2 Haziran 2023 Cuma

Kitap - Nasıl Rahibe Oldum Cesar Aira

 Herkese merhabalar efenim,

Bir dondurma ile başlayan hikaye o kadar değişik yerlere varıyor ki ... Sanırım okuduğum ilk Arjantin edebiyatından bir eser diyebilirim bu kitap için.Yazarın bizzat kendi hayatından anılar anlattığı bir eser.Bir zamanlar bir siyanür furyası varmış.Yedikleri her şeyden insanlar zehirleniyormuş ve ölüyorlarmış özellikle de çocuklar o yedikleri şeyden zehirlendikten sonra çok fazla yaşayamıyorlarmış.Arjantinin hangi yılına denk geliyor bu zaman dilimi bilemiyorum elbette ama çok farklı hayatlar ve yerler görüyorum dünya edebiyatı okudukça.İnsan olmaya dair hikayeler ... Ayrıca kitap boyunca yazar kadın mı yoksa erkek mi onu bile anlayamadım en son yazarın fotoğrafına baktım internetten kendisi erkekmiş.Zaten babası hikayenin ilk başında" oğlum" diyordu bir yerde ama sonra yazar kendi kızım demeye başladı zaten bir şekilde rahibe oldu falan derken kitap bitiverdi ve ben en sonunda bile yazar kız mı yoksa erkek mi onu da anlayamadım :D İnternet olmasa anlayacağımda yoktu :D

Hikayem, yani "nasıl rahibe olduğumun" hikayesi, yaşamımın erken bir döneminde başladı; altı yaşımı daha yeni bitirmiştim. Bu başlangıç hafızama öyle bir kazındı ki hala en ince ayrıntısına kadar gözümde canlandırabiliyorum. Öncesine dair hiçbir şey hatırlamıyorum; sonrasındaysa her şey canlı ve uyku anlarını dahi kapsayan tek bir hatıraya dönüşüyor, en sonunda da rahibe giysisini sırtıma geçiriyorum.

Alegorik bir otobiyografi mi yoksa mistik bir edebiyat kılavuzu mu? Altı yaşındaki bir oğlanın (ya da kızın) hayatında ilk kez dondurma yemesiyle tetiklenen bu hayal gücü kasırgası, okuyucuyu Arjantin edebiyatının sarmal labirentlerine sürüklüyor. Nasıl Rahibe Oldum, Cesar Aira mitolojisinin en önemli parçalarından.

Kitap - İnsanlığımı Yitirirken Osamu Dazai

 Herkese merhabalar efenim,

Dün 8.sınıflarımızın mezuniyeti vardı onları da güzel bir törenle uğurladık.Sene sonu demek mezuniyet ve sınav vakti demek biliyorsunuz ki :) Şimdilik planlar şu şekilde : 11 Haziranda ara sınıfları da uğurlayacağız ve kurumu yaz kursuna kadar kapayacağız ama ben minik izinlerim haricinde çalışmaya devam edeceğim tercih ve kayıt işlemleri için.19 Haziran akşamı lise tarafının mezuniyet balosu var çok güzel bir etkinlik düzenlemişler ona katılacağım.Ardından 20 Haziran da ailecek arabayla İstanbul yollarına düşücez Sude'nin mezuniyet törenine katılıcaz.20-21-22 Haziran da İstanbul da olucaz 23'ünde geri dönücez.Ardından Kurban bayramı geliyor.Kurban bayramında nihayet bir senedir planladığım ve hayalini kurduğum geziye yani Doğu Karadeniz ve Batum gezisine katılıcam Allah kısmet ederse.İstanbul'un ve bu gezimin vlogu gelir elbette.Onun dışındaki zamanlarda genelde Samsun içinde olucam gibi duruyor eğer izin işini ayarlayabilirsem 15 Temmuz tatili gibi de 3 günlük kuzenimle bi Ankara ya gitme planımız var ama o kısım daha belli değil elbette bu arada arada 2023 Kpss ye de giricem biliyorsunuz ki PDR ye norm kadro verildi son anda o yüzden atanma ihtimalim daha da artmış durumunda.

Gelelim bugünün kitap postunda.Şu sıralar kitap fiyatları almış başını gidiyor.İyi ki Şubat ayında depolamamı yapmışım.Japon edebiyatının en ilginç ve popüler yazarlarından biri olan Dazai'nin en çok satan ve okunan kitaplarından biri olan " İnsanlığımı Yitirirlen" kitabını nihayet okudum.Kitabı okurken aklıma nedense Bukowski geldi.Aynı onda ki boşvermişlik ve dram dolu bir hayat hikayesi var bu kitapta da.Bu tarz insanların hikayelerini okuya okuya alıştım sanırım artık bu hikayelere beni çok fazla etkilememeye başladı.Dazai'nin bir gezisinde bir arkadaşının evinden bulduğu hatıratları anlatan bir hikaye aslında.Gerçek bir insana ait belli ki ama bu tarz hayatlar gerçek hayatta da var zaten Türkiye de de bunun bir çok örneğini görmek mümkün oluyor.

“… Ben hâlâ, ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, ‘yaşayan bir cesetten’ başka bir şey değildim.” 

Yirminci yüzyıl Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından, sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai, intiharından hemen önce tamamladığı, Japonya’nın en çok okunan romanlarından İnsanlığımı Yitirirken’de topluma dahil olmayı beceremeyen, her şeyi eline yüzüne bulaştıran, çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm bir ötekinin acıklı hikâyesini anlatıyor.

Dazai’nin yaşamıyla çokça paralellik taşıyan romanda, kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. Bir itiraf niteliğindeki üç bölümden oluşan hatıratında alkolizmle, geyşalarla, sonuçsuz kalan intiharlarla dolu, “utanç” yüklü yaşamının günahını çıkarır.

İnsanlığımı Yitirirken, Osamu Dazai’nin uzun yıllara yayılan edebi intihar mektubunun son bölümü.


27 Mayıs 2023 Cumartesi

Kitap - Emanet Çocuk Claire Keegan

 Herkese merhabalar efenim,

Yine 1 günde okuduğum İrlanda edebiyatından olan bir kitaptan bahsedicem bugün size.Kısa bir roman olduğu için sanki yarıda bırakılmışlık hissi vardı içinde onun dışında akıp giden özlediğim doğayı içinde hissettiren pastoral bir romandı.Jaguar yayınevi bu tarz bilinmedik yazarlara ve eserlerine yayınevinde yer veriyor kapak tasarımları da o kadar güzel ki insanın sırf kapağı için bile alası geliyor :)

Artık yana devrilmekte olan güneşin ışıkları, suya yansıyan bizi eğri büğrü gösteriyor. Bir an korkuyorum. Buraya ilk geldiğimdeki o çingene çocuğu gibi değil de, şimdiki gibi temiz, başka giysiler içinde ve arkamdaki kadınla beraber olduğumu kabullenene kadar bekliyorum. Tası suya daldırıp dudaklarıma götürüyorum. Su daha önce hiç içmediğim kadar soğuk ve temiz: Babamın bırakıp gidişinin tadı var suda; hiç orada olmayışının, gittikten sonra bana ait hiçbir şeyin olmayışının tadı. Tası yeniden daldırıp güneşin suda yansıdığı yere kadar kaldırıyorum. Altı yudum içip, utancın ve sırların barınmadığı bu yerin, şimdilik, yuvam olmasını diliyorum. 

1980’lerin başında, İrlanda kırsalındayız. Küçük, isimsiz bir kız çocuğu, kendi ailesi tarafından daha önce hiç tanışmadığı çocuksuz Kinsella çiftine bırakılır. “Emanet çocuk”, yeni ve geçici evindeki ilk günlerinden itibaren kendi iç dünyası ve duygularını tanımanın yanı sıra, “aile” ve “ev” denilen şeylerin daha önce hiç tecrübe etmediği olanaklarını, özellikle de dalgalı yaşam denizindeki yol göstericiliğini ve iyileştirici yanlarını da keşfetmeye başlar. 

Çağdaş İrlanda edebiyatının en parlak isimlerinden Claire Keegan Emanet Çocuk’ta, bir kız çocuğunun gözünden İrlanda’nın yemyeşil vadileri ve parlak gökyüzüyle bezeli pastoral yaşamını, hırçın rüzgâr ve dalgalarla falezler misali yontulmuş taşra insanlarını son derece dokunaklı ve yalın bir dille anlatıyor.


26 Mayıs 2023 Cuma

Kitap - Babamı Kim Öldürdü Edouard Louis

 Herkese merhabalar efenim,

Ülkemizin siyaseti yetmiyormuş gibi bir de bu kitap sayesinde Fransız siyasetine düştüm.Yıl yıl babaya yazılmış bir günlük gibiydi bu kitap.Amazonda çok satanlarda görmüş ve hiç konusuna bile bakmadan sırf meraktan aldım.1 günde okudum zaten okuması kolay kısa bir günce diyebilirim bu kitap için."Erkek" olmanın ve "baba" olmanın kalıplarını irdeleyen bir kitap.Kendi içinde siyasete de girmiş elbette yazaramızın güncesi 2017 yılına kadar uzanıyor ve Macron'a son sayfalarda baya giydirmiş.Okurken "gel bir de sen bizim ülkeyi gör hele bi" dedim içimden elbette.

Birtakım iç hesaplaşmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocukluğunun geçtiği, küçük, çirkin bir Fransız kentinde yaşayan babasını ziyarete gider. Karşısında bulduğuysa, erkeklerin duygularını bastırması ve sert olması gerektiğini savunan, bugün "toksik erkeklik" denen kültürün içine doğmuş, kendisine rol model olan birçok erkek gibi erkenden okulu bırakıp işçiliği değişmez bir kader gibi sırtlanarak fabrikalarda çalışıp ellisinde yatağa mahkûm olmuş, zavallı bir adamdır.

Fransa'nın en etkili yazarlarından biri kabul edilen Édouard Louis bu kısa ve çarpıcı metinde mevcut düzenin grotesk gerçekliğini vurgularken, milyonlarca insanın hayatını etkileyip yöneten siyaset denen şeyin, siyasetçiler için aslında bir salon oyunundan başka bir şey olmadığını anlatıyor.

25 Mayıs 2023 Perşembe

Kitap - Şeytanın Çırağı Şiro Hamao

 Herkese merhabalar efenim,

Japon edebiyatından bir eser okumayalı uzun zaman olmuştu.Şubat ayında yaptığım karlı alışverişten kalanları okumaya başladım şu sıra.Kısa 2 hikayeden oluşan bir kitap olduğu için 1 günde okudum kitabı.2 cinayet davasından bahseden hikayeler.Hikayeler birbirinden bağımsız şekilde yazılmış okuması kolay ve insanı meraklandıran bir kitap olmuş.İthaki'nin bu Japon edebiyatından eserleri yayınlandığı serisini çok beğeniyorum zaten bu kitapla da seriye ilk adımı atmış oldum.

“Sayın Savcı Tsuchida, bir katil zanlısı olarak burada tutuluyorum. Fakat belki de aslında katil ben değilim. Evet. Belki. Böyle söylemek zorunda kaldığım için üzgünüm.”

Japon polisiyesinin temellerini atan yazarlardan biri olan ve Japonya’nın en ünlü polisiye yazarı Edogava Ranpo’yu da etkileyen Şiro Hamao, Şeytanın Çırağı’ndaki iki kısa romanda iki farklı cinayetin portresini tüyler ürpertecek şekilde çiziyor. 

İlk kısa roman “Şeytanın Çırağı”nda yazdığı günlük yüzünden genç bir kadının ölümünden sorumlu tutulan anlatıcı, davanın savcısına gönderdiği sarsıcı mektupta hem başka suçları için günah çıkarıyor hem de yaptıkları için çocukluk arkadaşı olan savcıyı suçluyor. İkinci kısa roman “Onları Öldürdü mü?”de genç bir avukat, herkes tarafından cinayeti işlediğine kesin gözüyle bakılan ve suçunu kabul de eden bir adamın masum olma ihtimalinin peşinden gidiyor.

23 Mayıs 2023 Salı

Kitap - Kapak Kızı Ayfer Tunç

 Herkese merhabalar,

Instagramda takip ettiğim kitap sayfalarında gördüğüm ve çok övülen,popüler olan bir serinin ilk kitabı olan "Kapak Kızı"nı aldım aylar önceki alışverişimde ancak okumak nasip oldu.Ayfer Tunç'u aslında çok eskiden bir kitabını okumuştum "Dünya Ağrısı" idi kitabın sanırım adı şu an tam olarak hatırlayamadım ama böyle bir şey olması lazımdı :D Mezuna kaldığım zaman okumuştum hatta bloga girdiğim ilk kitaplardan biri bile sayılabilir o kitap çok eski postlarda vardır yorumu.O kitabı çok fazla hatırlamıyorum beni öyle aman aman etkileyen bir kitap ve yazar olmamıştı demekki.Yıllar sonra bu kitap serisi ile karşıma çıkınca yazar bir şans daha vermek ve bu serisini okumak istedim.Bu ilk kitapta tren yolculuğunda mahsur kalan 3 alakasız kişinin hayatına giren kapak kızının bu 3 kişinin hayatlarını tesadüfen kesiştirmesini anlatıyor.Diğer kitaplarla nasıl bir alaka var ya da kitabın devamı nereye bağlanacak açıkçası pek bilmiyorum ama kitabı 3 günde falan okudum ve baya da hoşuma gitti eğer alabilirsem (kitap fiyatları baya uçtu şu sıra o yüzden elimde kalan ve henüz okumadığım kitapları okuyup bitirmeye çalışıyorum) okumayı düşünüyorum.

Karlı bir kış günü, Ankara'dan İstanbul'a giden bir trenin yemek vagonu. Birbirini tanımayan üç kişi; bankacı Ersin, radyo programcısı Selda ve yemekli vagonun garsonu Bünyamin. Kapak Kızı, işte bu üç kişinin romanı. Ama aynı zamanda orada olmayan bir başkasının; bir dergide çıplak fotoğrafları yayınlanan Ayın Kızı Şebnem'in. Trenin saatlerce yolda kaldığı, bir yolcunun öldüğü bu uzun yolculukta, roman kahramanları, birbirleriyle, Şebnem'in fotoğrafları aracılığıyla yüzleşirler. Ancak bu zihinsel yüzleşme giderek kimin kimi yargıladığı belli olmayan bir hesaplaşmaya dönüşür. Ayfer Tunç, ilk kez 1992 yılında yayınladığı Kapak Kızı'nı 'zemin aynı zemin, inşa aynı inşa' olmak kaydıyla yeniden yazdı. Roman, bedensel çıplaklığı, kahramanlarını farklı nedenlerle sarsan bir travma olarak ele alıyor. Aile, hayat, aşk, kıskançlık, güzellik ve ahlak kavramlarını, alışılmış yorumların tuzağına düşmeden işliyor. Bunaltıdan ikiyüzlülüğe, anıların masumiyetinden yaşamın gerçeklerine uzanan soruların kuşattığı bu roman, aslında bütün soruları içeren tek bir soru soruyor: Kim daha çıplak?


Amerika Dizi : XO,Kitty!

 Herkese merhabalar efenim,

Sırf Kore de geçiyor diye izlenecek bir dizi ile karşınızdayım :D Onun dışında kimse kusura bakmasın ama senaryo resmen çöp.Sanırım yine kitaptan uyarlama bir dizi ama aslında Koreliler içindeki yabancı olayını çok güzel bir şekilde kullanabilirlerdi bence bu fikri Koreliler yapsa ortaya daha güzel bir dizi çıkabilir diye düşünüyorum.İzlemesi keyifli bazı yerleri aşırı sıkıcı ve saçma olduğu için geçtiğim tek oturmada bitirdiğim çerezlik bir dizi oldu benim için diyebilirim.

Genç çöpçatan Kitty Song Covey, aşk hakkında bilinmesi gereken her şeyi bildiğini düşünür. Ancak uzun mesafeli erkek arkadaşıyla yeniden bir araya gelmek için dünyanın öbür ucuna taşındığında, kendi kalbi söz konusu olduğunda ilişkilerin çok daha karmaşık olduğunu çok geçmeden fark eder.



Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner

 Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...