31 Ocak 2017 Salı

Kore Dizi - Hello Monster


Herkese merhabalar efenim ...

Arşivlerden izlemediğim ama kadrosuylan zamanında çok konuşulan benlik olmadığı için oldukça uzun bir süredir izlemeye çabaladığım ama en sonunda İzmir'e gelince bitirebildiğim bir Kore dizisi olan Hello Monsterdan bahsetmek istiyorum.Kategorisi Suç-Aksiyon-Gizem-Polisiye diyebiliriz genelde Romantik-Komedi tercihimdir dizilerde biliyorsunuz artık beni :D

Kadrosunda kimler kimler yokki ! Normalde pek alışık olmadığım daha çok tatlış rolleri yakıştırdığım Seo In Guk Oppam Fated To Love You dizisiyle ve daha bir çok rolde izlediğim küçük fare suratlı unnimiz olan Jang Na Ra ve tabi ki Moonlight dizisi ile bir çok kişinin gönlünde taht kuran Park Bo Gum Oppa !








30 Ocak 2017 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Mr.Nobody

Herkese merhabalar efenim ...

Film postumuzda bugün senaryosuyla beyin yakacak olan zamanında çok konuşulan ve artık klasikler arasında da yerini alan bir yapım olan Mr.Nobody var.

Hayatımda izlediğim en karışık filmlerden biriydi diyebilirim cidden sahne geçişleriyle,senaryosuyla allak bullak hissettim kendimi film bittiğinde daha çok kelimelerle anlatılacak cinsten değilde izleyerek ne demek istediğim anlayabileceğiniz cinsten bir film.Sırf olasılıklar üzerine adanmış BilimKurgu kategorisinde bir film.

“Yaşanılanlar bambaşka şekillerde vuku bulabilirdi ancak öyle olsa dahi yine de aynı mana ve değeri taşırdı.” -Tennessee Williams.

Jaco van Dormael’in üçüncü uzun metrajlı filmi, kendi sözleriyle 'herkesin karşılaşabileceği sonsuz olasılıklar hakkında gerçekten de yüksek bütçeli deneysel bir film'. Indiewire, Belçikalı yönetmenin bugüne kadarki en yüksek maliyetli bu filmini 'hem bilimkurgu, hem romans hem de Lynchvari bir zihin oyunu' diye nitelendiriyor. Başlıkta bahsi geçen Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo adlı bir adam. Ölüm döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır... Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar...


29 Ocak 2017 Pazar

Maydanoz Time : Film - Captain Fantastic

Herkese merhabalar efenim...

Pazar sinema kuşağında bugün 2016 yapımı Captan Fantastic filmi var.İsminden sanki Marvel yapımıymış gibi anlaışılsa da Fantastik olması adamın hayat felsefesi ve 6 çocuğunu yetiştirme tarzından geliyor.Çocuk gelişimi,psikolojik danışmanlar ve hatta ebeveyn olan herkesin izlemesini tavsiye ettiğim bir film - geleceğin psikolojik danışmanına kulak verin -  !!!

Survivor yaşam tarzıyla çocuk büyütmek okullara göndermeden,sadece kendi bilgilerini aktarark çocuk yetiştirmek aslında bu zamanda da bir çok aydın geçinen insanların ütopyası diyebiliriz.Ama aslında bunun tamamen bir yanılsama olduğunu sağlıklı çocuk yetiştirme tarzının uçlarda yaşamlar olmadığını her şeyi orta kararında yapmanın ev içindeki roller ve sınırlar,kurallarla kolay ve disiplinli bir şekilde sağlanabileceğini gösteriyor.Biraz abartılı bir film olmuş elbette sonuçta kurgu ama hayatın gerçeklerinden yola çıkılmış.

Çağımızın çocuk yetiştirme sorunlarından ilki ya çocukları çok fazla disiplin ve otoriteyle büyütüp kendi özgüvenleri,bağımsızlığı olmayan çocuklar yaratmak ya da her istediğini yapıp sınırlar kurallar koymadan şımarık teknolojinin kölesi olmuş iletişimden gerçek hayattan koparılmış çocukların olması.

İmkanınız varsa çocukların istediklerini elbette alın ama bunun bi gerekçesi bi kazanımı ve sınırları olsun ya da sizinle bi paylaşımı olsun.Neyse bu konular oldukçaa uzun uzmanlık alanı olunca konuştukça konuşası geliyor insanın biz konudan sapmadan filme dönelim :)

Ben Cash, ABD’nin Kuzeybatı Pasifik ormanlarında, 6 çocuğu ile beraber bir kabinde medeniyetten izole bir hayat yaşamaktadır. Bu izole ortamda ebeveynlik, kendi doğrularını yaratmıştır ve çocuklar moderniteye karşı bir bağışıklık kazanamamışlardır.

Ben, kendini çocuklarını büyük bir titizlikle hem fiziksel hem de entelektüel olarak yetiştirmeye adamıştır. Fakat karısı Leslie’nin ani ölümünün ardından bütün düzeni yerle bir olur, ve Ben, ailesini şehre getirmek zorunda kalır. Şehir medeniyeti içinde çocuklar şehirle, Ben ise ebeveynlik yöntemleri ile yüzleşmek zorunda kalacaktır. Çünkü Ben’in ebeveynlik anlayışıyla dünyanınki birbirine hiç benzememektedir.



28 Ocak 2017 Cumartesi

Maydanoz Time : Film - Demolition

Herkese güzel bir hafta sonundan merhabalar efenim ...

Hafta sonlarını filmlere ayıranlar için bugün yine bir film postu hazırladım sizlere.2016'da yine kendinden çok söz ettiren bir yapım Demolition.Başrolde Jake G. var benim çok sevdiğim aktörlerden biridir kendisi bu tarz psikolojik filmlere de yakıştığını düşünüyorum.

Evet filme gelecek olursak öncelikle sakin ve psikolojik bir film.O yüzden aksiyon tarzı sevenlerin pek harcı değil bu film.Kesinlikle psikolojik çok ayrıntılı sahneler vardı filmi izledikten sonra bir çok insanda bir şeylerin içini açma ya da bir şeyleri kırıp dökme isteğini getirmiştir :D


Davis Mitchell, duygusal bir çöküntü yaşamaktadır. Davis, tüm hayatını sorguladığı bu dönemde giderek kontrolünü yitirmektedir.

Bir gün parasını kaptırdığı otomatı üreten şirkete bir şikayet mektubu yazar. Davis, bu mektup sayesinde şirketin müşteri temsilcisi Karen ile yakınlaşacak ve bu beklenmedik ilişki, hem Karen hem de Davis'in tekrar hayata sıkı sıkıya sarılmasını sağlayacaktır.



27 Ocak 2017 Cuma

Maydanoz Time : Kitap - Bioshock Rapture Şehri John Shirley

Herkese merhabalar efenim ...

Nihayet şu kitabı bitirebildim resmen 2 aydır elimde sürünüyor ! Oysa ne hayaller kurmuştum ne kadar çok heveslenmiştim bu kitap için ! Çünkümçok sevdiğim oyun serilerinden biri olan Bioshock'un kitabı.

Tabi ben oyun gibi sandım kitabıda iyice araştırmadan kitabı öyle hevesle isteyince olayların en başını anlattığını Rapture şehrinin kuruluşunu anlattığını bilmiyordum.Aslında yazar ya da çevirmen - evet maalesef çeviri aşırı vasattı - daha iyi olsaydı belki daha yukarlarda bi kitap çıkabilirdi ortaya betimlemeler o muhteşem Rapture atmasferi çok yavan anlatılmış olayların gidişatı aşırı sıkıcıydı kitabın sonunu cidden çok zor getirdim !

Ama oyununda kitabında konusu cidden bi harika o kısma asla ama asla çamur atamam vallahi ! Çok iyi bir distopya örneği diyebilirim.Kısaca konusuna değinecek olursak : 

2.Dünya Savaşından sonra Ryan adında çookkk zengin bir iş adamı dinden,otoriteden,insanların sömürülmesinden nefret eder ve o dünyadan uzakta denizin altında kendi kafasında kurduğu ütopyayı gerçekleştirmek ister.Bu ütopyada Sanat,Bilim ve Endüstri olacaktır sadece.Tanrı'nın,dinin ve siyasetin girmesi yasaktır ! Bu ütopyasında yaşayabilicek insanlarıda buraya davet eder ve resmen denizaltında bir dünya kurar burayada Rapture ismini verir.Her şey iyi güzel gidiyor derken bilimadamları Adam ve Eva adını verdikleri bir şeyler keşfederler.Bu keşifle teleport olmak , insan DNA dizilimleri ile oynanması sonucu bazı güçler elde edilir.

Ryan başta eşitlikçi ve özgürlükçü bir yönetim sistemi belirlesede bu buluşlar hoşuna gitmez ve bir kaos ortamı oluşur.Ütopya bir anda distopyaya dönüşür.


26 Ocak 2017 Perşembe

Kore Dizi - I'll Touch You

Herkese merhabalar efenim !

Bugün sizlere  15 dk 12 bölümlük 2016 Mini Kore dizisinden bahsetmek istiyorum.Lets Fight Ghost dizisi ile tanıdığım ama aslında Kore'de daha çok 2PM KPOP grubundan tanınan Taecyeon Oppa'nın dizisi - sırf oppa için izledim - . :D

Çerezlik dizilere sevdiğimi biliyorsunuz arada böyle uzun soluklu dizilerin arasına karıştırmak gerekiyor.Kategorisi Fantastik-Romantik.




25 Ocak 2017 Çarşamba

Maydanoz Time : Film - Cafe Society

Herkese merhabalar efenim ...

Film postlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.2016 yılı içinde yine çok konuşulan bir filmden bahsetmek istiyorum sizlere : Cafe Society bir Woody Allen filmi.Filmin bir diğer dikkat çeken kısmı ise kadrosu : Steve Carell,Jesse Eisenberg,Blake Lively,Krsiten Stewart , hikaye daha çok bu 4'lünün arasında geçiyor.

Hollywood,sosyete,para,ihtişam,şöhret ve bunların getirdiği karmaşık ilişkiler elbette.Ünlü bir kadro olmasına rağmen bir dönem filmi olduğu için ben nedense Blake L. ve Steve C. haricinde hiç bir oyuncuyu bu döneme yakıştıramadım hele de Kristen S.'yi.Genelde asi bir duruşu olan bir kadını nasıl pembe elbiseler,kelebekli tokalar yakıştırıp bir de üstüne başrole koyabildiniz ki? Cidden hiç bu filme yakışmamış ... 

Köyden indim şehre misali bir adamın dayısının yanına Hollywood'a gelmesi ve onun sekreteri ile aşk yaşamasını daha sonra aslında bu sekreterin dayısının metresi olduğunu öğrenmesi üzerine geldiği yere geri dönüp orada Cafe Society diye bir gece klübü açıp çokta güzel bir kadınla evlenip zengin olmasını konu ediniyor.Bilin bakalım bana neyi hatırlattı bu konu? Evet evet bildiğiniz bizim Yeşilçam bu ! Hadi hadi Woody Amerika'ya yutturabilirsin ama biz Türkler bu hikayeleri çok dinledik bize yutturamazsın hangi çokta orijinal bir şey yapmış gibi !



Stewart'i çok severim ama bu tarz hiç yakışmamış kimse kusura bakmasın bu kadın bu filme bu role hiç olmamış !


Lively'i de pek sevmememe rağmen dönem rollerine inanılmaz yakıştırıyorum kadın bi kere çok asil ve zarif duruyor bir de Stewart'a bakın tam bir odun !

Kitap - Ne Yaptığını Biliyorum Alice Feeney

 Herkese merhabalar efenim, Uzun bir zaman sonra okuduğum en heyecanlı,akıcı ve sonunu tahmin edemediğim gerilim,polisiye kitabı oldu.Booktu...