Herkese merhabalar efenim...Bugün Balıkesir'de bildiğiniz kar soğuğu vardı.Tabiri caizse resmen kıçım dondu ! Kar yoksa bu soğuğu niye Allah'ım ! Bari bunca seneden sonra gözümüz bir iki kar görsünde mutlu olalım ! Zaten yılbaşı haftasını da İzmir'de geçiririm sanırken yılbaşının çarşamba gününe denk geldiğini ve o haftanın final haftası öğrendim ve bütün hayallerim yıkıldı.İlk defa yılbaşını ailemden uzakta geçiricem sanırım :( Bu arada buraya geldim geleli ilk defa çamaşır yıkadım bu çamaşır makinesi ne karışık şeymiş yarabbi ! Bir sürü tuşu var şeysi bilmem neysi var beyazlarımı yıkayayım dedim attım makineye kızlardan duyduğum kadarıyla 60 dereceye çevirdim deterjan gözüneden salladım deterjanı hayırlısı bakalım dönmeye başladı ama daha fır fır ne kadar dönecek hiç bilmiyorum.Umarım bir şey olmaz kirli donlarıma ! :) Ben ne bileyim arkadaş baba evinde hiç kendi çamaşırımımı yıkadım anacuğum her işimi görürdü.Hayat işte bende bir gün ana olucam o zamana kadar öğrenmiş olurum umarım her şeyi.
Neyse efenim yine kendi hayatımdan alıntılar yaptım karıştırdım ortalığı hemen bu haftaki uzun süreden sonra bir tiyatro oyunuyla karşınızdayım.Aslına bakarsanoz bu da tiyatro ödevimizdi.Kitabı okuyacak ve üzerine karakter tahlili yapacaktık.Anton Çehov Şekspir'den ( onu böyle yazmayı seviyorum yoksa bende nasıl yazıldığını biliyorum :) ) sonra en çok oyunu olan yazarmış.Yine bir rus yazar okuyorum şu sıra fulltime ruslardan gider oldum zaten ne zaman kurtulucam şu milletten hiç bilmiyorum zaten sevmiyorum hepside soğuk nevale.İkliminden midir nedir... Çevirilerden midir nedir onuda anlayamadım ben bu adamları bi türlü anlayamıyorum ya zaten isimler bi karışık kimseyi aklımda tutamıyorum olay akışında bütün isimler birbirine giriyor sonra mal gibi kalıyorum.Zaten tiyatro hocamızın dediğine görede Çehov çok ilginç ve karmaşık biri.Nerde ne saçmalık var adam onu bulup yazıyor.Karakterlerin hepsi ayrı bi gıcık ne istediklerini bilmiyor hepsi ayrı bir alemde.Gerçeklik içinde saçmalık var yani temelde.Bu tiyatronun ana fikri şu bundan bunu öğrendim deme imkanınızda yok zaten Çehov'un mesaj iletme amacıda yok.Günlük sıradan ne varsa sallayıp yazmış adam.Çağına göre sıyrılan orijinal fikirli bir adam ona diyeceğimiz yok eyvallah ama bu çağa göre ne bileyim saçma yahu saçma !
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
25 Kasım 2014 Salı
22 Kasım 2014 Cumartesi
Maydanoz Time : Film - If I Stay
Herkes nefes alıp verdiği sürece bir şeyler yaşar,bir şeyler hisseder.Aileniz,arkadaşlarınız,aşkınız,işiniz...Bazen canınız yanar dünyanın sonu olduğunu düşünürsünüz.Böyle bir acıyı kaldıramayacağınızı.Bazende öyle bir sevinçli ve mutlu olursunuz ki sanki boşlukta yüzermiş gibi,ayaklarınız yerden kesilmiş gibi.Bazen o kadar heyecanlı olursunuz ki kalbiniz bütün bedeninizde çarpar.Bazen sadece bir şey hissetmez,düşünmez boş boş tavana bakarsınız.Sanki bedenininz ruhunuzdan çıkmış gibi.
İşte If I Stay böyle bir filmdi.Bu bütün duyguları bana hissettiren,kendi hayatımı sorgulatan.Kendime sahip olduğum için bir kez daha Allah'a şükrettim.Hayat öyle bir şey ki ölmekle kalmak arasında.Neden insanlar hep ölmeyecekmiş gibi yaşıyor? Neden yapmak istedikleri hep içinde kalıyor ya da kendini bulamayıp yanlış yönlere sapıyor,ordan oraya savruluyor.
Bu hikaye öyle bir hikaye ki.Bir anda dünyanın en mutlu kişisiyken bir anda bir hiç olabiliyorsunuz.Bir anda dünyanın en mutlu ailesine sahip hissederken anlık bir kazayla o aile elinizden kaybolup gidiyor.Bir an dünyanın en mutlu aşkına sahip olduğunuzu zannederken bir anda yıkılıyorsunuz aranıza,aklınıza bir şeyler giriyor.Aynaya bakatığınızda kendinizi dünyanın en güzeli,en iyisi sayabiliyorken bir anda en çirkini,en kötüsü olarak görebiliyorsunuz.Hayat basit bir diyalektikten ibaret aslında.Her şey anlık,sonrası var mı yok mu bilemezsiniz.Hepimiz geleceğe dair planlar kuruyoruz.Ders çalışıyoruz,para kazanıyoruz,evleniyoruz.Bazı şeyler bizim seçimimiz olmuyor.Ona bir diyeceğim yok elbette.Kime aşık olacağınızı ya da ailenizi seçemiyorsunuz.Ama bunların yanında elinizde olacak o kadar çok şey var ki.Seçicek mesleğiniz,arkadaşlarınız,söylediğiniz ya da söyleyemediğiniz sözler.Bu hayat sizin hayatınız unutmayın ! Sadece içinizden geleni yapın,söyleyin ! Sonucunda çok mutlu da olabilirsiniz derbeder de olabiirsiniz.Peki ne kaybedersiniz ? Şimdi dışarı çıktıntan sonra size araba çarpmayacağının garantisi var mı? Öldükten sonra içinizde bir sürü şey kalıcak keşke demenin bir anlamı var mı ?
İşte If I Stay böyle bir filmdi.Bu bütün duyguları bana hissettiren,kendi hayatımı sorgulatan.Kendime sahip olduğum için bir kez daha Allah'a şükrettim.Hayat öyle bir şey ki ölmekle kalmak arasında.Neden insanlar hep ölmeyecekmiş gibi yaşıyor? Neden yapmak istedikleri hep içinde kalıyor ya da kendini bulamayıp yanlış yönlere sapıyor,ordan oraya savruluyor.
Bu hikaye öyle bir hikaye ki.Bir anda dünyanın en mutlu kişisiyken bir anda bir hiç olabiliyorsunuz.Bir anda dünyanın en mutlu ailesine sahip hissederken anlık bir kazayla o aile elinizden kaybolup gidiyor.Bir an dünyanın en mutlu aşkına sahip olduğunuzu zannederken bir anda yıkılıyorsunuz aranıza,aklınıza bir şeyler giriyor.Aynaya bakatığınızda kendinizi dünyanın en güzeli,en iyisi sayabiliyorken bir anda en çirkini,en kötüsü olarak görebiliyorsunuz.Hayat basit bir diyalektikten ibaret aslında.Her şey anlık,sonrası var mı yok mu bilemezsiniz.Hepimiz geleceğe dair planlar kuruyoruz.Ders çalışıyoruz,para kazanıyoruz,evleniyoruz.Bazı şeyler bizim seçimimiz olmuyor.Ona bir diyeceğim yok elbette.Kime aşık olacağınızı ya da ailenizi seçemiyorsunuz.Ama bunların yanında elinizde olacak o kadar çok şey var ki.Seçicek mesleğiniz,arkadaşlarınız,söylediğiniz ya da söyleyemediğiniz sözler.Bu hayat sizin hayatınız unutmayın ! Sadece içinizden geleni yapın,söyleyin ! Sonucunda çok mutlu da olabilirsiniz derbeder de olabiirsiniz.Peki ne kaybedersiniz ? Şimdi dışarı çıktıntan sonra size araba çarpmayacağının garantisi var mı? Öldükten sonra içinizde bir sürü şey kalıcak keşke demenin bir anlamı var mı ?
20 Kasım 2014 Perşembe
Maydanoz Time : Müzik - Clean Bandit Come Over
Herkese merhabalar efenim...Bugün geleneksel müzik cuması olduğu için Yabancı Dil vizesine girmeden önce hemen yapmak istedim.Son bir çalışma için sabahın 7 'sinde kalktım stresten mideme ağrıla girdi ve midem yine psikolojik olarak bulanmaya başladı.Bu vizeyle birlikte nihayet vizelerim bitmiş olucak.3 günlük kafa tatili verdim kendime bu yüzden bugün vizeden sonra hemen İzmir'e ailemin yanına gidiyorum.Biraz burdan,bu şehirden uzaklaşmaya ihtiyacım var.Kendimi güvenli ve tabiri caizse bebek gibi hissettiğim yere gitmek istiyorum.Hiç bir halt yemeden yine sadece film izlemek ve düşünmemek istiyorum.Tabi günlük biriken postlarıda rahat rahat yazmak istiyorum.Pazartesi öğlen dönücem çünkü akşama mecbur tiyatro var.Tiyatro benim tek eğlence ve motive kaynağım olduğu için her hafta katılmaya hassasiyet gösteriyorum.
Neyse efenim bugünün ilk postu Balıkesir'den olsun İzmir'e gidicen 2.postuda belki yayınlarım.Belkide yol yorgunu olur vurur kafayı tüm gün yatarım benim işim belli olmaz vallahi hiç :) Bugünün müzik postuğunda Clean Bandit grubu var.Beni Rather Be şarkısı ve klibi ile çok büyük bir yanılgıya düşüren bir klip oldu.Meğersem klipte kız söylemiyormuş şarkıyı sadece mankenmiş oysa ben söylüyor zannettim.Dedim Asyalı bir kızdan böyle bir ses nasıl çıkıyor :) Meğersem sadece ağzını oynatıyormuş Jessica bilmem ne diye Amerikan bir kadın söylüyormuş.Klipte dans eden grupta meğersem oyuncu değil klibin ve şarkının asıl sahibi olan grupmuş.Neyse efenim bu grubun yeni klibi ve şarkısı Come Over benim çok hoşuma gitti.Umarım sizinde hoşunuza gider iyi seyirler.
18 Kasım 2014 Salı
Maydanoz Time:Dizi-Iron Man
Herkese yepyeni bir günden merhabalar efenim...Bir Kore dizisinin daha sonuna geldik ve Wookieciğimin bir dizisi daha son buldu.Ujmarım çalışmaktan ve bu set hayatından hiç bıkmaz teklifler yağmaya devam eder ve ben onun tatlış mimiklerini güzel yüzünü hep seyretme imkanı bulurum.18 bölümlük fantastik romantik-komedi arasında bir diziydi.Tabi dizinin en sonunu drama bağlamalı ayrı bir faciaydı.Başroldeki kız hakkında Korecanlar arasında baya dedikodu döndü ve çok soğuk,sıfır mimik becerisi olduğu söylendi.İlk başlarda bende Wookieciğimin yanına yakıştıramasamda bu garip burunlu kızı ilerleyen bölümlerde bende ablak suratına alıştım :) Hatta tatlı bir kız olduğunu düşünmeye dahi başladım.Tabi tatlılık konusunda kimse benim Wookiemi geçemez adam olun ! Helede yine psiko bir karakter oynadığını görünce aha da kimin psi psi psikobatı dedim :) Sonraları tatlılık abidesi old tabi o ayrı bir konu.
Konu ve gidişat itibariyle senaryo bakımında Hotel King sonrasında çok vasat bulduğum bir yapım olsa da kızla aralarında olan aşk sahneleri dehşet tatlı ve güzeldi.O sahneleri tee içimde bir yerlerde yaşadım ne yalan söyliyeyim yani şimdi :) Çok güldüm çok eğlendim başlarında ama sonra biraz sıkıcılaşmaya başladı bitsin bence artık postunu yapayım diye düşündüm.
Konu ve gidişat itibariyle senaryo bakımında Hotel King sonrasında çok vasat bulduğum bir yapım olsa da kızla aralarında olan aşk sahneleri dehşet tatlı ve güzeldi.O sahneleri tee içimde bir yerlerde yaşadım ne yalan söyliyeyim yani şimdi :) Çok güldüm çok eğlendim başlarında ama sonra biraz sıkıcılaşmaya başladı bitsin bence artık postunu yapayım diye düşündüm.
16 Kasım 2014 Pazar
Maydanoz Time : Film - Blue Jasmine
Herkese bu bulutlu ama sanki güneş açmaya da meğili varmış gibi duran Balıkesir pazarından merhabalar efenim...Bugün yine İzmir'deyken izlemeye fırsat bulduğum son bir film postu ile karşınızdayım.
Blue Jasmine Türkçe karşılığı Mavi Yasemin olan bu Woody Allen filmi ayrıca bir çok Oscar ödülüde aldı bu sene içinde diye biliyorum.Tabi Cate Blanchett'e de yılın kadın oyuncusu ödülünüde getirdi.Tipik bir aşk hikayesi değil elbette.Çok yükseklerden uçan zengin bir kadının bir anda aslında yalan dolan içinde yaşadığını öğrenmesiyle bir zamanlar küçümsediği düşük seviyeli kız kardeşinin yanına taşınmasını anlatıyor.Aslında yine olay ve maceradan çok bir durum hikayesi filmi ile karşı karşıyayız.Yine içinde psikolojik temeller yatıyor.Ya da bu bölümü seçtiğimden beri ben her halta bu gözle bakar oldum yakında Freud'un resmini alıp baş ucuma asıcam herhalde :)
Aslında daha çok 8 Mart Dünya Kadınlar gününde izlenmesi ve izletilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.Eğer siz kadınlar bir araya gelip o günde hiç bir halta dahil olamıyorsanız kız arkadaşlarınızla toplanıp bu filmi izleyebilirsiniz.Çünkü bence tamamen kadın duygularına odaklanmış bir film.
Blue Jasmine Türkçe karşılığı Mavi Yasemin olan bu Woody Allen filmi ayrıca bir çok Oscar ödülüde aldı bu sene içinde diye biliyorum.Tabi Cate Blanchett'e de yılın kadın oyuncusu ödülünüde getirdi.Tipik bir aşk hikayesi değil elbette.Çok yükseklerden uçan zengin bir kadının bir anda aslında yalan dolan içinde yaşadığını öğrenmesiyle bir zamanlar küçümsediği düşük seviyeli kız kardeşinin yanına taşınmasını anlatıyor.Aslında yine olay ve maceradan çok bir durum hikayesi filmi ile karşı karşıyayız.Yine içinde psikolojik temeller yatıyor.Ya da bu bölümü seçtiğimden beri ben her halta bu gözle bakar oldum yakında Freud'un resmini alıp baş ucuma asıcam herhalde :)
Aslında daha çok 8 Mart Dünya Kadınlar gününde izlenmesi ve izletilmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.Eğer siz kadınlar bir araya gelip o günde hiç bir halta dahil olamıyorsanız kız arkadaşlarınızla toplanıp bu filmi izleyebilirsiniz.Çünkü bence tamamen kadın duygularına odaklanmış bir film.
15 Kasım 2014 Cumartesi
Maydanoz Time : Film - Palo Alto
Herkese bu güneşli güzel hafta sonunun asıl konusu olan Film postundan merhabalar efenim...Tee yine İzmir'deyken izlediğim ama postunu yapmak bugüne kısmet olan bir film olan Palo Alto aslında güzel bir hafta sonunda keyifle izlenicek eğlenceli ya da macera dolu bir film değil.Bunu açık açık söylemek istedim.Aslına bakarsanız bu film daha çok Amerikan gençliğini ve onun çevresinde dönen psikolojik sorunları anlatıyor.Eh bende bir PDR öğrencisi olarak bu filmi izlemeyi kendime bi görev biçtim.Tabi Amerikan gençliği ile Türk gençliği arasında büyük kültür farklılıkları var ama yinede her ne milletten olursa olsun her insan ergenlik dönemimde bazı kimlik problemleri yaşıyor.
Tabi bu filmde James Franco yakışıklılığı ve Emma Roberts güzelliğininde olması ayrı etkili oldu izlememde.Daha deminde dediğim gibi bu tür psikolojik yaklaşımlardan ve bu tarz filmlerden hoşlanmıyorsanız izlerken sıkılacağınızı garanti edebilirim.Ha ta bi ben bi Emma Roberts hayranıyım diyorsanız Emma bu filmde her zaman ki gibi çok tatlı ve çok güzel sırf onu seyretmek için bile izlenir ayrıca James Franco ile de ayrı bir kimya yakalamışlar.
Tabi bu filmde James Franco yakışıklılığı ve Emma Roberts güzelliğininde olması ayrı etkili oldu izlememde.Daha deminde dediğim gibi bu tür psikolojik yaklaşımlardan ve bu tarz filmlerden hoşlanmıyorsanız izlerken sıkılacağınızı garanti edebilirim.Ha ta bi ben bi Emma Roberts hayranıyım diyorsanız Emma bu filmde her zaman ki gibi çok tatlı ve çok güzel sırf onu seyretmek için bile izlenir ayrıca James Franco ile de ayrı bir kimya yakalamışlar.
Maydanoz Time : Müzik- Jessie J Burnin Up
Herkese merhabalar efenim...Dün hiç iyi değildim açıkçası sadece biraz aklımı oyalamaya ve dinlenmeye ihtiyacım vardı.Sınavdan sonra yurda gelip şu sıra kardeşimlede favorimiz olan bir Kore programını izlemeye başladım.Gülmek ve kafa dağıtmak için birebir öncelikle bunu söyleyeyim.Merak etmeyin programın postu gelecek :)
Dün geleneksel müzik günümüzde ama az öncede söylediğim gibi dün hiç post yazma havamda olmadığımdan yine bugüne kaydırdım müzik postunu.Bugün konuğumuz Jessie J ve seksilikten ölen klibi Burnin Up.Biliyor musunuz bilmiyorum ama Jessie J ilk çıktığında lezbiyendi ya da biseksüeldi tam hatırlamıyorum.Bu çok sevdiğim kadınını bu şekilde kimlik bunalımına sürüklenmesi beni çok üzüyordu.Sanki kadınlık kimliği ilk başından beri biraz çalkantıdaydı.Şimdi ki Jessie J'ye bakıyorumda daha bir seksi ve daha bi kadınsı.Ayrıca zenci bi adamla sevgili olduklarınıda duymuştum.İlgisini sadece erkeklere kaydırmıştır inşallah ve umarum bu şekilde de çok mutludur.Ben böyle şeylere her zaman saygı duyan bir insanım çünkü bu bir hastalık ve insanın elinde olan bir şey değil.Aynı aşık olacağımız adamı seçemediğimiz gibi ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...