2 Eylül 2015 Çarşamba

Maydanoz Time : İkon - Marilyn Monroe

Herkese merhabalar efenim ! Bugün sevilen ilk İkon postundan sonra bu hafta ki İkon postunda Marilyn Monroe var !


Hayatı :

Marilyn, ABD'li sinema oyuncusu, şarkıcı ve model. 20. yüzyılın en ünlü sinema yıldızlarından, seks sembollerinden ve pop ikonlarından biriydi.


Yıllarca küçük rollerde kendini gösterdikten sonra Gentlemen Prefer BlondesHow to Marry a MillionaireSome Like It Hot veThe Seven Year Itch gibi filmlerde gösterdiği komedi yeteneği, seksi cazibesi ve ekrandaki görünüşü 1950'lerde ve 1960'lı yılların başında en popüler film yıldızlarından biri olmasını sağladı.

 Kariyerinin sonlarına doğru başarısının ölçüsüyle Bus Stop ve The Misfits gibi filmlerde dramatik rollerde de oyunculuğunu gösterdi ve eşi görülmemiş popüler bir ilgi nesnesi haline gelip, kazandığı bu şöhret ile zamanının diğer yıldızlarını geride bıraktı. Oysaki, halkın gözündeki mutlu imajının aksine, özel hayatında yaşadığı hayal kırıklıkları ve güvensizlikleri zaten var olan problemlerini daha da derinleştirdi. Özellikle 1950'li yılların sonuyla 1960'lı yılların başından itibaren yaşadığı çeşitli sağlık sorunları ve kişisel problemleri kariyerine de yansımış ve Monroe'nun çalışması zor ve dengesiz biri olarak kötü ün yapmasına sebep olmuştur. Yine de ölümününden itibaren ünü gitgide artarak tüm zamanların en önemli kültürel figürü ve ikonlarından biri olmuş, sık sık diğer ünlüler tarafından taklit edilmiştir.

 Ölümü resmi olarak aşırı dozda uyku hapından kaynaklanan muhtemel intihar olarak geçse de ölüm sebebi üzerine pek çok spekülasyon yapılmış, komplo teorileri oluşturulmuştur.


İzlediğim 5 Filmi :


Gentlemen Prefer Blondes : Film 1953 yapımı.Film renkli.Marilyn zarif olmaktan çok seksi bi kadın.Marilyn bu filmde "Diamonds are a Girl's Best Friend" adlı şarkıyla dikkat çekiyor.Aslında bu şarkı müzikal tarzı yapılmış olan bu filmin ana temasını oluşturuyor da diyebiliriz.

Marilyn bu filminde tabi ki de Jane Russel eşlik ediyor.Aslında başrolü ikisi bölüşmüş diyebilirim.Marilyn daha çok bana aptal para düşkünü bi sarışını oynuyormuş gibi geldi.Jane Russel daha çok tercih edilir daha masum bi kadını oynuyor bence Marilyn'den daha çok Jane bu filmde dikkat çekiyor gibime geldi benim.

Bir de şu çok dikkatimi çekiyor ki o zamanların güzellik anlayışı,beyaz ten güzel yüz hatları büyük göğüsler,geniş bi omuz ve oldukça geniş kalçalar şimdinin 0 bedenleri nerde ?

Marilyn bu filmde yürürken ve dans ederken kalça kıvırmaları çok yapmacık duruyor bence.Marilyn'nin izlediğim ilk filmi olduğu için biraz daha olumlu bakmak istiyorum açıkçası.Oynadığı karakter mi bu kadar gıcık yoksa Marilyn Monroe gerçekten böyle biri mi ? Bunu diğer filmlerini izleyerek görücem sanırsam.




Some Like It Hot : Film 1959 yapımı.Film siyah-beyaz.Filmin ilk yarım saati Baba filminden çıkmış gibi ilerliyor Marilyn ortada daha yok elbette.İki adamın gangsterlardan kaçmak için kadın kılığına girip kadınlardan oluşan bi müzik grubuna girmesini konu alıyor.Marilyn'nin çok kısa saçlarını sevmedim maalesef.Abartılı kalça sallamaları da bu filmde bol bol var.

Komedi ve müzikal tadında bi film.İki adamın kızlar hakkındaki diyalogları bence gerçekten çok iyiydi."Asansör de ahmağın biri tarafından çimdiklendim şimdi anlıyorum kızların neler çektiğini."

Bu filmde Marilyn'e erkek partnerler olarak Tony Curtis ve Jack Lemmon eşlik ediyor aslında film daha çok iki erkek üzerine kurulu diyebiliriz.

Deniz sahnesinde mayolar Allah'ım hem kapalı hem de seksi :) Gerçekten iyi vakit geçirebileceğiniz eğlenceli bi film olduğunu söyleyebilirim.Marilyn'i burada daha bi sevdim.



How To Marry A Millionaire : Film 1953 yapımı.Film renkli.Filmin başındaki orkestra yarım saat sürüyor evet cidden biraz bayıyor ama oraları geçin bence :D

O zamanların New York'u da ayrı bi güzelmiş ahhhh ! :) 3 arkadaş zengin koca avındadır.Marilyn'e bu filmde ona bence çok benzeyen (ki ben bu filmi ilk izlediğimde hangisi Marilyn ayıramadım) Betty Garble ve kumral prenses Lauren Bacall eşlik ediyor.

Marilyn bu filmde bana biraz yaşlı gözüktü açıkçası.Diğer filmlerdinde en fazla 25 gibi gösteren bu güzel kadın (sanırım daha çok kostümlerden) bu filmde en az 35 gibi.

Marilyn bu filmde yine aralarında ne salak tipli olan bi karakteri mi oynuyor ? Bilemiyorum ... Ama partneri konuşurken bakışları çok bön :D

Marilyn'e bu filmde çok fazla gözlük detayı kullanmılmış bence o güzel yüzünü daha fazla görmeliyiz.

Marilyn yine vücudunu sergilemekten hiç kaçınmamış.Diğer kadın oyuncuların yanında ...

O yıllarda kayak modası ne kadar da garipmiş (!) :)

Filmi izlerken sonradan anlıyoruz ki o gözlük detayını fazla kullanılmasının bı sebebi varmış :)

Orta seviye de ne çok akıcı,eğlenceli ne de çok sıkan bi film ...



Bus Stop : Film 1956 yapımı.Film renkli.Marilyn'e bu filmde Don Murray eşlik ediyor.Murray burda bi kovboyu canlandırıyor.Filmde yine bol bol müzikli sahneler var.

Marilyn burda daha cana yakın daha sevecen bi kadın karakterinde.Kıpkıvırcık saçları da çok sevimli.Marilyn ise burda bi barda çıkan seksi şarkıcıyı canlandırıyor.Don Murray gerçekten çok eğlenceli,zırdeli ve komik bi karakteri oynuyor.Bir Kadını Kendinden Uzaklaştırmak İçin Ne Yapmalısınız'ın cevapları bu çatlak kovboyda resmen :D

Marilyn'in bu filmde aşık olcağı tarif ederken benim için sızladı kalbim attı resmen.Çok gerçekçi oynamış aynısından benden istiyorum be Marilyn :)

Gerçekten çok eğlenceli ve komik bi film Don Murray tam bi komedi :)



The Prince And The Showgirl : Film 1957 yapımı.Film renkli.Marilyn'e bu filmde Laurence Olivier eşlik ediyor.Marilyn bu filmde saçları uzun.Bence Marilyn'e hep kısa saç yakışıyor.Yani olduğundan daha seksi gösteriyor.Uzun saç bi show kızına göre fazla masum kalıyor güzel yüzünde.

Oldukça yavaş ileleyen bi film yer yer sıkıcı olabiliyor.Laurence bi Macar prensini canlandırıyor.Bence Marilyn ile kimyaları hiç uyuşmuyor.Laurence bi çok verdiği röportajda da Marilyn ile film çekmenin çok zor iş olduğunu belirtip durmuş.Neye danayanarak bunları söylemiş,aralarında kamera arkasında ne yaşanmış bilemiyorum ama bence kamera önüne de bu uyuşmazlıkları sinsice yansımış diye düşünüyorum.

Marilyn'n film boyunca aynı elbiseyi giymesi ve oyuncuların bana çok komik gelen aksanları detaylar arasındaydı.




30 Ağustos 2015 Pazar

Maydanoz Time : Kitap - Dünya Ağrısı Ayfer Tunç

Herkese güzel bir pazar gününden merhabalar efenim !

Öncelikle 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun !

Daha sonra da gelelim bugünün kitap postuna.2 haftadır bu kitabı bitirmeye çalışıyorum,açıkçası biraz zorla bitirdim de diyebilirim.Malum Türk edebiyatı biraz ağır bi edebiyat öyle akıcı hoppidi kitapları bitirmeye benzemiyor elbette.Ayfer Tunç'un bu okuduğum ilk kitabı.Bi kadın yazar okuyordan çok bi erkek yazar hatta bi Rus klasiği okur gibirdim.Kenarda köşede kalmış insanların psikolojisi ve yaşamını anlatan sağlam bi edebiyata sahip bir kitap.İlk defa bi kadın yazarın naiflikten bu kadar uzak yazdığını söyleyebilirim.Yinede ağır bi natüralizm yoktu (küfürler ağır sapkınlıklar,iğrençlikler falan ).


29 Ağustos 2015 Cumartesi

Maydanoz Time : İkon - Audrey Hepburn

Herkese güzel bi hafta sonu dileyerek İkon postlarının ilkini yapmak istiyorum yüksek müsadenizle efenim !

Benim feminist kişiliğimi artık anladınız diye tahmin ediyorum.Başroldeki kadının olduğu her şeye bayılıyorum resmen.Öyle erkek düşmanı falan değilim ama kitap,yazar,film dendi mi başrolde hep kadın olsun istiyorum çünkü bunlar da kendimi bulmak istiyorum ben.

Bundan sonra Sinema İkonlarını bir postta inceleyeceğiz.Her hafta yapacağıma söz veremem (bu arada okulum 28 Eylül'de açılıyormuş.) ama elimden geleni yapıp bu serinin devamını getirmeye çalışacağıma söz verebilirim.

Her hafta kendime bi sinema kadın ikonu seçip onun 5 filmi izleyip hayatını,karakterini ve benim gözlemlerimi inceleyeceğiz.Umarım bu postlar sizin de hoşunuza gider.

İlk haftaya ve ilk posta sinemanın bir zamanlar kraliçesi olmuş narif ve zarif bi kadın olan Audrey Hepburn ile başlıyorum.


Hayatı : Belçika'nın Ixelles, Brüksel Bölgesi kentinde doğdu.Annesi Hollandalı bir barones, babası zengin bir İngiliz bankacıydı. Anne ve babası, Audrey henüz bir yaşındayken boşandı ve Audrey annesinin yanında kaldığından babasını bir daha göremedi. 10 yaşındayken annesi başka bir adamla evlendi ve Hepburn yeni babası ile birlikte Nazi işgali altındaki Hollanda'ya göç etmek zorunda kaldı. Burada oldukça zor bir çocukluk geçiren Hepburn'un sinemaya büyük ilgisi vardı ve oyuncu olmanın düşlerini kuruyordu. 

Savaşın bitmesinden sonra Londra'ya gidip bir bale okuluna yazıldı ve bir süre sonra modellik yapmaya başladı.

Oyuncu olabilmek için İngiltere'ye giden Hepburn, ilk filmi "Young Wives Tale"da (1951) rol aldığında 22 yaşındaydı. Bu ilk filminde güzelliği ve zerafeti ile izleyen herkesin dikkatini çeken Hepburn hızlı bir yükselişe geçti.


Audrey Hepburn bu başarılı oyunculuk kariyerinin yanında birçok yıldız oyuncu gibi özel hayatıyla da sürekli gündemde kaldı. Gerek William Holden ile yaşadığı fırtınalı aşk gerek Mel Ferrer ile yaptığı sorunlu evlilik tüm dünya tarafından yakından takip edildi. 

Hepburn'un Mel Ferrer'den Sean adında ve Dr. Andrea Dotti'den Luca adında iki çocuğu var.

Audrey Hepburn 1990'da oyunculuğu askıya aldı ve yalnızca çok özel projelerde yer aldı. Audrey Hepburn 20 Ocak 1993'te İsviçre'de bağırsak kanserinden öldüğünde 63 yaşındaydı. 
Hepburn'un mezarı şu an İsviçre'de bulunuyor.

İzlediğim 5 Filmi : 

Breakfast At Tiffanys : Audrey'in burda ki  saç modelini ve rengini beğenen var mı cidden ? Sarı balyajlar ve önündeki o küçük saççıklar bi ikona yakışıyor mu hiç bilemedim doğrusu.Ama bu filminde tam bi ikon olduğunu duymuştum oysa ! 

Audrey'in mini bi gitarla şarkı söylediği sahnede gerçek sesi mi kullanılmış,bileniniz var mı ? Eğer öyleyse duru güzelliği kadar duru bi seside var demektir !

Audrey bu filmde çok gıcık ve şımarık bi kadını oynamış ben cidden oynadığı karakteri hiç sevemedim tamam havai kadın tiplemelerini hep severim ama Audrey gibi bi kadına bence hiç yakışmamış.

Kendisine bu filmde eşlik eden George Peppard'a bayıldım diyebilirim.Sarışın ve mavi gözlü olmasının dışında Audrey ile kimya uyumu varmış gibi geldi bana.Adam Barbie'nin Ken'i ne benzemiyor mu sizce de :)

Tamam bakımlı,süslü ve moda ve mücevher aşığı birini oynuyor ama o kulak tıkaçları ne onlarla cidden nasıl uyuyor biraz gerçekçilik !

Böyle naif bi kadının her defasında koltuğa kollarını yayarak oturması çok tatlı :)

Yıl 1961 o zamanda da ve  günümüzde de siyah altın zincirli Chanel çantalar ve renkli kaşe kabanlar moda !

Neden sürekli güneş gözlüğü takıyor kapalı ortamda bile ?

Son not olarak film renkli !







Roman Holiday : Türkçe çevirisiyle Roma Tatili olan bu film romantik-komedi tadında.Daha önceden izlediğim bi film ayrıca blogta Film kategorisinde de ayrıntılı bir post var.Film siyah-beyaz.





Sabrina : Film 1954 yapımı.Film siyah-beyaz.Bu filmdek saç şekli ve rengi,yapısı daha hoş değil mi ayrıca Audrey'e daha çok yakışıyor.

Bu filmde Audrey ' e Humphrey Bogart eşlik ediyor.Yan rolde olduğunu düşünürken asıl kişi olup çıkıyor ben açıkçası biraz yaşlı kaçtığını düşünüyorum Audrey'e o yüzden yanına pek yakıştıramadım.Wlliam Holden David rolü ile başrolde gibi dursa da en başlarda esas oğlan olmadığını sonradan anlıyoruz.

Audrey bu filmde de aynı ses tonuyla şarkı söylüyor sanırım gerçek sesi kullanılıyor.Ama hala bundan emin değilim :)





Funny Face : Film 1957 yapımı.Film renkli.Filmde müzikal sahnelerde yer alıyor.Tabi ki de bu filmde de Audrey şarkı söylüyor :)

Audrey'e bu filmde Fred Astaire eşlik ediyor.Tabi ki de ben hiç yakıştıramadım Audrey'in yanına cidden başka jön mü kalmadı bu tipi koymuşlar güzelim kadının yanına !

Paris'te ki sahneler çok güzel ve eğlenceli.Audrey'i ilk defa dans ederken görüyorum bu filmde.Zarif vücuduyla dans etmek ona bence çok yakışıyor.Bir çok filminde olduğu gibi burda da Audrey simsiyah giydirilmiş bu tarz ona bence hep çok yakışmış.




How To Steal A Million : Film 1966 yapımı . Film renkli.Audrey'in bu filmde saç şeklini hiç beğenmedi açıkçası ayrıca sanırım kaş makyajı var saç rengine göre 1-2 ton açık duruyor.

Audrey 'e bu filminde Peter O'toole eşlik ediyor.Ben onları açıkçası çok yakıştırdım diğer filmlere göre daha iyi bi partner diyebiliriz.









28 Ağustos 2015 Cuma

Maydanoz Time : Film - Khoobsurat

Herkese günün filminden tekrar merhabalar efenim !

Hint dizileri beni sarmadı diye Hint filmleri de sarmayacak değil ya ! Hintliler diziler de çok tutuklar ama filmlerde baya bi ilerleme var diyebilirim.Daha Batı haldeler demek daha doğru olur aslında.Romantik-Komedi tadında ki filmlerini de izle izle doyamıyor insan.Bu film de onlardan biri.Ünlü bi fizyoterapi uzmanı bi prensin evine konuk olursa ve prens bu çatlak doktora aşık olursa ne olur ha bu arada prensimiz maalesef nişanlı !


Maydanoz Time : Müzik - Selena Gomez Good For You

Nabersiniz bakalım millet ?!

Evet bugün böyle açmak istedim günün ilk postunu bi değişiklik olsun dedim :D Bugün cuma ve elbette ilk posta geleneksel cumanın geleneksel müzik postu var.Son klibi ve şarkısıyla Selena Gomez Good For You var ben bu tarzı Selena'ya yakıştırmaya başladım açıkçası hep hoppidi hoppidi gitmiyordu biraz da böyle ağırdan almak lazım sakin bi cuma isteyenlere iyi seyirler ...


27 Ağustos 2015 Perşembe

Maydanoz Time : Film - Frida

Herkese günün 2.postu olan film postundan tekrardan merhabalar efenim !

Frida tabi ki de Frida Kahlo'nun hayatını anlatan bi yapıt diyerek başlayabilirim.Frida'nın filmin bana yansıttıkları kadarıyla söyleyebilirim ki ilginç ve bi o kadar da acıklı bi yaşam öyküsü var.Hastalığımı kadının karakterini oluşturmuş yoksa yaşam şartları kadının karakterine mi uyum sağlamış bunu tam olarak bilemiyorum.Ama çok farklı yapıda bi kadın diyebilirim.Her bi resminde kendi hayatından bi parça var.Geriye bıraktığı resimler aslında hayatının örgüsü,onun acıları,mutluluğu,gözyaşı ... Frida'yı hep bi yerlerde görüyorum ama kimdir nasıl bi yaşamı vardır bu filmi izleyerek merakımı gidermiş oldum diyebilirim.


Maydanoz Time : Film - Wicker Park

Herkese yepyeni bir günden merhabalar efenim !

Bugün film postunda kurgusu aslında çok basit bi film olan ama çekimleri ve senaryo sıralaması ile seyircinin aklını bulandırıp iyi bi film gibi göstermeye çalışan bir romantik-drama türünden bi film var.Öbür kıza yazık değil mi lan niye kızın aşkını çalıyorsunuz o kızın hakkıydı ilk o gördü adamı püü size deyip spolilerimi basar kaçarım :D



Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...