29 Ağustos 2015 Cumartesi

Maydanoz Time : İkon - Audrey Hepburn

Herkese güzel bi hafta sonu dileyerek İkon postlarının ilkini yapmak istiyorum yüksek müsadenizle efenim !

Benim feminist kişiliğimi artık anladınız diye tahmin ediyorum.Başroldeki kadının olduğu her şeye bayılıyorum resmen.Öyle erkek düşmanı falan değilim ama kitap,yazar,film dendi mi başrolde hep kadın olsun istiyorum çünkü bunlar da kendimi bulmak istiyorum ben.

Bundan sonra Sinema İkonlarını bir postta inceleyeceğiz.Her hafta yapacağıma söz veremem (bu arada okulum 28 Eylül'de açılıyormuş.) ama elimden geleni yapıp bu serinin devamını getirmeye çalışacağıma söz verebilirim.

Her hafta kendime bi sinema kadın ikonu seçip onun 5 filmi izleyip hayatını,karakterini ve benim gözlemlerimi inceleyeceğiz.Umarım bu postlar sizin de hoşunuza gider.

İlk haftaya ve ilk posta sinemanın bir zamanlar kraliçesi olmuş narif ve zarif bi kadın olan Audrey Hepburn ile başlıyorum.


Hayatı : Belçika'nın Ixelles, Brüksel Bölgesi kentinde doğdu.Annesi Hollandalı bir barones, babası zengin bir İngiliz bankacıydı. Anne ve babası, Audrey henüz bir yaşındayken boşandı ve Audrey annesinin yanında kaldığından babasını bir daha göremedi. 10 yaşındayken annesi başka bir adamla evlendi ve Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada oldukça zor bir çocukluk geçiren Hepburn'un sinemaya büyük ilgisi vardı ve oyuncu olmanın düşlerini kuruyordu. 

Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı.

Oyuncu olabilmek için İngiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti.


Audrey Hepburn bu başarılı oyunculuk kariyerinin yanında birçok yıldız oyuncu gibi özel hayatıyla da sürekli gündemde kaldı. Gerek William Holden ile yaşadığı fırtınalı aşk gerek Mel Ferrer ile yaptığı sorunlu evlilik tüm dünya tarafından yakından takip edildi. 

Hepburn'un Mel Ferrer'den Sean adında ve Dr. Andrea Dotti'den Luca adında iki çocuğu var.

Audrey Hepburn 1990'da oyunculuğu askıya aldı ve yalnızca çok özel projelerde yer aldı. Audrey Hepburn 20 Ocak 1993'te İsviçre'de bağırsak kanserinden öldüğünde 63 yaşındaydı. 
Hepburn'un mezarı şu an İsviçre'de bulunuyor.

İzlediğim 5 Filmi : 

Breakfast At Tiffanys : Audrey'in burda ki  saç modelini ve rengini beğenen var mı cidden ? Sarı balyajlar ve önündeki o küçük saççıklar bi ikona yakışıyor mu hiç bilemedim doğrusu.Ama bu filminde tam bi ikon olduğunu duymuştum oysa ! 

Audrey'in mini bi gitarla şarkı söylediği sahnede gerçek sesi mi kullanılmış,bileniniz var mı ? Eğer öyleyse duru güzelliği kadar duru bi seside var demektir !

Audrey bu filmde çok gıcık ve şımarık bi kadını oynamış ben cidden oynadığı karakteri hiç sevemedim tamam havai kadın tiplemelerini hep severim ama Audrey gibi bi kadına bence hiç yakışmamış.

Kendisine bu filmde eşlik eden George Peppard'a bayıldım diyebilirim.Sarışın ve mavi gözlü olmasının dışında Audrey ile kimya uyumu varmış gibi geldi bana.Adam Barbie'nin Ken'i ne benzemiyor mu sizce de :)

Tamam bakımlı,süslü ve moda ve mücevher aşığı birini oynuyor ama o kulak tıkaçları ne onlarla cidden nasıl uyuyor biraz gerçekçilik !

Böyle naif bi kadının her defasında koltuğa kollarını yayarak oturması çok tatlı :)

Yıl 1961 o zamanda da ve  günümüzde de siyah altın zincirli Chanel çantalar ve renkli kaşe kabanlar moda !

Neden sürekli güneş gözlüğü takıyor kapalı ortamda bile ?

Son not olarak film renkli !







Roman Holiday : Türkçe çevirisiyle Roma Tatili olan bu film romantik-komedi tadında.Daha önceden izlediğim bi film ayrıca blogta Film kategorisinde de ayrıntılı bir post var.Film siyah-beyaz.





Sabrina : Film 1954 yapımı.Film siyah-beyaz.Bu filmdek saç şekli ve rengi,yapısı daha hoş değil mi ayrıca Audrey'e daha çok yakışıyor.

Bu filmde Audrey ' e Humphrey Bogart eşlik ediyor.Yan rolde olduğunu düşünürken asıl kişi olup çıkıyor ben açıkçası biraz yaşlı kaçtığını düşünüyorum Audrey'e o yüzden yanına pek yakıştıramadım.Wlliam Holden David rolü ile başrolde gibi dursa da en başlarda esas oğlan olmadığını sonradan anlıyoruz.

Audrey bu filmde de aynı ses tonuyla şarkı söylüyor sanırım gerçek sesi kullanılıyor.Ama hala bundan emin değilim :)





Funny Face : Film 1957 yapımı.Film renkli.Filmde müzikal sahnelerde yer alıyor.Tabi ki de bu filmde de Audrey şarkı söylüyor :)

Audrey'e bu filmde Fred Astaire eşlik ediyor.Tabi ki de ben hiç yakıştıramadım Audrey'in yanına cidden başka jön mü kalmadı bu tipi koymuşlar güzelim kadının yanına !

Paris'te ki sahneler çok güzel ve eğlenceli.Audrey'i ilk defa dans ederken görüyorum bu filmde.Zarif vücuduyla dans etmek ona bence çok yakışıyor.Bir çok filminde olduğu gibi burda da Audrey simsiyah giydirilmiş bu tarz ona bence hep çok yakışmış.




How To Steal A Million : Film 1966 yapımı . Film renkli.Audrey'in bu filmde saç şeklini hiç beğenmedi açıkçası ayrıca sanırım kaş makyajı var saç rengine göre 1-2 ton açık duruyor.

Audrey 'e bu filminde Peter O'toole eşlik ediyor.Ben onları açıkçası çok yakıştırdım diğer filmlere göre daha iyi bi partner diyebiliriz.









3 yorum:

  1. Güzel bir yazı olmuş. Ellerine sağlık. Bence bu yazı dizisine devam etmelisin. İyi bir konu seçmişsin. Başlangıç olarak da benim hayranlık duyduğum bir ismi seçmişsin. Yazını zevkle okudum :-)

    YanıtlaSil
  2. ya baksanaaaa, audreyin annesi türkiyede yaşıyo uzun süreeeee eskiden galiba ellilerde, istanbulda modada ve izmirde alsancaktaaa ve istanbul ve izmirde yaşıyor akrabaları biliyon muuuuu :)

    ayfer tunç çok iyi yazar yeşil peri gecesi çok çok iyi roman, dünya ağrısı da sıkı edebiyat.

    eh okula daha çok var. baksana sen kışın derslerle ilgilenirken ben blogunu çok gezerim kiii, bol bol yorumlarım kiii :)

    YanıtlaSil
  3. evet kışında elimden geldiğince bloğumla ilgilenmeye devam edicem.Bundan sonra ki haftanın ikon konuğu Marilyn Monroe olucak onun filmlerini izliyorum şimdi de :D

    YanıtlaSil

Kitap - Stepford Kadınları Ira Levin

 Herkese merhabalar efenim, Ira Levin’in Stepford Kadınları (orijinal adıyla The Stepford Wives), 1970’lerin feminist hareketiyle paralel bi...