Herkese merhabalar efenim,
Bu ay toplantısına nihayet katılabildim.2 ay ara vermiştim malum işlerden kaynaklı biliyorsunuz ki.Artık eski hayatıma geri dönmüş bulunuyorum.9-5 çalışıyor,hobilerimle ilgileniyorum artık kendime ve yoluma bakıyorum sadece.
Daha önce İskender Pala'dan İki Dirhem Bir Çekirdek kitabını okumuş ve çok keyifli bulmuştum atasözlerinin ve deyimlerin perde arkası hikayelerini anlatıyordu.Ordan diline biraz alışkındım oysa ama onu okuyalı 10 yıldan fazla zaman olmuş oysa benim için daha dün gibiydi.Bu kitapta da aynı ağır dili kullanmış o yüzden biraz akıcılığı kırıyor.4 tane aşık var ve hepsi de farklı tür bir aşkı temsil ediyor benim gözümde ama hepsinin de ortak özellikleri var.Kendinden çok aşıkı düşünmek ve fazlaca fedakar olmak insanı en çok da bunlar yaşlandırıyor ve hayatından çalıyor bence.Zaten kitabın en sonunda da bunun kimseye hiç bir faydası olmadığını net bir şekilde görüyoruz.
10 Haziran 1617 sabahı Kulaksız Kabristanı’nda hatun kişi mezarı üzerinde, biri hanım üç ceset bulundu. Erkekler mezara kapaklanmış, kadın da erkeklerden birine sarılmış vaziyetteydi. Devrin ases teşkilatı aylar sonra üçünün de aynı vakitte öldüğünü açıkladı; aşk yüzünden…