Herkese merhabalar efenim ...
Türk Edebiyatı'nın En İyi 100 romanını okuma maceram kaldığı yerden devam ediyor ! Bu okul dönemi içinde ne kadar okuyabilirim bilmiyorum ama şu 2 ay içinde (araya başka kitaplarda girdi) 2 tanesini okuyabildim :/
Gelelim Yakup Kadri'nin ünlü eserlerinden biri olan Yaban'a.Öncelikle dili sadeleştirilmiş olsa bile çok fazla eski sözcük vardı ve bir çoğunu mantıken çözmeye çalıştım bence bu eserlerin daha iyi bir sadeleştirmeye ihtiyacı var.Kitap Sakarya savaşından sonra Yunan ordularının iyice köylere girmesi ve ülkeyi işgal etmesi döneminde geçiyor.Baş kahramanımız Ahmet Celal savaşta bir kolunu kaybetmiş eski bir subaydır ve bir köyde yaşamaya başlar.Kitabın tabi ana noktası bir Türk entellektüeli Türk köylüsü arasındaki bilinç ve düşünce farkı üzerine odaklanıyor.Ahmet Celal köylülere Mustafa Kemal'i ve vatan savaşını anlatır ama köylü hiç oralı olmaz hatta Ahmet Celal'e 'Yaban' gözüyle bakarlar.Burada 'yaban' oralı yani köylü olmayan anlamındadır.Yunanlılar ülke topraklarını basınca köylü halk yanıldığını anlar ama artık iş işten geçmiş olur.Aslında bu bir roman sayılsa da Ahmet Celal'in anı defteri de diyebiliriz.Dönem zihniyetini daha iyi anlamak için oldukça iyi bir roman.Şu sıralar KPSS'de Kurtuluş Savaşını çalışırken oldukça iyi denk geldi :)
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
12 Mart 2018 Pazartesi
10 Mart 2018 Cumartesi
Kore Dizi - A Korean Odyssey
Herkese merhabalar efenim ...
Ayın 24 'üne kadar bir koşturma içindeyim Balıkesir'de.24'ünde 1 haftalığına İzmir'e gidiyorum yine :) O zamana kadar bana Fighting !
Gelelim bugünün dizi postuna.Eh hep yabancı diziler olmaz ! Mutlaka Kore dizileri de olmalı arada ki ortam şenlensin ! Goblin dizisine oldukça benzetildi ama Goblin den daha iyi bir dizi olamadı maalesef.Kötü efektleri ve sona doğru saçmalayan senaryosuyla 20 bölümde son bulundu ki bence 16 bölümde yeterdi bu diziye.
Böyle bir kadro harcandığı için üzülüyor tabi insan.Ama en çokta Cha Seung Won Oppa'yı özlemişim.Ona kötü bir karakter ne kadar da yakışıyor yahu.Hele mimikleri,oyunculuğu ! Resmen onun üzerine kuruldu dizi :) Sırf onu izledim bile denebilir :D
Konusu:
Dizi, birbirleriyle bir türlü anlaşamayan Son O-Gong (Lee Seung-Gi) ve Woo Ma-Wang’ın (Cha Seung-Won) kötülüğün her yerde kol gezdiği karanlık bir dünyada gerçek bir ışık aramasını konu almaktadır.
Karakterleri:
Lee Seung-Gi dizide insanüstü bir varlık olan Son O-Gong karakterini canlandırmaktadır. Gerçekte 'Kutsal Yeşim İmparatorluğu'nda yaşamaktadır. Çarpıcı bir moda anlayışına sahip karizmatik bir kişiliğe sahiptir. Oldukça gururlu birisidir. Özel güçlere sahiptir. Bir gün, büyük bir hata yapar. Hapsedilir ve özel güçleri mühürlenir.
Cha Seung-Won dizide son 1000 yıldır bir aydınlık arayan ve nazik bir iblis olan Woo Ma-Mang karakterini canlandırmaktadır. İnsanların dünyasında, Woo Ma-Wang Kore’nin en büyük eğlence ajansının başıdır.
Oh Yeon-Seo dizide 'Big Debt Realtors' ('Büyük Borç Emlakçılık') adında bir emlak şirketinin yöneticiliğini yapan Jin Sun-Mi (Sam Jang) karakterini canlandırmaktadır. 'Big Debt Realtors' sadece perili/lanetli olduğu söylenen ve başarısız işletmelerden dolayı terk edilmiş evler ile ilgilenmektedir. Sun-Mi canavarları görebilme yeteneğine sahiptir. Hem zengin hem de güzel birisidir ancak arkadaş canlısı birisi değildir ve sosyal becerileri sıfırdır.
Lee Hong-Ki dizide bir süper star olan Jeo Pal-Gye karakterini canlandırmaktadır. Bir iblis olan sihirli güzleri ile kadınların kalplerini çalarak süper yıldız olabilmiştir. Woo Ma-Gong’ın (Cha Seung-Won) yönettiği eğlence şirketinin bünyesindeki bir ünlüdür ve sahne adı olarak P.K takma adını kullanmaktadır. Popülerliği ve sosyalliği sayesinde birçok konu hakkında bilgi edinir. Bu edindiği bilgiler ile Son O-Gong (Lee Seung-Gi) ve Woo Ma-Gong arasında gidip gelir.
Lee Se-Young dizide bir zombi olan Bong-Soon (Ah Sa-Nyuh) karakterini canlandırmaktadır. Ölü bir bedenin içinde yaşamaktadır.
Jang Gwang dizide O-Gong’a (Lee Seung-Gi) hizmet etmeye atanmış finansal dünyanın 1 numaralı şirketin başkanı Yoon Dae-Sik (Sa Oh-Jung) karakterini canlandırmaktadır.
Bora bir top star olan Alice karakterini canlandırmaktadır. Woo Ma-Wang (Cha Seung-Won) tarafından yönetilen eğlence ajansındandır.
Ayın 24 'üne kadar bir koşturma içindeyim Balıkesir'de.24'ünde 1 haftalığına İzmir'e gidiyorum yine :) O zamana kadar bana Fighting !
Gelelim bugünün dizi postuna.Eh hep yabancı diziler olmaz ! Mutlaka Kore dizileri de olmalı arada ki ortam şenlensin ! Goblin dizisine oldukça benzetildi ama Goblin den daha iyi bir dizi olamadı maalesef.Kötü efektleri ve sona doğru saçmalayan senaryosuyla 20 bölümde son bulundu ki bence 16 bölümde yeterdi bu diziye.
Böyle bir kadro harcandığı için üzülüyor tabi insan.Ama en çokta Cha Seung Won Oppa'yı özlemişim.Ona kötü bir karakter ne kadar da yakışıyor yahu.Hele mimikleri,oyunculuğu ! Resmen onun üzerine kuruldu dizi :) Sırf onu izledim bile denebilir :D
Konusu:
Dizi, birbirleriyle bir türlü anlaşamayan Son O-Gong (Lee Seung-Gi) ve Woo Ma-Wang’ın (Cha Seung-Won) kötülüğün her yerde kol gezdiği karanlık bir dünyada gerçek bir ışık aramasını konu almaktadır.
Karakterleri:
Lee Seung-Gi dizide insanüstü bir varlık olan Son O-Gong karakterini canlandırmaktadır. Gerçekte 'Kutsal Yeşim İmparatorluğu'nda yaşamaktadır. Çarpıcı bir moda anlayışına sahip karizmatik bir kişiliğe sahiptir. Oldukça gururlu birisidir. Özel güçlere sahiptir. Bir gün, büyük bir hata yapar. Hapsedilir ve özel güçleri mühürlenir.
Cha Seung-Won dizide son 1000 yıldır bir aydınlık arayan ve nazik bir iblis olan Woo Ma-Mang karakterini canlandırmaktadır. İnsanların dünyasında, Woo Ma-Wang Kore’nin en büyük eğlence ajansının başıdır.
Oh Yeon-Seo dizide 'Big Debt Realtors' ('Büyük Borç Emlakçılık') adında bir emlak şirketinin yöneticiliğini yapan Jin Sun-Mi (Sam Jang) karakterini canlandırmaktadır. 'Big Debt Realtors' sadece perili/lanetli olduğu söylenen ve başarısız işletmelerden dolayı terk edilmiş evler ile ilgilenmektedir. Sun-Mi canavarları görebilme yeteneğine sahiptir. Hem zengin hem de güzel birisidir ancak arkadaş canlısı birisi değildir ve sosyal becerileri sıfırdır.
Lee Hong-Ki dizide bir süper star olan Jeo Pal-Gye karakterini canlandırmaktadır. Bir iblis olan sihirli güzleri ile kadınların kalplerini çalarak süper yıldız olabilmiştir. Woo Ma-Gong’ın (Cha Seung-Won) yönettiği eğlence şirketinin bünyesindeki bir ünlüdür ve sahne adı olarak P.K takma adını kullanmaktadır. Popülerliği ve sosyalliği sayesinde birçok konu hakkında bilgi edinir. Bu edindiği bilgiler ile Son O-Gong (Lee Seung-Gi) ve Woo Ma-Gong arasında gidip gelir.
Lee Se-Young dizide bir zombi olan Bong-Soon (Ah Sa-Nyuh) karakterini canlandırmaktadır. Ölü bir bedenin içinde yaşamaktadır.
Jang Gwang dizide O-Gong’a (Lee Seung-Gi) hizmet etmeye atanmış finansal dünyanın 1 numaralı şirketin başkanı Yoon Dae-Sik (Sa Oh-Jung) karakterini canlandırmaktadır.
Bora bir top star olan Alice karakterini canlandırmaktadır. Woo Ma-Wang (Cha Seung-Won) tarafından yönetilen eğlence ajansındandır.
9 Mart 2018 Cuma
Kişisel - Öneri Makinesi Mimi !
Herkese merhabalar efenim ...
http://onerimakinesi.blogspot.com.tr 'dan bana mim geldi ! Ay bayılırım kendimi anlatmaya :D Hemen yaptım tabi :) Mimiz Sinema Ve Ben ! Mimi yapmak isteyen herkesi davet ediyorum bu blogta özel davet beklemeyin ! :)
1-Sinemada izlediğiniz ilk film ?
Aslında Harry Potter serisine düşkünlüğüm ben de ilk olduğu anısından gelir.2001'de beyaz perdeye girmiş olan ilk filmi ben 6 yaşındayken izledim.Hem de babamın kucağında :D Hatta 2.yarısında uyayakalmışım :D
2-Film en güzel .... 'de/a izlenir.
Sinemada
3-Film izlerken olmazsa olmazın var mı ? Varsa neler ?
Abur cubur :D
-
4-Tek başına mı,kalabalık mı ?
Sinemada kalabalık onun dışındaki yerlerde tek.
5-Mısır mı cips mi?
Cips :)
6-İki boyutlu mu üç boyutlu mu ?
Sinemasına ve filmine göre değişir aslında.Bazı filmlerde gereksiz 3 boyut oluyor Aman Ne Macera ! Ya romantik filmde ne alaka kardeş 3D :D
7-Avm sineması mı sokak sineması mı ?
Hiç sokak sinemasına gitmedim :)
8-Filmden önce fragman izlemek mi,yorum okumak mı ?
Yorum okumak.Spoiler verene bippppp !
http://onerimakinesi.blogspot.com.tr 'dan bana mim geldi ! Ay bayılırım kendimi anlatmaya :D Hemen yaptım tabi :) Mimiz Sinema Ve Ben ! Mimi yapmak isteyen herkesi davet ediyorum bu blogta özel davet beklemeyin ! :)
1-Sinemada izlediğiniz ilk film ?
Aslında Harry Potter serisine düşkünlüğüm ben de ilk olduğu anısından gelir.2001'de beyaz perdeye girmiş olan ilk filmi ben 6 yaşındayken izledim.Hem de babamın kucağında :D Hatta 2.yarısında uyayakalmışım :D
2-Film en güzel .... 'de/a izlenir.
Sinemada
3-Film izlerken olmazsa olmazın var mı ? Varsa neler ?
Abur cubur :D
-
4-Tek başına mı,kalabalık mı ?
Sinemada kalabalık onun dışındaki yerlerde tek.
5-Mısır mı cips mi?
Cips :)
6-İki boyutlu mu üç boyutlu mu ?
Sinemasına ve filmine göre değişir aslında.Bazı filmlerde gereksiz 3 boyut oluyor Aman Ne Macera ! Ya romantik filmde ne alaka kardeş 3D :D
7-Avm sineması mı sokak sineması mı ?
Hiç sokak sinemasına gitmedim :)
8-Filmden önce fragman izlemek mi,yorum okumak mı ?
Yorum okumak.Spoiler verene bippppp !
İspanyol Dizi - La Casa De Papel
Herkese merhabalar efenim ...
Şu sıra herkesin dilinde bir İspanyol dizisi olan La Casa De Papel 'den bahsetmek istiyorum sizlere bu dizi postunda.2 sezonluk bir dizi ve tadı kaçmadan bitirildi.İlk sezon Netflix'te yayınlandı 2.sezonu bir İspanyol yapımı alıp devam ettirdi.İlk sezon 13 bölüm sürerken 3.sezon 6 bölüm yayınlanıp bitirildi ama bence iyi ki bitirildi çünkü sakız olma olasılığı vardı bir yerden sonra kendini tekrar etmeye hatta mantık hatalarıyla dolup taşmaya başladı.
Profesör liderliğinde 8 sabıkalı soyguncunun İspanyol Krallık Darphanesine soygun yapmasını anlatıyor dizi aslında en kısa anlatımıyla.Soygun toplamda 5 gün sürüyor ve bu süreçte soygun öncesini ve soygun anı anlatılıyor.Bundan sonra ki anlatımı karakterler üzerinden yapacağım için büyük oranda SPOİLER içeriyor olacak :
The Professor
Soygunun beyni diyebileceğimiz kişi.Tam bir sanat aşığı ve unvanının hakkını verir derecesinde de zeki bir karakter bir çok şeyin altından ince zekasıyla oldukça iyi sıyrılmayı başarıyor dizide.Tabi ki de benim 2 favori karakterimden biri.
Tokio
Dizinin senaristinde de resmi açıklama geldiğine göre şunu söyleyebilirim ki senarist Tokyo karakterini Matilda karakterinden ilham alarak yapmış.Kısa kahküllü saçları ve choker kolyesi,suikastçi ve isyancı düşünceleriyle resmen Matilda'nın büyümüş hali diyebilirim.Matilda kim diyorsanız "Leon" bizde ki adıyla "Sevginin Gücü" adlı filmde Natalie Portman'nın canlandırdığı bir karakter.
Benim yorumumu soracak olursanız karakterden dizi boyunca nefret ettim.Ulan bu karakteri kim ne diye sevdi :D Başından sonuna kadar plana uymadı,mahvetti,aşk meşk işine karışınca herkesi sattı bir de canım Berlinciğim ile karşı karşıya olunca aaa dedim bu zilli ölse de kurtulsak :D
Berlin
Egoist,narsist hasta manyak Berlin :D Evet karaktere resmen aşık oldum :D Ben de Stockholm Sendromu falan yaşıyorum sanırım :D Berlin Sendromu :D 2 favori karakterimden biri de bu karakter zaten alternatif lider olarak geçiyor.Grubun içerde ki lideri.Tabi bazen yanlış kararlar verip egomanyasına zayıf düştüğü zamanlar olmadı değil.Ama başından sonuna plana sadık kalıp adam gibi kötü olan :D bir karakter Berlin.
Rio
20'li yaşlarda ve hacker kendisi.Tokyo ile aşk yaşıyorum diye planın içine etti her fırsatta.Gıcık olduğum karakterlerden biri.Tam bir ergen !
Denver
İnsan babasıyla birlikte soyguna katılıyor mı ya :D Dur babana sayacaklarım var zaten ona bile geleyim :D Bence dizinin sonunda en karlı çıkan karakterlerden biri oldu.D
Nairobi
Bu karaktere karşı nötrüm aslında.Deli dolu olması ve sürekli milleti gazlaması dışında çokta etkisi olmayan bir karakter oldu.
Moskow
Denver'in babası ! Ula hasta hasta bir insan niye böyle bir soyguna girer hadi sen girdin oğlunu niye böyle bir belaya sokuyorsun vay anam vay babam.Neyse ...
Oslo ve Helsinki
Soygunda ve dizi de nötr olan karakterlerden ikisi.İkizler ve daha çok Berlin'in piyonu gibiler.
Arturo Roman
Darphanenin müdürü.Tam bir pislik tam bir gıcık.Aslında rehine olduğu için üzülmemiz lazım ama soyguncuları bile bu adamdan daha çok sever olduk :D Hatta diziyi izlerken yorunlarda bi yorum görmüştüm o çok komikti :
"Berlin adamdır aksini iddaa eden Arturikodur " :D
Alison Parker
Planın önemli bir noktası çünkü kendisi İngiliz Büyük Elçisinin kızı.Tabi siyasi bir güç olduğu için önemli ama sevdiğim bir karakter değil açıkçası.
Raquel Murillo
Soygun davasını alan karakter.Aslında profesöre karşı daha zekici hamleler yapmasını ve iki ince zekanın atışmalarını izlemek isterdim ama zekadan çok araya aşk meşk girdi o yüzden biraz tadı kaçtı diyebilirim.Death Note'a falan dönebilirdi dizi ama olmadı :D
Monica Gaztambide
Dizi boyunca deli etti karı beni :D Ölse de kurtulsak diye bekledim ama olmadı :D Arturiko'dan hamile bir de zille tam bir metres kafasında biri.Denver'inde başına bela oldu :D
Şu sıra herkesin dilinde bir İspanyol dizisi olan La Casa De Papel 'den bahsetmek istiyorum sizlere bu dizi postunda.2 sezonluk bir dizi ve tadı kaçmadan bitirildi.İlk sezon Netflix'te yayınlandı 2.sezonu bir İspanyol yapımı alıp devam ettirdi.İlk sezon 13 bölüm sürerken 3.sezon 6 bölüm yayınlanıp bitirildi ama bence iyi ki bitirildi çünkü sakız olma olasılığı vardı bir yerden sonra kendini tekrar etmeye hatta mantık hatalarıyla dolup taşmaya başladı.
Profesör liderliğinde 8 sabıkalı soyguncunun İspanyol Krallık Darphanesine soygun yapmasını anlatıyor dizi aslında en kısa anlatımıyla.Soygun toplamda 5 gün sürüyor ve bu süreçte soygun öncesini ve soygun anı anlatılıyor.Bundan sonra ki anlatımı karakterler üzerinden yapacağım için büyük oranda SPOİLER içeriyor olacak :
The Professor
Soygunun beyni diyebileceğimiz kişi.Tam bir sanat aşığı ve unvanının hakkını verir derecesinde de zeki bir karakter bir çok şeyin altından ince zekasıyla oldukça iyi sıyrılmayı başarıyor dizide.Tabi ki de benim 2 favori karakterimden biri.
Tokio
Dizinin senaristinde de resmi açıklama geldiğine göre şunu söyleyebilirim ki senarist Tokyo karakterini Matilda karakterinden ilham alarak yapmış.Kısa kahküllü saçları ve choker kolyesi,suikastçi ve isyancı düşünceleriyle resmen Matilda'nın büyümüş hali diyebilirim.Matilda kim diyorsanız "Leon" bizde ki adıyla "Sevginin Gücü" adlı filmde Natalie Portman'nın canlandırdığı bir karakter.
Benim yorumumu soracak olursanız karakterden dizi boyunca nefret ettim.Ulan bu karakteri kim ne diye sevdi :D Başından sonuna kadar plana uymadı,mahvetti,aşk meşk işine karışınca herkesi sattı bir de canım Berlinciğim ile karşı karşıya olunca aaa dedim bu zilli ölse de kurtulsak :D
Berlin
Egoist,narsist hasta manyak Berlin :D Evet karaktere resmen aşık oldum :D Ben de Stockholm Sendromu falan yaşıyorum sanırım :D Berlin Sendromu :D 2 favori karakterimden biri de bu karakter zaten alternatif lider olarak geçiyor.Grubun içerde ki lideri.Tabi bazen yanlış kararlar verip egomanyasına zayıf düştüğü zamanlar olmadı değil.Ama başından sonuna plana sadık kalıp adam gibi kötü olan :D bir karakter Berlin.
Rio
20'li yaşlarda ve hacker kendisi.Tokyo ile aşk yaşıyorum diye planın içine etti her fırsatta.Gıcık olduğum karakterlerden biri.Tam bir ergen !
Denver
İnsan babasıyla birlikte soyguna katılıyor mı ya :D Dur babana sayacaklarım var zaten ona bile geleyim :D Bence dizinin sonunda en karlı çıkan karakterlerden biri oldu.D
Nairobi
Bu karaktere karşı nötrüm aslında.Deli dolu olması ve sürekli milleti gazlaması dışında çokta etkisi olmayan bir karakter oldu.
Moskow
Denver'in babası ! Ula hasta hasta bir insan niye böyle bir soyguna girer hadi sen girdin oğlunu niye böyle bir belaya sokuyorsun vay anam vay babam.Neyse ...
Oslo ve Helsinki
Soygunda ve dizi de nötr olan karakterlerden ikisi.İkizler ve daha çok Berlin'in piyonu gibiler.
Arturo Roman
Darphanenin müdürü.Tam bir pislik tam bir gıcık.Aslında rehine olduğu için üzülmemiz lazım ama soyguncuları bile bu adamdan daha çok sever olduk :D Hatta diziyi izlerken yorunlarda bi yorum görmüştüm o çok komikti :
"Berlin adamdır aksini iddaa eden Arturikodur " :D
Alison Parker
Planın önemli bir noktası çünkü kendisi İngiliz Büyük Elçisinin kızı.Tabi siyasi bir güç olduğu için önemli ama sevdiğim bir karakter değil açıkçası.
Raquel Murillo
Soygun davasını alan karakter.Aslında profesöre karşı daha zekici hamleler yapmasını ve iki ince zekanın atışmalarını izlemek isterdim ama zekadan çok araya aşk meşk girdi o yüzden biraz tadı kaçtı diyebilirim.Death Note'a falan dönebilirdi dizi ama olmadı :D
Monica Gaztambide
Dizi boyunca deli etti karı beni :D Ölse de kurtulsak diye bekledim ama olmadı :D Arturiko'dan hamile bir de zille tam bir metres kafasında biri.Denver'inde başına bela oldu :D
Fantastik Film - Dark Tower
Herkese merhabalar efenim ...
Aslında aklımda Oscar aday filmlerinden devam etmek vardı ama izlemeye fırsat bulamadım maalesef.Bu filmi de İzmir'den Balıkesir'e gelirken izlemek nasip oldu.Aslında konusu itibariyle ilk çıktığı zamanda dikkatimi çekmişti ama izleyememiştim.Konu Bilim-kurgu oldu mu akan sular durur biliyorsunuz ki ! Onu bunu bilmem de Matthew Mcconaughey'e bayıldım favori kötü karakterlerimden olabilir sanırım adamın tipi tam kötülük için doğdum ben demiyor mu :D
Son olarak filmin Stephen King'in eserinden beyaz perdeye uyarlama olduğunu belirtmek isterim :)
Neyse efenim filmin konusuna gelicek olursak :
11 yaşındaki Jake Chambers (Tom Taylor), rüyalarında gördüğü, ancak kimsenin varolduğuna inanmadığı Orta Dünya'yla ilgili ipuçlarını takip ederek buraya ulaşmayı başarır. Burada yine rüyalarında gördüğü Silahşör Roland Deschain (Idris Elba) ile karşılaşır. Deschain, yıllarca kendi evrenlerini korumak için Kara Kule'yi savunmuştur, ancak Siyahlı Adam (Matthew McConaughey) oraya ulaştığında hem Orta Dünya, hem de insanların dünyası yok olacaktır. Ona engel olabilmek silahşör, genç Jake ile zorlu bir yolculuğa çıkacaktır.
Aslında aklımda Oscar aday filmlerinden devam etmek vardı ama izlemeye fırsat bulamadım maalesef.Bu filmi de İzmir'den Balıkesir'e gelirken izlemek nasip oldu.Aslında konusu itibariyle ilk çıktığı zamanda dikkatimi çekmişti ama izleyememiştim.Konu Bilim-kurgu oldu mu akan sular durur biliyorsunuz ki ! Onu bunu bilmem de Matthew Mcconaughey'e bayıldım favori kötü karakterlerimden olabilir sanırım adamın tipi tam kötülük için doğdum ben demiyor mu :D
Son olarak filmin Stephen King'in eserinden beyaz perdeye uyarlama olduğunu belirtmek isterim :)
Neyse efenim filmin konusuna gelicek olursak :
11 yaşındaki Jake Chambers (Tom Taylor), rüyalarında gördüğü, ancak kimsenin varolduğuna inanmadığı Orta Dünya'yla ilgili ipuçlarını takip ederek buraya ulaşmayı başarır. Burada yine rüyalarında gördüğü Silahşör Roland Deschain (Idris Elba) ile karşılaşır. Deschain, yıllarca kendi evrenlerini korumak için Kara Kule'yi savunmuştur, ancak Siyahlı Adam (Matthew McConaughey) oraya ulaştığında hem Orta Dünya, hem de insanların dünyası yok olacaktır. Ona engel olabilmek silahşör, genç Jake ile zorlu bir yolculuğa çıkacaktır.
7 Mart 2018 Çarşamba
Etkinlik - !f Film Festivali
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.!F Film Fesivali'nin bu sefer ki konusu bugünün de anlam ve önemine istianeden Kadınlar."Kadın Var ! Hayat Var !" sloganı ile yola çıkılmış ve toplamda 5 bağımsız filmden oluşmakta.Ben sadece 2 tanesini izleyebildim.İzlediğim Ava ve Dans Eden kızlar adlı yapımdı.Ava şu an adını hatırlamadığım bir Arap ülkesinde genç bir kızın hayatını anlatıyor Dans Eden Kızlarda Türk yapımı bir proje 2 genç kızın arkadaşlık hikayesi.Ayrıca bu festival kapsamında her ayın son cumartesi yine kadınlarla ilgili bir film yayınlanacağı belirtildi.Bu tarz bağımsız filmleri izlemeyi ve festivale katılmayı seviyorum umarım gittiğim yerlerde de olur ve bunu kendim için bir gelenek haline getirebilirim :)
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.!F Film Fesivali'nin bu sefer ki konusu bugünün de anlam ve önemine istianeden Kadınlar."Kadın Var ! Hayat Var !" sloganı ile yola çıkılmış ve toplamda 5 bağımsız filmden oluşmakta.Ben sadece 2 tanesini izleyebildim.İzlediğim Ava ve Dans Eden kızlar adlı yapımdı.Ava şu an adını hatırlamadığım bir Arap ülkesinde genç bir kızın hayatını anlatıyor Dans Eden Kızlarda Türk yapımı bir proje 2 genç kızın arkadaşlık hikayesi.Ayrıca bu festival kapsamında her ayın son cumartesi yine kadınlarla ilgili bir film yayınlanacağı belirtildi.Bu tarz bağımsız filmleri izlemeyi ve festivale katılmayı seviyorum umarım gittiğim yerlerde de olur ve bunu kendim için bir gelenek haline getirebilirim :)
6 Mart 2018 Salı
Kitap - 8 Numaralı Yetim Kim Van Alkemade
Herkese merhabalar efenim ...
Bu kadar yoğunluğumun içinde elimden geldiğince kitap okumaya da çalışıyorum.Benim için kitap okumak bir bağımlılık resmen elimde bir kitap olmayınca kendimi boşlukta hissediyorum içim sıkılıyor :D Boşlukta kalmayayım diye kütüphaneden 2 kitap birden almıştım ama çok yoğun bir döneme girince bu kitabı 200 sayfa kadar okuyabildim sonra teslim süresi geldi.Konusu oldukça ilgi çekici gibi görünse de bir süre sonra aynı olaylar etrafında dönmeye başlayınca sıkılmaya başladım açıkçası teslim süresini de uzatmak içimden de gelmedi o yüzden 200 sayfa sonra yarı da bırakmak durumunda kaldım :/
Bu kadar yoğunluğumun içinde elimden geldiğince kitap okumaya da çalışıyorum.Benim için kitap okumak bir bağımlılık resmen elimde bir kitap olmayınca kendimi boşlukta hissediyorum içim sıkılıyor :D Boşlukta kalmayayım diye kütüphaneden 2 kitap birden almıştım ama çok yoğun bir döneme girince bu kitabı 200 sayfa kadar okuyabildim sonra teslim süresi geldi.Konusu oldukça ilgi çekici gibi görünse de bir süre sonra aynı olaylar etrafında dönmeye başlayınca sıkılmaya başladım açıkçası teslim süresini de uzatmak içimden de gelmedi o yüzden 200 sayfa sonra yarı da bırakmak durumunda kaldım :/
1919’da, 4 yaşındaki Rachel Rabinowitz, Dr. Mildred Solomon’un çocuklar üstünde tıbbi araştırmalar yaptığı Yahudi Küçük Çocuklar Evi’ne yerleştirilir. Dr. Solomon küçük kızı onun sağlığını tehlikeye atan, ancak kendisinin ismini duyuran bir dizi deneysel röntgen ışını tedavisine maruz bırakır. Sene 1954 olmuştur ve Rachel yaşlanmış
Dr. Solomon’un bir hastası olduğu Yaşlı Yahudiler Evi’nin ölümcül hastalar koğuşunda bir hemşiredir. Çaresiz doktor üstünde güç sahip olduğunu anlayan Rachel kendi planladığı tehlikeli bir deneyi gerçekleştirmeye başlar. Gece vardiyası sona ermeden, Rachel’ın affetme ve intikam alma arasında bir seçim yapması gerekecektir.
Gerçek olaylardan esinlenen 8 Numaralı Yetim insanoğlunun zarar verme ve sevme kapasitesiyle ilgili güçlü bir roman.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner
Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...