20 Mart 2017 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Frantz

Herkese merhabalar efenim...

Şu sıralar Fransız sinemasına fena halde takmış durumdayım.Baldanberi'nin tavsiyesi üzerine izlediğim çok güzel bir filmden bahsedicem bugün sizlere.Hollwood vari değilde böyle daha yavaş akışlı dinlendiren filmleri sizde benim gibi seviyorsanız bu film tam da size göre.Hele de çekimleri ... Daha önce hiç bu tarz bir film görmemiştim açıkçası.Konu bakımından bana biraz yavan gelse de filme yerleştirilen imgeler,diyaloglar oldukça iyi ve anlamlıydı tabi anlayabilene ...

Çekimlerden kastım elbette filmin bir kısmının siyah-beyaz bir kısmının da renkli çekilmesi.Eski film sanmayın daha yeni 2016 filmi ! Almanya-Fransa ortaklığı ile hazırlanmış dili daha çok Almanca diyebiliriz.Anladığım kadarıyla karakterlerin ruhu karardıkça sahneler siyah-beyaz , karakterlerin ruhları aydınlandıkça renkli çekimler yapılmış.Oldukça hoş bir detay olmuş bence bu :D Ayrıca intihar ve suçluluk psikolojisi üzerine bir çok mesaj veren bir filmdi.Son olarak ufak ama beni oldukça etkileyen bir spoiler verip bitireceğim : Anna'nın son sahnede o intihar tablosuna bakıp yaşam sevinci bulması diyorum başka bir şey diyemiyorum :)


Birinci Dünya Savaşı yeni bitmiş, mağlup devletlerden Almanya için zor bir süreç başlamıştır. Savaşın yalnızca maddi değil, manevi kayıpları da büyüktür. Quedlinburg kasabasında yaşayan Anna (Paula Beer), Fransız cephesinde nişanlısı Frantz'ı kaybetmenin üzüntüsünü henüz atlatabilmiş değildir. Günün birinde kasabaya gelen bir Fransız, Adrien Rivoire (Pierre Niney), Frantz'ın Paris'te yaşadığı günlerden tanıdığı çok yakın bir arkadaşı olduğunu söyler ve kısa sürede hem Anna'nın, hem de aynı evde yaşadığı Frantz'ın anne ve babasının yakın dostu olur. Fakat genç adamın söyleyemedikleri de vardır ve bunlar, Anna'nın hayatını tamamen değiştirecektir.



18 Mart 2017 Cumartesi

Kore Dizi - Introvert Boss

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dizilerinde günceli yakalamaya devam ediyoruz.Daha tazecik biten Romantik-Komedi dizilerinden olan Introvert Boss dizisinden bahsetmek istiyorum sizlere.Toplamda yine 16 bölümden oluşan egoist CEO'ların aksine bu sefer oldukça içine kapanık olan hatta bu durumu fazlasıyla artık hastalık boyutuna taşıyan bir şirket patronunun ve onu bu durumundan adım adım aşkla kurtaran oldukça açık bir çalışanın hikayesini anlatıyor.

Başroldeki adam Marriage Not Dating 'te ki adam kızda Age Of Youth ' taki içlerinden en sevmediğim kız  -başrolde psikoloji okuyan kız - :/ Bu dizide daha bi sempatikleşti sanki gözümde ama azucuk :D

Başlarda oldukça iyi başladı dizi ama artık her dizi gibi hafiften batırmaya başladı sonlara doğru başladığında rakipleri oldukça güçlü olduğu için çok fazla ilgi görmese de temel dizilerin yanında ek olarak izleyebileceğiniz bir dizi diyebilirim.






16 Mart 2017 Perşembe

Maydanoz Time : Tatlı - Waffle

Herkese merhabalar efenim ...

Uzun zamandır mutfağa girip bir şeyler yapmıyordum.Geçen arkadaşların evinde toplanıp Waffle partisi yapmaya karar verince bi arkadaşımla birlikte yeniden mutfağa girip bir şeyler deneme fırsatı buldum ve hayatımda ilk defa Waffle yaptım.Sonuç oldukça güzel oldu eğer evinizde Waffle makinesi varsa tabi ...


WAFFLE TARİFİ İÇİN MALZEMELER

2 adet yumurta,
1 çay kaşığı tuz,
1,5 su bardağı un,
1 su bardağı süt,
3 yemek kaşığı toz şeker,
1/4 su bardağı sıvı yağ,
1/2 tatlı kaşığı vanilya özütü/yok ise 1 paket vanilya,
1 paket kabartma tozu.

HAZIRLANIŞI

Yumurta sarılarını ve beyazlarını ayırın. Bir kapta yumurta sarısı, toz şeker ve yarım paket vanilyayı 3 dakika boyunca çırpın.

Başka bir kapta yumurtanın aklarını, sütü, sıvı yağı, kalan vanilyayı, kabartma tozunu, tuzu çırpın ve içine azar azar un ilave edin. Ardından yumurta sarısı ve beyazıyla hazırladığınız iki farklı karışımı birleştirin. Ardından daha önce ısıttığınız ve yağlayıp kızdırdığınız waffle tavasına vir kepçe hamurdan döküp 4 dakika pişirin.









Maydanoz Time : Film - Looper

Herkese merhabalar efenim ...

Nihayet 1.5 ay sonra İzmir'deyim evimdeyim,kendime üniversiteden,derslerden ve Balıkesir'den uzakta bi kafa tatili veridim :D Tabi döndükten kısa bir zaman sonra sınavlarda başlıyor yeniden bir çalışma temposu tutturmam gerekiyor :/ Neyse şimdilik renk ve dans !

Geçenlerde bilimkurgu ve fantastik filmleri seven - benim gibi- arkadaşlarımla toplanıp bi film izleyelim dedik ve listelere baktığımızda izlemediğimiz film olarak ayrıca üst sıralarda da yer alan Looper Türkçe çevirisiyle Tetikçi - ama bence döngü demek - olan filmi izlemeye karar verdik.
Gel git senaryolu olduğu için - sahnelerin sıralanışın da zamanda gel gitler var demek - biraz kafa karmaşası yaratann bir film ayrıca zaman makinesi olması dışında pekte bilimkurgu filmi sayılmaz daha çok Aksiyon ve Suç odaklı diyebiliriz ki zaten bunu  başrollerde Bruce Willis'ın olmasından anlamamız lazımdı :D Sonu beklentimin altında bitti diyebilirim daha farklı bir son bekliyordum elbette :/

Gelecek zamandayız; 2072'de. Zamanlar arasında yolculuk gerçek olmuş, ama yasa dışı olarak karaborsacıların eline düşmüştür. Teknolojiyi elinde tutanlar ne zaman birinden kurtulmak isterlerse onu 30 yıl geriye, 2042'ye göndererek \"Looper\" adı verilen bir grup suikastçıya öldürmesi için \"paketler\". Bu grupta yer alan suikastçılardan biri olan Joe için 2042'de zengin hayatı gayet yolunda gitmektedir; ta ki karşısına öldürmesi için 2072'den gelen yaşlı Joe çıkıncaya kadar...


12 Mart 2017 Pazar

Maydanoz Time : Film - Jackie

Herkese merhabalar efenim ...

Yağmurlu hava da yapılacak en güzel şey kesinlikle abur cuburunu hazır edip film izlemektir.Şahsen ben öyle yapmayı tercih ettim bugün belki sizde öyle yapmak istersiniz diye pazar sineması altında film önerimle geldim.Tabi havayla eş değer ağır ilerleyen kasvetli ve psikolojik bir film istiyorsanız ...

Fragmanlarından bu yana çok konuşulan ve benim de çok merak ettiğim bir film oldu Jackie.Daha önce bildiğim kadarıyla Keneddy hakkında bir sürrü film-dizi-kitap yapılmış olsa da karısından ya da çocuklarının ne yaşadıklarından bu şekilde bahsedilen bir şey yapılmamıştı.Başrolde o mükemmel oyunculuğu ve duru güzelliği ile Natalie Portman var bu rol için oldukça çalışmış belli ki eğer daha önce Jackie Kennedy'nin videolarını izlediyseniz konuşma tarzı ve duruş,tavır olarak oldukça benzetmiş.Daha çok Keneddy öldükten sonra Jackie'nin iç dünyasında yaşadıklarını anlatıyor ...

Başkan John F. Kennedy’nin 1963’te Dallas’ta uğradığı suikast sonucu ölmesinin ardından First Lady Jacqueline Kennedy(Jackie), tüm ülkenin gözü üzerindeyken bu büyük travmayı atlatmak, kocasının tarihi mirasını yaşatmak ve çocuklarının karşısında dik bir duruş sergilemek zorundadır. Film, suikast gününü ve cenaze hazırlıklarını suikasttan bir hafta sonra Jackie’nin LIFE dergisine verdiği röportajı kaynak alarak anlatıyor.
Natalie Portman’ın Jackie Kennedy’i canlandırdığı dram filminin yönetmen koltuğunda Şilili yönetmen Pablo Larrain yer alıyor. Filmin başrolündeki Portman’a Greta Gerwig, John Hurt ve Max Casella eşlik ediyor. Yapımcılığını Darren Aronofsky’nin üstlendiği filmin senaryosu ise Noah Oppenheim tarafından kaleme alındı.


10 Mart 2017 Cuma

Kore Dizi - Missing 9

Herkese merhabalar efenim ...

Daha şimdi 15-16. bölümlerini izleyip bitirdiğim (sabır ve selametle) bir 2017 dizisinden bahsedicem sizlere.Bu dizi resmen böyle müko bir kadroya nasıl helak edilir oldukça iyi başlayan dizi daha sonradan nasıl aşırı saçmalar ? Hayatımda sonradan çok saçmalayan bir dizi gördüm ama bu dizi kadar görmedim :D İlk baştan itibaren konusu resmen Lost dizisinden çakmaydı.Bir grup insanın uçağı bir adaya düşer ve 9 kişi sağ kalır ve adada yaşam mücadelesi verirler.

Başta tamam dedik hadi böle çakma bir senaryo olsun en azından dahice bir şekilde ilerlesin çünkü kimler kimler yokki kadroda ! Bi kere dizide idol grubu olan Jung Kyoung Ho - Exo'dan en sevdiğim idol olan Çanyoraaaa , We Got Married programından itibaren soğuk duruşu ama içinde şapşik bir kişiliği olan Choi Tae Joon ve dizi de menejer rolünde olan kardeşimle bizim yeni idolümüz Oh Jung Se ( biz ona Odo diyoruz bi dizi de ki karakterinin ismi oydu ve karakteri cidden komediydi aşırı yetenekli bir adam) ! - Kızların hiç birini tanımıyorum maalesef-

Aşk dizisi diye geldik biz ama dizi de entrikadan başka bir halt olmadı maalesef ayrıca içlerinden biri sürekli birilerini öldürdü durdu seyircilerin sinirlerini zıplattı ama diğer kişiler onu sürekli affedip durdu salak salak hallere büründüler bölümler ilerledikçe dizide bir çok mantık hataları ve boşluklar çıkmaya başladı hatta final bölümünde çevirmen bile dayanamamış olacak ki diziye en sonunda - böle bir senaryoya sonuna kadar dayanıp izlediyseniz helal olsun size - demiş :D 

İlk başlarında kardeşimle beni çok etkilyen hatta üzerine bir çok teoriler ürettiğimiz bizi çok etkileyen bir dizi olmuştu senaryo hakkında dizinin ilerleyişi hakkında kafa falan yoruyorduk üzerine tartışıyorduk ama böle ilerlemesi ve bitmesi .... diyecek bir laf bırakmadı bana.










Maydanoz Time : Film - Rudy

Herkese merhabalar efenim ...

"Öğrenme Stratejileri ve Motivasyon" dersi kapsamında izlediğim ve ödev olarak değerlendirmesini yazdığım bi filmden bahsetmek istiyorum sizlere.Öğretmen arkadaşlarımız varsa öğrencilerinize "motivasyon" kapsamında bu filmi izletmenizi tavsiye ediyorum.Eğer bu filmi izleme ödeviniz varsa benim yazdığım değerlendirmeden de yararlanabilirsiniz eğer filmi sadece film olarak izlemek istiyorsanız da aşk meşk,macera yok ona göre sadece hırslar,çalışma azmi ve başarıya odaklanma üzerine bir film değerlendirme yazım bol bol spoiler içerdiği için sadece film olarak izlemek isteyenler okumasınlar :)

Değerlendirme yazıma gelicek olursak :


Filmin daha ilk sahneleri bize bu yönde ipuçları veriyor.Filmin başrolü olan Rudy’nin çocukluğunda , Bandura’nın “rol model alarak öğrenme” kuramına bir atıf olarak televizyonda izlediği Amerikan futbol oyuncularını taklit ettiğini,koçlarının onlar sahaya çıkmadan önce söylediği “motivasyon” sözlerini aynı şekilde ezberlediğini ve kardeşini aktardığını “taklit ederek” öğrenme gerçekleştirdiğini ve bunun neticisinde kendine bir amaç,bir çocukluk hayali oluşturduğunu görüyoruz.Böylece Rudy kendine bir hayat amacı,bir meslek hayali belirlemiş oluyor : Amerikan futbolu oyuncusu olmak.Küçüklükten beri amatör olarak Amerikan futbolu yaptığını ve asıl hedefinin de bu konudaki en iyi üniversitede eğitim almak olduğunu görüyoruz.Buradaki bir diğer şeyde öğrenmenin ilk aşamasının hedef belirleme olduğunu görebiliriz.

Rudy büyüyüp lisede eğitim almaya başlıyor çocukluk hayali olan Amerikan futbolunu lisede de amatör olarak devam ettirdiğini ve notları neticesinde de Amerikan futbolunda en iyi eğitim veren üniversiteye gitmek istediğini görüyoruz.Lisede Amerikan futbolu oynadığı sıradaki sahnede koçlarının ödül-ceza kuramına - davranışçılık -  bir atıf olarak “İyi bir hamle yaparlarsa ödül olarak soyunma odalarına gidebileceklerini” söylüyor.Koçun burada ödülle belirlenen bir motivasyon çizelgesinde ilerlediğini görebiliriz.

İlerleyen sahnelerde Rudy’nin lise eğitim hayatının hiçte iyiye gitmediğini,notlarının istediği üniversiteye gitmek için yeterli olmadığını görüyoruz bunun üzerine dışsal motivasyonlara bir atıf olarak Papaz ile aralarında "Rudy’nin üniversiteye gitmek için yeterli olmadığını ve bu işi beceremeyeceği” tarzında heves kırıcı bir diyalog geçiyor.Rudy bu durum üzerine oldukça etkileniyor ve lise eğitim hayatını yarıda bırakarak fiziksel güç gerektiren başka bir işe yöneliyor.Bu sahnelerde dışsal etkenlerin motivasyon üzerinde oldukça etkili olduğunu görmekteyiz.Fiziksel güç gerektiren bu işte uzun bir süre çalışıyor ve burada bir arkadaş ediniyor.Arkadaşı ile bir kafede oturduğu sahnelerde arkadaşı Rudy’ye doğumgünü olduğu için istediği üniversitenin bir üniformasını hediye ediyor bunun üzerine Rudy yeniden üniversite hayallerini kurmaya başlıyor ve içsel motivasyonu bir nebzede olsada dışsal bir motivasyonla desteklenmiş oluyor.

İlerleyen sahnelerde bu yakın arkadaşının bir iş kazasında öldüğünü görüyoruz bunun üzerine tramvatik yaşantılarında bireylerin içsel motivasyonları üzerinde oldukça etkisi olduğunu görüyoruz ve Rudy bu tramvatik olay sonucunda lise hayatını yeniden devam etmek ve iyi notlar alıp istediği ünivesiteye gitmek adına bir karar alıyor.

Rudy lise hayatını geri dönüyor ve kararlı,amacına oldukça odaklı bir şekilde eğitim hayatına kaldığı yerden devam ediyor.Bu sahnelerde derslerde not almanın,tekrar yapmanın,derslere devamlı katılımın öğrenme üzerinde oldukça etkili olduğunu görüyoruz.Rudy bu zaman zarfında notlarını yükseltmeye başlıyor ama başvurduğu üniversiteden üst üste red cevapları alıyor.Okul tatilinde eve geldiği sahnelerde babasıyla olan diyaloglarda.Motivasyonda ailenin,özel hayatın ve toplum değerlerinin ne kadar etkili olduğunu görüyoruz.

İlerleyen sahnelerde Papazla arasında geçen diyaloglarda :  Rudy’e hayalinden vazgeçmesi,bu işe uygun olmadığı tarzında şeyler söyleniyor ama Rudy kendisini gayet iyi tanıdığını,neyi isteyip neyi istemediğini,neyi yapıp neyi yapamayacağını,neye yeteneği olup neye olmadığını bildiğini ve vazgeçmeyeceğini söylüyor.Bu sahnelerde ve diyaloglarda öğrenmede hedef belirleme kadar hedefe uygun olup olmadığını bilmenin yani kendi farkındalığının olmasına değiniliniyor.Rudy’nin buradaki söylemlerine bakarak öğrenmede içsel motivasyonunun oldukça yüksek olduğu söylenebilir.

Rudy lisedeki eğitimine devam ederken aynı zamanda üniversiteyede usanmadan başvuru yapmaya devam ediyor.Ayrıca görsel motivasyon olması açısında da istediği üniversiteyi görmeye gidiyor hatta orada kendine bir iş buluyor ve lisedeki eğitimi devam ederken gitmek istediği üniversitede çalışıyor ve bir gün burada kendisininde olacağını hayal ederek içsel motivasyonunu arttırıyor.Hedefi her gün görmesi,içinde bulunması onun öğrenme azmine ve sabrına katkıda bulunuyor.

Rudy lise hayatına devam ederken aynı zamanda üniversitede bir işte çalıştığı için oldukça yoğundur ama bazı olaylar sonucunda gitmek istediği alanla ilgili lisedeki bir kulübe üye oluyor ve orada kendisi gibi aynı hayallere sahip insanlarla buluşuyor,konuşuyor.Bu etkinlikle birlikte içsel motivasyonu dışsal motivasyonlarla desteklenmiş oluyor.Burada aynı zamanda görsel motivasyonun sadece biçimsel olarak olmadığı - istediği üniversiteyi yakından görmesi -  sadece bir simge bile - Amerikan futbolu kaskı - olabileceği gösteriliyor.

Filmin ilerleyen kısımlarında Rudy’nin liseden iyi notlar aldığını ve bir çok reddin sonunda istediği üniversiteden kabul cevabı aldığını görüyoruz.Böylece Rudy hayallerine kavuşmuş oluyor ve istediği üniversiteye sadece bir temizlik çalışanı olarak değil de öğrencisi olarak girebiliyor.


Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner

 Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...