Herkese günün 2.postu olan film postundan merhabalar efenim.Belgesel yerine Romantik-Komedi tercih edenler buraya!Bugünün filmi Angelina Jolie'nin bence ilk kez bir Romantik-Komedi'de rol aldığı Hayatın Hakkını Ver filmi.Aslında film tipik Carpe Diem başka bi şey demiyem formatında ilerliyor hayatınızın ve yaşadığınız anın değerini bilin!
Konusu:Angelina Jolie ve Edward Burns, seçim yapmak, arkadaşlık ve karışıklık çıkarmakla ilgili bu seksi komedide izleyenleri yakıyor. Lanie, kusursuz saçlara, kusursuz bir erkek arkadaşa, kusursuz bir daireye hatta kusursuz bir hayata sahip güzel, hırslı bir habercidir. Günün birinde altıncı hisleri kuvvetli olan bir sokak medyumuyla karşılaşır ve hayatı bir anda altüst olur. Yakışıklı ve sözünü esirgemeyen iş arkadaşı Pete'in yardımıyla Lanie, kaderiyle yüzleşmek zorunda kalır. Eğlenceli olduğu kadar bir o kadar da romantik!
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
5 Mayıs 2015 Salı
Maydanoz Time : Film - National Geographıc Tabu Belgesel Serisi (2 tane)
Herkese merhabalar efenim.Hayatım şu sıra öyle güzel ve huzurlu gidiyor ki kelimelerim kifayetsiz kalıyor.Tabi finallerden önce her şey pek bi güzel ya final haftası? Amanin yaklaşıyor vallahi bak yine içime bi öküz oturdu! :(
Neyse efenim bizim bu yıl ki antrpoloji dönem sonu ödevimiz olan ve bana düşen 2 Tabu belgeselinden bahsetmek istiyorum.Belki aranızda belgesel sevenleriniz vardır ben eskiden pek sevmezdin açıkçası ama bu antrpoloji dersi bu yıl bana baya bir şeyler kattı bu anlamda diyebilirim.
Bu belgeselleri ve daha fazlasını belgesell.com dan bulabilirsiniz.
1-Geçiş Törenleri Ayinleri:
2-Estetik Ve Güzellik Anlayışı:
Neyse efenim bizim bu yıl ki antrpoloji dönem sonu ödevimiz olan ve bana düşen 2 Tabu belgeselinden bahsetmek istiyorum.Belki aranızda belgesel sevenleriniz vardır ben eskiden pek sevmezdin açıkçası ama bu antrpoloji dersi bu yıl bana baya bir şeyler kattı bu anlamda diyebilirim.
Bu belgeselleri ve daha fazlasını belgesell.com dan bulabilirsiniz.
1-Geçiş Törenleri Ayinleri:
Hayat doğumla başlayan
ölümle biten bir yolculuk.Doğumdan ölüme kadar belli gelişme dönemlerinden
geçiyoruz.Bazı ülkelerde işte bu gelişme dönemleri bir ‘’geçiş ayini’’ ile tabu
haline gelebiliyor.
Güney Afrika’da bir erkek
çocuğun erkekliğe girişi bir ayinle yapılıyor.Bu ayine ‘’sünnet töreni’’
deniliyor.Bu şekilde erkek olacak kişinin gerçek acıyı tatması sağlanıyor.
20 yaşına gelince ilk
olarak saç traş ediliyor o sırada ailesi danslarla kutlamalar yapıyor.
Sünnet töreni öncesinde
erkek çocukların vücudu her yaz beyaz boya ile boyanır,kabileden çok uzakta
derme çatma bir kulübeye kapatılırlar.Hijyen neredeyse hiç yok,enfeksiyon
yaygın.Bunun sonucunda sakatlanma ve ölümlerin olması oldukça yaygın.
Buna benzer bir törenle
olmasa da dünyanın bir çok yerinde (örneğin Müslümanlarda) sünnet töreni
oldukça yaygın.Erkekliğe geçiş bir çok yerde gerçekten önem sahibi olan bir
konu.Sadece erkekliğe değil Meksika gibi bir yerde kadınlığa geçişte oldukça
önemli görülüyor ve bunu ayinleştiriyorlar.Meksika’da oldukça eski bi topluluk
olan Apaçiler bu geçiş töreninin başrolünde.
Bu kadınlığa geçiş
töreninde ilk adet ritüeli oluyor.Amaç adet ağrısı ve doğum acısına hazırlıklı
ve dayanıklı yetişmelerini sağlamak Apaçi kadınlarının.Bu şekilde kadın olmanın
ne olduğu,bir kadının nelere katlandığı vurgulanıyor.Kadınlık kutlanıyor çünkü
kadınlar türün devamını sağladıkları için kadınlara Apaçilerde büyük saygı
duyuluyor.
İnsanın bu gelişimsel süreçleri içinde
sadece erkekliğe ya da kadınlığa geçişi değil yaşlılığa geçişi de bir süreç
oluyor.Amerika’da en azından bu böyle oluyor.
Amerika güzelliğe,gençliğe tapar ve
üretkenliğe değer verir.Diğer kültürler topluma değer verirken Amerika
bağımsızlığa ve bireyselliğe odaklanır.Yaşlılık çoğu Amerikalıyı töreni olmayan
bir geçişe zorlar.Evlerinden ve ailelerinden genellikle koparılırlar ve bu
karar torunları,çocukları tarafından verilir.Doğu ülkelerinde yaşlılara
yaşantıları ve tecrübeleri nedeniyle değer verilir,saygı duyulur.Bir çok ülkede Amerika’nın yaşlılarını huzurevlerine
ve bakımevlerine vermesini eleştirir.
Doğuştan sahip olduğunuz
bedeni değiştirmek için ne kadar ileri giderdiniz?
Vücudumuza yaptığımız
değişiklikler sadece bireysel farklılıkları değil içinde yaşadığımız kültürü de
tanımlar.
Tayland’ta uzun boyunlu
kadınlar kabilesi bu kültürü tanımlayan yansıtmalardan sadece biri.
5 yaşında boyunlarına uzun
pirinç halkalar takıyor,bu takıları takan kişinin vücudunda şekil bozuklukları
dahi görülebiliyor.Bu kadınlar bu geleneği şu şekilde yorumluyor:
‘’Biraz rahatsızlık ve ağrı
hissetmek yaşamın bir parçasıdır.’’
Halk hikayelerinde halka
çıkarsa boynunun kırılabileceği dahi anlatılıyor.Bu halklar onlar için bir
güzellik ve estetik anlayışından öte geleneksel bir yapı.Uzun boyunlu olmak
zarif olmakla bir görülüyor.
Afrika’da çocukların
yüzlerine acı dolu dövmeler yapılıp ilkel aletlerle dişleri törpüleniyor.Afrika’da
başka bir geleneksel güzellik anlayışı ise annelerin küçük kız çocuklarının
göğüslerini kızgın bir sopayla 3 ay boyunca ezerek küçültme çabaları.Bu
uygulamada ki amaç; erken yaşlarda erkeklere kendilerini
kaptırmamaları,bağımsız bir birey olarak yaşamaları,istenmeyen evlilik ve
hamileliklerin önüne geçmek.
Asya ve Afrika ülkelerinde
güzellik ve estetik anlayışı daha çok kültürel ve geleneksel olarak ele
alınıyor oysa Amerika ve Avrupa’da durum daha farklı.Örneğin Miami’de;popo ve
göğüs ameliyatı oldukça yaygın bir şeydir.Miami’de güzel kalmak ve güzel olmak
bir saplantı haline gelmiş.Kadınlar kadar erkeklerde bu ameliyatlara
giriyor.Sahte göğüs kasları,kalça ameliyatları yapılıyor.Mankenlik yaparak bu
sahte vücutlarıyla para kazanıyorlar.Onlara göre bu durumda hiç bir ahlaksal
yanlış yok.İşlerine yarayan her şey
doğru kabul ediliyor.
Sonuç:
İnsanların hepsi doğuştan
Allah’ın kendilerine verdikleri bir dış görünüşe,kendince ‘’insani’’ bir
güzelliğe sahiptirler.Ama insanlar yaşam koşulları,kültür ve başka insanların
kendi haklarında ki düşünceleri neticesinde içlerinde oluşan kendi yapısını
beğenmeme ya da herkes yaptığı için doğal olmayan bi durumun doğal görünmesi
neticesinde vücutlarını,duruşlarını değiştirebiliyorlar.
Bu bazen Tayland’ta ve Afrika’da
olduğu gibi kültürel ve geleneksel bi yapı olabiliyor.İçlerinde gerçekten
düşünebilen insanlar olsaydı ‘’Biz bu saçma ve işkence veren şeyleri neden
yapıyoruz ki?’’ diye sorgulardı.Belki diğer kabilesindeki insanları ikna
edemeyebilirdi ama gelenek adı altındaki insani olmayan güzellik işkencelerine
bi ‘’dur’’ deme cesaretini göstermiş olurdu.
Afrika’da kız çocuklarına
uygulanan göğüs dövülme işlemi ise ayrı bi işkence.Küçük kızların cinsiyetinin
varlığından nefret etmesine kadar gidebilecek psikolojik tramvalar yaratacak
bir şey bu.Eğer burada gerçekten niyet erken evlilik ve hamilelikleri
engellemekse o zaman erkekleri iradeli ve başka kızlara zarar vermeyecek
şekilde yetişmelerini sağlamaları lazım.
Miami’de yapılan popo ve
göğüs ameliyatları ise sadece kendini kandırmaktan başka bir şey değil.İnsanlar
senin yaptığın şeylere,düşüncelerine ya da ruhuna bakmıyor.Dış görünüşüne
bakarak senin hakkında yorumlarda bulunuyor.Bence bu durum en az geri kalmış
ülkelerdeki yapılan şeyler kadar iğrenç.Kolay para kazanmak adına vücuduna
değiştirmek ve hatta bıçak altına yatıp ölüme kadar varacak bir şeyi göze almak
bence hiçte akıl karı olmayan bi durum.
3 Mayıs 2015 Pazar
Maydanoz Time : Film - You're My Pet
Herkese günün 2.postu olan film postundan merhabalar efenim.Kore dizileri kadar Kore filmlerinide pek severim hele de Romantik-Komedi tadında olunca sanki 1 bölümlük Kore dizisiymişler gibi geliyor bana.Kore ve Türkiye tarafından da çok sevilen benimde sadece saçlarını çok beğendiğim ve kıskandığım baby face oppamız(bu abi oppa) var başrolde aslında en çokta onun için izledim diyebilirim bi de tabiki konusu var! Allah'ım ne konu bu öyle!Bir erkeği mecazi anlamda ''köpek'' yapmayı biliyoruzda ya bu erkek gerçek anlamda köpek olmaya çalışırsa :D
2 Mayıs 2015 Cumartesi
Maydanoz Time : Film - Leap Year
Herkese günün 2.postu olan film postundan merhabalar efenim.İşte böyle içimiz sıcacık yapak aşk filmlerine bayılıyorum.Amy Adams'ı zaten ne kadar sevdiğimi biliyorsunuzdur Kırmızı Halı yorumlarımdan.Başrollerimiz harika olunca hikayede çok tatlı olunca bizede sıcak çikolata eşliğinde bu hikayeye dahil olmak düşüyor.
Konusu:Hoşlandığı adamla evlenmeye kesin kararlı olan ancak kaderinin sonucunda başka bir erkekle tanışan genç bir kadının öyküsü ele alınır. Dört senedir birlikte olduğu erkek arkadaşının ona evlenme teklifi etmemesi üzerine Anna, kadınların erkeklere Şubat’ın 29’unda evlenme teklifi yapabildiği bir İrlanda efsanesini öğrenerek tüm kontrolü üstüne almaya karar verir. Evlilik teklifi için sevgilisi Jeremy’nin arkasından Dublin’e takip edecektir ancak istenmeyen hava koşulları sebebiyle gidemez. Dublin’e gidebilmesi için taşra kişilerinden Declan, Anna’ya yardımda bulunur ama Anna yolculukta Declan’a aşık olur.
Konusu:Hoşlandığı adamla evlenmeye kesin kararlı olan ancak kaderinin sonucunda başka bir erkekle tanışan genç bir kadının öyküsü ele alınır. Dört senedir birlikte olduğu erkek arkadaşının ona evlenme teklifi etmemesi üzerine Anna, kadınların erkeklere Şubat’ın 29’unda evlenme teklifi yapabildiği bir İrlanda efsanesini öğrenerek tüm kontrolü üstüne almaya karar verir. Evlilik teklifi için sevgilisi Jeremy’nin arkasından Dublin’e takip edecektir ancak istenmeyen hava koşulları sebebiyle gidemez. Dublin’e gidebilmesi için taşra kişilerinden Declan, Anna’ya yardımda bulunur ama Anna yolculukta Declan’a aşık olur.
Maydanoz Time : Kitap - Siyah Süt Elif Şafak
Herkese güzel bir hafta sonundan merhabalar efenim.Uzun bi süreden sonra şöyle dişime göre pek bi zevk aldığım akıcı mı akıcı yine hızımı alamayıp 2 günde bitirdiğim bi kitapta bahsedicem sizlere.
Elif Şafak'ın Siyah Süt'ü...Benim tabi daha çok yolum var evlilik,annelik durumlarına ama Gelişim Psikolojisi gören insanım sonuçta.Ayrıca Elif Şafak hayranıyım bu kitabı okurkende yine bir çok ortak noktamızın oluğunu gördüm.Bu kitap bi hikaye değil, bi deneme değil,bi otobiyografi değil bence bu kitap daha çok bir günlük bir anı defteri...
Size okurken not aldığım bazı paragrafları yazmak istiyorum yüksek müsadenizle...
Yalnızlık Allah'a mahsustur diyerek her insanı evliliğe mecbur bırakmak,insanoğlunun geliştirdiği en büyük aldatmacalardan biridir.Nuh'un Gemisine çiftler halinde bindik diye tüm tolculuğu çiftler halinde yapmak zorunda değiliz.
İlla da evlilik/yuva metoforuyla konuşmak gerekiyorsa,diye bilirim ki:''edebiyat benim kocam,kitaplarımda çocuklarım.Bu durumda evleip çocuk yapmaya kalkmam ancak edebiyatı boşayarak ya da onun üstüne kuma getirmek olur.''
Peyami Safa olsaydı şuracıkta otursaydı aramızda ayak ayak üstüne atar ve derdi ki:''O kadın rahmiyle üretiyor sen ise beyninle.Doğrusu onun yoludur yanlış olan sensin.''
Kibrimle daga geçiyor kainat inceden inceye.Görmesini bilene tesadüfler ki tesadüf değildir.
Diyemiyorum ki ben de tam tersine sessizlikten rahatsız oluyorum.Ne zaman sessizliğe gömülse ortalık,çıkıveriyor içimdeki çatlak sesler birer birer.
Belki de bu sebepten pek öyle kızamıyorum arabalarının camlarını indirip,cıs tak cıs tak müzik yayını yapan görgüsüz heriflere.Magandalarda sessizlikten ölesiye korkuyorlar gibi geliyor.
Hayal şeftali yanaklı bir genç kız.Bir su perisi kadar cazibeli,bir su perisi gibi aldatıcı.Kucaklamaya kalksan kayar gider ellerinden,tutamazsın.Hakikat ise beli bükülü dişleri dökülü kamburu çıkmış bir acuze.Kolay kolay suratına bakamazsın.
Elif Şafak'ın Siyah Süt'ü...Benim tabi daha çok yolum var evlilik,annelik durumlarına ama Gelişim Psikolojisi gören insanım sonuçta.Ayrıca Elif Şafak hayranıyım bu kitabı okurkende yine bir çok ortak noktamızın oluğunu gördüm.Bu kitap bi hikaye değil, bi deneme değil,bi otobiyografi değil bence bu kitap daha çok bir günlük bir anı defteri...
Size okurken not aldığım bazı paragrafları yazmak istiyorum yüksek müsadenizle...
Yalnızlık Allah'a mahsustur diyerek her insanı evliliğe mecbur bırakmak,insanoğlunun geliştirdiği en büyük aldatmacalardan biridir.Nuh'un Gemisine çiftler halinde bindik diye tüm tolculuğu çiftler halinde yapmak zorunda değiliz.
İlla da evlilik/yuva metoforuyla konuşmak gerekiyorsa,diye bilirim ki:''edebiyat benim kocam,kitaplarımda çocuklarım.Bu durumda evleip çocuk yapmaya kalkmam ancak edebiyatı boşayarak ya da onun üstüne kuma getirmek olur.''
Peyami Safa olsaydı şuracıkta otursaydı aramızda ayak ayak üstüne atar ve derdi ki:''O kadın rahmiyle üretiyor sen ise beyninle.Doğrusu onun yoludur yanlış olan sensin.''
Kibrimle daga geçiyor kainat inceden inceye.Görmesini bilene tesadüfler ki tesadüf değildir.
Diyemiyorum ki ben de tam tersine sessizlikten rahatsız oluyorum.Ne zaman sessizliğe gömülse ortalık,çıkıveriyor içimdeki çatlak sesler birer birer.
Belki de bu sebepten pek öyle kızamıyorum arabalarının camlarını indirip,cıs tak cıs tak müzik yayını yapan görgüsüz heriflere.Magandalarda sessizlikten ölesiye korkuyorlar gibi geliyor.
Hayal şeftali yanaklı bir genç kız.Bir su perisi kadar cazibeli,bir su perisi gibi aldatıcı.Kucaklamaya kalksan kayar gider ellerinden,tutamazsın.Hakikat ise beli bükülü dişleri dökülü kamburu çıkmış bir acuze.Kolay kolay suratına bakamazsın.
1 Mayıs 2015 Cuma
Maydanoz Time : Müzik - Rihanna And Kanye West And Paul McCartney FourFiveSeconds
Herkese günün geleneksel müzik postundan merhabalar efenim.Bu müzik postumuzun konuğu yeni klibi,tarzı ve şarkısı ile Riri :D (Aşkım benim)
Bu yeni tarzı her zaman ki gibi çok cool tabi klip biraz bana kot reklamı kokuyor gibi geldi ama hani hoşuma gitmedide diyemem şarkıda öyle bakalım siz beğenecek misiniz herkese iyi seyirler :)
Maydanoz Time : Ben - Balıkesir KoçFest Athena Konseri
Herkese merhabalar efenim.Geleneksel cuma müzik postundan önce tee bu pazartesi gittiğim KocFest'in düzenlediği Athena konserinin postunu yapmak istedim.Ailem gittiğim İzmir'deki konserler nazarında değerlendirmek gerekirse elbette arkadaşlarımla gittiğim bu konserde daha çok eğlendim ama tabiri caizse gidip gelene kadar canımız çıktı.Ay bi kere konser kampüsteydi bilmem kaç tane minübüs kaçırdıktan sonra 9'da başlayacak olan konsere 9'da gitmeyi başarınca şu resimde gördüğünüz kulübe gibi bir şeyin oralara kaldık o yüzden pek bi sahneye göremedik.
Athena her zaman ki gibi bombaydı ama o kadar soğuklardan gelmişler ki kalın deri ceketle ve bere ile çıktı Gökhan sahneye bizde sıcaktan bayılmak üzereydik resmen onları öle görünce ben bayıldım yahu Ferman gibi soyunsa ne olurdu yani :D
Ayrıca ilk defa bi konserin saat 11 gibi gittiğini gördüm normalde böyle mi erken bitiriyor bilemedim ama çok erken bitti bence biz en az 1 'den aşşağıya dönemeyiz sanıyordum konser çıkışında arkadaşlarla 101 bile attık düşünün yani :D
Son olarak Athena yeni şarkılarını söylediği için ben dahil bir çok kişide bilmiyordu.O yüzden başta bi kopamadık sadece akıma kendimizi kaptırdık son 2 şarkısı bizim bildiğimiz eski şarkılardandı bi onlarda eğlendik doyasıya o kadar bi konserde böle geldi geçti kısaca :D
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Gerilim Filmi : The Substance
Herkese merhabalar efenim, Yılın en iyi korku filmlerinden biri olmaya aday olan feministik bir Body Horror olarak anılan ve artık sinefill...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...