Herkese merhabalar efenim ...
Evet annecik distopyaya güya geri döndü hatta en afillisinden bir geri dönüş yapayım diye distopyada en çok konuşulan ve beğenilen bir kitap olan Cesur Yeni Dünya'yı okuyayım dedim cörtledim resmen :/ Çünkü hiç beğenmedim kitap akmıyor,gitmiyor.Toplamda 270 sayfa falan ama ben 190 'da kaldım daha fazla da okuyamadım 1 haftadır elimde süründürüyorum resmen.Aslında daha farklı bir kitap olacağını düşünmüştüm ama bence şu zamana kadar okuduğum distopyalar içinde neredeyse en kötü olanı.Şimdi beni taşa tutacaklar olacak ama razıyım bu benim fikrim :/
Öncelikle dönem zihniyeti bence iyi bir şekilde yansıtılmamış.Sen yeni bir dünya kuruyorsun ama diyaloglar dışında hiç bir şekilde betimsellikle çevreyi anlatma yok diyaloglardan ve olayların akışından anlamaya çabalıyor insan nasıl bir dünyada olunduğunu.Daha çok Freud'dan ve psikolojik kuramlardan etkilenerek yazılmış bu çok belli."Herkes herkes içindir." gibisinden bir yasa var.Ayrıca insanlar zevklerini "soma" denilen bir şeyle sağlıyorlar.Duygulara yer yok.Her şeyi makineler hallediyor.Bu arada karakterleri de pek anlamadım kim baş karakter kim yan karakter vallahi billahi de anlamayamadım sadece sürekli aynı şeylerden bahsediliyor ve aynı sloganlar üzerinde gidiliyor."Yaşasın Ford!" "Toplu seks poplu seks" falan :D
Bence çok güzel bir fikir ama yazarlıkta ya da anlatımda sorunlar var gibi geldi bana.Yani çeviride sorun olduğunu düşünmüyorum sonuçta İthaki yayınları.Bilemedim ... Tek bildiğim daha fazla okumak istemeyip yarım bıraktığım :/
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
25 Kasım 2017 Cumartesi
24 Kasım 2017 Cuma
Müzik - Katy Perry - Swish Swish ft. Nicki Minaj
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün BLACK FRİDAY olsa da biz oldukça renkli bir cuma olduğunu varsayarak cumayı güzel bir şekilde bitiriyoruz.Katy Perry ve alttan alttan Taylor Swith'e laf soktuğu ve tam bir troll olan klibi ile Swish Swish'i dinleyeceğiz.İyi seyirler :)
Bugün BLACK FRİDAY olsa da biz oldukça renkli bir cuma olduğunu varsayarak cumayı güzel bir şekilde bitiriyoruz.Katy Perry ve alttan alttan Taylor Swith'e laf soktuğu ve tam bir troll olan klibi ile Swish Swish'i dinleyeceğiz.İyi seyirler :)
23 Kasım 2017 Perşembe
Korku Film - Happy Death Day
Herkese merhabalar efenim ...
Uzun zamandır film izlemiyordum küçük bir film molası oldukça iyi geldi şu çalışma tempoma :)
2017 yılında ( yeni vizyondan kaldırılmış olan) girmiş olan bir Korku-Gerilim filmi izledim aslında bir kısım açısından da Fantastik diyebiliriz.Konusu daha önce blogtada yazdığım "Bugün Aslında Dündü" 'ye benziyor hatta filmde bu filme bir atıfta vardı :) Bazı şeyler havada kalmış olsa da izlemesi keyifi pekte korkunç olmayan daha çok gerilim odaklı bir film.
Sıradan bir hayat süren üniversite öğrencisi Tree'nin yaşamı, maskeli bir katil tarafından şaşırtıcı bir şekilde değişir. Katil tarafından korkunç bir şekilde öldürülen Tree, mucizevi bir şekilde hiç yaşanmamış gibi aynı günün sabahına uyanır. Öldürüldüğü günü tüm ayrıntılarını ve korkunç sonununu tekrar tekrar yaşamaya başlar. Katilinin kimliğini ortaya çıkarabilecek midir?
Uzun zamandır film izlemiyordum küçük bir film molası oldukça iyi geldi şu çalışma tempoma :)
2017 yılında ( yeni vizyondan kaldırılmış olan) girmiş olan bir Korku-Gerilim filmi izledim aslında bir kısım açısından da Fantastik diyebiliriz.Konusu daha önce blogtada yazdığım "Bugün Aslında Dündü" 'ye benziyor hatta filmde bu filme bir atıfta vardı :) Bazı şeyler havada kalmış olsa da izlemesi keyifi pekte korkunç olmayan daha çok gerilim odaklı bir film.
Sıradan bir hayat süren üniversite öğrencisi Tree'nin yaşamı, maskeli bir katil tarafından şaşırtıcı bir şekilde değişir. Katil tarafından korkunç bir şekilde öldürülen Tree, mucizevi bir şekilde hiç yaşanmamış gibi aynı günün sabahına uyanır. Öldürüldüğü günü tüm ayrıntılarını ve korkunç sonununu tekrar tekrar yaşamaya başlar. Katilinin kimliğini ortaya çıkarabilecek midir?
18 Kasım 2017 Cumartesi
Kitap - Metrestepe Üstün Dökmen
Herkese merhabalar efenim ...
Ba-yıl-dım ! Resmen bir solukta okudum ve bitirdim ahanda bugün buraya da postunu yazıyorum :D
Üstün Dökmen hoca zaten psikoloji alanında kendini kanıtlamış nadir hocalardan hocanın kendi görüşlerini de,tespitlerini de kitaplarını da çok seviyorum.Bu ondan okuduğum 2.kitap ve yine şaşmadı yine çok beğenerek bitirdim kitabı.Yazarlık ve edebi açından değerlendirmeyeceğim kitabı elbette çünkü kendisi tam bir yazar sayılmaz bence çünkü o konu da çok fazla eksiği var bence ama anlatımı ayrıca parantez içinde verdiği mesajlar ayrıca psikolojik göndermeler de ayrı bir harikaydı bunu daha önce okuduğum Ladesçi kitabında da bol bol yapmıştı o zaman da çok sevmiştim.
Kitapta 2 farklı zaman 2 farklı anlatım ve hikaye var.Bir kısmı Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor bir kısmı günümüzde geçiyor.Bol mesajlı anlayabilene harika bir kitap , tavsiyemdir :)
Metristepe nasıl Metrestepe oldu?
Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı alanlardan biri de Bozüyük yakınlarındaki Metristepe’dir. Kurgu bu ya, bir inşaat firması, 2000’li yıllarda Metristepe yakınlarında, villalardan oluşan bir site yapar, “Metristepe Manzaralı Villalar” diye satılır evler. Sitenin adı Metristepe’dir ancak birçok varlıklı erkek metresini bu villalara yerleştirdiği için olsa gerek, sitenin adı zamanla “Metrestepe Villaları”na çıkar.
Bu villalarda, Metristepe Savaşı’na katılanların torunları oturmaktadır şimdi. Bu romanın kahramanı Nurşen, Metrestepe villalarına yerleşen sakinlerden biridir ancak hayatın ona neler getireceğini bilememektedir.
Ba-yıl-dım ! Resmen bir solukta okudum ve bitirdim ahanda bugün buraya da postunu yazıyorum :D
Üstün Dökmen hoca zaten psikoloji alanında kendini kanıtlamış nadir hocalardan hocanın kendi görüşlerini de,tespitlerini de kitaplarını da çok seviyorum.Bu ondan okuduğum 2.kitap ve yine şaşmadı yine çok beğenerek bitirdim kitabı.Yazarlık ve edebi açından değerlendirmeyeceğim kitabı elbette çünkü kendisi tam bir yazar sayılmaz bence çünkü o konu da çok fazla eksiği var bence ama anlatımı ayrıca parantez içinde verdiği mesajlar ayrıca psikolojik göndermeler de ayrı bir harikaydı bunu daha önce okuduğum Ladesçi kitabında da bol bol yapmıştı o zaman da çok sevmiştim.
Kitapta 2 farklı zaman 2 farklı anlatım ve hikaye var.Bir kısmı Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor bir kısmı günümüzde geçiyor.Bol mesajlı anlayabilene harika bir kitap , tavsiyemdir :)
Metristepe nasıl Metrestepe oldu?
Kurtuluş Savaşı’nın yapıldığı alanlardan biri de Bozüyük yakınlarındaki Metristepe’dir. Kurgu bu ya, bir inşaat firması, 2000’li yıllarda Metristepe yakınlarında, villalardan oluşan bir site yapar, “Metristepe Manzaralı Villalar” diye satılır evler. Sitenin adı Metristepe’dir ancak birçok varlıklı erkek metresini bu villalara yerleştirdiği için olsa gerek, sitenin adı zamanla “Metrestepe Villaları”na çıkar.
Bu villalarda, Metristepe Savaşı’na katılanların torunları oturmaktadır şimdi. Bu romanın kahramanı Nurşen, Metrestepe villalarına yerleşen sakinlerden biridir ancak hayatın ona neler getireceğini bilememektedir.
16 Kasım 2017 Perşembe
Kitap - Olağanüstü Bir Gece Stefan Zweig
Herkese merhabalar efenim ...
Pamuk'un üstüne Zweig bana resmen ilaç gibi geldi bir gece de okuyup bitirdim zaten okuması kolay,akıcı ve kısa bir hikaye aslında pek roman denemez.Aslında Zweig'in yayımladığı ama kendisinin yazmadığı bir kitap sanırım çünkü kitabın ilk başında bir not düşmüş bu yazıyı bir mektup şeklinde bir masada bulduğunu kimsenin ilgilenmediğini ama kendisinin okuduğunda çok etkilenip yayımlamaya karar verdiğini ...
Bir adamın bir eğlence yerinde at yarışı kuponlarından birini düşürmesi ve bu adamın adama gıcık olduğu için birazda eğlenmek amacıyla kuponu saklaması adam gidince de kuponu alıp bakması ve aslında para kazanan bir kupon olduğunu görmesi anlıy bir dürtüyle kuponu paraya döndürmesi ve artık kendini suç işlemiş bir hırsız olarak görmesi ve bu psikolojiyle savaşmasını anlatıyor devamı tabi ki spoiler olcak :)
Pamuk'un üstüne Zweig bana resmen ilaç gibi geldi bir gece de okuyup bitirdim zaten okuması kolay,akıcı ve kısa bir hikaye aslında pek roman denemez.Aslında Zweig'in yayımladığı ama kendisinin yazmadığı bir kitap sanırım çünkü kitabın ilk başında bir not düşmüş bu yazıyı bir mektup şeklinde bir masada bulduğunu kimsenin ilgilenmediğini ama kendisinin okuduğunda çok etkilenip yayımlamaya karar verdiğini ...
Bir adamın bir eğlence yerinde at yarışı kuponlarından birini düşürmesi ve bu adamın adama gıcık olduğu için birazda eğlenmek amacıyla kuponu saklaması adam gidince de kuponu alıp bakması ve aslında para kazanan bir kupon olduğunu görmesi anlıy bir dürtüyle kuponu paraya döndürmesi ve artık kendini suç işlemiş bir hırsız olarak görmesi ve bu psikolojiyle savaşmasını anlatıyor devamı tabi ki spoiler olcak :)
Kitap - Yeni Hayat Orhan Pamuk
Herkese merhabalar efenim ...
Güya önyargılarımı bir kenara bırakıp Pamuk okumaya bir yerden başlayayım dedim sanırım ya çok yanlış yerden başladım ya da ön yargılarımda oldukça haklıydım.Evet 250 sayfalık kitabı 120 sayfa kadar okuduktan sonra yarım bıraktım çünkü daha fazla resmen gitmiyor bu bünyeye de eziyet etmenin anlamı yok sonuçta.
O kadar süslü ve ağır bir dille yazılmış ki kitap ılık ılık lirizim rüzgarları esiyor resmen okurken ! Yok anam yok ben Anadolu çocuğuyum böyle tarzlara hiç gelemem bana sade bir dille anlatacak anlayacağım ve olaylar akıp gidecek.Bu kitapta ne bir olay oluyor ne bir durum yaşanıyor ne konuyu anladım ne nereye gideceğini kestirebildim sussam olmuyor konuşmazsam hiç olmaz ! En iyisi ne ben yorulayım sen ne yorul sen yoluna Pamuk ben yoluma ! Belki bir gün yine aklıma eser başka bir kitapta görüşürüz ...
Güya önyargılarımı bir kenara bırakıp Pamuk okumaya bir yerden başlayayım dedim sanırım ya çok yanlış yerden başladım ya da ön yargılarımda oldukça haklıydım.Evet 250 sayfalık kitabı 120 sayfa kadar okuduktan sonra yarım bıraktım çünkü daha fazla resmen gitmiyor bu bünyeye de eziyet etmenin anlamı yok sonuçta.
O kadar süslü ve ağır bir dille yazılmış ki kitap ılık ılık lirizim rüzgarları esiyor resmen okurken ! Yok anam yok ben Anadolu çocuğuyum böyle tarzlara hiç gelemem bana sade bir dille anlatacak anlayacağım ve olaylar akıp gidecek.Bu kitapta ne bir olay oluyor ne bir durum yaşanıyor ne konuyu anladım ne nereye gideceğini kestirebildim sussam olmuyor konuşmazsam hiç olmaz ! En iyisi ne ben yorulayım sen ne yorul sen yoluna Pamuk ben yoluma ! Belki bir gün yine aklıma eser başka bir kitapta görüşürüz ...
14 Kasım 2017 Salı
Müzik - Katy Perry - Chained To The Rhythm ft. Skip Marley
Herkese merhabalar efenim ...
Ben hafiften derse gitmek için hazırlanırken sizi de haftanın şarkısı olan Katy Perry'den Chained To Rhythm şarkısı ve oldukça eğlenceli olan (tabiki de) klibi ile başbaşa bırakıyorum :)
Ben hafiften derse gitmek için hazırlanırken sizi de haftanın şarkısı olan Katy Perry'den Chained To Rhythm şarkısı ve oldukça eğlenceli olan (tabiki de) klibi ile başbaşa bırakıyorum :)
Çin Dizi - The Perfect Match
Herkese merhabalar efenim ...
Yazdan beri resmen taslaklarda süründürdüğüm bir diziyi nihayet bitirdim ve yazıyorum (şükür) !
Evet bu bir Çin dizisi.Arada sırada Kore'yi bırakıp başka ülkerin dizilerine kayıyorum genelde aynı tarz dilerde oldukları için benim için çok bir şey farketmiyor aslında.Bu dizi de oldukça eğlenceli bir diziydi ama hafta da 1 yayınlandığı için tabi bende biraz salladığım için izleyemedim ve bu zamana kadar sarktı :/
Yazdan beri resmen taslaklarda süründürdüğüm bir diziyi nihayet bitirdim ve yazıyorum (şükür) !
Evet bu bir Çin dizisi.Arada sırada Kore'yi bırakıp başka ülkerin dizilerine kayıyorum genelde aynı tarz dilerde oldukları için benim için çok bir şey farketmiyor aslında.Bu dizi de oldukça eğlenceli bir diziydi ama hafta da 1 yayınlandığı için tabi bende biraz salladığım için izleyemedim ve bu zamana kadar sarktı :/
12 Kasım 2017 Pazar
Kitap - Sen Benim Diğer Yarımsın Holly Bourne
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün okula gitmedim :D O yüzden erkenden kalkıp bir güzel kahvaltımı yaptıktan sonra şu 4 günde KPSS programımdan geri kaldığım için onları tamamlamak istiyorum okulun 2.dönemi başladığında umarım ben de ÖABT programıma başlayabilirim birlikte yürümüyor çünkü çok fazla ders olduğu için kafam karışmaya başlıyor.
Neyse efenim bugünün kitap postuna gelicek olursak ergen aşk romanı olarak başlayıp sonunda distopyaya bağlayan değişiklik yapmaya çalışıp batırmış bir kitap var bugün :/ Zamanında oldukça popüler bir kitaptı millet bu kitabın neresini beğendi cidden anlamadım resmen sonuna kadar zorla okudum resmen :/ Hele de son 100 sayfası cidden saçmalıktı :/
Poppy Lawson, İngiltere’nin Middletown kasabasında yaşamaktadır. Yaşadığı yerden çok memnun değildir. Orayı çok sıkıcı bulur. Poppy bir yıl önce panik atak krizleri geçirmeye başlar ve bunun için terapiste gider. Ama terapiste gitmekten çok da memnun değildir.
Bir cumartesi sabahı Poppy’i yakın arkadaşı Lizzie arar ve akşam yeni bir grubun konserinin olduğunu ve oraya gideceklerini söyler. Ayrıca grubun gitaristinin çok yakışıklı olduğunu söyler. Ama Poppy’e göre oradaki hiçbir erkek yakışıklı değildir. Lizzie’nin tüm anlattıklarına rağmen fikri değişmez.
Akşam Poppy arkadaşları Ruth, Amanda ve Lizzie ile konsere gider. Grubun gitaristi Noah sahneye çıktığı anda Poppy ondan çok etkilenir. Onu çok yakışıklı bulur. Fakat o sırada bir panikatak krizi geçirir ve bayılır. Bu kriz daha öncekilerden daha farklıdır. Poppy kendine geldikten sonra konserde kalmaya devam eder. Fakat o baygın olduğu sırada Ruth, Noah ile tanışmıştır. Konser sonunda Ruth Noah’ı arkadaşlarıyla tanıştırmaya getirir. O sırada Poppy ile dalga geçer ve onun Noah’ı görünce heyecandan bayıldığını söyler. Poppy rezil olur ve panikatağı olduğunu çok kişiye söylememesine rağmen söylemek zorunda kalır ... Bundan sonrasında olaylar başlar arada italik yazıyla yazılmış gizemli kişilerin diyalogları ve olayları girer sanırım kitabı sonuna kadar okumamı sağlan "bunlar ne ayak" hissiydi ama sonu resmen hayal kırıklığı ...
Bugün okula gitmedim :D O yüzden erkenden kalkıp bir güzel kahvaltımı yaptıktan sonra şu 4 günde KPSS programımdan geri kaldığım için onları tamamlamak istiyorum okulun 2.dönemi başladığında umarım ben de ÖABT programıma başlayabilirim birlikte yürümüyor çünkü çok fazla ders olduğu için kafam karışmaya başlıyor.
Neyse efenim bugünün kitap postuna gelicek olursak ergen aşk romanı olarak başlayıp sonunda distopyaya bağlayan değişiklik yapmaya çalışıp batırmış bir kitap var bugün :/ Zamanında oldukça popüler bir kitaptı millet bu kitabın neresini beğendi cidden anlamadım resmen sonuna kadar zorla okudum resmen :/ Hele de son 100 sayfası cidden saçmalıktı :/
Poppy Lawson, İngiltere’nin Middletown kasabasında yaşamaktadır. Yaşadığı yerden çok memnun değildir. Orayı çok sıkıcı bulur. Poppy bir yıl önce panik atak krizleri geçirmeye başlar ve bunun için terapiste gider. Ama terapiste gitmekten çok da memnun değildir.
Bir cumartesi sabahı Poppy’i yakın arkadaşı Lizzie arar ve akşam yeni bir grubun konserinin olduğunu ve oraya gideceklerini söyler. Ayrıca grubun gitaristinin çok yakışıklı olduğunu söyler. Ama Poppy’e göre oradaki hiçbir erkek yakışıklı değildir. Lizzie’nin tüm anlattıklarına rağmen fikri değişmez.
Akşam Poppy arkadaşları Ruth, Amanda ve Lizzie ile konsere gider. Grubun gitaristi Noah sahneye çıktığı anda Poppy ondan çok etkilenir. Onu çok yakışıklı bulur. Fakat o sırada bir panikatak krizi geçirir ve bayılır. Bu kriz daha öncekilerden daha farklıdır. Poppy kendine geldikten sonra konserde kalmaya devam eder. Fakat o baygın olduğu sırada Ruth, Noah ile tanışmıştır. Konser sonunda Ruth Noah’ı arkadaşlarıyla tanıştırmaya getirir. O sırada Poppy ile dalga geçer ve onun Noah’ı görünce heyecandan bayıldığını söyler. Poppy rezil olur ve panikatağı olduğunu çok kişiye söylememesine rağmen söylemek zorunda kalır ... Bundan sonrasında olaylar başlar arada italik yazıyla yazılmış gizemli kişilerin diyalogları ve olayları girer sanırım kitabı sonuna kadar okumamı sağlan "bunlar ne ayak" hissiydi ama sonu resmen hayal kırıklığı ...
Fantastik Film - Seeking a Friend for the End of the World
Herkese merhabalar efenim ...
Ne zaman öleceğini bilseydin hem de tüm dünya ile birlikte neler yapardın ? Aslında çokça sorgulanmış bir bu konu bir çok kitap ve filmde bu filmde onlardan biri ama daha çok aşk teması üzerine yoğunlaşılmış araya biraz komedi katalım deyip başrolü Steve Carell vermişler ...
Bu arada ben mi ne yapardım ? Tabi ki bol bol gezerdim ilk hedefim Kore'ye gitmek olurdu herhalde oraları ölmeden yaşamadan hissetmeden ölmek istemiyorum :) Bunun dışında neysem o yine devam ederdim içimden geçeni yapan bir insan olduğum için ne keşkelerim var hayatımda ne de şunu yapsaydım ya da yapmasaydım dediklerim ... Hayatı böyle yaşamak daha kolay bence.Ne kendim kırılıyorum ne de başkasını kırıyorum :)
Çarptığında dünyayı yok edeceği kesin olan Matilda adlı asteroit, gezegene git gide yaklaşmaktadır. Bütün çareler tükenmiştir ve bilim adamlarının dahi ellerinde hiçbir çözüm yoktur; insanlığın kesin yok oluşuna sadece 3 hafta vardır. Tüm bu karmaşanın ortasında herkes, her şeyi boş verir ve kalan zamanını dilediği gibi geçirmeye başlar. Dodge da kendisini, karısı tarafından terk edilmiş olarak bulur! Kapı komşusu Penny de ailesini bir daha göremeyeceği için çok üzüntülüdür. Dodge lisedeki ilk aşkını bulmak, Penny de bir kez daha ailesini görmek için beraber yola çıkarlar. Ve kıyametin kopmasına çok az kala çığırından çıkan işlerle başlarına türlü komik olaylar gelir.
Ne zaman öleceğini bilseydin hem de tüm dünya ile birlikte neler yapardın ? Aslında çokça sorgulanmış bir bu konu bir çok kitap ve filmde bu filmde onlardan biri ama daha çok aşk teması üzerine yoğunlaşılmış araya biraz komedi katalım deyip başrolü Steve Carell vermişler ...
Bu arada ben mi ne yapardım ? Tabi ki bol bol gezerdim ilk hedefim Kore'ye gitmek olurdu herhalde oraları ölmeden yaşamadan hissetmeden ölmek istemiyorum :) Bunun dışında neysem o yine devam ederdim içimden geçeni yapan bir insan olduğum için ne keşkelerim var hayatımda ne de şunu yapsaydım ya da yapmasaydım dediklerim ... Hayatı böyle yaşamak daha kolay bence.Ne kendim kırılıyorum ne de başkasını kırıyorum :)
Çarptığında dünyayı yok edeceği kesin olan Matilda adlı asteroit, gezegene git gide yaklaşmaktadır. Bütün çareler tükenmiştir ve bilim adamlarının dahi ellerinde hiçbir çözüm yoktur; insanlığın kesin yok oluşuna sadece 3 hafta vardır. Tüm bu karmaşanın ortasında herkes, her şeyi boş verir ve kalan zamanını dilediği gibi geçirmeye başlar. Dodge da kendisini, karısı tarafından terk edilmiş olarak bulur! Kapı komşusu Penny de ailesini bir daha göremeyeceği için çok üzüntülüdür. Dodge lisedeki ilk aşkını bulmak, Penny de bir kez daha ailesini görmek için beraber yola çıkarlar. Ve kıyametin kopmasına çok az kala çığırından çıkan işlerle başlarına türlü komik olaylar gelir.
11 Kasım 2017 Cumartesi
Gerilim Film - I Spit On Your Grave
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün İzmir'de son günüm yarın erkenden Balıkesir yolcusuyum KPSS tarihleri ertelendi ama bu benim için kötü oldu çünkü alan sınıavını 2 aya sıkıştırmayı düşünüyordum şimdi ikisini de birlikte çalışıp yürütmem gerekiyor.O yüzden beni daha sıkı bir çalışma temposu bekliyor.
Bugün sizlere uzun zamandır izlemek istediğim bir filmden bahsetmek istedim.Allah her kadını hatta herkesi böyle bir şeyden korusun sanırım hayatta ki en büyük çaresizlik tacavüze uğramak ... Ben de olsam sanırım öyle bir tramvadan sonra intikam hırsıyla bürünür ve bu kadının ki gibi olmasa da eğer ölmezsem tecavüzcümü öldürürdüm neyse efenim böyle kötü şeylerden konuşmayalım kısacası konu bunun üzerine kurulu ...
Film, genç bir kadın yazarın, kitabını huzur içinde yazmak amacıyla nehir kenarındaki sakin ve sessiz evine gidişiyle başlıyor. Her şey yolunda görünürken, insanlık dışı muameleyle karşılaşıp burada hiç tanımadığı kişilerin türlü işkencelerine maruz kalan genç kadın, intikam için hepsinin izini tek tek bulmaya başlar.
Bugün İzmir'de son günüm yarın erkenden Balıkesir yolcusuyum KPSS tarihleri ertelendi ama bu benim için kötü oldu çünkü alan sınıavını 2 aya sıkıştırmayı düşünüyordum şimdi ikisini de birlikte çalışıp yürütmem gerekiyor.O yüzden beni daha sıkı bir çalışma temposu bekliyor.
Bugün sizlere uzun zamandır izlemek istediğim bir filmden bahsetmek istedim.Allah her kadını hatta herkesi böyle bir şeyden korusun sanırım hayatta ki en büyük çaresizlik tacavüze uğramak ... Ben de olsam sanırım öyle bir tramvadan sonra intikam hırsıyla bürünür ve bu kadının ki gibi olmasa da eğer ölmezsem tecavüzcümü öldürürdüm neyse efenim böyle kötü şeylerden konuşmayalım kısacası konu bunun üzerine kurulu ...
Film, genç bir kadın yazarın, kitabını huzur içinde yazmak amacıyla nehir kenarındaki sakin ve sessiz evine gidişiyle başlıyor. Her şey yolunda görünürken, insanlık dışı muameleyle karşılaşıp burada hiç tanımadığı kişilerin türlü işkencelerine maruz kalan genç kadın, intikam için hepsinin izini tek tek bulmaya başlar.
9 Kasım 2017 Perşembe
Müzik - DJ Khaled - Wild Thoughts ft. Rihanna, Bryson Tiller
Herkese merhabalar efenim ...
Bu postu İzmir'den yazmanın mutluluğunu yaşıyorum efenim.Gözlüğümü Balıkesir'de unutma gafletinde bulunduğum için rahar rahat bilgisayar kullanamıyorum maalesef lens ekrana bakınca gözlerimi çok yoruyor o yüzden kısa bir müzik postu yazıp kaçacağım :)
Rihanna'yı uzun zamandır takip edemiyordum ama bu son iş birliğini oldukça beğendim hele de "Wowwawwooh" dediği bölümleri ve müziğini acayip sevdim umarım sizde seversiniz ve dinlersiniz :)
Bu postu İzmir'den yazmanın mutluluğunu yaşıyorum efenim.Gözlüğümü Balıkesir'de unutma gafletinde bulunduğum için rahar rahat bilgisayar kullanamıyorum maalesef lens ekrana bakınca gözlerimi çok yoruyor o yüzden kısa bir müzik postu yazıp kaçacağım :)
Rihanna'yı uzun zamandır takip edemiyordum ama bu son iş birliğini oldukça beğendim hele de "Wowwawwooh" dediği bölümleri ve müziğini acayip sevdim umarım sizde seversiniz ve dinlersiniz :)
7 Kasım 2017 Salı
Kitap - Kupa Altılısı L.H Cosway
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün 2 'de son savımı olduktan sonra doğruca İzmir'e gidiyorum orada 4-5 gün kafamı dinleyeceğim ayrıca ailemi de oldukça özledim en son gitmemin üzerinden daha 1 ay geçmiş olsa bile :D
Okuduğum kitaplara kaldığım yerden devam edicek olursak Kupa Altılısı bir çok blogta gördüğüm ve merak ettiğim bir kitaptı açıkçası ama ben kategorisini Romantik değil Suç-Aksiyon sanıyordum kapağı bana daha çok öyle bir şeyi anımsattı sanırım Prestij tarzında filmler benim böyle düşünmeme sebep oldu işin içinde sihirbazlık ya da ilüzyon olunca bence insanın aklına cinayet falan geliyor aşk meşk değil :D
Aslında sadece aşk meşk üzerine kurulu bir kitapta deil sanırım o yüzden hemcinsi türlerden daha farklı ve daha başarılı bir kitap buldum.Tamam yine acayip yakışıklı,çapkın bakışıklı,gizemli aşık olunca deli divane olan bir adam ve masumlar masumu ondan bunda gözü olmayan sıradan bir kızımız var ama olaylar ve olayların işlenişi bence oldukça güzeldi.Sadece bu ikilinin arasında olanları anlatmıyor arkada anlattığı bambaşka bir intikam hikayesi var ve bu hikaye cidden bence aynı tür kitaplardan farklı kılmış bu kitabı :)
Bugün 2 'de son savımı olduktan sonra doğruca İzmir'e gidiyorum orada 4-5 gün kafamı dinleyeceğim ayrıca ailemi de oldukça özledim en son gitmemin üzerinden daha 1 ay geçmiş olsa bile :D
Okuduğum kitaplara kaldığım yerden devam edicek olursak Kupa Altılısı bir çok blogta gördüğüm ve merak ettiğim bir kitaptı açıkçası ama ben kategorisini Romantik değil Suç-Aksiyon sanıyordum kapağı bana daha çok öyle bir şeyi anımsattı sanırım Prestij tarzında filmler benim böyle düşünmeme sebep oldu işin içinde sihirbazlık ya da ilüzyon olunca bence insanın aklına cinayet falan geliyor aşk meşk değil :D
Aslında sadece aşk meşk üzerine kurulu bir kitapta deil sanırım o yüzden hemcinsi türlerden daha farklı ve daha başarılı bir kitap buldum.Tamam yine acayip yakışıklı,çapkın bakışıklı,gizemli aşık olunca deli divane olan bir adam ve masumlar masumu ondan bunda gözü olmayan sıradan bir kızımız var ama olaylar ve olayların işlenişi bence oldukça güzeldi.Sadece bu ikilinin arasında olanları anlatmıyor arkada anlattığı bambaşka bir intikam hikayesi var ve bu hikaye cidden bence aynı tür kitaplardan farklı kılmış bu kitabı :)
5 Kasım 2017 Pazar
Kitap - Cadı Avcısı Virginia Boecker
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün pazartesi yeni bir hafta başlıyor efenim.Sınavlarım tam da ayın 8 'inde bitiyor bittiği gibi bende küçük bir kaçamak yapmak için 3-4 günlüğüne İzmir'e ailemin yanına gidicem.
31 Ekim'de kutlanan eski Pagan kültürüne dayalı olan genelde Batı ülkelerinde kutlanan bir bayram olan Cadılar Bayramı vardı.Tabi kostümlü partilere katılmak yerine ben daha çok temaya uygun kitap okuyarak kutladım ki bizim kendi bayramımız olmadığı düşünülürse bence yapılacak en güzel şey de bu :D
Cadı Avcısı oldukça sevilen ve konuşulan bir kitap oldu.Bende nihayet fırsat bulup alıp okudum ve ben de acayip sevdim 1.5 günde falan okuyup bitirdim hemen.Witcher oyunu zamanında geçen böyle Harry Potter - Yüzüklerin Efendisi tadında olan bir kitaptı.Başrolün elbette kız olması beni kitaba daha da bağladı bu tür fantastik kitaplarda hep başrolü erkek gördüğümüzden tam bir özdeşim sağlayamıyorum o yüzden biraz hevesim kursağımda kalıyordu ama bu kitapla birazcık olsun doydum diyebilirim :)
Cadıları avlayan bir avcıyken cadı olmakla suçlanan ve güvendiği insanların aslında hiçte güvenilmemesi gereken kişiler olduğunu anlayan ve görüşlerini,inançlarını tam tersine çevirip intikam uğruna savaşmaya başlayan bir kızın hikayesi ...
Bugün pazartesi yeni bir hafta başlıyor efenim.Sınavlarım tam da ayın 8 'inde bitiyor bittiği gibi bende küçük bir kaçamak yapmak için 3-4 günlüğüne İzmir'e ailemin yanına gidicem.
31 Ekim'de kutlanan eski Pagan kültürüne dayalı olan genelde Batı ülkelerinde kutlanan bir bayram olan Cadılar Bayramı vardı.Tabi kostümlü partilere katılmak yerine ben daha çok temaya uygun kitap okuyarak kutladım ki bizim kendi bayramımız olmadığı düşünülürse bence yapılacak en güzel şey de bu :D
Cadı Avcısı oldukça sevilen ve konuşulan bir kitap oldu.Bende nihayet fırsat bulup alıp okudum ve ben de acayip sevdim 1.5 günde falan okuyup bitirdim hemen.Witcher oyunu zamanında geçen böyle Harry Potter - Yüzüklerin Efendisi tadında olan bir kitaptı.Başrolün elbette kız olması beni kitaba daha da bağladı bu tür fantastik kitaplarda hep başrolü erkek gördüğümüzden tam bir özdeşim sağlayamıyorum o yüzden biraz hevesim kursağımda kalıyordu ama bu kitapla birazcık olsun doydum diyebilirim :)
Cadıları avlayan bir avcıyken cadı olmakla suçlanan ve güvendiği insanların aslında hiçte güvenilmemesi gereken kişiler olduğunu anlayan ve görüşlerini,inançlarını tam tersine çevirip intikam uğruna savaşmaya başlayan bir kızın hikayesi ...
Dram Film - Ayla
Herkese merhabalar efenim ...
Cuma günü sinema da izlediğim ve yıllık ağlama ihtiyacımı tek seferde karşıladığım adeta pöyküre pöyküre ağladığım bir film olan Ayla'dan bahsedicem.Kore-Türk kardeşliğini daha da pekiştiren harika bir yapım olmuş.Savaş sahneleri olsun,oyunculuklar olsun cidden harikaydı kesinlikle Oscar Adayı olmayı hakediyor bence umarım ödülde alır.
Film, Kore Savaşı'nda yaşanan gerçek ve çok dramatik bir hikayeyi beyazperdeye taşıyacak. 1950 yılında savaşta yer alan Süleyman Astsubay savaş meydanında küçük bir kız bulur. 5 yaşındaki bu Koreli kız yetimdir ve nereye gideceğini bilmemektedir. Astsubay kızı yanına alır ve Ayla ismini verir. Birliğin neşesi haline gelen Ayla ile astsubay kısa sürede baba-kız gibi olurlar. Ancak 15 ay sonunda birliğin Türkiye'ye geri dönme kararı çıkar. Ayla'yı bırakıp dönmek istemeyen Süleyman Astsubay her yolu denese de Kore kanunlarını aşamaz. Küçük kızı geride bırakmak zorunda kalan Süleyman ve yetimlere uygulanan sisteme dahil olarak yetimhaneye verilecek olan Ayla son vedalarında tekrar bir araya gelmeye söz verirler. Yıllar ikiliyi yeniden buluşturacak mıdır?...
Cuma günü sinema da izlediğim ve yıllık ağlama ihtiyacımı tek seferde karşıladığım adeta pöyküre pöyküre ağladığım bir film olan Ayla'dan bahsedicem.Kore-Türk kardeşliğini daha da pekiştiren harika bir yapım olmuş.Savaş sahneleri olsun,oyunculuklar olsun cidden harikaydı kesinlikle Oscar Adayı olmayı hakediyor bence umarım ödülde alır.
Film, Kore Savaşı'nda yaşanan gerçek ve çok dramatik bir hikayeyi beyazperdeye taşıyacak. 1950 yılında savaşta yer alan Süleyman Astsubay savaş meydanında küçük bir kız bulur. 5 yaşındaki bu Koreli kız yetimdir ve nereye gideceğini bilmemektedir. Astsubay kızı yanına alır ve Ayla ismini verir. Birliğin neşesi haline gelen Ayla ile astsubay kısa sürede baba-kız gibi olurlar. Ancak 15 ay sonunda birliğin Türkiye'ye geri dönme kararı çıkar. Ayla'yı bırakıp dönmek istemeyen Süleyman Astsubay her yolu denese de Kore kanunlarını aşamaz. Küçük kızı geride bırakmak zorunda kalan Süleyman ve yetimlere uygulanan sisteme dahil olarak yetimhaneye verilecek olan Ayla son vedalarında tekrar bir araya gelmeye söz verirler. Yıllar ikiliyi yeniden buluşturacak mıdır?...
3 Kasım 2017 Cuma
Kitap - Ada Lynne Matson
Herkese merhabalar efenim ...
Ada oldukça sevilen ve çokta konuşulan bir roman oldu ama bence açıkçası Açlık Oyunları ile Lost arasında bir yerde bir kurgu olmuş tabi paralel evren olayı var mı yok mu sadece solucan deliklerinden yeni bir dünyaya - burada bu dünya ıssız bir ada oluyor - açılma fikri ile mi haraket edilmiş bilemiyorum.
Genelde 2 kişinin gözünden anlatılan kitapları çok fazla sevmiyorum açıkçası genelde bu tarz kitapları kızlar okuduğu için bence sadece kız tarafından anlatılmalı erkeğin duygularını öyle çok fazla yer verilmemeli bence gizemli kalmalı ki kendimizi o kızla özdeşleştirebilelim.Bu kitapta ikili duygulara yer verildiği için bence Romantik yönden eksik kaldı onun dışında sonuna kadar gizemini devam ettirdi sonuna kadar acaba adadan kaçabilecekler mi diye - spoiler olarak tabi ki söylemiyorum - merak ettik.
Kısaca konudan bahsedicek olursak;gizemli portal kapılardan ıssız bir adaya açılan kapılar var.Bu kapılardan çıplak bir şekilde geçip bu adaya düşüyorsunuz ve bu adada hayatta kalabilmek ve kurtulabilmek için 365 Gününüz var.Geri dönüş yine bu portal kapıları bulmakla sağlanabiliyor.Serinin devam kitapları da var açıkçası bir yerde -kütüphane de ya da bir arkadaşımda - denk gelmediğim sürece okumayı düşünmüyorum çünkü bence yazar sonunu gayet tatmin edilebilir bir şekilde bitirmiş bence bundan sonra ki kitaplarda yine hep aynı kurgu üzerinden devam edip duracakmış gibime geliyor.
Ada oldukça sevilen ve çokta konuşulan bir roman oldu ama bence açıkçası Açlık Oyunları ile Lost arasında bir yerde bir kurgu olmuş tabi paralel evren olayı var mı yok mu sadece solucan deliklerinden yeni bir dünyaya - burada bu dünya ıssız bir ada oluyor - açılma fikri ile mi haraket edilmiş bilemiyorum.
Genelde 2 kişinin gözünden anlatılan kitapları çok fazla sevmiyorum açıkçası genelde bu tarz kitapları kızlar okuduğu için bence sadece kız tarafından anlatılmalı erkeğin duygularını öyle çok fazla yer verilmemeli bence gizemli kalmalı ki kendimizi o kızla özdeşleştirebilelim.Bu kitapta ikili duygulara yer verildiği için bence Romantik yönden eksik kaldı onun dışında sonuna kadar gizemini devam ettirdi sonuna kadar acaba adadan kaçabilecekler mi diye - spoiler olarak tabi ki söylemiyorum - merak ettik.
Kısaca konudan bahsedicek olursak;gizemli portal kapılardan ıssız bir adaya açılan kapılar var.Bu kapılardan çıplak bir şekilde geçip bu adaya düşüyorsunuz ve bu adada hayatta kalabilmek ve kurtulabilmek için 365 Gününüz var.Geri dönüş yine bu portal kapıları bulmakla sağlanabiliyor.Serinin devam kitapları da var açıkçası bir yerde -kütüphane de ya da bir arkadaşımda - denk gelmediğim sürece okumayı düşünmüyorum çünkü bence yazar sonunu gayet tatmin edilebilir bir şekilde bitirmiş bence bundan sonra ki kitaplarda yine hep aynı kurgu üzerinden devam edip duracakmış gibime geliyor.
2 Kasım 2017 Perşembe
Dram Film - The Girl King
Herkese merhabalar efenim ...
Ünlü,cesur,zeki kadınlar ve onların hayatını anlatan biyografik filmler benim kesinlikle favorim şu sıra.O filmlerden biri de İsveç Kraliçesi olan Kristina'nın hayatını anlatan The Girl King filmi.Kral erkek çocuğu olmadan ölünce kraliçe olarak çocuk yaşta tahta geçmiş ama hocaları hep onu bir kraliçe gibi değilde bir kral gibi büyütüşler durum bu olunca tavırları,davranışlar hatta hisleri de erkeksi olmaya başlamış.Hayatı boyunca bir erkekle evlenmeyi red etmiş çünkü zaten aşık olduğu bir kadın varmış ama bu kadında başka birinin nişanlısıymış zaten o kadınla evlenmesi de pek mümkün olamazdı en fazla yatağını ısıtabilirdi.
Filmde süpriz bir karakter daha vardı o da Fransa'nın ünlü filozoflarından ; Descartes.Küçük yaştan beri onun yazdığı kitaplarla büyüyen kraliçe filozofa büyük bir hayranlık duyar hatta ileri ki yaşlarında ona bol bol mektup yazar ve krallığına davet eder.Bilime,ilime ve elbette sanata çok düşkün biridir kraliçe hatta çok büyük bir kütüphane kurar,savaşları bitirp barışı getirip barış egemenliğinde bir İsveç Krallığı kuracağını düşünür ama devir savaş devri sadece maalesef,bilimle,ilimle yürümez bu işler ...
Ünlü,cesur,zeki kadınlar ve onların hayatını anlatan biyografik filmler benim kesinlikle favorim şu sıra.O filmlerden biri de İsveç Kraliçesi olan Kristina'nın hayatını anlatan The Girl King filmi.Kral erkek çocuğu olmadan ölünce kraliçe olarak çocuk yaşta tahta geçmiş ama hocaları hep onu bir kraliçe gibi değilde bir kral gibi büyütüşler durum bu olunca tavırları,davranışlar hatta hisleri de erkeksi olmaya başlamış.Hayatı boyunca bir erkekle evlenmeyi red etmiş çünkü zaten aşık olduğu bir kadın varmış ama bu kadında başka birinin nişanlısıymış zaten o kadınla evlenmesi de pek mümkün olamazdı en fazla yatağını ısıtabilirdi.
Filmde süpriz bir karakter daha vardı o da Fransa'nın ünlü filozoflarından ; Descartes.Küçük yaştan beri onun yazdığı kitaplarla büyüyen kraliçe filozofa büyük bir hayranlık duyar hatta ileri ki yaşlarında ona bol bol mektup yazar ve krallığına davet eder.Bilime,ilime ve elbette sanata çok düşkün biridir kraliçe hatta çok büyük bir kütüphane kurar,savaşları bitirp barışı getirip barış egemenliğinde bir İsveç Krallığı kuracağını düşünür ama devir savaş devri sadece maalesef,bilimle,ilimle yürümez bu işler ...
Müzik - Dua Lipa - New Rules
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün 2 Kasım sabah sularına şöyle güzel bir şarkı ile başlayalım dedim.Şu aralar sesini,tarzını ve "kız kardeşlik" anlayışıyla çekilen video kliplerine taktığım kişi olan Dua Lipa'dan bahsedicem.Erkeklerrr ahh erkekler ... Ve biz kızlar ... Biri Mars'tan biri Venüs'ten ayrı iki dünyalar.Birinirini anlamaya çalışan ama bir türlü akıl sır erdiremeyen iki farklı cins.Klip kısaca diyor ki arkadaşlar : Bu şerefsiz erkeklere çok yüz vermeye gelmiyor bi tarafları kalkıyor sonra en iyisi kurallarını ona iyice benimset ve kendini bir bok sanmayı bıraksın :D Nasıl özetledim ama şarkıyı :D Ama cidden kısaca şarkı bunları söylüyor arkaya dam tıs dam tıs bir müzik tamamdır yaşasın Kız Kardeşlik Kuralları !
Bugün 2 Kasım sabah sularına şöyle güzel bir şarkı ile başlayalım dedim.Şu aralar sesini,tarzını ve "kız kardeşlik" anlayışıyla çekilen video kliplerine taktığım kişi olan Dua Lipa'dan bahsedicem.Erkeklerrr ahh erkekler ... Ve biz kızlar ... Biri Mars'tan biri Venüs'ten ayrı iki dünyalar.Birinirini anlamaya çalışan ama bir türlü akıl sır erdiremeyen iki farklı cins.Klip kısaca diyor ki arkadaşlar : Bu şerefsiz erkeklere çok yüz vermeye gelmiyor bi tarafları kalkıyor sonra en iyisi kurallarını ona iyice benimset ve kendini bir bok sanmayı bıraksın :D Nasıl özetledim ama şarkıyı :D Ama cidden kısaca şarkı bunları söylüyor arkaya dam tıs dam tıs bir müzik tamamdır yaşasın Kız Kardeşlik Kuralları !
1 Kasım 2017 Çarşamba
Dram Film - LÍDA BAAROVÁ
Herkese merhabalar efenim ...
Dönem filmlerini izlemeye son hızla devam ediyorum elbette :D Özellikle Biyografi tarzında olanlar beni kendine ayrı bir çekiyor.Dönemin Çek asıllı yıldızlarından biri olan Lida'nın gerçek hayat hikayesini anlatan bir yapım aslında orijinal adını Şeytanın Metresi diye çevirebiliriz Hitler'in bakanının metresi olan bir kadın aynı zamanda dediğim gibi dönemin çok ünlü oyuncularından Nazi Almanyası ve o dönemin bir çok insana yaşatııkları ...
İkinci Dünya Savaşı’nın arifesinde hırslı bir aktris Berlin’de hayallerinin peşinde koşar. Ancak Joseph Goebbels’in metresi olmasıyla planları raydan çıkar..
Dönem filmlerini izlemeye son hızla devam ediyorum elbette :D Özellikle Biyografi tarzında olanlar beni kendine ayrı bir çekiyor.Dönemin Çek asıllı yıldızlarından biri olan Lida'nın gerçek hayat hikayesini anlatan bir yapım aslında orijinal adını Şeytanın Metresi diye çevirebiliriz Hitler'in bakanının metresi olan bir kadın aynı zamanda dediğim gibi dönemin çok ünlü oyuncularından Nazi Almanyası ve o dönemin bir çok insana yaşatııkları ...
İkinci Dünya Savaşı’nın arifesinde hırslı bir aktris Berlin’de hayallerinin peşinde koşar. Ancak Joseph Goebbels’in metresi olmasıyla planları raydan çıkar..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...