Herkese merhabalar efenim,
Sevgili meslektaşım ve en yakın arkadaşlarımdan biri olan Cerencimle kitap değiş tokuşu da yapmaya başladık artık.Ortak zevklerimizin olması beni ne kadar mutlu ediyor anlatamam sizlere :) Ahmet Ümit okumaya daha önce Agahta'nın Anahtarı öykü kitabı ile başlamıştım ve Ahmet Ümit okumaya yine yeni çıkan bir öykü kitabı ile devam ediyorum.Ahmet Ümit'in tüm kitapları sanırsam Başkomiser Nevzat üzerinden yol alıyor.Bu kitapta da Nevzat Komiser'in baş rolünde olduğu 3 tane cinayet davasıyla ilgileniyoruz anlatış tarzı ve olayların akışı bana nedense hep bir Behzat Ç bölümü izliyormuşum gibi geliyor.
İstanbul’da bir kanun adamı, sokaklarda bir suç bilgesi. Başkomser Nevzat, karmaşık cinayetleri çözerken insan ruhunun derinliklerinde gezinmeye devam ediyor...
Edebiyat bazen çok tehlikeli olabilir. Anna Karenina, Madam Bovary, Esmeralda ve daha birçok kadın roman kahramanı... Bu muhteşem kadınlara ulaşmaya çabalarken, önce doğru düşünme yeteneğini, sonra da yaşamını yitiren bir adam...
Kimsenin önemsemediği overlokçu bir kızın cinayeti bile önemli sırlar içerir. Katil ve maktul apaçık ortadaymış gibi görünse de hakikat çok derinlerde gizlenmiş olabilir. Ama ne kadar gizlenirse gizlensin, Başkomser Nevzat gibi vicdanlı polisler olduğu sürece karanlık aydınlanacak, adalet mutlaka yerini bulacaktır.
Aşk hiçbir zaman masum değildir. Petersburg’un soğuğundan, İstanbul’un sıcağına gelen bir Rus bilim insanı. İstihbarat servislerini birbirine düşürecek kadar gizemli bir kayboluş. Mutluluğu ararken kendini ölümün kıyısında bulan çaresiz bir âşık...
En zevkli anlar kanlı gerçeklere dönüşebilir…
Cinayetleri çözmek için sadece aklından ve deneyimlerinden değil, yaralı yüreğinden de güç alan Başkomser Nevzat, belki de en çok bu yüzden ayrılıyor benzerlerinden, belki de en çok bu yüzden seviliyor, okunuyor ve hatırlanıyor. Aşkımız Eski Bir Roman, onun bu zorlu serüveninde yepyeni bir halka...
... mesleğini doğru yapmak için cesaret yetmez, aynı anda kocaman bir yürek ister. Ama o yürek çelikten yapılmıyor. Bir süre sonra el bombası gibi gümlüyor. O yüreği zamansız gümletmeyelim Ali. Zalimleri sevındırmenın âlemi yok.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
30 Kasım 2019 Cumartesi
28 Kasım 2019 Perşembe
Biyografik Film : Naim
Herkese merhabalar efenim,
Dün akşam sevdiceğimle birlikte bu filme gittik.Mustafa Uslu'nun bu tarz filmler yapmayı sevdiğini daha önce Ayla,Müslüm gibi yapımlarından biliyoruz.Müslüm'ü izlemek daha nasip olmadı bana ama Naim'i sinemada izleyebildim hem de bazı sahneler de ağlaya ağlaya :)
Gerçekten Naim Süleymanoğlu'nun gençliğine çok benzer birini bulmuşlar : Hayat Van Eck.Kendisi daha önce "Daha" filminde de oynamış (onu da daha izleyemedim).Yetkin Dikinciler,Ismail Hacıoglu,Bülent Alkış,Gürkan Uygun gibi isimler de Naim'in kadrosunda yer alıyordu.Cep Herkülü Naim'in çocukluğundan Seoul Olimpiyatlarında ki başarısına kadar 2.5 saatte izledik.Bazı sahneleri bana gereksiz uzun geldi ama sinematik estetiği sağlamak için bu kadar uzattıklarını düşünüyorum :)
Dün akşam sevdiceğimle birlikte bu filme gittik.Mustafa Uslu'nun bu tarz filmler yapmayı sevdiğini daha önce Ayla,Müslüm gibi yapımlarından biliyoruz.Müslüm'ü izlemek daha nasip olmadı bana ama Naim'i sinemada izleyebildim hem de bazı sahneler de ağlaya ağlaya :)
Gerçekten Naim Süleymanoğlu'nun gençliğine çok benzer birini bulmuşlar : Hayat Van Eck.Kendisi daha önce "Daha" filminde de oynamış (onu da daha izleyemedim).Yetkin Dikinciler,Ismail Hacıoglu,Bülent Alkış,Gürkan Uygun gibi isimler de Naim'in kadrosunda yer alıyordu.Cep Herkülü Naim'in çocukluğundan Seoul Olimpiyatlarında ki başarısına kadar 2.5 saatte izledik.Bazı sahneleri bana gereksiz uzun geldi ama sinematik estetiği sağlamak için bu kadar uzattıklarını düşünüyorum :)
Kitap - Yağmurla Gelen Mutluluk Amber L. Johnson
Herkese merhabalar efenim,
Pazartesi izin günümde kütüphaneye uğrayıp bu kitabı almıştım 2 günde okuyup bitirdim zaten okuması zevkli ve kolay bir kitaptı.Bu kitabı ilk çıktığı zamanlar çok fazla duymuş,kitap bloglarında karşılaşmıştım ama okumak nasip olmamıştı.Kitabın konusunun Asperger Sendromlu bir çocukla genç bir kızın aşkı olabileceğini hiç düşünmemiştim.Kitabın yazımı genç kızın gözünden olduğu için oldukça sade ve samimi bir şekilde yazılmış.
2014 Goodreads en iyi genç yetişkin kitabı adayı ...
Yağmurla Gelen Mutluluk, farklılıkların aslında ne kadar abartıldığını ve sevginin karşısında hiçbir şeyin duramayacağını bir kez daha gözler önüne seriyor...
Söz konusu aşksa, sıradan diye bir şey yoktur.Herkes Colton Neely'nin özel olduğunu düşünüyordu. Lilly Evans ise büyüleyici olduğunu...
Çocukluk arkadaşlarıyken bir kaza yüzünden yolları ayrılmıştı. Yıllar sonra buluştuklarında ise Lilly, Colton'ın ne kadar özel olduğunu ve onu daha fazla tanımak istediğini keşfedecekti. Ve Colton'ı tanıdıkça, ona daha çok bağlanacaktı.
Ancak Lilly, sevgisini kelimelerle ifade etmekte dahi zorlanan bu çocukla ilişkisini dilediği gibi yürütebilecek miydi?
"Bir gün oğlumun yaşamasını isteyeceğim türden bir aşk hikâyesi."
-Qwen Salsbury, Çoksatan The Plan kitabının yazarı-
(Tanıtım Bülteninden)
Pazartesi izin günümde kütüphaneye uğrayıp bu kitabı almıştım 2 günde okuyup bitirdim zaten okuması zevkli ve kolay bir kitaptı.Bu kitabı ilk çıktığı zamanlar çok fazla duymuş,kitap bloglarında karşılaşmıştım ama okumak nasip olmamıştı.Kitabın konusunun Asperger Sendromlu bir çocukla genç bir kızın aşkı olabileceğini hiç düşünmemiştim.Kitabın yazımı genç kızın gözünden olduğu için oldukça sade ve samimi bir şekilde yazılmış.
2014 Goodreads en iyi genç yetişkin kitabı adayı ...
Yağmurla Gelen Mutluluk, farklılıkların aslında ne kadar abartıldığını ve sevginin karşısında hiçbir şeyin duramayacağını bir kez daha gözler önüne seriyor...
Söz konusu aşksa, sıradan diye bir şey yoktur.Herkes Colton Neely'nin özel olduğunu düşünüyordu. Lilly Evans ise büyüleyici olduğunu...
Çocukluk arkadaşlarıyken bir kaza yüzünden yolları ayrılmıştı. Yıllar sonra buluştuklarında ise Lilly, Colton'ın ne kadar özel olduğunu ve onu daha fazla tanımak istediğini keşfedecekti. Ve Colton'ı tanıdıkça, ona daha çok bağlanacaktı.
Ancak Lilly, sevgisini kelimelerle ifade etmekte dahi zorlanan bu çocukla ilişkisini dilediği gibi yürütebilecek miydi?
"Bir gün oğlumun yaşamasını isteyeceğim türden bir aşk hikâyesi."
-Qwen Salsbury, Çoksatan The Plan kitabının yazarı-
(Tanıtım Bülteninden)
26 Kasım 2019 Salı
Gerilim Filmi : Ready Or Not
Herkese merhabalar efenim,
Bu tarz en sevdiğim tarz ! Baş rol kadınımız kendisini öldürmek isteyen insanların birbir üstesinden adet yıllarca o anı beklemişçesine geliyor ve o kişileri bir güzel pataklarken ben onu izlerken zevkten dört köşe oluyorum :) Sonu beklediğimden biraz daha farklı bitse de bence genel olarak bir mekanda geçen filmlerden hoşlananlar için izlemesi keyifli bir yapım oldu bu arada baş roldeki ablamızın Margot Robbieye benzerliğine diyecek bir şeyim yok ilk başta direk Margot SANDIM !
Grace severek evlendiği yeni eşiyle birlikte mutlu hayatına başlamıştır fakat kocasının ailesi biraz tuhaftır ve bu tuhaf aile tarafından bir akşam yemeğine davet edilirler. Grace, eşinin ailesine karşı olumlu düşüncelerle yaklaşmakta ve bu yemeğin birbirlerini daha iyi tanımaları için güzel olacağını düşünmektedir. Ancak, genç kadın başına geleceklerden habersizdir.
Bu tarz en sevdiğim tarz ! Baş rol kadınımız kendisini öldürmek isteyen insanların birbir üstesinden adet yıllarca o anı beklemişçesine geliyor ve o kişileri bir güzel pataklarken ben onu izlerken zevkten dört köşe oluyorum :) Sonu beklediğimden biraz daha farklı bitse de bence genel olarak bir mekanda geçen filmlerden hoşlananlar için izlemesi keyifli bir yapım oldu bu arada baş roldeki ablamızın Margot Robbieye benzerliğine diyecek bir şeyim yok ilk başta direk Margot SANDIM !
Grace severek evlendiği yeni eşiyle birlikte mutlu hayatına başlamıştır fakat kocasının ailesi biraz tuhaftır ve bu tuhaf aile tarafından bir akşam yemeğine davet edilirler. Grace, eşinin ailesine karşı olumlu düşüncelerle yaklaşmakta ve bu yemeğin birbirlerini daha iyi tanımaları için güzel olacağını düşünmektedir. Ancak, genç kadın başına geleceklerden habersizdir.
Kore Dizisi : Extraordinary You
Herkese merhabalar efenim,
Hayatımda biri yokken Kore dizilerinde ki aşklarla yetinir onlar aşk yaşadıkça benim kalbim hızlanırdı böylece bir kalbim olduğunun farkına varırdım."Kasım da aşk başkadır" demişler ne güzel de söylemişler.İzmir de yavaş yavaş kış geliyor,yağmur ve soğuk ... Ama benim kalbim günden güne daha çok ısınıyor şu sıralar ... Evet oldukça uzun bir süreden sonra hayatımda kalbimin var oldğunu hatırlatan birileri var.Onunla nereye kadar gider neler olur hayatımızda bilemiyorum ama tek bildiğim artık Romantik Kore dizilerinin bana şu hissettiklerimin yanında hiç bir şey hissettirmediği ... Bunun dışında hayatımda iş ve gelecek anlamında yeni adımlar attığım bir zamana da girmiş bulunuyorum.ASDEP alımları başladı ve ben de başvuru da bulunucam ayrıca bugün 2020 KPSS kitaplarım geldi eğer kendimde yavaş yavaş güç bulursam 3.kez KPSS sınavına da yavaştan hazırlanmayı düşünüyorum bir yandan da çalışıp paramı kazanıyorum elbette.Hem beyinsel hem de kalpsel olarak oldukça yoğunum anlayacağınız bu zamanlar sadece sizinle de paylaşmak istedim :)
Diziye gelicek olursak diziye ilk başladığımda oldukça hevesliydim çünkü beni oldukça sardı ilk başları ama ya sonradan gerçek hayatımda da bu duyguları çok yakından yeniden hissettiğim için bana yetmedi dizi ya da gerçekten saçma sapan hallere büründüğü için beni tatmin etmemeye başladı ama nihayet son bölümünü de dün izleyip bitirdim baştan sona olmasa da bence izlemesi keyifli dizilerden biri oldu benim için :)
Konusu:
Dizi, aslında bir webtoon karakteri olduklarını fark eden ve webtoonda onlar için yazılmış hikâyeye karşı çıkan bir grup öğrencinin etrafında dönmektedir. Dan-O (Kim Hye-Yoon), kendisinin aslında bir webtoon karakteri olduğunu öğrenir. Dahası ortalıkta bir dedikodu dolaşmaktadır; webtoondaki başkarakter o değildir ve yakın zamanda karakteri webtoondan çıkartılacaktır. Bunun üzerine, webtoon yazarı tarafından onun için yazılan bir aşkı değil, kendisi için gerçek aşkı bulup yaşamaya karar verir. Bir gün, kendisine âşık ama webtoonda adı dahi olmayan bir karakter (Rowoon) ile karşılaşır.
Karakterleri:
Kim Hye-Yoon dizide bir lise öğrencisi olan Eun Dan-O karakterini canlandırmaktadır. Prestijli bir lisede okumaktadır ve varlıklı bir aileye sahiptir. Kendinden emin ve oldukça cesur birisidir. Ancak, bir kalp hastalığı vardır. Bir gün, bir webtoon karakteri olduğunu ve webtoon yazarının onu yakında öldürerek hikâyeden çıkarmayı planladığını öğrenir.
Rowoon dizide Eun Dan-O’nun (Kim Hye-Yoon) sınıf arkadaşı ve Eun Dan-O’ya deli gibi âşık olan Ha-Roo karakterini canlandırmaktadır. Aslında webtoonda adı olmayan bir karakterdir ve 'Ha-Roo' ismini ona Dan-O vermiştir.
Lee Jae-Wook dizide Eun Dan-O’nun (Kim Hye-Yoon) nişanlısı olan Baek-Kyung karakterini canlandırmaktadır. Dan-O ondan çok hoşlanmaktadır. Ancak Dan-O’nun bu duyguları karşılıksızdır.
Hayatımda biri yokken Kore dizilerinde ki aşklarla yetinir onlar aşk yaşadıkça benim kalbim hızlanırdı böylece bir kalbim olduğunun farkına varırdım."Kasım da aşk başkadır" demişler ne güzel de söylemişler.İzmir de yavaş yavaş kış geliyor,yağmur ve soğuk ... Ama benim kalbim günden güne daha çok ısınıyor şu sıralar ... Evet oldukça uzun bir süreden sonra hayatımda kalbimin var oldğunu hatırlatan birileri var.Onunla nereye kadar gider neler olur hayatımızda bilemiyorum ama tek bildiğim artık Romantik Kore dizilerinin bana şu hissettiklerimin yanında hiç bir şey hissettirmediği ... Bunun dışında hayatımda iş ve gelecek anlamında yeni adımlar attığım bir zamana da girmiş bulunuyorum.ASDEP alımları başladı ve ben de başvuru da bulunucam ayrıca bugün 2020 KPSS kitaplarım geldi eğer kendimde yavaş yavaş güç bulursam 3.kez KPSS sınavına da yavaştan hazırlanmayı düşünüyorum bir yandan da çalışıp paramı kazanıyorum elbette.Hem beyinsel hem de kalpsel olarak oldukça yoğunum anlayacağınız bu zamanlar sadece sizinle de paylaşmak istedim :)
Diziye gelicek olursak diziye ilk başladığımda oldukça hevesliydim çünkü beni oldukça sardı ilk başları ama ya sonradan gerçek hayatımda da bu duyguları çok yakından yeniden hissettiğim için bana yetmedi dizi ya da gerçekten saçma sapan hallere büründüğü için beni tatmin etmemeye başladı ama nihayet son bölümünü de dün izleyip bitirdim baştan sona olmasa da bence izlemesi keyifli dizilerden biri oldu benim için :)
Konusu:
Dizi, aslında bir webtoon karakteri olduklarını fark eden ve webtoonda onlar için yazılmış hikâyeye karşı çıkan bir grup öğrencinin etrafında dönmektedir. Dan-O (Kim Hye-Yoon), kendisinin aslında bir webtoon karakteri olduğunu öğrenir. Dahası ortalıkta bir dedikodu dolaşmaktadır; webtoondaki başkarakter o değildir ve yakın zamanda karakteri webtoondan çıkartılacaktır. Bunun üzerine, webtoon yazarı tarafından onun için yazılan bir aşkı değil, kendisi için gerçek aşkı bulup yaşamaya karar verir. Bir gün, kendisine âşık ama webtoonda adı dahi olmayan bir karakter (Rowoon) ile karşılaşır.
Karakterleri:
Kim Hye-Yoon dizide bir lise öğrencisi olan Eun Dan-O karakterini canlandırmaktadır. Prestijli bir lisede okumaktadır ve varlıklı bir aileye sahiptir. Kendinden emin ve oldukça cesur birisidir. Ancak, bir kalp hastalığı vardır. Bir gün, bir webtoon karakteri olduğunu ve webtoon yazarının onu yakında öldürerek hikâyeden çıkarmayı planladığını öğrenir.
Rowoon dizide Eun Dan-O’nun (Kim Hye-Yoon) sınıf arkadaşı ve Eun Dan-O’ya deli gibi âşık olan Ha-Roo karakterini canlandırmaktadır. Aslında webtoonda adı olmayan bir karakterdir ve 'Ha-Roo' ismini ona Dan-O vermiştir.
Lee Jae-Wook dizide Eun Dan-O’nun (Kim Hye-Yoon) nişanlısı olan Baek-Kyung karakterini canlandırmaktadır. Dan-O ondan çok hoşlanmaktadır. Ancak Dan-O’nun bu duyguları karşılıksızdır.
25 Kasım 2019 Pazartesi
Kitap - Düşler, Kabuslar ve Gelecek Masallar Doğu Yücel
Herkese merhabalar efenim,
Çok sevdiğim iş arkadaşımdan film önerileri yanında kitap önerileri de alıyorum şu sıralar bunlardan biri de Doğu Yücel'in kitapları oldu.İlk olarak içinde öykülerin yer aldığı bir kitaptan başlamak istedim yazarın tarzına alışabilmek için daha sonrasın da beğenirsem arkadaşımdan romanını da alıp okuyacağım.Kitabı oldukça kısa bir süre de okuyup bitirdim,beğenip beğenmediğime gelip olursak BAYILDIM ! Doğu Yücel yazar olduğu gibi aynı zamanda da senaristmiş.Daha önce Okul ve Küçük Kıyamet filmlerinin senaryosunu yazmış ki iki filmi de izleyip çok beğenmiştim.Korku sinemasının bence Türkiye de ki en iyi örneklerindendir bu iki filmde.
Kitabından içinde birbirinden değişik kafalarda yazılmış öyküler var ve bence Doğu Yücel'in tarzını anlayabilmek için bu kitabından başlamanız oldukça uygun olur.
"Doğu Yücel, bu ilk öykü kitabında, fantastik ile büyülü gerçeklik arasında dolaşan, zaman zaman da bilimkurgunun iskelesine yanaşan bir hayalet gemiden bize çeşitli öyküler sunuyor. Sınırsız bir hayal gücü, gerçeküstü imgeler, ince bir mizah ve sürükleyici bir anlatım bu öykülerin keyifle okunmasını sağlıyor. Alacakaranlık Kuşağı’nın puslu atmosferinde geçen öykülerde muzip bir çocuğun dünyaya, iyiliğe ve kötülüğe ironik yaklaşımındaki ‘masumiyet’ çok etkileyici. Rock ve Heavy Metal müziğin etkisini satırlarda hissedebiliyorsunuz. Müzik kavramları ve şarkı sözleri öykülere dönüşüyor. Öykülerde, sınavlarla ve kurallarla kuşatılmış bir gençliğin test sorularına indirgenmiş bir yaşam karşısında kendi sorularını arayışlarını, düşlerini, kabuslarını ve masallarını bulma çabası dilleniyor. Yazar, on bir öyküde bir hayalperestin hayat ile düşler arasındaki yolculuğunu anlatırken iyi bir öykünün bir öyküsü olması gerektiğini de unutmuyor. 1997’de Gençlik Kitabevi Öykü Yarışması’nda ve l999 da Nostromo Kısa Bilimkurgu Öykü Yarışmasında başarı ödülleri alan Doğu Yücel edebiyata genç ve ilginç bir ses getiriyor. Düşler Kabuslar ve Gelecek masalları kitap okumaktan sıkılan sinema ve müzikte kendilerini bulan genç kuşağın kendi imgeleriyle karşılaşabilecekleri bir kitap."
Çok sevdiğim iş arkadaşımdan film önerileri yanında kitap önerileri de alıyorum şu sıralar bunlardan biri de Doğu Yücel'in kitapları oldu.İlk olarak içinde öykülerin yer aldığı bir kitaptan başlamak istedim yazarın tarzına alışabilmek için daha sonrasın da beğenirsem arkadaşımdan romanını da alıp okuyacağım.Kitabı oldukça kısa bir süre de okuyup bitirdim,beğenip beğenmediğime gelip olursak BAYILDIM ! Doğu Yücel yazar olduğu gibi aynı zamanda da senaristmiş.Daha önce Okul ve Küçük Kıyamet filmlerinin senaryosunu yazmış ki iki filmi de izleyip çok beğenmiştim.Korku sinemasının bence Türkiye de ki en iyi örneklerindendir bu iki filmde.
Kitabından içinde birbirinden değişik kafalarda yazılmış öyküler var ve bence Doğu Yücel'in tarzını anlayabilmek için bu kitabından başlamanız oldukça uygun olur.
"Doğu Yücel, bu ilk öykü kitabında, fantastik ile büyülü gerçeklik arasında dolaşan, zaman zaman da bilimkurgunun iskelesine yanaşan bir hayalet gemiden bize çeşitli öyküler sunuyor. Sınırsız bir hayal gücü, gerçeküstü imgeler, ince bir mizah ve sürükleyici bir anlatım bu öykülerin keyifle okunmasını sağlıyor. Alacakaranlık Kuşağı’nın puslu atmosferinde geçen öykülerde muzip bir çocuğun dünyaya, iyiliğe ve kötülüğe ironik yaklaşımındaki ‘masumiyet’ çok etkileyici. Rock ve Heavy Metal müziğin etkisini satırlarda hissedebiliyorsunuz. Müzik kavramları ve şarkı sözleri öykülere dönüşüyor. Öykülerde, sınavlarla ve kurallarla kuşatılmış bir gençliğin test sorularına indirgenmiş bir yaşam karşısında kendi sorularını arayışlarını, düşlerini, kabuslarını ve masallarını bulma çabası dilleniyor. Yazar, on bir öyküde bir hayalperestin hayat ile düşler arasındaki yolculuğunu anlatırken iyi bir öykünün bir öyküsü olması gerektiğini de unutmuyor. 1997’de Gençlik Kitabevi Öykü Yarışması’nda ve l999 da Nostromo Kısa Bilimkurgu Öykü Yarışmasında başarı ödülleri alan Doğu Yücel edebiyata genç ve ilginç bir ses getiriyor. Düşler Kabuslar ve Gelecek masalları kitap okumaktan sıkılan sinema ve müzikte kendilerini bulan genç kuşağın kendi imgeleriyle karşılaşabilecekleri bir kitap."
23 Kasım 2019 Cumartesi
Kitap - Mor Salkımlı Köşk Osman Aysu
Herkese merhabalar efenim,
Kitap okumalarım kaldığı yerden son hızla devam ediyor hatta hiç olmadığı kadar yazdan beri okuma performansımın geçen senelere göre oldukça iyi olduğunu düşünüyorum bunun yegane sebebi de elbette ruh halimin iyi olması.Çalışıyor ve sevip,seviliyorum Freud'un da dediği gibi bence sağlıklı bi r akıl için bunlar yeterli :)
Kitabımıza gelicek olursak , ilk defa Osman Aysu okuyorum aslında kendisinin cinayet romanları yazdığını sanıyordum ama bu kitap bir cinayet romanı değildi tabi bu kitap serinin ilk kitabıymış diğer kitabında ilk kitaptaki boşluklar dolar ve bir cinayet işlenir mi bilemiyorum şimdilik 2.kitabını kütüphanede bulamadım para verip alacak kadar da ilk kitabını sevdim diyemem açıkçası.
Salih asla bir Sovyet sempatizanı değildi, olamazdı da zaten. Ama edebiyata düşkün, zamanının çoğunu hikâyeler yazmaya adamış, şiirden zevk alan biri olarak Nazım Hikmet'ten hoşlanması da ona çok tabii geliyordu. Ayrıca şairin ezildiğine inandığı işçi, köylü, emekçi sınıfını savunmasında da ne kötülük olabilirdi ki? Bu da yaşamın bir gerçeği değil miydi? Aslında yabancı memleketteki eğitimi sırasında birkaç Sovyet yanlısı kişi ile tanışmış, komünist rejimin teorik esaslarını onlarla müzakere etme şansı da olmuştu. Bu konuda derinine bilgi sahibi olduğu söylenemezdi yine de.
Faruk kucağındaki kızı ile sertçe dönüp bahçe kapısına doğru birkaç adım attı. Ayten ümitsizce sokak kapısının önünde kalakalmıştı. Kocasının haklı çıkması onun yüreğinde de bir burukluk yaratmıştı.
Fakat tam o sırada sokak kapısı birden aralandı. Hepsi merakla başlarını çevirip aralanan kapıya baktılar. Ufacık tefecik cılız bir kadın, titrek sesle soruyordu. "Faruk... Kardeşim... Sen mi geldin?"
Polisiye türünün Türkiye'deki usta kalemi Osman Aysu bir 'ilk tarihi roman'la okurlarını İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi'ne götürüyor. Tek partili dönemin siyasi atmosferinden çekip çıkardığı karakterleri ve onların yaşanmışlıklarını en canlı, en kalıcı halleriyle anlatarak, bizleri kırkların Türkiyesi'nde tanıklıklarla dolu tanıdık bir yolculuğa çıkarıyor.
Kitap okumalarım kaldığı yerden son hızla devam ediyor hatta hiç olmadığı kadar yazdan beri okuma performansımın geçen senelere göre oldukça iyi olduğunu düşünüyorum bunun yegane sebebi de elbette ruh halimin iyi olması.Çalışıyor ve sevip,seviliyorum Freud'un da dediği gibi bence sağlıklı bi r akıl için bunlar yeterli :)
Kitabımıza gelicek olursak , ilk defa Osman Aysu okuyorum aslında kendisinin cinayet romanları yazdığını sanıyordum ama bu kitap bir cinayet romanı değildi tabi bu kitap serinin ilk kitabıymış diğer kitabında ilk kitaptaki boşluklar dolar ve bir cinayet işlenir mi bilemiyorum şimdilik 2.kitabını kütüphanede bulamadım para verip alacak kadar da ilk kitabını sevdim diyemem açıkçası.
Salih asla bir Sovyet sempatizanı değildi, olamazdı da zaten. Ama edebiyata düşkün, zamanının çoğunu hikâyeler yazmaya adamış, şiirden zevk alan biri olarak Nazım Hikmet'ten hoşlanması da ona çok tabii geliyordu. Ayrıca şairin ezildiğine inandığı işçi, köylü, emekçi sınıfını savunmasında da ne kötülük olabilirdi ki? Bu da yaşamın bir gerçeği değil miydi? Aslında yabancı memleketteki eğitimi sırasında birkaç Sovyet yanlısı kişi ile tanışmış, komünist rejimin teorik esaslarını onlarla müzakere etme şansı da olmuştu. Bu konuda derinine bilgi sahibi olduğu söylenemezdi yine de.
Faruk kucağındaki kızı ile sertçe dönüp bahçe kapısına doğru birkaç adım attı. Ayten ümitsizce sokak kapısının önünde kalakalmıştı. Kocasının haklı çıkması onun yüreğinde de bir burukluk yaratmıştı.
Fakat tam o sırada sokak kapısı birden aralandı. Hepsi merakla başlarını çevirip aralanan kapıya baktılar. Ufacık tefecik cılız bir kadın, titrek sesle soruyordu. "Faruk... Kardeşim... Sen mi geldin?"
Polisiye türünün Türkiye'deki usta kalemi Osman Aysu bir 'ilk tarihi roman'la okurlarını İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi'ne götürüyor. Tek partili dönemin siyasi atmosferinden çekip çıkardığı karakterleri ve onların yaşanmışlıklarını en canlı, en kalıcı halleriyle anlatarak, bizleri kırkların Türkiyesi'nde tanıklıklarla dolu tanıdık bir yolculuğa çıkarıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...