi özel sektörün hiç bir zaman garantisi yok hele de bu korona zamanında eğer beni işten çıkarıcak olurlarsa (hayat sonuçta bu yani hiç belli olmaz) en azından şu korona olayları bitene kadar çalışmamayı düşünüyorum evden dijital bir şekilde çalışırım biriktirdiğim parayı kullanmaya başlarım.Her şey için bir plan yaptım yani :) O yüzden artık hiç bir şey için canımı sıkmıyorum geleceği,geçmişi düşünmüyorum ve sadece bu zamana odaklanıyorum psikolojimizi korumanın en iyi yolu bu bence.

Şu sıra yeni çıkan Kore dizilerine de sarmış durumdayım.Uzun zamandır film izlemiyorum film izlemek yerine çok fazla dizi izler oldum Netflix dizileri bir yana Kore dizilerini aşırı seviyorum.Yeni bitirdiğim dizilerden biri de konusu ve kadrosu biraz vasat olsa da zaman geçirmelik bir dizi olan "Was It Love" dizisi.

Dizi, uzun süredir, romantik ilişkisi olamamış bekâr bir annenin (Song Ji-Hyo), hayatına dört adamın girmesini ve sonrasında yaşanan olayları konu almaktadır. Bu dört adamdan biri; kötü ama çekici (Son Ho-Jun), diğeri; acınacak halde ama zengin (Song Jong-Ho), bir diğeri; ürkütücü ama çekici (Kim Min-Jun) ve son olarak diğeri; daha toy ama oldukça yakışıklıdır (Koo Ja-Sung).

4 Eylül 2020 Cuma

Kitap : Günler Aylar Yıllar Yan Lianke

 Herkese merhabalar efenim,

Yine Jaguar yayınevi , yine Çinli bir yazar yine aşırı fakirlik ve bir azim öyküsü ve yine tutamadığım gözyaşlarım.Yan Lianke ile ilk defa tanışıyorum ama tarzı bana oldukça tanıdık geldi.Yu Hua 'ya çok benzediğini söylemek isterim tabi bu dünya edebiyatındaki her yazarda olabilecek şeyler.Okuması akıcı (100 sayfa falan) kapak tasarımı yine her zaman ki gibi muhteşem sonuyla insanı ağlatan bir yapım bu tarz Çin hikayelerini okumayı seviyorum.

Günler Aylar Yıllar, hayatın zorlukları karşısında hep diri kalabilen bir umudun romanı.

Kuraklık, Balou Sıradağları’nda tüm yıkıcılığıyla baş göstermiştir. İnsanlar çareyi evlerini terk edip su ve yiyecek bulabilecekleri yerlere kaçmakta bulurken geride sadece ihtiyar ile kör köpeği kalır ve bu iki kader ortağı, birkaç damla su, bir avuç mısır tanesi, bir karış gölgelik peşinde dolanır durur. Günleri, geceleri en sert, en çetin koşullarla sınanır; zamanın ve mekânın izleri silinip iskeletleri daha da belirginleşirken önlerindeki yollar da gitgide çatallanır. Bu zorluklardan geriye kalan, olağanüstü bir varoluş inadıdır.

Çin’in yaşayan en güçlü yazarlarından, Franz Kafka Ödülü sahibi Yan Lianke’nin Günler Aylar Yıllar’ını Erdem Kurtuldu Çince aslından çevirdi.

(Tanıtım Büleninden)

3 Eylül 2020 Perşembe

Kore Dizisi : Catch The Ghost

 Herkese merhabalar efenim,

Yıllık iznimin bugününde ailecek Urlaya denize gittik ama saçma sapan yanmışım ayrıca 2 kere falan denize girdim içim pek almadı.Yıllık iznimin ilk 3 gününü bu diziyi izleyerek geçirdim ve nihayet bitirip size yazmak istedim.İlk çıktığı zamandan beri izlemek istiyorum bu diziyi çünkü gamzesine bayıldığım çok tatlış oppam Kim Sun-Ho var ama bu adamında adam gibi bir partneri olmadı diziler de ona yanıyorum buradaki partneri de ne oyunculuğunu beğendiğim ne tipini beğendim nasıl ünlü olduğunu asla anlamadığım Moon Geun-Young olmuş.Bu kız yüzünden diziyi izlemeyi erteleyip durmuştum bence herkes aralarında ki uyumsuzluğu farketmiş olmalı ki senaristte çok fazla ikisi arasında yakınlık sahnesi yazmamış sadece dizinin sonunda o da acayip dandik bi öpüşme sahnesi vardı.

Dizi, davaları çözmekte oldukça azimli ve hevesli olan Yoo-Ryung (Moon Geun-Young) adındaki çaylak bir dedektifin etrafında dönmektedir. Yoo-Ryung, güçlü adalet duygusu ve olağanüstü mekânsal algılama yeteneği ile aldığı davaları çözmektedir. Ancak her seferinde, acele ve ehemmiyetsizce yaptığı eylemlerden dolayı başını belaya sokmaktadır. Bir gün, davalardan kaçınmaya çalışan ve istikrar arayışında olan Go Ji-Suk (Kim Sun-Ho) adında bir adam ile tanışır ve onun ortağı olur. Ancak, Ji-Suk her zaman Yoo-Ryung’un neden olduğu sorunlardan sonra ortalığı toplar ve davaları çözmekte büyük bir rol oynar.

1 Eylül 2020 Salı

Kitap - Güneşi Uyandıralım Jose Mauro De Vasconcelos

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün kitaplarım geldi.Onlara başlayana kadar Şeker Portakalının 2.kitabı olan "Güneşi Uyandıralım" kitabına başlamıştım ama bu kitabı ilk kitabı kadar sevemedim.Zeze 11-12 yaşlarında artık bluğ çağda biridir ama çocuk hayalgücünü hala koruyan ve bizlere o hallerini yansıtan büyük bir baba açlığı ile yanıp tutuşan,her kendisine oğlu gibi davranan kişiye "baba" yüklemesi yapan hüzünlü bir hikayenin kahramanı.Şeker Portakalını da bu kitabı da sevmediğimi söylemek elbette yalan olur ama bu kitap bana bir tık daha sıkıcı geldiği için açıkçası dayanamadım sonuna kadar ve kitabın en azından %75 kadarını okuduktan sonra bırakma kararı aldım ve satın aldığım diğer kitaplar geldiği için onlara başladım.

Şeker Portakalı’nın sevimli küçük kahramanı Zezé, yine karşınızda. Gözlerinin içi yine ışıl ışıl, yüreği yine sevgi dolu. Bununla birlikte büyümek, ona yeni hüzünler getirmiş. Dahası, küçüklüğündeki şeker portakalı fidanı da yok artık. Zezé'yi zengin ve kuralcı bir aile evlat edinmiştir. Bu sayede kardeşlerine göre çok daha iyi maddi olanaklara kavuşmuş, ancak sevdiklerinden uzak kalmıştır. Sevgisizlikle başa çıkabilmesini sağlayan birkaç arkadaşı vardır: Evdeki aşçıları Dadada, okuldaki öğretmenlerinden Fayolle, yüreğine sokulup yerleşen, her ihtiyacı olduğunda ona cesaret veren bir kurbağa ve bir filmde görüp gerçek babasının yerine koyduğu ünlü Fransız şarkıcı Maurice Chevalier. Çok parlak bir öğrencidir Zezé. Şimdi ergenlik dönemindedir; sinirlidir, huysuzdur. Üstelik sırılsıklam âşıktır.

31 Ağustos 2020 Pazartesi

Komedi Filmi : Zengo

 Herkese merhabalar efenim,

Eylül ayına hem şöyle yıllık izinle (1 haftalık) giriş yapalım hemde şöyle eğlenceli kafa boşaltmalık bir filmle izleyelim dedim.Aslında beklediğimden daha sıkıcı bir filmdi ama yine de komedi alanında hele de baş rolde kadın oyuncuların olduğu filmleri kaçırmamaya çalışıyorum , izliyorum ve destekliyorum.Yasemin Sakallıoğlunu Insta'da gördüğüm bazı komedi videolarından biliyorum ve o videolarda kendisine çok gülmüştüm filmi olduğunu biliyordum ama telif haklardan dolayı yerli film izlemek pek kolay olmuyor maalesef ki Allahtan Netflix de varda yerli filmleri oradan izler olduk.Bence genel itibariyle Recep İvedik'in kadın versiyonunu yaratmış olsa da izlemesi ona göre bi tık daha zevkliydi diyebilirim.

Zengo, ünlü bir modacı olmanın hayalini kurarken, kendisini büyük bir rekabetin içinde bulan genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Genç bir kadın olan Zerrin, yaşadığı mahallenin kentsel dönüşüme girmesi ile kendisini bir anda lüks bir hayatın içinde bulur.

Zengo (2020)

Kitap - Morgue Sokağı Cinayetleri Edgar Allan Poe

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün Ağustosun son günü.Eylül ayına korka korka belirsizlikler içinde giriyoruz.Umarım şu korona belası tez zamanda biter de yeni döneme güzel bir şekilde başlarız artık bıktık çünkü gerçekten eski hayatlarımıza kavuşabilecekmiyiz bilemiyorum bile.

Poe'dan okuduğum ikinci öykü kitabı olan "Morgue Sokağı Cinayetleri" kitabını da Poe'dan okuduğum ilk kitap gibi beğenmedim bence Poe defteri artık benim için kapandı.Ne hikayelerini ne de üslubunu sevebildim :/ Sonu saçma sapan biten öyküleri,sıkıcı hiç bir şekilde gizem ya da korku unsuru bulunmayan polisiye öyküleri sanırım bu türün öncülerinden olduğu için bu kadar tutuldu yoksa bu zamanda bu kadar eser okumuşken Poe'yu başarılı bulmak benim için biraz garip olurdu :/

Öykü ustası Poe modern anlamda korku, gerilim ve polisiye türlerinin de öncüsüdür. Yoklukla, kayıplarla, hastalıklarla, alkolle ve sanrılarla cebelleşmesine rağmen, hem dünya edebiyatı hem de Batı kültürü üzerinde derin bir etki bırakan olağanüstü öyküler ve şiirler yazmıştır. Poe’nun kâh fantastik kâh gotik kâh gizemli öğeler içeren “Morgue Sokağı Cinayetleri” adlı öyküsü yazarın eşsiz üslubunu ve insanın içinde pusuda bekleyen karanlığı keşfedeceğiniz bir klasik.

"Sarhoş, yoksul, ezik, dışlanmış Edgar Allan Poe, dingin ve erdemli bir Goethe'den ya da Walter Scott'tan çok daha fazla hoşuma gidiyor. O ve onun gibi özel yapıdaki adamlar için şöyle diyeceğim: 'Bizler adına acı çektiler.'"

- Charles Baudelaire -

(Tanıtım Bülteninden)

Fantastik Film : Wicked Part 1

 Herkese merhabalar efenim, Baş rollerde Ariana Grande'nin ve  Cynthia Erivo'nun olduğu ve ilhamını Oz Büyücüsü kitabından alan daha...