Merhabalar efenim,
Bir Murakami hayranı sadece bu kitapları satın alır ve okur bence onun dışında satın alıp okur mu bilemiyorum hem de fiyatı bu kadar pahalıyken ! Benim için Murakami okumak son kuruşuna kadar değen bir şey olduğu için azıcık bile indirimde bulsam hemen üzerine atlıyorum ve alıp okuyorum.Okumadığım bir kaç uzun romanıyla birlikte bu tarz illütrasyonlu hikaye kitapları kalmıştı onları da nihayet alıp okudum bunlardan ikinci okuduğum da "Fırın Saldırısı" kitabı oldu yine oldukça tuhaf anlam veremediğim durumların ve insanların hayatına dahil oldum ve okurken kısacık da olsa inanılmaz keyif aldım :)
Haruki Murakami’den açlık ve suçun doğası üzerine tuhaf, gizemli ve yer yer komik bir suç öyküsü…
Karnımız açtı. Hayır, açlık demek yetmezdi buna. Sanki uzay boşluğunu yutmuştuk.
Nereden çıkmıştı bu açlık hissi? Elbette yiyeceğimizin olmamasından. Neden yiyeceğimiz yoktu? Çünkü yiyecek karşılığında verecek değerli bir şeyimiz yoktu. Neden değerli bir şeyimiz yoktu? Sanırım hayal gücümüzün eksikliğinden kaynaklanıyordu değerli bir şeyimizin olmaması. Hayır, değil, belki de karnımızın aç olmasının nedeni, doğrudan hayal gücü eksikliğimizdi.
Tanrı, Marx ve John Lennon, hepsi ölmüştü. Karnımız açtı ve bu yüzden suç işleyecektik. “Ben artık sapıtmak üzereyim” dedi arkadaşım. Durumumuzu azıcık sözcükle ancak bu kadar güzel anlatabilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder