17 Eylül 2020 Perşembe

Kişisel - Bloğum 7 Yaşında !

Herkese merhabalar efenim,

Bu bloğu kuralı tam 7 yıl oldu bugün ! Her yıl yaptığım gibi bu yılda neler yaptığıma dair bir post oluşturmak istedim ama diğer yıllara nazaran çalışmaktan başka bir şey yapamamışım bu yıl maalesef güzel başladığım  yılın başında farklı farklı planlar kurarken koronanın araya girmesiyle bütün planlarım suya düştü elbette bize de elimizdekilerle yetinmek ve şükretmek kaldı :)


1-Radikal Eğitim Kurumlarında işe başladım


2-Nazarköy,Kımız At çitliği,çiniliköy turuna katıldım



3-İzmir Kitap kulübüne katıldım


4-İlk defa okullarda seminer verdim



5-Karaburun Nergis Festivaline Katıldım



6-25. Yaşımı Kutladım


7-Hayatımda ilk defa pandemi gördüm


8-Marmaris'e gittim


9-Yeni insanlarla tanıştım ve çok iyi arkadaşlıklar kurdum



Kaç kitap okudum ? (93)


Kaç film izledim ? (74)


Kaç dizi izledim ? (34)





15 Eylül 2020 Salı

Japon Dizisi : Kakafukaka

 Herkese merhabalar efenim,

İşler son hızıyla başlamadan önce hemen bir blog yazısı yazmak istedim.İzin günümdeyken izlediğim en saçma ve +18 olan bir Japon dızısınden bahsetmek istedim.Ben maruz kaldım bu diziye siz de kalın eheheh :D İngilizcesi Share House olan bu dizi mini bir dizi ve saçma sapan bir cinsellik anlayışı üzerine kurulmuş hatta izlerken "bu kadar da olmaz ama oha yani" deyip durdum ama sonuna kadar izlemekten de kendimi alakoyamadım açıkçası :D aynı evi paylaşmak durumunda kalan (Japonya da bu oldukça yaygın bi durum) bir kadın ve erkeğin hikayesini izliyoruz.

Japon Dizisi : Takane To Hana

 Herkese merhabalar efenim,

Şu sıralar iş yerinde oldukça yoğun olduğum için maalesef buraya zaman ayıramaz oldum hatta o kadar yorgun oluyorum ki eve gidince hiç bir şey yapmadan sadece yemek yiyip,duş alıp uyumaya gidiyorum.Artık kurumda tek rehberlikçiyim sevgili arkadaşım Ceren'i Buca da ki şubemize yolladılar çalıştığımız şubeler ayrı da olsa elbette gönüllerimiz bir olduğu için biraz da Buca da ki mekanları keşfedeceğiz.

Dün izin günüm olduğu için elimde kalan kitapları bitirmeye çalıştım biraz hem de 1 günde biticek dizi arayışına girdim canım Asya dizisi izlemek istedi ama şu anda ilgimi çeken bütün Kore dizilerini bitirdiğim için Japon dizilerine sardım ve 8-10 bölümcük 2 dizi izleyip bitirdim onlardan biri de Takane To Hana dizisi oldu izlemesi eğlenceli mangadan uyarlanmış olan bir dizi baş roldeki adam acayip salaktı onu izlerken bazı sahnelerde çok güldüm :) Genelde Japon dizilerinde komik erkek rol yerine kendini beğenmiş kibirli zengin erkekleri daha cool yaparlar ama bu dizi de daha komik bir karakterdi.

Hana, 16 yaşında bir genç kızdır.Hana’nın ablasının Takane isminde 26 yaşında zengin bir adamla yemek randevusu vardır.Hana yaşını büyük göstererek ablasının yerine bu görüşmeye katılır.Ancak işler yolunda gitmez ve kafasındaki peruğu atıp oradan uzaklaşır.Onun bu samimi davranışı Takane’yi çok etkiler ve aradığı kızı bulduğunu düşünür

9 Eylül 2020 Çarşamba

Romantik Film : Ribenji Girl

 Herkese merhabalar efenim,

İşte oldukça yoğun geçen bir kaç günün adından biraz daha sakin bir gün olduğu için bugün erkenden işler yoğunlaşmadan postumu yazmak istedim.Şu sıralar kitap okumak ve dizi izlemek dışında başka hiç bir aktivitem yok maalesef o yüzden biraz kafamı dağıtmak için bu Japon filmine denk gelince izlemek istedim uzun zamandır Japon filmi izlemiyordum.Bir inat uğruna belediye başkanı olmaya çalışan bir kızın hem intikam hem de hırs hikayesini izliyoruz.Klişeler olsa da elbette içinde diğer Japon filmlerine oranla bence daha iyi bir yapım olmuş :)

Revenge Girl-P1.jpg

8 Eylül 2020 Salı

Kitap - Gölge ve Kemik Leigh Bardugo

 Herkese merhabalar efenim,

Grisha Serisi uzun zamandır okumak istediğim bir seriydi.Kitapsepeti'nde kutu olarak indirimde olduğunu görünce dayanamayıp aldım ve uzun zamandan sonra bir serinin ilk kitabı beni bu kadar heyecanlandırdı.Hatta o kadar heyecanla ve hevesle okudum ki 1 günde bitirdim kitabı.Serinin diğer kitapları da elimde var ama işe başladığım için okuma hızım düşüceğinden araya başka kitaplardan da sokmaya karar verdim hemen seriyi bitirmek istemiyorum yavaş yavaş keyfini sürmek istiyorum.Aldığım duyumlara göre bu serinin yakın zamanda Netflix üzerinden dizisi de gelecekmiş çekimler bitmiş diye duydum ve seri de çok beğendiğim bir karakter olan "Karanlıklar Efendisi"ni Ben Barnes oynayacakmış.Ben Barnes'ı ne kadar beğendiğimi anlatmaya gerek yok bence beni uzun zamandır takip edenler bilirler.O yüzden seriyi okurken Ben Barnes'ı hayal ederek okudum hep.

Seriyi okurken nedense bi hep Vampir Akademisi serisi havası aldım en sevdiğim kitap serisi olduğu için ve bu kitaptan da o havayı aldığımdan dolayıda sevdim herhalde.İsimlerin rusça olması,farklı bi dünyada geçmesi,Grishalar diye özel bi ırkın olması,baş roldeki kızın eğitimler alması falan neyse daha fazla benzerliklerini anlatırsam kitaptan spoiler vermiş olacağım :)

Onu yalnızca geçmişi... geleceği ise bir tek o kurtarabilir...

"Bekle!" diye sesimi yükselttim ama o çoktan arkasını dönmüştü. Kolunu tuttum, bizi izleyenlerden gelen şaşkınlık dolu seslere aldırış etmedim. "Bir yanlışlık olmalı. Ben... düşündüğünüz gibi..." Yavaşça bana dönüp kolunu tutan elime ters ters bakınca sustum. Elimi çektim ama öyle hemen geri adım atmayacaktım. "Ben düşündüğünüz kişi değilim," diye fısıldadım çaresizce.

Karanlıklar Efendisi biraz daha yakınıma geldi, sadece benim duyabileceğim bir sesle, "Kim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum!" dedi.

"Zengin fantastik öğelerle oluşturulmuş bir dünya, büyüleyici kurgu ve sizi kendine bağlayan duygusal bir kanca gibi... Sayfaları çevirirken kendinizden geçecek, final sahnesinde tüm tahminleriniz yanlış çıkacak ve doruk noktasında alnınızdan vurulmuşa döneceksiniz!"

Horn Book Magazine

"Bu büyüleyici dünya, içinde birçok tuzak barındırıyor. Mitolojiyle süslenmiş ve inandırıcı karakterlerle güçlendirilmiş roman sarsıcı sürprizlerle heyecanı ve adrenalini zirveye ulaştırıyor. George R. R. Martin ve J. R. R Tolkien hayranlarına özellikle tavsiye edilir."

RT Book Reviews

"Baş döndüren, eşsiz bir dünyada beklenmedik sürprizleri olan muhteşem bir kitap. Fantastik roman severlerin gözdesi olacak."

Library Journal

"Etkileyici betimlemelerle dolu, entrika ve akıl almaz büyülerle süslenmiş, içinde pek çok sürpriz barındıran bu macera aynı zamanda romantizm ile tehlikeli bir tutkuyu da bir arada sunuyor."

Publishers Weekly

6 Eylül 2020 Pazar

Kitap - Felaketzedeler Evi Guillermo Rosales

 Herkese merhabalar efenim,

Nihayet KPSS belası da bitti yani sayılır sadece 20'sinde olucak olan ÖABT sınavım kaldı sınava zaten bu sene hiç çalışmadan girdim 120 sorudan 70 tane anca işaretlemişimdir diğer dersleri bırakında kendime en çok güvendiğim paragraf sorularını bile neredeyse yapamadım hatta çok fazla oyalanıp zaman kaybettim çünkü bu kadar kitap okumama rağmen paragrafları anlayamadım.Ayrıca ilk defa maske ile sınava girdim öğrencilerime empati yapma konusunda bir rehber öğretmen olarak nirvanaya ulaştığımı düşünüyorum çünkü maske ile sınava girmek ÖLÜM !

Neyse efenim bu beladan da kurtulduğumuza göre kitap okumaya kaldığımız yerden dewamke diyebiliriz ! Jaguar yayın evinden okumalarıma devam ediyorum.Bu yayın evini bu kadar sevmemin nedenlerinden biri de dünya edebiyatını önümüze çok güzel bir çeviriyle sunmaları."Felaketzedeler Evi" kitabı Küba da geçen bir dram öykünü anlatıyor.Sanırım yazar kendi hayat hikayesini anlatıyor diyebiliriz bu kitap için sonu dışında (çünkü çok havada bitti) oldukça dramatik ve realistik bir kitaptı.Narin yapılı kişilerin bu kitabı okumamasını tavsiye ederim.Genel olarak hikaye bi akıl hastahanesinde geçtiği için Guguk Kuşu 'na benzettim ben.

Küba’nın 47 yaşında intihar eden dâhi yazarı Guillermo Rosales’in, ağır bir şizofreniden muzdarip olduğu günlerde kaldığı zamanlardakine benzeyen bir bakımevini anlattığı Felaketzedeler Evi’nin baş karakteri William Figuares, –yine tam da yazar gibi–  Küba’dan Miami’ye gelmiş sürgün bir yazardır. Ama halası, onu göçmenlerin çoğunlukta olduğu “bakımevi”ne yerleştirince burada bambaşka bir dünya bulur: Tersine işleyen bir Amerikan rüyası. “Dışarıda bakımevi diyorlardı oraya, ama mezarım olacağını biliyordum ben,” der William burası için. “Hayattan umudunu kesmiş insanların sığındığı, kıyıda köşede kalmış barınaklardan biriydi. Kaçıklar çoğunluktaydı. Yapayalnız ölsünler, kazananların başına bela olmasınlar diye aileleri tarafından bırakılan yaşlılar da vardı.” 

Felaketzedeler Evi’nin sakinleri, yeryüzündeki kişisel felaketlerin cisimleşmiş özetini sunarlar âdeta. Fakat bir süre sonra William, kendisi gibi bir felaketzede olan Francis’le tanışır. O güne dek içinde bir boşluk duygusu ve elinde İngiliz şairlerin kitabıyla yaşayıp giderken ruhunda bir umut filizlenir: Yeniden hayal kurup planlar yapmaya ve Beatles şarkıları mırıldanmaya başlar.

1987’de Octavio Paz’ın oyuyla Letras de Oro Roman Ödülü’nü kazanan ve bugün Küba edebiyatının kült kitaplarından biri olarak kabul edilen Felaketzedeler Evi’ni Gökhan Aksay İspanyolca aslından çevirdi. 

5 Eylül 2020 Cumartesi

Kore Dizisi : Was ıt Love ?

 Herkese merhabalar efenim,

Yarın KPSS sınavım var ve gram bir şey bilmeden giricem açıkçası bu sene sırf para ödedim diye giriyorum yoksa maskeyle 2 saat boyunca soru çözmeyi istemek hiç bir şekilde akıl karı değil bence zaten bu yönde artık çok fazla da umudum kalmadı Ekim ayında işimde zamlı bir şekilde maaş alacağım ve iş yerimde oldukça iyi şartlarda sadece mesleğimi yapıyorum tabi her zaman dediğim gibi özel sektörün hiç bir zaman garantisi yok hele de bu korona zamanında eğer beni işten çıkarıcak olurlarsa (hayat sonuçta bu yani hiç belli olmaz) en azından şu korona olayları bitene kadar çalışmamayı düşünüyorum evden dijital bir şekilde çalışırım biriktirdiğim parayı kullanmaya başlarım.Her şey için bir plan yaptım yani :) O yüzden artık hiç bir şey için canımı sıkmıyorum geleceği,geçmişi düşünmüyorum ve sadece bu zamana odaklanıyorum psikolojimizi korumanın en iyi yolu bu bence.

Şu sıra yeni çıkan Kore dizilerine de sarmış durumdayım.Uzun zamandır film izlemiyorum film izlemek yerine çok fazla dizi izler oldum Netflix dizileri bir yana Kore dizilerini aşırı seviyorum.Yeni bitirdiğim dizilerden biri de konusu ve kadrosu biraz vasat olsa da zaman geçirmelik bir dizi olan "Was It Love" dizisi.

Dizi, uzun süredir, romantik ilişkisi olamamış bekâr bir annenin (Song Ji-Hyo), hayatına dört adamın girmesini ve sonrasında yaşanan olayları konu almaktadır. Bu dört adamdan biri; kötü ama çekici (Son Ho-Jun), diğeri; acınacak halde ama zengin (Song Jong-Ho), bir diğeri; ürkütücü ama çekici (Kim Min-Jun) ve son olarak diğeri; daha toy ama oldukça yakışıklıdır (Koo Ja-Sung).

Fantastik Film : Wicked Part 1

 Herkese merhabalar efenim, Baş rollerde Ariana Grande'nin ve  Cynthia Erivo'nun olduğu ve ilhamını Oz Büyücüsü kitabından alan daha...