11 Kasım 2016 Cuma

Maydanoz Time : Dizi - Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo

Herkese merhabalar efenim ...

Vizeler hala devam ediyor sadece küçük bir hafta sonu kaçamağına girdik vizeler bittikten sonra yine oldukça yoğun bir zaman ben bekliyor olucak bazı planlarım var ama onarı gerçekleştirebilir miyim açıkçası pek bilemiyorum :/

Neyse efenim bir efsane dizinin daha sonuna geldik.Dönem dizileri son zamanlarda zirveye çıktı gibi bir şey oldu resmen gerçeği bir Japon draması olan Moon Lovers , günümüzden Goryeo dönemine ışınlanan bir kızın hayat mücalesini anlatıyor diyebiliriz dizi başlarda Fantastik gibi görünse de aslında Romantik Komedi ve Dram üzerine kurulmuş.Oyuncu kadrosu da oldukça iyi olunca Kore'de de Türkiye' de çok beğenildi , çok konuşuldu ve bence hikayeye göre biraz vasat kalan bir sonla bitti kimileri bittikten sonra 2.sezonun gelmesini istiyor ama hikaye çok saçma bir hal alabilirmiş gibime geldi benim öyle olursa ...

Bu arada ek olrak Harem türüne de giriyor olabilir 1 kız 8 prens :D Ve son olarakta ilk defa oyunculuk yapan Exo'dan Beakhyun'da izledik çok tatlı bir çocuk tam kendine yaraşır bir rolde oynamış kerata :D

Hikâye, Goryeo rejiminin erken dönemlerinde geçmektedir. Modern çağda yaşayan 25 yaşındaki Hae Soo (IU) tam güneş tutulması yaşandığı sırada zamanda geri gitmek suretiyle kendini Goryeo devrinde bulur ve Wang Hanesi'nin prensleri arasındaki çatışmalar ve mücadeleler arasında kapana kısılır. Orada diğer insanların korkudan titremesine sebep olan Wang So'ye âşık olacaktır.



9 Kasım 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Etkinlik - Horn Ensemble Jazz Konseri !

Herkese merhabalar efenim ...

Aslında geçen ayın sonunda yapılan bir etkinlik olmasına rağmen görsel materyallere daha yeni ulaştığım için haliylen yazmakta bu zamana kaldı ...

Size itiraf etmem gerekirse (aramızda kalsın) ilk defa jazz konserine gittim ! Daha önceden elbette jazz müziğe karşı ilgim vardı özelliklede Blues tarzına saksafon ve piyanonun müthiş uyumu hmm ... Cidden ruhsal bir terapi jazz , kulakları yormayan daha çok ruha hitap eden güzel bir senfoni mutlaka bir jazz konserine gitmenizi tavsiye ederim ...

Almanya'da gelen bir grup olduğu için daha çok yerel müzikleri çaldılar en sonunda da bizlere jest olsun diye de 10.yıl marşını çaldılar hep bir ağızdan coşkuyla söyledik oldukça güzeldi.





8 Kasım 2016 Salı

Maydanoz Time : Kitap - Havva'nın Üç Kızı Elif Şafak

Herkese merhabalar efenim ...

Vize haftasındayım ama yine kural tanımıyorum ve çılgınca kitap okumaya devam ediyorum elbette :D

Kesinlikle herkesin okumasını şiddetle tavsiye ettiğim bir Elif Şafak romanı ile karşınızdayım.İlk çıktığı zamandan bu yana inanılmaz derece de merak ediyordum çok övüldü,çok eleştirildi ve elbette çok konuşuldu ve ben kalemine,açık yürekliliğine korkusuzluğuna ve engin bilgisine,sorgulamalarına bir kez daha aşık oldum boşuna edebiyattaki ideolüm değil kadın :)

Diğer kitaplarına oranla çok farklı bir tarzda değildi aslında bana daha çok nedense Akilh Kohen'in tarzını anımsattı belli bir hikaye doğrultunda alt felsefik ve toplumsal mesajlar vermek ve Şafak bu romanında da oldukça güzel vermeyi bilmiş bunu.Akilah'tan farkı daha öz olması Akilah bilgi vermeyi cidden bazen abartıyordu insanı sıkılacak kıvama getiriyordu maalesef.Şafak bu konu da artık daha profesyönel elbette.

Havva'nın 3 kızı deyince ben 3 kızı farklı gözlerden anlatıyor sanmıştım ama beklediğim gibi değildi tek bir  karakter vardı ve onun etrafındaki olaylar üzerinden dönüyordu olaylar sıkı bir zaman gelgitleri vardı ama karmaşık bir şekilde verilmemişti bazı romanlar gibi ... Oldukça düzenli ve anlaşılır bir şekilde ilerliyordu.

Daha çok siyasete,toplumsal sorunlar,elbette kadının toplumdaki yerine bol bol zekice atıflarda bulunmuştu normalde çok nadir kitapların altını çizerim bunda bol bol çizme gereksinimi duydum ...

Üzerine daha çok durulmuş konu Şafak'ın tüm romanlarında hissettirdiği Tanrı sorgusuydu bu sorguda Oxford'da öğrenci olan 3 müslüman kızın etrafında dönerek anlatılıyordu.Müslüman ama müslümanlığı farklı şekilde benimseyen 3 kız ...

Romanın ana karakteri Peri'yi bir yere kadar kendimle acayip özdeşleştirdim ama spoiler vermek gibi olmasın ama bazı yaptıkları "bunu hayatta yapamazdım herhalde" dedirttirdi bana ve sonra anladım ki ben aslında bu 3 müslüman karakter kıza da uymuyorum sanırım ben çok daha farklı bir kategorideyim ...


7 Kasım 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Miss Peregrine's Peculiar Children

Herkese merhabalar efenim ...

Geçen postta da söylediğim gibi malumunuz vize haftasındayım bu yüzden çok fazla vakit ayıramıyorum buraya ama arada böyle kaçamaklar yaptığımda mutlaka hazırladığım postlardan birini yayınlayacağım :)

Biraz geç olsa da nihayet uzun zamandır izlemek istediğim filmi izledim ve açıkçası biraz beklentimin altında kaldı kitaplarını çok duydum çok konuşuldu kitaplarını okumadığım için sadece filmi üzerinden yorum yapabileceğim bu yüzden.

Yönetmen ve yapımcının Tim Burton olması beni hiç şaşırtmadı çünkü tam da onun tarzında bir hikayeydi zaten bu.Başrolde benim oyunculuğunu da kendisini de çok beğendiğim Eva Green vardı ve aslında daha çok çocuk filmi gibi dursa da malmunuz Tin Burton filmlere hiçte çocuklara göre bir film değildir :) Bu da onlardan biriydi ...

İzlemesi elbette keyifliydi ama sanırım ben fazla bi beklenti içine girdim :/

Kısaca konusuna gelecek olursak :

Gizemli bir ada.Terk edilmiş bir yetimhane. Fazlasiyla tuhaf fotoğraflardan oluşan bir koleksiyon.

Tüm bunlar kurgu ile fotoğrafçılığı nefes kesici bir şekilde bir araya getiren ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunan Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları romanında keşfedilmeyi bekliyor.

Yaşadığı korkunç aile trajedisi yüzünden Galler kıyılarındaki, dünyadan uzakta kalmış bir adaya yolculuk eden on altı yaşındaki Jacob, burada Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocuklar Yetimhanesi'nin yıkıntılarını keşfetmekle kalmayıp, Bayan Peregrine'in çocuklarının sadece tuhaf olmaktan çok daha fazlası olduğunun farkına varır.


6 Kasım 2016 Pazar

Maydanoz Time : Film - Nicolas Sparks Filmleri !

Herkese merhabalar efenim ...

Bugün pazar aslında Balıkesir'de böyle pekte eve kapanayım kahvemi alayım film-kitap yapayım tarzı bir hava olmasa da - daha çok dışarı çıkalacak çöyle bol oksiyenlisinden yürüyüş yapacak bir hava var - bugün ki postumda size 6 adet kitaplardan beyaz perdeye uyarlanmış Nicolas Sparks filmleri önermek istiyorum.

Elbette hepsinin konusu da aşk ve dram üzerine,tabi bu filmleri siz bi yere not alın bol yağmurlu gecelerde açar açar izlersiniz :D Ara da böyle şeyler yapmak ruh sağlığına yararlı ablanızı dinleyin :D

                                                             The Choice (2016)

Enerjik tıp öğrencisi Gabby Holland?ın, kadınların karşı koyamadığı Travis Shaw?a komşu olması, ikiliyi asla hayal edemeyecekleri romantik bir yolculuğa sürükler. Travis, oldum olası bir kadınla ciddi bir ilişki yaşamanın rahat hayat tarzını sınırlandıracağına inanmaktadır. Gabby ise uzun soluklu bir ilişki yaşamakta olduğu erkek arkadaşıyla hayatını birleştirmek üzeredir. Ta ki karşı koyulmaz bir istek, aykırı çiftin itinayla planlanmış hayatlarını alt üst edene dek? Fırtınalı bir flört evresinin ardından Gabby ve Travis evlenip, el ele yürüyen ve her kararı beraber alan bir aile kurar, bir gün içlerinden biri hayatlarının en ciddi seçimini tek başına yapmak zorunda kalana kadar?





The Longest Ride (2015) 

Luke, eskiden şampiyonlukları olan bir boğa matadorudur ve eski parlak günlerine geri dönme arzusundadır. Sophia ise New York’un sanat camiasında hayallerinin işini kovalayan bir üniversite öğrencisidir. Luke ve Sophie’nin yolları bir şekilde kesişir ve ikisi de ideallerine ulaşmaya çalışırken ilişkileri çetin bir sınavdan geçer...Aşk, bilgelik ve deneyim içeren bir kutu eski mektupla, sevginin anlamını ve gerçek değerleri yeniden keşfeden Luke ve Sophia’nın sıra dışı aşk hikayesini bize sunuyor...



The Last Song (2011)

Kariyeri uğruna ailesini yıllar önce terk etmiş olan bir baba (Greg Kinnear), yaz tatilini ergenlik çağındaki kızı (Miley Cyrus) ve küçük oğluyla (Bobby Coleman) geçirme şansına kavuşmuştur. Ancak New York'taki evinde olmayı tercih eden kızı iletişim kurma konusunda isteksizdir. İlk aşklarla ikinci şansların kolkola gittiği bu aile, arkadaşlık, sırlar ve kurtuluş hikayesinde baba, iletişim kurmak için çareyi kızıyla tek ortak paydaları olan müzikte bulacaktır.



Dear John (2010)

Gençliğinin en kızgın ve öfkeli dönemini geçiren 23 yaşındaki John başka ne yapacağını bilemediği için liseden hemen sonra askere yazılmıştır. Hayallerinin kadını Savannah ile karşılaştığı vakit kendini hayatında yeni ve temiz bir sayfa açmaya hazır hisseder. Aralarındaki çekim olgunlaşıp aşka dönüşünce Savannah da kendini görev turlarına çıkan John'u sabırsızca beklerken bulur. John ise bir an evvel kalbini çalan bu kızla evlenmek ve yerleşik bir hayata geçmek istiyordur zaten. Ancak 9/11 tüm planları altüst eder. John, askeri görevine tekrar dönmesi gerektiğini hisseder. Ve ne yazık ki, iki sevgilinin arasına giren uzun ayrılık döneminde Savannah bir başkası ile duygusal anlamda yakınlaşır. “Sevgili John,” diye başlayan bir mektup okunur ve bu iki kelimeyle bir kalp paramparça olur, iki hayat ise sonsuza dek değişir. Eve dönüşünde John'un acısı büyük olacaktır. Savannah, ki artık bir başkasıyla evlidir, hâlâ onun gerçek aşkıdır. Genç adam hayatının en güç kararı ile yüzleşmek durumunda kalır.


The NoteBook (2004)

http://maydanozsalatasi.blogspot.com.tr/2015/04/maydanoz-time-film-not-defteri.html



A Walk To Remember (2002)

http://maydanozsalatasi.blogspot.com.tr/2015/04/maydanoz-time-film-uzaktaki-anlar.html


5 Kasım 2016 Cumartesi

Kore Dizi - Go Ho’s Starry Night

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dizi dünyası bildiğiniz gibi efenim , bi dizi bitiyor öteki başlıyor.2016 'ın ilk yarısında yine efsane sayılacak diziler izlemiştik diğer yarısında da yine efsane sayılmasını umduğumuz ve sabırsızlıkla beklediğimiz diziler olacak.

Uzun dizilerin yanında böyle şekerleme kıvamında yarım saatlik süren mini dizilerde oluyor şu sıralar onları da kaçırmamaya çalışıyorum elbette bu dizi de onlardan biri.Hele de konusu benim en bi sevdiğim "harem" türünde olursa :D Biliyorsunuz ki bizdeki kültürde harem anlayışı daha çok erkeklere özgüdür bir çok kadın 1 erkek çevresine dönerken asya kültüründe 1 kadın birden fazla erkek üzerinde döner :D Hele de bu erkeklerin hepsi çok ayrı tatlışlarsa hepsinin dene tarafını seç hesabı :D Sonunda elbette başroldeki erkeği seçer ve tek eşliliğe sonsuz aşka bağlanır ve dizer biter :D Bu da o tarz dizilerden elbette çok güzel ve iş hayatında da başarılı olmak isteyen bir kızın ofisinde ki (patronları dahil) karşısına çıkan erkeklere analiz yapmasını ve yıldız vermesini anlatıyor.

5 erkek ve 1 kız şeklinde asıl başrollerde 3 erkek var elbette ama asıl başrolde olan ve en gençlerini oynayan oppaları çok beğendim ben bize de böyle tatlı gülüşleri olan erkeklerden Allah'ım amin :D




4 Kasım 2016 Cuma

Maydanoz Time : Kitap - Benim Uzak Yıldızım Kaufman-Spooner

Herkese merhabalar efenim ...

Vize haftasına girmeden postlarımı düzenli olarak atmaya çalışacağım gerçi vize haftasında da kafam dağılsın diye belki yine post yazarken bulurum kendimi bilemiyorum :)

Neyse efenim gelelim 2 haftadan beri elimde dolandırdığım kitaba , nihayet bitirebildim.Aslında sürükleyici ve değişik bir kitap ama şu sıra birden fazla işe koşturup aynı zamanda derslerimde olduğu için haddinden fazla elimde sürüklendi kitapçağız :/ Tabi bunda 500 sayfa olmasının da suçu var ve bence yazar olayları gereksiz uzatmış maalesef ayrıca beklediğim tarzda bir finalde olmamış daha farklı şeyler beklerdim açıkçası sonu beni hayal kırıklığına uğrattı :(

Bilimkurgu olması ve olayların bir uzayda ve bir uzaygemisinin düşmesi üzerine ıssız bir gezegende geçmesi beni kendine çekmesinde etkili olmuştu ilk başlarda aslında bilimkurgudan çok romantik ağırlıklı bir kitaptı ama tam istediğim romantizmi bana verdi diyemicem maalesef bence anlatımların çift taraflı olması işin büyüsünü biraz bozuyor sadece kızın gözünden anlatılan kitapları daha çok seviyorum ben :D

O gezegenin en ünlü ve zengin iş adamlarından birinin şımarık kızı ile eski bir savaş kahramanı olan binbaşının bir baloda tanışmalarını ve bunun üzerine uzay gemisinin kaza yapmasını ve sadece ikisinin sağ kalmasını ve tuhaf bir gezegende hayatta kalma savaşlarını anlatıyor.Bu gezegen biraz dünyaya benzesede aslında insanların akıllarını oynatacak bir sırrı var fısıltılar bu sırra eşlik ediyor...





Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...