Herkese merhabalar efenim,
Bugün sizlere psikoloji alanında bir kitap tavsiyesinde bulanacağım.Ben daha önce Sacks'ı duymamıştım ilk defa kardeşimin alması vasıtasıyla kendisiyle tanışmış oldum.İçinde benim de daha önce duymadığım ilginç nörolojik bozukluklardan oluşan vakalar var.Eğer psikolojiyle ilgileniyorsanız daha dikkatinizi çekebilecek ya da vakaları sizinde kendinizce analiz edebileceğinizi söyleyebilirim.
Her halta "Maydanoz" olan blog... Film,Dizi,Kitap,YouTube,Anime,Moda,Yemek,Gezi,Oyun,Eğitim,Makyaj,Alışveriş,Bakım,Tiyatro,Konser...
18 Ağustos 2019 Pazar
Gizem Filmi : Rear Window
Herkese merhabalar efenim,
Bugün sizleri çook eskilere tee 1954 yılına götürüyorum.Hitchcock'un efsanelerinden biri olan Rear Window filminden bahsedicem bugün sizlere.Öncelikle filmde Grace Kelly gibi bir güzelliğin olduğunu söylemem gerekiyor sırf onu izlemek bile zevk veriyor insana bir de giydiği elbiseler ve dönemin modası tek kelimeyle HARİKA ! Gözlerim filmi izlerken bayram etti resmen.Normalde gözlerim yakışıklı erkek görünce bayram ediyor benim ama baş roldeki abi dönemin en yakışıklı jönlerinden biri kabul edilse de kendisi pek benim tipim değil o yüzden bu filmde gözlere bayramlık hakkımı ben Kelly yönünde kullandım.
Film tek mekanda geçiyor ve aslında oldukça durgun ilerleyen bir film olmasına rağmen bir gizem filmi olduğu için bazı sahneleri özellikle de diyalogları dikkatlice dinlemek gerekiyor.Filmden herkes istediğini anladığı için bu konuda bir şey demek istemiyorum zaten söylesem SPOİLER olur :)
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Ülke: ABD
IMDB: 8,5
Süre: 112 Dakika
Ödüller: 4 Oscar Adaylığı, 4 ödül ve 5 adaylık
Fotoğrafçı Jeff’in yarış esnasında bir arabanın kendisine çarpmasıyla ayağının kırılıp eve kapanması ve sıkıntıdan dışarıdaki komşularının hayatlarını illegal olarak incelemesini , röntgenlemesini ele alıyor. Bu esnada varsayımlarla tahmin ettiği bir cinayeti yine yasa dışı bir yolla kanıtlamaya çalışıyor. Film genel olarak özel hayatın gizliliğini ve bu tabuyu yok sayan bir hayatı sorguluyor.
Bugün sizleri çook eskilere tee 1954 yılına götürüyorum.Hitchcock'un efsanelerinden biri olan Rear Window filminden bahsedicem bugün sizlere.Öncelikle filmde Grace Kelly gibi bir güzelliğin olduğunu söylemem gerekiyor sırf onu izlemek bile zevk veriyor insana bir de giydiği elbiseler ve dönemin modası tek kelimeyle HARİKA ! Gözlerim filmi izlerken bayram etti resmen.Normalde gözlerim yakışıklı erkek görünce bayram ediyor benim ama baş roldeki abi dönemin en yakışıklı jönlerinden biri kabul edilse de kendisi pek benim tipim değil o yüzden bu filmde gözlere bayramlık hakkımı ben Kelly yönünde kullandım.
Film tek mekanda geçiyor ve aslında oldukça durgun ilerleyen bir film olmasına rağmen bir gizem filmi olduğu için bazı sahneleri özellikle de diyalogları dikkatlice dinlemek gerekiyor.Filmden herkes istediğini anladığı için bu konuda bir şey demek istemiyorum zaten söylesem SPOİLER olur :)
Yönetmen: Alfred Hitchcock
Ülke: ABD
IMDB: 8,5
Süre: 112 Dakika
Ödüller: 4 Oscar Adaylığı, 4 ödül ve 5 adaylık
Fotoğrafçı Jeff’in yarış esnasında bir arabanın kendisine çarpmasıyla ayağının kırılıp eve kapanması ve sıkıntıdan dışarıdaki komşularının hayatlarını illegal olarak incelemesini , röntgenlemesini ele alıyor. Bu esnada varsayımlarla tahmin ettiği bir cinayeti yine yasa dışı bir yolla kanıtlamaya çalışıyor. Film genel olarak özel hayatın gizliliğini ve bu tabuyu yok sayan bir hayatı sorguluyor.
17 Ağustos 2019 Cumartesi
Kitap - 10 Dakika 38 Saniye Elif Şafak
Herkese merhabalar efenim,
Elif Şafak'ın kalemini hem çok seviyorum hem de çok özlüyorum.Okumadığım çok az romanı kaldı sanırım ya da romanlarının hepsini okudum denemelerden oluşan kitapları kaldı sanırım tam hatırlamıyorum ama yeni bir kitap çıkarınca hemen koşa koşa gidip alıyorum.Normalde başka bir yazar olsa kitabı çıkar çıkmaz almam indirime girmesini beklerim ama Elif Şafak,Ayşe Kulin,Zülfi Livaneli gibi yazarlar tam bana göre !
Türk toplumunun birer aynası bence bu yazarlar.Elbette çoğu zaman kurgu yazıyorlar ama her kurgunun içinde olduğu gibi bu kurgularda aslında oldukça gerçek.Sadece kendi hayatımızı yaşadığımız için (özellikle de iyi bir çevre,aile gibi unsurlara sahipsek ki ben öyleyim) diğer insanların hayatlarını,yaşadıklarını göremeyebiliyor hatta çoğu zamanda görmezden geliyoruz o yüzden kendi toplumumuzun insanların tanımak hem kendi kişiliğim için hem de mesleğim için oldukça önemli.
Kitap bir hayat kadının hikayesine odaklanıyor. Tekila Leyla bir gün öldürülüyor ve çöp tenekesini atılıyor.İnsan son nefesini vermeden önce tam 10 dk 38 Sn boyunca bilinçli kalıyormuş.Leyla da bu süre içinde bilinçli ve çocukluğundan öldüğü o ana kadar hayatı gözünün önünden akıp gitmeye başlıyor ve yazarımız o anları,anıları bölüm bölüm dakika dakika anlatmaya başlıyor.Son nefesini vermeden öncekileri 10 bölümde anlatırken daha sonra da Leyla öldükten sonra ki sürece Leyla'nın 5 kadim dostunun gözünden anlatmaya başlıyor.
Elif Şafak'ın kalemini hem çok seviyorum hem de çok özlüyorum.Okumadığım çok az romanı kaldı sanırım ya da romanlarının hepsini okudum denemelerden oluşan kitapları kaldı sanırım tam hatırlamıyorum ama yeni bir kitap çıkarınca hemen koşa koşa gidip alıyorum.Normalde başka bir yazar olsa kitabı çıkar çıkmaz almam indirime girmesini beklerim ama Elif Şafak,Ayşe Kulin,Zülfi Livaneli gibi yazarlar tam bana göre !
Türk toplumunun birer aynası bence bu yazarlar.Elbette çoğu zaman kurgu yazıyorlar ama her kurgunun içinde olduğu gibi bu kurgularda aslında oldukça gerçek.Sadece kendi hayatımızı yaşadığımız için (özellikle de iyi bir çevre,aile gibi unsurlara sahipsek ki ben öyleyim) diğer insanların hayatlarını,yaşadıklarını göremeyebiliyor hatta çoğu zamanda görmezden geliyoruz o yüzden kendi toplumumuzun insanların tanımak hem kendi kişiliğim için hem de mesleğim için oldukça önemli.
Kitap bir hayat kadının hikayesine odaklanıyor. Tekila Leyla bir gün öldürülüyor ve çöp tenekesini atılıyor.İnsan son nefesini vermeden önce tam 10 dk 38 Sn boyunca bilinçli kalıyormuş.Leyla da bu süre içinde bilinçli ve çocukluğundan öldüğü o ana kadar hayatı gözünün önünden akıp gitmeye başlıyor ve yazarımız o anları,anıları bölüm bölüm dakika dakika anlatmaya başlıyor.Son nefesini vermeden öncekileri 10 bölümde anlatırken daha sonra da Leyla öldükten sonra ki sürece Leyla'nın 5 kadim dostunun gözünden anlatmaya başlıyor.
16 Ağustos 2019 Cuma
Korku Filmi : Cry_Wolf
Herkese merhabalar efenim,
Slasher filmlerden devam ediyoruz.Yine toplanmalı yine katilin kim olduğunu filmin sonuna kadar anlayamadığımız döneminde bence bu zamanında türünün iyi filmlerinden.
Yönetmen: Jeff Wadlow
Ülke: ABD
IMDB: 5,9
Vizyon Tarihi: 17 Mart 2006
Süre: 90 Dakika
Owen Matthews, en son okuduğu okulda kurallara karşı gelerek olay yarattığı için Westlake Prep'de eğitimine devam eder. Owen hemen, gayri resmi bir klüp olan ve güzel ve deneyimli Dodger ile hızlı konuşan ve hemen parlayan Tomun da üyesi olduğu yalancılar kulübüne katılır. Owen ve yeni arkadaşları Kurt adında, yakın zamanda bir cinayet işlemiş ve bunu tekrarlamayı planlayan bir katil yaratırlar ve bu söylentiyi tüm okula yayarak kampüsün bile sınırlarını aşmasını sağlarlar.Gruptakilerin tanımlamasına göre Kurt kurban olarak, birbirini çok iyi tanıyan kişileri seçmeye eğilimli. Okulun gazetecilik öğretmeni Rich Walker, grubu internette pusuda bekleyen vahşetlerden söz edince Owen uydurma hikayelerini sanal ortamda yayma konusunda cesaretlenir. Tanımlanan kurbanlar birdenbire ortadan kaybolmaya başlarlar. Owen, Dodger ve Tom yalanın nerede bitip doğrunun nerde başladığını artık kestiremezler. Biri ya da bir şey- oyuncuların kendilerini avlamaya başladığında, oyun korkutucu bir şekilde gerçeğe dönüşüyor.
Slasher filmlerden devam ediyoruz.Yine toplanmalı yine katilin kim olduğunu filmin sonuna kadar anlayamadığımız döneminde bence bu zamanında türünün iyi filmlerinden.
Yönetmen: Jeff Wadlow
Ülke: ABD
IMDB: 5,9
Vizyon Tarihi: 17 Mart 2006
Süre: 90 Dakika
Owen Matthews, en son okuduğu okulda kurallara karşı gelerek olay yarattığı için Westlake Prep'de eğitimine devam eder. Owen hemen, gayri resmi bir klüp olan ve güzel ve deneyimli Dodger ile hızlı konuşan ve hemen parlayan Tomun da üyesi olduğu yalancılar kulübüne katılır. Owen ve yeni arkadaşları Kurt adında, yakın zamanda bir cinayet işlemiş ve bunu tekrarlamayı planlayan bir katil yaratırlar ve bu söylentiyi tüm okula yayarak kampüsün bile sınırlarını aşmasını sağlarlar.Gruptakilerin tanımlamasına göre Kurt kurban olarak, birbirini çok iyi tanıyan kişileri seçmeye eğilimli. Okulun gazetecilik öğretmeni Rich Walker, grubu internette pusuda bekleyen vahşetlerden söz edince Owen uydurma hikayelerini sanal ortamda yayma konusunda cesaretlenir. Tanımlanan kurbanlar birdenbire ortadan kaybolmaya başlarlar. Owen, Dodger ve Tom yalanın nerede bitip doğrunun nerde başladığını artık kestiremezler. Biri ya da bir şey- oyuncuların kendilerini avlamaya başladığında, oyun korkutucu bir şekilde gerçeğe dönüşüyor.
14 Ağustos 2019 Çarşamba
Gerilim Filmi : Urban Legend
Herkese merhabalar efenim,
Geçen hafta Slasher filmlere sardığım için hem benim tabirimle "toplanmalı" hem de bir seri katilin olduğu filmlerden ilki olan " Urban Legend" filminden bahsedicem bugün sizlere.Bu tarz filmin en sonuna kadar katilin kim olduğuna kafa yorduğumuz ve herkese çamur attığımız filmleri izlemesi çok zevkli oluyor Allah'tan Hollywood bu tarz filmleri çekmeyi seviyor da bizde bol bol izliyoruz :D
Yönetmen: Jamie Blanks
Ülke: ABD, Fransa
IMDB: 5,5
Vizyon Tarihi: 28 Mayıs 1999
Süre: 99 Dakika
Ödüller: 1 adaylık
Köklü geçmişiyle tanınan New England'daki Pendleton Koleji'nde yavaş yavaş işlenmeye başlanan cinayetler tıpkı, "hep şöyle yaparsan başına böyle kötü şeyler gelir" türü hikayelerle bağlantılıdır. Bu cinayetleri işleyen kişi kampüsteki öğrencileri teker teker öldürmekte ve kimse katili yakalayamamaktadır. Her zaman anlatılan korku dolu hikayelerin birer birer gerçeğe dönüştüğü bir gerilim filmi.
Geçen hafta Slasher filmlere sardığım için hem benim tabirimle "toplanmalı" hem de bir seri katilin olduğu filmlerden ilki olan " Urban Legend" filminden bahsedicem bugün sizlere.Bu tarz filmin en sonuna kadar katilin kim olduğuna kafa yorduğumuz ve herkese çamur attığımız filmleri izlemesi çok zevkli oluyor Allah'tan Hollywood bu tarz filmleri çekmeyi seviyor da bizde bol bol izliyoruz :D
Yönetmen: Jamie Blanks
Ülke: ABD, Fransa
IMDB: 5,5
Vizyon Tarihi: 28 Mayıs 1999
Süre: 99 Dakika
Ödüller: 1 adaylık
Köklü geçmişiyle tanınan New England'daki Pendleton Koleji'nde yavaş yavaş işlenmeye başlanan cinayetler tıpkı, "hep şöyle yaparsan başına böyle kötü şeyler gelir" türü hikayelerle bağlantılıdır. Bu cinayetleri işleyen kişi kampüsteki öğrencileri teker teker öldürmekte ve kimse katili yakalayamamaktadır. Her zaman anlatılan korku dolu hikayelerin birer birer gerçeğe dönüştüğü bir gerilim filmi.
13 Ağustos 2019 Salı
Kore Dizisi : WWW
Herkese merhabalar efenim,
Baş rollerinde şu sıra çok beğendiğim Oppalardan biri olan Jang Ki Yong ve Chicago Typewriter dizisinden hatırlayacağınız Lim Soo Jung oynuyor.Baş roller arasında çok fazla yaş farkı var evet bu sefer ablamızın yaşı daha büyük ama roller o şekilde zaten aralarında ki yaş farkından kaynaklı sorunları anlatıyor.Dizi genel olarak Romantik / Dram diyebiliriz.Konusu biraz feministik sayılabilir Kore de bu tarz dizileri görmek biraz zor o yüzden aslında kıymetinin bilinmesi gereken bir dizi ama öyle çok fazla tutmadı zannımca.Dizinin işlenişi çok ağır olduğu için bence bende öyle aşırı sevemedim ayrıca Jang Ki Yong Oppa ya hep dramlarda ya da hep aksiyonlu dizilerde aldı ve kendisine yakışan bir partnerle birlikte rol almadığı için bir türlü istediği noktaya gelemedi kendisinin tipi ne kadar soğuk olsa da kendisinin bi Romantik Komedi de izlemeyi çok istiyorum.
Son olarak dizinin Ost'unu çok beğendiğim o yüzden Türkçe çevirisiyle birlikte aşağıya bırakıyorum.
Dizi, cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele ederek başarılı bir iş hayatına sahip olmaya çalışan ve bu yüzden bir eş veya bir anne olmaktan vazgeçen kadınlara odaklanmaktadır.
Baş rollerinde şu sıra çok beğendiğim Oppalardan biri olan Jang Ki Yong ve Chicago Typewriter dizisinden hatırlayacağınız Lim Soo Jung oynuyor.Baş roller arasında çok fazla yaş farkı var evet bu sefer ablamızın yaşı daha büyük ama roller o şekilde zaten aralarında ki yaş farkından kaynaklı sorunları anlatıyor.Dizi genel olarak Romantik / Dram diyebiliriz.Konusu biraz feministik sayılabilir Kore de bu tarz dizileri görmek biraz zor o yüzden aslında kıymetinin bilinmesi gereken bir dizi ama öyle çok fazla tutmadı zannımca.Dizinin işlenişi çok ağır olduğu için bence bende öyle aşırı sevemedim ayrıca Jang Ki Yong Oppa ya hep dramlarda ya da hep aksiyonlu dizilerde aldı ve kendisine yakışan bir partnerle birlikte rol almadığı için bir türlü istediği noktaya gelemedi kendisinin tipi ne kadar soğuk olsa da kendisinin bi Romantik Komedi de izlemeyi çok istiyorum.
Son olarak dizinin Ost'unu çok beğendiğim o yüzden Türkçe çevirisiyle birlikte aşağıya bırakıyorum.
Komedi Filmi : Borç Harç
Herkese merhabalar efenim,
Oğuzhan Uğur'u tanımayan kalmadı herhalde.Kendisini bir ara çok takip ediyor hem Babala Tv'yi hem de Onedio'da ki P!NÇ programını kaçırmadan izliyordum ama sonradan beni çok sıkmaya başladı o yüzden uzun süredir izlemiyorum kendisini ama takip ettiğim sıralarda Beyaz'ın eksikliğini hem komedyenlik olarak hem program yapma açısından bence YouTube mecrasında da olsa iyi bir şekilde kapatıyordu.Zaten TV de izlenecek hiç bir şey bırakmadılar her şeyi rezil rüsva ettikleri için ya Netflix ya da YouTube odaklı oldu bence Türkiye seyircisi geri kalan izleyici kitlesi de sanırım ya yaşlı kişiler ya da çocuklar.Onlarda ya benim 500 yıl önce izlediğim Hint ve Kore dizilerini Türkçe dublaj olarak izliyorlar ya da bir iki senaryosu ordan burdan alınmış dizileri izliyorlar.
Neyse biz gelelim Oğuzhan Uğur'un filmine.Bence filmin en son sahnesinde Onedio programında ki gibi doğaçlama olarak konuşmasından başka hiç bir komik ve eğlenceli hatta izlenebilir bir tarafı yoktu.Oğuzhan bence senaryo yazma da değilde doğaçlama takılma konusunda daha başarılı ve bence bu şekilde devam etmeli diye düşünüyorum.Oyunculuklar ve ekip,çekimler hakkında diyecek bir şeyim yok maalesef :/
Borçlarından kurtulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu ediyor. Genç bir adam olan Murat, bir televizyon kanalında çalışmaktadır.Troll haberler yaparak geçimini sağlayan Murat sevgilisi ile evlilik hazırlığındadır. Ancak evlilik için yapılan hazırlık onun pek de düşlediği gibi değildir. Kız arkadaşının hayatında bir kere gerçekleşeceğini düşlediği bu büyük gün için onlarca isteği vardır. Murat pek de gönlü razı gelmese de istekleri yerine getirmeye çalışır. Ancak evlenmelerine az bir zaman kala çiftin yolları ayrılır. İlişkiden geri Murat için sadece yüklü bir borç kalır. Kendisini borç batağının içerisinde bulan Murat bundan kurtulmanın yolunu arar. Tam da bu sırada patronundan beklenmedik bir teklif gelir. Murat, bir anda kendisini TV kanalının başında bulur. Borçlarından kurtulup yeni bir hayata başladığını düşünen Murat, kısa süre sonra gerçeklerin pek de göründüğü gibi olmadığını anlar.
Oğuzhan Uğur'u tanımayan kalmadı herhalde.Kendisini bir ara çok takip ediyor hem Babala Tv'yi hem de Onedio'da ki P!NÇ programını kaçırmadan izliyordum ama sonradan beni çok sıkmaya başladı o yüzden uzun süredir izlemiyorum kendisini ama takip ettiğim sıralarda Beyaz'ın eksikliğini hem komedyenlik olarak hem program yapma açısından bence YouTube mecrasında da olsa iyi bir şekilde kapatıyordu.Zaten TV de izlenecek hiç bir şey bırakmadılar her şeyi rezil rüsva ettikleri için ya Netflix ya da YouTube odaklı oldu bence Türkiye seyircisi geri kalan izleyici kitlesi de sanırım ya yaşlı kişiler ya da çocuklar.Onlarda ya benim 500 yıl önce izlediğim Hint ve Kore dizilerini Türkçe dublaj olarak izliyorlar ya da bir iki senaryosu ordan burdan alınmış dizileri izliyorlar.
Neyse biz gelelim Oğuzhan Uğur'un filmine.Bence filmin en son sahnesinde Onedio programında ki gibi doğaçlama olarak konuşmasından başka hiç bir komik ve eğlenceli hatta izlenebilir bir tarafı yoktu.Oğuzhan bence senaryo yazma da değilde doğaçlama takılma konusunda daha başarılı ve bence bu şekilde devam etmeli diye düşünüyorum.Oyunculuklar ve ekip,çekimler hakkında diyecek bir şeyim yok maalesef :/
Borçlarından kurtulmaya çalışan bir adamın hikayesini konu ediyor. Genç bir adam olan Murat, bir televizyon kanalında çalışmaktadır.Troll haberler yaparak geçimini sağlayan Murat sevgilisi ile evlilik hazırlığındadır. Ancak evlilik için yapılan hazırlık onun pek de düşlediği gibi değildir. Kız arkadaşının hayatında bir kere gerçekleşeceğini düşlediği bu büyük gün için onlarca isteği vardır. Murat pek de gönlü razı gelmese de istekleri yerine getirmeye çalışır. Ancak evlenmelerine az bir zaman kala çiftin yolları ayrılır. İlişkiden geri Murat için sadece yüklü bir borç kalır. Kendisini borç batağının içerisinde bulan Murat bundan kurtulmanın yolunu arar. Tam da bu sırada patronundan beklenmedik bir teklif gelir. Murat, bir anda kendisini TV kanalının başında bulur. Borçlarından kurtulup yeni bir hayata başladığını düşünen Murat, kısa süre sonra gerçeklerin pek de göründüğü gibi olmadığını anlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kitap-Yıldızlı Gece Debbie Macomber
Herkese merhabalar efenim, Noel haftasında geleneksel olmak üzere her yıl Noel temalı kitaplar okumaya ve bunun koleksiyonunu yapmaya karar...
-
Herkese merhabalar efenim ... Hep iyi Çin dizilerinden bahsedecek değilim ya bir tane de izlediğime bin pişman olduğum ama yine de yarı da...
-
Herkese merhabalar efenim, Şu sıralar sizlere dizi diyarında tee Asya'nın farklı farklı yerlerine sürüklüyorum biliyorum :) Bu sefer Ja...
-
Herkese merhabalar efenim, Biliyorsunuz ki bu yazımı ALES ve YÖKDİL,YDS'ye hazırlanarak geçiricem.ALES'de matematik beni yorarken a...