9 Ocak 2015 Cuma

Maydanoz Time : Film - Catch Me If You Can

Herkese merhabalar efenim...Bugün son finalide hayırlısıyla verdik 2 İzmir treni ile yola çıkıyorum iyi kötü üniversitede 1.dönemin yarıyılını tamamladık nasipse 4 yıla efenim ... Bugün bunun şerefine eski ama güzel bir film postu yapalım dedim,bilmem iyi ettim mi zaten İzmir'de bol bol film izleyeceğim için bol bolda film postu olucak!
Günün filmi 2002 yapımı minnak Leo'nun olduğu eğlenceli bir yapım olan Sıkıysa Yakala!İzlerken çok eğlendim diyebilirim Leonarda bir sarışın olduğu için çok fazla dikkatimi çekemesede her zaman için yinede onun oynadığı filmleri izlemeyi severim çünkü genelde gayet kaliteli filmler olurlar!

Konusu:Frank Abagnale Jr. (Leonardo DiCaprio), 1963 yılında babası Frank Abagnale Sr. (Christopher Walken) ve Fransız olan annesi (Nathalie Baye) ile New Rochelle, New York'da yaşamını mutluca sürdürmekte olan 15 yaşında bir gençtir. Gelir vergisi sahtekarlığı yüzünden Frank Abagnale Sr.'nin bankadaki parasına el konulmasının ardından, aile daha küçük bir eve taşınmak zorunda kalır. Paula, kocasının arkadaşı Jack (James Brolin) ile kaçamak bir ilişki yaşar. Bu esnada Frank de sözde ara öğretmen olarak Fransızca sınıfında ders vermektedir. Anne ve babası boşanmaya karar verince, Frank evden kaçar. Beş parasız olarak evden kaçışının ardından, kendine güven gerektirecek yasadışı işlere soyunur. Frank'in üçkağıtçılığı zamanla gelişir, hatta kendisini bir havayolu pilotu gibi tanıtmaya başlar. Sahte Lufthansa & Pan - Am maaş bordrolarını bozdurarak 2.8 milyon Amerikan dolarının üzerinde para almayı başarır.
Bu esnada, FBI banka sahtecilikleri uzmanı Karl Hanratty (Tom Hanks)'de üslerinden aldığı az bir bilgi ışığında Frank'in peşine düşer. Carl ve Frank bir otel odasında karşılar fakat Frank kendisininde gizli serviste çalıştığını, adının Barry Allen olduğunu söyleyerek Carl'ı kandırmayı başarır. Carl aptal durumuna düşürülmesine sinirlenir, çünkü Frank bu yalanı sayesinde oradan uzaklaşmıştır. Bir Noel arefesinde, Carl çalışırken Frank, onu arar ve Carl'ı aptal durumuna düşürdüğü için ondan özür dilemek ister. Carl, Frank'ın özrünü kabul etmez, Frank'in en kısa bir zamanda yakayı ele vereceğini söyler ve ardından gülmeye başlar; çünkü Frank'in kendisini, konuşabileceği başka kimsesi olmadığı için aradığını anlamıştır. Frank telefonu kapatır, Carl araştırmasına devam eder ve bir müddet sonra "Barry Allen" isminin The Flash adlı çizgi romandan alındığını farkederek Frank'in henüz çocuk yaşta birisi olduğunu anlar.

8 Ocak 2015 Perşembe

Maydanoz Time:Müzik - Meghan Trainor Lips Are Movin

Herkese merhaba arkadaşlar.Bugün gerçekten 3 sınavlı ve bazı özel nedenleri de içinde barından gerçekten berbat bir gün geçirdim,ağlamaktan üzülmekten gerçekten nefret ediyorum bir de her şey üst üste gelince artık cidden çok bunalıyorum ve dayanamıyorum neyse ki yarın son sınavı da verip İzmir'e ailemin yanına dönüyorum orada dinlenir ve kendime gelirim diye umuyorum iyi kötü 1.sınıfın ilk yarısını atlattık gerisi 2.döneme diyelim.Geleneksel müzik günümüz cuma idi biliyorum fakat bugünden yapmaya karar verdim çünkü biraz eğlenceli müzik dinleyip,klip izleyip kendime gelmeye çok ihtiyacım var moralim yerlerde sürünüyor ...


7 Ocak 2015 Çarşamba

Maydanoz Time : Film - Lolita

Herkese merhabalar efenim...Zor sınavları hayırlısıyla geride bıraktık şimdi geriye önümde son 2 gün ve dandik ötesi sınavlar kaldı onlarıda hallettik mi verelini İzmir 1 hafta sınavdan,derslerden uzakta ailemle güzel bir tatil yapacağım!Şimdilik keyif zamanlarımdan kalan yazısını yazmadığım filmlerin tanıtımları ile huzur buluyorum diyebilirim :(

Lolita afişinden ne kadar da bir erotik film gibi gözüksede hayır hiç bir alakası yok bu film resmen yarı yaşındaki bir genç kıza aşık olmasının ve adamın yaşadığı dramları anlatıyor.Kitaptan uyarlanmış çok sinir bir aşk filmi aslında.Adamın aşkını çok net iliklerime kadar hissettim diyebilirim ama ya şu salak kız?Ömrümden ömür götürdü resmen,güzelliği ok,gençliği ok ya şu mallığı ya şu tripleri ya adamı süründürmesi?Eh tabi adamda hani haketmedi değil ama aşk işte insan kime aşık olacağını hiç seçemiyor ki ayrıca adam içten içe besliyordu duygularını bunları bir deftere akıtıyordu sadece o küçük sürtük adamı baştan çıkaracak haraketlerde bulunmasaydı adamın bence kötü bir niyeti yoktu bu konuda.Hadi olaylar bi şekilde gelişti birbirilerine aşık oldular ve beraber oldular diyelim.Adam o kadar mutlu ve aşk sarhoşu ki!Bir erkek düşünün siz bornoz ile yatağa uzanmış bir yandan kola içiyor bir yandan dergi okuyorsunuz ve adam sizin ayaklarınıza oje sürüyor!Woahh!Dediğim resmen o sahnede ben bence hiç bir Türk erkeği karısı dahi olsa bunu yapmaz,erkeklik gururlarına ters bi kere!Adamın aşkını siz düşünün artık adam resmen kölesi olmuştu kadının...

Konusu:Film Nabokov’un romanından bir Stanley Kubrick uyarlaması olarak geliyor perdeye. Prof Humbert, orta yaşın üzerinde bir yazardır. Bir süre için Charlotte Haze’in evinde kiracı olur. Bu süreçte onun kızı Lolita’ya vurulur. Lolita henüz 15 yaşındadır. Profesörün, kendisi ile ilgili sıra dışı fantezileri vardır. Bunları günlüğüne özgürce kayıt eder. Lolita’ya yakın olabilmek için annesi ile evlenir. Charlotte bir gün onun günlüğünü bulur ve okudukları karşısında dehşete düşerek kendini sokağa atar. O sırada da bir kaza sonucu ölür. Humbert, bu gerçeği Lolita’dan saklar ve onu yanına alarak bir yolculuğa çıkar.


6 Ocak 2015 Salı

Maydanoz Time : Program - Abnormal Summit

Herkese Balıkesir'de karlı ve soğuk bir günden merhabalar efenim !
Bugün en zor sınavımızı da atlattık daha sonra ne mi yaptık?Tabiki de bu güzel havanın ve karın keyfini çıkardık!Kankilerimizle ilk Nef Pdr öğrencileri Kar Savaşı etkinliği düzenledik ve epeyde ıslanıp bol bol kahkaha attık elbette.Bundan sonraki sınavlarımız dandik  yüzden pek bir stres olmaya gerek yok yollar cuma günü içinde kapanır diye bugünden trende yer aldım İzmir'e ilk defa trenle gidicem o yüzdende biraz endişeliyim bu konuda diyebilirim.



Neyse efenim bunları bi kenara bırakacak olursak bugünün konusu tee uzun zaman önce 15.bölümünde izlemeyi bıraktığım (çünkü adminlerde birazdan anlatacağım olaydan dolayı isyanda oldukları için 15.bölüme kadar çevirdikler zaten bundan sonrasını benimde izleyesim yok) bir Kore programını sizlere tanıtmak istiyorum hele de bu soğuk kış günlerinde aç bilgisayarı,al kahveni katıla katıla gülerek izle !

Abnormal Summit 11 ülkeden gelen ama Kore'de yaşayan kişilerin toplanıp günün süpriz Kore konuğunun saçma sapan sorunlarını çözüm bulmaya çalışan 3 komedyen Kore sunucusunun olduğu hem kültürel bir savaş hemde bir komedi programıdır.Şahsen ben izlerken hem çok güldüm,eğlendim hem de bir çok kültüre ait yepyeni şeyler öğrendim.Ayrıca seçilen kişiler ayrı özel bir kişiler hepsi birbirinden zeki ve eğlenceli durum böyle olunca tadından yenmiyordu program temsilcilerin arada ülkelerine gitmesi gerektiği durumlarda da yeni ülkelerden yeni geçici temsilciler programı devam ettiriyordu.Bizim ülkemizin temsilcisi Enes Kaya idi.Çok eğlenceli,zeki ve çok tatlı bir adamdı bence kendileri ayrıca ülkemizide çok iyi temsil ediyordu Enes abi.Ama maalesef meyve veren ağaç taşlanır hesabı olaraktan kendisine Kore magazini tarafından bir iftira atıldı.Kendisi evli ve bir bebişi var :( 

Karısını aldattığına dair bazı görüntüler ve iddalar atıldı.Bu görüntülerin evlenmeden önce çekilmiş olduğu söylendi ama sonuçta o zamanlar bekar adammış Enes abi tabi özünde nasıl bir adamdır bilemiyorum ama böyle bir şeyi yapmış olduğunu hiç sanmıyorum :( Bu durum bizleri elbette çok üzdü çünkü Kore milletide bu konularda biz kadar tutucudur Enes abi ve o salak eşi(affedersiniz ama bu kadın yaptığı açıklamalarla beni çok sinirlendirdi.Resmen kocasının kendiisini aldattığını kabullendiğini ama onu affettiğini falan söyledi.Böyle bi durum varsa gerçekten niye affediyorsun senin hiç mi gururun yok kadın?Böyle bir durum yoksa niye kocanın arkasında durmuyorsun böyle saçma açıklamalar yapıyorsun?) zor zamanlar geçirdi bizlerde Enes abinin arkasında durarak artık izlemeyeceğimizi söyledik ve tepkimizi ortaya koyduk.Bu skandallarda önce ki programlar oldukça güzeldi o bölümlere mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim! Ayrıca fan kulüplerinden aldığım bilgiye göre de Türkiye formatının yapıldığını öğrendim umarım becerebilirler!


Julian Belçika temsilcisi ve Enes abi ile dışarda çok iyi kanka olmalarına rağmen programda en çok tartışmaya giren kişi Belçika'nın çikolatası ve Avrupa'da olduğundan başka bence çok fazla kültürel bir bilgisi var sağolsun Enes abi hazırcevaplılığı ve zekası ile hep Julıan'ı ezdi :)



Zhang Çin temsilcisi çok soğuk bir adam ve aşırı milliyetçi biri giri durmasına rağmen özünde çok tatlı bir adam olduğunu düşünüyorum bir bölümde yetenek yarışmasına benzer bi şey yapıldı ve Zhang şarkı söylemişti Happy şarkısı nasıl bu kadar ciddi ama tatlı söylenebilir daha hiç bilmiyorum 



Ve benim Enes abiden sonraki favorim Gana temsilcisi Sam ! Fotoğrafta bu kadar karizmatik durduğuna bakmayın kendisi tam bir şapşik ve Gana hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyor hatta o kadar bilmiyor ki sunucular bile artık onunla dalga geçiyor ve sürekli bilgileri kafadan salladığını düşünüyorlar tabi bunu şakayla yapıyorlar ama Sam buna çok sinirleniyor tabi ortaya çok tatlı ve komik manzaralar ortaya çıkıyor.Kendisi bekar olduğu için tam bir coşkun :) Kore temsilcisinin kadın olduğunu duyunca Sam'in bakışlarını görmeniz lazım !


Daniel programa daha sonradan katılda ve kendisi Almanya temsilcisi tam bir soğuk Alman yapısını sahip ve bence Almanya'yı pek iyi temsil edemedi :(


Tatlılık abidesi Fransa temsilcisi Robin herkesle kardeş herkesi seven tam bir pıtırcık ne Fransız milliyetçilğini taşıyor ne başka bir şey ekmek,baget deyip duruyor :)


Ve programın bence boyu kısa olmasına rağmen en seksi adamı kendisi Avusturalya temsilcisi ve neden şu sıra Avustrulya erkekleri kalp kalp bakıyorum :)


Ve tabiki Türkiye temsilcsi Enes Kaya.Kendisi bence bizim milli gururumuz!Ona atılan hiç bir iftiraya şahsen inanmıyorum ben onun mert ve dürüst bir kişilikte biri olduğuna inanıyorum.Bütük yarışmacılar ak düşünüyorsa kendisi kara düşünüyorsa bile kimsenin ne dediğine aldırmadan tam bir Karadenizli gibi hakkını ve ülkesini savundu.Çok tatlı ve yakışıklı olmasıylada Türk erkeklerini güzel temsil etti diye düşünüyorum ayrıca Türkçe konuştuğu zamanlarda da resmen ekranı öptüm :)

Daha bir çok ülkeden yarışmacı var ama ellerim yoruldu yazmaktan o yüzden burada kesiyorum diğerleri pekte favorim değil zaten izlemeye başlarsanız siz kendiniz yoru yaparsınız bence kesinlikle izlenmesi gerek bir program !

5 Ocak 2015 Pazartesi

Maydanoz Time : Kitap - Bir Geyşanın Anıları Arthur Golden

Herkese merhabalar efenim...Bu haftanın kitabı taa 2005 senesinden beri çok satanlar listesinde ilk sıralarda yer almıştı ben okumak izlemiştim ama annem almama izin vermemişti çünkü yaşıma uygun olmadığını söylemişti tabi o zamanlar geyşanın ne olduğunu bana söylemedi bende içinde açık içerik vardır diye yıllar yılı korkup almamıştım ama şimdi hem filmini izledim hem de keyifle okudum ve bunca yıldan sonra bumuymuş lan dedim diyebilirim boşuna açık içerikli olduğunu düşünmüşüm çünkü bu bir erotik romance değildi bu tam anlamıyla bir dram ve psikoloji kitabıydı.

Geyşa bilmeyenler için bir kez daha söylemekte yarar var Japonya'da hayatkadınlarına verilen isim ama Japonya'da hayat kadını olmak demek bizdeki gibi onun bunun altına yatmak sokaklarda sürünmek anlamına gelmiyor.Benim anladığım kadarıyla Japonya'da bir geyşa olmak aslında bir sanatçı olmak daha doğrusu kadın olmak çok incelikli bir şey.Çocuk yaşta eğitimler almaya başlanıyor okuma-yazma,dans,şan ve zarafet eğitimleri alınıyor giyinme-makyaj yapma ve dişiliğini kullanma gibi.Kadın olmak ve orada kendini pazarlamak sadece seks olarak bakılmıyor kültürlü ve ilgi çekici olmayıda gerektiriyor.Bu roman ve 2005 yılında çekilen filmi bana çok farklı duyguları aynı anda yaşattı diyebilirim zaten çocukken kızın yaşadıkları sahnelerde yeni hüngür sümük ağlarken buldum kendimi,gerçekten çok farklı bir kültürün ve dünyanın kapılarını size açan ve sizi sarıp sarmalayan,içine çeken bir kurgusu var.

4 Ocak 2015 Pazar

Maydanoz Time : Film - The Wizard Of Oz

Herkese merhabalar efenim...Bu güzel pazar gününde şöyle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra ya tek başınıza(ki benim ailem olsaydı bu filmi çocuklarımla birlikte izlerdim.) izleyebileceğiniz 1939 yapımı unutulmaz filmler arasında giren hem siyah-beyaz hemde renkli görüntüleri olan bu film izlerken benim çok hoşuma gitti malum 20 yaşında olmama rağmen hala çocuksu bi tarafım var ve böyle şeyler izlemeyi gerçekten çok seviyorum bana masumiyeti hatırlatıyor bu arada gelecekteki çocuğum ya da çocuklarım içinde izlenecek bir film arşivi düzenlemeyi düşünüyorum biliyorum dostlar biliyorum çok sağlam bir anne olacağım :)

Konusu:

Halası ve amcasıyla çiftliklerinde mutlu bir yaşantısı olan Dorothy, sevimli köpeği Toto komşusu tarafından elinden alınmak istenince evden kaçar. Pişman olup geri dönmeye çalıştığı sırada bir hortuma yakalanır ve kendisini Oz'un renkli dünyasında bulur.
 Üzerine düştüğü ev, Doğu'nun Kötü Cadısı'na aittir. Onu öldüren Dorothy birden bire Oz'un en ünlü şahsiyeti haline gelir. Kardeşini öldüren Dorothy'den intikam almak isteyen Batı'nın kötü cadısı, genç kızın peşine düşer. Cadıdan kaçan Dorothy, Oz Büyücüsü'nün yardımını istemek için onun yaşadığı Zümrüt Şehri'ne gider. Dorothy, yolda 3 yeni arkadaş edinir. Kalpsiz Teneke Adam, beyinsiz Korkuluk ve korkak Aslan, uzun yolculuklarında Dorothy'e yardım eder ve onu korurlar. Yolculuğu başarıyla atlatmaları, kahramanlarımızın dileklerinin olmasını sağlayacaktır.

3 Ocak 2015 Cumartesi

Maydanoz Time : Film - Karda Bir Beyaz Kuş

Herkese merhabalar efenim...Bu haftasonunda yine film keyfi yapacaksınız üst üste biliyorum :) Çok işsisiz biliyorum :) O yüzden hemen günün filmi ile karşınıza çıkıyorum.2014 yapımı bu senenin Uyumsuz ve Aynı Yıldızın Altında filmleri ile yıldızı parlayan kızın bu filmde fazlasıyla yıldızı parlayacak çünkü kız bildiğiniz bu filmde cesaretini ortaya dökmüş(!).Sevişme sahneleri mi dersiniz çırılçıplak olduğu ve memelerini her fırsatta seyircinin gözüne sokmamı dersiniz oyunculuğumu dersiniz ne dersiniz bilememde ben bu kızdan fena soğudum bu filmde :( Film nasıl derseniz en fazla 10 üzerinden 6 veririm tabi sonu dışında sırf sonu için izlenir bence çünkü filmin sonunda Nicki Minajın Anaconda klibindeki Oh My Ghos! diye bağırıyorsunuz öyle bir film sonuydu yani :=) Meraktan çatlamak istemiyorsanız bence hemen izleyin :) Bu arada Eva Green'de ayrı bir taş söylemeden geçemicem bu kadını psiko ya da kötü kadın rolleri fena gidiyor :)


Konusu:

Kat Connor, annesinin beklenmedik ve esrarengiz bir şekilde, ardında hiçbir iz bırakmadan kaybolmasıyla hayatı değişin genç bir kadın. Son derece alımlı bir kadın olan Eve, o güne dek çeşitli zorluklara rağmen ailesinin yanında olmaya devam etmiştir. Ancak haber vermeden ortadan kayboluşu Kat'in yeni bir deneyime adım atmasına neden olur. Bir türlü yıldızının barışmadığı annesinin ortadan kaybolması Kat'i başlarda büyük bir rahatlığa iter. Artık istediğini yapabildiği bir düzene kavuşmuştur. Ne var ki bu vedanın ardında yatan nedenleri ve sonuçları tek başına keşfetmek zorunda kalacaktır.

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...