Okula gitmeden şöyle sizin için güzel ve yeni bir haftanın başlangıcı olaraktan kitap postu hazırlayayım dedim.Kitabımızı daha dün akşam taze taze bitirdim beni kesmedi bir de üzerine daha demin filmini seyrettim.
Bence filmi kitabından daha güzel olmuş.Film tam bir renkler şöleni,oyuncular zaten tartışılmaz bence artık haddim değil,kitaba bence oldukça sadık kalınmış.Kitapta bir çok anlamadığım olayları filmi izleyince daha iyi anladım diyebiliri.Sanırım çeviriden mi yoksa başka bir şeyden mi bilmiyorum ama geçmişe geçişlerde baya baya karıştırdım ben olayları kitabı okurken bi çok yeri anlamamıştım özelliklede rahat bi 50.sayfaya kadar anlatan kişinin kadın mı yoksa erkek mi olduğunu dahi anlayamadım.Daha sonra adının Nick olduğunu öğrenince yazarın ağzından anlatıldığını anlamış bulundum.
Kitap ve film birbirini tamamlamış bence.Cidden gerçek bi hikayemi bilemem ama muhteşem bi aşkmış diyor insan Daisy karakterine bol bol sövdüm tabi ki de -aşüfte zilli- ama yazarın dışardan bi gözle anlattığı için o aşk hikayesini ben çokta içine giremedim.Kişilerin duygularını daha iyi bilebilseydik bence daha çok içine alırdı okuyucuyu diye düşünüyorum.Zamanına göre yazılmış en iyi romanlardan biri olarak geçiyor.Kitap anlamıyla bir Amerikan rüyası aslında.O şan şöhretin ve abartının altındaki pislikleri su yüzeyine çıkaran bir kitap...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder