Herkese merhabalar efenim,
Bugün kitap postumuzda bir önceki "anılar" kitabını çok severek okuduğum bu sefer " gezi" kitabıyla Mine Urgan'nın gençlik maceralarına devam ediyoruz.Keşke kendisile aynı yıllarda yaşamış biri olsaydım o zamanlarda hayat daha güzelmiş gibime geliyor.Her şey bu kadar yozlaşmadan önce tam da 2000'li yıllarda milenyumda ölmek varmış.Cumhuriyetten bu yana yaşamak varmış.Bunun en güzel canlı örneklerinden biri de Muazez İlmiye Çığ sanırım kadın hem o zamanları hem de bu zamanları da gördü bence kendisi için belki şanslı sayılcak bir şey olmasa da bence şanslı sayılacak bir şey.Bütün Türkiye'ye ahir zamana tanıklık etmek her yiğidin harcı değil sonuçta.
Kitaba gelicek olursak , Urgan diğer kitabında bizi anılara götürürken bu kitabında Akdeniz sularından yurt dışı sularına kadar götürüyor o zamanları gezdiriyor.Eve hapsolduğumuz şu günlerde gezi yazıları okumak kadar özlem gideren başka bir şey daha yok sanırım ...
Mina Urgan Bir Dinozorun Anıları'nı yazarken kitabının bu kadar çok okunacağını hiç beklemiyor, "Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki..." diyordu.
Ama öyle olmadı. Yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen İngiliz Edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi.
Çünkü o, Türkiye aydınının sıcak ve zeki dilidir. Samimi bir düşünce sahibinin, aykırı da olsa, tüm kesimler tarafından kucaklanacağının kanıtıdır.
Türkiye şimdi de onun yeni kitabı 'Bir Dinozorun Gezileri' ile yeryüzünde keyifli ve uygar bir yolculuk yapacak. 'Dinozorca' yani az parayla, tadını çıkarmayı ve insanları tanımayı hedefleyerek yapılmış bu gezileri gülümseyerek okuyacak, okurken düşünecek, yeryüzünü ve kendini tanıyıp öğrenecek, sevecek.