Herkese merhabalar efenim ...
Bugün Nostalji filmi olarak American Beauty var.Karmaşık aile ilişkileri ve sıkı bir Amerika ahlakı eleştirisi bir film daha.Sanırım o yıllarda Amerika'ya baya bir giydiriyorlarmış.Hatta Oscar bile almış bu film.Gerçi hala bugünde Amerika hükümeti ile sanat camiasının hatta Oscar'ın yıldızı barışmış değil.Filme gelicek olursak başrolde Olağan Şüpheliler filminden hatırlayacağınız Kevin Spasey var.Film daha çok "orta yaş krizi" ve "karmaşık aile ilişkileri" temasında ilerliyor.
Amerikan Güzeli filmi hikaye olarak Amerikalı bir ailenin içerisinde geçen bir takım olaylar dizisini ve bunlarla birlikte yaşadıkları çöküntüler ile kopmaları konu alıyor. Amerikan rüyasının en olağan taşlama yapımlarından biri olarak gösterilen yapımda Lester isimli adamın kızıyla ve aynı zamanda orta yaş bunalımına giren karısı ile iletişim kurmaya çalışarak, her günü aynı geçen bir babanın hayatını tiksinerek yaşayacak seviyeye geldiğini görüyoruz. Çalıştığı iş yerinden ayrılan Lester zamanını şimdiye kadar hiç yapmadığından daha fazla değerlendirmeye çalışarak, kendisini birazda olsa genç hissetmek ister. Bir süre sonra kızının 16 yaşındaki yakın arkadaşı Angela ile aralarında ilginç bir cinsel yakınlaşma doğar. Kızı ve karısıyla zaten arası oldukça açık olan adamın ailesiyle arasındaki bağ neredeyse tamamen kopma aşamasına gelecek ve böylece ailenin her bireyi yollarını farklı bir yöne çevirecektir.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
12 Nisan 2018 Perşembe
Gerilim Film - The Shinning
Herkese merhabalar efenim ...
Nostalji film kuşağında bugün Türkçe'ye "Cinnet" olarak çevirilen ve Psikolojik-Gerilim türünün atalarından olarak sayılan The Shinnig filmi var.Tam bir Jack Nicholson oyunculuğu izleme filmi de diyebiliriz.Tabi dahi yönetmen Kubrick'inde Stephen King'in romanını beyaz perdeye uyarlama şekli de enfes diyebiliriz.Bu arada King filmi izleyip beğenmemiş ve kendi bir dizi şeklinde çekmiş kafasına göre ama seyirci de onun yaptığını beğenmemiş ki haklıda burada bir Kubrick harikası var King lütfen !
Neyse efenim.Aslında film sahne sahne üzerine sayfalar yazılacak derinlikte bir film.Bir çok sahnede açıkça "Amerika" eleştirisi var ama ben izlerken bazılarını anlayabildim gerisi için sözlüklerden yararlandım.Cidden çok derinliği olan bir film.Eğer araştırarak izlemezseniz çok havada kalacak hatta çoğu kişiye de saçma bir korku filmi gibi gelicek.Ki korku filmi de değil türü Psikolojik-Gerilim.Kubrick'in kendine has sinema çekimleri ve dekor kullanımı... Film baştan sona resmen bir sanat.Tek sevmediğim şey başrolde ki kadın ve onun lanet olası oyunculuğu oldu.Küçücük çocuk bile harika bir oyunculuk performansı yaşatırken Shelley Duvall'in oyunculuğu çoook vasat ve samimiyetsiz kalmış.Bence Kubrick onu sırf tipi dolasıyla seçti.Çünkü kadının tipi tam bir "korku filmi kadın tipi" diyebiliriz.
Stephen King’in romanından Stanley Kubrick’in elini atarak sinemaya aktardığı film, klasik filmler arasında kült sayılan bir psikolojik gerilim filmidir. Yazarlık yapan Jack Torrance (Jack Nicholson) Overlook isminde bir oteli satın alır. Ailesi ile birlikte otele yerleşirler. Jack’in doğaüstü psikşik yetilere sahip ufak oğlunun, zamanla otelde yalnız olmadıklarının farkına varmasıyla ve bu konuda ailesini inandırmaya çalışması onların olağan dünya ile fantastik bir dünya arasında sıkışmasına sebep olur. Kar fırtınasının çıkması ile aile otelde mahsur kalınca Jack yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.
Nostalji film kuşağında bugün Türkçe'ye "Cinnet" olarak çevirilen ve Psikolojik-Gerilim türünün atalarından olarak sayılan The Shinnig filmi var.Tam bir Jack Nicholson oyunculuğu izleme filmi de diyebiliriz.Tabi dahi yönetmen Kubrick'inde Stephen King'in romanını beyaz perdeye uyarlama şekli de enfes diyebiliriz.Bu arada King filmi izleyip beğenmemiş ve kendi bir dizi şeklinde çekmiş kafasına göre ama seyirci de onun yaptığını beğenmemiş ki haklıda burada bir Kubrick harikası var King lütfen !
Neyse efenim.Aslında film sahne sahne üzerine sayfalar yazılacak derinlikte bir film.Bir çok sahnede açıkça "Amerika" eleştirisi var ama ben izlerken bazılarını anlayabildim gerisi için sözlüklerden yararlandım.Cidden çok derinliği olan bir film.Eğer araştırarak izlemezseniz çok havada kalacak hatta çoğu kişiye de saçma bir korku filmi gibi gelicek.Ki korku filmi de değil türü Psikolojik-Gerilim.Kubrick'in kendine has sinema çekimleri ve dekor kullanımı... Film baştan sona resmen bir sanat.Tek sevmediğim şey başrolde ki kadın ve onun lanet olası oyunculuğu oldu.Küçücük çocuk bile harika bir oyunculuk performansı yaşatırken Shelley Duvall'in oyunculuğu çoook vasat ve samimiyetsiz kalmış.Bence Kubrick onu sırf tipi dolasıyla seçti.Çünkü kadının tipi tam bir "korku filmi kadın tipi" diyebiliriz.
Stephen King’in romanından Stanley Kubrick’in elini atarak sinemaya aktardığı film, klasik filmler arasında kült sayılan bir psikolojik gerilim filmidir. Yazarlık yapan Jack Torrance (Jack Nicholson) Overlook isminde bir oteli satın alır. Ailesi ile birlikte otele yerleşirler. Jack’in doğaüstü psikşik yetilere sahip ufak oğlunun, zamanla otelde yalnız olmadıklarının farkına varmasıyla ve bu konuda ailesini inandırmaya çalışması onların olağan dünya ile fantastik bir dünya arasında sıkışmasına sebep olur. Kar fırtınasının çıkması ile aile otelde mahsur kalınca Jack yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.
11 Nisan 2018 Çarşamba
Romantik Komedi Film - Pretty Woman
Herkese merhabalar efenim ...
Derslerimi şu ara yoluna soktuğuma göre şöyle güzel bir film serisi yapmaya karar verdim.Eh yaş 22 olunca 90'lar kuşağındaki o "unutulmaz" filmleri duydum ama izlemedim maalesef.Bayılıyorum o dönemlere ! O yüzden belki sizin içinde bir nostalji kuşağı olucak olan nostalji filmleri izlemeye başladım.İlk film : Richard Gere tatlılığı ve Julia Roberts güzelliği ve ikisinin harika kimyasının olduğu film : Pretty Woman ! Romantik-Komedi filmlerinin atası da olur bu film.Ayrıca çokta beğendim.Richard Gere pek kalıbım bir adam değil ama o kısık gözleriyle cidden gençliğince çok karizmatik bir adammış.30'lu yaşlardaki hanımların neden şimdi Richard Gere diye ölüp bittiklerini anlıyorum sanırsam :) Julia Roberts'a diyecek lafım yok zaten kadının yeğeni olan Emma Roberts'a bile bayılıyorum :D Roberts geninde cidden çok ayrı bir güzellik var !
Zengin ve yakışıklı işadamı Edward etrafındaki kadınlardan ve hayatının tekdüzeliğinden çok sıkıldığı bir anda Los Angeles caddelerinde güzel Vivian ile tanışır. Beraber geçirdikleri büyülü bir geceden sonra aralarında bir anlaşma yaparlar. Bir hafta boyunca sevgili olacaklar ama bu haftanın sonunda herkes yoluna devam edecektir. Vivian geceleri tekrar yol kenarlarına, Edward da elit yaşamına...
Derslerimi şu ara yoluna soktuğuma göre şöyle güzel bir film serisi yapmaya karar verdim.Eh yaş 22 olunca 90'lar kuşağındaki o "unutulmaz" filmleri duydum ama izlemedim maalesef.Bayılıyorum o dönemlere ! O yüzden belki sizin içinde bir nostalji kuşağı olucak olan nostalji filmleri izlemeye başladım.İlk film : Richard Gere tatlılığı ve Julia Roberts güzelliği ve ikisinin harika kimyasının olduğu film : Pretty Woman ! Romantik-Komedi filmlerinin atası da olur bu film.Ayrıca çokta beğendim.Richard Gere pek kalıbım bir adam değil ama o kısık gözleriyle cidden gençliğince çok karizmatik bir adammış.30'lu yaşlardaki hanımların neden şimdi Richard Gere diye ölüp bittiklerini anlıyorum sanırsam :) Julia Roberts'a diyecek lafım yok zaten kadının yeğeni olan Emma Roberts'a bile bayılıyorum :D Roberts geninde cidden çok ayrı bir güzellik var !
Zengin ve yakışıklı işadamı Edward etrafındaki kadınlardan ve hayatının tekdüzeliğinden çok sıkıldığı bir anda Los Angeles caddelerinde güzel Vivian ile tanışır. Beraber geçirdikleri büyülü bir geceden sonra aralarında bir anlaşma yaparlar. Bir hafta boyunca sevgili olacaklar ama bu haftanın sonunda herkes yoluna devam edecektir. Vivian geceleri tekrar yol kenarlarına, Edward da elit yaşamına...
3 Nisan 2018 Salı
Müzik - Sia Never Give Up
Herkese merhabalar efenim ...
Bu dönem resmen bir savaş içerisindeyim.Hem içeri (kendime karşı) hem de dışarı karşı (aile,arkadaşlar,okul vb).Bu savaşlar insanı büyütüyor derler bilmiyorum doğru mu ? Tek bildiğim ne istediğim.Biran önce okul ve şu süreç bitsin KPSS sınavına girmiş hatta kazanmış tain olacağım yeri bekleyip görmek ve en sonunda gitmek,kendi hayatıma başlamak istiyorum.Bence insanın gerçek hayatı asıl o zaman başlıyor.Kendine ait bir ev,kendi işin,kendi kazandığın paran,kendi eşyaların kendi düzenin ve kendi hayatın.Daha sonra evlilik,çocuk falan ... Bu süreçleri yaşamadan o mutluluklar gelmiyor biliyorum ... Kendime ait iyi bir gelecek hazırlamak için bu kadar çabalıyorum."Millet ne savaşlar veriyor " demeyin sakın bana ! Allah dağına göre kış verir.Herkesin savaşı,istekleri,fedakarlıkları ayrıdır.Elbette Allah kimseyi sevdikleriyle,evladıyla sınamasın ! Ama bu da benim mütevazi savaşım.Biliyorum gelip geçecek (nasıl üniversite döneminde geçtiyse) o zamana kadar "Evin yolunu bulana kadar pes etme !" diyorum ve ne zaman kendimi böyle sıkılmış ve bu düşünceler içince boğulmuş hissetsem Sia ablamızdan bu şarkıyı dinliyorum bana çok iyi geliyor :)
Beni uyutmayan şeytanlarla savaştım
Denize seslendim ama o beni terketti...
Ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır
Hayır, vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır...
Ve beni hayal kırıklığına uğratmana izin vermeyeceğim
Yere düştüğünde ayağa kakmaya devam edeceğim
Ah,asla vazgeçme,hayır,asla vazgeçme,hayır hayır,oh
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım...
Bu dönem resmen bir savaş içerisindeyim.Hem içeri (kendime karşı) hem de dışarı karşı (aile,arkadaşlar,okul vb).Bu savaşlar insanı büyütüyor derler bilmiyorum doğru mu ? Tek bildiğim ne istediğim.Biran önce okul ve şu süreç bitsin KPSS sınavına girmiş hatta kazanmış tain olacağım yeri bekleyip görmek ve en sonunda gitmek,kendi hayatıma başlamak istiyorum.Bence insanın gerçek hayatı asıl o zaman başlıyor.Kendine ait bir ev,kendi işin,kendi kazandığın paran,kendi eşyaların kendi düzenin ve kendi hayatın.Daha sonra evlilik,çocuk falan ... Bu süreçleri yaşamadan o mutluluklar gelmiyor biliyorum ... Kendime ait iyi bir gelecek hazırlamak için bu kadar çabalıyorum."Millet ne savaşlar veriyor " demeyin sakın bana ! Allah dağına göre kış verir.Herkesin savaşı,istekleri,fedakarlıkları ayrıdır.Elbette Allah kimseyi sevdikleriyle,evladıyla sınamasın ! Ama bu da benim mütevazi savaşım.Biliyorum gelip geçecek (nasıl üniversite döneminde geçtiyse) o zamana kadar "Evin yolunu bulana kadar pes etme !" diyorum ve ne zaman kendimi böyle sıkılmış ve bu düşünceler içince boğulmuş hissetsem Sia ablamızdan bu şarkıyı dinliyorum bana çok iyi geliyor :)
Beni uyutmayan şeytanlarla savaştım
Denize seslendim ama o beni terketti...
Ama asla vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır
Hayır, vazgeçmeyeceğim, hayır, asla vazgeçmeyeceğim, hayır, hayır...
Ve beni hayal kırıklığına uğratmana izin vermeyeceğim
Yere düştüğünde ayağa kakmaya devam edeceğim
Ah,asla vazgeçme,hayır,asla vazgeçme,hayır hayır,oh
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım
Yolumu bulacağım,eve giden yolumu bulacağım...
2 Nisan 2018 Pazartesi
Maydanoz Time : Film - Hardcore Henry
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün 3 Nisan yani benim doğum günüm ! Tam tamına 23 yaşındayım artık yehuu !
Bugün ki film postunu kendime ithaf ediyorum :D Benim gibi video oyunları oynamayı ya da Twitch'ten izlemeyi seven var mı ? Heh işte Ruslar hiç beklenemedik bir şekilde bizleri düşünmüş olacak ki tam da seveceğimiz tarzda bir film yapmışlar.Sanki hikaye tabanlı bir oyun izler gibi izledim resmen filmi.FPS mantığı ile çekilmiş yani karakterin gözünden izliyoruz filmi.Sanki siz yaşıyorsunuz gibi oluyor.Senaryosu,kamerası ve oyuncularıyla oldukça kaliteli bir yapım olmuş mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum :)
Kadrosunda yıldızları barındıran ve Abd ile Rusya da yapılan çekimleri sonrası bilim kurgu ve aksiyon dolu bir film ortaya çıkmış. Hardcore Henry filmi aksiyon kameraları ile tüm film boyunca çekilmiş nadir filmler arasına girmiş bir filmdir. Tüm filmi başrol oyuncusunun gözünden göreceksiniz. Filmde Henry öldükten sonra tekrar hayata çok daha güçlü bir şekilde gelecek ve kaçırılan karısını Moskovadan kurtarmaya çalışacak bunun için savaşacaktır.
Bugün 3 Nisan yani benim doğum günüm ! Tam tamına 23 yaşındayım artık yehuu !
Bugün ki film postunu kendime ithaf ediyorum :D Benim gibi video oyunları oynamayı ya da Twitch'ten izlemeyi seven var mı ? Heh işte Ruslar hiç beklenemedik bir şekilde bizleri düşünmüş olacak ki tam da seveceğimiz tarzda bir film yapmışlar.Sanki hikaye tabanlı bir oyun izler gibi izledim resmen filmi.FPS mantığı ile çekilmiş yani karakterin gözünden izliyoruz filmi.Sanki siz yaşıyorsunuz gibi oluyor.Senaryosu,kamerası ve oyuncularıyla oldukça kaliteli bir yapım olmuş mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum :)
Kadrosunda yıldızları barındıran ve Abd ile Rusya da yapılan çekimleri sonrası bilim kurgu ve aksiyon dolu bir film ortaya çıkmış. Hardcore Henry filmi aksiyon kameraları ile tüm film boyunca çekilmiş nadir filmler arasına girmiş bir filmdir. Tüm filmi başrol oyuncusunun gözünden göreceksiniz. Filmde Henry öldükten sonra tekrar hayata çok daha güçlü bir şekilde gelecek ve kaçırılan karısını Moskovadan kurtarmaya çalışacak bunun için savaşacaktır.
Film Serisi - Otizm
Herkese merhabalar efenim ...
Bugün 2 Nisan "Otizm Farkındalık Günü" olduğu için hem otizmi kısaca tanıtan bir yazı hem de izlediğim ve sizlere önerebileceğim otizm temalı filmlerden bahsetmek istedim.
Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.
Otizmin Çeşitleri Nelerdir?
Asperger Sendromu: Asperger sendromunda da, sosyal etkileşim becerilerinde yetersizlik ve bazı konularda çeşitli takıntılar görülmektedir. Otizmden farkı, dil ve zihin gelişiminde gerileme görülmez. Asperger sendromu saptanan kişilerde sözel işlevleri, sözcük dağarcıkları ve dil bilgisi gelişimlerinde bir sıkıntı yaşanmaz. Ancak, görsel-algısal işlevlerde yetersizlikler görülür. Ayrıca, çoğunda denge sorunları da görülebilmektedir.
Çocukluk Disintegratif Bozukluğu: Bu hastalığın tanısı konmuş çocuklar, doğumdan sonraki en az iki yıl içindeki gelişimleri normal ilerler fakat bozukluğun başlamasıyla, daha önce kazanılmış olan beceriler hızla yitirilip otizmin belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Zihinsel becerileri ise ileri derecede zihin özürlü düzeyine kadar gerileyebilir. Hastalığın tanısı konmuş çocuklar, birkaç yıl içinde, otistik çocuklarla benzer özelliklere sahip hale gelmektedir.
Atipik Otizm: Bu tip otizmde otizmin temel belirtileri tam olarak karşılık bulmaz ve zamanla iyi eğitim, elverişli şartlarla belirtiler tamamen ortadan kalkabilir. Mizah ve cinsel ilişkiler başta olmak üzere insan ilişkilerinde hep ciddi sorunlar yaşarlar. Dil gelişiminde yaşanan güçlük ve aksaklıklar zamanla normale döner. Öğrenme sorunları yaşayabilirler. Ayrıca ilgi alanları çok çeşitlilik göstermez. Takıntılar, ritüeller ve panik ataklar sık görülebilir.
Rett Sendromu: Rett sendromu, kızlarda ortaya çıkan genetik bir otistik spektrum bozukluğudur. Doğumdan sonraki ilk beş aylık dönemde normal gelişim gösteren çocuklarda görülür. Sendromun belirtileri görülmeye başlamasıyla birlikte, baş büyümesi yavaşlar, el becerileri yitirilir, takıntılı el hareketleri başlar. Zamanla tüm beyinsel beceriler geriler.
1 - Temple Grandin
Tüm hayatı boyunca ailesi ve arkadaşları başta olmak üzere tüm çevresi tarafından yanlış değerlendirilen Otistik bir kadının onlara unutamayacakları bir ders veren etkileyici hikayesini anlatır.
Bugün 2 Nisan "Otizm Farkındalık Günü" olduğu için hem otizmi kısaca tanıtan bir yazı hem de izlediğim ve sizlere önerebileceğim otizm temalı filmlerden bahsetmek istedim.
Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.
Otizmin Çeşitleri Nelerdir?
Asperger Sendromu: Asperger sendromunda da, sosyal etkileşim becerilerinde yetersizlik ve bazı konularda çeşitli takıntılar görülmektedir. Otizmden farkı, dil ve zihin gelişiminde gerileme görülmez. Asperger sendromu saptanan kişilerde sözel işlevleri, sözcük dağarcıkları ve dil bilgisi gelişimlerinde bir sıkıntı yaşanmaz. Ancak, görsel-algısal işlevlerde yetersizlikler görülür. Ayrıca, çoğunda denge sorunları da görülebilmektedir.
Çocukluk Disintegratif Bozukluğu: Bu hastalığın tanısı konmuş çocuklar, doğumdan sonraki en az iki yıl içindeki gelişimleri normal ilerler fakat bozukluğun başlamasıyla, daha önce kazanılmış olan beceriler hızla yitirilip otizmin belirtileri ortaya çıkmaya başlar. Zihinsel becerileri ise ileri derecede zihin özürlü düzeyine kadar gerileyebilir. Hastalığın tanısı konmuş çocuklar, birkaç yıl içinde, otistik çocuklarla benzer özelliklere sahip hale gelmektedir.
Atipik Otizm: Bu tip otizmde otizmin temel belirtileri tam olarak karşılık bulmaz ve zamanla iyi eğitim, elverişli şartlarla belirtiler tamamen ortadan kalkabilir. Mizah ve cinsel ilişkiler başta olmak üzere insan ilişkilerinde hep ciddi sorunlar yaşarlar. Dil gelişiminde yaşanan güçlük ve aksaklıklar zamanla normale döner. Öğrenme sorunları yaşayabilirler. Ayrıca ilgi alanları çok çeşitlilik göstermez. Takıntılar, ritüeller ve panik ataklar sık görülebilir.
Rett Sendromu: Rett sendromu, kızlarda ortaya çıkan genetik bir otistik spektrum bozukluğudur. Doğumdan sonraki ilk beş aylık dönemde normal gelişim gösteren çocuklarda görülür. Sendromun belirtileri görülmeye başlamasıyla birlikte, baş büyümesi yavaşlar, el becerileri yitirilir, takıntılı el hareketleri başlar. Zamanla tüm beyinsel beceriler geriler.
1 - Temple Grandin
Tüm hayatı boyunca ailesi ve arkadaşları başta olmak üzere tüm çevresi tarafından yanlış değerlendirilen Otistik bir kadının onlara unutamayacakları bir ders veren etkileyici hikayesini anlatır.
2-Adam
Adam yakışıklı; ama hayatı boyunca sığınmacı bir yaşam biçimini yürütmüş olan ikilemli genç bir adamdır. -ta ki yeni komşusu ile tanışıncaya kadar. Beth hoş, açık görüşlü genç bir kadındır, onu dış dünyaya çekip çıkarması eğlenceli, dokunaklı ve tamamen beklenmeyen şekilde sonuçlanır. Onların bu sözde yanlış ve muammalı ilişkileri, birbirine ne kadar uzak ve farklı gerçekliklerin insanları da olsalar olağanüstü bir bağla kenetlenebildiklerini gösterecektir.
3-Mozart And The Whale
onald (Josh Hartnett) ve Isabelle (Radha Mitchell) ender görülen bir otizm olan Asperger Sendromlu iki gençtir. Taksi şoförlüğü yapan Donald, bir hasta buluşmasında Isabelle´le tanışır. Daha ilk buluşmalarında gerçek dünyadan ne kadar farklı dünyalarda yaşadıkları ortaya çıkacaktır.
4-Rainman
Filmde Los Angeles’ta maddiyate dayalı bir hayat süren fırlama Charlie ile değişik bir hastalığa sahip Raymond'un dramatik ama aynı zamanda komik de olabilen serüvenleri anlatılıyor. Serseri Charlie, yıllardır uzak kaldığı babasının ölümü üzerine 3 milyon dolarlık mirastan yararlanacağını düşünerek hayaller kurar. Oysa kendisine sadece 1949 model bir Buick bırakan babası, servetin tamamını Charlie’nin daha önce varlığından haberdar olmadığı ağabeyi Raymond’a bırakmıştır. Önemli bir ayrıntı ise, Raymond’un bakıma muhtaç, otistik bir dahi olmasıdır! Maddiyatçı Charlie mirasın en azından bir kısmından vazgeçmek niyetinde değildir. Bunun için Raymond’u kaldığı klinikten kaçırıp ülke çapında bir seyahate çıkarır. Yol boyunca ağabeyinin yaşamı zorlaştıran alışkanlıklarıyla çileden çıksa da otistik adamın matematik ve hafızalama konusundaki insanüstü yeteneği karşısında bol bol hayrete düşer. Nihayetinde Las Vegas’taki kumarhanelerde bu az bulunan kabiliyetten yararlanarak hile yapmaya bile çalışır. Yol boyunca Charlie, sadece Raymond’u değil, geçmişinin bir parçasını ve belki de kendini keşfetme fırsatı da bulacaktır
5-Ben X
Flamanca'da "Ben X"in manası "Ben Bir Hiçim" anlamına gelmektedir. Orijinali "Ik ben iks" olan bu deyimden esinlenerek adını alan filmde, otizm hastası olan Ben'in çevresiyle olan uyum problemleri ele alınıyor. Archlord isimli internet üzerinden oynanan rol yapma oyununda, Ben'in yarattığı türev kişilik karizmatik ve güçlü bir karakterdir. Ancak gerçekte durum tam tersidir. Ben, gerçek hayatta okulda sürekli itilip kakılan, dışlanan, "kaybeden" bir çocuktur. Hayatında aynı oyundaki gibi saygı duyulan bir karaktere sahip olma hayaliyle yaşayan Ben, oyunda tanıştığı Scarlite ismindeki kızla tanışınca işler Ben için farklı bir hâl alacaktır.
29 Mart 2018 Perşembe
Bilim Kurgu Film - Annihilation
Herkese merhabalar efenim ...
İzmir'e geldiğim için Netflixte yer alan filmleri de izlemeye devam ediyoruz annemle.İlk film Netflix orijinal yapımı olan ve başrolünde benim çok sevdiğim isimlerden biri olan Natalie Portman var.Bir çok kişiye hitap etmeyen "tür" sineması kategorisinde aslında bu film o yüzden bir çok kişi bu filmi saçma bulabilir.Evet hava da kalan bir çok tarafı olmuş ama üzerinde düşününce ince mesajların olduğu bir film diyebiliriz.
Spoiler :
Film belli konularda havada kalsa bile, mantığı şu: yansıma. Bardaktan ve dünya dışı varlığın taklidinden bu filmin en büyük vurgununun insana yapılan gönderme olduğunu anlayabiliyoruz. İnsan oğlu bir gezegene vardığında onu kendi yaşam koşullarına uydurmanın peşinde olacaktır(mars projemiz gibi) ve orada dünyaya nasıl zarar vereceğini bilemeyecektir. Burada dünya dışı varlığın zarar verip vermediğini bilmiyormuş izlenimi var ama en son sahnede her şeyi bildiğini ve bunu bir aldatmaca olduğunu görüyoruz. Konu olarak eleştiri filmi.
Konusu :
Gerçekleşen anormal faaliyetlerden dolayı hükümet tarafından gizlice karantinaya alınan gizemli “Area X” bölgesi, onyıllardır kıtanın geri kalanından ayrıdır. Doğa, insan uygarlığının son izlerini de bölgeden silmiş durumdadır. İlk keşif gezisi, bozulmamış, cennet gibi bir doğanın süregeldiğini rapor etmektedir. Bölgeye giden 2. keşif grubu toplu intiharla, 3. keşif grubu dost ateşiyle, en sonuncu olan 11. keşif grubu ise kendilerinin bir gölgesi olarak geri dönmüş ve kısa süre sonra kanserden ölmüştür. 12. keşif grubunu oluşturan bir biyolog, bir antropolog, bir psikolog ve bir araştırmacı, kendilerini nelerin beklediğini bilmeden bölgeye giriş yapar. Görevleri araziyi haritalamak, örnek toplamak ve bütün gözlemlerini raporlamaktır. Akıl almayacak topografik anomalilere ve yeni yaşam biçimlerine şahit olan ekibin birbirlerinden sakladıkları sırların ortaya çıkması ise her şeyi değiştirecektir.
İzmir'e geldiğim için Netflixte yer alan filmleri de izlemeye devam ediyoruz annemle.İlk film Netflix orijinal yapımı olan ve başrolünde benim çok sevdiğim isimlerden biri olan Natalie Portman var.Bir çok kişiye hitap etmeyen "tür" sineması kategorisinde aslında bu film o yüzden bir çok kişi bu filmi saçma bulabilir.Evet hava da kalan bir çok tarafı olmuş ama üzerinde düşününce ince mesajların olduğu bir film diyebiliriz.
Spoiler :
Film belli konularda havada kalsa bile, mantığı şu: yansıma. Bardaktan ve dünya dışı varlığın taklidinden bu filmin en büyük vurgununun insana yapılan gönderme olduğunu anlayabiliyoruz. İnsan oğlu bir gezegene vardığında onu kendi yaşam koşullarına uydurmanın peşinde olacaktır(mars projemiz gibi) ve orada dünyaya nasıl zarar vereceğini bilemeyecektir. Burada dünya dışı varlığın zarar verip vermediğini bilmiyormuş izlenimi var ama en son sahnede her şeyi bildiğini ve bunu bir aldatmaca olduğunu görüyoruz. Konu olarak eleştiri filmi.
Konusu :
Gerçekleşen anormal faaliyetlerden dolayı hükümet tarafından gizlice karantinaya alınan gizemli “Area X” bölgesi, onyıllardır kıtanın geri kalanından ayrıdır. Doğa, insan uygarlığının son izlerini de bölgeden silmiş durumdadır. İlk keşif gezisi, bozulmamış, cennet gibi bir doğanın süregeldiğini rapor etmektedir. Bölgeye giden 2. keşif grubu toplu intiharla, 3. keşif grubu dost ateşiyle, en sonuncu olan 11. keşif grubu ise kendilerinin bir gölgesi olarak geri dönmüş ve kısa süre sonra kanserden ölmüştür. 12. keşif grubunu oluşturan bir biyolog, bir antropolog, bir psikolog ve bir araştırmacı, kendilerini nelerin beklediğini bilmeden bölgeye giriş yapar. Görevleri araziyi haritalamak, örnek toplamak ve bütün gözlemlerini raporlamaktır. Akıl almayacak topografik anomalilere ve yeni yaşam biçimlerine şahit olan ekibin birbirlerinden sakladıkları sırların ortaya çıkması ise her şeyi değiştirecektir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kitap - Samsun Kitap Ağacı İle Aralık Ayı Kitabı Kul Seray Şahiner
Herkese merhabalar efenim, Dün toplantımızı yaptık.İlk defa Seray Şahiner okudum bu vasıta ile.Dilini ve kadın dünyasını anlatmasını çok se...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...