21 Aralık 2016 Çarşamba

Maydanoz Time : Film - Star Wars : Rogue One

Herkese merhabalar efenim ...

Bu hafta sinemada diyerek yine bir film postuna başlıyorum.Star Wars severler buraya ! Her yıl resmen Star Wars izler gibi bir şey olduk uzun zamandır beklenen filmlerin böyle arka arkaya gelmesi herkesi sinemda topladı elbette tabi banada arkadaşlarımla sinema yolları gözüktü.

Neyse efenim gelelim filme.Daha önceki Star Wars hikayesinden ve senaryosundan tamamen bağımsız farklı bir hikaye ile yola devam edildi.Bütün olayların tee en başına gidildi bu filmde ve Ölüm Yıldızı planlarının karanlık tarafın nasıl oluştuğu anlatıldı.Felicity Jones benim beyazperdede çok sevdiğim nadir aktiristlerden biri tabi onunda başrolde olması filme +1 katmış oldu ama bunlar dışında yine aynı star wars evreni ve kurgusu vardı diyebilirim.Kötü taraf ile iyi tarafın çatışması ve savaşması bla bla ...

Bence Star Wars bundan sonra biraz ticari amaçlı bir film serisi olma yolunda gidiyor.Filmlerin eskiye nazaran kalitesinden bu anlaşılıyor maalesef ya da artık bu hikayeden biraz da olsa sıkıldık bilemiyorum bu durum kişisine göre değişebilir,ben eskiye nazaran pek sevemedim filmi maalesef bana çok fazla eksik tarafı daha doğrusu o eski tadı veremiyormuş gibi geldi.

Bunlar dışında son olarakta  hiç bir 3D efekti bulunmayan  - ya da vardı ama kötü kaliteydi - filmide izlemek sadece gözlere ve cebe zarar verdi.

Lucasfilm'in yeni "ara dönem filmlerinden ilki" olarak lanse edilen yapım bir grup beklenmedik kahramanın, imkansız görünen Ölüm Yıldızı planlarını çalma görevi için bir araya gelme hikayesini anlatacak. Film, Death Star'ın planlarını çalmak için bir araya gelen bir ekibin mücadelesini merkezine alıyor ve 1977 tarihli Yıldız Savaşları: Bölüm IV'ten öncesini anlatıyor.


20 Aralık 2016 Salı

Maydanoz Time : Kitap - İçimdeki Müzik Sharon M. Draper

Herkese merhabalar efenim ...

Final haftası yaklaşıyor bi sürrü ödevim var ama dünya umurumda değil vallahi keh keh hala kitap okuma,dizi izleme,gezme ve sinemaya gitme derdindeyim tabiki gönüllü faaliyetlerimide aksatmıyorum.Hee bu durum sınavlardan düşük alacağım ya da fazla sermekeş bir yapım olduğu anlamına gelmesin bre dostlar sadece stres benim bünyeye baya bi zarar , su akar yolunu bulur her şey zamana gelince hallolur bu tür stresler için kendi zevklerimi hiç bir zaman arka plana itmem :)

Neyse efenim gelelim bugünün kitap postuna.Kitapağacı bünyesindeki toplantımızı dün gerçekleştirdik bu ayki ona da sıra gelecek ama öncelikli olarak ev sahibine vermeden önce hediye olarak aldığım kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere.Kitap hediye etmenin böyle de bir güzelliği var işte hediye etmeden önce o hediyeden sizde faydalanabiliyorusunuz :D

"İçimdeki Müzik" uzun zamandır bloglarda gördüğüm hatta bi ara Çok  Satanlar listesine girmiş ve bir çok dile çevrilip bir çok yerdende ödül almış bir kitap.

11 yaşında engelli bir kızın hikayesi.Adını şu an tam olarak hatırlamıyorum ama kızımız spastik.Yani beyninde herhangi bir problem yok,düşünebiliyor,duygu kontrolleri var hatta eğitilebilir düzeyde.Ama gel görün ki tekerlekli sandalyeye ve bir bakıcıya muhtaç şekilde bir bedenin içine hapsolmuş şekilde yaşıyor.Konuşamıyor,öz bakım becerilerini kendisi karşılamıyor,sarılamıyor,öpemiyor diğer çocuklar gibi ordan oraya koşturup,dans edemiyor.

Normalde bu tarz kitaplardan eskiden cidden çok etkilenir daha kitap başlar başlamaz ağlamaya başlardım.Şimdi düşününce sanırım onların ne hissettiğini tam olarak anlayamadığımız için birazda acıdığımız için ağlıyordum.Oysa bu mesleğin içine girince ve bir çok engelli vatandaşla tanışınca,sohbet edince bu tarz hikayeler ağlamamaya onları anlamaya,dinlemeye ve hissetmeye hatta başarılarına,güçlerine gülümsemeye başladım.

Aslında itiraf etmek gerekirse bu kitabın sonunda yine ağladım ... Ama gözyaşlarım engeller için değildi diğer insanların hatta 11-12 yaşlarındaki çocukların içindeki kötülüktü,engelli bireylere olan bakışlarıydı.Bunlar maalesef sadece kurgu değil,gerçek yaşamın içinde zaten varolan şeyler bunları bilmek daha çok canımı acıtıyor maalesef.Kötülük her ne alanda,her ne yaşta olursa olsun kötülüktür.

Şiddetle okumanızı tavsiye ettiğim nadir kitaplardan biri diyebilirim.


19 Aralık 2016 Pazartesi

Maydanoz Time : Film - Sen Benim Her Şeyimsin

Herkese merhabalar efenim ...

Sinemaya genelde durağan hele de Türk filmleri için pek gitmeyi tercih etmem malumunuz ama konu arkadaşlarla bir şey yapmak,paylaşmak olunca çiğ tavuk bile yiyecek hale geliyorum eh bu filme gitme hikayemde böyle oldu diyebilirim :) Genelde komedyenler içinde Cem Yılmaz hariç kimseye gülmeme ve filmlerini de pek izlemem o kişilerden biride Tolga Çevik maalesef.Beni güldürmüyor pek açıkçası ama yaptığı işler genelde güzel ve kaliteli oluyor.

Aslında bu filmde bir komedi değil aile filmi.Bir baba-kız hikayesi.Benim nadir olarak çok beğendiğim ve çok sevdiğim bayan oyunculardan biri olan Melis Birkan'ı da kadroda görünce pek sevindim.Pek orijinal bir konusu yok maalesef hatta sanırım  bi İspanyol filminden uyarlama durum böyle olunca öyle izlemenizi çok tavsiye ettiğim bir film olmamış maalesef izlemesinizde bir şey kaybetmiş sayılmazsınız :)


16 Aralık 2016 Cuma

Kore Dizi - 49 Days

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dizisi arşivlerinde dolanmaya devam ediyoruz.Çok duymama rağmen biraz geçte olsa nihayet izleyip entrikasına,senaryosuna hayran kaldığım dizilerden biri olan 49 Days'ten bahsedicem bugün sizlere.Fantastyik-Drama kategorisinde olan dizi meşhur ruh bekçisiyle bir zamanlar Kore televizyonlarını esip kavurmuş ve efsane diziler arasına girmeyi başarmış.

Ruh bekçisi haricinde ne başroldeki kızları ne de başroldeki adamları tanıyorum daha sonradan başka efsane dizilerde rol almamışlar herhalde.Sanırım piyasadan çekilmişler ya da silinmişer bilemiyorum artık orasını ...

Konusuna gelicek olursak : Ölmesi gereken zamandan önce kazayla ölen bir genç kızın evlenme arifesindeyken ölmesini ve bir ruh bekçisi eşliğinde kendine verilen görevi yerine getirmeyi başarırsa hayata geri dönmesini konu alıyor.Kızın görevi kendisi komadayken onun için saf gözyaşı dökecek 3 kişi bulmalıdır.Arkadaşları,ailesi ve sevgilisi tarafından çok sevilen biri gibi gözüksede aslında durumların hiçte öyle olmadığını ve bu görevin hiçte kolay olmayacağını görür.Her bölümü ayrı bi heyecandı ve çok çabuk 20 bölüm geldi geçti bazı diziler boşuna efsane olmuyor sevgili arkadaşlar...



15 Aralık 2016 Perşembe

Kore Dizi - Sensory Couple

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dizi arşivlerini karıştırmaya son hızla devam ediyoruz.2015 'in ses getiren yapımlarından biri olan Fantastik-Romantik-Komedi-Aksiyon-Suç başlıkları altında toplayabileceğimiz Sensory Couple ile devam diyoruz.Böyle ara ara eski senelerde yayınlanan dizilere dönünce daha sonradan başka yapımlarda izlediğim isimleri görünce pek bi mutlu oluyorum.

Bizim şişko yanak Rooptop Prince başrolde bu dizide.Kızıda IronMan ve When Man A Loves dizilerinden hatırlarsınız "güzel kız ama çok donuk" ...

Dizideki kötü adam rolünde de benim karmaşık oppam var.Yan rollerden Beautiful Gong Shim dizisi ile kurtulmuştu.Yan rol hatta kötü adamı oynadığı zamanlardan ... Adama her türlü rol gidiyor vallahi çok karmaşık bir yapısı var.Soğuk desen değil tatlı desen değil :D

Üç yıl önce, Choi Moo Gak (Yoochun), BarCode Cinayet Davası'nda küçük kız kardeşini kaybetmiştir. O andan sonra soğuk ve duyarsız biri hâline gelmiştir. Bu sırada, Oh Cho Rim (Shin Se kyung) aynı olaydan mucizevi bir şekilde sağ kurtulmuştur. O gün bugündür amneziden muzdariptir ancak aynı zamanda kokuları görebilme yeteneği de edinmiştir.

Can Moo Gak ve Cho Rim beraber çalışıp "BarCode Katilini" yakalayabilecek ve birbirlerinin yaralarını iyileştirebilecekler midir? 






14 Aralık 2016 Çarşamba

Kore Dizi - High-End Crush

Herkese merhabalar efenim ...

Kore dizilerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.Aslında kaldığımız yerden değilde geri dönüp arşivlerden izlemediğim gözüme çarpan dizileri izlemeye başladım tabi buna mini dizilerde dahil ! Hele şu sıra yeni keşfettiğim , daha doğrusu daha önceden çok bilsem ve çok duysam da bir türlü izlemeye fırsat bulamadığım 49 Days dizisindeki  ruh bekçisi rolüyle kendine bir çok insanı aşık eden ve 2016'da Cinderella and Four Knight dizisi ile yeniden ekranda boy gösteren Jung II Woo'nun bir mini dizisi vardı radarımda.Konusu klişenin dibi olsa da çerezlik romantizme doyuran dizilerden biriydi toplamda 16 bölüm olan her bölümü ortalama 15 dk falan süren bir mini diziydi.

Ünlü eğlence sektörünün kralı olan bir şirket patronu ve dağlarda tek başına hayatını yaşamaya çalışan dizideki tabirle "organik" bir kızın aşkını anlatıyor.Bu arada dizide Monsta X üyelerini de görmek çok hoşuma gitti :)


İlgili resim


11 Aralık 2016 Pazar

Maydanoz Time : Kitap - Ladesçi Üstün Dökmen

Herkese merhabalar efenim ...

Biraz geç oldu ama PDR hayatımın 3.yılında Üstün Dökmen okumaya başladım :D Evet bu kadar geç olmasından dolayı biraz utanıyorum açıkçası ama genelde kişisel gelişim kitaplara bana çok bayık geliyor ve nedense alanım olmasına rağmen çok fazla okuyamıyorum ama Üstün Dökmen benim idollerimden biri bu konuda o yüzden bütün kitaplarını (en azından bulabildiklerimi) okumaya ve notlar almaya karar verdim.

Dökmen'den ilk okuduğum kitap olmasına rağmen kitapta o alaycılığını,samimi gülüşünü ve söylemlerini çok açık bir şekilde hissettim.Karakterlerin ve hikayenin içine yer yer kendini ve yorumlarını sokması baya bi gülümsetti beni.Oldukça açık ve akıcı,sade bir üslupla yazıyor zaten kendisi.Kısa bir hikaye anlatıyor ama o hikayenin üstünde de bir çok ders veriyor aslında insanlara."Kendini ve toplumu kandırmak" , "dürüstlük" gibi eylemlerin üzerine yoğunlaşıyor bu kitabında.Hikayesinde ara ara açıklar versede geneline bakıldığında akıcı ve çok çabuk okunan bir kitap.Lades oyunu aslında göründüğü kadar masum bir oyun değilmiş diyor insan ...



Komedi Filmi : Ölümlü Dünya 2

 Herkese merhabalar efenim, Hasta ve evde film vakti yaptığım bir hafta sonu geçiriyorum.Yarından itibaren iş yerinde de çok yoğun olacağım ...