Herkese merhabalar efenim,
Bir haftadır buralarda olamayışımın yegane sebebi bir haftadır hastalıkla boğuşmam.Bu haftanın başında hastalanmaya başladım salı günü kolumu bile kaldıracak halde değildim iş yerinden 1 günlüğüne izin aldım dinlenip iyileşeyim diye daha sonraki günlerde işe gittim ama hala sesim kötü haldeydi boğazımda enfeksiyon vardı dün akşam iş yerindeyken boğazımdaki enfeksiyon durduk yere bam bam diye sol kulağıma ağrı olarak vurdu gözümü hastahanede açtım resmen acıdan gözümden yaş geliyordu artık baya kötü haldeydim ve sol kulağım tıkandı resmen doktor 2 günlük rapor verdi ve şimdi evdeyim boğazım acıyor,sesim gidik ve sol kulağım tıkalı... Aralık ayı benim için hiç iyi başlamadı resmen.Kış ayını çok seviyorum ama şu hastalık meselesi beni bitiriyor ayrıca şu sıra salgında var yine öğretmenler,öğrenciler derken sıra bana da geldi :( Salıya anca işe gidebilirim o zamana kadar iyileşirim inşallah hasta olmaktan nefret ediyorum :(
İlaçların izin verdiği kadar yatağımda kitap okuyarak geçiricem sanırım bu hastalığıda.Bir kitap bitti bile bu hafta hastalıkla uğraşırken.Hastalıktan başını anlamakta içine girmekte başta biraz zorlandım ama sonra içine aldı kitap beni ve sürüklemeye başladı sonuna kadar.Agatha Reisin en ünlü ve en çok satan kitabı ! Bu zamana kadar neden okumamış olduğumu ben de bilmiyorum ama kitabı okurken fena halde şu sıra yeni çıkan Devil In Me adlı oyun aklıma geldi ki bu romana benzer bir çok da film izledim.Bir kaç kişinin bir adada bir malikaneye hapis edilip sıra sıra öldürülmesi fikri ilk bu kitaptan geliyor demek ki Agatha tam bir ikon ! Yazdığı zamanlarda ırkçılık meselesi bu kadar reveaçta olmadığı için ilk kitabın ismi "On Küçük Zenci" olarak koyulmuş kitabın ismi kitapta yer alan bir tekerlemeden geliyor daha sonra Amerika'da ırkçılık olayları artınca kitabın ismi tepki almış ve "On Kişiydiler" olarak değiştirilmiş bizim "Negro" bisküvisi olayı gibi ...
Yıl 1939. Avrupa savaşın eşiğindedir. Her biri ürkütücü sırlar taşıyan on kişi, Devon kıyısında bulunan Asker Adası’ndaki ıssız bir malikâneye davet edilirler. Ancak malikâneye giden grubu bir sürpriz beklemektedir, zira ev sahibi Bay ve Bayan Owen ortalarda yoktur. Geçmişlerindeki karanlık sırlardan başka hiçbir şeyleri olmayan bu insanlar adada mahsur kalmışlardır. Konuklar bir süre sonra gizledikleri sırları birbirlerine anlatmaya ve teker teker ölmeye başlarlar...