22 Kasım 2020 Pazar

Kitap - Zamansız Fırtına Linda Howard

Herkese merhabalar efenim,

Pazartesinden itibaren kurum olarak biz de online eğitime geçiyoruz artık pazar günleri izinli olduğum için bugün evdeyim.İzin günümü boşa harcamamak adına yine erken kalktım ve dün akşam başladığım kafamı yormayan çerezlik olarak aldığım bu kitabı okuyup bitirdim.

Gölge Kadın ve Sweeney gibi kitaplarını da daha önce okuduğum bir yazar olan Linda Howard dan kış temalı aksiyon /romantik tarzda bir kitap daha okudum.Kitabı 1.5 günde okuyup bitirdim kadın bence bu tarzın iyi yazarlarından yorgun olduğunuz zaman sizi daha fazla yormayacak ve kafanızı dağıtacak bir kitap arıyorsanız bu kitaba da bir şans verebilirsiniz :)

Otuzlu yaşlarında, kötü bir evliliği geride bırakmış bir kadın ile ordudaki görevinden ayrılmış, içine kapanık, sert ve çekici bir adamın yolları aynı kasabada av rehberliği yapan iki rakip olarak kesişir. Her şey Angie'nin, müşterilerini götürdüğü av sırasında görmemesi gereken bir cinayete tanık olmasıyla başlar. Genç kadın artık dolu bir silahın yanlış tarafındadır, onu bu beladan kurtaracak tek kişi ise rakibi Dare'dir. Kör edici fırtına patlak verdiğinde olaylar tahmin edilemez bir hızla gelişir. Tehlikenin doruklarına ulaşan bu kaçma kovalamaca, iki rakibi beklenmedik bir sona doğru sürükleyecektir. Gölge Kadın, Gözyaşlarını Sildiğim Gün ve Aşk Tuzağı'yla okurları kendine bağlayan Linda Howard, ateşli duygularıyla savaşmak zorunda kalan karakterleriyle tutkulu bir maceraya daha imza atıyor.

21 Kasım 2020 Cumartesi

Kitap - Fırın Saldırısı Haruki Murakami

 Merhabalar efenim,

Bir Murakami hayranı sadece bu kitapları satın alır ve okur bence onun dışında satın alıp okur mu bilemiyorum hem de fiyatı bu kadar pahalıyken ! Benim için Murakami okumak son kuruşuna kadar değen bir şey olduğu için azıcık bile indirimde bulsam hemen üzerine atlıyorum ve alıp okuyorum.Okumadığım bir kaç uzun romanıyla birlikte bu tarz illütrasyonlu hikaye kitapları kalmıştı onları da nihayet alıp okudum bunlardan ikinci okuduğum da "Fırın Saldırısı" kitabı oldu yine oldukça tuhaf anlam veremediğim durumların ve insanların hayatına dahil oldum ve okurken kısacık da olsa inanılmaz keyif aldım :)

Haruki Murakami’den açlık ve suçun doğası üzerine tuhaf, gizemli ve yer yer komik bir suç öyküsü…

Karnımız açtı. Hayır, açlık demek yetmezdi buna. Sanki uzay boşluğunu yutmuştuk. 

Nereden çıkmıştı bu açlık hissi? Elbette yiyeceğimizin olmamasından. Neden yiyeceğimiz yoktu? Çünkü yiyecek karşılığında verecek değerli bir şeyimiz yoktu. Neden değerli bir şeyimiz yoktu? Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması. Hayır, değil, belki de karnımızın aç olmasının nedeni, doğrudan hayal gücü eksikliğimizdi. 

Tanrı, Marx ve John Lennon, hepsi ölmüştü. Karnımız açtı ve bu yüzden suç işleyecektik. “Ben artık sapıtmak üzereyim” dedi arkadaşım. Durumumuzu azıcık sözcükle ancak bu kadar güzel anlatabilirdi.

19 Kasım 2020 Perşembe

Kitap - Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde Olga Tokarczuk

Herkese merhabalar efenim,

Sanırım yakın zamanda bizde online derslere geçecek gibi görünüyoruz Mart ayına geri döndük her şeyi daha da kötü bir şekilde baştan aldık sanırım böyle zamanlarda beni tek teselli eden şey bol bol kitap okumak oluyor. Bir çok bloggerın tavsiyesi üzerine aldığım Timaş Yayınlarından çıkan ve yazarı 2018 Nobel Edebiyat Ödüllü olan "Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde" kitabını okuyup bitirdim dün akşam. Normal okuma hızımla giderek 3 gün içinde bitirdim kitabı tabi araya iş yerinde okuduğum bir çok kitabı da almış oldum. Ona rağmen bence tadı kaçmadan sonuna kadar okudum kitabı tabi ara ara sıkmalar oldu her kitapta olduğu gibi. Ben nedense üslup olarak "Kirpinin Zarafeti" kitabına benzettim sanırım ikisinde de baş kahramanın yaşlı çatlak bir kadın olması yönünden benzettim. İkisi de yaşına göre farklı fikirleri ve dünyaları olan kadınlardı bu tarz kadınların kafasının içindekileri okumak oldukça hoşuma gidiyor benim. Polonya edebiyatından böylece ilk romanımı da okumuş oldum. Son olarak kitabın kapak tasarımına bayıldığımı söylemem lazım :)

Janina, uzak bir Polonya köyünde, karanlık kış günlerini astroloji çalışarak, yıldız haritalarını inceleyerek, William Blake’in şiirlerini tercüme ederek ve varlıklı Varşova sakinlerinin yazlık evlerine göz kulak olarak geçirir. İnsanlar yerine hayvanlarla vakit geçirmeyi tercih eder, fazlasıyla tuhaf ve münzevi tavırları kimilerine göre “kaçık”lıktır. Bir gün komşusu Koca Ayak gizemli bir şekilde ölü bulunur. Gelecek günler daha da tuhaf ölümleri beraberinde getirir. Şüpheler ve soru işaretleri yükselirken Janina, tuhaf teorileriyle kendini soruşturmanın göbeğine yerleştirir. Birileri ona kulak verseydi her şey böyle mi olurdu oysa…

Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde tuhaf bir gerilim masalı, bir kara komedi, her şeyiyle kendine özgü bir hikâye. Akıl sağlığı ve çılgınlık, suç ve adalet, doğa ve insan arasındaki karanlık sınırların kışkırtıcı bir keşfi. Çağdaş Polonya edebiyatının en güçlü sesi, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga Tokarczuk’tan baş döndürücü bir roman.

17 Kasım 2020 Salı

Kitap - Doğum Günü Kızı Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Yine yasakların olduğu bir güne uyandık ve kurumda yeni aksiyonlar gelişti haliylen şu anda nasıl bir plan program yapıcaz henüz bilemiyorum ama çember çok daralmış durumda bunun farkındayım gelen yasaklar biraz olsun azaltıcak mı bu durumu hiç bilemiyorum hayırlısı diyebiliyorum sadece bu duruma.

Şu sıralar parama kıymış ve ne istiyorsam almış durumdayım.Çünkü yarına sağ çıkacak mıyız hiç belli değil maalesef bir yandan deprem bir yandan korona korkusu iyice mahvetti beni de herkeside.Bunlardan biri de elbette "çok pahalı" gerekçesiyle almak istemediğim Murakami kitapları.Hepsiburada.com da Kasım indirimlerini görünce artık biraz da olsa hesaplı bir fiyata koleksiyonun büyük bir kısmını aldım.

Toplamda 68 sayfa olan bu hikaye kitabı kuşe kağıda basılmış ve içinde Kat Menschık'ın yaptığı harika illütrasyonlar var tabi haliylen bu da fiyatını biraz tuzlu hale getirmiş.Büyük bir hevesle okuyup 20 dk içinde bitirdim zaten kitabı.Kırmızı alacalı rengi resmen büyüledi beni okurken zaten Murakaminin masalsı dünyası beni ayrı bir büyülüyor.Konunun hiç bir yere varmamasıyla ve aklımda zilyon tane soru işareti bırakarak bir Murakami kitabını daha bitirmiş oldum.Murakami okumak bana felsefe gibi geliyor biraz.Hani derler ya felsefe çözümlerle ve cevaplarla ilgilenmez sadece sorularla ilgilenir ve yolda olmaktır diye Murakami okumakta aynen öyle bir şey bir sonu yok bir anlamı yok ama okumak zevk veriyor bana.

"Ne var ki, tek bir dilek hakkın var, iyice düşünesin” dedi yaşlı adam bir parmağını havaya kaldırıp.  “Tek bir dilek. Sonra kararını değiştirip vazgeçemezsin.”

Bir doğum günü hikâyesi… Kısacık bir metinle yüreğimizde bir şeylerin yerini değiştiren bir büyü yapıyor Haruki Murakami.

(Tanıtım Bülteninden)

16 Kasım 2020 Pazartesi

Çin Dizisi : Dating in the Kitchen

Herkese merhabalar efenim,

1 hafta önce başlayıp bitirdiğim bir Çin dizisinden bahsedicem bugün sizlere.Aslında oldukça klişe bir dizi ama deprem haftasındayken kafamı dağıtmak için izlemeye başlamıştım sonra diziyi sevip sonuna kadar geldim ayrıca içinde yemek olan dizileri ayrı bir seviyorum :D Toplamda 24 bölümden oluşan tatlış bir Çin dizisi Türkçe alt yazılısını bir çok bu tarz dizileri yayınlayan sitelerden bulabilirsiniz :)

Zijing Hotel'de şef yardımcısı olarak çalışan Gu Sheng Nan, hayallerini gerçeğe dönüştürme yolundaki bir kadındı. İyi konumlanmış, sevdiği bir işte, şef olarak becerilerini geliştirirken, yemekleriyle kendini ifade etmekte özgürdü. Harika bir işe sahip olmasının yanı sıra, otelin baş şefiyle olan gizli ilişkisine mutlu bir şekilde yerleşti. Birlikte güzel bir hayat kuracaklarına inanan Sheng Nan, erkek arkadaşını hile yaparken yakaladığı gün perişan oldu. Sanki erkek arkadaşından ayrılmak yeterince kötü değilmiş gibi, Sheng Nan, otelin yaklaşmakta olan devralımı sayesinde yakında işsiz olabileceğini öğrenir. Daha da kötüsü, talihsiz bir yanlış anlama, onu yakında patronu olacak, keskin dilli CEO'su Lu Jin'in yanlış tarafına götürür. Bir iş dahisi olan Lu Jin, zor kararlar vermekten korkmaz. Zijing Oteli'ni kınamaya hazır olan Lu Jin, mutlu bir kaza sonucu Sheng Nan'ın yemeklerinden birini yoluna sokunca fikrini değiştirir. Sert bir gurme olan Lu Jin, Sheng Nan’ın şef olarak becerisinden etkilenir ve yeteneğini hemen fark eder. Yemek sevgisini paylaşan bu beklenmedik çift, onları hiç beklemedikleri bir yere götüren beklenmedik bir bağ kurmaya başlar.

15 Kasım 2020 Pazar

Müzik : Refund Sisters Don't Touch Me

Herkese merhabalar efenim,

Haftanın son gününde iş yerimden ve öğle aramdan sizlere yazıyorum.Sınavlarla dolu yorucu bir haftayı daha ardımızda bırakırken biraz müzik dinleyelim istedim.Uhm Jung-hwa (Witch's Romance den ve bir çok film diziden hatırlayacağınız 51 yaşındaki nunamız ) , Jessi (yeni keşfettiğim melez olduğunu düşündüğüm Nicki Minaj havası olan 31 yaşındaki nunamız ) , Lee Hyori (Hyori's Bed & Breakfast programı ile tanıdığım 41 yaşındaki nunamız ) , Hwasa ( Mamamoo ile tanıdığım ama daha sonradan solo kariyeriyle de aşık olduğum ve aynı yaşta olduğum (25) ) dan oluşan bir gruptan bahsedicem bugün sizlere ! Karşınızda Refund Sisters  !  

Sanırım bu resmi bir grup değil anladığım kadarıyla bi show programı için kurulmuş bu grup ama sert ablalardan kurulmuş bir grup olduğu için izlemesi de dinlemesi de oldukça keyifli bu şarkıyı umarım bu grubun devamı da gelir :)

12 Kasım 2020 Perşembe

Kitap - Nakano Eskici Dükkanı Hiromi Kawakami

 Herkese merhabalar efenim,

Japon edebiyatı okuma serüveni kaldığı yerden devam ediyor. Böyle edebi eserlerden çok günlük Japon hayatını yansıtan romanları okumayı daha çok seviyorum o kültürü en doğal şekliyle okuyormuş hissi veriyor ve bu hissi seviyorum. Japonyayı görme arzum daha da depreşiyor ama olsun :)

Kitaptaki baş kahramanımız olan Hitomiyi ben çok sevdim karakter olarak kendime yakın buldum hele de aşk hayatı tam ben :D Aynı iş yerinde aşık olup daha sonra ayrıldıktan sonra kötü zamanlar geçirme ve o kişi gözünün önünde oldukça unutamama depresyonu bana oldukça tanıdık geldi :) O yüzden kitabı bir solukta oldukça severek okudum.Keşke daha çok bu tarz kitaplar Türkçeye çevrilse de bol bol okusak :)

Hitomi civardaki bir eskici dükkânında çalışmaya başlayınca kendini sıra dışı bir topluluğun içinde bulur: birkaç eş eskitmiş, muzip ve patavatsız Bay Nakano; onun hiç evlenmemiş, ressam kız kardeşi Masayo; tuhaflık derecesinde içine kapanık –ama her nasılsa Hitomi’nin gönlünü çalacak– genç Takeo; her gün dükkâna girip çıkan türlü huyda insan ve tıpkı insanlar gibi bağrında sırlar gizleyen onlarca eşya. Herkesin ve her şeyin bir hikâyesinin olduğu bu dükkânda Hitomi hayatı, aşkı ve insanlar ile sırlar arasındaki nazik valsi keşfetmeye başlar.

Japonya’nın önemli romancısı Hiromi Kawakami’den, bir başınayken sıradan duran ama bir eskici dükkânında yan yana geldiklerinde neredeyse sihirli bir anlam yaratan insanların –ve eşyaların– yalın, neşeli ama aynı ölçüde hüzünlü öyküsü.

Fantastik Film : Wicked Part 1

 Herkese merhabalar efenim, Baş rollerde Ariana Grande'nin ve  Cynthia Erivo'nun olduğu ve ilhamını Oz Büyücüsü kitabından alan daha...