Herkese merhabalar efenim ...
Kitap postlarımıza kaldığımı yerden devam ediyoruz ! Yaz ayında olduğumuz için bol bol kitap okumaya özellikle özen göstereceğim bu kış kitap okumak konusunda oldukça pasif kaldım.
Ayşe Kulin ile devam ediyoruz.Kulin benim çok sevdiğim yazarlardan biridir.Tarihi olayları güzel bir olay akışı içerisinde naif mesajlarla verir her zaman ilk defa bu tarz bir şey yazdığına şahit oldum.Bir "Distopya" ! Distopya rüzgarına Kulin'nin de katılmış olduğunu görmek beni biraz tedirgin etti açıkçası çünkü kendisinin tarzından çok daha farklı bir tarz.Dönem olarak moda olan hangi akımsa ona yönelim olduğunu farkettim ben genelde bir tarzı takip eden ,çizgisini hiç bozmayan yazarları sevdiğim için bu beni biraz tedirgin etti ve diğer kitaplarına oranla bu kitabı çok fazla sevemedim.
Öncelikle kitabın fikri pek orijinal değil daha çok ordan burdan toparlanıp bizim topraklara uyarlama versiyon gibi. Kulin bunu kabul eder gibi zaten kitapta bence ilhamını aldığı " Damızlık Kızın Öyküsü" kitabına da bir selam çakıyor.
Kitaptan ufak ufak bahsedecek olursak , gelecekte bir zamanda Ramanis Cumhuriyeti diye bir yerde bir oğlu olan boşanmış orta yaşlı bir kadının hikayesini anlatıyor.Şimdi ki rejime ufak ufak selam çakmalar ve alt mesajlar elbette yine Kulin tarzında naif naif verilmiş.Bu Cumhuriyet'te güneş tutsak olmuş kitabın ismi de buradan geliyor zaten , güneşin önünü tanımlanamayan bir gök cismi kapatmış ve tüm dünya karanlığı bürünmüş bu yüzden her şey yapaylaşmaya başlamış hatta insanlar bile.Bir çok işte robotlar kullanılmaya başlamış ve "1984" kitabında olduğu gibi hükümet insanların evini gözetliyor telefonlarını dinliyor onları baskıcı bir rejimle yönetiyor.Kadınlar üzerinde inanılmaz bir baskı var kadınlar bir palto ve başlıkla dışarı çıkabiliyorlar ve kadın şiddeti,tecavüzü vb yasal bir halde.
