Maydanoz Time : Film - The Intern

Herkese merhabalar millet !

Bugün sınavım yok yani bugün boş günüm ! Ama hava eksilerde ve bende hasta olduğum için yat aşağı film-dizi izle modundayım maalesef.Ama belki bugün bi çılgınlık yapıp saçlarımı kakül ya da perçem kestirebilirim :) Şu sıra takip ettiğim herkeste bir kakül modası başladı benim de aslında uzun zamandır aklımda vardı ama alnım geniş olmadığı için cesaret edemiyordum açıkçası.Belki biraz cesaretlenmenin zamanı gelmiştir :)

Neyse efenim güzel filmler serimizde bugün Türkçe çevirisi ile Stajyer olan ve kadrosu,konusu oldukça iyi olan bir film var.Bu bir aşk filmi değil.Bu bir dram filmi de değil.Komedi falan da değil açıkçası bu filmi hangi kategoriye koyacağımı pek bilemedim.Konusu bana oldukça ilginç geldi açıkçası.Erkeklerin egemen olduğu bir dünya da genç bir yönetici ve onun yaşlı bir erkek stajyerini düşünün :) 


Robert De Niro ve Anna Hathaway'ın başrolünde oynadığı filmde eşine kaybeden bir adamın kendine gelme çabasını ve emekli olduğunda işin bittiği andır hayatın artık sıradanlaşır kelimenin anlamını boşa çıkarmak için artık çok fazla boş zamanı olacak ve bu anları çok daha iyi değerlendirecektir.

Maydanoz Time : Müzik - Ariana Grande Focus

Herkese günün 2.postu olan geç kalmış müzik postundan merhabalar...


Bu hafta çok yoğun olduğum için postlar gecikti farkındayım ama hepsinin bir telafisi var elbette :) Hemen haftanın klibi geliyor iyi seyirler...

Maydanoz Time : Kitap - Göremediğimiz Tüm Işıklar Anthony Doerr

Herkese merhabalar millet !

Gönül isterdi ki şimdi final sınavları bitmiş olsun İzmir'e gitmiş olayım ve bu yazıyı yurt odamda hastalıktan kırılırken değilde sıcacık yatağımda kahvemi yudumlarken yazayım...

Ama işte sabırrr !  Daha perşembeye kadar buradayım maalesef :/ Üstelik karda yağmaya başladı bileti erkenden alsam iyi olacak.

Neyse efenim biz gelelim bugünün ilk postu olan kitap postuna.Final haftasından (neredeyse aslında 2 haftadır) okumak için ladığım bir kitabın daha sonunu göremedim dayanamadım ve yarım bıraktım.Aslında çok merak ettiğim bir kitaptı ve kütüphanede görünce biran önce alıp okumalıyım dedim ! Fakat sonu yinr hüsran oldu ! Final haftasında olduğumdan mıdır nedir bilemiyorum ama kitaba bir türlü ısınamadım bi türlü konsantre olamadım hani o tür kitaplar olur ya bir türlü kitabın içine giremez bir türlü olayları anlayamazsınız bir türlü gitmez,akmaz ... İşte bu kitapta benim için öyle oldu.Ama neden öyle oldu bilemiyorum.

Kitap ödüllü bir kitap ayrıca bir çok Türk kitap bloglarında da çok sevilen ve beğenilen kitaplardan biri.İki farklı kişi olunca benim kafam mı karışıyor ne oluyor anlamıyorum Kayra Ve Kinyas'ta da geçişleri çok takip edemedim ve kafam çok bulandı okurken.

Aslında konusu çok ilgi çekici ve güzel görünüyor kitabın.2.dünya savaşında radyo tamir eden Werner diye bir çocukla Fransa'da yaşayan kör bir kızın hikayesini anlatıyor.İkisi de farklı hayatlara sahip bunları bir şeyler bir araya getiriyor ama o ne bilmiyorum tabi ki çünkü kitabı en fazla 200 sayfa kadar okuyabildim bir kitap 100 sayfa sonunda size haz vermeyi başaramadıysa bi 100 sayfa kadar daha şans verin daha da olmuyorsa zorlamanın bir anlamı yoktur yani.

Maydanoz Time : Film - Joy

Herkese merhabalar millet...

İlk haftanın sınavları bittiği için bu aralar sizi şerefine film postlarına boğacağa benziyorum :D
Ama şu sıra oldukça kaliteli ve yeni yapımlar izliyorum o yüzden şu sıra ki film postlarını iyi takip edin ve izleme listenize ekleyin bence :)

O yapımlardan ilki Altın Küre ödüllerine de aday gösterilen ve Jennifer'a ödül kazandıran filmlerden olan Joy filmi var.İçinde Lawrance,De Niro ve Cooper gibi isimler olacak ve o film güzel olmayacak, sizce mümkün mü ? Elbette mümkün değil !

İçinde şu kadarcık olsun aşk barındırmayan bir film yine maalesef.Cooper ve Lawrnace yanyana gelir ve nasıl olursa aşk olmaz dememek gerekiyormuş demekki.

Aslında bu tamamen bir başarı ve azim öyküsü.Gerçekten inanırsak her şeyi başarabiliriz.Hayallerimizin peşinden koşmaya devam mesajı yatıyor.

Maydanoz Time : Dizi - Supergirl

Herkese merhabalar efenim...

Başlamasını merakla beklediğim 2015-2016 dizilerinden biriydi Supergirl.Ama en fazla 7.bölüme kadar dayanabildim.Benim için tam bir hayal kırıklığı oldu açıkçası.Başroldeki kız bir süper kahramana göre çok fazla naif kalıyor bu yüzden bana geçmedi açıkçası hikayesi.Ayrıca içinde ne aşk var doğru düzgün ne de macera :/ Hep aynı olaylar doğrultusunda dönüp durduğu için izlemeye içim daha fazla el vermedi açıkçası.

Supergirl

Mellisa Benoist

Cat Grant

Calista Flockhart

Alex Danvers

Chyler Leigh

Winn Schott

Jeremy Jordon

James Olsen

Mechad Brooks

Maydanoz Time : Dizi - Oh My Venüs

Herkese merhabalar millet !

Şu sıra da izlediğim tek Kore dizisinin de muhteşem 16 bölümden sonra sonuna geldim maalesef.Başrol pek güzel olunca bize de izlemek düştü elbette ama başta biraz ön yargılıydım açıkçası.Çünkü konusu bana oldukça çakma gibi geldi ! Dizi biraz mı biraz (!) Birth Of Beauty dizisine benziyor.Ama bence ondan daha eğlenceli ve daha akıcı.

Hele de son 3 bölümde bir Kore dizisinde şükür ki bir çiftin doya doya aşklarına tanık olduk.Ayrıca dizi boyunca başroller tepişip durdu resmen bol bol yakınlaşma sahnesini gördü bu gözler ki Kore dizilerinde maalesef hasret kaldığımız şeyler bunlar :D

Bence izlemediyseniz bu daha yeni final yapan tazecik diziyi izleyin derim bol bol gülme garantili ve tabi ki aşkla içinizi ısıtma :)

Maydanoz Time : Film - Küçük Prens

Herkese merhabalar efenim...

Evet evet 20 yaşındayım kitap okumayı da çok seveerim ama maalesef bu yaşıma kadar bir türlü Küçük Prens kitabını okumaya fırsatım olması.

Bu dönemlerde yeniden popüler haline gelen Küçük Prens'in biliyorsunuz ki bir de animasyon filmi çekildi bende okumak yerine önce filmi izledim.Ama duyduklarıma göre animasyon filmi ile kitap birebir aynı değilmiş.Daha modern ve yönetmenin kendi uyarlaması haliymiş.Ama ben bu halini beğendim açıkçası.


Başarılı ve çok yaşlı bir pilot olan Mr. Prince yaptığı bir kaç yanlış hamle sonucunda uçağını kontrol edemez hale gelir ve geri dönüşü olmayan bir yola girer, bu saatten sonra yapabileceği tek şey düşen uçağı olabildiğince ve düzgün bir şekilde yere indirmek olacaktır ancak bunun çok zor olabileceğini bilmektedir. Birbirinden zor ve heyecanlı anlar onu beklemekte ancak deyim yerindeyse eski kurt olmasından dolayı bunu aşmayı başarabilecektir.  Bir şekilde kusursuz olmasa da güvenli bir şekilde konuşunu başarılı bir şekilde gerçekleştiren ve bulunduğu yerin konumu hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmayan ihtiyar adam artık koskocaman ve bomboş bir çölün tam ortasında yapayalnızdır. Ne erzağı ne de su deposu yeterince ve bir çözüm bulabilecek kadar idare edici şekilde stoklu değildir. En büyük dertlerden biriside budur.

Tam ümitsizlik ve umudunu kaybetmişlik baş gösterirken karşısına hiç ummadığı bir anda The Rose adlı küçük, şirin ve minik bir kız çocuğu çıkar. Her ikisi de şaşkınlık ve tedirginlik içindedir. Birbirlerinden başka kimseleri görünmemektedir. Tanışırlar, ikisi de önce huysuzluk eder ancak belirli bir iletişim yapısı sağlanınca birbirlerine karşı sıcaklık hisseder ve dost olmaya karar verirler, kızımız tuhaf bir şekilde dünya dan değil ama görünüş itibari ile farkı da yoktur. Başka bir gezegen üzerinden gelmiş ve yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Artık ikilinin farklı ve bir o kadar güzel olan macerası başlamıştır.