Evet evet 20 yaşındayım kitap okumayı da çok seveerim ama maalesef bu yaşıma kadar bir türlü Küçük Prens kitabını okumaya fırsatım olması.
Bu dönemlerde yeniden popüler haline gelen Küçük Prens'in biliyorsunuz ki bir de animasyon filmi çekildi bende okumak yerine önce filmi izledim.Ama duyduklarıma göre animasyon filmi ile kitap birebir aynı değilmiş.Daha modern ve yönetmenin kendi uyarlaması haliymiş.Ama ben bu halini beğendim açıkçası.
Başarılı ve çok yaşlı bir pilot olan Mr. Prince yaptığı bir kaç yanlış hamle sonucunda uçağını kontrol edemez hale gelir ve geri dönüşü olmayan bir yola girer, bu saatten sonra yapabileceği tek şey düşen uçağı olabildiğince ve düzgün bir şekilde yere indirmek olacaktır ancak bunun çok zor olabileceğini bilmektedir. Birbirinden zor ve heyecanlı anlar onu beklemekte ancak deyim yerindeyse eski kurt olmasından dolayı bunu aşmayı başarabilecektir. Bir şekilde kusursuz olmasa da güvenli bir şekilde konuşunu başarılı bir şekilde gerçekleştiren ve bulunduğu yerin konumu hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmayan ihtiyar adam artık koskocaman ve bomboş bir çölün tam ortasında yapayalnızdır. Ne erzağı ne de su deposu yeterince ve bir çözüm bulabilecek kadar idare edici şekilde stoklu değildir. En büyük dertlerden biriside budur.
Tam ümitsizlik ve umudunu kaybetmişlik baş gösterirken karşısına hiç ummadığı bir anda The Rose adlı küçük, şirin ve minik bir kız çocuğu çıkar. Her ikisi de şaşkınlık ve tedirginlik içindedir. Birbirlerinden başka kimseleri görünmemektedir. Tanışırlar, ikisi de önce huysuzluk eder ancak belirli bir iletişim yapısı sağlanınca birbirlerine karşı sıcaklık hisseder ve dost olmaya karar verirler, kızımız tuhaf bir şekilde dünya dan değil ama görünüş itibari ile farkı da yoktur. Başka bir gezegen üzerinden gelmiş ve yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Artık ikilinin farklı ve bir o kadar güzel olan macerası başlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder