30 Ocak 2021 Cumartesi

Kitap - Kitaptansöze Kitap Kulübü ile Ocak Ayı Kitabı Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün çok sinirli olduğum için yarın yazmayı planladığım postu şimdi yazmak istedim.Zaten bu kitabı da artık okuyamayacağım sanırım bık geldi bana.Kitaba geçmeden önce size daha önce demiştim hafta sonuda işe gidicez izin belgelerimiz hazırlanmış diye ben hariç herkes işe gidebilmiş bense evde kaldım :( Sabah her zaman ki gibi hazırlandım süslendim,giyindim bi heves sonra otobüs durağına gittim felakette yağmur yağıyor bir de aşırı soğuk ki hiç sormayın bi ben bir de birbiriyle dalaşan sokak köpekleri vardı etraf zaten karanlık işimden istifa etmeyi bile düşündüm yani o anı bana yaşattıkları için :( Üstüne üstlük 45 dakika bekledim durakta ne gelen var ne giden dalaşan sokak köpekleri de sürekli yanıma yöreme gelip duruyor ısırcaklar falan diye de korkuyorum artık sinirden ağlayacak hale geldim yani döndüm ve geri internette de bir şey yazmıyor dolmuşların çalışmayacağı hakkında falan sonra müdürüme söyledim falan arayıp "herkes geldi sen neden gelemiyorsun" gibisinden kızdı bana tabi ama yapacak bir şey yok yani evde uzak izbana zaten yağmur yağıyor pert oldum iyice koronadan olmasam üşütüp hasta olucam yani anlayacağınız geri eve döndüm online yani evden çalışmaya devam edicem sanırım bir süre daha yapacak bir şey yok yani ama bi tur sabah sabah sinirim bozuldu yani şu sıralar zaten bol bol sinirlerim bozulmnaya devam ediyor.Resmen gün sayıyorum artık yaz gelicek çocukları sınava sokucam,tercihlerini yapıcam ve artık Samsun'a gidicez modundayım eğer gitmezsekte sanırım bu kurumda çalışmaya devam etmem bilmiyorum tabi büyükte konuşmak istemiyorum artık ama bazı şeylerden çok yoruldum ve çok sıkıldım kendimi "uyumsuz kişi" gibi hissetmeye başladım artık ki beni çöpe koysanız çöpe uyum sağlayacak olan bir insanımdır.Sanırım sadece artık burada yaşadıklarımı arkamda bırakıp kaçmak ve yeni bir hayata başlamak en çok da dinlenmek istiyorum gerçi son 1 hafta daha dayanmam lazım sonra 1 hafta tatilim olucak o zaman biraz da olsa dinlenebilirim diye düşünüyorum :)

Kitaba gelicek olursak normalde İzmir Kitap Kulübü ile ortaklaşa belirlenen aylık kitapları okuyorum ama bazen benim daha önceden okumuş olduğum kitapları seçiyorlar bende o ay boşlukta gibi hissediyorum kendimi o zamanlar için kendisiyle Instagramda tanıştığım Hülya Açılan'nın kurduğu "Kitaptan Söze" kitap kulübünün belirlediği kitapları okurum diye düşündüm.Her ayın 2 kitabı oluyor normalde birisi "Ben Kirke" kitabıydı birisi de bu kitaptı ben onu daha önceden okuduğum için ayın ikinci kitabı olan bu kitabı okumak istedim normalde tartışma günümüz yarın olarak belirlenmişti bu kitap için ama ben daha fazla okumak istemediğimden hem de duygularımla dolup taştığım için gelip içimi dökmek istediğimden bugün yazmak istedim.

Daha öncede Leh edebiyatından bir kaç kitap okumuştum genelde beni saran kitaplardı aslında bu kitapta fena değil ama beni aşırı aşırı sarmadı hem de okuması bana çok güç geldi genellikle YKY kitaplarında çok yaşadığım bir şey bu sanırım yazı pontu bana küçük mü geliyor ne oluyor bilmiyorum ama okurken acayip sıkılıyorum yani okuyamıyorum bir türlü  :/

Çağdaş Leh edebiyatının önde gelen isimlerinden Myśliwski'nin Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez romanının adsız müzisyen başkarakteri gizemli konuğuyla sürdürdüğü monologda hayatının muhasebesini yapıyor. Tek bir günde gerçekleştirilen fasulye ayıklama etkinliği boyunca devam eden bu monologda savaş sırasında yaşadığı travmalı dönemleri, gençlik sanrılarını, tutkularını, "öğrenme ve oradan oraya göçme" yıllarını, gurbetteki ekmek kavgasını ve en sonunda yurda dönüşünü anlatıyor.

"Sağduyu iyidir, güzeldir... Ama gerçekte nedir? Başka ne söyleneceğini bilmediğinizde söylediğiniz şeydir."

İnsan hayatında kaderin ve talihin rolü üzerine düşünen, acıyı, kederi, gülüşü, umudu, düşleri içselleştiren bir tür "felsefi komedi" olarak nitelenebilecek Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez'de Myśliwski'nin ustalığı, kolay çözümler ya da avunmalar aramak yerine felsefenin hiç de asık suratlı olmayan doğasını açığa çıkarabilen bir dille, pek çoğuna yanıt bulamayacağının bilincinde olduğu en hayati soruları ardı ardına sıralamaktan geri durmayışında ve gizemle dalga geçebilmesinde kendini gösteriyor.

(Fasulye Ayıklama Sanatı Üzerine Bir Tez 2007 yılında Polonya'nın en önemli edebiyat ödülü Nagroda Literacka "Nike"ye değer görüldü.)

Wiesław Myśliwski bir "star"ın zıddı – televizyona çıkmıyor, kitleyi eğlendirmiyor. Basitçe düşünüyor ve roman yazıyor. -Dariusz Nowacki, Newsweek

Wiesław Myśliwski edebiyatın antropolojinin bir parçası olduğunu düşünen az sayıdaki yazardan biridir. İnsan deneyiminin bütünlüğünden söz ederken, en önemli olan yerine, olan biten her şeyi anlatmak ister. Böyle bir monologdan ortaya çıkabilecek hikmet, teklifsiz bir dille aktarılan bir hikmet olacaktır. Hani Descartes birden ortaya çıksa, bu konuda "Fasulyeleri ayıklıyoruz, öyleyse varız" derdi herhalde. -Przemysław Czapliński

Diyebilirim ki fasulyelerin ayıklanması 30 yıldır başıma dert olmuştur. Bildiğiniz gibi, insanların güneşin altında bir yandan fasulye ayıklayıp, bir yandan farklı konularda sohbet etmeleri bir komşuluk ilişkisi biçimiydi. Günlük olaylar, eski zamanlar, hayaller, hayaletler, şimdiki ve sonraki dünya, Tanrı, bireysel ve ortak deneyimler hakkındaydı bu sohbetler; insanlar bilgeymiş gibi davranırlar, felsefe yaparlardı, kısacası sınır yoktu, sözcükler insanları her yöne götürürdü. Herkes katılırdı bu eyleme, kadınlar, erkekler, yaşlı ve genç insanlar, hatta çocuklar bile. Bazen düşünürüm de, belki de fasulyeler sadece bu amaçla büyük miktarlarda ekilir, zira bu kadar çok fasulye yediğimi anımsayamıyorum. Ve çocukluğumdaki bu geleneği anımsayarak, onun sözel yapısını, bir kitap yazmanın yapısına nasıl dönüştüreceğimi düşünmeye başlamıştım.

Wiesław Myśliwski, Polityka 17/18, 29 Nisan-6 Mayıs 2006

27 Ocak 2021 Çarşamba

Çin Dizisi : Lost Romance

 Herkese merhabalar efenim,

Yine keyifli bir Çin dizisi var bu postumuzda ! Dünya değişimleri,ruh ve beden değişimleri gibi konular çok fazla işleniyordu zaten ama komada ki insanların paralel bir dünyaya farklı kimliklerle gidip orada birbirine aşık olmaları daha sonrasından komadan çıktıktan sonra gerçek hayatta da bu hayatları hatırlayıp birleşmelerini ilk defa bu dizide görmüş oldum ama baştan sona kendini hiç bozmayan izlemesi zevkli bir diziydi :)

Zheng Xiao En, bir yayın şirketinde romantik roman editörü olarak çalışıyordur ve gizlice bir CEO'ya aşık olmanın hayalini kuruyordur. Çalışmadığı zamanlarda günlerini, ofislerinin karşısındaki binada bulunan şirketin yakışıklı genel müdürü He Tian Xing hakkında hayal kurarak geçirir.

Çin Dizisi : My Neighbour Can't Sleep

 Herkese merhabalar efenim,

Biz yüz yüze eğitime nihayet başladık.Etrafta çocukların olmasını özlemişim tam da yeni işe başladıktan 3 hafta sonra geçtik benim için çocuklarla tanışmam,kaynaşmam açısından çok daha iyi oldu.Online eğitim bir yerden sonra bıktırıyor ve çok yoruyor adamı umarım koronasız,kazasız belasız şu 2.dönemi de biran önce atlatırız ondan sonrası zaten büyük olasılıkla tainimiz Samsun'a çıkacak ve İzmir defterini kapatıcam gibi görünüyor yeni bir iş bakmadan önce yerleşiriz ben de biraz dinlenmiş hem de biriktirdiğim parayla belki şu korona da biraz daha hafiflerde küçük geziler yaparım :) 
Umarım her şey daha güzel olur artık herkes gibi bende çok sıkıldım bu arada bize de hafta sonu dışarı çıkma konusunda özel izin alındı o yüzden hafta sonu da iş yerinde olucam gibi görünüyor :) Durmak yok yola ve çalışmaya devam :)

Mini Japon dizilerinden bu sefer Çin dizilerine gidelim.İzlemesi keyifli güzel zaman geçirmelik bir dizi daha."Uyku problemi yaşayan erkek " sendromunu da bu aralar moda oldu sık sık dizilerde görür oldum :)

Uykusuzluk çeken bir piyanistin ilginç bir roman romanında rahatlık bulmasıyla başlar. Doğumdan beri bekar olan Song Mi Duo, onu büyütmeyi hayal eden, hevesli bir romantizm romancısıdır. Lise mezuniyetinden sonraki yaz aylarında, genç yaşta ünlü olan bir piyanist olan Xi Song ile tanışır. Karşı karşıya kaldığı baskılar nedeniyle Xi Song uykusuzluk çekiyor, ancak Song Mi Duo onun yanındayken uyuyabildiğini fark ettiğinde şaşırıyor. Xi Song'u model olarak kullanan Song Mi Duo, dünyayı fırtınaya uğratacak bir aşk hikayesi yazmaya kararlı. İkisi de her ikisinin de yararlanacağı bir anlaşma yaparlar, böylece hayallerini kovalarken benzersiz bir uyku düzenlemesi başlatırlar.

26 Ocak 2021 Salı

Japon Dizisi : Kono Otoko wa Jinsei Saidai no Ayamachidesu

 Herkese merhabalar efenim,

Konu bakımında saçmalama konusunda elbette Japonların eline kimse su dökemez :) Moralim bozuk olduğu zaman ya da sıkıldığım zaman hemen bi mini Japon dizisi açıp izliyorum keyfim yerine geliyor bu dizi de onlardan biri :) "Bana vuran ilk kız sensin" klişesini adamlar almış abartmış abartmış dizi yapmışlar :) Konusundan müsadenizle zevkle bahsetmek isterim.Bir gün bir kadın köpeğinin hasta olmasından dolayı dertlidir ve bir bara gidip içmek ister orada sarhoş olur ve "köpeğimin hastalığına ilaç yok mu" gibisinden bir şeyler zırvalar bir adam ona bir şeyler söyler bu konu hakkında kadın sinirlenir ve sarhoşluğunda verdiği etkiyle adamı bi güzel döver :D Ertesi gün işe gittiğinde adamın patronu olduğunu görür ve bu durumdan acayip utanır rezil olduğunu düşünür patronu kızı odasına çağırır kız tabi kovulacağını düşünürken patronu onun hep kendisine vurmasını kısaca ona onun kölesi olmayı teklif eder :D Bu beklenmedik teklif karşısında benim gibi kadında şoka girer tabi karşısındaki patronu olunca ilk başlarda istemese de sonralarda bu durumu kabullenir gibi olur ama dizinin sonuna kadar adamı döve döve bi hal etti kız adamda dövüldükçe zevke geldi resmen :D Böyle de saçma sapan bir dizi işte :D 

24 Ocak 2021 Pazar

Japon Dizisi : Nee Sensei, Shiranai No?

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün izin günüm nihayet bol bol kitap okuyup film falan izleme niyetindeyim.Okulların tatile girmesi sebebiyle bizim de kursumuzda 2 hafta boyunca yüzyüze eğitim başlıcak ardından 1 hafta bizlere de öğrencilere dinlenme tatili olucak o zamana kadar fazlasıyla yoğun geçen 2 hafta beni beklediği için şimdiden arşivime yazacak malzeme toplamaya başladım :)

Mini Japon dizilerinden biri de bu dizi olarak karşıma çıktı.Kuaför bir erkek baş rol sanırım ilk defa görüyorum kızımız da manga çizeri normalde tam tersi olur ama bu dizi de "Sensei" olan kısım kız olduğu için sanırım böyle meslekler yapmayı uygun bulmuşlar değişik fikirler ve değişik diziler genelde hep Japonlardan çıkıyor o yüzden izlemeyi seviyorum :)

23 Ocak 2021 Cumartesi

Kore Dizisi : Live On

 Herkese merhabalar efenim,

Hafta sonları iş bitince akşamları mini dizi izlemeye sardım bi akşam da bitirince beni acayip tatmin ediyor sonra ki günlerde sarka sarka izlediğim dizilerde hep bi kopukluk oluo sonra hiç size yazmadan bile arşivden çöpe yolluyorum.Bu dizi de daha yeni final yaptı mini bir Kore dizisi.Okul dizilerini izlemeyeli uzun zaman olmuştu bu dizi de başlarda hoş gitti ama sonrası biraz sıktı beni açıkçası romantizmde var içinde ama daha çok okullardaki zorbalık konusunu ele alıyor.

Trendleri izlemenin ve popüler olmanın daha yüksek statü sağladığı bir lisede en yukarda olan Baek Ho-Rang ile bir yayın kulübünün başkanı olan mükemmeliyetçi Go Eun-Taek arasındaki romantik ilişkiye odaklanıyor. Baek Ho-Rang, gizlediği geçmişinin bazı kısımlarını ortaya çıkarmaya çalışan gizemli birisinin kimliğini bulmak için yayın kulübüne katılır. Seo Hyun Lisesi’nde popüler bir lise öğrencisi olan Baek Ho-Rang, Güzelliği sayesin de hem sosyal medyada hem de okulunda en popüler kızlardan birisidir. Bu kadar popüler oluşu onu dünyanın merkezinde olduğunu düşünmesine ve başkalarına tepeden bakmasına neden olmaktadır. Bu yüzden, sadece bir gerçek arkadaşı vardır. Seo Hyun Lisesi’nde bir lise öğrencisi olan Go Eun-Taek okulunun yayın kulübünden sorumludur. Hassas, detay odaklı, bazen sinirli olabilen ve her şeyi mükemmel bir şekilde planlayan birisidir. Liderliği söz konusu olduğunda, katı ve kararlı olmasına rağmen kendisine verilen herhangi bir görevden asla korkmaz ve arkadaşları tarafından sevilir.

20 Ocak 2021 Çarşamba

Kitap - Pinball 1973 Haruki Murakami

 Herkese merhabalar efenim,

Bugün LGS şubedeydim ve işler çok yoğun olduğu için buralara uğrayamadım elbette ve bundan sonra da oldukça yoğun olucam gibi duruyor çünkü 22 Ocaktan itibaren son dakika haberlerine göre 8. ve 12. sınıflar yüz yüze eğitime geçecekmiş yani sınav grupları onlara özel izin mi çıkarılcak hafta içi yoksa yaş sınırlaması mı kalkcak yoksa hafta sonu yasakları da kalkcak mı ne olucak pek bilemiyorum ama programlar yüz yüze eğitime geçiş telaşı derken ben buralar da daha geç saatlerde takılır olucam elbette :)

Bu ayki kitap okuma kulübüyle seçtiğimiz kitabı okurken biraz zorlandığım için araya kısa bir Murakami sokayım dedim özledim de onu okumayı.En son çıkan Pinball 1973 kitabını 1 önce hevesle Amazon indirimlerinden almıştım.2 günde okuyup bitirdim kitabı zaten Murakami kitabı olduğı için su gibi akıp gidiyor yine şaşırtmadı beni Murakaminin her kitabında artık nereye şaşıracağımı şaşırdığım için şaşıracak halim kalmadı :D

Bir pinball makinesinden hiçbir şey kazanamayız. Sayıya dönüştürülmüş gurur dışında. Öte yandan kaybedeceklerimiz gerçekten de çok fazladır. 

Siz pinball makinesinin başında tükenmeye devam ederken bir başkası Proust okuyor olabilir. Bir diğeri açık hava sinemasında kız arkadaşıyla İz Peşinde filmini izlerken arabasında onunla oynaşıyor olabilir. İşte bu adamlar belki de dönemlerinin dikkat çeken yazarları ya da mutlu kocaları olacak kişilerdir.

Pinball makinesi sizi bir yere götürmez. Olsa olsa en fazla replay ışığı yanar. Replay, replay, replay… Kim bilir, belki de pinball makinesinin asıl amacı sonsuzluğu göstermektir. 

Haruki Murakami’nin yazdığı ikinci roman olan Pinball 1973 yazarın kült romanlarında karşımıza çıkan temaların tohumlarını atan hikâyelere götürüyor bizi. Kız arkadaşı genç yaşta ölen kahramanımız, gençliğinde saatler, günler boyunca oynadığı pinball makinesinin peşine düşüyor. Murakami’nin sonraki romanlarında yeniden karşımıza çıkacak olan Fare, anlamsızlıkla savaşıyor, aşkın sınırlarını keşfediyor. 

Murakami ise daha otuzlu yaşlarının başında yazdığı bu romanla uzun yıllar boyunca bizi büyüleyecek edebiyatının temellerini sağlamlaştırmaya

Gerilim Filmi : The Substance

 Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...