Herkese merhabalar efenim,
Bir dondurma ile başlayan hikaye o kadar değişik yerlere varıyor ki ... Sanırım okuduğum ilk Arjantin edebiyatından bir eser diyebilirim bu kitap için.Yazarın bizzat kendi hayatından anılar anlattığı bir eser.Bir zamanlar bir siyanür furyası varmış.Yedikleri her şeyden insanlar zehirleniyormuş ve ölüyorlarmış özellikle de çocuklar o yedikleri şeyden zehirlendikten sonra çok fazla yaşayamıyorlarmış.Arjantinin hangi yılına denk geliyor bu zaman dilimi bilemiyorum elbette ama çok farklı hayatlar ve yerler görüyorum dünya edebiyatı okudukça.İnsan olmaya dair hikayeler ... Ayrıca kitap boyunca yazar kadın mı yoksa erkek mi onu bile anlayamadım en son yazarın fotoğrafına baktım internetten kendisi erkekmiş.Zaten babası hikayenin ilk başında" oğlum" diyordu bir yerde ama sonra yazar kendi kızım demeye başladı zaten bir şekilde rahibe oldu falan derken kitap bitiverdi ve ben en sonunda bile yazar kız mı yoksa erkek mi onu da anlayamadım :D İnternet olmasa anlayacağımda yoktu :D
Hikayem, yani "nasıl rahibe olduğumun" hikayesi, yaşamımın erken bir döneminde başladı; altı yaşımı daha yeni bitirmiştim. Bu başlangıç hafızama öyle bir kazındı ki hala en ince ayrıntısına kadar gözümde canlandırabiliyorum. Öncesine dair hiçbir şey hatırlamıyorum; sonrasındaysa her şey canlı ve uyku anlarını dahi kapsayan tek bir hatıraya dönüşüyor, en sonunda da rahibe giysisini sırtıma geçiriyorum.
Alegorik bir otobiyografi mi yoksa mistik bir edebiyat kılavuzu mu? Altı yaşındaki bir oğlanın (ya da kızın) hayatında ilk kez dondurma yemesiyle tetiklenen bu hayal gücü kasırgası, okuyucuyu Arjantin edebiyatının sarmal labirentlerine sürüklüyor. Nasıl Rahibe Oldum, Cesar Aira mitolojisinin en önemli parçalarından.